23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 1 Ocak 2018 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY / ELİF TOKBAY TASARIM: ECE KURTULUŞ haber 3 Sokakta 130/2 0 160/8 0 160/6 0 90/7 0 90/6 0 170/1 0 0 140/4 0 100/5 0 130/1 0 10/ 1 0 50/0 0 90/6 0 10/ 1 0 110/0 0 70/ 1 0 80/5 0 140/3 0 150/8 0 120/4 0 60/ 1 2 0 80/0 0 90/ 2 0 yaşayan engelli öldürüldü GERİYE TEKERLEKLİ SANDALYESİ VE ÇAYDANLIĞI KALDI Termik santrala karşı kampanya Eskişehir Çevre ve Yaşam Platformu, Alpu Ovası’na kurulmak istenen termik santrala karşı imza kampanyası başlattı. Platform üyeleri de vatandaşlara üzerinde “Eskişehir kıymetlidir, termik santrala hayır” başlıklı bilgilendirme broşürleri dağıttı. Odunpazarı Kent Konseyi Başkanı ve aynı zamanda Eskişehir Çevre ve Yaşam Platformu üyesi olan İsmail Kumru, 2 gün içerisinde 50 bin imza topladıklarını söyledi. Kumru, hedeflerinin 250 bin imzaya ulaşmak olduğunu vurgaldı. l DHA Maltepe’de sokaklarda yaşayan yaşlı ve engelli bir adam, dün sabaha karşı kafasından tek kurşunla vurularak öldürüldü. Saldırgan Osman G., olay yerinden yaklaşık 1 km uzakta ruhsatsız tabanca ve çok sayıda mermiyle yakalandı. Çok sayıda suçtan arandığı öğrenilen Osman G., sağlık kontrolünden geçirildikten sonra Maltepe Cumhuriyet Polis Merkezi’ne götürüldü. Zanlı adliyeye sevk edildi. Ruhsatsız tabanca Olay dün sabah 05.30 sıralarında Maltepe Sahilyolu’ndaki İstasyon Yolu Durağı’nda meydana geldi. İddiaya göre, sokaklarda yaşayan ve kimliği belirlenemeyen 5560 yaşlarında engel li bir kişi, otobüs durağında henüz belirlenemeyen bir nedenle silahlı saldırıya uğradı. Olay yerine gelen özel güvenlik ekipleri durumu polise ve sağlık ekiplerine haber verdi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan yaşlı adam Kartal Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı ancak yapılan tüm müdahalelere karşın kurtarılamadı. Olayın ardından sahil yolu Kartal yönünde kaçan saldırgan Osman G., Kartal ve Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerince olay yerinin 1 kilometre uzağında yakalanarak gözaltına alındı. Şüphelinin üzerinde olayda kullandığı ruhsatsız tabanca ile çok sayıda mermi ele geçirildi. Polis olayla ilgili soruşturma başlattı. l İSTANBUL / Cumhuriyet Giresunlu Trump yaşamını yitirdi AKP’nin yılbaşı PTT’si Ülkenin yüzde 85’i yeni yılı evde karşıladı. Sokaklar, caddeler, meydanlar ise devletin kolluk kuvvetlerinin oldu. Türkiye yeni yıla adeta bir polis devleti edasıyla girdi. Buna iki dayanak var: Bir, geçen yılki Reina katliamı işaret edilerek, gerekçe gösterilerek dillendirilen güvenlik endişesi. İki, dinbaz iktidarın koçbaşı haline gelmiş sivil milislerce sokaklarda, meydanlarda ve sosyal medyada yürütülen “yılbaşı kutlamak haram” propagandası. Kısaca, “hem haram, hem de teröre vesile” demeye getirdiler ve pek çok belediyenin halk için kolları sıvama girişimine cevaz vermeksizin “Eğlendirmezük” nidalarıyla insanları evlerine kilitlediler. Televizyon tek çareydi ve evet, imdada yetişti. Bir bakıma 1970’lere geri döndük. Günde 20 kişinin canından olduğu sağsol davasının, ülkenin dünyadaki “Soğuk Savaş”a sıcak zemin haline geldiği iç çatışma atmosferinin sokağı hepimize haram kıldığı o kasvetli 1970’lere… O zaman da televizyon, yılbaşında eğlenceye tek medetti. Mazimden pek çok kesit barındırdığı için okurken hüznü bal eğleten “Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek: 70’li Yıllarda Hayatımız” adlı güzel kitabında Ayfer Tunç hepimize hatırlatır: Yılbaşı, o zaman kesitinde TRT demek olduğu kadar “PTT” de demekti. “Pijama, terlik, televizyon” yani… Elbette ekonomik nedenler de vardı; enflasyon, hayat pahalılığı falan… Bugün de toplumun önemli bir kesimi için evde yılbaşı karşılaması, aynı nedenlerin sonucu. Ama 1990’lardan itibaren özel televizyonların yarattığı enerji eşliğinde popüler kültürle sarmaş dolaş şekilde sokağın hareket, renk ve neşesine de açılan Türkiye’de şehir meydanlarında kitlesel yılbaşı coşkusu yaşamak da âdet haline gelmişti. Elbette topluma bu bir yudum zevki zehir etmek için yırtınanlar hiç eksik olmadı. Refah Partili bazı belediyele rin hindi satışlarını yasaklama girişimleri meşhurdur mesela. Yine de 1996’da RP’li belediye başkanının hindi satışını yasakladığı Ankara’nın Sincan ilçesine 2003’te gittiğimizde hindi satışlarında patlama tespit etmiştik. Azımsanmayacak sayıda yapma çam ağacı satışı da vardı. Esasen Türkiye, 2010 dönümüne kadar laik kesimleriyle olduğu kadar dindar kesimleriyle de yılbaşını nerdeyse Ramazan ve Kurban’dan sonra bir üçüncü bayram gibi yaşar hale gelmişti. Sonrasına AKP ve liderinin “mutlak iktidar” bozulması eşliğinde “Yeni Türkiye” hezeyanına kapılması damga vurdu. Dini kendi bildiklerince yaşamın tek ölçüsü yapmaya dönük totaliter anlayışla her türden kültürel (yaşambiçimsel) tercihi reddetmeye ve yok etmeye dönük siyasetleriyle ürettikleri tablo bu. AKP, Türkiye’yi 12 Eylül (1980) öncesi dönemin sokağa kapalı, karanlık günlerine çıkardı. Yeni yıl coşkusunu öldürdü, yılbaşını bayram gibi değil kâbus gibi, mutsuz, umutsuz, kötümser karşılama noktasına getirdi tüm toplumu. Sadece laiklerin değil, dindar kesimlerin, özellikle dindar genç kuşakların da içini karartan bir geleceğe çıkardı ülkeyi AKP. Çünkü o gençler de dinî yaşantılarına özen gösterirken hayatın neşesini, coşkusunu, eğlencesini topyekun yok saymaktan yana değiller. Dindarlığı, hayatın seküler ritmi ve temposuyla uyarlı yaşıyorlar. Sosyalleşmeleriyle, arkadaşlık biçimleriyle, flörtleriyle, sinemaya, konsere, futbol maçlarına, televizyon şovlarına, realite yarışmalara rağbetleriyle böyle bu… Sokakta, okulda, sınıfta, kantinde, kafede görüyorum, izliyorum, gözlemliyorum, öyleler. Ve “yılbaşı karartması”, inanın, onları da vuruyor!.. Peki, sokakların yılbaşı gecesinde topluma değil, devlete ait olduğu bu durumun sosyopolitik tercümesi nedir? Bu olsa olsa “toplumsuz bir devlet”e doğru yürüdüğümüzün işareti sayılabilir. Siyasal antropolojide anlatırız: Devletsiz toplumlar vardır. Ama hiçbir yerde “toplumsuz bir devlet” karşınıza çıkmaz. Olsa olsa toplumun devlette eridiği durumlar vardır ki faşizan rejimler bunun en karakteristik örnekleri olarak insanlık tarihinde yerlerini almıştır. Toplumun devlette eridiği, eritildiği sosyopolitik durum olarak faşizmin tarihsel sicili bellidir ve sürdürülebilirliği de yoktur. Aynı minval üzere, faşizandinbazlığın da sürdürülebilirliği yoktur. Zararı ise çoktur. En büyük zararı da “din”edir. ABD Başkanı Donald Trump’a benzerliği nedeniyle ‘Yerli Trump’ olarak adlandırılan Giresunlu Abdullah Topçu (70), kanser tedavisi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Trabzon’daki özel hastanede, bir süredir pankreas kanseri tedavisi gören Abdullah Topçu, Giresun’un Görele ilçesine bağlı Köprübaşı beldesinde bir süre belediye başkanlığı yapmıştı. l DHA OTOBÜS DURAĞINI EVE DÖNÜŞTÜRMÜŞ Polis ekipleri olay yerinde geniş güvenlik önlemi alırken, öldürülen evsiz engellinin, yaşamını park ve otobüs duraklarında sürdürdüğü öğrenildi. Olay yeri inceleme ekipleri inceleme yaptığı sırada durak içerisinde piknik tüpü ve üzerindeki çaydanlık dikkat çekti. Vurulan şahsın tüm özel eşyasının da tekerli sandalyede olduğu görüldü. Olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlattı. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle