03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA ErbilBağdat maaş diyaloğunda Irak’ta Erbil ile Bağdat arasındaki en önemli anlaşmazlıklardan biri olan, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde (IKBY) kitlesel protestolara yol açan maaş krizinde uzlaşma sinyali geldi. Merkezi hükümet ile IKBY, maaş krizinin çözülmesi için ortak komisyon kurdu. Rudaw’ın haberine göre, yedi kişilik komisyonda Bağdat yönetiminden beş, IKBY’den ise iki kişi yer alacak. Mursi’ye bir hapis cezası daha Mısır devlet televizyonu, Kahire Ağır Ceza Mahkemesi’nin devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi yaklaşık dört yıl önce “nefreti yayma maksadıyla” yaptığı bir konuşmada yargıya hakaret etmekten suçlu bulduğunu duyurdu. Halihazırda cezaevinde olan Mursi 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mursi iktidarda olduğu 2013 yılında televizyonda yaptığı bir konuşmada, bir yargıcı önceki seçimlerde yapılan yolsuzlukları gözardı etmekle suçlamıştı. Pazar 31 Aralık 2017 [email protected] EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: EMİNE BİLGET ‘Sivil’ konuşlanma planı [email protected] 15 Suriye’de IŞİD’e karşı nihai operasyonlarla birlikte siyasi çözüm çabaları sürerken Washington’dan “savaş sonrası yeni döneme hazırlanıldığı” mesajı geldi. ABD Savunma Bakanı James Mattis, IŞİD militanlarına yönelik savaşta sona gelinirken Suriye’de “yeniden yapılanma, diplomatik konuşlanma” sürecine işaret etti. Bundan sonraki dönemde Suriye’de IŞİD’den alınan bölgelerde sahada aralarında diplomat ve yeniden yapılanmada yer alacak üstleniciler/müteahhitler dahil olmak üzere daha fazla ABD’li sivili görmeyi beklediğini söyledi. PYD bölgesine atıf Mattis’in bu ifadeleri Ankara’nın terör örgütü gördüğü, ABD’nin desteklediği YPG/PYD kontrölündeki bölgelerde Washington’ın etkinliğini artıracağı yorumlarını da beraberinde getirdi. Pentagon’da önceki gün basının sorularını yanıtlayan Mattis, “Yapacağımız şey saldırgan bir mevzi kazanma yaklaşımından istikrar getirmeye yönelmek olacak.. Sahada daha fazla ABD’li diplomat göreceksiniz” dedi. Diplomatların çoğalmasıyla yeniden yapılandırma faaliyetleri çerçevesinde üstlenici şirketlerin de Suriye’ye gireceğine atıf yaptı. Bu yapılandırma faaliyetleri çerçevesinde uluslararası paranın da gündemde olacağını, bunun yanlış ellere geçmemesi Mattis, Suriye’de “normalleşmeye yönelik” adımların çok fazla destek gerektirdiğini söyledi. ABD Savunma Bakanı Mattis, Suriye’de IŞİD sonrası yol haritasını duyurdu, sahada ‘diplomat ve üstlenicilere yer verileceğini’ söyledi Beyt Jinn’de de muhaliflere yönelik tahliyeler önceki gün gerçekleşti. TAHLİYELER SÜRÜYOR... İSTİKAMET YİNE İDLİB... Suriye’nin başkenti Şam yakınlarındaki Guta’ya ilişkin hükümetle cihatçı gruplar arasında varılan tahliye uzlaşısı sürüyor. Suriye devlet televizyonu Guta’nın batısından önceki gün Nusra militanları ve ailelerinin yaklaşık 10 otobüse bindirilerek bölgeden çıkarıldığını duyurdu. Cihatçıların rotasının önceki tahliye anlaşmalarında olduğu gibi İdlib ve Deraa olduğu belirtiliyor. RAKKA’DA TOPLU MEZAR BULUNDU Suriye ordusu, Rakka vilayetinin batısında IŞİD’in katlettiği onlarca sivil ve askerin cansız bedenlerinin olduğu iki toplu mezar buldu. Resmi SANA ajansının haberine göre, toplu mezarlar El Vavi bölgesi sakinlerinin verdiği bilgiler doğrultusunda bulundu, bölgede araştırmalara başlandı. Kurbanların Suriye ordusuna ait Tabka Hava Üssü’nün, 2014’te IŞİD tarafından ele geçirilmesi sırasında katledilmiş olabileceği iddiaları da gündeme yansıdı. için iyi bir şekilde yönetilmesinin gerektiğine işaret etti. Mattis ayrıca diplomat ve üstlenicilerin IŞİD’in bir daha güç kazanmaması, bölgedeki patlayıcıların imhası için yerel güçlerin eğitimine ilişkin süreçte faaliyet gösterebileceklerine değindi. ‘Fırat’ın doğusu’ çıkışı “Fırat’ın doğusundaki ABDYPG’nin ana bileşenini oluşturan Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Fırat’ın batısındaki Rusyahükümet güçleri arasında bir sınır, dolayısıyla çatışmasızlık çizgisi bulunduğunu” söyleyen Mattis, iki hat arasında kurulan diyalogda sorun olmadığını savundu. Yakın zamanda Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın YPG’ye yönelik “vatan haini” çıkışından yola çıkarak Şam yönetiminin bir operasyona girişip girişmeyeceğine dair soruya şu yanıtı verdi: “Şu an birisinin bunu yapması hata olur. Bu, kimseye bir uyarı değil. Burası sınır hattı ve biz bir tarafında, Ruslar diğer tarafında faaliyet gösteriyor. Ve hâlâ IŞİD’i avlıyoruz. Hiçbir şey değişmedi.” Mattis, “ABD’nin nihai hedefi Suriye’nin bölünmesi mi” şeklindeki soruya da “hayır” dedi. Reuters’ın haberine göre, ABD’nin Suriye’de yaklaşık 2 bin kişilik gücü var. Şam’dan ise ABD konuşlanmasına “yasadışı, işgalci” tepkisi yükseliyor. Kimi yorumda Mattis’in altı yılı aşkındır süren savaşla boğuşan Suriye’ye ilişkin ilk kez bu yönde sivil dönem vurgusu yaptığına dikkat çe kildi. ABD, Suriye’de içsavaşın patlak vermesiyle Şam’la diplomatik ilişkilerini askıya almıştı. Irak, Afganistan... Diğer yandan Washington’dan gelen yeni çıkış akıllara Irak ve Afganistan’daki benzer süreçleri getirdi. Şiddetin kol gezdiği, enkaza dönen bu ülkelere yönelik ABD başta olmak üzere Batı’lı pek çok şirket yeniden yapılandırma, özel güvenlik adı altında sahaya sürülmüştü. Milyarlarca dolarlık ihaleler, uluslararası toplumdan toplanan bağış, fonların ise sahaya ne kadar yansıdığı tartışma konusu. Özel güvenlik güçleri ise ABD’nin Irak işgali döneminde adını işkence vakalarıyla andırır olmuştu. Putin: Ankara ile normalleşildi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yabancı ülke liderlerine gönderdiği Noel ve yeni yıl tebrik mesajları, Kremlin’in internet sitesinde yayımlandı. Putin, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’a mesajında, Rusya’nın, Suriye’nin egemenliğini, birliğini ve toprak bütünlüğünü koruması için gereken tüm yardımı göstermeye devam edeceğini belirtti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a gönderdiği mesajında ise TürkiyeRusya ilişkilerinin geçen yıl tamamen normale dönmekle kalmadığını, aynı zamanda birçok alanda da hızla geliştiğini söyledi. Putin, iki ülkenin birlikte attıkları adımlar sayesinde Ortadoğu’da terörün yayılmasının engellendiğini vurguladı. “Attığımız adımlar sayesinde Suriye’de siyasi sürecin başlaması için gerekli koşulları oluşturduk. Rusya, Türkiye ile bölgesel ve küresel konulardaki yapıcı işbirliğine devam etmeye hazırdır” ifadelerini kullandı. Lavrov, dalgasını geçti Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lav rov, Kremlin’in çeşitli ülkelerdeki seçimlere müdahale edip “istenmeyen sonuçlar” çıkmasına sebep olmakla suçlanmasını ti’ye aldı. Bir talk show programına katılan Lavrov, Japonya İmparatoru Akihito’nun ilerleyen yaşı ve sağlık sorunları nedeniyle tahtı bırakmak istemesine atıfla “Bu işlerle uğraşmaktan önemli olan başka şeyleri yapmayı unuttuk. Söz gelimi Japonya ile kültürel ilişkilerimizi geliştiremedik. Japon imparatorunu deviremedik. İnanın bunun için elimizden geleni yaptık. Fakat anlaşılan görevinde iki yıl daha kalacak. Görevde biraz daha kalmak için bize yalvardı” dedi. Japonya Başbakanı Şinzo Abe, Akihito’nun 2019’da tahttan ayrılacağını açıklamıştı. Başkent Tahran’da dün yönetim yanlıları meydandaydı. Eylemcilerin çoğu dini lider Hamaney’in posterlerini taşıdı. İran’da ipler geriliyor İran’da geçen perşembe ve önceki gün ekonomik sorunlar ve yolsuzluk gerekçeli protestoların ardından dün de yönetim yanlıları meydanlara çıktı. Başkent Tahran’da gövde gösterisi yapan hükümet destekçisi eylemciler, dini lider Ayetullah Ali Hamaney’i destekleyen ve ABD karşıtı sloganlar attı. Aslında hükümet yanlılarının sokağa çıkması önceden planlanmıştı, kalabalıklar “9 Dey”in yıldönümünde bir araya geldi. “9 Dey”, Ahmedinejad döneminde, sekiz yıl önceki muhalif “Yeşil Hareket” protestolarının bastırılmasını sembolize ediyor. Söz konusu protestoların ardından Hamaney’e bağlı Tebligat Kurumu tarafından muhafazakârların sokağa çağrılmasıyla 30 Aralık 2009’da bir karşı eylem düzenlenmişti. Yeşil Hareket pro testoları kanlı şekilde bastırılmıştı. Ülkede işsizlik ve hayat pahalılı ğını protesto etmek için düzenlenen gösteriler Meşhed kentinde perşembe günü başlamış, 52 kişinin gözaltına alındığı duyurulmuştu. Gösteriler, hükümeti protestoya dönüşmüştü. Önceki gün başkent Tahran ile birlikte diğer kentlerde de eylemler sürmüştü. Dün de günün ilerleyen saatlerinde, Tahran Üniversitesi yakınlarında muhalif protestoculardan oluşan küçük bir grubun polisle çatıştığı haberleri gündeme yansıdı. Fars haber ajansı, bu gösterilerin “ekonomik durumun protesto edildiği gösterilerin aksine siyasi olduğunu” aktardı. Trump fırsatı kaçırmadı Washington ise İran’da göstericilerin gözaltına alınmasını kınaya rak İran halkına destek mesajı verdi. ABD Başkanı Donald Trump, Twitter’dan yaptığı açıklamada, “rejimin yolsuzluklarından ve ülkenin varlığının yurtdışında teröre harcanmasından bıkmış” İran halkının barışçıl protestolarıyla ilgili bilgiler aldıklarını belirtirken “Dünyanın bu süreci izlediği” uyarısı ile “Tahran’a İran halkının haklarına saygı gösterme” çağrısı yaptı. Tahran yönetimi ise dün halktan protestocuların “yasadışı”’ gösterilerinden uzak durmasını isteyen bir açıklama yaptı. ABD Başkanı’nın sözlerine de yanıt verdi. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Trump’ın desteğini “hilecilik ve fırsatçılık” olarak nitelendirdi. İran’da demokratik isteklerin kanunlar çerçevesinde istenmesi ve talep edilmesinin mümkün olduğunu savundu. ‘Başka bir dünyada farklı olurdu...’ Tamimi, hayata gözlerini İsrail işgali altında açan binlerce Filistinliden biri... Henüz 10 yaşındayken evinin önünde annesi , 12 yaşındayken abisi İsrail güçlerince gözaltına alındı. Şimdi de kendisi gözaltında... İsrail askerlerine karşı çıkarken görüntülenen ve ertesi gün gözaltına alınan 16 yaşındaki Filistinli Ahed Tamimi’nin babası Bassem Tamimi, İsrail’in Haaretz gazetesine kızı için bir yazı kaleme aldı. Makalede, baba Tamimi, Ahed’e ‘’Kızım, bunlar mücadelenin gözyaşları’’ diye seslendi. ‘’Kızımla gurur duyuyorum, o bir özgürlük savaşçısı, gelecek yıllarda İsrail yönetimine karşı direnişe liderlik edecek’’ diyen Bassem Ta mimi, İsraillilere ve uluslararası topluma da şöyle hitap etti: ‘’Kızım sadece 16 yaşında. Başka bir dünyada, sizin dünyanızda tümüyle farklı bir yaşamı olurdu. Bizim dünyamızda ise Ahed halkımızın genç özgürlük savaşçılarından oluşan yeni neslinin temsilcisi.’’ Tamimi, “Ahed ilk kez gözaltına alınmış olsa da İsrail hapishanelerine yabancı değil. Kızım bütün yaşamını İsrail hapishanelerinin gölgesinin ağırlığı altında geçirdi’’ ifadelerini kullandı. 2018’e ‘derviş’ gibi giriyoruz Yeni yıla girerken yapılan tüm büyük plan, programlardan hep kaçınmışımdır. Beyaz sayfa heyecanıyla girişilip yarım bırakılan projelerden kaygı duyarım. Ancak antenleri her daim açık, süper enerjik dostum sevgili Zeynep Alemdar’ın önceki gün; “Biz de deneyelim mi? Ne dersin” notu beraberinde yolladığı bir New York Times (NYT) yazısı aklımı çeldi. “Alışverişsiz yılım/My year of no shopping” başlıklı yazı, bir yıla yayılan kapsamlı bir tüketim orucunu anlatmaktaydı. NYT yazarı tüm bir yıl boyunca, her türlü üstbaş, takı, giysi alışverişini kesmiş. Şampuan dışındaki genel geçer parfümeri giderlerini de sıfırlamış. Yazıcı mürekkebi, pil vs. gereksinimi haricinde elektronik tüketimini yok etmiş. Yazar alışverişsiz geçen yılını; “Hayatım ne ferahladı, he ferahladı... Bilemezsiniz” diye ballandıra ballandıra anlatıyor. “Her şeyden önce zaman kazanıyorsnuz” diyor. Alışveriş faslına son verdikten sonra, evde aslında ne kadar fazla şeyi olduğunu fark ettiğini anlatıyor. “Zor olan gerçekte alışveriş yapmamak değil. Zor olan satın almayı kestiğinizde ne kadar çok fuzuli fazlalık ve dağınıklıkla yaşadığınızı keşfetmek oluyor” diyerek ekliyor: “Misal dudak nemlendiricim bittiğinde, çekmecelerim ve paltolarımın ceplerinde fazladan 5 nemlendirici buldum. Banyoda lavabonun altını araştırdığımda 3 yıl boyunca asla sabun, losyon, diş ipi almadan yaşayabileceğimi anladım. Alıp da hoşuma gitmeyen tüm yüz kremlerini ve bilumum saç ürünlerini buraya istif etmişim. Bundan böyle onları kullanıyorum. Hiç de fena değiller. Sahip olduklarımla gerekli olanlar arasındaki farkı gördüğümde kendimi hastalıklı hissettim. Bunca şeyi ne zaman biriktirmişim?” Bu duyguyu galiba artık tanımayan yok. Herkesin evinde sürüyle lüzumsuz fazlalık var ve artık dolaplarda iğneye açacak yer bulunmuyor. NYT’nin “değerlendirme/opinion” sayfasında yer alan yazıyı okurken, aslında bu “tüketim orucu” arzusunun son yıllarda yayılan bir trende dönüştüğünü fark ettim... Yükselen trend “Alışverişe paydos” rejiminin daha radikal biçimi aslına bakarsanız “minimalist yaşamcılar” tarafından uygulanıyor. Yaklaşık son on yıldır rastladığım “blog”lar ve kitaplarda “evinizi her türlü kalabalıktan nasıl temizlersiniz” düsturları anlatılıyor. “Mimimal yaşamcılar”, “alışverişi kesin” komutunun da ötesine geçip dip köşe tüm birikmiş öteberi, döküntüden arınmayı savunuyor. “Maddi şeylerin baskısında olan zihne ve ruha yer açmak için” bunun gerekli olduğunu iddia ediyorlar. Kısaca bir çeşit “postmodern dervişliği” savunan bu minimalizmin destekçileri, sade alışveriş fetişizmine değil, eşya ve maddeye olan bağımlılığı kökten azaltmayı amaçlıyorlar. Bu yüzden evdeki mevcutları da dağıtarak küçük bir Japon evinde olduğu gibi minumum eşya ile yaşamayı öneriyorlar. Asıl lüksün “az çoktur” prensibi olduğunu üsteliyorlar... Aşamalı paydos Hayatı yekten değiştiren aşırı radikal kararlardan fazla haz ettiğimi söyleyemem ama “alışverişe paydos”çuların da “minimalistlerin” de doğrusu yeni, ilham verici mesajlar taşıdıkları açık. WhatsApp kutuma Zeynep Alemdar’dan “Biz de tatbik edebilir miyiz” notuyla “alışverişsiz yıl” yazısı düştüğünde bu yüzden fazla düşünmeden “evet” dedim. Bir süredir beynimin arkasında konuyu zaten düşündüğümü fark ettim. Zeynep’le şimdilik aşamalı bir başlangıç yapmayı seçtik. Alışverişi hayatımızdan önce 2018’in ilk ayında çıkaracağız. Ucuzlukları misal böylece devre dışı bırakmış olacağız. Şubat başı yeniden bir “durum değerlendirmesi” yaptıktan sonra modern dervişlik yolunda ilerleyip ilerlemeyeceğimize kararlaştıracağız. 2018 için “yeni proje” istiyorsanız işte size hem para, hem de zaman tasarrufu sağlayan yeni bir proje. Birlikte uygulayabileceğiniz bir/birkaç arkadaş bulup da, deneyimlerinizi paylaşırsanız eğlenceli de olabilir. 2018’in ağız tadınızı kaçırmayan, sağlıklı ve huzur dolu bir yıl olması ümidiyle... Beşir’den yine ‘olağanüstü hal’ Sudan Devlet Başkanı Ömer el Beşir, ülkenin Kuzey Kordofan ile Kasala eyaletlerinde altı ay olağanüstü hal uygulaması kararı alındığını duyurdu. Bu adıma ise gerekçe gösterilmedi. İsyancı güçlerle çatışmaların sürdüğü ülkede halihazırda beş bölgede olağanüstü hal uygulamasının olduğu belirtiliyor. Kasala, ülkenin doğusundaki Eritre sınırında yer alıyor. El Beşir hakkında “savaş suçu işlediği” soruşturması gerekçesiyle Uluslarası Ceza Mahkemesi’nce yakalama kararı bulunuyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan geçen hafta Afrika turu kapsamında Sudan’a giderek El Beşir ile bir araya gelmişti. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle