25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Perşembe 23 Mart 2017 EDİTÖR: EMRAH KOLUKISA TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Sanatatak’ta Turgut Cansever semineri Sanatatak Okul’da “Turgut Cansever’in Düşünce Dünyası ve Mimarlığı” adlı bir etkinlik düzenlenecek. Volkan Taşkın’ın vereceği seminerde Cumhuriyet tarihinin en üretken insanlarından biri olan Cansever’in düşüncelerinin izleği kendi mimarlığı rehberliğinde incelenecek. 26 Mart Pazar günü 16.30’da başlayacak etkinliğe katılım ücreti 20 TL. Katılımcılara Ayşegül Sönmez’in yeni kitabı “Ben Ayşegül Sönmez Çağın İçinde” kitabı da armağan edilecek. Adres: Ali Ferruh Sokak No.8 Hasanpaşa, Kadıköy. kultur@cumhuriyet.com.tr 15 Edebiyatımızın sessiz işçisi PEN Şiir Ödülü’nün sahibi Egemen Berköz’e ödülü törenle verildi CEREN ÇIPLAK Bu yılki PEN Şiir Ödülü’nün sahibi Egemen Berköz’e ödülü Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde dün akşam düzenlenen törenle verildi. Gecede açılış konuşmasını yapan gazetemiz yazarı Zeynep Oral, plakette yazan “Usta şairimiz Egemen Berköz, insanın yalnızlığını toplumsal varlığı içinde değerlendiren sarsıcı ve öncü şiiriniz için PEN Şiir Ödülü’nü size sunmaktan kıvanç duyuyoruz” cümlesini okuduktan sonra Berköz’e ödülünü sundu. Gecede şair, yazar Turgay Fişekçi ve Berköz’ün 57 yıllık arkadaşı şair, yazar Eray Canberk de birer konuşma yaptılar. Canberk, “Bizim 60 kuşağı hayatla iç içe yaşamış bir kuşaktır. Ve hayatı şiirlere yansıtmı şızdır. Egemen Berköz de hayatı ciddiye alan bir şairdir. Şiirinde hayatla ilgili ne varsa görebilirsiniz. Berköz’ün üslubu, biçemi Behçet Necatigil’e benzer fakat ondan ayrılan tarafları da var. Berköz’ün şiiri kapalıya yakın bir şiirdir. Edebiyatımızın bu sessiz işçisini, sessiz emektarını unutmadığı için Türkiye PEN’e teşekkür ediyorum” dedi. Şair Müslim Çelik de Egemen Berköz için bir parça seslendirdiği törende Berköz de epey bir zaman fotoğrafa merak sardığını belirterek şu anısını anlattı: “Çekemediğim bir fotoğraftan söz etmek istiyorum. Ankara yılları. Dediler ki bir evde Âşık Veysel türkü söylüyormuş. Sanırım Ceyhun Atuf Kansu’nun evi. Gittik dinlemeye. İkinci katta bir ev. Kapısı açık, içeriden saz sesi geliyor, çok kalabalık. Kapıdan içeri girdik bir oda nın içinde tam karşımda işte o çekemediğim fotoğraflardan biri duruyordu. Âşık Veysel sedirin üzerine bağdaş kurmuş saz çalıyor ve söylüyor. Bu çekemediğim bir fotoğraftı. Bugün Âşık Veysel’in ölümünün 44. yılı onu anmak istedim ve ışıklar içinde uyumasını dilemek istedim. Bir de bugün yaşadığım bir şeyi anlatmak istiyorum. Buraya gelmek için taksiye bindik. Uzun saçlı at kuyruklu bir şoför ve şairmiş. Hemen kaseti taktı bize şiirini dinletti. Müslim Çelik engellemese 12 bölümlük şiirinin tamamını dinletecekti ama sadece bir bölümünü dinleyerek kurtulduk ama bizi kapıya getirdi burayı da biliyordu.” Gecenin sonunda, Egemen Berköz, PEN Şiir Ödülü’nün sahibi olarak kaleme aldığı Şiir Günü bildirisini okudu. Egemen Berköz’e ödülünü Zeynep Oral verdi Ahmed Arif Ödüllü isimlere büstü destek yokonarıldı Diyarbakır’da, Sur ilçesini kaplayan tarihi surlardaki Tek Kapı ile Çiftkapı arasındaki parkta bulunan ve iki kişinin saldırısıyla tahrip olan Diyarbakırlı şair ve yazar Ahmed Arif’in büstü, büyükşehir belediyesi tarafından onarılarak yerine konuldu. Şairin büstü, büyükşehir belediyesi ekipleri tarafından onarılmak üzere olduğu yerden alınmıştı. Yaklaşık iki hafta süren onarımın ardından Ahmed Arif’in büstü ve kaidesi eski yerine konuldu. Büst, 2002 yılında Büyükşehir belediyesinin düzenlediği kültür sanat festivali kapsamında, şairin oğlu olan heykel sanatçısı Filinta Önal tarafından yapılmıştı. l DHA ‘Odak Yazar’ Murat Özyaşar Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniver sitesi (MSGSÜ) tarafından düzenlenen “Odak Yazar” söyleşilerinin bu ayki konuğu Murat Özyaşar. İlk öykü kitabı “Ayna Çarpması” ile 2008 Haldun Taner Öykü Ödülü ve 2009 Yunus Nadi Öykü Ödülü’nü alan; ikinci kitabı “Sarı Kahkaha”yı 2015’te yayımlayan Murat Özyaşar 24 Mart’taki söyleşide okurlarıyla bir araya gelecek ve Mehmet Said Aydın’ın moderatörlüğünde ilerleyecek söyleşi sonrası onların da sorularını yanıtlayacak. MSGSÜ’nün Bomonti’deki yerleşkesinde saat 15.30’da başlayacak söyleşi herkese açık ve ücretsiz. Yeşilçam’ın ünlü dansözü vefat etti Yeşilçam sinemasına ‘Gecekondu Yosması’ adlı filmle damgasını vuran 1950’li yılların gözde dansözlerinden 88 ya şındaki Nimet Alp yaşamını yitirdi. Erdem li ilçesinde toprağa verilecek Nimet Alp, ‘Ge cekondu Yosması’ filmiyle şöhreti yakaladık tan sonra “Yetim Yav rular”, “Çalsın Saz lar Oynasın Kızlar”, “Öp Babanın Elini” gi bi çok sayıda filmde dans edip oyunculuk yapmıştı. Zeki Müren, Fikret Hakan, Eşref Kolçak, Adile Naşit gibi isimlerle birlikte Nimet Alp rol almıştı. l DHA Kadın hayatlarını yazmak Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Mer kezi Vakfı’nın 8 Mart etkinlikleri kapsamında düzenlediği “Kadın Hayatlarını Yazmak” konulu etkinlik 24 Mart Cuma günü saat 14.00’te merkezin Balat’taki yerinde gerçekleşecek. Işıl Baş, Aslı Davaz ve Nazan Aksoy’un açılış konuşmalarıyla başlayacak etkinlik Hülya Adak’ın yöneteceği “2017 Ajandası’ndan 4 Kadın 4 Yaşam” başlıklı panelle sona erecek. Adres: Balat Mahallesi Kadir Has Kavşağı No: 8 Fatih, İstanbul. Kültür Bakanlığı sinema destekleri açıklandı. Ceylan Özçelik ve Mehmet Eryılmaz gibi ödüllü yönetmenlere destek çıkmadı EMRAH KOLUKISA Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Destekleme Kurulu 2017’nin ilk ödeneklerini açıkladı. Bakanlığın internet sitesinden yayımlanan karara göre 10 Animasyon Film projesine, 6 Araştırma ve Geliştirme projesine, 71 Belgesel Yapım projesine, 34 Kısa Film Yapım projesine ve 45 Senaryo ve Diyalog Yazım projesine toplam 6.540.000 TL destek verildi. Toplamda 166 proje bakanlık desteği alırken, 1153 projenin de reddedildiği dikkat çekti. Senaryo ve Diyalog Yazım aşamasında destek için başvuran ve geri çevrilen projeler arasında ilk filmi “Kaygı” ile yurtdışındaki festivallerden ödül ve övgü toplayan Ceylan Özgün Özçelik’in “18+” adlı filmi de var. Mehmet Eryılmaz’ın “Abla Kardeş”, Semir Aslanyürek’in “Bizim Aile” ve senarist Hüseyin Kuzu’nun “Sakarya Sathı Müdafaa” adlı projeleri de yine reddedilmeleriyle dikkat çeken yapımlar oldu. Senaryo ve Diyalog Yazım dalında en büyük desteği ise 25.000 TL. ile Kutluğ Ataman’ın projesi “Batının Kötü Kraliçesi” aldı. İlk filmi “Kaygı” ile yurtdışındaki festivallerden ödül ve övgü toplayan Ceylan Özgün Özçelik’in “18+” adlı projesine destek çıkmadı Mükerrer destek tartışması Belgesel Yapım projeleri arasında bir yapım geçen yıl aynı kategoride destek aldığı için tartışmalara sebep oldu. “Bu Denize Taş Atma Çocuk Sürgün Hafızası Kefken” adlı belgesel projenin bakanlıktan önce 2016’da 110.000 TL., bu yıl ise 150.000 TL. destek aldığı anlaşıldı. Belgeselin yönetmeni Hakan Metin Mercan’a telefonla ulaşıp yorumu nu sorduğumuzda ise “Geçen yıl aldığım yardımı geri verdim, bu yıl yeniden başvurdum. Filmi belirli süre içinde bitiremediğinizde aldığınız yardımı geri vermek zorundasınız. Bu benim yaptığım sık yapılan bir uygulamadır” yanıtını aldık. Öte yandan belgesel dalında Atalay Taşdiken’in “Bırakın Çocuk Oynasın” adlı projesi 160.000 TL. ile yılın en büyük para desteğini alan film oldu. Yaratıcı endüstrilerle dijitali buluşturacak Digi.logue yaşama geçti Dijital sanata destek Müzik, sanat, mimari, moda, sinema gibi farklı alanları dijital dönüşüm ile buluşturan interaktif platform Digi.logue yaşama geçti. Zorlu PSM ve Zorlu Holding tarafından oluşturulan digi.logue’un amacı dijitalin yaratıcı endüstrilerle ve farklı disiplinlerle ilişkisini odağına alarak bu alanda yeteneklerini geliştirmek isteyenleri buluşturmak. Platformun web sitesi digilogue.com. Zorlu Holding Kurumsal İletişim Müdürü Aslı Alemdaroğlu, “Sanat yerinde durmuyor evriliyor. Dijital medya, video, interaktif sanat, bilgisayar grafikleri ve animasyonları gibi yeni medya teknolojilerini de içinde arındıran ‘dijital sanat’a ilgi tüm dünyada olduğu gi bi Türkiye’de de günden güne büyüyor. Biz de Zorlu olarak bu boşluğu doldurma iddiasıyla yola çıktık ve Digi.logue platformunu yaşama geçirdik” dedi. Alemdaroğlu modadan sanata, müzikten sinemaya, tasarımdan mimariye uzanan birçok farklı alandaki dijital dönüşümü hem web sitesi üzerinden paylaşılan içeriklerle hem de PSM’nin içinde tahsis edilen Digi.logue Space’de gerçekleştirilecek farklı etkinliklerle bu alanda kendini geliştirmek isteyenleri buluşturacaklarını belirtti. Zorlu PSM Genel Müdürü Murat Abbas da Digi.logue’un Zorlu PSM’nin 2425 Mart’ta ev sahipliği yapacağı Sonar İstanbul’un cosponsorluğunu üstlendiğini söyledi. Ünlü oyunculardan eğitim atölyeleri Murat Han, İlker Aksum, Tamer Levent ve Şakir Gürzumar gibi Türk tiyatrosunun ve beyazperdenin bu dört ünlü ismi bilgi birikimlerini ve tecrübelerini aktarmak amacı ile DC Kozmos Sanat Akademisi çatısı altında bir araya geldi. DC Kozmos’da ilk atölye çalışması oyuncu Murat Han ile başlıyor. Han, 25 26 Mart tarihlerinde “Stella Adler Metodu Oyunculukta Uygulamalı Senaryo ve Karakter Analizi Atölyesi” ile deneyimlerini ve bilgi birikimini katılımcılar ile paylaşacak. Tamer Levent, 89 Nisan’da “Oyunculukta Yaratıcı Drama”, İlker Aksum 2930 Nisan’da “Oyunculukta An ve Detay”, Şakir Gürzumar’da 671314 Mayıs’ta “Tiyatro Rejisörlüğü” atölyesi ile DC Kozmos Sanat Akademisi’nde eğitimlere başlayacak. Filarmoni konserinde kemanpiyano İstanbul Filarmoni Derneği (İFD) konserlerinde 23 Mart Perşembe günü genç keman yıldızı Gamze Erengönül ve piyanist Gülnare Shekinskaya Elgar, Ysaÿe, Falla, Franck ve SaintSaëns’ın eserlerini seslendirecekler. Konser saat 18.00’de Aynalı Geçit, Beyoğlu Avrupa Pasajı’nda. ‘Yalan bulutları arasından...’ “Şiir doğruyu söyler. Yalan bulutları arasından bir ışık parlıyorsa, Bilinsin ki o şiirdir.” Egemen Berköz’ün yazdığı Şiir Bildirisi bu sözlerle bitiyordu. PEN Şiir Ödülü törenindeydik. Şişli Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nin sahnesinden yükseliyordu şiirin umut oluşu, gerçeği arayışı, direnme gücü verişi, insana gerçeği göstermesi... Dünya nereye? Yalanla, tehditle, baskıyla yönetilen tek ülke Türkiye değil elbet. Uluslararası PEN her yıl Dünya Şiir Günü’nde en zor durumdaki şairler için dünya çapında kampanya başlatıyor. Bu yıl odaklandıkları üç şairi açıklamak törende bana düştü. Üçü de kendi ülkelerinde “vatan haini” sayılıyor ve “teröre yardım” gerekçesiyle cezalandırılıyor. Size de tanıdık geldi değil mi... 1) Dareen Tatour: İsrail vatandaşı, Filistinli şair... 2015 Ekim’inde tutuklandı. Gerekçesi: YouTube’a koyduğu şiiri “Diren halkım diren” diyordu. Dava dosyasını inceleyen Uluslararası PEN’e göre ifade özgürlüğü hakkını kullanıyordu. 2) Liu Xia: Çinli şair, sanatçı... Genç kadın aynı zamanda Bağımsız Çin PEN’i kurucularından. Onun “suçu” 2010 Nobel Ödülü sahibi hapisteki yazar Liu Xiabo’nun eşi olması. Ev hapsinde, telefon, internet, ziyaretçi yasak... 3) Amanuel Asrat: Eritreli şair, eleştirmen, gazeteci. 2001’de başka gazetecilerle ve ülkedeki muhalefet liderleriyle birlikte tutuklandı. Hükümet “casusluk” suçundan tutuklandı diyor. Dosyayı inceleyenler ise hükümeti eleştirdiği için tutuklandığını söylüyor. 16 yıldır hapiste. 16 yıl çok demeyin! Bizde öğrenciyken tutuklanıp 22 sene hapisten sonra müebbet hüküm giymiş İlhan Çomak var! PEN üyesi yazar, şair. İçeri girdiğinde çocuktu neredeyse. İşkenceyle ifadesi alındı. Örgüt üyeliğinden tutuklandı. DGM’de yargılandı. Sonra Balyoz Ergenekon kumpas hâkimlerince yargılandı. Sonuç müebbet... Yeniden yargılanma hakkı ondan esirgendi. İçeride yazmayı sürdürüyor, yakında yeni bir şiir kitabı çıkacak... Törende onu anmadan geçemezdik. Evet, “Şiir doğruyu söyler. Yalan bulutları arasından bir ışık parlıyorsa bilin ki o şiirdir.” Muzaffer Teyze İçinizden kaçınız Muzaffer Teyze’yi tanır bilmiyorum. Gerçek teyzem değildi ama ana yadigârıydı. Annemin en sevgili arkadaşıydı, sonra benim sırdaşım oldu, sonra çocuklarımın dert ortağı oldu... En son, ergenlik yaşına girmiş torunlarıma Türk edebiyatının en güzel şiirlerini ezbere okuyordu... Onu tanımasanız bile bu sayfayı okuduğunuza göre Muzaffer Teyzey’le ortak çok yanınız var demektir. Cumhuriyet gazetesinin, en sıkı okurlarındandı. Ömür boyu Cumhuriyet abonesiydi... Cumhuriyet’e ve Atatürk’e tutkuluydu. Toplum bilincine sahip bir Cumhuriyet kadınıydı. Eğitimin önemini en önce kavrayanlardandı. Neredeyse hiçbir maddi olanağı yoktu ama ne çok, ne çok çocuk okuttu. Büyülü bir eli vardı. Olanaksızı olur kılar, yaşamı renklendirir, neye dokunsa güzelleştirirdi. 10 metrekarelik hacmi sonsuzluğa, bir küçücük fidanı ormana dönüştürürdü. Yakasına ya da saçına taktığı bir çiçekle baharı sunardı size. Hani Aziz Nesin Anadolu için der ya “Varından değil yoğundan verdin, almadan verdin...” İşte Muzaffer Teyze de AkdenizEge gibiydi... Yoğundan verdi hep. Ve ne çok paylaştı: Dostluğunu, şefkatini, sağduyusunu, anılarını, birikimlerini, yüreğini, sevgisini, edebiyatı ve şiiri, Nâzım Hikmet tutkusunu ve muhteşem yaşama sevincini... “Şu referandumda oyumu kullanayım, sonra ölebilirim” diyordu... Olmadı... “Seni mahcup etmeyeceğiz Muzaffer Teyze” diye seslenmek geliyor içimden... Muzaffer (Erenus) Okan’ı tam da Dünya Şiir Günü’nde sonsuzluğa uğurladık. Aynı gün İstanbul’daki törende olduğum için Bodrum’dan onu yolcu edemedim. Ama hiç kuşkum yok, sevgili dostları İlhan ve Turhan Selçuk kardeşler, Nâzım Hikmet, Bedri Rahmi, Abidin ve Güzin Dino ve daha niceleri, yeryüzünün tüm renklerini giyinip aramızdan ayrılan Muzaffer Teyze’yi orada kucaklamışlardır. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle