20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Brüksel kurbanları yıldönümünde anıldı Belçika’nın başkenti Brüksel’de 32 ölü ve 100’den fazla yaralıya mal olan cihatçı terör saldırılarının birinci yıldönümünde anma törenleri düzenlendi. IŞİD’in üstlendiği saldırıların hedefi olan Zaventem Havaalanı ile Maelbeek metro istasyonunda bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Törenlere Kral Philippe ve Kraliçe Mathilde katıldı. 12 [email protected] TASARIM: zarife selçuk Perşembe 23 Mart 2017 LONDRA KALBİNDEN [email protected] VURULDU a3sbaKWarröikradelpdiçpşısnrılitoraüdögmlsaeilasdüinznniü’mnsbp,ödtı2aeçleed0rsarlüaikyknrmliaiaşünyiyeldayanlüanatr.oraıdlaandı IŞİD’in üstlendiği Brüksel saldırısının yıldönümünde Britanya başkenti, son on yılda gördüğü en kötü “terör” saldırısıyla sarsıldı. Londra’nın kalbini oluşturan, tarihi, siyasi ve kültürel merkezi Westminster’dan demokrasinin simgesi parlamento binasına uzanan saldırıda en az 3 kişi öldü, 20 kişi yaralandı. Bir saldırganı polisler vurarak öldürdü. Big Ben saat kulesine bakan Westminster Köprüsü’nde yerel saatle 14.20’de kaldırıma çıkan gri renkli 4x4 araç, yayaları ezerek parlamento binasına yöneldi, parmaklıklara çarptı. Araçtan inen 40’lı yaşlardaki saldırgan, Westminster Sarayı’nın (parlamento binasının) dış kapısından girip koşarak bir polis memurunu bıçakladıktan sonra polis tarafından vuruldu. “Bunu bir terör olayı olarak değerlendiriyoruz” diyen polise göre, bıçaklanan memur ve köprüde ezilenlerden ikisi öldü, en az 20 kişi yaralandı. Bazı yaralıların durumunun “çok feci” olduğu ifade edildi. Okul gezisindeki 93 kişilik Fransız grubundan 3 öğrenci, 5 Güney Koreli turist, 3 polis yaralılar arasında. Köprüden atlayan bir kadın, Thames Nehri’nden yaralı kurtarıldı. ‘Göz’de asılı kaldılar Olay yerine ulaşan ekipler derhal bölgeyi ve parlamentoyu tahliye etti. Yaklaşık 1000 kişi Westminster Abbey isimli katedrale, yüzlerce kişi Londra Emniyet Müdürlüğüne götürüldü. En çok turist çeken yerlerden Londra’nın Gözü isimli devasa dönme dolabında yüzlerce kişi olay sırasında 1 saat boyunca havada asılı kaldı. Eski Polonya Dışişleri Bakanı Radek Sikorski, saldırı sırasında bir taksiyle Westminster’den ayrıldığını, takside epostalarını kontrol ederken bir otomobilin metale çarpmasına benzer bir ses duyduğunu anlattı. Polonyalı Bakan, “Kafamı kaldırıp baktığımda kaldırımda bir kişi yatıyordu. Daha sonra sokakta ve kaldırımda yatan başka insanlar olduğunu gördüm. Toplamda en az beş kişi ağır yaralı görünüyordu” dedi. Başbakan apar topar Bıçaklanarak ölen polise ilk müdahaleyi Dışişleri’nin Ortadoğu’dan Sorumlu Devlet Bakanı Tobias Ellwood yaptı. Polise suni tenefüs yapan ve yaralarına baskı uygulamak suretiyle kan kaybını önlemeye çalıştı. Britanya Başbakanı Theresa May ise polisler tarafından apar topar parlamentodan çıkarılarak güvenli bir yere götürüldü. “Düşüncelerim ölenler, yaralılar ve aileleriyle birlikte” açıklaması yapan May, daha sonra güvenlik kabinesiyle COBRA toplantısı düzenledi. İskoç parlamentosundaki bağımsızlık referandumu oylaması Londra saldırısının ardından ertelendi. ‘Jamaika asıllı İslamcı’ ABD ve Britanya’ya Ortadoğu’dan uçuşlarda terör saldırısı alarmına geçildiği dönemde gelen saldırıyı, radikal İslamcı vaiz Trevor Brooks’un düzenlediği iddia edildi. 18 yaşında İslama geçip Abu İzzaddin ismini alan Brooks, Britanya doğumlu ve Jamaikalı Hıristiyan bir ailenin oğlu. Britanya’daki radikal İslamcı örgütlenmenin kilit ismi “Tottenham Ayetullahı” Ömer Bakri Muhammed’in vaazlarıyla radikalleşti. 2008’de “teröre destekten” hapis yattı. 2015’te Macaristan’da Suriye’ye gittiği şüphesiyle durdurulup sınırdışı edildi. Köprü kana bulandı Westminster Köprüsü’nde ezilenlere ilk yardımı çevredekiler yaptı. Saldırgan parlamento bahçesinde bıçağı elinden düşmüş halde ambulansa kaldırılırken görüntülendi. Trump, Merkel, Ankara kınadı ABD Başkanı Donald Trump, saldırının ardından Britanya Başbakanı Theresa May ile telefonda görüştü. Beyaz Saray, Westminster’daki saldırıyı kınayıp ABD’nin Britanya’ya tam desteğini ifade etti. Almanya Başbakanı Angela Merkel de “Saldırının arkasındaki nedenler henüz kesinleşmese de Almanya, her türlü terörizme karşı Britanyalıların yanında duracak” açıklaması yaptı. Türk Dışişleri saldırıyı kınarken “Benzer saldırılara birçok defa maruz kalmış Türkiye, Birleşik Krallık’ın acısını paylaşmaktadır. Birleşik Krallık’a her türlü desteğe devam edeceğiz” dedi. “Terör ve şiddet kültüründen beslenen zihniyetin her türlüsüne karşı uluslararası toplum ve müttefiklerimizle dayanışmamızı kararlılıkla sürdüreceğimizi yineliyoruz” diye ekledi. IŞİD’le savaşta ‘güvenli bölge’ De Mistura ile Lavrov samimi görüntüler verdi. ‘Kürtler olmadan Cenevre imkânsız’ Suriye’ye siyasi çözüm için Cenevre görüşmelerinin 5. turu bugün başlıyor. BM’nin Suriye Temsilcisi Staffan de Mistura, Suudi Arabistan ve Rusya’nın ardından bugün Türkiye’yi ziyaret ettikten sonra Cenevre’ye gidecek. De Mistura’nın dün Moskova’da samimi bir görüşme yaptığı Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov “Kürtlerin Cenevre’ye katılması için Türkiye’yle diyaloğu sürdürüyoruz” mesajı verdi. Rusya TSKÖSO’nun hedef aldığı YPG’nin kontrolündeki Mınbiç’in ardından Kürtlerin Afrin kantonuna da asker gönderirken Lavrov şunları söyledi: “Kürtlerin Cenevre görüşmelerine nasıl dahil edilebileceği konusunda bir çözüm bulmak çok önemli. Fakat Türkiye’nin tavrını biliyorsunuz. Türk partnerlerimizle çözüm aramaya devam edeceğiz. Bu konuyu ertelemek mümkün değil, tıpkı Kürtlerin Cenevre’ye katılamayacağını söylemenin mümkün olmadığı gibi.” Kürtleri Cenevre’ye dahil etmenin De Mistura’nın en önemli görevlerinden olduğunu de sözlerine ekledi. ‘ABD sivilleri vurdu’ Muhaliflere göre, ABD’nin Rakka’ya yönelik hava operasyonunda bir köy okulunun vurulması sonucu başka bölgelerden sığınan sivillerden en az 33’ü öldü. 50 ailenin akıbeti belirsiz. Koalisyona üye 68 ülkenin bakanlarıyla toplantı yapan ABD Dışişleri Bakanı Tillerson ‘Suriye’de geçici istikrar bölgeleri kuracağız’ dedi ABD’nin öncülüğünde kurulan IŞİD’le savaş koalisyonuna üye 68 ülkenin temsilcileri dün Washington’da toplandı. Donald Trump’ın başkanlığındaki yeni ABD yönetiminin her kıtadan askeri müttefikleriyle bu ilk buluşmasına Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ev sahipliği yaptı. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Irak Başbakanı Haydar İbadi ve beraberindeki heyetin de katıldığı toplantıda Trump’ın IŞİD’le savaşı hızlandırma stratejisi ele alındı. Tillerson, Ankara’nın uzun zamandır talep ettiği ve Trump’ın sürpriz şekilde destek verdiği Suriye’de “güvenli bölge planını” toplantıda gündeme getirdi. “Sığınmacıların evlerine dönebilmeleri için ateşkes yoluyla geçici istikrar bölgeleri oluşturmak için çalışacaklarından” söz eden ABD Dışişleri Bakanı, Avrupa’da düzenlenen cihatçı saldırıların beyinleri dahil olmak üzere IŞİD lideri Ebubekir Bağdadi’nin çoğu yardımcısının öldüğüne dikkat çekip “Bağdadi’nin de aynı akıbete uğraması an meselesi” dedi. IŞİD’in örgütlediği insan sayısında yüzde 90 düşüş olduğunu kaydetti. Fırat Kalkanı vurgusu Tillerson konuşmasının Türkiye bölümünde “Türkiye Fırat Kalkanı harekatıyla Suriye sınırındaki IŞİD tehdidini uzaklaştırdı. Şu anda tüm sınır IŞİD’in erişimi dışında ve umarız hep böyle kalacaktır” ddedi. IŞİD’in Paris ve İstanbul saldırılarının Rakka’da planlandığına dikkat çekti. Aile fotoğrafında Tillerson, Bishop, Safadi, Ayrault ve Çavuşoğlu yan yanaydı. NATO zirvesine Trump katılacak Kampanya döneminden beri eleştirdi ği NATO’dan çıkmaktan bile söz eden ABD Başkanı Donald Trump, Avrupa’ya ilk ziyaretini NATO için yapacak. 25 Mayıs’ta Brüksel’deki NATO liderler zirvesine katılacak Trump’ın “NATO mevkidaşlarıyla görüşmek ve terörizmle savaşta NATO’nun rolü ve sorumlulukların paylaşılması başta olmak üzere ittifak için önemli konuları tartışmak için sabırsızlandığı” açıklandı. ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’un 56 Nisan’da Brüksel’deki NATO toplantısına katılmayacağının açıklanmasının ardından gelen tepkiler üzerine Dişişleri, Tillerson’un da katılabilmesi için başka bir tarihe alınmasını teklif etti. Sözcü Mark Toner, “ABD NATO’ya bağlılığını yüzde yüz sürdürmektedir” dedi. ‘Manafort Putin’e yardım etti’ iddiası ABD Başkanı Donald Trump’ın seçim kampanyasını MartAğustos 2016 arasında yöneten Paul Manafort’un, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yakın çevresinden milyarder Oleg Deripaska hesabına gizlice çalışarak Putin’e yardım ettiği iddia edildi. BBC’nin AP’den aktardığına göre Manafort’un eski Sovyet cumhuriyetlerinde Rusya karşıtı muhalefeti bastırmak için bir strateji geliştirerek Putin’e yardımcı olduğu ileri sürülüyor. ABD ve Batı hükümetlerine lobi faaliyetinde bulunmayı, Batılı gazetecilerle uzun vadeli ilişki kurmamayı, Doğu Avrupa’daki lobi çalışmalarını Gürcistan ve diğer eski cumhuriyetlere yaymayı öneren Manafort, aynı zamanda Ukrayna’nın Rusya yanlısı devrik Devlet Başkanı Victor Yanukoviç’in danışmanı olarak görev yapmıştı. Baş aşağı yuvarlanışın resmi T rump geleli düzineye yakın liderle görüştü... Theresa May, Trudeau ve Netanyahu’yu ağırladı. İslam dünyasından liderlerle de sıkı teşriki mesai yaptı. Buluştuğu ilk Ortadoğulu lider Ürdün Kralı Abdullah oldu. “Model” kontenjanından öncelikle Erdoğan’a el uzatan Obama’dan farklı olarak; arıza çıkartmayan, uyumlu müttefik “Ürdün modeline” rağbet gösteren Trump; huzura önce Abdullah’ı kabul etti. En son geçen hafta da Velihat Prens Muhammed Bin Selman’la bir araya geldi. Şimdi sırada Mısır Devlet Başkanı Sisi ile yapacağı görüşme var. “Asrın lideri”miz sırasını bekleyedursun, Trump Beyaz Saray’da Ortadoğu’daki “öncelikli partnerleri”ni bir bir belirliyor. Uçan kuşla kavgalı TC liderine bu öncelikli dostlar arasında yer yok. Oysa ki Saray çevreleri, Başkanlık seçimini Hillary’nin kaybetmesine sevinmişti. Yüz binlerce dolar akıtılan lobilerle yolunu bulup “Trump reis”le meramlarını anlatacaklarını düşünmüş ve bu nedenle “Müslüman yasağı” için bile hiç “tıss” kelam etmemişlerdi. Yanıbaşımızdaki İran’dan örneğin yasağa tepki yağarken, “İslam dünyasının lideri” olmak iddiasındaki ülkenin lider kadrosundan hiç ses yükselmemişti. Beri yandan... Eski Kıta’ya “haçlıhilal çatışmasıyla” abanılırken, bu ifadelerin Batı’nın geneline genişletilmesinden kaçınılmış ve “Müslüman yasağı” çıkışına rağmen ABD’nin adı “haçlılar” arasında asla geçirilmemişti... Sırada Çizme de var THY’yi “kabinde elektronik cihaz yasağı” kapsamına alan karar böyle bir ortamda geldi. Ankara’nın kendi dışında, İslam dünyasının genelini ilgilendiren ABD’nin ırkçı uygulamalarını sessizce sineye çekip alttan aldığı ve “üç maymunu oynayarak” karşıladığı; “sabreden derviş muradına ermiş” modunda, yeni yönetimle beyaz sayfa açmayı beklediği dönemde “şak” THY darbesi indi. Haberi biliyorsunuz. İstanbul’un da bulunduğu 10 Ortadoğu havalimanından (Kahire, Amman, Doha, Riyad, Cidde, Kuveyt, Abu Dabi, Dubai, Kazablanka) ABD’ye kalkan uçuşlarda, yolcular tablet ve de bilgisayarları yanlarına alamayacak. Bunları bagaja vermek zorunda kalacaklar. Uygulama THY, Emirates, Etihad, Qatar gibi iddialı Ortadoğu havayollarının candamarını kesecek. Uzun yolculuklarda, zamanlarını bilgisayarlarıyla çalışmak için kullanan yolcular, bu havayollarından vazgeçip başka havayollarına kayacak. ABD’nin “uçaklarına tablet ambargosu” koyduğu havayollarını, sonra başka ülkeler de kara listeye alacak. İngiltere ABD’yi izledi bile. Sırada İtalya var. Çizme’de konu gazetelerin manşetinde. Yılda 690 bin transit yolcu taşıyan Atatürk Havaalanı “hub” olma özelliğini böylece kaybedecek. Terör, otoriterleşmebaskının yol açtığı imaj kaybı, Avrupa ile zincirleme kriz yüzünden Türkiye’den zaten elini ayağını çeken turizm, bir de “sakıncalı Ortadoğulu alanlar” listesi nedeniyle darbe yiyecek. THY’nin “şirket” olarak aldığı zarar, bu başlıklara eklenerek “Türkiye markası”nın aldığı darbelerden sonuncusuna dönüşecek. THY’nin ufku böyle göçtü CNN International, France 24 gibi küresel kanallarda THY’nin Morgan Freeman’lı “Ufuklarınızı genişletin” reklamıyla her karşılaşışımda hep bunu düşünüyorum: Bir ülkenin uluslararası itibarı ve imajı bu kadar yerlerde sürüklenir, bu kerte dibe vururken; nasıl olur da ulusal havayolu, hiçbir şey olmamış gibi marka değerini koruyabilir ve yüksekten uçmaya devam eder diye... An itibarıyla sorumun yanıtını heyhat almış bulunuyorum... Türkiye, ABD Başkanı’nın misal “öncelikli” muhataplarından olsaydı, bu sakıncalı listeye alınmayabilirdi. NATO’da tüm müttefiklerin yaka silktikleri konumda bulunmasaydı, Ankara, etkileri “ekonomik yaptırım”dan farksız olan bu önlemden büyük olasılıkla kendini koruyabilirdi. Ya da... Dünyada sesi daha kayda alınır ve saygın konumda olsaydı; itirazları duyulurdu... Ama Türkiye’den gelen sesler artık boş kubbede yankılanıyor. France 24 TV’si misal geçen gece “yasaklı alanlar” listesini sıralarken, sunucu, yasağa karşı yalnız “bir adamın” homurdandığını söyledi. Ardından müstehzi biçimde gülerek ekledi: “Ama o zaten her şeye homurdanıyor!” Bu noktaya düştüğünüzde ciddiye alınmak imkânsızlaşıyor. Yazıklar olsun. BM’den Kerkük uyarısı Petrol zenginliğinden ötürü paylaşılamayan Kerkük’te kamu binalarına Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi bayrağı çekilmesine Birleşmiş Milletler tepki gösterdi. BM Irak Destek Misyonu (UNAMI), Irak anayasasına göre Irak hükümetinin yetki alanındaki Kerkük’e Irak bayrağı dışında bir bayrağın asılmaması gerektiğini belirtti. “Çok sayıda etnik ve dini grup arasında barışçı birlikte yaşamın tehlikeye atılmamasını” istedi. C MY B nilgun
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle