20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 9 Mart 2017 4 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: SERPİL ÜNAY haber Kadınlara siyaset çağrısı ‘Evet’ terörü bitirmez Başbakan Binali Yıldırım 16 Nisan referandumunda “evet” çıkması halinde terörün biteceğini ileri sürüyor. Bakalım ne diyor Başbakan: Tünelin ucunda ışık göründü. Terör artık can çekişiyor. 16 Nisan’dan sonra, söz veriyorum, bitecek. Referandumda “evet” çıkmasıyla terörün bitmesi arasında bir bağlantı, mevcut iktidarın, terör ile mücadelede azimli olmasına karşın, yasaların kendisine tanıdığı yetkilerin sınırlılığı dolayısıyla, elinin kolunun bağlı olması halinde kurulabilirdi ki bugün böyle bir şey söz konusu değildir. Herkesin, gerçek mahiyetinden, her geçen gün biraz daha fazla kuşkuya düştüğü, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL ve KHK uygulamalarıyla, siyasi iktidar, zaten kendisine sıkı sıkıya bağlı olan, yasama ve yargıyı atlayarak, her istediğinin üzerine yürümesini sağlayacak yetkileri bulmuştur. HHH İşbaşında olan ve OHAL ile KHK uygulamalarıyla, şimdiye dek görülmemiş yetkiler kullanan iktidarın terör, daha doğrusu terörü bahane eden gerekçelerle yaptığı tasfiyeler, 12 Eylül döneminin 20 (yazıyla yirmi) katına varmış olduğuna göre, kimse iktidarın gücünün azlığından şikâyet etmekte haklı olamaz. Durum böyle olunca, ister istemez 16 Nisan’da evet çıkması halinde terörün duracağı iddiaları 12 Eylül döneminde Kenan Evren’in yarattığı kuşku dolu soru işaretlerini getirmektedir akla. Kenan Evren ve yardakçıları 12 Eylül günü iktidara el koydukları zaman, terör bıçakla kesilmişçesine birden bitmişti. Bu durumu Kenan Bey’in, 12 Eylül ile daha önce sahip olmadığı yetkilerle donatılmış olmasına bağlamak da mümkün değildi. 12 Eylül’den önce de Kenan Bey sıkıyönetim yoluyla, ihtiyaç duyduğunu söylediği bütün yetkilere sahip olduğuna göre, neyin değiştiği sorusu kendiliğinden ortaya çıkmaktaydı. Sakın değişen tek şey istediği yetkilere zaten sahip olan Kenan Bey’in, darbeden sonra, darbeden önce göstermediği olayları sona erdirmek iradesini göstermesi olmasındı? Bu sorunun bugün gündeme gelmesinde de pek yadırganacak bir yön olmasa gerek. HHH Son zamanlarda terör ile mücadele kapsamı içinde ele alınan FETÖ ile mücadele konusunda, gittikçe daha genişleyen bir kesimde, örgütün kimi kumpaslarının gerçekleştirilmesinde başrol oynayan kişilerin korundukları konusunda bir kanaat oluştuğu gözlemlenmektedir. CHP milletvekili ve eski Cumhuriyet Savcısı İlhan Cihaner ile vekili İstanbul Barosu eski Başkanı Av. Turgut Kazan 3 Mart günü Ankara’da düzenledikleri basın toplantısında, Van, Erzincan ve Erzurum kumpaslarının kimi failleriyle ilgili olarak bu olguyu dile getirmişlerdir. Turgut Kazan, Fethullah Gülen Cemaati’nin Türkiye’yi ele geçirme girişiminin ilk adımı olan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi soruşturmasının cemaatin uydurduğu asılsız bir ihbar mektubu ile başladığını, bu olayın Enver Arpalı’nın intiharına yol açtığını, bu hususun FETÖ çatı iddianamesinde belirtildiğini, buna karşılık intihar olayında başrolü oynayan Savcı Ferhat Sarıkaya’nın davada tanık sıfatıyla yer aldığını belirtmiş, yine iddianamede Gülen Cemaati’nin yaptığı belirtilen Erzincan ve Erzurum kumpas davalarındaki kilit isimler Ahmet Demir, Abdülvehap Güllü’nün 23 Şubat günü tahliye edildiklerini, EFE kod adlı Bayram Bozkurt’un duruşma günü dışında, ara celse yapılarak dinlenmesinin akabinde tahliye edilmesinin de koruma uygulaması olduğu için durumu dilekçeyle HSYK’ye yansıttıklarını açıklamıştır. Kazan’ın basın toplantısından sonra şu soru akla gelmektedir: Acaba Türkiye’de terörle mücadele kisvesi altında kimileri korunuyor mu? Bu soruyu soranlar bir, üç, beş değil, birçok kişi ve kurumdur. Bütün bu gerçeklerin ışığında, Başbakan’ın 16 Nisan’dan sonra, terör bitecek iddiaları inandırıcı gelmediği gibi, kuşku içeren birçok soruyu da gündeme getiriyor. l İsmail Kahraman Meclis’te Vekiller ‘silah arkadaşım’ Gülen ‘Çakal Carlos’ Meclis Başkanı İsmail Kahraman, uzun süren sağlık sorunlarının ardından dün Meclis Genel Kurulu’nu açarak mesaisine başladı. Açılış konuşmasını yapan Kahraman, tüm parti gruplarının genel başkanlarından doktoruna kadar teşekkür ederken, milletvekillerine “silah arkadaşlarım”, Fethullah Gülen’e de “Çakal Carlos” diye seslendi. TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanı İsmail Kahraman başkanlığında toplandı. Kahraman açılış konuşmasında 15 Temmuz darbe girişimi gecesi Meclis’in açılmasını “fevkalade bir hadise” olarak nitelendirerek, Fethullah Gülen için “Amerika Pensilvanya’daki Çakal Carlos...” benzetmesinde bulundu. Kahraman, 15 Temmuz gecesi milletvekillerine namlunun ucunun gösterildiğini” de belirterek, milletvekillerine “silah arkadaşlarım” diye seslendi. l Haber Merkezi CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Kadının gücü ve sezgisi erkekte yok. Bir ülkenin geleceğini belirleyen temel aktör kadınlardır” derken annelerin siyasete ağırlık vermesini istedi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Sakarya’dan kadın lara ve annelere “Anneler, eğer si yasette ağırlığı nız olursa o za man Türkiye da ha güzel olacak. İKLİM ÖNGEL Eğer anneler daha çok siyasete il gi gösterirse o za man Türkiye daha başarılı ola cak. Kadının gücü ve sezgisi er kekte yok. Bir ülkenin gelece ğini belirleyen temel aktör ka dınlardır” çağrısı yaptı. Sakar ya Kapalı Spor Salonu’nda yak laşık 5 bin kadına seslenen Kılıçdaroğlu’nun konuşmasın dan satırbaşları şöyle: Yanlışa hayır anneden: İlk türküyü, ninniyi annelerimiz den duyduk. Ana dilimizi, Türk çeyi annemizden öğrendik. On lar bize yanlış bir şey yaptığı mız zaman hayır demesini öğ rettiler. Yanlış bir şey yaptığı mızda, elimizi sobaya götürdü ğümüzde hafif vururlardı, bi zi tehlikelerden korumak için, bizim geleceğimiz için yaptı lar. Bir ülkenin geleceğini be lirleyen temel aktör kadınlar dır. Bugün 8 Mart Dünya Ka dınlar Günü. Dünyada barışı en çok savunan, adaleti temsil eden kadınlar. Dünyada nereye giderseniz elinde bir teraziyle kadını görürsünüz. Gözleri bağ lı adaleti savunan kadınlardır. Anneler aynı türküyü söy ler: Bugün 1 milyon aile mağ dur edildi. 1 haftalık çocuğu an neden ayırıyorlar. Çocuğu an nesinden ayırıyorlar, bu hak, adalet, insanlık mıdır? İnsanlı ğı açlığa mahkum etmek, ban ka hesaplarına el koymak... Al lah aşkına anneler söyler mi sin, Karadeniz’deki bir anney le Diyarbakır’da yaşayan bir an ‘18 MADDEYİ BİLMİYOR’A YANIT ‘Teklik Allah’a mahsus, kimse tek adamım dememeli’ Kılıçdaroğlu, 5 bin kadınla buluşmasının ardından Sakarya meydanında halka seslendi. Anayasanın tek adam anayasası olmaması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Teklik sadece ve sadece Allah’a mahsustur. Kimse ben te kim, tek adamım dememeli, diyememeli zaten” ifadelerini kullandı. Başbakanlığın kalkacağını belirten Kılıçdaroğlu, “Aslında Binali Yıldırım için çalışıyoruz. Binali Başbakanlık koltuğunda kalsın diye” dedi. Sakarya’da iktidar parti sinin güçlü olduğunu bildiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, “Geçmişte A partisine B partisine oy vermiş olabilirler, seçim zamanı yine gidip oylarını verebilirler. Referandum Türkiye’nin kaderini belirleyecek” dedi. Kılıçdaroğlu, Sakarya’ya gelişinde TEM Otoyolu Arifiye gişeleri çıkışında karşılandı. Yakup Çoruh adlı bir kişi yanına yaklaşarak, “Atatürk’ün, büyük liderin partisinin genel başkanı hoş geldiniz Sakaryamıza. Sakaryalılar olarak bir ricam var efendim sizden. Atatürk ilkelerini sayabilecek misiniz efendim? Bir ikincisi de oylanacak olan anayasanın 18 maddesinin 8’inci maddesinde başbakanın olmadığını araştırırsanız görürsünüz efendim” dedi. Kılıçdaroğlu şu yanıtı verdi: “Diyelim ki seçimler oldu. Bir parti çoğunluğu sağladı parlamentoda. Normalde bugünkü şartlarda onun başkanının başbakan olması lazım. Şimdi diyelim ki ilk seçimde yüzde 51’i tutamadı. İkinci seçime gidiyoruz, başkan için yüzde 51’le partide çoğunluğu değil, bir başka kişi başkan seçildi, mümkün mü? Olabilir. O zaman Meclis’te çoğunluğu olan partiyle başkan uyumlu çalışabilir mi?” ne arasında fark olur mu? Anneler dünyanın her yerinde aynı türküyü, ninniyi söyler. Çocuklarını güzel yetiştirmeye çalışır. Bir annenin en büyük dramı çocuklarının iş bulamamasıdır. Bu annenin acısını tarif edemeyiz. Bunları bir siyasi partinin genel başkanı olarak değil bir annenin evladı olarak söyüyorum. Ülkesini seven, hiçbir ayrım yapmayan, bize oy vermeyen anneye anne demeyecek miyiz, onun hakkını savunmayacak mıyız? Neden kavga etmiyorum: Sevgili peygamberimiz cennet anaların ayakları altında diyor. Biz bu ülkede huzur, barış is tiyoruz, birlikte yaşamak istiyoruz. Çocuklarımızı ElBab’a gönderiyoruz, 70’i aştı şehitlerimizin sayısı. Yüreği yanan anne, yüreği yanan baba... Bizi ayırmak istiyorlar. “Kılıçdaroğlu neden kavga etmiyor’’ diyorlar. Neden edeyim. Annemden babamdan kavga yapmayı öğrenmedim. Annem de babam da bana sevgiyi öğretti. İtiraz etmiyoruz: Vekil sayısını 600’e çıkarıyorlar. 550 neyinize yetmedi. Milli irade temsil edilecekse yüzde 10 barajının kalkması lazım. Yüzde 1 oy alan partinin genel başkanı Meclis’e gelir, biz itiraz etmiyoruz, onlar ediyor. Huzurlu Türkiye için hayır: Nasıl olur da Atatürk’e verilmeyen yetkiler şimdi bir kişiye verilecek. Benim vatandaş Kemal olarak da parti başkanı olarak da sorumluluğum var. Benimki kadar her annenin de sorumluluğu var. Çocuklarımız için, onların geleceği için bu anayasa değişikliğine hayır diyeceğiz. Mutlu, huzurlu bir Türkiye’de yaşamaları için hayır diyeceğiz. Annelerin güldüğü bir Türkiye: Huzurlu bir toplum değiliz, çok kutuplaştık, neredeyse selam vermeyeceğiz. Her şeyi kavga ortamına çekiyoruz, bundan kaçınacağız. Her evde hu zur bereket olsun istiyoruz, kadın elinin değdiği her şey bereketlidir. Böyle gördük böyle yaşadık, eğer bir ülkede insanlar mutlu mu diye bakarsınız bunun tüm dünyada tek ölçüsü, o ülkede kadının yüzü gülüyorsa o ülkede huzur vardır, kadın düşünceli kaygılıysa huzur yok demektir. Şu an Türkiye’de anneler endişeli, kaygı içinde huzursuz. Tüm annelerin güldüğü huzur içinde çocuklarını okula gönderdiği, iş bulduğu bir Türkiye istiyoruz. Hayırın her zaman hayırlı olacağını unutmayın, ama evetin vebali çok ağırdır anneler. l SAKARYA Baro’da ‘HAYIR’a sansürMersin Barosu Başkanı Ali Er, 8 Mart bildirisindeki ifadenin çıkarılmasını istedi. İtiraz eden kadınları kürsüden itekledi. 12 avukat KHM’den istifa etti TRABZON İzmir Marşı’na engel ABİDİN YAĞMUR Mersin Barosu’nun 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle düzenlediği basın toplantısında Mersin Barosu Başkanı Ali Er’in, baronun Kadın Hakları Merkezi’nce okunacak 8 Mart bildirisindeki “HAYIR” ifadesi ile bazı ifadeleri sansürlemek istedi. Geçen aylarda yapılan seçimlerde 15 yıl sonra sağ kökenli ilk baro başkanı olan Ali Er, 8 Mart ile ilgili değerlendirmelerde bulunduktan sonra anayasa tartışmalarını değerlendirdi ve ardından, Kadınlar Günü ile ilgili bildirinin okunması için avukat Gözde Göçer’i kürsüye çağırdı. Bu sırada kürsüye gelen Avukat Şilan Türk, Mersin Barosu’nun, Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu Bildirisi’ndeki “hayır” ifadesinin bildiriden çıkarılması için kendilerine baskı yaptığını söyleyerek bildiriyi okumak istedi. Türk’ün bu girişimi üzerine Er kürsüye gelerek avukat Türk’ü itekledi. Er’in bu tavrı üzerine Mersin Barosu toplantı salonu karıştı. Tartışmaların ardından Türk yeniden kürsüye geldi ve 12 avukatın Kadın Hakları Merkezi’nden (KHM) istifa ettiklerine dair metni okudu. İlk sansürü değil Türk, “Metni olduğu gibi okumak istediğimizi, ancak metinde geçen ‘hayır’ kelimesinin küçük harflerle yazılmasında bir sakınca görmediğimizi, hatta ‘son 10 yılda’ ifadesi yerine ‘son yıllarda’ ifadesini kullanabileceğimizi belirttik. Daha önce aynı müdahale Medeni Kanunun kabulü açıklamasında da karşımıza çıkmıştı” dedi. Yeniden kürsüye gelen Baro Başkanı Ali Er, “Sadece hayır kelimesi büyütülerek basına dağıtılması isteniyor. Gündemde olan, hassas bir konu. Evet de olsa aynısını yapardım” dedi. l MERSİN Trabzon merkez Ortahisar ilçesi Uzun Sokak’ta müzik yapan gençler, İzmir Marşı’nı çalarken Trabzon Büyükşehir Belediyesi zabıta ekiplerinin müdahalesine uğradı. Zabıta gençleri polis karakoluna götürmeye çalışınca Trabzonlu vatandaşlar büyük tepki gösterdi. Trabzonlular tempo tutarak önce İzmir Marşı’nı okudu sonra da zabıtaların gençleri karakola götürmesini önledi. Ancak gençler müzik yapmaya son vermek durumunda kaldı. l AHMET ŞEFİK / TRABZON BİR ŞEY YAPMALI Son durak Artvin oldu İlk toplantısını 18 Şubat 2017 tarihinde Sivas’ta yapan “Bir Şey Yapmalı...” Hareketi’nin, referanduma yönelik “HAYIR” cephesindeki çalışmalarının son durağı Artvin oldu. Hareketin Artvin, Şavşat ayağında, sırasıyla, CHP, SAADET Partisi, ÖDP ve MHP İlçe Başkanlıkları ziyaret edildi. Partilerin ilçe başkanları, esnaf ziyaretleri ve kahvehane sohbetlerine de katıldılar. Akşam da Artvin Faal Gazeteciler Derneği tarafından organize edilen ve Bacım Cafe’de gerçekleşen panelde avukat Ömer Faruk Eminağaoğlu ile hareket adına Dr. Ali Mutlu Köylüoğlu, “Neden Hayır denmeli” sorusunu açıkladılar. Ardından Hopa, Kemalpaşa, Arhavi, Yusufeli, Ardanuç, Şavşat, Borçka, Murgul ilçelerinde kampanya çalışmaları sürdü. l İSTANBUL /Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle