27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 11 Temmuz 2017 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN haber 11 CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı Adalet Yürüyüşü’nün yüz binlerce kişinin katıldığı Adalet Mitingi’yle son bulması, dünya basınında geniş yer buldu. Dünya ‘Zaferi resmediyor’medyası alandakilerin hak, hukuk ve adalet istediklerini ve Erdoğan’a meydan okuduklarını yazdı. Gazeteler, ‘Farklı bir ülke umudu yeşerdi’ yorumunda bulundu. Dünya basını, yaygın adaletsizlik ve baskı olarak algılanan durumu protesto etmek için, siyasi yelpazenin her alanından yurttaşın sokağa çıktığını yazdı Guardian gazetesi ‘Adalet Mitingi’ni, “Türkler yıllar sonra Erdoğan’a karşı en büyük muhalefet gösterisini düzenledi” başlığıyla verdi. Haberde, mitingin Gezi Parkı eylemlerinden bu yana “Erdoğan’ın yönetimine karşı en büyük muhalefet gösterisi” olduğunu yazdı. Gazetenin haberinde, ‘Tayyip Erdoğan hükümetinin yaygın adaletsizliği ve baskısı olarak algılanan durumu protesto etmek için, “siyasi yelpazenin her alanından vatandaşların” mitinge katıldığına dikkat çekildi. Independent gazetesinin haberinde ise bir zamanlar “zayıf” olarak görülen muhalefet liderinin pek çok Türk’ün sesi olarak yeniden doğduğu belirtildi. Yürüyüşe katılanlar arasında sıradan vatandaşların yanı sıra kendileri de yargılanan yazar Aslı Erdoğan, eski HDP milletvekili Ahmet Türk ile hapiste bulunan gazetemiz muhabirlerinden Ahmet Şık’ın eşi Yonca Şık’ın da bulunduğu kaydedildi. Farklı ülke umudu Times gazetesi, CHP’nin mitingine yaklaşık 2 milyon kişinin katıldığını belirtirken “Mitinge kaç kişinin katıldığı kesin olarak bilinmese de, kitlesel gösteri 25 günlük protesto yürüyüşünü tamamlayan 68 yaşındaki CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu için bir ‘Adalet, hak ve hukuk’ isteyenler uzun zaman konuşulacak mitingde buluştu. zaferi resmediyor” ifadelerini kullandı. Gazete, Kılıçdaroğlu yürüyüşe başladığında “siyasi rakiplerinin kendisiyle alay ettiğini ve destekçilerinin de kendisini şüpheyle kenardan izlediğini, ancak Kılıçdaroğlu miting alanına çıktığında imajının dönüşüm geçirdiğini ve Türklerin farklı bir ülke ümitlerinin yenilendiğini” kaydetti. Haberde, “Cumhurbaşkanı ve onun iktidar partisi için, Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşünün katlanarak büyümesi utanç kaynağına dönüştü, özellikle de Erdoğan’ın destekçilerini yeniden sokağa çağırdığı darbe girişiminin birinci yıldönümünden bir haf ta öncesine denk geldiği için” yorumu yapıldı. Erdoğan’ı da şaşırttı Financial Times, mitingi “geçen yılki darbe girişimi sonrası Erdoğan’ın baskılarına karşı ilk uzun soluklu, kitlesel protesto” diye tanımladı. Haberde, “Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşünün başarısı hem kendisini, hem de Erdoğan’ı şaşırttı” ifadeleri yer alıyor. Meydan okuma New York Times gazetesi “Adalet Yürüyüşü Erdoğan’a keskin bir meydan okumayla son buldu” başlığını kullandı. NYT mitinge katılanların sayısını “bir milyondan fazla” diye verdi. “Muhalefet sesini Erdoğan’a duyurmaya çalışıyor” denilen haberde “Yürüyüşe katılanlar ağaçların altında dinlenirken yorgun ama umutluydu. Keyfi gözaltılara son verecek siyasi dönüşümün başlayabileceğine inanıyorlardı” ifadeleri kullanıldı. ‘Bu sadece başlangıç’ Washington Post gazetesinin miting yazısında, Kılıçdaroğlu’nun “ateşli” konuşmasına değinilirken Samsun’dan mitinge katılan 59 yaşındaki Aydın Parlak’ın “Biz ülkemiz için yürüdük, bu sadece bir başlangıç” sözleri ne yer verildi. Sıcak havada, güneşin altında toplanan genç ve yaşlı vatandaşların “Hak, hukuk, adalet” sloganı attığı belirtildi. Gandi hatırlatması The Seattle Times, bir zamanlar muhalefet liderliğine şüpheli gözle bakılan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun pek çok Türk’ün sesi olarak yeniden doğduğu belirtildi, Hindistan’ın Mahatma Gandi’sine benzetildiği hatırlatıldı. Wall Street Journal’ın mitingle ilgili haberinde, “Yüz binlerce Türk, İstanbul’un banliyösündeki bir miting alanında toplanarak, ülkelerinin geleceği hakkındaki endişe ve öfkelerini ortaya koydu” ifadeleri yer aldı. ZDF’de ikinci haber Alman basını, Adalet Yürüyüşü’ne katılanların sayısının yüz binleri geçtiğini, insanların hak, hukuk, adalet, demokrasi ve özgürlük için yürüyüşe destek verdiğini söyledi. Alman devlet televizyonu ikinci kanalı ‘ZDF’ saat 19.00 haber bülteninde Hamburg G20 zirvesinde çıkan olayların ardından ikinci haber olarak “Adalet Yürüyüşü” ve bugün yapılan mitinge geniş yer verdi. Alman Taz gazetesinin manşetinde Adalet Mitingi yer aldı. l Dış Haberler Adalet Mitingi moral oldu 24 Temmuz’daki duruşma için gün sayan yazar ve yöneticilerimiz ‘Adalet Yürüyüşü’ ve sonrasında yapılan mitingin umutlarını yeşerttiğini söyledi CHP Adana Milletvekili İbrahim Özaliş, gazetemizin Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan yazar ve yöneticilerini ziyaret etti. Adalet Yürüyüşü’nü ve Adalet Mitingi’ni hapishanedeki televizyonlardan umutla izlediklerini belirten yazarlarımız, görüşlerinin Özaliş’e iletti. Tutuklu yazar ve yöneticilerimizin görüşleri şöyle: Kadri Gürsel: Adalet yürüyüşünün Maltepe’deki buluşmasını mitingle taçlandırılmasını Silivri Cezaevi’ndeki koğuşumuzda televizyondan heyecanla ve umutla izledik. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na, mesleğini icra etmekten dolayı hapsedilmiş tüm gazetecilerin serbest bırakılması talebini alanı dolduran yüz binler önünde birkez daha dile getirdiği için çok teşekkür ediyorum. Adalet yürüyüşünü ve Maltepe’deki Adalet Mitingi Türkiye’de demokrasi kültürünün ve dolayısıyla talebinin geniş halk yığınları tarafından içselleşti rildiğinin kanıtı oldu. Cezae senin mitingini döver sığlığın yonlara da katkımız olsun. için elele yürek yüreğe dü vinde olsak dahi Türkiye için dan bir an önce kurtulmamız Hakan Kara: Miting alanı şünmeye üretmeye devam et umudumuzu korumaya de gerekir diye düşünüyorum. 24 nı dolduran milyonlar Türki meliyiz. Sadece kendimiz için vam ediyoruz. Temmuz’da Çağlayan’da ilk ye için yeni bir umut yarattı. değil ya da problem kapımızı Musa Kart: Adalet yürü duruşmamız yapılacak. Ben Keşke dışarıda olsaydık biz de çaldığında değil toplumun ge yüşü ve sonrasında yapı de adalete güvenini kaybetmiş bu yürüyüşe katılsaydık. Ta neline bir problem geldiğinde lan büyük çoşkulu Malte milyonların arasında görüyo rihe geçen bir yürüyüş oldu. itiraz edebilmeli. Demokratik pe Mitingi’ni hücrelerimizde rum kendimi ama o gün du Umarım 9 Temmuz Türkiye ölçülerde hesap sora duygulanarak izledik. Bu mi ruşma salonunda dimdik du için yeni bir başlangıç olur. cağız. Şunu da be tingde adalete özlem duyan rarak savunacağız kendimi Murat Sabuncu: Maltepe’ye lirteyim gönlüm, her kesimden insanı gördük. zi. Mahkemenin vereceği ka gelen 100 binler toplumun aklım Nuriye ve Umuyorum ki bu ülkeyi yöne rar ne olursa olsun milyonla adalete ne kadar aç ve has Semih’te. tenler bu toplantıdan içtenlik rın vicdanında beraat edeceği ret olduğunun bir gösterge le dile getirilen mesajları doğru okuyup gereğini vakit geçirmeden yerine getirirler. Kabuletmeleri gerekir ki bu ülkede adalete özlem duyanlar gazete sayfalarına, televizyon ekranlarına sığmayacak kadar çoktur. Elindeki kayısıyı üç kuruşa satmak zorunda ka mizden hiç şüphem yok. Güray Öz: Bu yürüyüş bi zim de moralimizi yüksellti. 24 Temmuz’daki duruşmaya ki aynı zamanda gazeteciler bayramıdır, uydurma, delilsiz, kanıtsız iddanameyi yerin dibine batırmaya gideceğiz. Adalet için yürüyen mil si. Hakkı, hukuku ve adaleti sadece kendimiz için değil tüm toplum için istiyor ve arzuluyoruz. Adaleti barış içinde birbirinden farklı düşünen herkesin beraberce yaşayacağı bir Türkiye’yi inşa etmek lan üretici de adalet istiyor, her yıl so ruların çalınma sı karşısında şaş kına dönen öğren ciler de adalet is tiyor. Bu vahim tablo karşısında benim mitingim Ahmet Şık, M. Kemal Güngör, Bülent Utku, Önder Çelik, Musa Kart, Turhan Günay, Hakan Kara, Emre İper, Güray Öz, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Akın Atalay. Bu şiddet rejimi sürekli el yükseltmek zorundadır Bugün Türkiye’de hukuk devleti değil, hatta kanun devleti bile değil, kendinden menkul bir keyfi baskı ve şiddet devletinin hâkim olduğu aşikâr. Her hafta katmerleşiyor. Dalga dalga yayılan bu keyfi devlet şiddeti, bir merkezden yönetiliyor. Bu da rejimin otokrat niteliğiyle bütünüyle uyumlu. Otokratın sadece devletin, hükümetin, iktidar partisinin ya da tek partinin başı olması yetmez. Aynı zamanda başyargıç, başsavcı olması da gerekir. Ordu ve din ise, otokratın himaye ve güdümünde olmalıdır. Türkiye’de bugün, iktidar partisinin genel başkanı aynı zamanda cumhurbaşkanı olduğu için, siyasal olarak bütünüyle sorumsuz. Ama yaptıkları ve söyledikleri, sadece hükümetin icraatlarını, iktidar partisi üye ve yandaşlarının neyi söyleyip ne söylemeyeceklerini belirlemiyor. Yargıya da doğrudan ve açık biçimde yön veriyor. Son yapılanmasıyla artık HSK, başyargıcın emirlerine riayet etmeyenleri cezalandırmakla yükümlü bir parti devletinin iktidar organıdır. İnsan hakları savunucularının gözaltına alınmasını izleyen günlerde bir kez daha yaptığı gibi, daha gözaltı süreleri dolmadan, savcılar ifadelerini almadan, zanlıların ne tür bir suç işlediklerini otokrat ilan ediyor. Bundan sonra hangi savcı, elde suçlayacak suç delili kırıntısı bile olmasa, soruşturmaya gerek olmadığı kararı verebilir? Hangi hâkim tutuklama kararından başka karar alabilir? Tutuklu milletvekilleri için terörist damgasını siyasal sorumsuzluk zırhıyla korunmuş başyargıç ilan ettikten sonra, hangi hâkim, kovuşturulamaz değil, dokunulamaz olan bu milletvekillerini serbest bırakabilir? Bugün kâğıt üzerinde yazılı olan “yargı bağımsızlığı”, Reis’in yabancı bir gazetecinin tutuklu kişiler hakkında sorduğu soruya, mostralık cevap verebilmesi için duruyor. Zaten böyle bir soruyu sorma olanağı yerli gazeteciye hiçbir şekilde tanınmadığı için, bu mostralık ilkeyi en fazla senede birkaç kez, sarılıp sarmalandığı kutusundan otokrat çıkarıp gösteriyor. Türkiye’de yargı bağımsızlığı gerçek anlamda hiçbir zaman olmadı. Ama bugünkü kadar, iktidar partisinin ve doğrudan onun başkanının bu denli aleni, yaygın ve sistemli biçimde yargıyı yönettiği bir dönem de olmadı. Bugünün Türkiyesi, bu açıdan, Nazi Almanyası’nın ceza hukuku felsefesiyle Stalin yönetiminin yargı terörü pratiklerinin bir sentezini el yordamıyla gerçekleştirmiş gibi. Bu sentez, bir yandan, Meclis İçtüzüğü değişikliğinde olduğu gibi, faşizan milliyetçi kadrolarla pekişen ittifakın açık izlerini taşıyor. Diğer yandan, 2000’li yıllarda Tayyip Erdoğan hükümetinin Gülen cemaatine teslim ettiği polis istihbarat ve özel yetkili savcıların geliştirdikleri pratikleri aynen sürdürüyor. Lağımcı gazeteciliğin en parlak örneklerini şimdi yandaş basın vermeye devam ediyor. O dönemde düşman ceza hukuku pratikleri uygulanırken, kendini “savcı” ilan eden başbakanın, şimdi aynı şeyi her kesime doğru ve neredeyse her gün cumhurbaşkanı olarak yapması, bu sürekliliği yeterince aydınlatıyor. Zaten bu nedenle, Gülen cemaati üyelerinin işledikleri suçlar kovuşturulurken son derece seçici davranılmıyor mu? Bu suçlar işlenirken, “iltisaklı” olan kişilerin, açık biçimde yardım ve yataklık yapanların kovuşturulmasından şeytandan kaçar gibi yargı kaçmıyor mu? Bu konu bugün iktidarın en büyük tabusudur. İktidarda kalmak için her şeyi göze aldığı artık açıkça ortaya çıkan otokratın korkuları, saplantıları ve paranoyasının iniş çıkışlarıyla, yandaş mobilizasyonu yöntemlerinin gerekleri bugün iktidarın baskı, sindirme ve şiddet politikasını belirliyor. Bu, fren mekanizması olmayan, her gün yeni şüphelilerin bulunmasını gerektiren, kapsama alanı sürekli genişleyen bir zulüm ve şer politikasıdır. Bir motorun ambale olması gibi, şiddet, kibir ve korku karmaşasında iktidarlar da ambale olurlar. Miting AKP’nin hoşuna gitmedi AKP Genel Merkezi’nde basın toplan tısı düzenleyen AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, Kılıçdaroğlu’nun mitingde yaptığı konuşmayı “demokrasi ve siyaset kurumu açısından son derece sıkıntılı ve tehditkâr bulduğunu” söyledi. Kılıçdaroğlu’nun 10 maddelik çağrısıyla yasama, yürütme ve yargı erklerini “uyardığını” savunan Ünal, “açık bir şekilde sokakla tehdit ettiğini” savundu. “Eğer siz demokrasiyi, parlamentoyu, seçilmiş hükümeti yok sayıyorsanız ve sokağı adres gösteriyorsanız bunun adı faşizmdir” diyen Ünal, “Kılıçdaroğlu’nun tehlikeli bir oyun oynadığını” iddia etti. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle