18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 1 Ocak 2018 6 Silivri’ye yeni haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ yıl mektupları Uğultunun ortasındaki iyi, cesur, dürüst sesler Merhaba Osman, 30 yıldır ilk defa bir de Montaigne’in kulesine kapanıp yazdığı Denemeler, Za yılbaşı gecesini birlikte geçir manın Uğultusu gibi değil, ga meyeceğiz galiba. Bugün 29 yet iç açıcı bir kitap; ben senin Aralık ve ben hâlâ “galiba” di oralarda onu okumuş olman yorum çünkü çok tuhaf bulu dan memnunum kendi hesa yorum bunu. Bugünlerde ha bıma. yatımızdaki her şey çok tuhaf Zamanın uğultusu fena ama zaten. Sebebini hiç anlayama o uğultunun ortasında bir de dığım bu tutukluluk durumu akıllı, iyi, dürüst, cesur insan nun anlayamadığım tarafların sesleri var. Ben başka her şe dan biri de sana yazamamak ye kulağımı tıkayıp sadece oldu. Cam ardından telefonla onları duymaya çalışıyorum. konuşmayı bile mecburen ka “Hep aklımda, hep onu düşü bullendim, mektup yazıp mek nüyorum, bir şey yapabilir mi tup alamamayı kabulleneme yim, bir şey ister misiniz, ki dim. Onun için bu Cumhuriyet tap göndersem olur mu, mek üzerinden yazmak fikri hoşu tup yazsam alır mı” diyen ses ma gitti, gazeteye nasıl teşek ler. Mektup yazmak isteyenler kür edeceğimi bilemiyorum. pek çok, “gönderemeyeceğimi Sen orada klasikleri yeniden bile bile yazdım” diyenler de okumaya başladın. Ama bili var. Bazıları çekingen bir ses yor musun, son günlerde ko le “rahatsız ediyor muyum” di nuştuğum birkaç kişi bana ay ye başlıyor, bazıları ciddi bir nı şeyi yaptıklarını söylediler. sesle “yeni bir gelişme var mı” İçeride de dışarıda da insan diye soruyor, bazıları “ne za lara klasikleri yeniden okuma man çıkıyor” diye sabırsızla isteği veren bir hava var anla nıyor. Hele seni görmeye gel şılan. Ben zaten döner döner diğim perşembe günleri, te çocukluğumda okuyup da an lefonum öğlen olmadan çal lamamış olduğum şeyleri ye maya başlayıp akşama kadar niden okurum, biliyorsun. So susmuyor. “Osman Bey nasıl, nuncusu Ses Sese Karşı’ydı, Osman’ın sağlığı iyi mi, morali umarım sen onu yeniden oku sağlam mı”... Bütün bu güzel maya fırsat bulamadan kurtu sesleri, üzerinde melek resim luruz... leri olan bir müzik kutusun Klasikler bir tarafa, ben son da saklayıp sen çıkınca dinlet zamanlarda en çok geçen yaz mek isterdim. Senin için yapı okuduğum Barnes’ın Noise of lan web sitesini de bu yüzden Time’ını düşündüm. Çevril seviyorum. Çıkınca bakarsın, di mi bilmiyorum, “Zamanın okurken benim duyduğum o Uğultusu” diye çevirmek la sesleri duymuş gibi olursun zım herhalde. Zamanın uğul diye düşünüyorum. tusu içinde, iyi yaptığını bil Kötü olanı gören çok. Ben diği bir işi bildiği gibi yapma senin sayende çok iyilik, çok ya, yerini yurdunu terketme güzellik de gördüm. Bunun den bildiği gibi yaşamaya çalı için ve her şey için teşekkür şan bir insanın hikâyesi. Şim ler. di bunu yazarken aklıma o çok Şimdi sana “iyi seneler” di sevdiğim türkü de geliyor: Or lemek de tuhaf. Ama kendi manların uğultusu başıma vu mizle ilgili umutlarım var ta rur / Nazlı yarin hayali kar bii; Türkiye için, dünya için şımda durur. umutlarımıza gelince, onlar Barnes’ın romanına konu hep aynı umutlar. Güzel ha olan Shostakovich’in hayatı berler alalım bu yıl, gazeteler pek acıklı bir hayat. Ama bir de korkunç haberler olmasın, bakıma senin orada Deneme insanlar bu ka ler’ini okuduğun Montaigne’in dar acı çek hayatına benzer bir yanı var. mesin, bu Montaigne de çok zor za kadar üzül manlarda yaşamış, Protes mesin, akıl, tanlarla Katoliklerin birbir sağduyu, in lerini öldürmelerini engel sanlık herke lemek için uğraşmış ve ba se ulaşsın... şarılı olamamış. Sonuç İşte böyle, olarak, ikisinin başka ne denir? hayatı da ay nı çabanın, Ayşe kendisi ola Buğra rak kalmak, (Eşi) kendisi ola rak yaşa mak ça basının hikâyesi. Gene Osman Kavala Kırılan cam 2018’in güncellenmiş temennileri Canım yavrum, âdet oldu, yeni bir yıla girerken sanatçılara, politikacılara, az da olsa sade vatandaşlara yeni yıldan neler bekledikleri soruluyor. İyilik, sağlık, mutluluk gibi çok klişe cevapların yanında son yıllarda dünyayı gezmek, çalışmaya daha az, eğlenmeye daha çok vakit ayırmak gibi cevaplar da duyuyoruz, okuyoruz. Bana bu sual sorulsaydı yaşım itibarıyla vereceğim cevap sağlık, sıhhat, huzur olurdu. Tabii normal şartlar altında. Gel gör ki ülkemizin son bir buçuk yıldır yaşadığı olağanüstü hal ve ailemizin son 15 aydır içinde bulunduğu olağanüstü durum itibarıyla beklenti ve temennilerimi güncellemem daha doğrusu bu temennilere çekidüzen vermem gerekiyor. İşte bir anne, bir cumhuriyet kadını ve sade bir vatandaş olarak 2018 yılında canı gönülden gerçekleşmesini dilediğim şeyler: Kavuşmak: Bir anne olarak çocuklarım ve torunuma sıkı sıkı sarılıp “Kavuştuk işte” demek, 15 aydır her pazar kahvaltısında ıs çirmez camın arkasından rarla ve inatla tabağını, bar kısacık bir zaman dilimin dağını koyduğum sofrada de ne diyeceğimi önceden artık seni de görmek... ezberleyerek telefonla de Barışmak: Türk’üyle, ğil, uzun uzun ve yüz yü Kürt’üyle, AKP’lisiyle, ze... MHP’lisiyle, yandaşıyla, Adaletin tecelli edeceğine yoldaşıyla, taraflısıyla, ta inanmak: Badem kurusu kıya rafsızıyla, görmeyeni, duy fet giymeden, savunma hak mayanı, söylemeyeniyle, kın engellenmeden, duruşma kandırılanıyla, hâkimiyle, lar ertelenmeden, ivedilikle ve savcısıyla, inançlısıyla, hakkaniyetle tecelli eden bir inançsızıyla, vatanla, dün adalet ve özgürlüğüne kavu yayla... şacağın o an... Dinlemek: Vatandaşın Biricik oğlum, 2018 yılı derdini, emekçinin talebi vatan için, dünya için tüm ni, haklıyı, haksızı, oku kötülüklerin geçmişte kal muşu, cahili, denizi, ku dığı, güzel ve hatırlan şu, rüzgârı, Ahmet maya değer bir yıl ol Şık’ı, İstanbul’u sun. Birbirini üzme ve tabii senin o ye, kırmaya, yıprat yürekten “An maya değmez, insa nem” diye ses noğlu fani, makam lenişini... lar ve güç gelip geçi Konuşmak: Eş, ci. Şairin dediği gibi; dost, ahbapla, es bâki kalan bu kub nafla, şoförle, bede bir hoş politika sadâ imiş. cıyla... Kal sağlı Ama en cakla. çok se nin le... Annen Ses Murat Sabuncu Sevgi ge Sabuncu Silivri’den yeni yıl dilekleri Onurla ve gururla nöbete devam ediyoruz 2018 yılına ailemizden, dostlarımızdan ayrı, diğer insanlardan yalıtılmış beton bir hücrede gireceğiz. 2017 yılını da aynı hücrede karşılamıştık. Buna maruz kalmamıza neden olan bir kusurumuz var: Zorbalığın ve zulmün hüküm sürdüğü bir dönemde, halkın bilmesi, öğrenmesi istenmeyen gerçekleri korkmadan yayımlayan kadim ve cesur bir gazetenin yönetici ve mensubu olmak. Biz bu kusurumuzla (!) övünüyoruz. Başta ailelerimiz olmak üzere dostlarımız, arkadaşlarımız merak etmesinler. Onların sayesinde kendimizi hiç yalnız, çaresiz, yılgın, bıkkın, umutsuz hissetmedik. Hukuksuz, otoriter ve baskıcı bir dönemdeyiz; koyu karanlıktayız. Bu zorlu dönemde bize düşen görev, Silivri Cezaevi’nde adalet ve demokrasi nöbeti oldu. Onurla ve gururla nöbete devam ediyoruz. Ay nı şekilde bitireceğimizden kuşku duyulmasın. Sevdiklerimizin, dostlarımızın yeni bir yıla girerken bizi de anımsamalarından mutlu oluruz. Onların yeni yıla bizim gibi umutla, iyimserlikle ve neşeyle girmesini isteriz. Biz, yaşadığımız bütün zorluklara, yoksunluklara karşın umudumuzu hiç yitirmedik, zavallı ve acınacak bir halde hiç olmadık, bugün de değiliz. Tersine iyiyiz, moralliyiz ve zalimlere, kötülere inat neşeliyiz. Hapsedilmiş olmak, bütün varlığımızın esaret altına alınmasına sebep olmadı, olamadı. Hâlâ yaşamın içindeyiz. Nâzım’ın dizelerindeki gibi; “Ufak iş bizimkisi. Asıl en kötüsü: bilerek, bilmeyerek hapisaneyi insanın kendi içinde taşı ması...” Yeni yılın adalet, barış, eşitlik ve özgürlük getirmesini diliyorum. Herkese iyi yıllar... Akın Atalay / 31 Aralık 2017 Silivri Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu A6 Blok 47. Hücre Akın Atalay koldan önemli! Tekirdağ’da tutuklu avukat Engin Gökoğlu’nun gardiyanlar tarafından kolunun kırılmasına ilişkin soruşturmada, cezaevi yönetimi olay sırasında kırılan malzemeler üzerinden ‘savunma’ yaptı Büyük atılım yılı ve Türkiye için büyük boşluk Bugün boş verin siyaseti.. Cumhurbaşkanının asgari ücret konusunda buldular da bulandırıyorlar anlamına gelen sözlerine rağmen.. Gül ile karşılıklı demeçlerinin anlamına bile girmeyeceğim, ki benim konum. 1 Ocak 2018 bugün. Umarım yıl boyunca gündeminizi az çok hazırladınız. Bugün bilimden bahsedeceğim. 2017 müthiş geçti. Bilimsel araştırmalar, buluşlar, tekno gelişmeler fırtına gibi esti. Başdöndürücü. Herkese Bilim Teknoloji, biliyorsunuz haftalık çıkıyor, geçen sayısında geniş bir toparlama yayımladı. Kaçırdıysanız, herkesebilimteknoloji.com sitesinden dijital tek sayı olarak da alabilirsiniz. Bu haftaki dergiyle birlikte geçen yılı toplam değerlendirdiğimde şu gözlemi yapıyorum: Bilgi birikimleri, belirli bir süre içinde önemli bir buluş ve tasarım sıçraması yapıyor ve olağanüstü bir bilgi ve teknolojik araç olarak karşımıza çıkıyor. İvmesi artarak. Geçen birkaç yılın birikimi, gelecek ve sonraki yıllarda daha kısa süreler içinde büyük patlamalarla karşımıza çıkacak. Atom altı düzeyde, kuantum araştırmaları, kuantum bilgisayarları olarak beş yıl içinde dünyanın kullanımına açılacak, tüm hesaplamalar olağanüstü bir hızla gerçekleşecek, bugünkü süper bilgisayarların aylar süresince yaptığını saatler gün boyunca yapacak. İlk kuantum haberleşmesi Çin ile Viyana arasında gerçekleştirildi, kimsenin kıramayacağı tek tek fotonların kullanımına dayanan bir şifreleme ile. Temel bilim ile teknolojinin bu buluşmasında Çin bir adım önde. Büyük atılım yılı Uzayda en büyük olay, iki nötron yıldızının 130 milyon ışık yılı uzaklıkta çarpışarak kaynaşmasıydı. Astrofizikçiler, gökbilimciler, türlü çeşitli teleskoplarıyla bu tür büyük olayları izleyebilme konusunda artık kılıçlarını kuşanmış hazır durumdalar. Bu olay, astrofiziğin en büyük atılım yılı olarak tarihe geçti. Evrenle ilgili bazı modellerin doğruluğu kanıtlandığı gibi, böyle büyük çarpışmaların pek çok ağır elementi doğurduğu ve uzaya saldığı da doğrulanmış oldu. Einstein’in Genel Görelilik teorisinin doğruluğu da bir kez daha test edildi. Nötron yıldızları büyük yıldız patlamalarından arta kalan maddenin kendi içineüzerine çökmesiyle oluşan, evrenin en küçük ama en ağır / yoğun yıldızları, bir kaşığa bir milyar ton sığdırdığınızı düşünün. Kendi çevrelerinde de mesela saniyede defalarca dönerler. 7 dünya benzeri gezegen de keşfedildi. Hepimiz birer uzaylı olarak, hey başka uzaylılar var mı arayışı sürüyor. Dahi adam Elon Muske uzaya gidip geri gelen roketleriyle, (SpaceX – Falcon 7) uzaya sivil geziler için yeni bir dönem başlattı. Geninde bozukluk mu var? Biyolojide olağanüstü gelişmeler yaşandı. Gen makası (CrIspr yöntemi) ile canlıların genleri rahatça kesilip çıkartılmaya başlandı. Mesela nadir bir hastalık olan Hunter sendromlu 44 yaşında bir hastanın genomu CrIspr kullanılarak başarıyla yeniden düzenlendi ve hastalık kayboldu! Portland’da araştırmacılar, tek hücreden oluşan insan embriyosunu yeniden düzenlediler. Kalıtsal hastalıklar ve kusurlu genlerin ortadan kaldırılmasında büyük bir aşama. Ayrıca rahmi taklit eden bir yapay rahim, erken doğanlar için yepyeni ve sağlıklı bir umudu doğurdu... Türkiye bunların hiçbirine hazır değil, ilgisiz ve bilgisiz, olayın tamamen dışındayız. İnterneti bir ahlak bozukluğu olarak gören ve dünyanın bilgisini içeren Wikipedia özgür ansiklopedisini ülkemizde hâlâ yasaklı tutan bir anlayışla gidebileceğimiz yer koca bir boşluktur. ALİCAN ULUDAĞ Tekirdağ 2 No’lu T Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan avukat Engin Gökoğlu’nun gardiyanlar tarafından kolunun kırılmasına ilişkin soruşturmada cezaevi yönetimi, olay sırasında kırılan cam, masa, sandalye gibi eşyaların dökümünü savcılığa “savunma” amaçlı gönderdi. Savcılık, müşteki sorgusu sırasında Gökoğlu’nun kırılan kolundan çok koğuşta kırılan eşyalara ilişkin sorular yöneltti. Tekirdağ 2 No’lu T Tipi Cezaevi yönetimi, “Kurumlarda olabilecek olaylara karşı tedbir alınması” konulu gizli yazıyı gerekçe göstererek, avukat Engin Gökoğlu’nun arasında bulunduğu 8 tutuklu ve hükümlünün 30 Ekim 2017’de koğuşunu değiştirmek istedi. Koğuşta bulunanlar, bu değişikliğe itiraz etti. Bunun üzerine yapılan müdahalede 8 kişi darp edilerek, 4’erli ayrılarak, iki farklı koğuşa konuldu. Gökoğlu’nun arasında bulunduğu 4 kişi, diğer arkadaşlarının yanlarına getirilmesini ve yaralanmadan dolayı revire götürülmek istediklerini bildirdi. Cezaevi yönetimi ise bunu “ayaklanma” olarak gördü ve “ayaklanmak suretiyle isyanı başlamadan önleyebilmek” gerekçesiyle 4 kişiye tekrar müdahale etti. İtfaiye hortumuyla su sıkılan 4 kişiden Gökoğlu’nun kolu sert müdahale sonucunda kırıldı. Gökoğlu, bir süre süngerli odaya konuldu. Hastaneye ambulansla değil ring aracıyla götürülen Gökoğlu’nun kolu ancak 1 Kasım günü alçıya alındı. Gardi yanlar ise olayın yaşandığı gün hastaneye giderek iki gün iş göremezlik raporu aldı. Kurum müdürü, avukat Gökoğlu’nun arasında bulunduğu 8 kişi hakkında hazırladığı tutanağı, soruşturma başlatılması için savcılığa gönderdi. Bu arada Engin Gökoğlu’nun suç duyurusu üzerine Tekirdağ Başsavcılığı, soruşturma başlattı. Savcılık, müşteki Gökoğlu’nun sorgusu sırasında kolunu kırana değil, koğuşta kırılan eşyalara yönelik sorular sordu. Cezaevi yönetimi de soruşturma dosyasına olaylar sırasında hazırladığı “hasar tespit tutanağı”nı savcılık dosyasına gönderdi. Tutanakta kırılan koğuş camı, ampul, masa, sandalye, asma kilit, menteşe, sehpa olmak üzere 498 TL’lik zarar olduğunu bildirdi. l ANKARA Ybiaaniüklenşaeyunalnüarudyctşknıuıüığlnluülcmıudtmğetşaaüumıkkbz,rit"iuihalrthilaadenmamsrıckraıigld."yıbüBlıaAıranği.ğrtç.ı.aoçıaçmotnloüıkuşskrıınuklzdağ'lüanıukhnr""asueulinuyziksçaualtbsaal Bu bilince sahip çıkmanız dileğiyle, mutlu yıllar. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle