03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMI ‘Atıl’ bisikletler için tamir kampanyası başlattılar ETİ’nin sosyal sorumluluk projesi “Sarı Bisiklet” için Türkiye’nin 12 şehrinde yaptırdığı araştırma, Türkiye’de 1.5 milyon atıl bisiklet olduğunu ortaya koydu. Kullanılmayan bisikletleri gün ışığına çıkarıp tekrar kullanıma hazır hale getirmek amacıyla “2. El Bisiklet Kampanyası” başlatan Sarı Bisiklet, atıl bisikletleri yenilemek amacıyla Kadir Has Üniversitesi Bisiklet Kulübü ile birlikte “Sarı Bisiklet Tamir Şenliği” düzenledi. 8 EDİTÖR: NECDET ÇALIŞKAN TASARIM: SERPİL ÜNAY Pazar 14 Mayıs 2017 Merhamet değil hukuk da, “Biz de tek bir sani ye bile aç kalmayı iste meyiz” diyordu. Aç kal ma eylemine, açlıkla ter biye edilmek istendikleri için başvurduklarını söy lüyordu. Bakın bu çok önemli bir ayrıntıdır. Akademisyen Nuriye Gülmen ile öğretmen Semih Özakça, 66. günde. Herkesin, hepimizin, dünyanın gözü önünde eriyorlar. Bir an bakan olduğunuzu düşünün. Öyle bir imza atıyorsunuz ki, sonucunda on binlerce kişi aileleriyle açlığa mahkum ediliyor. Büyük kudret değil mi? Açlığa mahkum ettiklerinizin bazıları, kendilerini ölüme mahkum ediyor. Bu daha büyük bir kudret. Açlıkla terbiye edilmek istendikleri için aç kalmayı seçmek. Gülmen ile Özakça, KHK ile kaybettikleri işlerini geri almak için eylemde. Hakkınızda bir soruşturma yok, açılmış bir dava yok. Ülkeyi yöneten bakanlar toplanıp sizi işten çıkarıyor. Ve sizin gideceğiniz hiçbir yer yok. Hak arama kurumlarının kapıları, beton gibi. Gülmen ile Özakça merhamet değil hukuk istiyor. İşleri onun için çok zor. Başkentin göbeğinde, herke Nuriye Gülmen, sağlığı henüz sin gözü önünde eriyorlar. bozulmadan kaydettiği video Bakanlar bakıyor mu? Destan yazan bankalar Destanlar bize yazının, bilimin aklın henüz gelişmediği çağlardan seslenir. En eski sözlü edebiyat türlerinden biridir. Toplumların tarihinde ses getirmiş, iz bırakmış büyük olayları anlatmak için nesilden nesile aktarılır. Peki, destan ile banka kelimesi yan yana gelir mi? Geldi vallahi. Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli Türkiye Bankalar Birliği Genel Kurulu’nda, “Destan yazdınız” dedi. Para satan kurumlar nasıl des tan yazıyormuş derseniz, dığını da söylemiş. Canikli meğerse 15 Tem Belki oradan bir des muz darbe girişimiyle bağ tan gibi görünüyor olabi lantı kurmuş. lir. Ama banka aktiflerini Türkiye son 10 aylık dö menkulleştirip senet çı neminde her türlü badi karmanın riskli olduğunu reyi atlatmış. Bunda ban söyleyen de pek çok ikti kaların kredi muslukları satçı bürokrat mevcut. nı açıp mükemmel perfor Çünkü o tip senetlerin mans sergilemesinin payı karşılığında para basıla büyükmüş. cağı belli. Aslına bakılırsa Ve kritik açıklama: Ban Nurettin Canikli Canikli’nin tarifi tam ola ka aktiflerini menkulleştirmeye ya rak Türkiye Varlık Fonu’nun (TVF) rayacak banka senedi projesi ile il görev alanına giriyor. gili teknik çalışmaların tamamlan TVF de zaten bu amaçla ku ruldu. Gerektiğinde menkul kıymet çıkarmak/satın almak asli işleri arasında. E büyük altyapı projelerini finanse eden iki büyük kamu bankası da TVF kapsamında. Güya çok şeffaf çalışan TVF’nin, banka aktiflerini, yani hepimizin bildiği müteahhitlere kullandırdığı kredileri kâğıt haline getirme çalışmasında sona gelinmiş demek. Hazine nakit açığının rekor kırdığı bir dönemdeki bu çalışma, inşallah başka bir destanla sonuçlanmaz. Eski değil ‘geçmiş’ arkadaş Amin Maalouf’un “Doğu’dan Uzakta” romanını okuyanlar anımsar. Daha iyi bir dünya hayalini birlikte kurdukları gençlik arkadaşlarından biri hiç beklemediği bir “dönüş” yapmış ve roman kahramanı Adam’ı derin bir düş kırıklığına uğratmıştır. Paraya para demeyen “makbul işadamı”na dönüşmüş bu gençlik arkadaşından üçüncü şahıslara bahsedebilmek için yeni bir sıfata ihtiyaç duyar. Anılar ne kadar değerli olursa olsun o artık “eski arkadaş” sıfatını hak etmiyordur Adam’ın gözünde. Bu nedenle ondan “geçmiş bir arkadaş” diye söz eder. Cumhuriyet.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Sevgili Oğuz Güven’in bir haber başlığı nedeniyle gözaltına alınışı, bu kült romanı yeniden ve yeniden zihnime taşıdı. Buradan gayet net görünüyor: Baskıcı rejimlerin, propa ganda ma kineleri ku rup, o maki neyi çamur lu yağlar ta şıyan gaze teci görü nümlü ordu cuklar beslemesinde Oğuz Güven anlaşılmaz bir yan yok. Haysi yet ve hayat cellatlığına soyu nan klavyeler, onlara dünyalık olarak geri döner. Anlaşılmaz olan, vaktiyle “iyi gazeteci” tanımına uymuş, da hası baskıcı rejimin gadrine uğramış, ağır bedeller ödemiş çileler çekmiş “eski” arkadaş ların savruluşu. Bu “yolculuğu”, ruh hali ni, canla başla tetikçilik yap ma arzusuyla yanıp tutuşma yı “geçmiş” arkadaşlarda gör mek tuhaf. Sahiden çok tuhaf. Geçmiş olsun Oğuz Bey. Bize kamucu ekonomi lazım Röportaj yapan meslektaşlar bilir. Sınırlı bir yere olabildiğince çok sayıda yeni mesajı, bir kurgu içinde sığdırmak biraz eziyetli bir uğraştır. Eziyet demem yanıltmasın. Kastım, “dışarıda” kalan parçalara dair. CHP sözcülüğü ve MYK üyeliğinden istifa eden Selin Sayek Böke ile söyleşimiz de bu dertten nasibini aldı. Röportaja sığmayan başlıklardan biri de ekonomiye dairdi. Böke, asgari ücret meselesinin toplum gündemine sokulmasındaki payını anımsattı. Şu anda iki yıl öncesine göre çok daha ağır bir gündem, daha doğrusu ağır bir demokrasi sorunu yaşıyor olmamız nedeniyle ekonominin fazla öne çıkamadığını konuştuk. Böke, siyasette bir yandan hukuk ve demokrasinin yeniden inşası için uğraş verirken ekonominin yerini şöyle tanımlıyor: “Bugün ihtiyaç duyduğumuz şey, artık çoktan sınırlarına gelmiş olduğumuz vahşi kapitalizmin yerine, hızla hakiki bir sosyal demokrat, eşitlikçi, güvenceli çalışma imkânı sağlayan, herkesi fırsat eşitliğiyle düzene davet eden, yeniden kamuculuğu tarif eden, salt piyasaya terk edilmiş bir ekonomik düzen yerine piyasanın önünden giden, piyasayı düzenleyen denetleyen bir kamuyla emeğin hakkını koruyan yeniden tarif edilmiş biri ekonomik düzen.” Tanımdaki “kamuculuk” kayda girmeli. Dünya Bankası: TL’deki kayıplar satın alma gücünü aşındırabilir Döviz borçları şirketler için risk Arçelik’in deneyim odaklı mağaza konseptlerinin ilki İzmir’de açıldı. Yeni mağazalarıyla Oscar’a başvuracak HAKAN DİRİK Arçelik, “yeni nesil mağazacılık” konseptiyle ilk mağazasını İzmir’de açtı. İzmir Asmaçatı Alışveriş Merkezi’ndeki açılışa Vali Erol Ayyıldız, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar ile firma yöneticileri katıldı. Açılışta konuşan Arçelik Üst Yöneticisi (CEO) Hakan Bulgurlu, teknolojiyle günlük yaşamın bir arada olduğu bir konsepti yaşama geçirdiklerini belirterek, “Artık günümüz şartlarına uygun yeni bir mağaza anlayışına ihtiyaç vardı. Gençlerin mağazalarımızı daha sık ziyaret edip burada yeni ürünleri tanımasını, yakından incelemesini istiyorduk. Bu nedenle 3 boyutlu yazıcılardan drone’lara kadar her türlü ürünü dene yip ona göre karar almalarını istiyorduk. Bunu da İzmir’den başlattık” dedi. 200 mağaza dönüşecek Mağaza içindeki 5 farklı alanda tüketiciler, satın almayı planladıkları ürünleri, “evlerindeymiş gibi” deneyebilecek. Yeni konseptlerini yıl sonuna kadar 200 mağazaya yaymak istediklerini belirten Arçelik Genel Müdürü Can Dinçer ise önümüzdeki yıl dünyada perakende sektöründe en büyük 250 şirket arasına girmeyi amaçladıklarını söyledi. Asıl amaçlarının Dünya Perakendecilik Konferansı’nda “perakende oskarı”nı almak olduğunu belirten Dinçer, “Yeni konseptle yanlızca Y kuşağını değil, tüm tüketicileri kucaklamak istiyoruz. Bu değişimle 24 saat hizmet verir hale geleceğiz” dedi. l İZMİR Ziraat’ten ilk çeyrekte 252 milyar TL kredi Ziraat Bankası’nın net kârı ilk çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 35 artışla 2.2 milyar liraya yükseldi. Bankanın toplam aktifleri ise ilk çeyrek sonunda 384.7 milyar lira olarak gerçekleşti. Sonuçları değerlendiren Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, son dönemde kredilerdeki artışı özellikle küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin finansmanı ve konut kredileri kaynaklı olarak gerçekleştirdiklerini belirtti. Aydın, “Yılın ilk çeyreğinde nakdi kredilerimiz, yüzde 8’in üzerinde büyümeyle 252 milyar TL’ye ulaştı. Kredilerimiz yıllık bazda yaklaşık yüzde 40 büyüdü” dedi. l Ekonomi Servisi Dünya Bankası Türk ekonomisinin bu yıl yüzde 3.5, gelecek yıl yüzde 3.9, ret” başlıklı raporunda Türkiye hakkında şu tespitlere yer verildi: 2019 yılında ise yüzde 4.1 büyüyeceği tahmi 4 2017 ve 2018 için hafif bir hızlanma ninde bulundu. Dünya Bankası 2017 büyü tahmini olsa da büyümenin son 15 yıldaki me rakamı için, geçen yıl Ekim ayında yap adımların oldukça altında kalacağı tahmin tığı tahminde bir değişiklik yapmamış oldu. ediliyor. Yapısal zayıflıklar geçmişin yük Türkiye’de ekonomik yavaşlamanın sorum sek büyüme oranlarına dönüşü engelleyecek. lusu olarak 15 Temmuz darbe girişimini gös Olumsuz hava koşullarına bağlı kötü hasat teren Banka, “Türkiye’de büyüme, başarı gıda fiyatlarını artırdı ve enflasyona önemli sız darbe girişimi tüketici ve iş âlemi güveni katkıda bulundu. Yoksulluk ve aşırı yoksul ni düşürürken 2015’teki yüzde 6.1’lik oran luk daha yavaş adımlarla olsa da artmaya de dan, 2016’da yüzde 2.9’a indi” değerlendir vam etti. mesi yaptı. Bankanın “Dönüşüm İçinde Tica 4 Güvenlik endişeleri hem Avrupa, hem ILO kararı kriz de Rusya’dan turist gelişlerindeki toparlanmayı sınırlayabilir. Liradaki değer kaybı tüketici fiyatlarını daha fazla besleyebilir, hanehalklarının satın alma gücünü aşındırabilir. Şirket bilançoları büyük açık döviz pozisyonları karşısında kötüleşebilir, böylece özel yatırım umutlarını zayıflatabilir. 4 Türkiye’nin önündeki risk ve zorluklarla baş edebilmesi, yatırımcı güvenini tesis edebilmesi ve kırılganlıkların üzerine giderek büyümeyi yükseltebilmesi için yapısal reformların gerçekleştirilmesi gündemine acil olarak dönmesi gerek. l Ekonomi Servisi yarattı Hükümetin ILO Konferansı’nda çalışanları MemurSen’in temsil etmesi kararına, 6 konfederasyon içerisinde bir tek Hakİş itiraz etmedi Hükümetin, en fazla üyeye sahip konfederasyon ol duğu gerekçesiyle bu yılki ILO Konferaransı’nda çalışanları MemurSen’in temsil etmesi ka rarı konferansa az bir süre kala işçi ve memur konfederasyonları arasında kriz yarattı. ILO’ya MUSTAFA ÇAKIR MemurSen’in katılmasına 6 konfederasyon içe risinde bir tek Hakİş itiraz etmedi. En fazla üyeye sahip işçi konfederasyonu olan Türkİş hükümetin kararı üzerine, ILO konferan sına katılmama kararı aldı. DİSK, MemurSen’in hem de toplam sendika üyeleri içinde temsil oranının düşük olması nedeniyle en çok temsile sahip örgüt ölçütüne uygun olmadığını belirtti. ‘G7 sömürüsüne son...’ İtalya’nın Bari kentinde 11 Mayıs’ta başlayan G7 Maliye Bakanları Zirvesi, dün protesto gösterileriyle sona erdi. Aktivist gruplar, “Sömürü, savaş ve tahribata son” pankartı altında zirvenin yapıldığı bölgede protesto gösterileri düzenledi. Zirveye katılan bakanların gündemi ise uzun süredir yürürlükte olan tica ret anlaşmaları ve ekonomik düzenlemelerin ABD Başkanı Donald Trump tarafından tahrip edilmesini önlemeye çalışmak oldu. Bakanlar Amerikalı meslektaşlarından büyük çabalarla hayata geçirilen ve küresel ekonominin krizi atlatmasını sağlayan düzenlemeleri zayıflatmamalarını istedi. l Ekonomi Servisi Katılmama kararı aldılar Yapıcı bir müzakere süreci yürütülmediğine işaret eden DİSK, MemurSen’in ILO delegeliğine Konferans Delege Onay Komitesi’nde itiraz etme kararı aldı. Katılım konusunda görüş alınmadığına işaret eden KESK, işlemi “atama” olarak değerlendirdi. KESK, uluslararası sendikal kurum ve kuruluşlarla görüşme, MemurSen’in delegeliğinin iptali için ILO nezdinde girişimde bulunma kararı aldı. Sendikalarla görüşülmeden böyle bir karar alınmasını ‘atama’ olarak değerlendiren Türkiye KamuSen, konferansa katılmama kararı aldı. Hakİş ise bu konuda herhangi bir açıklama yapmadı. MemurSen ise “Türkiye’deki tartışılan boyutuyla işçi memur ayrımı gibi bir durum ILO’da yoktur.Çalışan kesimi ILO’da biz temsil edeceğiz” değerlendirmesini yaptı. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle