20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Zarif’ten Katar sürprizi İran Dışişleri Bakanı Cevat Zarif, ilişkilerin hasmane seyrettiği Katar’a sürpriz ziyaret yaptı. Emir Tamim el Sani ile bölgesel gelişmeleri ve ikili ilişkileri görüştükleri açıklandı. Geçen ay İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani Kuveyt ve Umman’a gitmişti. Sergey Kislyak Trump da Rus elçiyle görüşenler kervanında Ekibinin başta Rus Büyükelçi Sergey Kislyak olmak üzere Rus yetkililerle temasları yüzünden başı dertteki ABD Başkanı Donald Trump’ın Kislyak’la bizzat görüştüğü iddia edildi. Trump’ın 27 Nisan 2016’da bir otelde dış politika konuşması yaparken dinleyiciler arasında görüntülenen Kislyak’la ayrıca görüştüğü ileri sürüldü. Beyaz Saray “Sadece resepsiyonda el sıkıştılar” diye yalanladı. Perşembe 9 Mart 2017 [email protected] TASARIM: ZARİFE SELÇUK 7 Bu kez hastane katliamı [email protected] Afganistan’ın başkentinde IŞİD militanlarının doktor kıyafetiyle askeri hastaneye baskın yapmaları sonucu en az 38 kişi öldü, 70 kişi yaralandı Afganistan dün başkent Kâbil’deki en büyük askeri hastaneye düzenlenen kanlı doktor ayrımı gözetmeden ateş açarken herkes çığlık atarak kaçışıyordu. Çoğu kurtulamadı. Bu bir katliamdı” saldırıyla sarsıldı. En az 38 kişinin öl dedi. Pencere kenarlarına çıkan ya da düğü, 70 kişinin yaralandığı saldırıyı aşağı atlayanlar kurtuldu. IŞİD üstlendi. Kurbanların çoğunluğu Hastanenin çatısına helikopterle hastalar, doktorlar ve hemşirelerdi. inen Afgan özel timlerinin 6 saat sü Hastaları taradılar ren çatışmalarda tüm militanları öldürdüğü açıklandı. Devlet Başkanı Eş Doktor kıyafetli militanların baskını, ref Gani, “Bütün dinlerde bir hasta hastanenin ABD büyükelçiliğine yakın ne dokunulmazdır, buraya saldırmak güney kapısına intihar saldırısıyla baş bütün Afganistan’a ladı. Ardından kalaşnikof ve el bomba saldırmaktır”dedi. larıyla binaya giren üç saldırgan, üst katlara çıkarak etrafa ateş açtı. Bir has tane çalışanı Facebook’tan “Saldırgan lar hastanenin içinde. Bizim için dua edin” mesajını paylaştı. Dışarı çıkmayı başaran bir başkası, “beyaz doktor ön lüklü saldırganların kalaşnikofla dok torlar ve hastalar dahil herkesin üzeri ne ateş açtığını” söyledi. 3. kattan atla yıp bacağı kırılan yoğun bakım sorum lusu Mecit Mucip “Saldırganlar hasta, Kâbil’de 400 yataklı askeri hastanede yakınlarını kaybedenler fenalık geçirdi. Özel timler helikopterle çatıya inip operasyon düzenledi. Mınbiç satrancında amaç Türkiye’yi dışlamak Kuzey Kore’nin 4 füze denemesinin ardından (altta) ABD, Güney Kore’ye THAAD füze sistemleri gönderdi. çÇainrp: Dışumruaynınki Çin, Kuzey Kore’nin Japon Denizi’ne dört balistik füze göndermesinin ardından ABDGüney Kore ile Kuzey Kore hattında gerilen ilişkileri yumuşatmak için devreye girdi. Pekin hazırladığı önerileri Seul, Pyongyang ve Washington hükümetlerine iletti. Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi, Kuzey’in nükleer ve balistik füze denemelerini durdurmasını, ABDGüney Kore’nin de ortak askeri tatbikatlardan vazgeçmesini istedi. Yi, Kuzey Kore ve ABD’yi birbirlerine doğru çarpma yönünde hızla ilerleyen iki trene benzetirken iki tarafa da frenlere basıp krizi önleme çağrısında bulundu. “Nükleer silah sahibi olmak güvenlik getirmeyecek, askeri güç kullanmak çözüm yolu olmayacak” diyen Çinli bakan, Güney Kore’nin ABD’nin THAAD füze savunma sistemini yerleştirerek Pekin’in güvenliğine zarar verdiğini de vurguladı. ABD’li yetkililer ise Terminal Yüksek İrtifa Alan Savunma (THAAD) sisteminin Çin için bir tehdit oluşturmadığını savunuyor. Öldürülen Kim’in oğlundan video Malezya’da uğradığı suikast sonucu öldürülen Kuzey Kore lideri Kim Jongun’un üvey ağabeyi Kim Jongnam’ın oğlu olduğunu iddia eden bir kişi, Youtube üzerinden bir video yayımladı. Kuzey Kore’den kaçmış kişilerin oluşturduğu Cheollima Civil Defence adlı grubun yüklediği 40 saniyelik videoda konuşan kişi, “Adım Kim Hansol. Kuzey Koreliyim. Kim ailesinin ferdiyim. Babam birkaç gün önce öldürüldü. Şu an annem ve kızkardeşimle birlikteyim. Umarız durum bir an önce iyileşir” diyor. Cheollima Civil Defence, Kim Jongnam’ın ailesinin güvenli bir yere götürüldüğünü, ABD ve Çin’in aralarında bulunduğu dört ülkenin ailenin korunması için acil insani yardım sunduğunu belirtti. The Independent gazetesinin Ortadoğu uzmanı Patrick Cockburn, Türkiye’nin Suriye’de El Bab’dan sonra hedef belirlediği Mınbiç’e saldırmasının “epey zor olacağını” yazdı. Cockburn, “Mınbiç için verilen mücadele Suriye’deki iç savaşın neredeyse bittiğini gösteriyor ve görünen o ki, Beşar Ead kazandı” başlıklı makalede “IŞİD karşıtı güçler Rakka’yı ele geçirmeye hazırlanırken Suriye savaşının olası nihai aşamasında galipler ve mağluplar yavaş yavaş belli oluyor” dedi. Türkiye etkisini kaybetti “YPG’nin anabileşeni olduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG), muhtemelen daha fazla ABD desteği alacak. Bu, Fırat Kalkanı harekâtı yürütürken her taraftan sıkıştırılan Türkiye için kötü haber. Özellikle de SDG’nin elindeki Mınbiç’te, burayı hedefi ilan eden Türkiye’yi dışlamak amacıyla incelikli bir siyasi ve askeri satranç oynanıyor” değerlendirmesi yapan Cockburn, Mınbiç’te SDG, ABD, Rusya ve Suriye hükümetinin işbirliğine, ABD’nin Rakka operasyonunu geciktirebilecek TürkKürt çatışmasını savuştuma kararlılığına dikkat çekti. Silahlı muhalefet destekçileri Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar’ın Suriye’deki gelişmeler üzerinde etkilerini hızla kaybettiğini belirtti. Batı Musul’daki çatışmalardan kaçanlar kamyonlara binebilmek için birbirlerine yardım ediyor. ‘Hilafet’ camisine 1.5 km kaldı Irak güçleri Musul’un doğusunun ardından batısını da kurtarma operasyonunda hükümet binalarını alarak büyük ilerleme kaydederken sembolik zafere çok yaklaştı. Bağdadi terk etti IŞİD lideri Ebubekir Bağdadi’nin Haziran 2014’te “halifeliğini” ilan ettiği El Nuri Camii’ne ulaşmalarına sadece 1.5 kilometre kalan Irak güçleri, bu ilerleme sırasında IŞİD’in 10 Haziran 2014’te çoğu Şii 600 kişiyi infaz ettiği Baduş hapishanesini de aldı. IŞİD 2014’te Baduş’ta 500 Ezidi kadını da esir tutuyordu. Reuters’a konuşan ABD’li ve Irak lı istihbarat yetkilileri, Bağdadi’nin çatışmaların yoğunlaştığı Musul’u terk ederek çöldeki IŞİD sempatizanı köylerde siviller arasında saklanmaya gittiğini öne sürdü. İbadi sınırötesi peşinde Irak Başbakanı Haydar İbadi, komşu ülkelerdeki IŞİD mevzilerini vurmaktan çekinmeyeceğini söyledi. İbadi devlet egemenliğine saygı gösterdiğini, geçen ayki Suriye saldırısında Şam’ın onayını aldığını ekledi. El Bab’a altyapı inşa edilecek TSK destekli ÖSO’nun şubatta IŞİD’den aldığı El Bab’a sivil dönüşler sürerken, eğitim, sağlık, gıda altyapısının oluşturulması amacıyla gruplar kuruluyor. Çatışmalar sırasında altyapının çöktüğü ilçede ekmek üretiminin sağlanabilmesi için Türkiye, fırın kurma çalışmalarını tamamladı. Ama nüfus arttıkça yeni gıda desteği sağlama gereği kaçınılmaz. Sağlık ihtiyaçlarının karşılanması için neler yapılabileceğini tespit amacıyla Sağlık Bakanlığı yetkilileri dahil bir heyet bölgeye gitti. Heyetin raporu doğrultusunda hastane yapımına başlanacak. Eğitim altyapısının oluşturulup okulların açılması için de heyet gidecek. Yerel güvenlik altyapısı için polis ve jandarma olarak çalışmak isteyen El Bab sakinlerinin başvuruları kabul ediliyor. Türkiye’den polis özel harekât birlikleri ve bazı jandarma birliklerinin görevlendirilmesi de göndemde. l SERTAÇ EŞ/ ANKARA Üçlü zirve Mınbiç’te çatışmamak için anlaşıldı Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın ev sahipliğinde ABD’li ve Rus mevkidaşlarının katıldığı zirveden “Mınbiç’te çatışmama” kararı çıktı. Tarafların PYD/YPG’ye bakışı ve Mınbiç konusundaki tutumlarında değişiklik olmadı, yalnızca karşılıklı teyit edildi. Türkiye, en üst düzey askeri makamıyla YPG’nin bölgedeki varlığını kabul etmediğini muhataplarına iletti. Eşgüdüm mekanizması Antalya’da sona eren Türkiye, ABD, Rusya Genelkurmay Başkanları Akar, Joseph Dunford, Valery Gerasimov’un üçlü zirvesine, Suriye’nin kuzeyindeki Halep’e bağlı Mınbiç ilçesi damga vurdu. Türkiye, “terör örgütü” gördüğü YPG’nin Mınbiç’i kontrol etmesine izin vermeyeceği politikasını ve bunun ülkenin bekası konusu olduğu görüşünü yineledi. Dunford da YPG’nin Türkiye’yi hedef almadığı, IŞİD’le savaşta önemli aktör olduğu yönündeki ABD politikasını tekrarladı. Gerasimov’un da Rus politikasını tekrarlamasının ardından soruna ilişkin yeni bir gelişme yaşanmadı. Ancak Mınbiç’te bulunan Türk, ABD, Rus unsurlarının yanı sıra yerel aktörler arasında istenmeyen bir çatışmanın yaşanmaması gündeme geldi. Olası çatışmanın önlenmesi amacıyla Türkiye, ABD ve Rusya arasında Mınbiç özelinde bir eşgüdüm mekanizması kurulması benimsendi. Bu mekanizmanın işlerlik kazanması için alt düzeyde temaslar sürüyor. ABD ile Rakka sorunu Üçlü zirvenin ardından önceki gece Akar ile Dunford yeniden bir araya geldi. İki komutanın maiyetlerinin de katıldığı görüşmede, Rakka operasyonu ele alındı. Genelkurmay’dan Genel Plan Prensipler Başkanlığı’ndan generallerin de eşliğinde Akar, Rakka’ya TSK destekli ÖSO’nun girmesi, YPG’nin dışlanmasına ilişkin Ankara’nın önerisini yineledi. Ama ABD, YPG’siz seçeneğe sıcak yaklaşmıyor. l ANKARA/Cumhuriyet Suudi Arapların gerisine düşmek... Bugüne dek bu denli “küresel bilinçle yaşanan bir dünya kadın günü” görmedim. Dün güne bir Suudi gazetesinde çıkan çarpıcı bir yorumla uyandım... Muna Abu Suleyman isimli bir kadın gazetecinin kaleme aldığı, “Suudi Arabistan’da kadınlar için artık eski klişeler geçerli değil” başlığını taşıyan bir yazı, dünyanın en kadın düşmanı rejimlerinden sayılan Suudi Arabistan’da kadınların aldığı mesafeyi anlatıyordu. Şubatta “Arab National Bank” ve gene bir Suudi Arap Bankası olan “Samba” isimli bankaların başına “ülke tarihinde ilk kez” kadın CEO’lar getirilmiş. Suudi Borsası’nın başına da bir kadın atanmış. Önemli “bakan yardımcılığı” pozisyonlarında da bundan böyle çok sayıda kadının görevlendirildiğinden söz eden yazı, Suudi kadınların istihdamdaki paylarının yüzde 34’e çıktığını söylüyordu. Aynı gazetede Türk kadınları hakkında yazılan başka bir yazıda, Türk kadınlarının işgücü içindeki paylarının sadece yüzde 32.5 olduğu belirtiliyordu. AKP iktidarı diğer deyişle kadın istihdamı rakamlarında Suudi Arabistan’ın dahi gerisine düşmeyi başardı. Bu zor kırılabilecek bir rekor. Sade rakkamlar değil... Türkiye’nin canlı olan kadın hareketinin üzerine AKP yıllarında ölü toprağı serpildi. Dünya çapında örgütlenen dünkü “uluslararası kadın grevi”, olağan koşullarda Türkiye’de çok daha aktif bir katılımla yaşama geçirilebilirdi. Ama Türk aktivistler anlaşılır nedenlerle “Türkiye’de OHAL koşulları ve çeşitli eylemlergrevler yüzünden birçok insanın soruşturma altında olması nedeniyle doğrudan grev yapılması mümkün görünmüyor” dediler ve eklediler: “Bu kadın dayanışması çağrısına esnek yanıt vererek, uluslararası greve buradan bir ses vermeyi planlıyoruz.” Polonya’dan gelen ilham Benim yazıya oturduğum saatlerde dünyadaki “ilk” uluslararası kadın grevi sürüyordu. Benzerine önce hiç rastlanmamış bu grevden nasıl bir netice alınacağı henüz belli değildi. Türkiye’den de doğrusu küresel kadın grevine “nasıl bir ses verildiği”ni bilmiyorum. Ama Rusya’da örneğin bazı tutuklamalar başlamıştı. “Kremlin’i ele geçiren feministler 8 Mart’ınızı kutlar!” mesajı yayımlayan bazı aktivistler misal hızla tutuklanmıştı. Polonya eylemleri ise ilk saatlerden itibaren “8 Mart’ın en iddialı eylemleri” olarak fark yaratmıştı. Polonya’nın bu kadar ön planda olmasının nedeni, bu küresel inisiyatifin zaten Polonya örneğinden yola çıkarak hazırlanmış olması. Ekimde hatırlayacak olursanız karalar giyinmiş yüz binlerce kadın ülke çapında büyük grevler ve gösterilere imza atmış, kadınların bu kalkışması sonunda Polonya’da hükümetin geçirmeyi hedeflediği kürtaj karşıtı yasa tasarısı tedavülden kaldırılmıştı. Aynı günlerde Arjantin’de kadınların kitlesel şiddet karşıtı gösterileri muazzam yankı yapınca, uluslararası kadın hareketi öncüleri; bu yeni protesto yönteminden esinlenerek küresel bir etkinliğin hazırlığına girdiler. ‘Kadınsız bir dünya’ dersi Temel düşünce “8 Mart”ı bundan böyle sırf şenlikle değil; farkındalık yaratacak bir başkaldırıyla yeni bir noktaya taşımaktı. Polonya, Arjantin gösterilerinden ilham alan “Women’s March” aktivistleri; önce ocak sonunda küresel bir gösteriyle “kadın düşmanı” Trump’ın Beyaz Saray’a çıkışını protesto etmekle yola koyuldu. ABD’de Vietnam Savaşı’ndan bu yana yapılan en görkemli gösterilere imza attılar. Bununla da yetinmediler; 7 kıtada milyonlarca kadını sokaklara döktüler. İvmeyi yitirmek istemeyen bu kadın hareketi eylemcileri, şimdi gösterileri sırf “Trump karşıtlığı” ile sınırlı tutmayıp, 8 Mart’a taşıyor. “Kadına karşı ayrımcılığa” karşı dünya çapında “uyanış” yaratmak isteyen hareket; hedefini “yüzde 99 için feminizm” olarak tanımlıyor. Elit “feminist hareketi” bütün kadınlara yaymak istiyorlar. Dün kadınları sonuçta böyle bir hedefe varmak için dünya çapında “greve” çağırdılar. “Kadınsız hayat nasıl oluyormuş”u göstermek için, ister ücretli çalışan, ister ücretsiz ev işçileri olsun, kadınlardan, bir gün için işlerini bırakmalarını talep ettiler... Fikir müthiş. Ama aşırı geniş kapsamlı. Neoliberal politikaların hâkim olduğu, sendikal örgütlenmelerin çözüldüğü, solun tık nefes olduğu bir ortamda bu kerte ihtiraslı bir projenin; sırf sosyal medyalarla nereye dek hayata geçirilebildiğini göreceğiz. Gene de lafta kalan “8 Mart”lardan çok farklı bir rüzgâr bu. Farklı bir Dünya Kadınlar Günü. Ve farklı bir küresel eşik... Türkiye, Mercy Corps’un faaliyetlerini durdurdu Suriye’de yardım çalışması yapan en büyük kuruluşlardan ABD merkezli Mercy Corps’un Türkiye’deki faaliyetleri hükümet tarafından durduruldu. Türk hükümetinin gerekçe göstermediğini söyleyen Mercy Corps sözcüsü Christine Bragale, “5 yıllık işbirliğinin ardından bu noktaya gelinmesi yüreklerimizi parçalıyor” dedi. ABD Dışişleri sözcüsü Mark Toner, Mercy Corps’un önemini ve endişelerini Türk hükümetine ilettiklerini belirtti. C MY B nilgun
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle