29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 2 Kasım 2017 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: FUNDA YAŞAR ER ‘Faşizmin kanıtı’ haber 5 ‘Faşist diktatör’ sözlerinin arkasında duran CHP’li Tezcan, Cumhuriyet, Sözcü gibi gazetelere yapılan FETÖ suçlaması gibi yalanların Hitler dönemini aştığını söyledi CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkan Tayyip Erdoğan’a yönelik kullandığı “faşist diktatör” sözlerinin yarattığı tartışmayla ilgili, “İktidarın, Saray’ın bu tutumundan, Türkiye’de yaratılan bu faşist diktatörlük ortamından rahatsız olan AK Partili bakanlar var, AK Partili milletvekilleri var, AK Partili belediye başkanları var ama konuşamıyorlar. Çok iyi biliyorum. Biz o konuşmayanlar adına da konuşuyoruz” görüşünü dile getirdi. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında dün yapılan CHP MYK toplantısının ardından basın toplantısı düzenleyen Tezcan, “Sir gerçeği açıkladım; dedim ki ‘kral çıplak’. Ortalık karıştı. AK Parti’nin yöneticilerinden, milletvekillerinden taşı alan üstüme koşmaya başladı” dedi. “Faşist diktatör” sözünün tamamen siyasi bir değerlendirme olduğunu belirten Tezcan, buna karşın Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ’ın kendisine “edepsiz, ahlaksız, terbiyesiz, seviyesiz” dediğini söyledi. Tezcan, “Benimki siyaset literatüründen alınmış sözler, bunlarınki ahlaki literatürden çıkarılmış sözler. Kimin sözü hakaret içerikli vatandaşlarımızın vicdanına bırakıyorum” diye konuştu. ‘Konuşamayanlar adına’ Kendilerinin konuşmayanlar adına konuştuğunu kaydeden Tezcan, “iktidarın bu tutumundan, Saray’ın bu tutumundan, Türkiye’de yaratılan bu faşist diktatörlük ortamından rahatsız olan AK Partili bakanlar var, AK Partili milletvekilleri var, AK Partili belediye başkanları var ama konuşamıyorlar. Çok iyi biliyorum. Biz o konuşmayanlar adına da konuşuyoruz ve eminim biz bunla rı söyledikçe yürekleri soğuyor, huzur buluyorlar, rahatlıyorlar” ifadelerini kullandı. Türkiye’de demokrasinin olmadığını ve olan rejimin adını koymak gerektiğini dile getiren Tezcan, “Biz diyoruz ki, bu rejimin adı faşist diktatörlüktür. Millet rejimin adını bilecek. Millete anlatacağız” dedi. Hitler’in propaganda bakanı Paul Joseph Goebbels’i anımsatan Tezcan, “Faşizm büyük yalanların organizasyonlarıyla yalanlarını sürdürmez mi? Goebbels Hitler’in yalan bakanı değil miydi? Bugün büyük yalanlar yürütülmüyor mu, dün FETÖ ile işbirliği içinde olan iktidar şimdi kendisine muhalif olan herkese ‘FETÖ’cü’ diyor. Sözcü gazetesi, Cumhuriyet gazetesi ‘FETÖ’cü’ diye dava açıyorlar, bundan daha büyük bir yalan olur mu? Goebbels gg‘çTöiearpnerleicühleğibnkü’anşekaknelnadrıi Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Bülent Tezcan, AKP Sözcüsü Mahir Ünal’ın Kılıçdaroğlu’na yönelik, “Tarihin çöplüğünde yer alacaksın” sözlerine, “Tarihin çöplüğü diktatörlerle doludur. Diktatörlere karşı mücadele eden demokrasi kahramanları ise her zaman tarihin şeref locasında yer almıştır. Onun için tarihin çöplüğüne birileri gidecekse, o kendi genel başkanlarıdır. Tarihin şeref locasında yeri şimdiden ayırtılan bir varsa o da Adalet Yürüyüşü’nü yapan Sayın Kılıçdaroğlu’dur” yanıtını verdi. bunları görse utanırdı, ‘ben mesleğimi iyi yapamamışım’ diye” dedi. “OHAL, KHK rejimi... 20 Temmuz darbesinin üzerine kurulmuş bir diktatörlük ile karşı karşıya değil miyiz? Parlamento devre dışı bırakılmış, tek kişi her şeyi kontrol ediyor. AYM korkudan denetleyemiyor, bunun adı faşizm değil mi?” diye soran Tezcan, şöyle devam etti: “Davaların adını Erdoğan koyuyor. İddianame düzenlenmeden ‘bunlar casus’ diyen Erdoğan değil mi? Savcılar o saatten casusluk dışında iddianame düzenleme şansına sahip değil. Büyükada iddianamesinde gördük. Gazeteciler, aydınlar, öğretim üyeleri, siyasetçiler herkes tek merkezden talimatla suçlu olarak mahkeme önüne çıkıyor. Bu rejimin adı faşizm değil de nedir?” KILIÇDAROĞLU’NDAN ‘FAŞİST DİKTATÖR’ TALİMATI ‘Kullanmaktan imtina etmeyin’ CHP MYK’nin, basına kapalı olarak gerçekleşen toplantı yaklaşık 3 saat sürdü. Toplantıda, Tezcan’ın “faşist diktatör” sözlerinin ardından yaşanan tartışmalar, üreticinin sıkıntıları ve ekonomi masaya yatırıldı. Edinilen bilgiye göre; toplantıda Tezcan’a destek veren Kılıçdaroğlu, “Bu yapılan itham değil durum tespiti. Bunun üzerine gidilmesi gerekiyor. Bütün arkadaşlarımız da bu tanımı kullanmaktan imtina etmemeli” dedi. Üreticinin ve ekonomik sorunların ele alındığı toplantıda Kılıçdaroğlu, “Bugüne kadar iktidar fakirden alıp siyasetle zengin olan yandaşlara verme politikası izledi. Ama biz siyasetle zengin olandan alıp fakire vereceğiz. Bunu adaletle yapağız” dedi. l İKLİM ÖNGEL /ANKARA ‘Mafyatik yöntemler’ Balıkesir Belediye Başkanı Edip Uğur’un ağlayarak istifa ettiğini, ‘ailemi tehdit ettiler’ dediğini anımsatan Tezcan, “Mafyatik yöntemler, tehdit yöntemleri faşizmin yöntemleri değil mi? Savcıların resen harekete geçmesi lazım, kamu davasıdır bu. Bir korku rejimi yaratıldı; gazeteci yazmaya, öğretim üyesi konuşmaya, öğrenci sokağa çıkmaya, hâkim karar vermeye korkuyor, siyasetçi konuşmaya korkuyor. Korku düzeninin adı nedir, faşist düzendir. Bunun sorumlusuna ne diyeceğiz?” diye konuştu. l ANKARA / Cumhuriyet ‘Yüzde 20 oyumuz var’ İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın, ‘Televizyonlarda konuşan anket şirketi sahipleri var. Azıcık cesaretleri varsa, gelsinler benimle iddiaya girsinler’ dedi İYİ Parti Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın, “İYİ Parti’nin oyunu baraj altı gösteren” anket şirketlerine ‘hodri meydan’ çağrısında bulundu. Yaptırdıkları analizlere göre partinin henüz adı belli olmadan oy oranının yüzde 20’lerde olduğunu söyleyen Aydın, “Televizyonlarda konuşan anket şirketi sahipleri var. Buradan onlara sesleniyorum. Azıcık cesaretleri varsa, gelsinler benimle iddiaya girsinler. El mi yaman bey mi yaman görelim” dedi. Aydın, İYİ Parti’nin 6 il başkanını Atlı Otel’de düzenlediği basın toplantısında açıkladı. Aydın, Ankara’ya Mesut Özarslan, İstanbul’a Ersin Beyaz, İzmir’e Yıldırım Ulupınar, Mersin’e Fevzi Karaca, Kocaeli’ne Haluk Ulusoy ve Giresun’a Ünzile Yüksel’in il başkanı olarak atandığını söyledi. Aydın, eski Balıkesir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur’un “tehdit edildiğini söyleyerek, istifa etmesine” ilişkin de “Allah aşkına hangi demokratik ülkede böyle bir şey yaşanabilir? Ötekileştirdiği insanlara zulmü reva görenler anlaşılıyor ki bugünkü Türkiye şartlarında kendi mensuplarına da aynı korku ve şiddet dilini kullanarak, insanları oyla geldikleri yerden, ağlayarak istifa ettirecek kadar tehdit dolu mesajlarını verebilmektedir” dedi. 40 gündür bir araştırma şirketi ile sahalarda il il analiz yaptırdıklarını belirten Aydın, partinin henüz adı konmadan “yüzde 20 civarında oy oranı olduğunu gördüklerini” söyledi. Aydın, televizyonlarda konuşan anket şirketlerinin sahiplerine de “İktidarı arkalarına alıp, televizyonlarda araştırma yapmayıp, rakam açıklayanların azıcık cesareti varsa, o çıktıkları televizyonlara bizi çıkarsınlar onlarla bir iddialaşalım. Metal yorgunluğu olduğu söylenen yerlerde İYİ Parti birinci durumunda. Metal yorgunluk yok. AKP yorgunluğu var” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Anayasa Mahkemesi önünde yapılan açıklamaya TBMM Başkanvekili Pervin Buldan, HDP Grup Başkanvekilleri Ahmet Yıldırım ve Filiz Kerestecioğlu ile çok sayıda HDP milletvekili katıldı. ‘Hukuksuzluk itirafı’ HDP’li Yıldırım, Adalet Bakanlığı’nın, mahkemelere Demirtaş hakkında ‘Örgüt militanı, mahkemeye çıkarmayın’ notu içeren gizli belge gönderdiğini söyledi HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, Anayasa Mahkemesi önünde yaptığı açıklamada, Adalet Bakanlığı’nın mahkemelere gönderdiği gizli ibareli belgede HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında örgüt militanı olduğu, bu nedenle duruşmaya çıkarılmayacağı yönünde talimat verdiğini belirterek, “Eş Genel Başkanımız ve milletvekillerimizin mahkemeye çıkarılıp çıkarılmayacağına mahkemenin karar verme şansı olmadığını itiraf etmişlerdir” diye konuştu. Adalet Bakanlığı’nın belgesinin tarafsız yargının kalmadığını ortaya koyduğunu söyleyen Yıldırım, “Eş Genel Başkanımız ve milletvekillerimi zin mahkemeye çıkarılıp çıkarılmayacağına mahkemenin karar verme şansı olmadığını itiraf etmişlerdir” dedi. HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş da AYM’nin görevini yapmadığına işaret ederek, “Eğer biz AYM önünde onlarca vekil olarak bulunuyorsak bu, Türkiye’de hukukun kalmadığının kanıtıdır. Biz burada hukuku hatırlatmak için varız. AYM’ye ne yapması gerektiğini biz değil anayasa söylüyor. Anayasa Mahkemesi’nin varoluş gerekçesi tam da anayasaya uygunluk denetimi yapmaktır” diye konuştu. l ANKARA/Cumhuriyet ‘Cumhuriyet Devrimi’nin Türkiye’deki anlamı... Bugün Türkiye’de temel kurum ve kuruluşların yozlaştıklarını, işlevlerini gereği gibi yerine getiremediklerini söyleyebilirsiniz. Güneşli ama soğuk bir günün içinde bu çıkmazdan ülkemizin nasıl kurtulacağını düşünürken Ahmet Taner Kışlalı’nın yıllar önce yazdığı “Çıkmazdan nasıl çıkılır” yazısını okuyorum... Cumhuriyet rejiminin üzerine oturduğu sacayağını oluşturan üç temel güç nedir? Yasama, yürütme, yargı... Buna siz bir de eğitimi ekleyebilirsiniz... Bir anlamda “Toplumun geleceğini hazırlama gücü” demek olan “eğitimi”! Yargıya güvenin sarsılması bugünün sorunu değil. Nereden bakarsanız bakın geride kalmış bir otuz yıl var, yargıya güvenin sarsılmasının. Sorunu “paranın” ya da “mafyanın” çözebileceğine inanç artmış. Özetlersek yargı geç, güç ve bazen kötü işliyor. Yargıya güven sarsılmış. Eğitimin birliği ve tutarlılığı yok... Hatta farklı inançlara sahip “birbirine düşman” iki gençlik devlet eliyle yetiştiriliyor. Köy Enstitüleri yerini imam hatip okulları, halk dersliklerinin yerini Kuran kursları almış. Özerk üniversiteler yerine YÖK, seçilmiş “çağdaş” yöneticilerin yerine, atanmış, çoğu “Türkİslam Sentezci” rektör ve dekanlar gelmiş. Ahmet Taner Kışlalı 1992 yılında şöyle diyor bir yazısında: “Ama tüm bunlardan daha ‘elim’ ve daha ‘vahim’ olanı, yasama ve yürütmeyi birlikte içeren ‘siyasal güç’teki yozlaşmadır. Çünkü çürümüş ya da koşulların gerisinde kalmış olan bütün diğer kurumları değiştirme, düzeltme ve gerekirse ‘yeniden oluşturma’ işlev ve yetkisi orada odaklaşıyor!” HHH Çağdaş siyasal sistemlerin temel öğesini “siyasi partiler” oluşturur. Toplumdaki temel çıkar ve eğilimleri temsil eden siyasal partiler var mı? Siyasal bölünme yapay ya da kişisel nedenleri değil de bu temel eğilimleri mi yansıtıyor? Partilerin yapısı demokratik mi? (Yani tabanın eğilimleri ve tavanın tutumu arasında, demokratik bir uyum var mı?) Seçmen iradesi, siyasal karar alma ve uygulama süreçlerine “doğru” yansıyor mu? Eğer bu soruların hepsine de “evet” yanıtı verebiliyorsanız, yasama gücü de yürütme gücü de “doğru” ellerdedir demektir... “Yanlış” işlemleri de zorlaştırılmıştır... Yasama organı, toplumdaki tıkanıklığı açacak kararları alamıyor... Yürütme organının sürekliliği, tutarlılığı, kararlılığı ve dolayısıyla inandırıcılığı yok... Niçin bütün bunlar? Çünkü siyasi partiler sistemi de seçim sistemi de 12 Eylül sonrasında daha da bozulmuş!.. Çünkü kitleler ile onları temsil etme savında olanlar arasındaki bağlantı daha da gevşemiş! Bazen de tamamen kopmuş! HHH Sıradan bir ansiklopediyi açan meraklı, şu “harcıâlem” satırları okuyabilir: “Cumhuriyet monarşinin karşıtıdır. Monarşi veraset yoluyla iktidara geçen bir kral ya da sultanın devlet başkanlığı yaptığı siyasal rejimdir. Ancak her cumhuriyet demokrasi değildir.” Evet, nice cumhuriyetin tepesinde diktatör var; Latin coğrafyasında bu tür devlet başkanına “caudillo” (şef) deniyor. Kuzey Amerika’da ise ABD Cumhurbaşkanı demokratik bir devletin başıdır. Kralın, devletin başında göründüğü nice Avrupa ülkesi de İsveç, Norveç, İngiltere vb – yeryüzünde demokrasiye örnek gösterilmiyor mu? Yıllarca bu “basit” gerçeği yineleye yineleye dilimizde tüy bitti. 1970’lerin sonunda İran’da şah gitti, yerine şeriatçı cumhurbaşkanı geldi; kafalar karıştı. 2020’li yıllarda durum ne? Zeydan’ın cezası bozuldu Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi, Diyarba dayanağını oluşturan eylemler ve deliller ile kır 5. Ağır Ceza Mahkeme suçlamaların hukuki si tarafından tutuklu HDP nitelendirmesinin anla Hakkâri Milletvekili Ab tılması gerektiğinin gö dullah Zeydan’a verilen 8 zetilmeden sanığın sor yıl 1 ay 15 günlük hapis A. Zeydan gusunun yapılması su cezasını bozdu. Mahkeme ka retiyle, CMK’nin 191/3. mad rarında, sanığın açık kimliği desine aykırı davranılarak sa saptandıktan sonra iddianame vunma hakkının kısıtlandığı veya iddianame yerine geçen belirtti. Zeydan’ın tahliyesi ise belgede yer alan suçlamanın reddedildi. l DHA HDP’li Ziya Pir’e 11 ay hapis HDP Diyarbakır Milletvekili Ziya Pir hakkın ği iddiasıyla açılan davada karar çıktı. Diyar da KHK ile kapatılan DİHA, bakır 7. Asliye Ceza Azadiya Welat ve Kurdi Mahkemesi, savcı hak Der’e 2015’te yapılan polis kında “Saraya soytarı baskınıyla aralarında gaze adayı” ifadesini kullan tecilerin bulunduğu 32 ki Ziya Pir dığı gerekçesiyle Pir’e şinin gözaltına alınmasını pro “Kamu görevlisine karşı göre testo etmek için Diyarbakır Ad vinden dolayı hakaret etmek” liyesi önünde düzenlenen ba suçundan 11 ay 20 gün hapis sın açıklamasında, gözaltı ka cezası verdi ve cezayı 5 yıl er rarı veren savcıya hakaret etti teledi. l Yurt Haberleri Komutanlar Hatay’da Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, beraberinde Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Güler ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ile birlikte, dün Hatay’da bulunan birliklerde inceleme ve denetlemelerine devam etti. Bu kapsamda birlik komutanları ve bağlantılı diğer birimlerin katılımı ile bölgede devam eden faaliyetlere ilişkin bir toplantı yapılarak değerlendirmelerde bulunuldu. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle