03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 31 Aralık 2017 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY / ELİF TOKBAY TASARIM: İLKNUR FİLİZ Şikâyet yağmuru haber 7 OHAL’in ilan edilmesinin ardından BİMER’e yapılan başvurulardaki yoğun artış dikkat çekiyor Hükümetin OHAL ilan ettiği 21 yanıt vermedi. HDP’li Müslüm Do ğan, Başbakan Bina Temmuz 2016’dan li Yıldırım’ın yanıtlama itibaren 30 Kasım sı istemiyle verdiği soru 2017’ye kadar Başbakanlık İletişim EMİNE KAPLAN önergesinde, OHAL sonrasında BİMER’e yapılan Merkezi’ne (BİMER) başvuruları sordu. yapılan başvuru sayısında Doğan, “21 Temmuz’da ilan rekor artış yaşandı. Bu dö edilen OHAL sonrası BİMER’e nemde 2 milyon 660 bin ki yapılan başvuru sayısı ne şi BİMER’e başvurdu. Başba dir? Bu başvuruların bakan kan Yardımcısı Bekir Bozdağ, lık ve kurumlara göre da BİMER’e yapılan şikâyetler ğılımı nedir? OHAL sonra sonucu kaç kişi hakkında so sında BİMER’e yapılan baş ruşturma açıldığı ya da KHK vuruların illere göre dağılı ile ihraç edildiği sorularına mı nedir? OHAL sonrasın da BİMER’e yapılan başvuruların konulara göre dağılımı nedir? Bu başvuruların kaçı 15 Temmuz darbe girişimi ile ilgilidir? OHAL sonrasında BİMER’e yapılan başvurular sonucu kaç kamu personeline soruşturma açılmıştır? Hakkında soruşturma açılan k amu personellerinin bakanlıklara ve kurumlara göre dağılımı nedir? OHAL sonrası hakkında şikâyet olan kaç kamu personeli, yayımlanan KHK’lerle memuriyetten atılmıştır” sorularını yöneltti. Soru önergesine yanıt ve ren Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, 21 Temmuz 201630 Kasım 2017 tarihleri arasında BİMER’e yapılan başvuru sayısının 2 milyon 660 bin 63 olduğunu açıkladı. BİMER’e yapılan başvuruların sayısı, başvurulara ilişkin olarak yapılan işlem sayısı, başvuru yoluna göre dağılımı, başvuru konularına göre dağılımı ile başvuruların bakanlıklara göre dağılımının her yıl Başbakanlık Faaliyet Raporu’nda yayımlandığını belirten Boz dağ, bu başvurular sonucunda hakkında soruşturma açılan ya da KHK’lerle memuriyetten atılan personel olup olmadığı sorularına ise yanıt vermedi. 2 milyon 660 bin kişi Başbakanlık verilerine göre, 2015 yılında BİMER’e 1 milyon 267 bin 665, 2016 yılında 1 milyon 729 bin 952 başvuru oldu. OHAL’in ilan edilmesinin ardından yapılan başvuru sayısının 2 milyon 660 bin olması dikkat çekti. l ANKARA ‘Baskıya okelmfilayın’ İKİ OHAL protestosu 13 gözaltı Fransa’dan imzacı akademisyenlere uygulanan baskı nedeniyle Galatasaray Üniversitesi’ne sert uyarı FİGEN ATALAY Paris’te bulunan Yüksek Toplumsal Araştırmalar Okulu Direktörü Profesör Michel Wieviorka, Galatasaray Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ertuğrul Karsak’a yazdığı açık mektupta, “Bilimsel hayata zarar verenlerin işini kolaylaştırırsanız puan kaybedersiniz ve buna sizin kişisel imajınız da dahildir. Sayın Rektör, sizin asıl görevinizi yadsıyan ve yönettiğiniz kurumun Fransız üniversiteleri ile bağlarını zedeleyen bir baskıya kefil olmayı bırakmanızı rica etmeme izin verin” dedi. Prof. Wieviorka, Le Figaro’nun önceki günkü sayısında, Tribune sayfasında çıkan mektupta, Barış Bildirisi’ni imzalayan akademisyenlerin iktidar tarafından düşman olarak nitelendirildiğine dikkat çekerek, şunları söyledi: “15 Temmuz 2016’da Türkiye’de bir darbe girişimi başarısız oldu. O andan itibaren, imzacı akademisyenler daha önce görülmemiş şiddette bir baskıya maruz kaldılar: Görevden alınma, çalışma ve hatta Türkiye’den çıkma yasağı, terör propagandası suçlamaları, tutuklamalar. Suçları neydi? Demokratik yaşamın sürdürülmesi için elzem olan Prof. Michel Wieviorka düşünce, araştırma ve eğitim özgürlüğünün muhafaza edilmesini istemek. 1992’de İstanbul’da Türkiye ve Fransa arasında ikili bir anlaşma ile kurulan ve Fransızca eğitim veren Galatasaray Üniversitesi, baskının uygulandığı kurumlar arasındadır. Kabul edilemez bazı uygulamalarla hedef alınan araştırmacıöğretim üyeleri ve öğrencilerinizin bazıları, başka birçok kurumdaki meslektaşları gibi, tamamen demokratik ve şiddetten azade şekilde kurucu değerlerinizden sapmadan hareket etmelerine ve kendilerini ifade etmelerine rağmen ya çoktan dışlandılar ya da dışlanma riski taşıyorlar, görevlerini yaparken zorluklar yaşıyorlar ve sürgüne itiliyorlar. İşte bu kabul edilemez.’’ Durum vahim Prof. Wieviorka açık mektubunu, “31 Fransız üniversitesinin oluşturduğu ve başkanlığını Paris 1Panthéon Sorbonne Üniversitesi’nin yaptığı bir konsorsiyum, üniversitenize destek vermektedir ve onunla işbirliği yapmaktadır. Durum vahimdir. Bu vahamet, genel olarak tehlikede olan Türkiye üniversite sistemi içinde sizin üniversitenizin geleceğinin, kalitesinin ve uluslararası ilişkilerinin muhafaza edilebilmesini kapsamaktadır. Üniversiteniz, Fransız ortaklarının yönelimleri ile aynı evrede ve on larla ilişki içerisinde, geçtiğimiz çeyrek asır boyunca bu rol ile anılmış ve kendisini bu role adamıştır. Bu işbirliğinin tarihsel kazanımlarının yok olmasına izin vermeyin Sayın Rektör” diyerek tamamladı. Akademi biat etmez! Eğitim Sen Diyarbakır Şubeleri, son çıkarılan KHK ile Dicle Üniversitesi’nde görevli 6 öğretim görevlisinin ihraç edilmesine ilişkin basın toplantısı düzenledi. Şube Başkanı Abbas Şahin, sokağa çıkma yasakları sırasında görevi başında Cizre’de öldürülen SES üyesi Aziz Yural’ı 2. ölüm yıldönümünde andı. Şahin, çözüm süreci bittikten sonra ülkenin kaosa sürüklendiğini vurgulayarak “Akademisyenlerin bu gidişat karşısında suskun olması beklenmezdi ve bir bildiri yayımladılar. Bu bildiride çatışmaların bir an önce bitmesi, akan kanın durması istendi. Bu suçun ortağı olunmayacağını belirttiler” diye konuştu. OHAL sürecinde yüz binlerce kamu çalışanının ihraç edildiğine dikkat çeken Şahin, “Bizler bilimsel, eleştirel eğitim sistemini savunmaktan ve toplumsal sorunlara duyarlılık noktasında hiçbir şekilde geri adım atmayacağız. Çünkü akademi biat etmez, ederse akademi olmaz. İktidara sesleniyoruz, bizler düşüncemizden hiçbir şekilde taviz vermeyeceğiz. Bedeli ne olursa olsun” dedi. l DİYARBAKIR / Cumhuriyet NECATİ SAVAŞ KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen, ters kelepçe ile gözaltına alındı. Sendikacıya ters kelepçe Ankara Sakarya Meydanı’nda KHK’lerin iptal edilmesi ve OHAL’in kaldırılması için bir araya gelen sendikacılara polis sert müdahalede bulundu. Birleşik Kamu İş’in OHAL eyleminde 5 kişi gözaltına alındı. KESK’in OHAL protestosunda da KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen ve 8 kişi ters kelepçe ile gözaltına alındı. Sivillere yargı muafiyeti getiren düzenleme başta olmak üzere OHAL KHK’lerine karşı İstanbul ve Trabzon’da yapılan protestolar dün Ankara’da sürdü. Eylemin başlamasını beklemeyen, eylem öncesinde alanı kapatan polis, eylemciler alana girer girmez biber gazıyla müdahale etti. Arbedede 5 kişi yaka paça gözaltına alındı. Basın açıklaması yapmak isteyen KESK ve Ankara Tabip Odası üyelerine polis izin vermedi. Polis, Eğitim Sen 5 No’lu Şube’nin önüne gi Protestoculara plastik mermi ve biber gazı kullanıldı. den protestoculara karşı hiçbir uyarı yapılmadan plastik mermi kullandı. KESK Eşgenel Başkanı Aysun Gezen ters kelepçe ile gözaltına alındı. Gezen, Eğitim Sen 2 Nolu Şube Başkanı Nusret Sulkalar, Eğitim Sen 4 No’lu Şube Başkanı Gülhan Şimşek ile birlikte 9 kişi gözaltına alın dı. Gözaltına alınanlar daha sonra serbest bırakıldı. Gezen, “Kabahatler Kanunu’na göre işlem yapıldı ve bırakıldık, iyiyiz, mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz” dedi. Gözaltı aracından Twitter hesabında fotoğraf paylaşan Gezen, “AKP zorbalığına, OHAL/KHK keyfiyetine teslim olacak, boyun eğecek değiliz! Yaşasın örgütlü mücadelemiz” dedi. Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şubesi’nde bilgilendirmede bulunan KESK MYK üyesi İlhan Yiğit, arkadaşlarının ters kelepçe vurularak gözaltına alınmasına “Bu saldırının 696 sayılı KHK ile bağlantılı olduğunu düşünüyorum. Bu keyfi tutum uzun bir süredir ülkemizde devam ediyor. Devletin üzerine üniforma giydirdiği ve silahlandırdığı kesimlerce yapılıyor. Bunu kabul etmiyoruz” tepkisini gösterdi. l ANKARA / Cumhuriyet CHP’den ‘acil başvuru’ Tartışılan 696 sayılı KHK’nin iptali için AİHM’ye gitti SÜLEYMAN TOSUNOĞLU CHP 696 sayılı kanun hükmünde Kararnamenin (KHK) tartışılan kısımlarının iptali için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu. CHP’nin Strasbourg’daki AİHM’ye başvurusunu, parti adına avukat kökenli Trabzon milletvekili Haluk Pekşen yaptı. “Acil Başvuru” niteliği altında yapılan başvuruda, AİHM’nin 35. maddesi gerekçe gösterildi. 35. madde “Ülkede ağır bir hak ihlali, büyük kaos ve insan hakları açısından telafisi mümkün olmayan durumlar için acil başvuru hakkı” veriyor. Başvuruyu yapan Pekşen, “Biz bu yasaya dayanarak iç hukuku bitirmeden direkt AİHM’ye başvurduk. Başvurumuzun çok hızlı bir şekilde sonuca gideceğini sanıyorum” ifadelerini kullandı. Tartışmalı KHK ile ilgi CHP’li Haluk Pekşen, arkadaşımız Tosunoğlu’nun sorularını yanıtladı. li bir başvurunun Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) de yapıldığını ifade eden Pekşen, AYM’ye yapılan başvurudan bir sonucun çıkmayacağını düşündüğünü belirterek “Bir yetkim olsa AYM üyelerinin tamamını hukuka sevk ederek haklarında görev suçu işlediklerinden dolayı soruştururum. AYM görev suçu işlemiştir. Türkiye bugün ağır, çok büyük bir kutuplaşma ve büyük bir bedel öde me sürecine girmişse AYM’nin görevini suiistimal etmesinden kaynaklanmıştır. AYM, KHK’leri denetleyemem diyerek çağdışı bir karar vermişse bu AYM görevini suiistimal etmiştir. Yani KHK ile parlamentoyu kapatırlarsa AYM bu kanunu incelemeyecek mi, KHK ile Türkiye Cumhuriyeti’nin adını değiştirirlerse AYM, KHK’leri incelemeyecek mi” dedi. l PARİS Yoksulluk Sınırının Altında Bol küfürlü, tehdit kokan iletilerin arasında size hak veren ya da yazınızdaki bir aksamaya dikkat çeken iletiler bulduğunuzda sizi yolunuzdan çevirecek korkuyu da hızla geride bırakırsınız. Korkunun kaynağı genellikle sabaha karşı kapınızı çalan, sizi sorgulayan, günün 24 saatine hâkim, haklılığından hiçbir zaman kuşku duymayan güçtür. Bilirsiniz ki, tarih boyunca boynunuzu kıldan ince kılan o güç, sizin sorun olarak gördüğünüz, mülkün, mülkiyetin “sahibidir.” HHH Sizin o “mutlak” güçle olan ilişkiniz, teorik olarak “yurttaş olmanızdan kaynaklanan birtakım haklara sahip olduğunuzu” da söyler. O gücün sık sık yinelenen “sınıflar arasında görece ortalarda bir yerde durduğu” algısı ise yanıltıcıdır. Yanıltıcı olmayan; bir sınıf, toplumsal bir tabaka olarak değil, bireyyurttaş olarak gerçekten geçici de olsa birtakım “rahatlatıcı ya da uyutucu mu desek haklara” sahip olduğunuzdur. HHH Burada duralım. Duralım çünkü, yurttaşbirey olarak geri kalmış “serbest piyasa”cı sistemde, zorun her türlü biçimiyle rejimi değiştirme çabasının hızlandığı günlerde hak aramak kolay değildir. Aralarında yer aldığım 7 yazar, çizer, hukukçu 9 ay sonra “özgür” olabildik. Sevgili Emre, 267 gün sonra Silivri Kapalısı’ndan çıkabildi. Akın, Murat, Ahmet ve daha pek çok gazeteci hâlâ içerideler. Özgürlüğü geri almak zordur; çünkü, haklılığın karşısına, her zaman devletin “beka sorunu”, yani ebedi haklılığı çıkartılır Türkiye’de. HHH Hiç kişisel olmayan, haydi bizim meslek grubuyla sınırlayalım; ifade ve basın özgürlüğü için direnişimizde karşılaştığımız zorlukların nedeni, Ahmet’in haklı, sert, öfkeli cümlelerine, mülkün temeli olan “adaletin” her ne kadar “kırık dökük bir aşk hikâyesi”ne benzetilse de hesaplı kitaplı yanıtında saklıdır. Yurttaşbirey olarak dayanışmanın gücüyle başarılar kazanabilirsiniz; ama toplumsal bir zaferin parçası değilse ikinci, üçüncü ya da bilmem kaçıncı dalgada, ilerlediğiniz yolun mek parmak olduğunu hüzünle göreceksiniz Olsun, bu işler böyledir; o herkesin bildiği ezginin sözleri de o nedenle “kurtulmak yok tek başına” diye yazılmıştır. HHH Bu uzun, belki gereksiz iç dökmenin iki nedeni var: Birincisi; yoğun geçen İran gecesinde, ne ve nasıl olduğunu henüz bilemediğimiz isyanın ilk saatlerinde, örtüsünü “hicabını” çıkartarak özgürlük şarkısı söyleyen İranlı kadındır. İkincisi; asgari ücret konusunda Türkiye’nin en büyük işçi örgütünün başkanının hiçbir “hicap” duygusuna kapılmadan “elimizden bir şey gelmez” umursamazlığıdır. Birincisinde umut ışıkları parlar gibiydi, ikincisi utanç nedenidir. İran halkının, kadınların isyanı büyük olasılıkla ellerinden alınacak; hızla harekete geçen küresel güçler tarafından çalınacak. Öteki utanmazlık ise bize aittir, uzun süre baş başa kalacağız o utançla. HHH Devrimler çalınır. İşçi liderleri korkar. Köşe yazarları egolarının tavan yaptığı yerlerde devleti göremezler; çünkü devlet onların içine girer. Bizler gerçeği söylemek zorunda olduğumuz için o gücü sık sık kızdırırız. Ahmet’i duruşma salonundan bu nedenle atarlar. Ama sonunda toplumsal bir hareket ortada olmasa da dayanışmanın gücüyle ikinci bir dalgaya kadar inatçı yurttaşlar olarak yarım özgürlüğümüzü kazanırız. HHH Gözüm kulağım İran’da. Yalnızca meraklı olduğumdan değil, bizi de yakından ilgilendirdiği için orada aklım; özgürlüğünü yıllarca gasp etmiş “hicabını”, başörtüsünü bir bayrak gibi sallayan İranlı kadında. “Hicabını” evde unutmuş işçi lideri ise yüzümü kızartıyor yalnızca... 1 askerin iltica talebi kabul edildi 15Temmuz darbe girişiminden sonra Dedeağaç’a helikopterle kaçan 8 askerden 1’inin iltica talebi Yunanistan tarafından kabul edildi. Kararda, helikopterin copilotunun darbe girişimine katıldığına dair kanıt bulunmadığı savunuldu. Yunanistan, iltica talebini, ‘Türkiye’de adil yargılanamayacağı’ gerekçesiyle kabul etti. Bu asker serbest bırakıldı. Sığınma başvurusunda bulunan diğer askerlerin davaları sürüyor. Yunan hükümeti iltica başvurusunun kabul edilmesine ilişkin İltica Komisyonu’na itirazda bulundu. l Haber Merkezi Kadınlara yılbaşı kartı Barış İçin Kadın Girişimi, kadın tutsaklara yeni yıl kartları göndererek 3 Ocak’ta görülecek Nevin Yıldırım’ın duruşmasına çağrı yaptı. Galatasaray PTT önünde buluşan kadınlar, “Kadın dayanışması duvarları aşıyor”, “Özgür, barış dolu yeni yılla” yazılı dövizler taşıdı. l İSTANBUL / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle