03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 31 Aralık 2017 dizi EDİTÖR: SİBEL BAHÇETEPE TASARIM: EMİNE BİLGET 19 Gripli de burada kanser olan da 400500 kişilik kan verme sırası, bitmeyen kuyruklar, kötü hijyen ve daha birçok sorun. Hasta ve hasta yakınları tepkili: “Ne zaman gelsek manzara böyle. Bize adeta ‘Paran varsa hastalan, yoksa sürün’ diyorlar. Hani sağlık ücretsizdi, hani kuyruklar yoktu” diye soruyorlar Hastaneleri gezerken gördüğümüz manzaralar hemen hemen aynı. İstanbul’un Anadolu yakasında hasta yoğunluğu fazla olan Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Kartal Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gidiyoruz. Her iki hastanenin otoparklarında bile yer bulmak imkânsız. Hasta ve hasta yakınları “Hastanelerde kuyruk yok diyenler bizimle birlikte bir gününü hastanelerde geçirsinler de durumu görsünler” diyorlar. Bu kez ilk durağımız Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Binadan girdiğimizde bir insan seli ile karşılaşıyorum. Bekleme salonundaki tüm koltuklar dolu. Diğer bölümlere doğru gittiğimizde manzaranın aynı olduğunu görüyorum. H.M. adlı bir kadın hasta ile konuşmaya başlıyorum. Terlik ile hastaneye gelmiş. Ayağını göstererek anlatmaya başlıyor: “Balkonu yıkarken düştüm. Ayak bileğim katlandı, hemen hastaneye gittim. Bir şey yok denildi. 1 ay oldu geçmedi. Bugün yine göstermeye geldim, hiç ağrısı geçmedi. Sultanbeyli, Yavuz Sultan Selim gibi hastanelere de gittim, kimse anlamadı. Özel hastaneye gitsen bir dünya para. Madem sigortamız var, bu hizmetleri alamıyoruz o zaman neden var?” ‘Sağlık sistemi iyi mi?’ Koridorda yürürken yaşlı bir teyzenin koridorun kenarındaki tutacaklara tutunduğunu ve ağladığını görüyorum. Yanına gidiyorum “Teyzeciğim neyin var, yardım edeyim” diyorum. “Ne olsun kızım, hastayım ayakta duramıyorum, ordan oraya gönderiyorlar, ordan oraya. Şimdi kan vereceğim, oğlumun önden gidip sıraya girmesini söyledim, yavaş yavaş ağrıları çeke çeke gidiyorum” diye yakınıyor. Kan alma bölümüne gittikçe kalabalığın arttığını görüyorum. Ekranda sıra numaraları yazıyor. Beklerken sıra 428. kişide. Adının Hatice olduğunu söyleyen bir hasta yakını ile konuşuyorum. “Kocam AS hastası (Ankilozan spondilit, omurgada hareket kısıtlılığına neden olan iltihaplı bir romatizma hastalığı). Dün gece ağrıları arttı. Acile geldik. Sabah yeniden geldik, ağrıları durmuyor. Kaburgasını gösterip ‘çürümüş gibi, bu ağrıya dayanamıyorum’ diyor. Sabah 7’de hastaneye geldik. Saat oldu 12. Normalde bize 1 ay sonrasına randevu verilmişti. Doktorun yanına gittik, randevunun 1 ay sonra olduğunu ve bakamayacaklarını söyledi. Başhekimliğe çıktık, ‘ağrılarımız çok fazla, dayanılmaz, bakın’ dedik, hatta bakanlığı bile aradık... Ancak bir hafta sonrasına gün verebildiler. Kan tahlili istediler. Zaten kan sonucu da 1 haftadan önce çıkmıyormuş. Kan sırası için de 2 saattir bekliyoruz. 2 saatte 100 kişi sıra ilerledi. Önümüzde bir 100 kişi daha var.” K. A. adlı hasta yakını ise has ‘14 kalemde katkı katılım payı alınıyor’ Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Eş Genel yıl önce kamu Hastaneler Kurumu diye bir şey icat ettiler. Sürdürülebilir Başkanı Gönül Erden, Sağlıkta Dö liğinin olmadığını söyledik, inatla ge nüşüm Programı ile sağlık sisteminin tirdiler ve bugün kamu hastaneleri yapboz tahtasına çevrildiğini, has birliklerini lağvettiler” diyor. taların ve sağlık çalışanların mutsuz Sağlığın ücretsiz olmadığını anla olduğunu söylüyor. Erden, “15 yıl tan Erden, “Bugün 14 kalemde (reçe lık AKP’nin iktidarlığı döneminde te, muayene, katılım, ilaç başı Sağlıkta Dönüşüm Programı na gibi) katkı katılım payı alını adı altında adım adım haya yor” değerlendirmesini ya ta geçirdikleri bir uygulama pıyor. var. Aile hekimliği, GSS ya Kamu hastanelerinde sası, Kamu Hastane Birlik ki kuyruklara da dikkat çe leri ve şimdi de övünerek ken Erden, şöyle devam anlattıkları Şehir Hastane ediyor: leri.. Sistemin en son nok “Hastaneye gittiğinizde tası, en işlenmez ve en kö Gönül Erden gördüğünüz kuyrukların ya tü hali diyebiliriz. Yüzde 70 gibi nı sıra bir de evde telefon ba doluluk garantisi vermek demek ‘ben şında beklediğiniz kuyruklar var. Ran bu toplumu yüzde 70 hastalandıra devu almak için bekleyen ya da 3 cağım, bu hastaneye getireceğim’ ay sonrasına randevu alıp evde 3 ay demek. Sağlıkta Dönüşümün her adı sonrasının gelmesini bekleyen kuy mının çöktüğünü çok net söyleyebi ruklar... Sağlık sistemi kontrollerin liriz. Bunun aslında kendileri de far den çıkmış durumda. Bütünüyle rant kında. Artık öyle bir noktaya geldi ki alanına dönmüş ve buradan halkın kendileri de yönetemiyor. Örneğin 5 sağlık hakkını da gasp ediyorlar.” tanelerin durumunu şöyle anlatıyor: “Kardeşim karın bölgesinde tümör olduğu için ameliyat olacak denildi, Ümraniye’den Pendik’e hastaneye geldik. Daha önceden de bağırsaklardaki polip tespit edilmiş, ameliyatla alınmış, bağırsakları da kısaltılmıştı. Ardından kontrole geldiğimizde bu kez de karın bölgesinde tümör çıktı. Ameliyat için anestezi uzmanı bizi kan alma bölümüne yönlendirdi. Buraya geldiğimizde numaratörde 600’lü numara verildi. Önümüzde 300400 kişi vardı. ‘Biz bu kadar kişi mi bekleyeceğiz’ dedik. Üst kattaki kan alma bölümüne çıktık. Orada da manzara aynıydı. Mecburen 23 saat kan vermek için bekledik. Ertesi gün kan sonuçlarını alarak anestezi bölümüne gittik, burası da çok yoğundu. Bekledikten sonra girdik, anestezi raporunu aldık. Bu kez de bize o gün gelmemizi söyleyen doktor yoktu. Üst üste işyerimizden izin alamadığımız için ameliyat planını ertelemek zorunda kaldık.” ç‘Baulışeakcraakn?la’ r ne zaman Bu kez de Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gidiyoruz. Acil servise girdiğimde yeşil bölümdeki bir hastanın doktorun kapısında bağırdığını görüyorum. “Bu ekranlar çalışmıyor. Sıra karışmış durumda, kaç saattir burda bekliyoruz” diyor. Yanlarına yaklaşıyorum, “Ne kadardır bekliyorsunuz?” diyorum. Bir kadın “Ben 1.5 saattir burdayım. Acil diye geldim. Güya acil servis. O kadar kalabalık ki... Ama ne zaman gelsem burası böyle” diye konuşuyor. Bir başka erkek hasta da “Oğlumu getirdim, grip gibi ama sıra bir türlü geçmiyor” diyor. “Grip olan bir hastayı neden eğitim araştırma hastanesinin aciline getiriyorsunuz. Neden aile hekiminize gitmiyorsunuz, böyle sırada da bek lemezdiniz” diyorum. Oğluna sesleniyor, “Haklısınız, en iyisi sanırım aile hekimine gitmek, hadi oğlum gidelim. zaten sıra ilerlemiyor” diyerek oradan ayrılıyor. Acil serviste başka bir bölüme geçiyorum, sedyede yaşlı bir amca görüyorum. Başında bir erkek ile belli ki sırasının gelmesi için bekliyor. ‘Paran kadar sağlık’ Ardından polikliniklerin olduğu alana geçiyorum. Hastane 78 katlı, asansörlerin önü de kuyruk. Katlara çıktığımda odalara göz gezdiriyorum. Bir odada altı ya da dört kişilik yataklar var. Her birinin en az bir refakatçisi ya da ziyaretçisi olunca odalar oldukça kalabalık. Ç.B. adlı bir hasta yakını başlıyor anlatmaya: “Babam Tunceli’den geldi. Geçen yıl da bağırsak ameliyatı olmuştu. Bu yıl da yine hastaneye getirdik, safra yollarından ameliyat olması gerektiği söylendi. Ameliyata aldılar, ancak sonrasında kanser olabileceği söylendi ve parça alındığı belirtildi. Durumunun ne olduğunu sorduğumuzda tam yanıt da alamıyoruz. Parça patalojiye gitti, 1 ay oldu halen sonuç gelmedi. Hastaneler o kadar kalabalık ki doktorlara da bir şey diyemiyoruz. Başı ağrıyan hasta da burada, kanser olan da... Öyle olunca gerçekten durumu ciddi olan hastalara yeteri kadar vakit ayrılamıyor. Paramız olsa başka hastaneye gider, tedavimizi oluruz. Paran kadar sağlık işte bu.” 217 TL fatura S.M. adlı bir hasta da geçen günlerde mide bulantısı şikâyetiyle özel bir hastaneye gittiğini anımsatarak “Hastaneye gider gitmez çok kısa bir doktor muayenesinin ardından serum takılmasına karar verildi. 15 dakikalık serumun ardından taburcu edildim ve vezneye yönlendirildim. 217 liralık faturayı görünce inanamadım. Verdikleri faturada da serum takıldığı, hangi işlem yapıldığı yazmıyor. Hani acil servisler ücretsizdi? Daha önceden de gittiğim özel hastanelerin acillerinden 100 liradan aşağı fatura ödemeden çıktığımı hatırlamıyorum. Acil servise gidip para vermeyen insan sanırım yok” diyerek durumu özetliyor. ‘Sağlıkta duvara tosluyoruz’ İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Selçuk Erez ise “Sağlıkta Devrim di ruz’ diyorlar. Uzmanlık eğitimi de sıkıntılı. Hastaya ayrılan zaman az. Amaç perfor yorlar ama durum hiç öyle değil. Hü mans sistemine uygun davranmak. kümetin oy toplamak için yaptı Bunun için hastaya ayrılan süre ğı söylemden başka bir şey de 45 dakika ile kısıtlı. Doktor has ğil. Planlanmadan yapılan deği taya yeterli zaman ayıramadığı şiklikler yüzünden şu an bizde için, hastayı sıklıkla tahlile, tet ki sağlık sistemi duvara tosla kike, MR’a yolluyor. İstanbul’da mak üzere” diyor. Tıp eğitiminin çekilen MR sayısı bütün İngilte de giderek kalitesiz hale geldiği rede çekilen MR’dan daha fazla. ne dikkat çeken Prof. Erez, şöyle devam ediyor: Selçuk Erez Şimdi de şehir hastaneleri yaparak övünüyorlar. Bütün yayınlar 250 “Eğitimin ne kadar kötü olduğu yataktan aşağı ve 650 yataktan üze nu anlamak istiyorsanız Akdeniz ve Ga ri hastaneleri verimsiz olarak sınıflandırı zi Üniversitesi tıp fakültelerini birincilikle yor. Yapılan şehir hastaneleri 17002500 bitiren öğrencilerin konuşmalarına bakın. yataklı hastaneler. Buralarda nasıl kali ‘Biz hiçbir şey bilmeden mezun oluyo teli hizmet verebilir? Yetersiz ve verimsiz planlandığı görülüyor. Dünyanın en büyük hastanesini yapmak, en kaliteli hizmet vermek değildir. Rant yaratıyorlar.” Devrim değil çöküş “Hastane asansörleri yetersiz, hastaneler hastalık yuvası gibi...Özel hastanelerin acillerinden de para alınmayacak deniliyordu, her giden hastaya serum takıyorlar. 150200 lira bu işlemden alıyorlar. Başım ağrıyor deseniz de bu yapılıyor... Diyoruz ki tıp eğitimi nitelikli olmalı, sağlık sistemi yeni baştan dizayn edilmeli, kaliteli, nitelikli, ulaşılabilir sağlık hizmeti olmalı” diyerek özetliyor. BİTTİ TELEVİZYON Yayın Akışı 09.00 İşimiz Estetik 10.00 Hafta Sonu 11.00 Haber Bülteni 13.20 Teknoloji Her Yerde 14.10 Yeşil Doğa 16.15 Bilin Deneyin 18.00 Ana Haber 21.10 Haber Bülteni 22.00 Gündem Özel 02.00 Gece Haber Bülteni 08.00 Burası Haftasonu 12.15 Tadında Hikâyeler 14.15 Güzel Hayat 16.00 Haber Bülteni 17.00 Ajanda 17.45 Spor Bülteni 18.00 World Srangest 20.00 Başrol 21.00 Teke Tek Özel 24.00 Haber Bülteni 08.00 Mesut Yar Sunar 10.00 Özlem Denizmen ile Kadınca 13.15 Film: Milyarder 17.00 Film: Benim Babam Bir Kedi 20.00 Ana Haber 21.30 Film: Sen Sağ Ben Selamet 23.00 Yılbaşı Gazinosu 09.45 Magazin D Pazar 13.00 Şule ile Vitrindekiler 14.00 Yabancı Film: Asteriks ve Oburiks 16.15 Arka Sokaklar 18.45 Ana Haber 19.45 Dizi: Çocuklar Duymasın 23.45 Huysuz’la Yılbaşı Özel 08.00 Hafta Sonu Sabah Bülteni 12.00 Ses Ver Türkiye Ümit Zileli 16.00 Dinç Çoban Yol Bizim 19.00 Hafta Sonu Haber Bülteni 21.00 Cüneyt Akman ile Zamanın Ruhu 24.00 Hafta Sonu Haber Bülteni 10.00 Sinema 13.00 2017’ye Bakış Yurt Haberleri 13.30 Video Kolik 17.00 2017’ye Bakış İç Haberler 18.00 2017’ye Bakış Ekonomi Haberleri 19.00 2017’ye Bakış Prof. Dr. Mehmet Haberal 20.00 Ana Haber 10.45 Dizi: Bizim Hikâye 13.00 Meryem Yıldırım ile Benden Söylemesi 15.30 Dizi: İnadına Aşk 19.00 Ana Haber 20.00 Yerli Film: Çalgı Çengi İkimiz 22.30 Şevkat Yerimdar 07.30 Temizlik Bağımlıları 09.30 Geleceğin Postacısı 10.30 Postacılar Kralı 10.55 Kumsal Evleri 12.10 İlk Adım 16.20 Ağır Yaşamlar 21.30 Sıkı Dönüşüm 00.05 Ağır Yaşamlar 09.00 Yabancı Film: Sinemada Birkaç Dolar 11.30 Arka Plan 13.00 Haber Bülteni 14.00 Analiz 17.00 Anında Manşet 18.00 Haber Turu 20.30 Günün Dosyaları 21.00 Türkiye’nin Yönü 22.30 Günün Dosyaları 10.15 Film: Bhopal Felaketi 12.45 Film: Aşk ve Futbol 15.00 Film: Vur ve Kaç 18.00 Film: Kasabada Yılbaşı 20.00 Film: Parker 21.45 Film: Kusursuz Adam 23.45 Cinemeskop Yılbaşı Özel BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ İşitmeyi inceleyen bilim dalı. 2/ Kafeince zengin ve çok değerli bir kahve cinsi... Briçte, atılan bir kâğıtla eşine 1 B İ T İ NYA A 2 UMA R E L İ T 3 KARANT İ NA 4 OR T E İ N M 5 LED SKALA 6 ETENE ZAN 7 O KAPR İ S 8 NAAŞ İ KTA 9 KRAMP A R oynamasını istediği kâğıdı belirtme. 3/ Karışık renkli... İşçi. 4/ Kalsiyum elementinin simgesi... Miloş Forman’ın “Bırak Güneş İçeri Girsin” adıyla da bilinen filmi. 5/ Paylama... Yalın, gösterişsiz. 6/ Bedenin belden aşağı bölüm lerini yıkamakta kullanılan tuvalet aracı... Duman lekesi. 7/ Esasla, temelle ilgili olan... 1960’lı yıllarda Jamaika’da doğan ve daha sonra reggae’ye dönüşen müzik türü. 8/ Pokerde, birbirini izleyen ayrı renkten beş karta verilen ad... Sürekli. 9/ Dişlerin oluşum ve sıralanış bozukluklarıyla uğra şan bilim dalı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Asma kütüğü... Yankı. 2/ Kesilmiş sütten yapılan çökelek... Baş. 3/ Türk mü ziğinde “usul” anlamında kullanılan söz cük... Bolu ilinde turistik bir göl. 4/ Şaşma belirten bir ünlem... “Kazayağı” da denilen ve çaprazlama yapılan teyel. 5/ Bir haber ajansının kısa yazılışı... Çin müziğine özgü bir tür flüt. 6/ Dokunma duyusu... Bir nota. 7/ Müzikli tiyatro yapıtı... Unvan. 8/ Say dam ve pelte kıvamında madde... Mağarala rın tabanında, yukarıdan damlayan kireçli suların katılaşmasıyla oluşan kolonlardan her biri. 9/ Bir bağlaç... “İsimler” anlamında eski sözcük. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle