06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 18 Nisan 2017 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: EMİNE BİLGET ÖzAgecanr Ya normalleşme ya Suriyeleşme Haksız koşullarına rağmen, halkoylamasının kafa kafaya çıkması rejim değişikliği durumunu bıçak sırtına taşımıştır. Erdoğan ve AKP halkın bu dengelemesini görmeliler. Sonuç, Erdoğan ve AKP’ye büyük bir sorumluluk yüklemektedir, bu bir ikazdır. Türkiye “ya normalleşecek ya da Suriyeleştirilecektir”. Normalleşme nedir? 1) OHAL’in derhal kaldırılmasıdır. 2) TBMM’nin çalışır hale getirilerek siyasal partiler arasında, “asgari müştereklerin oluşturulmasıdır”. 3) Dış politika ve bölge sorunları, “TBMM’de görüşülerek belirlenmelidir”. Kesinlikle, “ulusal bir politika ortaya konmalıdır”. Bu konudaki boşluk ve yanlışlıklar ülkeyi, bölünme riski ile karşı karşıya getirmiştir. ABD, AB, Rusya ve İran ile ilişkiler: Irak ve Suriye’de PKK, Kandil, Barzani ve YPG üzerinden dayatılan süreç karşısında TBMM’de birleşme sağlanamaz ise ülke bölünme riski ile karşılaşır. Bunun için de Erdoğan’ın (ve AKP’nin) bunu kabul ederek ulusal bir zemin oluşturmaları kaçınılmazdır. Ankara’nın artık bu gerçeği göz ardı etme lüksü yoktur: gemi batarsa herkes içinde kalacaktır. Şimdi temel soru şu: Erdoğan ve AKP yönetimi normalleşme için gerekli adımları atabilecekler mi? Her gecikme, Türkiye üzerindeki dış baskıların daha da derinleştirilmesine yol açacaktır. Erdoğan’a ve AKP’ye yalnız içerde değil, dışarıda da çıkarılacak fatura büyüyecektir. Yazık etmeyelim Bu güzelim Türkiye Cumhuriyetimizi kendi ellerimizle emperyalizme teslim etmeyelim. Birlikte olabilme, ulusal duruş sergileyebilme becerisini gösterelim. Biz içimizde kutuplaştıkça emperyalizm üstümüze üstümüze gelir. İçeriyi karıştırdık son darbeyi de vuralım, Lozan’dan Sevr’e taşıyalım diye ellerini ovuştururlar. Engellemenin yolu 1 Mart 2003’te olduğu gibi TBMM’yi çalıştırmaktan geçer. Bunu yapmazsak daha da aciz hale düşeriz. Ve bütün bunlar için sorumluluk Erdoğan’ın ve AKP’nin sırtındadır. Önceliği “iç iktidar hesapları ve şahsi sorunlara verirsek Türkiye kaybeder”. Ve 80 milyonun tamamı bunun altında ezilir. Irak ve Suriye göz göre göre, 2003’ten beri yavaş yavaş parçalanıyor. BOP’çular işi Türkiye ve İran’a getirerek amaçlarına ulaşmak peşindeler. Bunlar karşısında TBMM’nin ve partilerimizin asgari müştereklerde birleşerek ulusal bir duruş sergilemeleri gerekir. Kendi iktidar hesaplarımızı öne çıkarmak Türkiye’yi felakete sürükler. Bunun için Erdoğan ve AKP, artık ülkenin normalleşmesi konusunda adım atmalıdırlar. Bıçak sırtındaki halkoylaması, bunun uyarısıdır. Cumhuriyet’in zayıflaması sadece emperyalizmin işine yarar. 1990’lı yıllardan beri BOP’a karşı çıkan Erbakan’ı, Demirel’i ve Ecevit’i tasfiye ederek FETÖ sayesinde işi 15 Temmuz’a kadar getirdiler. Onlara son fırsatı vermeyelim. 16 Nisan’daki başa baş sonuç, Türkiye’nin içine düşürüldüğü bıçak sırtının bir aynası gibi. Bundan sonra da “normalleşmenin ne kadar kaçınılmaz olduğunu göremeyecek miyiz?” Cumhuriyet ve Lozan için birlikte hareket etmeliyiz. Sorumluluk Erdoğan ve AKP’nindir, top onlarda… ON NUMARA 02, 03, 06, 16, 20, 23, 27, 28, 29, 33, 43, 46, 51, 52, 60, 65, 71, 73, 74, 75, 76, ve 79 10 BİLEN: 291 bin 156 TL (1 Kişi) 9 BİLEN: 2 bin 257’şer TL 8 BİLEN: 138,45’er TL 7 BİLEN: 25.05’er TL 6 BİLEN: 4,15’er TL HİÇBİR NUMARAYI DOĞRU TAHMİN EDEMEYEN: 3,20’şar TL 18 NİSAN 2017 SAYI: 33431 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Haber Koordinatörü Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Danışmanı Ayşe Cemal Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 04.40 04.28 04.55 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 06.14 13.11 16.53 06.00 12.55 16.37 06.25 13.18 16.58 Akşam 19.55 19.38 19.59 Yatsı 21.21 21.02 21.21 yorum 13 Veziri Azam, halkoylaması sonuçlarını “Gece gölgenin rahatına bak, ‘evet’ çıktı, keyfine bak” sözleriyle “Rabia” işareti yaparak torunları ile birlikte kutladı. Demek ki “fiilen” uygulanan “Rabiaizm” Türkiye Cumhuriyeti’nde “resmen” başladı! HHH kKaHraaarvllkaşorıyaillaekmbairsfıu, tsbaonlkmi haaçkıneımn ionyynaannlmışa sına benzer bir biçimde gerçekleşti. Hakem Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK), “mühürsüz” oyları da “kabul edeceğini” açıklaması, “hilelerle ‘evet’ az farkla öne geçti” inancının yayılmasına yol açtı. Tribünlerden “2.5 milyon oyda kuşku” bağırışları yankılandı! Daha önce “Maç oynanırken, kural değişmez!” ve “Nehir geçerken at değiştirilmez!” diyen YSK, son dakikada “mühürsüz” oyları da geçerli kıldı. Sonrasında Sultan, zevkle “Atı alan Üsküdar’ı geçti!” dedi… HHH AKP MHP koalisyonu oylama hedefi için çıtayı yüzde 60’ın üzerine yükseltmişti. Bunun da nedeni Kasım 2015 seçimlerinde AKP MHP oylarının yüzde 61.5 oranında oluşu idi. Halkoylamasında koalisyon, şikelerin desteği ile yüzde 51.4’te kaldı, 63 ilde oy kaybı yaşadı. 7 Haziran 2015 seçimlerinde MHP’nin oyları yüzde 16.3’ten 1 Kasım’da yüzde 11.9’a düşerek baraja zorla tutunabilmişti. Adına uygun olarak “devleti” desteklemesi gereken Bahçeli, her nedense Sultan’ın güdümüne girerek, halkoylamasında MHP’yi yok etti… HHH Pazar günü, daha eğitimli kentli seçmenler “hayır” oyuna yüklenirken, kır Özgen Acar Kavşak Rabiaizm Hoş Gel(me)din! sal insanları “evet” dediler. İstanbul, Ankara, İzmir gibi üç büyük kentte üstelik YSK’nin desteği ile “evet” oyları yüzde 50’nin altında kaldı. Türkiye’deki seçimleri etkileyen en önemli etken “eğitimsizlik” ve “dinsel” söylemlerdir. Uluslararası bir araştırmada ilginç kıyaslamalar yer alıyor. “Gazete okuyanların nüfusa oranları” ile ilgili bir örneği alalım: Japonya yüzde 62, Almanya 48, Türkiye 5… “Kitap okuyanların nüfusa oranları” ise şöyle: Japonya yüzde 14, ABD 12, Almanya ve İngiltere 11, Türkiye ise 0.01… Bir başka kıyaslama, Türkiye’de kütüphane ve kahvehane sayıları ile ilgili: Kütüphane 1412, kahvehane 570 bin… Bireysel boyutta ise 49 bin 500 kişiye bir kütüphane, 122 kişiye bir kahvehane düşüyor. HHH Sultan ve Veziri Azam ile vekiller, devletin ve belediyelerin her türlü maddi desteği ile kent kent dolaştılar. Bu maddi desteğin “hayır” diyenlerin vergileri ile karşılandığını da unutmayalım… Sultan, 65 gün boyunca 35 kentte, meydanlarda “Rabia = Evet” dedi… 20 kent kabul etti, 15’i “hayır” dedi… Seçim bölgesi İzmir’de neredeyse ilçe ilçe nutuklar atan Veziri Azam, ancak oyların “üçte birini!” alırken “hayır” diyenlerin oranı yüzde 69 oldu! HHH Her köşe başı “evet” afişleri ile donatılırken, “hayırlar” alaşağı edildi. OHAL denilerek, 130 bin kişi kamusal ve özel yaşamlarından uzaklaştırıldı. 40 bin öğretmen, 8 bin subay, 8 bin polis, 5 bin akademisyen, 4 bin yargıç ve savcı görevlerinden alındı. 1200 okul, 15 üniversite, 50 hastane kapatıldı. “Anayasa ile kurulan demokrasi düzenini, temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerinin ortaya çıkması nedeniyle” ilan edilen OHAL’in dün gece uzatılması gündemdeydi. Oysa Sultan, 15 Temmuz’dan sonra Türkiye’ye demokrasi getirmemiş miydi? Haydarpaşa GATA (askeri) Hastanesi’nin adı “Sultan Abdülhamid Eğitim ve Araştırma Hastanesi” olarak değiştirildi, Sağlık Bakanlığı’na devredilerek sivil başhekim atandı. Atatürk’ün kurduğu “Meclis’e dayalı cumhuriyet” yerine Sultan, “2 yüz yıllık sistemin artık değişeceğini” söyleyerek, “astığı astık, kestiği kestik” içerikli “başkanlığı” getirdi. HHH Avrupa Birliği (AB) değerlerinden kopmada büyük adımlarla ilerlenirken Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri halkoylaması sonucunu şöyle değerlendirdi: “Adil olmayan bir seçim ortamında, Türkiye nüfusu az bir farkla Erdoğan’a denetimsiz yetki verecek, otoriter bir sisteme uygun olan anayasa paketine destek verdi. Bu, Türkiye’deki bütün demokratlar için üzücü bir gün. Bu ülkenin kuvvetler ayrılığına saygı duymayan, hiçbir denetim mekanizması bulunmayan bir anayasayla AB’ye katılamayacağı açık. Eğer paket değiştirilmeden uygulanırsa, bu durum AB ile müzakerelerin askıya alınmasına yol açacaktır!” Suçlamaları çürüttüler Yavuz Yakışkan’ın 13, Emre İper’in ise 11 gün sonra emniyette ifadeleri alındı. İper, telefonunda ByLock olmadığını söyledi. Yakışkan’ın konuştuğu ise yanlış kişi Gazetemiz çalışanları Yavuz Yakışkan’ın 13, Emre İper’in ise 11 gün sonra İstanbul Emniyeti’nde ifadeleri alındı. ByLock kullanma suçlaması yapılan İper bu programı kullanmadığını söylerken, avukatı Tora Pekin de somut gerçeğe ulaşmak için savcılıktan derhal bilirkişi incelemesi yaptırmasını talep etti. Yakışkan’a ise darbe soruşturması şüphelisi M.Y’yle telefon irtibatı olduğu suçlaması yapıldı. Bu iddia söz konusu numaranın rehberden kontrol edilmesiyle çöktü. Darbe soruşturması şüphelisi M.Y. ile Yakışkan’ın irtibat kurduğu M.Y. tamamen farklı kişiler. Darbe şüphelisi M.Y. İçişleri Bakanlığı’nda hukuk müşaviri iken, Yakışkan’ın konuştuğu M.Y. İstanbul’da yaşayan bir esnaf. 20 yıldır gazetemize hizmet veren ulaştırma görevlimiz Yavuz Yakışkan ve 13 yıllık muhasebe çalışanımız Emre İper’in ifadeleri dün İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde alındı. Yakışkan, 4 Nisan, İper ise 6 Nisan’dan bu yana Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Em Yavuz Yakışkan Y. Emre İper niyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nde gözaltında tutuluyor. Çalışanlarımıza yöneltilen suçlama ile ilgili avukatlarımız bilgilendirilmezken, dosya hakkında gizlilik kararı verilmişti. Soruşturmayı, gazetemiz tutuklu yönetici ve yazarları hakkındaki iddianameyi hazırlayan savcılardan Yasemin Baba yürütüyor. İper bilirkişi istedi Muhasebe çalışanımız Emre İper’e, hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen bir soruşturmada ByLock kullanıcısı olduğu yönünde tespit bulunduğu söylendi. Ankara’da yürüyen bir soruşturma varken, aynı konuda İstanbul’da niçin bir soruşturma başlatıldığı anlaşılamazken, İper, emniyette, bu iddiayı “Gerekli incelemelerin yapılması halinde telefonumda ByLock programının yüklenmediği ortaya çıkacaktır” sözleriyle reddetti. İper, hakkındaki iddiayı ilk kez gözaltına alınmadan bir gün önce Cumhuriyet iddianamesinde gördüğünü, bunun üzerine derhal telefonunun imajını aldığını, ancak bununla savcılığa başvuramadan gözaltına alındığını belirtti. İper’in avukatı Tora Pekin de söz konusu iddia ile ilgili şunları söyledi: “Emre İper’in telefonu ile ilgili gazetemizin bilgi işlem servisinde yapılan incelemede, ByLock izine rastlanmadığı anlaşılmıştır. Savcılık makamı cep telefonunun kendisi ve sunduğumuz imajla gerekli bilirkişi incelemesini yaptırırsa somut gerçek ortaya çıkacaktır. Bu incelemenin müvekkilimin lekelenmeme hakkının ve güvenlik ve özgürlük hakkının zarar görmemesi için derhal yaptırılmasını istiyoruz. Birkaç saatlik bir inceleme sonucunda somut maddi gerçek ortaya çıkacaktır.” Yanlış M.Y. Emniyette motosikletli kuryemiz Yavuz Yakışkan’a İçişleri Bakanlığı hukuk müşaviri olan ve anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs iddiasıyla tutuklu ByLock kullanıcısı M.Y. isimli kişiyle telefon irtibatı olduğu iddiası yöneltildi. Bu kişinin Yakışkan’ın oğlu ile yoğun irtibatı olduğu da belirtildi. İfadeden sonra Yakışkan’ın avukatları söz konusu telefon numarasının kime ait olduğunu Yakışkan’ın oğluna sordu. Söz konusu telefon hattını Yakışkan’ın oğlunun arkadaşının kullandığını, M.Y’nin de Yakışkan’ın oğlunun arkadaşının akrabası olduğu, İstanbul’da esnaflık yaptığı ve tutuklu olmadığı ortaya çıktı. Yakışkan bu gerçek dışı iddiayla iki haftadır gözaltında tutuluyor. Yakışkan ve İper’in bugün Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne sevk edilmesi bekleniyor. l İSTANBUL/Cumhuriyet hâl yoğun bakımda Köseoğlu için düzenlenen cenaze törenine Köseoğlu’nun yakınları ile çok sayıda arkadaşı katıldı. Köseoğlu’nu uğurladık Fotoğraf dünyasının usta isimlerinden, gazetemizin eski fotoğraf servisi şefi Erdoğan Köseoğlu (67), dün Şakirin Camisi’nde kılınan ikindi namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi. Köseoğlu, bir süredir tedavi gördüğü Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde önceki gün yaşamını yitirmişti. Köseoğlu için dün Şakirin Camii’nde düzenlenen törende Köseoğlu’nun ailesi taziyeleri kabul etti. Törene, gazetemiz imtiyaz sahibi Orhan Erinç ile gazetemiz haber koordinatörü Aykut Küçükkaya, fotoğraf servis şefimiz Uğur Demir ve Köseoğlu’nun çok sayıda çalışma ar kadaşı katıldı. Orhan Erinç, Köseoğlu ile 1972 yılında Cumhuriyet gazetesinde çalışmaya başladığını söyleyerek, “O süreçte istihbarat şefiydim. Köseoğlu, seçkin bir foto muhabiriydi. Meslek ilkelerinin uygulanması açısından da örnek bir isimdi. Pek çok genç foto muhabirinin yetişmesinde büyük katkıları oldu” diye konuştu. ‘Yeri doldurulamaz’ Köseoğlu ile uzun yıllar beraber çalışan Aykut Küçükkaya, “Erdoğan Abi’den çok fırça yedim. Cumhuriyet gazetesinde tek fırça yediğim isim kendisiydi. Kötü fotoğraf çektiğimde fırçalardı. Kendisine, ‘fotoğ raf çekmek değil, haber yazmak istiyorum’ derdim. O da haklı olarak kızardı. Şu an onu daha iyi anlıyorum. Sürekli bizim iyiliğimizi isterdi. Onun babacan, abi tavrı sürekli bize örnek oldu. Yeri doldurulamaz bir abimizdi” dedi. “Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, Köseoğlu’nun ölümüyle ilgili yayımladığı mesajda şu ifadeler yer aldı: “Değerli üyemiz, Erdoğan Köseoğlu’nu kaybettik. Gazetecilik mesleğine uzun yıllar başarıyla hizmet veren Erdoğan Köseoğlu’nu sevgi ve saygıyla anıyoruz. Erdoğan Köseoğlu’nun ailesine ve basın topluluğumuza başsağlığı diliyoruz.” l İSTANBUL Savcılıktan İbrahim Erkal soruşturması Sanatçı İbrahim Erkal’ın Maltepe’deki evinin otoparkında beyin kanaması geçirmesiyle ilgili Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca “taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma” suçundan soruşturma açıldı. Soruşturma kapsamında, Erkal’ın baygın bulunduğu otoparkın güvenlik kameraları İbrahim Erkal görüntülerinin tespit edilmesine ilişkin çalışma yapıldığı öğrenildi. Öte yandan, olaya ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında şüpheli konumunda ya da gözaltında bulunan herhangi bir şahsın olmadığı belirtildi. Maltepe’deki evinin otoparkında gece saatlerinde güvenlik görevlileri tarafından bilinci kapalı halde bulunan Erkal, önce Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürülmüş, buradaki ilk müdahalenin ardından Beşiktaş Ulus’taki özel bir hastaneye sevk edilmişti. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle