23 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 30 Eylül 2017 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: EMİNE BİLGET ‘Adil yargılanma hakkım gasp edildi’ Şırnak’taki davaya Edirne Cezaevi’nden SEGBİS’le katılan Demirtaş: ‘Duruşmalara katılamamamın sebebi beni Edirne Cezaevi’ne koyanlardır’ Şırnak’ta, hakkında açılan davada, duruşmaya Edirne Cezaevi’nden SEGBİS yolu ile katılan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, duruşma salonunda hazır bulunmak istemesine rağmen getirilmemesi sebebinin güvenlik sorunu olarak gösterildiğini belirterek, “Türkiye’nin 12 farklı şehrinde hakkımda 25 dava açanlar ve dosyalarıma coğrafi olarak en uzak cezaevine beni koyanlar bunun sorumlusudurlar” dedi. Mahkeme, Demirtaş’ın reddi hâkim talebini reddetti. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Şırnak 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakkında açılan davada yargılanmasına devam edildi. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na muhalefetten yargılanan HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş’ın duruşmasını, avukatlarının yanı sıra HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım ve Milletvekili Meral Danış Beştaş da izledi. Duruşmaya SEGBİS yolu ile Edirne Cezaevi’nden katılan Demirtaş, SEGBİS ile savunma yapmayı açık ve net bir şekilde savunma hakkının ihlali olarak gördüğünü ve kabul ettiğini belirterek, “Adil yargılanma hakkımın açık bir gaspı olarak görüyorum. Susma hakkımı kullanmak istemiyorum. Tutuksuz yargılandığım bir dosyada, tutukluluktan daha ağır koşullarda yargılama dayatılmasını kabul etmiyorum. Ben yargılamanın adil ve hızlı yürütülebilmesi için mahkemeye yardımcı olmak adına, başından beri biz zat mahkeme huzuruna çıkmayı talep ediyorum” dedi. ‘Benim kusurum değil’ Demirtaş, “Benim Şırnak’ta bizzat duruşmaya getirilmememin gerekçesi olarak tanınmış bir kişi olmam, çevremin geniş olması gösteriliyor. Bunlar benim kusurum ve zaafım değil. Güvenlik sorununu yaratan da ben değilim. Türkiye’nin 12 farklı şehrinde hakkımda 25 dava açanlar ve dosyalarıma coğrafi olarak en uzak cezaevine beni koyanlar, bunun sorumlusudurlar. Ben yargılanmaktan kaçmıyorum, çekinmiyorum. Başından beri istediğim tek şey adil, dürüst ve hızlı yargılanabilmektir. Bununla birlikte mahkemeniz hakkımda hazırlanan iddianameyi yeterli deliller toplanmadan, etkili bir soruşturma yapıl Demirtaş madan kabul etme suretiyle beni sanık konumuna düşürmüştür. Mahkemenizin gıyabımda yapılan duruşmalarda verdiği ara kararlarda, soruşturma aşamasında yapılması gereken delil toplama faaliyetine giriştiği açıkça anlaşılmaktadır. Kovuşturma aşamasından çok, soruşturma aşamasının safahatları gibi ilerlemektedir dosya. Yine mahkemenizce, bizzat duruşmada bulunma talebimin şahsım ve avukatlarımca mütemadiyen tarafınıza iletilmiş olmasına rağmen, iki ayrı defa bulunduğum cezaevine müzekkere yazılarak SEGBİS’e zorla çıkarılmam talimatı verilmiştir. Oysa CMK’de kimler hakkında zorla getirilme kararı verilebileceği açıkça sayılmıştır. Ben duruşmaya çıkmaktan ve mahkemeye gelmekten imtina etmeyen, bilakis bu konuda ısrar eden bir sanık ol mama rağmen, mahkemeniz benim hakkımda kanuna açıkça aykırı bir şekilde, zorla getirme kararları vermiştir” diye konuştu. Reddi hâkime ret HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, hem eksik iddianamenin kabulü ile hem de duruşmanın savunma hakkının güvence altına alınmak suretiyle inceletilmemesi nedeniyle daha mahkeme huzuruna bile çıkarılmadan, mahkemenin ara kararlarla aleyhine delil toplama işlemleri yapmış olmasının mahkemeye olan güveni ve inancını sarstığını da belirterek, “Beni adil, tarafsız ve bağımsız bir şekilde yargılayabileceğinize dair en küçük bir hissiyatım yoktur. Bu nedenle Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 29. maddesinde belirtilen ‘tarafsızlığını şüpheye düşürecek diğer sebeplerden dolayı da hâkimin reddi istenebilir’ hükmüne dayanarak reddi hâkim talebinde bulunuyorum. Çünkü bu yargılamanın öznesi benim. Mahkemenizin en çok koruması gereken şey de benim savunma hakkım, adil yargılanma hakkımdır. Ancak, iddianamenin kabulünden bu yana bu hakkımın korunması bir yana, bizzat tarafınızca aleni bir şekilde ihlal edilmiştir. Bu nedenle reddi hâkim talebimin bir üst mahkemeye iletilmesini bekliyorum. Beni adil yargılayacağınıza inanmıyorum” dedi. Duruşmada ara kararını açıklayan mahkeme, reddi hâkim talebini reddederken duruşmayı erteledi. l ŞIRNAK/DHA Yargı yasama ile çelişti İddianamede yer alan suçlama tarihinde HDP’li Baluken’in Diyarbakır’da olduğu belirtilirken TBMM tutanağına göre aynı tarihte Baluken Genel Kurul’da konuşmuş MAHMUT LICALI HDP Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken hakkındaki iddianamede yer alan suçlama tarihinde Baluken’in Diyarbakır’da bir cenaze törenine katıldığı belirtilirken, TBMM’nin resmi tutanak kaydına göre aynı tarihte Baluken’in Genel Kurul’da bulunması akılları karıştırdı. Baluken’in tutuklu olduğu dosyayla ilgili Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede yer alan bir suçlamanın gerçekleştiği tarih akılları karıştırdı. Söz konusu iddianamede 5 No’lu eylem olarak yer alan suçlamada Baluken’in 15 Kasım 2011 tarihinde Diyarbakır’da Yeniköy Mezarlığı’nda terör örgütü üyesinin cenazesine katıldığı, bu durumun da güvenlik güçlerince tespit edilerek tutanağa bağlandığı iddiası yer aldı. Ancak TBMM’nin resmi tutanak kayıtlarına göre Baluken’in katıldığı iddia edilen cenaze töreninin gerçekleştirildiği tarihte Baluken’in Genel Kurul’da olduğu belirlendi. TBMM’nin 15 Kasım 2011 tarihli 24. Dönem 2. Yasama Yılı 18. Birleşim’e ait tutanaklarda Baluken’in Genel Kurul çalışmalarına katıldığı ve söz aldığı anlaşılıyor. Bakanla tartışmış Tutanağa göre dönemin İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin ile dönemin BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan arasında yaşanan tartışma sırasında Baluken dört kere eski İçişleri Bakanı Şahin’e yönelik laf atıyor. İddianamede yer alan bu duruma Baluken’in avukatlarının yaptığı itiraz da kabul edilmedi. Baluken’in tutuklu olduğu dava 6 Aralık’a ertelendi. l ANKARA ‘Bir gece ansızın vergilerle geldiler!’ CHP’li Özel, vergi zamlarını Kuzey Irak politikası ile eleştirdi. Özel, ‘Saray’ın, referandum harcamalarının faturasını vatandaşa ödetemeyeceksiniz’ dedi CHPGrup Başkanvekili Özgür Özel, tepki çeken vergi zamları ile ilgili olarak, “Hükümetin ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’ tehdidinin, sadece Barzani’ye yönelik olduğunu düşünüyorduk; ama bütün vatandaşlarımız gördü ki bir gece ansızın gelebiliyorlar ve geldiler. Kesinlikle ülkenin güvenliği için değil; kavgalı dış politikanın, Saray’ın, israfın hesapsız referandum harcamalarının faturasıdır. Bu bedeli, vatandaş ödemeyecek” dedi. Özel, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Vergi zammını eleştiren CHP’li Özel, “Hükümetin ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’ tehdidinin, sadece Barzani’ye yönelik olduğunu düşünüyorduk; ama bütün vatandaşlarımız gördü ki bir gece ansızın gelebiliyorlar ve geldiler. Torba kanun tasarısıyla geldiler ve yaptıkları her şeyin maliyetini vatandaşın sırtına bindirdiler. Vatandaşın sırtına bindiler” dedi. ‘Terörist’ diyecekler Vergi zamlarının anayasaya göre ek bütçe yasası ile yapılması gerektiğini belirten Özel, “Örtülü olarak diyor ki zamma itiraz etme, seni milli güvenliğin kar ‘Açık uçlu, torpil demek’ Başbakan Binali Yıldırım’ın TEOG’un yerine 8. sınıflara konulan sınavın açık uçlu sorulardan oluşacağı açıklaması için de Özel, “Seneye TEOG’un yerine gelecek sistem nedir, yaz bir kâğıda desek, zarfa koyup kasaya kaldırsak, sınav kağıdını bir yıl sonra okusak, sınavda 5, 10 alırsa namerdim. Bilmiyor. Açık uçlu sınav; açık uçlu değerlendirme, objektif olmayan bir sistem kurmak, açık uçlu torpil; açık uçlu, istediğini istediğin yere Özel yerleştirmek demek” dedi. şısında gösteririm. Zamma itiraz edene neredeyse teröristtir diyecekler. Zam paketini müjde gibi açıklayan bir Maliye Bakanı olur mu? İnsan içine nasıl çıkar bunlar? Şaşırmamak mümkün değil. Her türlü harcamayı, referandumda propaganda yapıyorlar devlet imkânlarıyla. Sonra hesap çıkıyor geliyor vatandaş ödeyecek diyor” dedi. Özel, zammın ülkenin güvenliği ile ilgisinin olmadığını belirterek, “Kavgalı dış politikanın, Saray’ın, israfın hesapsız referandum har camalarının faturasıdır. Bu bedeli hükümet ödeyecek. Vatandaş ödemeyecek. Vatandaşı salak yerine koymalarını kabul etmeyeceğiz. Batmış bir tüccar gibi iktidar perişan durumdadır. Biz CHP olarak burada bu acımasız, haksız zamların karşısında dimdik duracağız. Bu pakete karşı aksiyon alacağız, eylemlilik alacağız. Bunlar bir hayırsız evlat gibi mirası sattılar, satacak bir şey kalmadı. O yüzden zamma sarıldılar; ama ülkeyi felaket eşiğine getirdiler” diye konuştu. l ANKARA /Cumhuriyet haber 5 ‘Uzlaşılamayan konular var’ Putin’in Ankara’ya yaptığı kısa ama yoğun ziyareti değerlendiren Prof. Çelikpala, bazı konularda anlaşılamadığı yönünde izlenimi olduğunu söyledi. SERTAÇ EŞ Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ankara’ya yaptığı kısa ancak yoğun ziyarette, üzerine görüşülen ve çalışılan konularda sınırlı açıklamalar yapıldı. Kadir Has Üniversitesi öğretim görevlisi ve Rusya uzmanı Prof. Dr. Mitat Çelikpala, görüşmelerde masaya yatırılan konularda uzlaşma çıkmadığı izlenimi edindiğini dile getirdi. Çelikpala, “S400’ler konusunda bir açıklama yapılmaması da ilginç. Sanıyorum Suriye ve Irak konularında uzlaşmaya varılamayan noktalar olunca basın açıklamasında soru almayarak iki taraf da konuyu kamuoyuna açık tartışmak istemedi” değerlendirmesini yaptı. Prof. Çelikpala, Putin’in ziyaretinde Suriye, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ndeki (IKBY) referandum ile S400 hava savunma sistemlerinin normalde gündeme gelmesinin beklendiğini dile getirdi. Çelikpala, Rusya’nın Astana Süreci’nin dışında Suriye konularında nihai kararları ABD ile konuşmak istediğini, Türkiye ile bu konuda sınırlı düzeyde de olsa somut diplomasi yürüttüğünü belirtti. Beşar Esad rejiminin her geçen gün yeniden meşrulaştığını, artık Suriye dışındaki göçmenlerin dönüşünün tartışıldığını belirten Çelikpala, “Örneğin Ürdün’le de aynı pazarlıklar sürüyor. Türkiye gibi bu ülke de tıkanma noktasına gelmiş durumda. Ürdün, Suriye ile normalleşme sürecinin sınırda nasıl işleyeceği konularına da çalışmaya başladı. Bu Türkiye’nin üzerinde çalıştığı çatışmasızlık bölgeleriyle aynı. Aslında Türkiye bunu başından beri söylüyordu, ABD bu konuya pek yanaşmadı. Şimdi Rusya ve İran’la birlikte yürütüyor. Rusya bu konuda kapıyı açmış gibi görünüyor” değerlendirmesini yaptı. Rusya’nın IKBY’ye daha geniş bir otonomi sağlanması için Bağdat yönetimiyle görüşmeler yapılması önerisinde bulunduğunu anımsatan Çelikpala, “Bu konuda da Türkiye’nin sert tutumuyla bir örtüşme yok. Ayrıca Rusya, uzun süredir doğalgaz konusunda OPEC benzeri uluslararası bir kurumlaşmaya gitmek istiyor. Bu konuda Katar krizinden sonra bu ülkeden de olumlu sinyaller gelmişti. Aynı yaklaşımı IKBY ile de bu süreçte geliştirebilir” diye konuştu. Putin’in Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüşmesi ve heyetler arası görüşmeye ilişkin izlenimlerini aktaran Çelikpala şu tespitleri yaptı: “Basın toplantısında uçak düşürülmeden sonraki rakamlar dile getirildi. Soru alınmadı. Bence masada anlaşılamayan konular var. Bunları kamuoyuna açıklamamak ve basın üzerinden tartışmamak için soru alınmadığını düşünüyorum. Bunu iki ülke ilişkilerine yeniden nifak sokulacağı şeklinde değerlendirmiş olabilirler. S400 hava savunma sistemi konusunda hiçbir şey söylenmemesi de ilginç. Bu konunun son noktaya geldiği daha önce açıklanmıştı. Bence Rusya, Suriye’de daha ileri konuları bölgesel güç olan Türkiye ile değil de ABD ile konuşmak istiyor. Irak için de aynı.” l ANKARA Rusya: S400’ler için ön ödeme aldık Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in askeri ve teknik işbirliğinden sorumlu olan yardımcısı Vladimir Kojin, gazetecilerin sorusu karşısında Türkiye’den, bu ülkeye gönderilecek S400 hava savunma sistemleri için ön ödeme alındığını söyledi. Kojin, bu sistemlerin Türkiye’ye ne zaman sevk edileceğiniyse henüz söyleyemeyeceğini belirtti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 12 Eylül’de yaptığı bir açıklamada, S400 füze savunma sisteminin satın alınması konusunda imzaların atıldığını ve Türkiye’nin kapora ödemesini Moskova’ya gönderdiğini açıklamıştı. Kommersant gazetesi o dönemde, Türkiye’nin Rusya’dan alacağı 4 S400 bataryası için 2 milyar dolardan fazla ödeme yapacağını yazmıştı. ABD’DEN ‘İADE’ ÇIKIŞI: Bu yoldan gidilemez ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert’e günlük basın brifinginde bir gazeteci, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Amerika bizden bir papazın iadesini istiyor. Sizde de bir papaz var. Siz de onu bize verin” şeklindeki sözlerini sordu. Türk hükümetinden Fethullah Gülen’in iadesi konusunda çok sayıda talep aldıklarını belirten Nauert, “Türk hükümetinin bize verdiği materyalleri değerlendirmeye devam ediyoruz. Bu konuda sizinle paylaşabileceğim yeni bir şey yok” diye konuştu. Bir gazetecinin, “Müttefikler arasında bu türden tutuklu takası ya da rehine diplomasisi gibi şeyler genelde duymayız, genelde bu İran ya da Kuzey Kore’yle olur. Müttefikinizden böyle bir teklif gelmesine dair görüşünüz nedir” sorusu üzerine de Nauert, “Bakın, bu yoldan gidebileceğimizi hayal edemiyorum” ifadesini kullandı. ABD’li personele seyahat kısıtlaması ABD Dışişleri Bakanlığı, Amerikan vatandaşlarını Türkiye’ye seyahat konusunda uyardı. Bakanlıktan yayınlanan seyahat uyarısı bülteninde, “Dışişleri Bakanlığı, ABD vatandaşlarını Türkiye’deki terör örgütlerinin devam eden tehditlerine karşı uyarır” ifadesi kullanıldı. Bültende, “süren terör tehdidi nedeniyle, Amerikan hükümet personelinin Güneydoğu’daki belirli bölgelere seyahatlerine kısıtlamalar getirildiği, İstanbul ve Adana’daki personel ve ailelerinin faaliyetlerinin sınırlandırıldığı” belirtildi. Uyarıda, Türkiye’de açık mekânlarda yeni saldırılar olabileceği tehlikesine işaret edildi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle