02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 14 Mayıs 2017 AtatüErkvrdimahyaoakz,1m4buüMfhryEeaaBdfrt’aianattataınançırnıtykıelsşaomnnniaachaakli Milli Eğitim Bakanlığı’nın önümüzdeki yıldan itibaren uygulanmaya başlanacak müfreda ta ilişkin çalışmaları tamamlandı. Ocak ayında kamuoyunun değerlendirmesine sunulan ve Talim Terbiye Kurulu’nun son halini verdiği müfre datın bu hafta içerisinde açıklanması bekleniyor. Müfredata yönelik yoğun eleştirilere karşın evrim teorisi konusu geri getiril OZAN ÇEPNİ mediği, tartışma yaratan ‘cihat’ kavramının müf redattan çıkarıldığı öğ renildi. Edinilen bilgiye göre Bakanlar Kurulu’na sunulmasının ardından refe randum sonrasına bırakılan Din Kültü rü ve Ahlak Bilgisi dersine ilişkin taslak ise müfredatın son hali ile birlikte askı ya çıkarılacak. Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın 13 Ocak’taki açıkladığı ve eğitim sen dikaları, öğretmenler ile veliler tarafın dan binlerce değerlendirmenin yapıl dığı yeni müfredat çalışmalarında so na gelindi. Bakanlık tarafından oluştu rulan komisyonla gelen değerlendirme lerin düzenlenmesi ve Talim Terbiye Kurulu’nun son şeklini vermesi sonra sında 20172018 eğitim döneminde 1,5 ve 9 sınıf öğrencilerine okutulmaya baş lanacak müfredatın bu hafta içinde açık lanacağı öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, “Atatürkçülük” kavramını sosyal bilim ler derslerinin müfredatından tamamen çıkaran, Atatürk’ün işlenişinin kapsamını daraltan, Biyoloji ders programından Darwin’in Evrim Teorisi’ni çıkartan ve birçok seçmeli derste “cihat” kavramını anlatmaya hazırlanan MEB, gelen binlerce eleştirinin ardından bazı konularda değişikliğe gitti. Bakanlık ayrıca son şeklini almış müfredat ile birlikte aylardır bekletilen Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi müfredat taslağını da değerlendirmeye sunacak. Atatürk’te ilerleme yok MEB’in yeni müfredat taslak ders programlarının askıya çıkarıldığı siteye 28 günde 175 bin 342 yorum iletilmişti. Milyonlarca kez görüntülenen sitede ilkokul, ortaokul ve lise ders programları için yapılan binlerce değerlendirme bakanlık tarafından kurulan komisyon tarafından derlenmiş ve Talim Terbiye Kurulu’na son halini vermesi için sunulmuştu. En çok öneri ve şikâyetin yapıldığı ve ortaokulda okutulan İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersi ile ilkokulda Atatürk’e ilişkin bölümlerin daraltıldığı Sosyal Bilgiler derslerinde binlerce eleştiriye karşın ciddi bir geri dönüş olmadığı öğrenildi. Evrim’de dönüş yok Eğitim sendikaları ve velilerin 10 bine yakın şikâyet ilettiği, üniversitelerin “Zorunlu Egˆitim Müfredatında Evrimsel Biyoloji Konusunun Yer Almasının ve Kapsamının Artırılmasının Gerekliligˆi Hakkında” bas¸lıklı rapor sunarak itiraz ettiği Biyoloji dersinde ise bakanlık geri adım atmadı. Yeni müfredatta, lise son sınıf biyoloji dersinin müfredatında yer alan, “Hayatın Başlangıcı ve Evrim” ünitesi “İlim midir, varsayım mıdır” diyerek çıkartan MEB’in, eleştirilere karşın üniteyi müfredatın son halinde de kullanmama kararı aldığı öğrenildi. Cihat çıkarıldı MEB, taslak müfredatta çocuklara 7. sınıftan itibaren “cihat” kavramının anlatılmaya başlanmasına karşı gelen tepkileri ise görmezden gelemedi. Birçok derste, ‘cihat’ kavramının ‘değerler’ başlığı altında yer verildiği müfredatta, ortaöğretimde seçmeli ders olan “Temel Dini Bilgiler Dersi” kapsamında şehitlik, gazilik gibi konuların yanında da ‘cihat’ konusunun anlatılacak olmasını Milli Eğitim Müsteşarı Yusuf Tekin’in “Cihat son zamanlarda biraz daha siyasal bir kavram halini aldı. İdeolojik veya siyasi bir çağrışım yapacak şekilde kullanıldıysa düzeltilir” değerlendirmesinin ardından kavramsal olarak ders programlarından çıkarılacağı öğrenildi. Müfredat kapsamında en çok merak edilen ve aylardır bekletilen Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders programı da yaşanan yargısal ve siyasi süreçlerin ardından askıya çıkarılmaya hazırlanılı yor. MEB, merak edilen dersin programı için önce Dışişleri Bakanlığı’na din dersi ile ilgili olarak AİHM kararlarını sordu. Ardından derse yönelik hazırlanan taslak müfredatın, “bilgilendirme amaçlı” olarak AİHM’ye gönderildiği öğrenildi. Bakanlık bu süreçlerin sonrasında ise Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi müfredatını Bakanlar Kurulu’na sundu. Bakanlar Kurulu’nda “muhafazakar kesimi rahatsız edebilir” değerlendirmesi yapılan müfredat, referandumunun sonrasına bırakılmıştı. Uzun uğraşların sonunda hazırlanabilen ders programının da Bakan Yılmaz tarafından diğer derslerin son hali ile birlikte askıya çıkarılarak değerlendirmeye sunulacağı öğrenildi. Dinde sahiplenme kaldırıldı Edinilen bilgiye göre, bakanlık yaşanan tartışmalar ve AİHM’de açılabilecek davalara karşı Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin dilinde sadeleştirmeye gitti. Alevilik ve diğer dinlere daha geniş yer verilen ders programında dilde yaşanan sadeleşme ile kavramlardaki sahiplenmeden vazgeçildi. Bu kapsamda seçmeli olarak verilen “Hz. Muhammed’in Hayatı Dersi” yeni müfredatta “Peygamberimiz’in Hayatı” dersine dönüştürülse de Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinde ise “Dinimiz” yerine “İslam Dini”, “Peygamberimiz” yerine “Hz. Muhammed” gibi kavramsallaştırmaya gidildi. l ANKARA Anneleri baş tacı etmek zorundayız CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bursa’da, CHP parti meclisi üyesi Özkan Yıldız’ın başkanı olduğu Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Derneği’nce (SESADER) düzenlenen “Referandum Sonrası Türkiye Siyasetinde Gelişmeler” konulu çalıştaya katıldı. Kılıçdaroğlu daha sonra, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin, Merkez Nilüfer ilçesinde bulunan Podyum Park‘ta açtığı anneler günü temalı kermese katıldı. Kılıçdaroğlu, kermesi düzenleyen ve katılanlar için, “Onlar aydınlık Türkiye için mücadele ediyorlar. Bütün annelerin anneler gününü yürekten kutluyorum” dedi. Kılıçdaroğlu son dönmede Atatürk’e yapılan hakaretlerin sayısındaki artışın söylenmesi üzerine yaptığı konuşmada, “Yarın (bugün) anneler günü. Özellikle Zübeyde Hanım ile ilgili çok kötü ithamlar var. O suçlamaları yapan insanları, insan olarak değerlendirmek mümkün değil. Tarihimize bağlıyız, köklerimize bağlıyız. İnsanlarımıza saygı duymak zorundayız. Hele hele anneleri baş tacı etmek zorundayız. Eğer cennet annelerin ayakları altında ise annelere hakaret etmek kadar büyük bir kabahat yoktur” diye konuştu. l BURSA/ DHA Başbakan’a Armağan soruları Mustafa Kemal Atatürk düşmanı Mustafa Armağan’ın TRT’nin “Payitaht Abdülhamid” dizisinin tarih danışmanı olduğu ortaya çıktı CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, konuyu TBMM gündemine taşıdı. Başbakan Binali Yıldırım’a, “Atatürk düşmanlığıyla bilinen Mustafa Armağan isimli şahıs TRT’deki ilgili dizide danışmanlık yapmaya devam edecek midir?” diye sordu. Yarkadaş, soru önergesinde, Mustafa Kemal Atatürk’ün hatırasına ve manevi şahsiyetine alenen hakaret içeren bu tarz davranışların toplumu “kutuplaştırmaya” çalışarak, halkı kin ve nefrete sürükleme ile alenen tahrik ve devletin birliğini bozma suçlarının da ihlal edilmesi anlamına geldiğini anımsattı. Yarkadaş, önergesinde, ‘Sinop Tanıtım Günleri’ etkinliğinin, Sinop Valiliği tarafından iptal edildiğini anımsatarak, “Sinop Valiliği, konu etkinliği, sanatçı Onur Akın’ın da katılacağı gerekçesiyle mi iptal etmiştir? İptal gerekçesi sanatçının muhalif kimliğinden mi kaynaklanmaktadır?” diye sordu. Geride kalanlar mezarlığa gittiler Madende can verenlerden İlyas Yıldırım’ın eşi Şerife Yıldırım da çocukları Ramazan Yıldırım ve Ömer Yıldırım’la geldi. Maden şehitliğinin ilginç bir o kadar da acı ziyaretini 2.5 yaşındaki Süleyman Kandemir yaptı. Madenci Süleyman Kandemir, kazada can verdiği zaman hamile olan Özge Kandemir, doğan oğluna faciada kaybettiği eşinin adını verdi. Özge Kandemir, acının yıldönümünde de, oğluyla mezarlığı ziyaret etti. Madenci şehitliğinde, mezarları ziyaret eden, çiçek bırakan ziyaretçiler, ailelerin onayıyla yapılan anıtı da inceledi. Facia günü ve sonrasındaki acıyı anlatan, madenciye özlemin tasvir edldiği anıtın önünde de ziya 301 madenci anıldıretçilerfotoğrafçektirdi. Facianın 3. yıldönümünde yüreklerde acı ilk günkü gibiydi Manisa’nın Soma ilçesinde 301 madencinin hayatını kaybettiği facianın üçüncü yıldönümünde, yüreklerde ilk günkü gibi aynı acı bir kez daha yaşandı. Aileler, faciada can veren yakınlarının mezarlarına koştu, yüreklerindeki acı, gözyaşı olup aktı. Soma’da 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen faciada, 301 madenci hayatını kaybetti. Türkiye’nin en büyük maden faciası, tüm vatandaşların hafızalarına acı olarak kazındı, ülke günlerce Soma’da yaşananlara kilitlendi, gözyaşı döktü, ailelerin acılarına ortak oldu. Acının merkezi haline gelen Soma’da, facianın üçüncü yıldönümünde yine gözyaşı, hüzün, kaybedilenlere özlem vardı. Faciada yaşamını yitiren madencilerin ailelerinin buluşma alanı, dün sabah erken saatlerinden itibaren madenci şehitliği oldu. Resmi törenin saat 12.00’de başlayacağının duyurulmasına rağmen aileler, erken saatlerde kaybettiklerinin mezarlarına koştu. Kabirlerin başına çöken annelerin, babaların, eşlerin, çocukların, üç yıldır yüreklerinde biriken acı, gözyaşı olup şehit madencilerin mezarlarına aktı. Tamamen çimlendirilmiş olan şehitlikte, siyah mermerden yapılan madenci mezarları ile onları simgeleyen madenci üzerinde el fenerlerinin bulunduğu bölümler Türk bayraklarıyla donatıldı. Polis ve jandarmanın da geniş güvenlik önlemleri aldığı şehitliğe ilk gelenler de, şehit madencilerden Kazım Karaçoban’ın eşi Sevinç Karaçoban, kızı 6 yaşındaki Cansu Karaçoban, oğlu 7 yaşındaki Yunus Emre Karaçoban oldu. Çocuklar, şehit madenci babalarının mezarına çiçek bıraktı. Madencilerin meslektaşları da şehitliği ziyaret etti. Genel Maden İşçileri Sendikası’nın Zonguldak’ta görev yapan üyeleriyle, Maden İş Sendikası Genel merkezi ve Soma şubesi yöneticileri, ayrı ayrı madenci şehitliğini ziyaret etti. Madenciler anısına Kuranıkerim okundu, dua edildi. Sorumlular cezalandırılsın Madende can veren babası Yüksel Cangül’ün Beyce köyündeki mezarından sonra maden şehitliğini de annesiyle ziyaret eden 12 yaşındaki Emircan Cangül, faciada sorumluluğu bulunanla rın da cezalandırılmasını istediğini söyledi. Emircan Cangül, büyüyünce öğretmen olmak istediğini de ifade etti. Soma’da gün boyu etkinlik Öte yandan, Manisa Valiliği, Kaymakamlık, Büyükşehir Belediyesi ile ilçe belediyelerinin ortaklaşa düzenlediği resmi anma etkinliği saat 12.00’de başladı. Ayrıca, maden şehitleri için öğle namazı öncesinde Ulu Cami’de mevlit okutuldu. Kaymakamlık önündeki meydanda ise akşam saat 20.30’daki etkinlikte yine madenciler için Kuran okundu. KURTULUŞ ARI ‘Madencinin feneri sönmeyecek’ Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve İstanbul Tabip Odası, Soma’da 301 madencinin yaşamını yitirdiği katliamın 3. yıldönümünde Beyoğlu Tünel’de eylem yaptı. “Soma’yı unutmadık unutturmayacağız” pankartının açıldığı eylemde “Soma 301 can” yazılı dövizler taşındı. Eylemde “İş kazası değil bunlar cinayet”, “Soma’yı unutma, unutturma”, “Madencinin feneri sönmeyecek”, “Madencinin kaderi ölüm değildir” sloganları atıldı. haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Trump ne isteyecek? Öncelikle yazıma, gazetemizin internet genel yayın yönetmeni Oğuz Güven’in gözaltına alınmasını protesto ederek başlıyorum. Daha iki gün önce Avrupa Birliği’ne yönelik sevgi mesajları yayımlayan, referandum sonrası hemen Brüksel’e “Müzakere sürecine dönmeye hazırız” sinyali veren bir ülkenin, tutup da ilk fırsatta gazeteci tutuklamasının, akla mantığa sığan bir yanı yok. Asıl sorulması gereken, Avrupa Birliği’nin bu yükü daha ne kadar taşıyabileceği... Unutmayın ki gazetecileri tutuklayan bu ülke, teknik olarak halen AB üyelik müzakere sürecinde. AB’ye üye olmak için gereken kriterlerden biri mi kızdığın gazeteciyi gözaltına almak? Sorun şu: Avrupa artık Türkiye’yi istemiyor. Yapılan her insan hakları ihlalini de, gün geldiğinde bu nişanı atmak için kullanılacak bir başka gerekçe olarak cebe atıyor. Avrupa bizi artık “Batı’nın bir parçası” değil “Batı’nın müttefiki” olarak tanımlıyor. Bu yüzden de insan hakları konusunda sessizler. Üst düzey bir yetkilinin ifadesiyle “Bu zamana kadar her konuda sessiz kaldık. Şimdi nasıl ses çıkartalım?” Son bir yılımı Avrupa’nın farklı yerlerinde konferans ve toplantılarda geçirdim. Edindiğim izlenim şu: Avrupalılar açısından asıl mesele, ne yapılacağı değil; ne zaman yapılacağı. Alman seçimlerine kadar Ankara’yla ilişkilerde yeni bir türbülans istenmiyor. Ondan sonrası Allah kerim... Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, iki hafta sonra Brüksel’de Avrupa Birliği Başkanı Donald Tusk ve AB Komisyonu Başkanı JeanClaude Juncker ile bir araya gelecek. Tahminim, Juncker ve Tusk, Erdoğan’a “Top artık sende. Strasbourg’daki Avrupa Konseyi’nde ‘izlemeye’ alındınız. İnsan hakları tablosu bu kadar kötüyken biz Türkiye’nin üyelik müzakerelerini ilerletemeyiz. Eğer AB’yle devam etmeyi istiyorsan, koşulları biliyorsun. İstemiyorsan, sen bitir” diyecekler. Anlayacağınız Avrupalılar zamana oynuyor. Eninde sonunda Türkiye ve Avrupa arasındaki ilişki, tam üyelik müzakerelerinden çıkıp, düz bir serbest ticaret anlaşmasına dönüşecek. Önümüzdeki yıllarda bu nişan atılacak, yüzük iade edilecek, herkes kendi yoluna gidecek. Adına da bir cins “imtiyazlı ortaklık” denecek. Gelelim TrumpErdoğan görüşmesine... Avrupa’yla ilişkisi kopma noktasına gelen bir Ankara’nın, ABD çıpasına özellikle ihtiyacı var. Ankara’nın, ABD Başkanı Donald Trump’ın YPG’yi silahlandırma kararına nispeten sessiz kalması, “Eyyy Trump” diye gürlememesi işte bu yüzden. Peki, ne olacak salı günü Beyaz Saray’da? Tahminim, Cumhurbaşkanı Erdoğan hâlâ Trump’ı YPG konusunda ikna edebileceğini düşünüyor. Ben ihtimal vermiyorum. Trump, güçlü bir Başkan değil. Fevri ve çocuksu tepkileri yüzünden, ‘sistem’ ve ‘bürokrasi’ artık dizginleri eline aldı. Bu karar değişmez. Rakka operasyonu, YPG ile devam eder. Ancak ‘Rakka sonrası’ için Türkiye’yle derin bir pazarlık olur. Kürtler kenti alsalar da (şehrin etnik yapısı yüzünden) yönetemezler. Kentin yönetimini, Rusya’nın da desteğiyle Esad rejimine devretmeleri söz konusu; ama bu da ideal bir çözüm değil. Her durumda Suriye’nin kuzeyinde istikrar ve yeni bir düzen kurulması için, Türkiye’ye ihtiyaç var. Bu yüzden de Trump ve ABD yönetimi, Ankara’yla arayı iyi tutmaya çalışacak. Aynı Avrupa gibi, ABD de Erdoğan’ın karşısına geçtiğinde insan hakları konusunda bir şikâyette bulunma niyetinde değil. Gazeteciler gözaltındaymış, öğretim üyeleri açlık grevindeymiş, seçilmiş milletvekilleri hapisteymiş... Bunlar Trump’ın ilgi alanına girmiyor. Beyaz Saray’da insan hakları konusunda gündeme gelebilecek tek konu, 15 Temmuz darbe sürecinde gözaltına alınan evanjelist rahip Andrew Brunson’un durumu olacaktır. Brunson, yıllardır Türkiye’de yaşayan bir misyoner. Trump’ın oy tabanı olan muhafazakâr sağ için, önemli bir isim. 2004 yılında katıldığı bir toplantı yüzünden, FETÖ ve PKK’ye destek şüphesiyle suçlanıyor. Trump, tereddütsüz Brunson’un serbest bırakılmasını isteyecektir. Kim bilir? Onlarca gazeteci, öğretim görevlisi, siyasetçi dururken, belki de piyango bir taşra rahibine çıkar; tez vakte kadar serbest kalır; ailesine kavuşur. Darısı cezaevindeki meslektaşlarımızın başına. ‘Madencine sahip çık’ Manisa’nın Soma ilçesinde 301 madencinin öldüğü facianın üçüncü yıldönümünde, bu yıl da yürüyüş düzenlendi. Ege Linyitleri İşletmesi Müessesesi Müdürlüğü önünde toplanan KESK, DİSK üyesi sendikalar, bazı sivil toplum kuruluşları ve aralarında CHP’nin de bulunduğu bazı partilerin temsilcilerinden oluşan yüzlerce kişi, madenci aileleri ve yakınlarına eşlik etti. Soma Beşyol Mevkii’ndeki Madenci Anıtı’na yürüyen gruba; CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ve CHP Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer de destek verdi. “301 madencinin hesabı sorulacak”, “Somalı uyuma madencine sahip çık” sloganları atıldı. Grup daha sonra kalabalık bir çevik kuvvet grubu eşliğinde Beşyol’dan Köylü Garajı’na geldi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından yapılan açıklamalarda olayların bir daha yaşanmaması ve davanın bir an önce sonuçlanması, ayrıca işletme sahiplerinin ceza almaları istendi. Gruplar daha sonra sessizce dağıldı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle