23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 23 Mart 2017 TASARIM: SERPİL ÜNAY Evet propagandası Haftalardır “Hayır” demenin gerekçelerini saydık, durduk. Bu sırada almış olduğumuz birkaç eposta ve tivit, bize bu tutumumuzun “ayrımcılık yapmamak ve bütün kurum ve kuruluşlara eşit uzaklıkta durmak” kuralı ile bağdaşmadığını anımsattı. Bu okurlarımızı kırmamak için biraz da “Evet” propagandası yapacağız. Bu amaçla esinlenmek için AKP’nin afişlerine baktık: “Daima millet / Kararımız evet!”, “Önce memleket, tabii ki evet!” yani Evet’i mantıklı bir gerekçe ile destekleyeni yok: Biz öyle yapmıyor, size çok ciddi nedenler sunuyoruz: l Elbette tek adam! Çünkü nerede çokluk orada fokluk! l Türk nüfus kâğıdı verilmiş Suriyelilere: “Evet”in Arapçası “Ayva”dır / Ayva ise bu oylamada yiyeceğim meyvedir. l Ben bu yarışa valla arkadaşlarımın ısrarı ile girdim: Bana “Niye katılmıyorsun? Billa ilk ona girersin!” demişti Amerikalılar. l “Evet” de dünyanın bütün tekeleri zortlasın! l Evet çıkarsa Tarabya’ya Emevi Camisi’nin tıpkısını yaptıracak, şükran namazlarımı orada kılacağım! l Beş tane doğuranın çocuklarına / Beş yaşında milletvekilliği bedava. Bu üç slogan ise ilki Candan Erçetin’in, ikincisi Ajda’nın, üçüncüsü de Zeki Müren’in tarzıyla şarkı olarak söylendiğinde çok oy getirir: l Hollanda hudutlarında bekliyorum/ Senden güzelim oy istiyorum/ Bana oy ver Şadiye baaaşım için! l Aynı sözler/ Söylediğim hep hoş sözler/ Olay sözleeer/ Beni mutlu edecek eveetler.. Koro: Palavra, palavra, palavra! One minute Koro: Palavra, palavra, palavra! FETÖ’cü müsün yoksa? Palavra, palavra, palavra! Hepsi palavra! Teröristsin sen! l Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar/ Yeryüzünde sizin kadar mağdurum/ Bir haykırsam belki duyulur sesim/ Eyyy ben varım/ Tek ben varım/ Mağdurum. Bunlar da insanı derinden etkileyen söyleşilerdir: Evet çıkarsa dağdaki çobanın her oyu dört sayılacak! Dağlarda davar mı kaldı? Çoban nerede? Madenci oldu, göcükte öldü. Yazııık! Evet ama kabahat sadece onunmuş: Öyle dediler. Evet demezseniz yangınlar çıkacak, sirenler çalacak, zırhlı araçlar birbirleri üstünden taklalar atacak yani ülke aksiyon filmlerine benzeyecektir! Yani bedava mı eğleneceğiz? Hayır, tam öyle demek istemedim: Demek istedim ki “Evet deyin ki biz size o penguen, mikimaus ve vakvaka filmlerini göstermeye devam edelim!” Size “Evet” demeniz için işte birçok sağlam gerekçe: Bunlardan etkilenmezseniz İslamofobik bir Nazisinizdir! Türkiye, Twitter’da ‘yasak şampiyonu’ Twitter’ın yayımladığı geçen yıla dönük Şeffaflık Raporu’nda, Türkiye’nin en çok hesap kapatılması isteğinde bulunan ülkeler içinde rekor artışla başı çektiğini, son 6 ayda Türkiye’den 3 bin 76 hesabın kapatılması için başvuru yapıldığını açıkladı. Bu başvuruların 2 bin 232’sinin hükümet, polis ile başka kurumlar ve kişilerden, 844’ünün mahkemeler aracılığıyla yapıldığı belirtildi. Türkiye’de 290 hesabın kapatıldığı, 489 Twitter mesajının da silindiği açıklandı. Türkiye’yi 1334 başvuru ile Fransa izlerken, Rusya 522, Almanya 236, Endonezya 176, ABD 102, Hindistan 97, Japonya 82, İngiltere 66 kullanıcı hesabının yasaklanması için başvuruda bulundu. Öte yandan Türkiye’de Twitter ve Instagram hesabı bulunan kullanıcılar, alkollü içecek firmalarının hesaplarını takip etmek istediklerinde “yetkileri olmadığı” mesajıyla karşılaşıyorlar. Twitter’da 2013’te tüm dünyada başlayan uygulamaya göre, alkollü içecek firmalarını takip etmek için 18 yaşından büyük olma şartı aranıyordu. Türkiye’de ise böyle bir sorgulama yapılmadan yasak uygulanıyor. 23 MART 2017 SAYI: 33405 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Haber Koordinatörü Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Danışmanı Ayşe Cemal Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 05.29 05.16 05.41 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 06.56 13.18 16.42 06.41 13.02 16.27 07.04 13.25 16.50 Akşam 19.27 19.11 19.34 Yatsı 20.47 20.30 20.50 yorum 13 1415 yılında İngiltere ile Fransa arasında Agincourt Savaşı sürmektedir. Dönemin en etkili silahı ok’tur. Ve İngilizler oklarını çok iyi kullanmaktadır. Hikâyeye göre Fransızlar, sırf bu nedenle esir aldıkları İngilizlerin oku atarken kullandıkları iki parmağını keseceğini ilan eder. Belki kesmişlerdir de. Ama savaş istedikleri gibi gitmez ve İngilizler galip gelir. Zafer kazanan İngilizler, Fransızlara keseceklerini söyledikleri o iki parmaklarını gösterir. Yani V işareti yapar. Wikipedia böyle anlatır V’nin öyküsünü. V’yi yaygınlaştıran ise 2. Dünya Savaşı sırasında İngiltere Başbakanı Winston Churchill olur. Churchill, V işaretini Victory (zafer) anlamına gelecek şekilde kullanır. Ve Nazi Almanyası işgali altındaki bölgelerde direnişin simgesi olur. ABD’nin Vietnam’a saldırısı sırasında ise özellikle savaş karşıtı gösterilerde barışın sembolü olur V. O tarihlerden bu yana da tüm dünyada barışı simgeler. Ama 2017 Mart’ında Diyarbakır’da yasaklanır “V”. Öyle ki Newroz alanına giren gazetecilerin ve protokolün akreditasyon kartlarındaki işaret kapatılır. Sansüre karşı mücadele veren gazeteciler, yaka kartları sansürlenerek izlerler Newroz’u. Sadece o mu? Kawa’yı simgeleyen resim de yasaktır, o da tıpkı V gibi bantlanır alana girişte. Kawa, mitolojik bir kahramandır. Zalim kral Dehak’a başkaldıran bir demircidir. Farklı farklı uyarlamaları olsa da zalimliğinde sınır tanımayan, çocukların beyinlerini ya kendisi yiyen ya da yılanlarına veren bir kral olarak tanımlanır Dehak. İşte Kawa, bu kralı yok eden ayaklanmayı başlatan isimdir. Kralın öldüğü gün her yerde ateşler yakılır ve zafer kutlanır. Çünkü Dehak’ın izin vermediği bahar da artık gelmiştir. Yani Newroz’un simgelerinden biri Mitolojiye yasak ‘Hayır’ı saklayamadı dir Kawa Kürtler için. İşte önceki gün barışına da mitolojisine de yasak konmasına rağmen yüz binler doldurdu Diyarbakır’da Newroz alanını. Belediyeye atanan kayyım, Newroz alanı için otobüsleri tahsis etmese de, tam tersine alandan geçen otobüs hatlarını iptal etse de insanlar otobüs duraklarında yığılsa da geri dönmedi. Özel otobüs şirketleri, özel araçlar durak durak gezip insanları gönüllü taşıdı alana. Ellerinde iki dilde hayır diyen dövizler vardı: “Na”, “Hayır.” “Kürtler evet diyecek”, “Kürtler, AKP ile anlaştı. Referandumu boykot edecek, sandığa gitmeyecek” diyenlere bir kez daha yanıt veriyorlardı aslında. İşte görünmesi istenmeyen manzaraydı bu. Alttan alta yayılmaya çalışılan algı operasyonlarını boşa çıkaracaktı çünkü. Belki de o nedenle daha alan dolmadan fotoğraf ‘Fesih’ aldatmacası Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki gündür “Cumhurbaşkanı’nın Meclis’i fesih yetkisi asla yoktur, millet karar verecek” diyor. CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu anayasa değişikliği paketini okumamakla eleştiriyor ama anlaşılan o ki kendisi de “yazdırdığı” değişiklik paketini anlatırken bazı şeyleri gizleme gereği duyuyor. Değişiklik paketinin 11. maddesi açık açık Cumhurbaşkanı’nın seçimleri yenileyebileceğini hükmediyor: “Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.” Bu fesih değil de nedir? Erdoğan ayrıca “Bu fesih yalanı lokantacılara kadar geldi” diyor. Ama biliyoruz ki bu da “yalan” değil. Eğer anayasa değişikliği paketi geçerse bir KHK ile tüm lokantaları kapatmasının önünde engel yok. çekip “HDP’ye Nevruz şoku, alan boş kaldı” diyerek servis yaptı iki yandaş gazete. Dün Başbakan Yıldırım, “Bölgede terör örgütünün sultası kalkmıştır. Ne şehirde ne kırsalda Nevruz’da bile kimseyi toplayamamıştır” dedi. Ya yanılttılar ya da gerçeği bile bile doğruyu söylemiyor Başbakan Yıldırım. Sanki Newroz kutlamalarını organize eden bir “terör örgütü” varmış gibi. Olmadı, “Hayır”ı saklayamadılar. Mitolojiyi yasaklamakla kaldılar, barışın üstünü bantlayarak tarihe yazıldılar. Olaylar ve GOrUSler EDİTÖR: NAZAN ÖZCAN posta@cumhuriyet.com.tr Avrupa için mücadele edelim! SIGMAR GABRIEL Almanya Federal Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Cumartesi günü, Avrupa’nın doğum günü! Tam 60 yıl önce, 25 Mart 1957 tarihinde, kurucu devletler “Roma Anlaşmalarını” imzaladılar. Bu tarih, dünyada daha önce hiç görülmemiş, bu en başarılı özgürlük, barış ve refah projesinin kalıcı kilometre taşıdır. Bu bir mutluluk vesilesidir. Ancak 60 yıllık Avrupa’da şimdi bir yol ayrımındayız. Mali kriz ve mülteci akımlarıyla başa çıkma teşebbüsleri, Avrupa’nın birlik projesinin zaaflarını acımasızca gözler önüne serdi. Birkaç gün içinde İngiltere, Avrupa Birliği’nden çıkma isteğini ilan edecek. Bu bir uyarıdır. Avrupa’nın bizim için ne anlama geldiği, Avrupa’yla nereye varmak istediğimiz ve bunun için ne kadar yatırım yapmaya hazır olduğumuz konusunda anlaşmamız gerekiyor. Roma Anlaşmalarının yıldönümünün asıl anlamı buradadır. Tek başına olmaz Avrupa’nın birliğinin doğru ve tek yol olduğu açık. Kendimizi kandırmayalım: Krizlerle sarsılan ve kesin olduğuna inanılan çok şeyin yok olduğu dünyamızda, Avrupa devletleri sadece tek sesle konuşarak çıkarlarını ve değerlerini savunabilirler. Hiçbir Avrupa ülkesi, Almanya da dahil olmak üzere, bunu artık tek başına başaramaz. Devletler birlikte olduklarında, her biri ayrı olabileceklerinden çok daha güçlü olabilirler. Bunun için birbirimize daha fazla yaklaşmalı ve aynı zamanda komşularımıza ve partnerlerimize elimizi uzatmalıyız. Bu nedenle 60. yıldönümü bir umut işareti ve Avrupa için mücadele etmeye bir çağrı olmalı. Avrupa’nın birliğinin sona ermesi yönünde beklentiye girenler karşısında sessiz kalmamalıyız. Avrupa için mücadele etmek, ortak değerlerimizi, Avrupa’nın değerlerini savunmak anlamına gelir. Bize on yıllar boyunca özgürlük ve istikrar getiren Avrupa’yı geleceğe hazır hale getirmek istiyoruz. Hukuk devleti, demokrasi, dayanışma ve çeşit KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK 25 Mart, Avrupa Birliği’nin 60. yılı. Şimdi Avrupa’da bir yol ayrımındayız. Avrupa’nın bizim için ne anlama geldiği, Avrupa’yla nereye varmak istediğimiz ve bunun için ne kadar yatırım yapmaya hazır olduğumuz konusunda anlaşmamız gerekiyor. Roma anlaşmalarının yıldönümünün asıl anlamı buradadır. rupa dış ve güvenlik politikalarında. Avrupa’da kendi güvenliğimizden sorumlu olmadığımız yanılgısından artık kurtulmanın zamanı geldi. Avrupa’nın artık nihayet yetişkin olması gerektiği ifadesi doğrudur. ABD ile partnerliğimiz ve NATO, transatlantik birliğin temel taşlarıdır. Ancak Avrupa Birliği komşu bölgelerindeki krizleri ve çatışmaları kendi başına çözebilecek durumda olmalı. Bu konuda ilk adımlar atıldı ve diğer adımlar bunları takip etmeli. Sınırlar ve iç güvenlik İkincisi, Avrupa’nın dış sınırları Sigmar Gabriel nın, bu tanımı gerçekten hak eden bir korunmasına ihtiyacımız var lilik, Avrupa projesinin yapı taşlarıdır. Bunun için içeride ve dışarıda kefil olmalıyız. Avrupa için mücadele etmek, aynı zamanda elde ettiklerimizi savunmaktır. Entegrasyonumuzu geriletmek bize fayda sağlamaz. Devlet borçları krizinin üstesinden birlikte geldik. Avro bölgesinde herkesin geleceğe güvenle bakabilmesi, her yerde büyümenin sağlanması ve yeni istihdam imkânlarıyla yeni perspektiflerin yaratılması için çalışıyoruz. Bu amaçla eko dır. Avrupa içindeki sınırlar önemlerini büyük ölçüde yitirdiler. Bu olağanüstü bir kazanımdır, fakat güçlü dış sınırlar da önemli bir kazanımdır. Komşularımızda yaşanan krizlere ve mülteci akımlarına baktığımızda sınırlarımızın etkin bir şekilde korunmasının ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Schengen oluşumuna önem veriyorsak, dış sınırlarımızın korunmasına yatırım yapmalıyız. Bu konuda bazı önlemler alındı fakat daha yapacak çok şey var. nomi ve para birliğini daha da derinleştirmek duru Bu, Avrupa’nın, sadece en çok etkilenen ülkelerinin mundayız. Bunu, kendimizi izole etmek için değil, değil herkesi ilgilendiren bir görevidir. ortak para birimi sayesinde hiç olmadığı kadar ya Üçüncüsü, Avrupa’da iç güvenlik konusunda ilerle kın bağlarımız olduğu için yapmalıyız. meler kaydedilmeli. Terörle mücadele ortak bir çaba Fakat daha da ileriye gitmeliyiz: Önümüzde dır. Bu konuda daha fazla işbirliği ve daha fazla bilgi ki tarihi görev, daha iyi ve daha güçlü bir Avru alışverişi sayesinde daha iyi olabiliriz ve olmalıyız. pa yaratmaktır. Hep birlikte Avrupa Birliği’ne yatı Avrupa’daki insanlar, ne Brüksel’de, ne Paris’te, ne rım yapmalıyız ve çağımızın en önemli barış ve re Berlin’de ne de başka bir yerde korku içinde olmalı. fah projesini geleceğe hazırlamalıyız: Birincisi, Av Özgürlük ve güvenlik birbirine bağlıdır. Avrupa ruhunu canlandırmak behicak@yahoo.com.tr Dördüncüsü, Avrupa’nın vaatlerinin aynı zamanda refah vaadi olduğunu çok daha fazla göz önünde bulundurmalıyız. Uzun süre boyunca iç pazar çoğumuza refah getirdi. Ancak artık Avrupa Birliği’nin üye ülkelerinde birçok insan ortak Avrupa’dan yararlanamadıkları ve geri planda kaldıkları hissine kapılıyorlar. Bunu anlamalı ve önlem almalıyız. Bu nedenle benim için Avrupa için mücadele etmenin anlamı, iç pazarı güçlendirmek ve Avrupa projesinin sosyal boyutunu ciddiye almaktır. Büyüme ve refah için yeni koşullara ihtiyacımız var. Bu amaçla Avrupa’nın dijital altyapıya ve araştırmaya yatırım yapması gerekiyor. Eğer imkânlarımızı daha iyi kullanabilirsek ve hepimiz Avrupa’nın rekabet gücünü korumaya yönelik gerekli reformları başlatmaya hazır olursak, Avrupa’ya sadece katkıda bulunan veya sadece destek alan ülkeler olmaktan çıkıp hepimiz kazanan ülkeler oluruz. Roma’dan bu mesajın yayılması için birlik olalım: Biz Avrupalılar çalışıyoruz, Avrupa için mücadele ediyoruz ve daha iyisini yapmak istiyoruz! Eğer korkmazsak, cesaret ve özgüvenle Avrupa ruhunu yeniden canlandırırsak, herkesi kucaklar ve bazı milli hassasiyetleri de sorgularsak bunu başarırız. Almanya buna hazırdır. ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com.tr 10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2017/29 KARAR NO: 2017/49 Artvin ili, Yusufeli İlçesi, Altıparmak Mah/Köy, Cilt No: 3, Hane No: 54, BSN 42’de kayıtlı İsmail kızı, Demet’ den olma, 03/09/2010 Esenler doğumlu, 51148197084 T.C Kimlik numaralı Erva Yazıcı’nın nüfus kaydında Erva olan isminin “ERVA EYLÜL OLARAK DÜZELTİLMESİNE, Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 571159) C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle