18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 1 Ocak 2018 14 Alacakaranlığın yılı: 2017 Nesnel olarak bakıldığında dün sona eren 2017 Türkiye için ne anlama geliyor? AKP’nin her gün yeni bir gündem oluşturarak yaşamsal sorunları unutturucu tutumu bir yana bırakılırsa, 2017’de bu ülkede demokrasinin ve bilimin sonunun geldiği görülür. Ülkemizin geleceği açısından gerçekten yaşamsal olan bu iki alanda yaşananlar bunu kanıtlıyor. Demokrasinin sonu Demokrasiyi nasıl tanımlarsanız tanımlayın, 2017’de bu ülkede demokrasiden artık eser kalmadı. Bunun nedeni yalnızca her gün bir yeni hukuksuzluk kaynağı olarak OHAL kapsamında çıkarılan KHK’ler değil. 16 Nisan 2017 halkoylamasına giden süreçte; oylama sırasında ve sonrasında yaşananlar aslında uğursuz bir kapıyı aralıyor ve o anayasa değişiklikleriyle yeni devlet yapısı uygulamaya konuluyordu. Bu devlet yapısında yürütme gücü doğrudan, yargı gücü de dolaylı olarak ancak sıkıca ve tümüyle bir kişide, bir partinin genel başkanı da olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Etme SistemiCHES Başkanı’nda toplanıyor. Ya egemenliğin halktan kaynaklandığını simgeleyen parlamento? Vergilerin halkın seçtikleri vekilleri eliyle salınması ve kamu harcamalarının da yine vekiller eliyle düzenlenmesi ve denetlenmesi, yani bütçe hakkı, parlamenter sistemin olmazsa olmazıdır. 16 Nisan’da bütçe hakkının ve dahası KHK çıkarma yetkisinin CHES Başkanı’na verilmesiyle bu ülkede parlamenter sistem tarihe karıştı. CHES uygulaması, geçen hafta çıkarılan ve sivillerin kayıt dışı silahlanmasının çok hızla arttığı bir ortamda sokağı harekete geçirecek hukuksuzluğu barındıran KHK ile gerçek yüzünü gösterdi. Bunu, CHES Başkanı’nın CHP ve HDP’yi hiçbir somut belge ya da kanıta dayanma gereği duymadan faşist olarak suçlaması tamamladı. Faşizm, insanlık suçudur. Eğer Türkiye’de demokrasinin D’si olsaydı, bu sözler karşısında öncelikle tüm demokrat kamuoyu ayağa kalkar, dahası CHP ve HDP kendilerine hayat hakkı tanımayan bu suçlamaya var güçleriyle karşı çıkardı. Siyaset, en yetkili ağızdan Meclis’teki muhalefete faşizm suçlamasının yapılabildiği ve bunun sorun bile yapılamadığı bir noktadadır! ‘İnternet zehirdir’ zihniyeti! CHES Başkanı ve AKP Genel Başkanı geçen perşembe günü TÜBİTAK Bilim Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada, tarihimizin kimi teknik yeniliklerini göklere çıkarırken baklayı da ağzında çıkardı, internet zehirdir dedi. Bu sözler, AKP’nin çağımızın bilimsel ve teknolojik gelişmelerini hiç kavrayamadığının en somut kanıtıdır. AKP’li yıllar, araştırmageliştirme bakımından bu ülkenin gerçek anlamda kayıp yıllarıdır. Anaokulundan üniversiteye dek eğitimi ilkelleştiren; evrim kuramını ders programlarından çıkaran; bilim kurumlarını siyasetinin tutsağı yapan; düşünce, ifade ve bilimsel araştırma özgürlüklerini yok eden; bu ülkenin çocuklarına ve gençlerine, küresel bilgi ansiklopedisi Vikipedi’ye erişimi yasaklayan AKP iktidarı, şimdi de gerçek evrimini gösteriyor: Bu ülke 2018’e “internet zehirdir” diyen zihniyetin yönetiminde giriyor. Bu karanlığı çok daha korkutucu yapan nedir biliyor musunuz? Tören nedeniyle Külliye’de toplanan rektör, yönetici ve bilim insanlarının, bilim tarihine bir kara leke olarak geçecek olan bu zihniyeti ayakta alkışlamaları! Doğrudur; her gecenin bir sabahı vardır. Bu karanlık yılın “alaca” sayılmasını sağlayan, 16 Nisan halkoylaması oylarının, tüm baskılara karşın “Hayır” diye haykıran yarısıdır ki sabah olacağı umudunu da ayakta tutuyor. Başta Cumhuriyet’in emekçileri olmak üzere, düşünceleri nedeniyle hapiste tutulanların tamamının özgür olması ve karanlıkların geride kalması dileğimle yeni yılınızı kutlarım. 1 OCAK 2018 SAYI: 33689 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Haber Koordinatörü Bülent Özdoğan Faruk Eren Aykut Küçükkaya Reklam Direktörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06:49 06:32 06:53 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 08:22 13:14 15:31 08:04 12:58 15:19 08:21 13:21 15:47 Akşam 17:53 17:41 18:08 Yatsı 19:19 19:06 19:31 yorum / haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: İLKNUR FİLİZ Acılarla, zorluklarla dolu bir yıl geçirdik. 2017’nin verdiler. Siyaset alanında ise çözümsüzlük kendini önemli bir kısmında bu daha çok belli etti. Git köşe kapalıydı. Çünkü tikçe artan gerginlik, bildiğiniz gibi Okur Tem aşılması güç toplumsal silcisi yani ben tutuklan bir gerginliğe dönüştü. mıştım. Tutukluluk 9 ay Gizlenemez hale gelen sürdü. Bu geçen süre yolsuzluklar Türkiye sı Yeni Yıl Umutlarınde bana yüklenmek iste nen “suç”lamalardan biri benim okurla sıkı ilişki nırlarını aştı, başka bir ülkenin mahkemelerinde görüşülür oldu. Gerçekleşeceği Bir Yıl Olsunmin farkında olmayan ya da farkında olmak iste Önümüzde yine zorluklar var. Yine zor meyenlerin iddialarına ku lu bir yıl bizi bekliyor. lak verenlerin uydurdu Kısacası kötü bir yıldı 2017. Ama Ama biz umudumu ğu “okur isteklerini gazete yönetimine bu yalnızca gazetenin, gazete çalı zu yitirmeyecek, gerçekleri yazmak, iletmemek” gibi garip bir “suç”tu. Bir şanlarının başlarına gelenler açısın okurlarımızın haber alma hakkını ko diğeri ise gazetenin “yayın politikasını dan değildi. 2017 ekonomik açıdan, rumak, olup bitenleri yorumlarıyla siz değiştirmek” gibi hiçbir yasada yazılı çalışanlar, işçiler, köylüler, memur lere ulaştırmak için ne yapmak gere olmayan bir “suça” ortak olmaktı. An lar için sıkıntılı, krizlerle dolu bir yıldı. kiyorsa yapacak, ne pahasına olur lamsız suçlamalardı, ama yine de bu Gelir dağlımının daha da bozulduğu, sa olsun sizlerle iletişimi sürdürmek köşenin boş kalmasına yetti. Üç arka gerçek ücretlerin, maaşların düştüğü, için çaba göstermekten vazgeçme daşımız, gazetenin Genel Yayın Yö sıkıntıların arttığı bir yıl oldu. yeceğiz. netmeni Murat Sabuncu, İcra Kurulu Ortadoğu’da ne yazık ki Türkiye’nin Okurlarıma mutluluklar diliyor, Başkanı Akın Atalay ve ödünsüz mu de bulaştığı canlar yakan savaş sür 2018’in her şeye karşın başarılar ge habirimiz Ahmet Şık hâlâ Silivri Ka dü, Türkiye üzerinden Batı ülkelerine tiren bir yıl olması umudumu yineli palı Tutukevi’ndeler. gitmek isteyen mülteciler çok kayıplar yorum. Satır aralarında mesaj mı var? 25.12.2017 tarihli Gazetemizin Okur Temsilcisi kösesindeki bir tuhaflığı anlayamadığımı belirtmek istiyorum. Bu kadar da raslantı olmaz diye düşünüyorum. Sizin değerlendirmenizde iki yerde: birincİYİz ve gayet İYİ biliyor şeklinde, Tekin Koç ve Hüseyin Şahin’in eleştirilerindeyse ...İYİ çalışmalar şeklinde, Afife Batur eleştirisindeyse ...sayfa İYİce şeklinde olmak üzere beş kez iyi sözcüğü büyük olarak yazılmış. Garip raslantı, sayfanın hemen altında İyi Parti’ye dair 5 soru 10 cevap değerlendirilmesi var. Satır araları me sajı mı doğrusu çok merak ettim. Mustafa Kemal ErkenEmekli öğretmen Fatsa Okur Temsilcisinin notu: Bu hatalar bilgisayar kaynaklı. İYİ Parti yalnızca haber değeri olan yeni bir parti. Bu parti ile ilgili haber yapıldığında adının öngördükleri gibi kısaltmasıyla yazılması normal. Bunun dışında başka haberlerde saklı gizli mesaj verilmesi gibi bir durum söz konusu olamaz. Cumhuriyet gazetesi partiler ve hükümetler karşısında tarafsızdır. Tarafının yalnızca gerçekler olduğunu yöneticileri sık sık açıklıyorlar. Bitmez tükenmez yazım hataları Gazetenizin hem basılı hem de portal alanın maya başladım. Bir Cumhuriyet okuru olarak, Cumhuriyet’in da düzenli bir okuru olarak son içinden geçtiği zor sürece yor zamanlarda kimi haber ve kö duğum bu duruma yine de dik şe yazılarında çeşitli yazım ha kat çekmek istedim. Çalışmala taları, haberlerin kesik olması rınızda başarılar dilerim, sevgi vb. hatalarla daha sık karşılaş ler saygılar. Ali Öztürk Olayların ardındaki gerçek Seneler önce “Gazetenin kurşun kalıplarla basıldığı zamanlarda da” gazetenin baş sayfasında alt tarafta “Olayların ardındaki gerçek” başlığı altında yazılar yayımlanırdı.  Biz okuyucular bu köşenin Sayın İlhan Selçuk tarafından yazıldığını zannederdik.  Çok güzel analizler vardı. Ve ben bu köşeden kendi hesabıma çok ders aldım.  Çünkü her davranışın ve her cümlenin altında bir gerçek var.  Örneğin, benim size yazdığım bu yazıda yukarıda kullandığım “Gazetenin kurşun kalıplarla basıldığı zamanlarda da” cümlesinin altında bile bir gerçek var. O da şu: Ben gazeteyi (bizde gazete denince akla Cumhuriyet gelir) taaa kurşun kalıplarla basıldığı zamandan bu yana okuyorum, eski okuyucuyum, gazeteyi her satırına kadar iyi takip ediyorum, yazılanları unutmuyorum ve yararlanıyorum.  Olayların ardındaki gerçek aslında bir özeleştiri.  İnsanlarımızın her zamandan daha çok fazla özeleştiri yapmaya ihtiyaçları var. Ama bu bilinç maalesef yok. Hatta özeleştiri yapmaktan korkuyorlar.  Halbuki özeleştiri insanları geliştirici bir eylem. Bu köşeye tekrar başlar mısınız. İnanın çok yararlı. Size, gayretlerinizin devamını diliyorum. Sağlıklı ve mutlu bir gelecek sizin olsun. Saygılarımla... Rüknettin Kumkale Eskimiş sözcüklere bu merak neden? Bugün 24 Aralık gazetesinde neler okudum, ne olmalıydı? Sizle paylaşmayı uygun gördüm. Saygıyla sunarım. Tarık Konal   “Filipinler’de heyelan olmuş. Toprak kayması denmeli. Güz şarkıları devam ediyor’muş. Sürüyor, olmalı. Gülengül Altınsay, “Beşiktaş şuursuzca yüklendi”. “Kanat organizasyonu ”, “Puan kaydına (kaybına olmalı)  tahammülü yok” demiş. “Bilinçsizce; açıklardan atak düzenleme; puan yitirmeyi içine sindiremez” denseydi… Kültür Okuntusunda: “İnsanlığa dair, hayata dair, vizyona girdi, kırılma anı, hamaset, aktivist ” denmiş. “Yaşama ilişkin; gösterime girdi; kırılma kıpısı kırılma ânı; boş övünme; eylemci” dense… Aslı Aydıntaşbaş, “karizma, alalade, isyan, iddianame, delil, masum, teselli ” demiş. “Büyüleyicietkileyici özellik, sıradan; başkaldırı; savca; kanıt; suçsuz; avunuş” dese… “Engele rağmen anma” denmiş, “engellemelere karşın” denseydi. Antifriz uyarısı… “Donmaönler konusunda uyarı” denmeliydi.  Migros’ta MAP (modifiye atmosfer paketleme) teknolojisi ile ambalajlanmaktaymış balıklar. Bu “ekonomik bir alternatif hali”ymiş. Bu işlem, apak bir Türkçeyle anlatılsaydı, okur anlardı.   Şeyma Paşayiğit’in “Sağlıkçıların memnuniyet anketinden şikâyet çıktı. – Vicdana aykırı” başlıklı yazısında anket, şikâyet, vicdan, tedbiri, performans, akreditasyon, liyakat, tetkik, obezite sözcüklerinin öz Türkçeleri vardır:  sormaca, yakınma, duyunç, önlem, başarım, yetkilendirme, işeyaraşırlık, inceleme, doymakbilmezlik…     Menemen’de katledilen devrim şehitleri. Katliam: acımasızca, topluca öldürme’dir. Sivas’ta yapılmış olan topluöldürüm’dü, Menemende ise, gericiler bir subayımız ile iki bekçimizin canına kıydılar… Böyle anlatılsaydı daha iyi olmaz mıydı?” Akıldışı sağlık sistemi İktidar, şehir hastaneleri için şirketlere hasta garantisinin yerine tetkik garantisi verdiğini söylese de durum değişmiyor... ŞEYMA PAŞAYİĞİT Hükümet, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘hayallerini süsleyen’ şehir hastaneleri için gelen eleştiriler üzerine “Hasta garantisi değil, tetkik garantisi” savun ması yapsa da para yine yurttaşın cebinden çıkı yor. “Kamu Özel Ortaklığı” ile devlet önce ken di arazisinde kiracı oluyor ardından da şirketlere tüketim garantisi veriyor. Garanti miktarı taah hüt ettiğini açıklayan Sağlık Bakanlığı, bu garan ti miktarını hâlâ saklıyor. Dr. Bayazıt İlhan, has ta garantisi ile tetkik garantisinin birbiriyle ör tüştüğünü belirterek; sağlığın tüketim malzeme si gibi kullanılmasının özendirilmesini eleştirdi. Şehir hastaneleri projelerinde en çok eleştiri len konulardan “Sağlık Bakanlığı’nın şirketle re yüzde yetmiş yatak doluluk oranıyla hasta garantisi verdiği” yönündeki Kapatmaya yurttaş tepkilitartışmalara ilişkin TBMM’deki bütçe görüşmeleri sırasında konuşan TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı ve AKP milletvekili Vural Koyuncu, yüzde yetmiş doluluk garantisinin yanlış zeminde tartışıldığını söyleyerek “Şehir hastanelerinde, ‘hasta garanti oranı’ diye bir şey yok, tetkik garantisi var” demişti. Tetkik garantisi savunması gelmesinin ardından CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil, “Şehir hastanelerine verilen tetkik garantisi ne anlama gelmektedir” diye sordu. “Bakanlığımızın kamu özel işbirliği modelinin ni Ankara’da açılacak Bilkent ve Etlik şehir hastaneleri için şehir merkezinde bulanan 13 köklü hastanenin kapatılması da Ankara halkı tarafından eleştiriliyor. İlhan, “Ankara halkı, ‘Erişilmesi çok mümkün değil. Buralardan sağlı hizmeti almak pratik olmayacak. Oraya nasıl gidilecek. Hastane içinde işler pratik yürüyecek mi’ diye soruyor. Dolayısıyla mevcut hastanelere sahip çıkmaya çalı hizmetleri için garanti miktarı taahhüt ettiğini açıklayan Bakanlık, açılan şehir hastaneleri içinde bu garanti edilen miktarın üzerinde gerçekleşme meydana gelmediğini ayrıca vurguladı. Sağlık Bakanlığı’nın da “yatak doluluk oranıyla garantisi yok” yanıtının ardından teliği gereği yatırım bedellerinin ge şıyorlar” dedi. Cumhuriyet’e konuşan ri ödenmesi ve işletme döneminde dı Türk Tabipleri Birliği şarıdan temin edilen hizmetlere ait be ve Ankara Tabip Oda dellerin ödenmesi dışında herhangi bir yüküm sı eski yönetiminden Dr. Bayazıt İlhan, hasta ga lülüğü bulunmamaktadır” yanıtı veren Bakan rantisi ile tetkik garantisinin birbiriyle örtüştü lık, bu kapsamda şehir hastanelerinde yatak do ğünü belirterek; yemek, çamaşır, görüntüleme, luluk oranı ile herhangi bir garanti verilmediğini labaratuvar, rehabilitasyon, sterilizasyon ve atık belirtti. Yemek, çamaşır, görüntüleme, labaratu yönetim hizmetlerinin hasta gelirse tüketilecek var, rehabilitasyon, sterilizasyon ve atık yönetim hizmetler olduğunu dolayısıyla yine hasta garan Devlet önce kendi arazisinde kiracı oluyor ardından da şirketlere tüketim garantisi veriyor. tisinin söz konusu olduğunu aktardı. İlhan, kamu özel işbirliği ile yapılan diğer projelerde olduğu gibi şehir hastanelerinde de şirketlere verilen garantilerin Sağlık Bakanlığı’nın dolayısıyla kamunun karşılayacağını söyledi. ‘Sağlık tüketim nesnesine döndü’ İlhan, bakanlığın şimdiye kadar açılan Adana, Mersin, Isparta ve Yozgat’taki şehir hastanelerinde şirketlere verdiği garanti miktarının üzerinde tüketim olduğu ile övünmesini de şöyle değerlendirdi: “Türkiye’de sağlık sistemiyle ilgili böyle bir problem ortaya çıktı. Sağlık hizmeti tüketim alanına dönüştü. Türkiye, MR çekiminde açık ara önde, tomografi de yine ön sıralalarda... Çok fazla tetkik, çok fazla ameliyat yapılıyor, çok fazla doktora gidiliyor. Şehir hastaneleri de buna göre kurgulandı. Önümüzdeki dönemlerde de sağlık hizmetlerinin bu hastaneler üzerinden yürüyeceğini görüyoruz. Sağlık hizmetlerinin tüketim nesnesine dönüştüğünü, tüketilmez ise ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] parasının verileceğini görüyoruz. Bu garantilerin verilmesi, bu büyük projelerin yapılıyor olması sağlık hizmetlerinin doğasına aykırı bir olay. Birinci basamak sağlık hizmetlerinin güçlendirilip insanların hasta olmamasının öncellenmesi gerekiyor ama bu yatırım modeliyle sağlık hizmetlerinin ruhuyla bağdaşmayan, hasta olmanın garantilendiği sistem ile karşı karşıyayız. Bilim dışı, akıldışı şekilde kurgulanıyor. Koruyucu sağlık hizmetleri yerine ikinci üçüncü basamak sağlık hizmetlerinin öncellendiği, hasta olmanın garantilendiği, tetkik yaptırmanın özendirildiği bir dönem yaşayacağız. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle