23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Pinhani’den Trump Cadde’de ücretsiz konser Farklı tarzı ve ezgileriyle geniş hayran kitlesine sahip olan müzik grubu Pinhani, 22 Nisan’da Trump Cadde sahnesinde olacak. Akşam saat 18:30’da başlayacak konserde Pinhani, dinleyicileri için en sevilen şarkılarını seslendirecek. Trump Alışveriş Merkezi’nin terasında yer alan Trump Cadde’de gerçekleşecek konsere katılım ücretsiz! Salı 18 Nisan 2017 EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK kultur@cumhuriyet.com.tr 15 Punklar Jeremy Saulnier’nin ilk gösterimini iki yıl önce Cannes Film Festivali’nde yapan filmi ‘Green Room’ gerilimle aksiyonu Nazilere karşıustalıklaharmanlıyor. Jeremy Saulnier adı pek çoğunuz için aşina gelmeyebilir ama eminim 2013 tarihli filmi “Blue Ruin”i izleyenler kim olduğunu hemen anlayacaktır. Gerçi “Blue Ruin” bizde vizyona girmemiş ve izleyenler de özel İZLENİM likle tür sinemasına ve bağımsız art house sinemaya me raklı olanlarla sı nırlı kalmıştır ama Saulnier’nin diğer örneklerinden ayrı lan, tabiri caizse ‘ters EKmolruakhısa çakan’ bir intikam hikâyesi anlattığı filmi onun yönetmen lik kariyerini gerçek anlamda başlatmış ve irili ufaklı önem li teklifler almasına yol açmıştı. Neyse ki Saulnier bu tekliflere pek itibar et meyip yine kendi yazdığı bir senaryoy la, yine bağımsız karakterli bir gerilim filmine imza atmış. Biraz gecikmeli de olsa (birçok ülkede geçen yıl bu zaman larda gösterilmişti film) salonlarımı za gelen bu filmi izleme fırsatı yakala dık ve gördük ki yine türün meraklıla rını memnun edecek bir film kotarmış Amerikalı sinemacı. Film bir punk grubunun olası en kötü yerde, bir Neo Nazi lokalinde verdikle ri konser sonrası kapana sıkışmalarını ve bütün bir geceyi hayatta kalma mü cadelesini vererek geçirmelerini anla tıyor. Tabii akla gelen ilk filmlerden bi ri John Carpenter’ın unutulmaz “Assa FİLMİN KONUSU 4gençten oluşan Ain’t Rights adlı punk grubu Portland’ın ücra bir köşesinde verecekleri bir konser için yola koyulurlar. Ceplerinde beş kuruş yoktur ve yol için gereken benzini bile başka arabalardan çalarak tedarik etmektedirler. Alacakları 350 doların hayaliyle direksiyon sallayan gençleri vardıkları barda kötü bir sürpriz beklemektedir. Burası Neo Nazilerin takıldıkları bir lokaldir ve ekseri olarak yüksek volümlü heavy metal dinleyen bir güruha karşı çalacaklardır. Kazasız belasız konseri atlatan grup elemanları kulise döndüklerinde ise bambaşka bir manzarayla karşılaşırlar. Odada bir ceset ve iri kıyım bir grup adam vardır. İstemeden içine düştükleri bu tatsız durumdan kurtulmaları hiç de kolay olmayacaktır. ult On Precinct 13” adlı minör başyapıtı oluyor (ki Saulnier “Assault”u “Green Room”dan sonra izlediğini söylüyor) ama o kadar uzağa gitmeye de gerek yok belki henüz geçen yıl izlediğimiz Fede Alvarez “Don’t Breath” adlı kapalı mekân gerilimi de yine türün güçlü örneklerindendi. Adını filmin büyük bir kısmının geçtiği ‘yeşil oda’dan, yani konser veren ya da oyuna çıkan sanat çıların dinlendiği kulis odasından alan “Green Room” Alvarez’in filmi kadar nefes nefese izlenen bir gerilim değil belki ama toplumsal çatışmalara yaptığı göndermelerle (Neo Naziler, ya da “teknik olarak uç soldakiler”le punk gençliğinin karşı karşıya gelişi filmin şüphesiz tonunu da belirliyor) derinlik kazanan bir konusu var. İşin ilginci, filmin belki de en gerilimli anlarından biri henüz ilk başlarda Ain’t Rights adlı grubumuzun Neo Nazilerin gözünün içine bakarak Dead Kennedys’in “Neo Nazis Fuck Off” adlı şarkısını söylediği sahnede yaşanıyor. Akla “Blues Brothers”ın cazcı biraderlerinin country barında çaldıkları sahneyi getiren bu bölümde bir an için olayın orada kopacağını sanıyorsunuz ama işler bambaşka bir anda sarpa sarıyor. Fazla ipucu vererek seyir keyfinizi berbat etmeyelim ve Anton Yelchin (çok erken vedası bir kez daha içimizi dağlıyor), Imogen Poots (karanlık, “moody”, duygusal ama acımasız tiplemesiyle filmin en iyilerinden), Patrick Stewart (Neo Nazilerin soğukkanlı lideri rolünde bir hayli sağlam bir performans çiziyor) ve Saulnier’nin has adamı Macon Blair’in oyunculuklarıyla zenginleşen “Green Room”u çok gecikmeden (malum filmler fazla dayanmıyor vizyonda) izlemenizi tavsiye edelim. FİLMİN NOTU: 8/10 Boğaziçi’nde İtalyan rüzgârı Uluslararası keman virtüözü Cihat Aşkın, Devlet Sanatçısı Ayla Erduran ve Giorgio Metteoli şefliğindeki Festa Rustica Enseble ile birlikte Albert Long Hall’de konser verecek. “İtalya’dan Sevgilerle” başlıklı konserde, Bach’ın İkili Konçertosu seslendirilecek. Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall Klasik Müzik Konserleri’nin 26 Nisan’daki konukları uluslararası keman virtüözü Cihat Aşkın ve Devlet Sanatçısı Ayla Erduran olacak. İtalyan Festa Rustica Ensemble ile birlikte Bach’ın İkili Keman Konçertosu, Telemann’ın blokflüt için suiti de seslendirilecek. 26 Nisan’daki konser saat 19.30’da başlayacak. l Kültür Servisi Osmaniye’de Etkinlik 2022 Nisan tarihleri arasında Hemita Köyü’nde yapılacak. Yaşar Kemal Festivali Dünya edebiyatının çınarı Yaşar Kemal KültürSanat ve Edebiyat Festivali 2022 Nisan günleri arasında doğduğu Hemita Köyü ve bağlı olduğu Osmaniye ilinde gerçekleşecek etkinliklerle anılacak. Yaşar Kemal Vakfı’nın da katkıda bulunduğu festival, 20 Nisan Perşembe günü saat 17.00’da “Resim Yarışması” ve “Yaşar Kemal Fotoğrafları” sergilerinin Osmaniye Park328 AVM Sergi Salonu’ndaki açılışıyla başlayacak. Ardından sinema salonunda Türkan Şoray ve Ahmet Mekin’in katılımıyla ‘Yılanı Öldürseler’ filminin özel gösterimi yapılacak. Festivalin ikinci günü Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi’nde “Yaşar Kemal Sempozyumu” gerçekleşecek. “Yaşar Kemal Belgeseli” gösterimiyle saat 13.00’de başlayacak olan sempozyumda Köy Enstitülü eğitimci, yazar Adnan Binyazar “Dede Korkut’tan Yaşar Kemal’e Ağıt Kültürü” başlıklı bir konuşma yapacak. Sempozyumun “Yaşar Kemal Edebiyatında Çocuk” başlıklı, yazar Yalvaç Ural’ın moderatörlüğündeki ilk oturumuna Feridun Andaç (Eleştirmen, Yazar), Prof. Dr. Sedat Sever (Yazar), Yrd. Doç. Dr. Seza Yılancıoğlu katılacak; “Yaşar Kemal Araştırmaları Nasıl Yürütülmeli?” başlıklı, eşi Ayşe Semiha Baban Göğceli’nin yöneteceği ikinci oturumunda ise, Prof. Dr. Cevat Çapan (Şair), Prof. Dr. Onur Bilge Kula (Yazar), Prof. Dr. Kenan Mortan (Yazar) yer alacaklar. İkinci gün etkinlikleri Osmaniye Musiki Derneği’nin saat 20.00’da Osmaniye Cebeli Bereket Kültür Merkezi’nde vereceği konserle noktalanacak. Festivalin son günü Yaşar Kemal’in doğduğu Hemite köyünde, “Gözleri kocaman çocuklar için değer... Mücadeleye değer...” dediği çocuklarla birlikte “Uçurtma Şenliği”yle başlayacak. Ardından “Re sim Yarışması Ödülleri” verilecek. Osmaniye Merkezi’nde başlayan festival saat 19.00’da başlayacak Halk Konseri’yle Hemite köyünde noktalanacak. l Kültür Servisi Sinema oyuncusu Clifton James hayata veda etti Amerikalı sinema oyuncusu, en çok da iki James Bond filminde canlandırdığı Şerif Pepper rolüyle tanınan Clifton James 96 yaşında hayata veda etti. “Live and Let Die” ve “The Man with the Golden Gun” adlı bond filmlerinde Roger Moore ile birlikte kamera karşısına geçen usta oyuncu 50 yılı aşkın kariyerinde 100 civarında film ve TV dizisinde rol aldı. Oyuncunun rol aldığı unutulmaz film ve diziler arasında “Cool Hand Luke”, “Superman 2”, “The ATeam”, “Eight Men Out”, “The Dukes of Hazzard” ve “Bonfire of the Vanities” gibi yapımlar da bulunuyor. Sinemada tanınmış bir karakter oyuncusu olmasına rağmen asıl mutluluğu sahnede bulduğunu defalarca ifade eden James henüz oyunculuğa başlamadan önce 2. Dünya Savaşı’nda çarpışmış ve birçok madalya kazanmıştı. l Kültür Servisi Haldun Dormen’den yeni oyun: Bir Zamanlar Gazinoda Tiyatromuzun yaşayan en önemli isimlerinden Haldun Dormen yeni bir oyunla izleyici karşısındaydı. Sahne Tozu Tiyatrosu prodüktörlüğünde sahnelenen “Bir Zamanlar Gazinoda” adlı oyunun Kenter Tiyatrosu’nda yapılan prömiyerine sanat dünyasının ünlü isimleri katıldı. Haldun Dormen ve Kerem Atabeyoğlu’nun başrolleri üstlendiği oyunda; Ruhsar Öcal, Almıla Uluer, Caner Tör, Murat Terzi, Murat Uyruk, Cansel Şanlı, Fatih Aslan, Ece Arlı ve Başak Burcu Ceylan rol alıyor.  Haldun Dormen’in yazdığı oyunu sahneye koyan ise Ali Altuğ. Prömiyerin ardından duygularını dile getiren ve oyunun kendisine heyecan verdiğini söyleyen Haldun Dormen, “Öncelikle Kenter Tiyatrosu’nda sahnelemenin ayrı bir heyecanı oldu. Yıllarca burada güzel oyunlar izledik. Sanıyorum oyunumuz da güzel karşılandı. İnsanları güldürdük ve devamının da geleceğini düşünüyorum” dedi. “Bir Zamanlar Gazinoda” yıllar önce yaptıkları tüm oyunlarla izleyenleri kırıp geçiren, herkesin gönlünde taht kurmuş iki eski komedyenin şöhreti artık geçmişin tozlu sayfaları arasında kaldıktan sonra başlarından geçenlere odaklanıyor. Geçmişte yaşanan tatsız bir olaydan dolayı bir gece yollarını ayırmışlar ve yıllarca bir daha asla görüşmemişlerdir. Fakat hiç beklenmedik bir anda gelen teklifle yeni bir proje için tekrar bir araya gelirler. Bakalım bu iki eski dost aralarındaki husumeti çözüp tekrar özledikleri o şöhrete kavuşabilecekler mi? Oyun 21 Nisan Cuma ve 27 Nisan Perşembe saat 20.30’da Kenter Tiyatrosu’nda, 28 Nisan Cuma akşamı ise aynı saatte Profilo Kültür Merkezi’nde izlenebilir. l Kültür Servisi İstanbul’un kedileri gişe rekortmeni Ceyda Torun’un yönettiği ve İstanbul’un sokak kedilerini anlatan belgesel film “Kedi” gösterime girdiği ABD’de kendi alanında bir rekora imza attı. Dünya dağıtım haklarını Oscilloscope’un aldığı film bugüne kadar toplam 2.2 milyon dolar gişe geliri elde ederek firmanın gelmiş geçmiş en çok gişe yapan ikinci filmi oldu. “Kedi” aynı zamanda tüm zamanların en çok gişe hasılatı yapan üçüncü yabancı belgesel yapım oldu Amerika’da. Bu alanda ondan daha çok izlenen sadece “Babies” ve “Pina” adlı belgeseller var. İlk kez 2016’da !f İstanbul’da izleyiciyle buluşan film daha sonrasında dünyada festival turuna çıktı ve Oscilloscope’un dikkatini Seattle’daki bir gösterimde çekti. Oscilloscope’un satın alma birimininin başındaki Aaron Katz “Filmin sadece basit bir şirin kedi filmi olmadı ğını hemen anladık ve âşık olduk” dedi ve dünyanın en popüler bağımsız film portalı Indiwire’a şu açıklamayı yaptı: “Film İstanbul’un kedileri üzerinden insani duygulara hitap ediyor, şefkat duygusu yaratıyor ve hatta akıl sağlığı üzerine tespitler yapıyor.” Şirketin başkanı Dan Berger ise filmin gişe başarısı hakkında “Aldığımız tepkiler hiç ama hiç şaşırtıcı değil, film çok güzel çünkü” dedi. 10 Şubat’ta önce New York’ta tek salonda gösterime giren “Kedi” ardından Los Angeles’ta gösterime girdi. İzleyici ilgisi geldikçe salon sayısı da arttı ve film 130 salonda birden gösterilmeye başlandı. Öte yandan filmin tanıtımı için Oscilloscope Facebook için çok sayıda video hazırladı ve #thingsilearnedfrommycat (kedimden öğrendiklerim) etiketi altında bir çok paylaşım yaptı. l Kültür Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle