26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 8 Eylül 2017 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Çağlayan’ınkodadı ‘Abi’ haber 5 ALİ ÖZGÜNDÜZ: uGzüalyear’beildire New York Güney Bölge Federal Savcılığı, dün yayımladığı yeni iddianame ile Rıza Sarraf’ın suç ortakları arasına eski Bakan Zafer Çağlayan’ı de ekledi ABD’de tutuklu yargılanan İran asıllı işadamı Rıza Sarraf davasında dün yeni bir gelişme yaşandı. Sarraf hakkındaki iddianameyi hazırlayan New York Güney Bölge Federal Savcılığı, dün yayımladığı yeni iddianame ile, Sarraf’ın suç ortakları arasına eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, eski Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan, Genel Müdür Yardımcısı Levent Balkan ile Abdullah Happani’yi de dahil etti. Davaya bakmak için Rıza Sarraf ve eski Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla davasına da bakan yargıç Richard Berman atandı. Savcı Joon Kim’in yeni iddianameyi, Sarraf gibi ABD’de tutuklu yargılanan eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın, “dosyam Zarrab’ınkinden ayrılsın” başvurusunun görüşüleceği duruşmadan saatler önce kamuoyuna açıklaması dikkat çekti. Böylece savcı, mahkemenin, Atilla’nın “dosya ayırma” başvurusunu da iyice zora sokmuş oldu. ‘Şebekenin adamı’ İddianamede Çağlayan ve öteki sanıkların uluslararası para işlemleri hakkında “yalan bildirimde bulundukları” öne sürüldü. İddianamede ABD’nin İran’a karşı uyguladığı “ambargoyu delmek için kurulan şebekenin elemanı” olarak gösterilen Çağlayan’a, “İran ambargosunu delmek için ABD yönetimi yetkililerine yalan söyleme, milyonlarca dolarlık yasadışı işlemlerle bağlantılı fonları aklama; bu işlemlerin asıl niteliğini gizleyerek finansal kurumları aldatma” suçlamaları yöneltildi. Ayrıca, o dönem Ekonomi Bakanı olarak görev yapan Çağlayan’ın, “ambargoyu delme planının gelirlerinden nakit ve mücevher olarak on milyonlarca dolarlık rüşvet aldığı, öteki sanıkların bu planı uygulamak için attığı adımları onayladığı ve bilinçli olarak planı koruduğu” savunuldu. Başka banka da mı var? İddianamede, Çağlayan’ın “Abi” kod adını kullandığı, bunun Türkçe’de “büyük erkek kardeş” anlamına geldiği vurgulandı. İddianamede, Halkbank aracılığıyla İran’a ABD yaptırımlarının delindiğinin iddia edildiği dönemde, ABD Hazine Bakanlığı yetkililerinin iki kez banka yetkililerini uyardıkları bilgisi de yer aldı. Yeni iddianamede Halkbank’tan “Turkish Bank1” ismiyle bahsediliyor. Bu durum, Zarrab’ın yaptırımları delme ve dolandırıcılık dosyasında, başka Türk bankalarının da yer aldığının işareti olarak yorumlandı. ‘Davanın seyri değişti’ Yeni iddianame ile davanın seyrinin değiştiğini belirten yargıç Berman, Halk Bankası’nın ‘kurum olarak öne çıktığını’, Atilla hakkında kara para aklama, bankacılık sahtekârlığı, ABD’nin İran’a uyguladığı ambargoları delme gibi çok güçlü iddialar olduğunu söyledi. Savcılık ise Atilla’ya yöneltilen suçların işlendiğinin aşikâr olduğunu, İran ve Türkiye’de üst düzey yetkililerin de koruyucu, kollayıcı rolleri olduğunu ve rüşvet aldıklarını savundu. Atilla’nın davası 25 Eylül’e erteledi. Sarraf’tan ‘ABD’nin dikkatini çeker’ uyarısı 1725 Aralık sonrasında Çağlayan, Meclis kürsüsünden tartışılan pahalı saatin Rıza Sarraf’ın kaptanı tarafından satın alındığını belirtip belge göstermişti. ERDOĞAN ‘AKLAYIN’ DEDİ Soruşturma Komisyonu’nun çalıştığı dönemde Başbakan olan Ahmet Davutoğlu’nun AKP’li komisyon üyelerine “vicdanınıza göre oy verin” mesajı vermesine karşın, oylamanın yapılacağı toplantı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın devreye girmesiyle ertelendi. Bu sırada Erdoğan, 4 eski bakan, AKP yöneticileri ve bazı komisyon üyeleriyle görüştü. Davutoğlu ve Erdoğan arasındaki görüş ayrılığı nedeniyle karar toplantısı yapılamadı. Davutoğlu, o dönem Dışişleri Konutu’nda ikamet eden Erdoğan’la Başbakanlık Konutu’ndan Dışişleri Konutu’na giden tünelden geçerek görüştü. Erdoğan’ın ‘aklayın’ talimatı verdiği iddia edilirken 4 bakanın Yüce Divan’a sevk edilmemesi yönünde karar alındı. İddianamede, Sarraf ile Halkbank yöneticileri arasında yaşanan telefon konuşmalarından da örnekler yer alıyor. Sarraf, eski Halkbank Genel Müdürü Arslan’la 6 Mayıs 2013’te yaptığı bir konuşmada, kendi adına olan bir hesaba İran devlet kurumlarının doğrudan para aktarmasına çok kızıyor, parayı aktaran İran yetkilileri için “Bunlar aptal, bunlar geri zekâlı” ifadelerini kullanıyor. Arslan’a da “İşlemi durdurun. Ben durumu düzelteceğim” diyor. 24 Ekim 2012’de Rıza Sarraf’ın o dönemde Halkbank Genel Müdür Yardımcısı olan Levent Balkan’la yaptığı bir telefon görüşmesinin ayrıntıları da iddianamede yer aldı. Konuşmada Balkan, Sarraf’a bu işlemin ABD’nin dikkatini çekebileceğini şu sözlerle ifade ediyor: “Bir; Amerikan bankası, iki; dolar, Üç; Safir. Hepsi üst üste geliyor…” İddianamede yer alan telefon konuşmalarından biri de Mehmet Hakan Atilla ile Rıza Sarraf arasında geçiyor. Atilla, Halkbank’taki parayla aldığı iddia edilen malzemelerle, bunların taşındığı iddia edilen gemilerin “tonajlarının uymasına dikkat edilmesi” uyarısı yapıyor. Nitekim Sarraf da çalışanı Abdullah Happani’yi arayarak, Atilla’yla yaptığı konuşmayı anlatıyor; “13 tonluk gemiye, 20 ton malzeme yüklenmiş. Böyle şeylere dikkat etmemizi söyledi” diyerek, düzeltilmesini istiyor. Rıza Sarraf ‘Older brother’ belgesiCumhuriyet, 53 sayfalık ‘ek iddianamenin’ ayrıntılarına ulaştı: ABD’de tutuklu yargılanan İran asıllı işadamı Rıza Sarraf davasına, ek iddi anameyle dönemin bakanla rından Zafer Çağlayan’ın dahil edildiği dosyanın önemli ay rıntılarına Cumhuriyet ulaştı. Ek iddianame “53 sayfadan” oluşuyor. Eski bakan hakkında “55 yıla kadar mahkumiyet” isteniyor. Ay nı dosyada sav AKüyçküuktkaya cılık Sarraf için 75 yıla kadar hapis talep edi yordu. Savcı lık Çağlayan’ın kod adı olarak “Abi” kullanırken; bunu iddi anamede özellikle Türkçe yaz dığı görülüyor. Sarraf ve adam larının “Abi”si olarak kayıt lara geçen Çağlayan’ın kodu Türkçe olarak 53 sayfalık id dianamede tam “24 kez” geçi yor. Dosyada 1725 Aralık yol suzluk soruşturması kayıtla rına ek olarak ABD savcılığı nın elinde “yüz binlerce email ve on binlerce telefon tapesi nin” bulunduğu ortaya çıkıyor. Sarraf’la ilgili tüm duruşmaları takip eden tek siyasi isim olan CHP ABD Temsilcisi Yurter Özcan, “ABD yasalarına göre suç işlerken kullanılan ya da suç işleyerek elde edilen malvarlıklarına devletin el koyma hakkı var. Çağlayan’ın milyonlarca dolar rüşvet ve mücevherat aldığı dosyada iddia ediliyor. Yani suçlu bulunursa Türkiye’de Sarraf’tan rüşvet olarak kabul ettiği öngörülen 700.000 TL’lik saat ve 40 bin Euro’luk pianoya da ABD devleti el koyar” dedi. İddialar ağır... İddianamenin Zafer Çağlayan ile ilgili bölümlerinde Temmuz 2011Aralık 2013 tarihleri arasında ekonomi bakanlığı yaparken on milyonlar ca dolarlık nakit ve mücevher rüşvet aldığı iddia ediliyor. Ayrıca Çağlayan’ın “İran devleti lehine hizmet sunduğu, kara para aklama sistemini diğer üyeleri belli türde aldatıcı işlemlerde bulunmaya” yönelttiği, diğer üyeler tarafından sistemi uygulamak için atılan adımları onayladığı ve sistemi rakiplerden ve denetlemeden koruduğu ileri sürülüyor. Savcılığın bu yorumu suç ortaklığından öte, Çağlayan’ın “bizzat bu işe liderlik ettiği ve direktiflerle işlere yön verdiği” iddiası iddianameye yansıyor. Atilla savunmuş Ek dosyalarda yer alan iki tarih ise dikkat çekici. Bu tarihlerden biri 12 Şubat 2013, 17 Aralık yolsuzluk soruşturmasından yaklaşık 10 ay öncesi. ABD Hazine Bakanlığı, bu tarihte Mehmet Hakan Atilla ve diğer Halkbank yöneticilerini uyarıyor. 10 Ekim 2014’te de ABD Hazine Bakanlığı, Mehmet Hakan Atilla ile Sarraf’ın İran yaptırımlarını delme konusunu tekrar gündeme getiriyor. Hakan Atilla, İran yaptırımlarını delmeye yardımcı olmadıklarını ve Sarraf’ın iş yaptığı kişi ve şirketler ile ilgili detaylı risk analizi yaptıklarını ifade ediyor. ‘O saate el koyarlar’ CHP adına Sarraf’la ilgili tüm duruşmaları takip eden Özcan ek iddianameyi şöyle değerlendirdi: “Esastan yargılama 30 Ekim 2017’de başlayacak. Aslında Çağlayan’ın da sanık olarak bu davaya dahil edilmesi bizim için sürpriz olmadı. Geçtiğimiz mart ayında Savcılık makamı, Sarraf’ın Türkiye ve İran’da üst düzey siyasiler ve bürokratlar tarafından korunup kollandığını ve bununla ilgili ellerinde çok somut bilgiler olduğunu mahkemede tekrar ifade etmişti. Teknik takibe takılan konuşmalarda Sarraf ve diğerleri Çağlayan’dan ‘abi’ diye bahsediyor. Bir nevi kod ad haline gelmiş. ABD yasalarına göre suç işlerken kullanılan ya da elde edilen mal varlıklarına devletin el koyma hakkı var. Çağlayan’ın milyonlarca dolar rüşvet ve mücevherat aldığı dosyada iddia ediliyor. Suçlu bulunursa Türkiye’de Sarraf’tan rüşvet olarak kabul ettiği öngörülen 700 bin TL’lik saat ve 40 bin Avro’luk piyanoya da ABD el koyar.” l İSTANBUL ‘İDDİANAME’DEN Ambargo Saat için otel kâğıdını gösterdi nasıl delindi? Çağlayan, TBMM Soruşturma Komisyonu’nda verdiği ifade de soru işaretlerini giderememişti n İran’ın Türkiye’ye sattığı gaz ve petrolün parası Halkbank’a, İran Merkez Bankası, İran Ulusal Petrol Şirketi ve İran Gaz Şirketi’nin hesaplarına yatırılıyor. Ancak bu paranın doğrudan İran’a aktarılmasının yaptırımları delmek anlamına gelmesi nedeniyle, parayla Türkiye’den altın alınıyor. Altınlar, Dubai’de Zarrab’ın oradaki şirketleri aracılığıyla bozdurulup, parası İran devletine aktarılıyor. n Halkbank’taki parayla, yaptırımlara dahil olmayan ilaç ve yiyecekler alındığına ilişkin belgeler düzenleniyor, ancak hiçbir zaman alınmıyor. Alınmayan ilaç ve yiyecekler için de, İran devlet kurumları değil, İranlı şahıs ve özel şirketler adına sahte faturalar kesiliyor. Halkbank yetkilileri bu işlemleri, ABD Hazine Bakanlığı’ndan gizliyor. l Haber Merkezi EMİNE KAPLAN Milyonlarca dolarlık rüşvet aldığı iddiasıyla ABD’de Rıza Sarraf davasına dahil edilen eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın, TBMM Soruşturma Komisyonu’na verdiği ifadede kuşkuları giderememişti. n 240 bin Avro’luk liralık saat: Çağlayan, Sarraf’tan aldığı 240 bin euroluk saat ve piyano almasıyla ilgili olarak komisyona verdiği ifadede, “Piyanoyu Sarraf hediye etti, ama eşimin parasıyla ödedim. Saati Sarraf yurtdışından getirtti. Ama parasını elden ödedim” dedi. Da ha sonra Çağlayan “Saat bedeli olan 240 bin Avro’yu Zafer Çağlayan’dan teslim aldım” yazılı bir otelin antetli kâğıdının örneğini komisyona gönderdi, Sarraf ile yakınlığının nedenine ilişkin soruları ise yanıtsız bıraktı. n Happani’den gelen para: Sarraf’ın adamı Abdullah Happani, Zafer Çağlayan’ın kardeşi Şenol Çağlayan’a Asya Bank aracılığıyla 2.4 milyon TL gönderdi. Kardeş Çağlayan, bu parayı 2 gün sonra Zafer Çağlayan’a gönderdi. Çağlayan, bu parayı kardeşinin ‘hisse devri nedeniyle’ alacağına karşılık gönderdiğini söyledi. Şenol Çağlayan ise, paranın kaynağını ‘altın bozdurdum” olarak açıkladı. n Altın tutarsızlığı: Komisyon raporunda yer alan savcılık ifadesinde, sözkonusu paranın Simay Altıncılık’a altın bozdurulmasından kaynaklandığını belirten Şenol Çağlayan, söz konusu altını yeğeni Kaan Çağlayan’ın düğününde tanıştığı Sarraf’ın yönlendirmesiyle Abdullah Happani’nin sahibi olduğu Simay Altıncılık’a bozdurduğunu söyledi. Zafer Çağlayan’ın komisyona sunduğu yazıya göre, oğlu Kaan Çağlayan, 12 Nisan 2013 tarihinde evlendi. Raporda yer alan belgeye göre ise, altın bozdurma tarihi düğünden 6 ay öncesi. n Sarraf’ın rüşvet gönderdiği iddiası: Oğlu Kaan Çağlayan’a Sarraf’ın çantayla 2 milyon Avro, 2 milyon dolar ve 1.5 milyon TL rüşvet gönderdiği iddiasının anımsatılması üzerine Çağlayan, tapelerin hukuka aykırı olduğunu, oğlunun Sarraf’la bir ilişkisi varsa bunun kendisinin dışında olduğunu söylemekle yetindi. n Çocuklarının mal varlığı: İki oğlunu alınan taşınmazların kaynağını düğünlerinde takılan altınlarla açıkladı. l ANKARA AYŞE SAYIN TBMM’de Soruşturma Komisyonu kurulmasına ilişkin önergenin ilk imzacılarından olan CHP Parti Meclisi Üyesi ve Eski İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz, ABD’de Rıza Sarraf hakkında açılan davaya eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın dahil edilmesini “Sarraf’ın Türkiye’deki kanuna aykırı işlerinde bazı bürokrat ve siyasiler kolaylaştırdı. Bu kolaşlaştıran en önemli aktörlerden birisi de Zafer Çağlayan’dı” dedi. Milletvekili olduğu dönemde Çağlayan’ın da aralarında bulunduğu 4 Eski Bakan ile ilgili CHP içinde kurulan komisyonun üyesi olan ve Çağlayan dosyasını yakından izleyen savcı kökenli isimlerden Özgündüz, ABD’nin Çağlayan’ı da Sarraf davasına dahil etmesini şöyle değerlendirdi: Suçun iştirakçisi: Benim için sürpriz değil. Sarraf, Türkiye’de Çin’de Dubai’de kurduğu şirketler aracılığıyla ABD bankacılık sistemini dolandırmak ve ambargoyu delmekten suçlanıyor. Türkiye’deki kanuna aykırı işlemlere, bazı bürokratlar siyasiler göz yumdu. Bunlar da suçun işlenmesini kolaylaştırdı. Bu kolaylaştıran kim? En önemli aktörlerden birisi Zafer Çağlayan. ABD açısından Çağlayan ‘suçun iştirakçisi’ olarak değerlendiriliyor. Yarın Öbür gün, eski Bakan Muammer Güler’e de uzanabilir. Çünkü onun da Sarraf’la ilgili referans mektubu var. Diğer iki bakandan söz etmiyorum dikkat ederseniz, çünkü onlar bu işe dahil değil. Hırsızlığı gizleyemezsiniz?: 1725’i yapan hakim, savcı, polislerin nereye ait olduklarının önemi yok. Bunlar AKP’ nin dediği gibi cemaatçi, AKP yi yıpratma amaçlı bu operasyonu yapmış olsalar bile, delillere, hırsızlık yolsuzluk var mı? Ona baktığımızda, var. 17/25 Aralık’ı kim yaparsa yapsın, ister Amerikan polisi, ister Rus, ister Türk polisi... Hırsızlık hırsızlıktır. Bu operasyon AKP’ yi yıpratmak amacıyla yapıldıysa, onun hesabını ayrıca sorarsınız. Ama hırsızlığı yapanı gizleyemezsiniz. Kapatırsanız kokusu çıkar: Eğer o zaman Türkiye’de Çağlayan yargılansaydı, ABD bu olayı bu şekilde kurcalayamazdı. İlerisine ilişkin benim başka endişelerim de var, bu iş büyüyebilir, Türkiye’nin bankacılık sistemini sıkıntıya sokarlar. l ANKARA Halkbank 1 Milyar TL eridi Dava etkisiyle Halkbank hisseleri yüzde 5’ten fazla düştü. Şirketin piyasa değeri, bir günde yaklaşık 1 milyar TL eridi. Konuyla ilgili olarak Hakbank, Kamuyu Aydınlatma Platformu’na banka olarak tüm işlemlerde, ulusal ve uluslararası düzenlemelere uygun hareket edildiği açıklamasını yaptı. l Ekonomi Servisi CHP: Yargılama için geç değil İKLİM ÖNGEL Çağlayan’ın Sarraf davasıda sanık olarak yer almasına CHP’den tepki geldi. Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, “Yabancı ülkelerdeki uygulamalar merkezinde şikayet etmek veya onlardan medet ummak yerine şu anda yapılması gereken Türk yargısını çalıştırmaktır. Bunun yolu da Parlamento’nun konuyu yeniden ele alıp Meclis soruşturması açması ve Yüce Divan’a sevk edip AYM’nin Yüce Divan sıfatıyla yargılama yapmasından geçer” dedi. n Grup Başkanvekili Levent Gök: Erdoğan ve iktidarın yarattığı bir süreçtir. n Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı: 1725’i örtmeye çalıştılar ama mızrak çuvala sığmadı. n Kocaeli Milletvekili Haydar Akar: Türkiye’de adalet işlemeye başladığı zaman bunlar tekrar yargılanacak. l ANKARA Zeybekci savundu Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, konuyla ilgili sorular üzerine bu ambargoların BM kararları çerçevesinde olup olmadığın da bakmak gerektiğini kaydederek, “Bu iddia sahipleri iddialarını ispatla mükelleftir. Türkiye Cumhuriyeti’nin bir bakanı hakkında başka bir ülkenin mahkemelerinin böyle bir iddiada bulunması birinci olarak ispatla mükelleftir, ikinci olarak da benim için mevzu bahis Türkiye’nin ve Türk milletinin çıkarlarıdır. Ben önce ona bakarım. Çok değerli bakanımızın da Türkiye’nin çıkarlarına aykırı bir hareketi herhalde hayatı boyuncu hiç olmamıştır” dedi. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle