23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Trump’tan Yeşil Kart çekilişlerine son ABD Başkanı Donald Trump, New York saldırısının Özbek failinin ülkeye Yeşil Kart’la girdiğinin ortaya çıkması üzerine kurayla değil liyakata göre göçmen alınması gerektiğini söyledi. 27 yıllık kurayla göçmen vizesi dağıtılması programını sona erdirme sürecini başlattığını duyuran ve bunun için Kongre’ye çağrı yapan Trump “Bu kura programından mümkün olduğunca çabuk kurtulacağız” dedi. Saipov’un peşisıra 23 Özbek göçmenin girişine vesile olduğunu öne sürüp Yeşil Kart alanın ailesini ABD’ye getirmesine son vereceğini sözlerine ekledi. Her yıl milyonların katıldığı kurayla belli şartları yerine getiren 50 bin kişiye Yeşil Kart dağıtılıyor. Perşembe 2 Kasım 2017 dishab@cumhuriyet.com.tr EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: EMİNE BİLGET New York’ta IŞİD izi nilgun@cumhuriyet.com.tr 13 ABD’nin New York kenti, 11 Eylül 2001 saldırıları sonrası ilk öldürücü “terör eylemine” sahne oldu. Önceki gün Cadılar Bayramı kutlamalarının başladığı Manhattan’ın okulların yoğun olduğu bölgesinde bir kamyon sürücüsü bisiklet yoluna girip önüne geleni ezdi. Dünya Ticaret Merkezi yakınındaki saldırıda hayatını kaybeden 8 kişi arasında New York’a 30. mezuniyet yıldönümü için gitmiş 5 Arjantinli ile ailesiyle turistik gezide bulunan bir Belçikalı da var. Üçü Belçikalı, biri Arjantinli olan 11 yaralının hayati tehlikesi bulunmuyor. ‘Ebediyen IŞİD’ yazmış İçindeki iki yetişkinle iki çocuğu yaralayan şekilde bir okul servisine çarparak duran kamyonetten inen saldırgan, polisler tarafından karnından vuruldu ve hastaneye kaldırıldı. Kimliği Özbekistan uyruklu göçmen Sayfullo Saipov (29) olarak açıklandı. Tanıklara göre tekbir getiren saldırganın elinde silah vardı. Yetkililer silahlardan birinin paintball, diğerinin kurusıkı olduğunu söyledi. New Jersey’deki evinin ve kamyoneti kiraladığı yapı markete park ettiği aracının incelenmesi sonucu IŞİD’e biat ettiğine, IŞİD’in Cadılar Günü New York’ta 8 can alan araçlı saldırının faili, Özbek vatandaşı Saipov. Polis: Saldırıyı IŞİD adına yaptı Saipov, kamyonetin okul servisine çarpmasına dek bisikletlilerle yayaları ezdi. ebediyen hayatta kalacağına dair el yazısı notlar bulundu. Ardından New York Polis Teşkilatı “IŞİD’in sosyal medyadaki araçlı saldırı talimatlarını takip ediyordu, haftalardır planladığı saldırıyı IŞİD adına düzenledi” açıklamasını yaptı. New York Valisi, “yalnız kurt” dediği Saipov’un ABD’de radikalleştiğini söyledi. ‘Hayvanın yeri Gitmo’ IŞİD daha önce Nice, Berlin, Lond ra, Barselona gibi Avrupa kentlerinde otomobil, minibüs, kamyonetle yayalara düzenlenen saldırıların sorumluluğunu üstlenmişti. ABD Başkanı Donald Trump, “hayvan” diye söz ettiği Saipov’u, 11 Eylül sonrası hukuka aykırı biçimde kurulan ve işkenceleriyle tanınan Guantanamo’ya yollamayı kesinlikle değerlendireceğini söyledi. Beyaz Saray da Saipov’u “düşman savaşçı” olarak gördüğünü duyurup Guantanamo’yu işaret etti. ABD’ye 2010’da giren Saipov, ilkin Ohio’da TIR sürücülüğü, ardından Florida ve New Jersey eyaletlerine geçerek özel taksi uygulaması Uber için sürücülük yapmış, evlenip ikiüç çocuk yapmış. ABD’de son dönemde 3 Özbek vatandaşı terör suçlamalarıyla tutuklanmıştı. Özbekistan’dan IŞİD’e katılanların sayısı 4 bini bulurken cihatçı örgüt Özbekistan İslami Hareke ti 2015’te IŞİD’e biat etti. St. Petersburg’daki metro bombacısı, Stockholm’deki araçlı saldırgan gibi İstanbul’daki Reina saldırganı da Özbekistan asıllıydı. ABD’ye taziye gönderen ülkeler arasına katılan İran Dışişleri “Masum, savunmasız yurttaşların kamusal alanda öldürülmesi, IŞİD gibi terörist grupların zalimliği ve vahşiliğini gösteriyor. Ancak terörün kökü, ABD ile müttefiklerinin Ortadoğu’da icra ettiği politikalarda yatmaktadır” dedi. ‘Kabul edemeyiz’ Katalanların bereket getirdiğine inandığı tuvaletini yapan ünlülerle ilgili biblolar arasında Puigdemont’a rağbet var. İspanya’ya dönmüyor İspanya’da Katalan Özerk Yönetimi’nin 1 Ekim’de düzenlediği tek taraflı bağımsızlık referandumunun ardından restleşme tırmanıyor. İspanya Ulusal Mahkemesi, bağımsızlık ilanının ardından Madrid yönetimi tarafından görevinden alınan ve halen Brüksel’de bulunan Katalan Yönetimi Başkanı Carles Puigdemont’un yanısıra 13 Katalan yöneticiyi ifade vermeye çağırdı. Puigdemont’un Belçikalı avukatı Paul Bekaert müvekkilinin İspanya’ya dönmeyeceğini ve Belçika’da sorgulanmasını önerdiklerini söyledi. Bekaert, müvekkili hakkında henüz bir yakalama kararı bulunmadığına dikkat çekti. Sürgündeki başkan Puigdemont, Twitter hesabındaki biyografi kısmına ise “president.exili.eu” adresli internet sayfasını ekledi. Puigdemont, yeni internet sayfasının adresinde “sürgündeki başkan” olarak nitelendiriliyor. Katalan yönetiminden aralarında İçişleri Bakanı Joaquim Forn’un da bulunduğu üç bakan önceki akşam Barselona’ya döndü. Eski bakanları karşılarken protesto eden bir grup, “Hainler”, “Puigdemont nerede?” “Yaşasın İspanya” diye bağırdı. İspanya Başsavcısı pazartesi günü Puigdemont ve diğer Katalan liderleri hakkında “ayaklanma, isyana teşvik, yolsuzluk” suçlamalarıyla dava açılması için mahkemeye başvurmuştu. Puigdemont ve kendisiyle birlikte Belçika’da bulunan hükümet üyelerinin ifadeye gelmemeleri durumunda haklarında tutuklama emri çıkarılabileceği belirtildi. Refah Kapısı devredildi Filistin’deki siyasi bölünmüşlüğü sona erdirmek için Hamas ile El Fetih arasında 12 Ekim’de Mısır’ın başkenti Kahire’de imzalanan anlaşma çerçevesinde Gazze Şeridi’ndeki sınır kapılarının kontrolü Filistin Yönetimi’ne devredildi. Filistin Bayındırlık ve İskân Bakanı Mufid Hasayine, dün Refah Sınır Kapısı’nda düzenlediği basın toplantısında, tüm sınır kapılarını devraldıklarını söyledi. Hasayine, “Artık sarı ve yeşil yok. Tüm Filistinliler tek bir Filistin bayrağı altında” dedi. Hamas ile El Fetih arasındaki anlaşma uyarınca Gazze’nin tüm kontrolünün Mahmud Abbas’ın liderliğindeki Filistin Yönetimi’ne 1 Aralık’ta devredilmesi bekleniyor. Öte yandan Gazze Şeridi’ne ithal edilen ürünlere Hamas tarafından getirilen tüm vergilerin kaldırılacağı belirtildi. Rusya’nın Suriye kongresine PYD’yi çağırmasına Kalın ‘Kabulü mümkün değil’ diye itiraz etti, muhalifler katılmayı reddetti Suriye için Rusya, İran, Türkiye’nin garantörlüğündeki Astana sürecinin 7. turu biterken Rusya’nın açıkladığı Suriye Ulusal Diyalog Kongresi düzenleme planına Ankara ile desteklediği muhalifler tepki gösterdi. Daha önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriye Halkları Kongresi diye duyurduğu knoferansın 18 Kasım’da Soçi’de toplanması ve yeni anayasaya odaklanması öngörülüyor. Ama Moskova’nın davet ettiği 33 grup arasında Ankara’nın “terör örgütü” saydığı PYD/YPG de var. Buna “Kabul etmemiz asla mümkün değil” tepkisini veren Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın “PYD/YPG’li olmayan Kürtlerin davet edilmesinde sorun görmüyoruz, ama PYD/YPG terör örgütüdür. Terör örgütüne Astana platformunda yer verilmesini kabul etmeyiz. Arkadaşlarımızın da müdahalesiyle sorun büyük oranda çözüldü. Bundan sonra bu tür girişimleri memnuniyetle karşılamamızın mümkün olmadığını ifade etmek istiyorum” dedi. Kalın Irak ve ABD’ye “Irak’ın PKK terör örgütünden tamamen temizlenmesi için fırsat var” çağrısı da yaptı. Türkiye merkezli muhaliflerin Suriye Ulusal Koalisyonu, dikkatleri siyasi geçiş sürecinden uzaklaştırmanın amaçlandığını savunup “Rejimle BM gözetiminin ve Cenevre’nin dışında herhangi bir müzakereye katılmayacağız” dedi. Yüksek Müzakere Komitesi üyesi ve İslam Ordusu lideri Muhammed Alluş, davetli listesinde yer almalarına şaştıklarını ve diğer gruplarla ortak ret pozisyonu açıklayacak Suriye ile Semelka Sınır Kapısı’nın da bulunduğu Fiş Habur bölgesinde hem peşmerge hem de Irak hükümet güçleri denetim yapıyor. larını söyledi. Komite Sözcüsü Yahya Aridi “Kötü bir şaka gibi. Reddetmek için onlarca sebep var” dedi. Kürtler açısından bir ilk Reuters’ın konuştuğu PYD Eşbaşkanı Şahoz Hasan ise daveti değerlendirdiklerini, çoğunluğun katılmaktan yana olduğunu, orada da demokratik federal çözümü savunacaklarını söyledi. Rus kanalı Sputnik’e “Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu Eşbaşkanı” sıfatıyla konuşan Foza Yusuf, “İlk kez bu kadar geniş katılımlı bir toplantı yapılıyor, bunu çok önemli görüyoruz” dedi. Reuters “Soçi daveti, Suriyeli Kürtlerin büyük bir barış konferansına ilk kez katılmalarının istenmesi anlamına geliyor. PYD bugüne dek Türkiye’nin isteği doğrutusunda diplomasinin dışında bırakılmıştı” yorumunu yaptı. Putin’den iran’a stratejik ziyaret Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD Başkanı Donald Trump’ın nükleer anlaşmayı feshetmekle tehdit edip baş hedef haline getirdiği İran’ı ziyaret etti. Putin, Tahran’da nükleer anlaşmaya desteğini teyit ederken Suriye’de Astana sürecinden çatışmasızlık bölgelerine ve ulusal diyalog kongresi hazırlıklarına uzanan barış planını da ele aldı. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve son sözü söyleme yetkisine sahip dini lider Ayetullah Ali Hamaney ile görüşen Putin, Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev ve Ruhani’yle birlikte üçlü ekonomik toplantı da düzenledi. Bu kapsamda Moskova ile Tahran arasında İran doğalgazını Hindistan’a götürecek yeni boru hattı projesini desteklemeye yönelik mutabakat imzalandı. Neçirvan’lı geçiş dönemi Bağımsızlık referandumu sonrası Kerkük ve diğer statüsü tartışmalı bölgelerden TürkiyeSuriye sınırına uzanan askeri hezimete uğrayan Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesud Barzani’nin yetkilerini dün hükümet, meclis ve adalet konseyi devraldı. Gelecek yılki seçimlere dek IKBY böyle yönetilecek. Mecliste bir grup da başkanın halk değil, meclis tarafından seçilmesi için harekete geçti. İktidardaki KDP’nin liderliğini sürdüren Barzani’nin taraftarları dün ellerinde posterlerle sokağa dökülürken gözler Mesud Barzani’nin yeğeni, Başbakan Ne çirvan Barzani’ye çevrildi. “Geçiş sürecinin anahtar kişisi” denilen, Ankara ile arası iyi Neçirvan’ı (51) hem Bağdat hem referandumu desteklememiş Kürt partilerle uzlaşmak gibi zorlu bir görev bekliyor. Bağdat’la yine kriz Dün Irak Başbakanı Haydar İbadi, Erbil’i, peşmergenin tartışmalı bölgelerden ve sınır kapılarından çekilmesine dair anlaşmadan çark etmekle suçladı. Türkiye ile sınır kapısına atıf yapan İbadi, “Anlaşmaya uymazlarsa istediğimizi yaparız, bize ateş açarlarsa da yasaların gücünü gösteririz” dedi. Madrid Katalonya satrancını kazandı Başbakan Rajoy ve İspanya devleti, Katalonya satrancını şimdiki halde kazandı. Katalan krizinin hızlandığı on yılda çok hata yapan ve bu sebeple krizin tırmanmasında arslan payı olan İspanya Başbakanı Rajoy, ne var ki son bir aydaki azami soğukkanlı yönetimiyle bu oyunu almış görünüyor. İfadesiz poker suratıyla satrancı sürdüren Rajoy, geçen cuma “bağımsızlık ilan eden” Katalan heyete sonunda “şah” demeyi başardı. Madrid tarafından 48 saatte Katalanların özerkliğinin askıya alınmasıyla sonuçlanan ve bu itibarla bir yere varamayan “bağımsızlık atağı”; yerel Katalan hükümeti liderlerinin çil yavrusu gibi dağılmaları, birbirlerine düşmeleri ile son buldu. Pazartesi işlerine giden 140 üst düzey memur ve yerel hükümet görevlilerine; Madrid’in emri altına giren ofislerinden eşyalarını toplamaları için “yarım saatlik” zaman verildi. “Generalitat” diye bilinen yerel yönetimin üst tepe kadrosu, kuzu kuzu direktife uydu. Sokakta endişe edilen “direnç”ten eser görülmedi. Katalan liderler bölündü “Bağımsızlık deklarasyonunun” başkahramanı, görevinden azledilen sabık Katalan yerel hükümetin başkanı Carles Puigdemont, soluğu “güven arayışı” için beraberinde kaçtığı 5 yerel hükümet üyesi ile Brüksel’de aldı. Puigdemont gibi görevden alınan ve kaçıştan habersiz oldukları anlaşılan yerel hükümetin diğer yarısı Barselona’da kaldı. Bağımsızlık hareketinin en ön plandaki ismi, Puigdemont’un yardımcısı Oriol Junqueras’ın bile, “Harry Potter” olarak anılan liderlerinin kaçışından haberdar olmadığı ortaya çıktı. Durum, “bağımsızlıkçı cephe”deki Katalanlarda dehşet yarattı. “İsyan” suçlamasıyla, arkadaşlarıyla beraber hakkında “30 yıl hapis” istemi bulunan Puigdemont’un Brüksel’e iki gerekçeyle gittiği öne sürülüyor. İlki “siyasi iltica” arayışı. Belçika, AB yurttaşlarına da “iltica” tanıyan biricik ülke. Ama ayrılıkçı Flamanların desteği ile ayakta duran kırılgan Brüksel hükümeti, kendi yaralarına dokunmamak için Katalan sorununa bulaşmak istemiyor. Belçika Başbakanı Charles Michel, Puigdemont’u ilk günden “Sizi biz davet etmedik!” diyerek savsakladı. Eski başbakanlardan Guy Verhofstadt da “Puigdemont Katalonya’yı kaos ve yıkım içinde bıraktı!” sözleriyle halefine tercüman oldu. AB dayanışması belirleyici Katalan liderin Brüksel çıkarmasının diğer amacı, krizi AB’ye ihraç edip uluslararasılaştırmak. Ama ulus devletler üzerinde inşa edilen AB’deki hükümet başkanları, Puigdemont’tan istisnasız bir “veba” gibi kaçıyor, tam kadro Rajoy’la beraber cephe alıyorlar. Brexit’ten sonra ayrıca kriz istemiyorlar. İspanyol hükümetinin bahsin son aşamasını kazanmasının ardındaki belirleyici etken, AB başkentleri arasında fire vermeyen bu tutum birliği oldu. Uluslararası tanınırlığı olmayan bağımsızlık hareketlerinin düş kırıklığına mahkum bulunduğu gerçeği, bir kez daha sınandı. Arkasını dış politikada sağlama alan büyük “uluslararası dayanışma”nın yanında Rajoy’un en büyük avantajı, içerde de muhalefetle ortak hareket etmesi oldu. 1 Ekim’deki “korsan” referandumda oy kullananların üzerine polisi salarak dünyada tepki alan tek yanlışı dışında muhafazakâr İspanya lideri son bir ayda yaşamsal hiçbir hata yapmadı. En önemlisi de İspanya Başbakanı, girişimlerini yasayla sınırladı, “yasal meşruiyeti” hep dayanak aldı. Ama tarihi “bahis” henüz bitmedi. Madrid’in son bir aylık görece zaferine rağmen, İspanya’nın imajı derin yara aldı. Ekonomisi sarsıldı. 2000’e yakın şirket Barselona’dan kaçtı. Katalanlar, “bağımsızlıkçılar” ve “İspanya yanlıları” arasında bölündüler. MadridBarselona arasında kopukluk derinleşti. 21 Aralık’taki yerel seçimler şimdi yaman bir test olacak. Sandıktan eğer sürpriz olarak “bağımsızlıkçılar” çıkarsa; satranç gerisin geriye başa saracak. Bu nedenle bu pilav daha çok su kaldırır. Hamile çocuk esir IŞİD’den kurtarıldı ABD Savunma Bakanlığı, IŞİD destekçisi babası tarafından 5 yıl önce Suriye’ye götürülen ve burada evlendirildiği IŞİD militanından hamile kalan 15 yaşındaki ABD’li kız çocuğunun kurtarıldığını duyurdu. Reuters’ın görüştüğü yetkililer, ABD’ye getirileceğini belirttiği çocuğun ismini vermemekle beraber CBS’in geçen ay Rakka yakınlarında söyleşi yaptığı çocukla aynı kişi olduğunu söyledi. Kızın evlendirildiği militanın ABD liderliğindeki koalisyonun hava saldırısında öldüğü belirtildi. 15 yaşındaki kız çocuğu, CBS’e Kansas eyaletinden geldiğini, 6 aylık hamile olduğunu, IŞİD’den kaçtığını anlatmıştı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle