07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
‘Libya’dan cesetler temizlenirse’ Britanya Dışişleri Bakanı Boris Johnson “Libya’ya bakıyorum ve inanılmaz bir yer görüyorum. İşadamlarının Sirte’yi yeni Dubai’ye çevirmek için DUNYA yapmaları gereken tek şey cesetleri temizlemek” dedi. Johnson’ın istifasına yönelik çağrılar arttı. Asker ölümleri iki istifa getirdi Mali’deki BM gücünde görevli iki Hollanda askerinin ölmesiyle ilgili Hollanda Savunma Bakanı Jeanine HennisPlasschaert siyasi sorumluluğu bulunduğu, Genelkurmay Başkanı Tom Middendorp “ihmalkârlık iddialarını içine sindiremediği” gerekçesiyle istifa etti. Kazayla havan topunun infilakı sonucu ölümlerle ilgili raporun ardından meclisten sert eleştiriler yükselmişti. Perşembe 5 Ekim 2017 [email protected] EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Uçurumdan geri adım [email protected] 13 IKBY referandumuyla çıkan tansiyonu Bağdat’ın düşürmeye başladığını yazan New York Times’a göre İran ile Türkiye’nin operasyon yapması düşük ihtimal Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) bağımsızlık referandumu sonrası IKBY sınırında TürkiyeIrak ortak şekilde ve ayrıca İran askeri tatbikat yürütürken ABD’nin New York Times (NYT) gazetesi Bağdat ile Erbil’in karşılıklı tansiyonu düşürme sinyali verdiklerini yazdı. NYT, ilk günlerde gelen tehditlere karşın, IKBY’ye askeri operasyon ihtimalinin çok düşük olduğunu iddia etti. Tehditler uygulanmıyor Erbil ve Bağdat muhabirlerinin ortak imzasını taşıyan haber analizde, Türkiye’nin boru hattını kapatma tehdidine karşın Kürt petrolünün akışının devam ettiği, peşmergenin Irak’ta ABD liderliğindeki koalisyonla birlikte savaşmayı sürdürdüğü, sınırların hâlâ açık olduğu sıralandı. “Türkiye ve İran’ın sınırda yaptıkları operasyonların pozdan ibaret olduğu, halihazırda hiçbir gücün IKBY’ye yönelik operasyona gerçekten niyetli olmadığı” ” ileri sürüldü. Irak merkezi hükümetinin en somut eylemi olan uluslararası hava Talabani’nin naaşı cuma günü Berlin’den Irak’a getirilecek. Bağdat sakinleri, KYB ofisine asılan Talabani posterlerine ilgi gösterdi. ABD: Her türden şiddete karşıyız ABD Dışişleri Sözcüsü Heather Nauert, IKBY referandumu sonrası gelişmelerle ilgili şunları söyledi: “Irak’ta herhangi bir taraf üzerinde her türden şiddete karşıyız. İstikrarlı, birleşik ve demokratik bir Irak istiyoruz. Bu pozisyonumuz değişmeyecek. Iraklılarla Kürtlerin, bu konu ve ülkelerinin geleceği için ne istedikleri hakkında iyi bir tartışma yürütmesi gerek.” ABD’nin taraflar arasında diyaloğun başlatılmasına yardımcı olabileceğini belirten Nauert, referandumu tanımadıklarını ve istikrarın bozulacağı gerekçesiyle yapılmamasını istediklerini hatırlattı. “Sadece çıkan gazete başlıklarına, bölgenin yüzleştiği tehditlere bakmanız yeter; bu kuşkusuz istikrar bozucu oldu” dedi. Putin: Vana kapatılmamalı Rus Enerji Haftası’nda konuşan Devlet Başkanı Vladimir Putin, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın IKBY’den petrol akışını kesme tehditlerini hayata geçirmesi halinde etkilerinin sorulması üzerine şunları söyledi: “Küresel enerji piyasalarına yansır, petrol fiyatları artar. Fakat benim düşünceme göre bu kimsenin çıkarlarına uygun değil. Yapılan çağrıların durumu alevlendirmemesi gerekiyor.” Putin, IKBY’de bağımsızlıktan yana sonuçlanan referandumla ilgili “Rusya’nın Kürt halkıyla tarihsel olarak iyi ilişkileri var. Rusya bu sürece karışmıyor, hiçbir şeye karşı kışkırtmıyor, kimseyi de bir şeye itmiyoruz. Durumu alevlendirmemek için gerekli her şeyin yapılması gerektiğine inanıyoruz” dedi. Rusya lideri “Söylediklerimizin hepsi, tarafların birbirlerine ulaşıp herkes için kabul edilebilir bir çözüm bulmasına yönelik. Nitekim bağımsızlık referandumu, Irak’ın iç meselesi” diye eklerken bunun Türkiye, İran ve Suriye için çok hassas bir konu olduğunu anladıklarını belirtti. ? ambargosunun da IKBY’den gelen uçakların Bağdat’tan transit uçuş İbadi’nin sözcüsü Saad Hadithi’nin Bölümü Program Koordinatörü Jo bağımsızlığa karşı olsa da Irak hü larına izin verileceği açıklamasıyla bir söyleşide sarf ettiği “Hükümet ost Hiltermann’ın iki tarafın da ça kümetine Kürtlerin haklarına saygı yumuşadığı belirtildi. Önlerinde se durumu tahrik etmek istemiyor. İna tışma istemediği görüşüne yer ver duyulması çağrısı hatırlatıldı. çimler bulunan IKBY Başkanı Me nıyoruz ki, iddialarından vazgeçe di. Hiltermann “İşlerin kızışması du Bu arada IKBY’nin referanduma sud Barzani ile Irak Başbakanı Hay cekler” sözleri aktarıldı. rumunda, bunun İbadi’nin istemesi dahil ettiği Kerkük’e bağlı Havice’yi dar İbadi’nin uçurumun kenarın Iraklıların IŞİD’e karşı savaş nedeniyle değil, bölgedeki dinamik IŞİD’den kurtarma operasyonunda dan geri adım attıkları ifade edilerek la uğraştığı ve zaferin Kürtlerin as ler yüzünden olacağını” söyledi. Ba kasaba merkezinin hedef alınmasıy “Kürtlere geri adım fırsatı vermek keri desteğine bağlı olduğuna dik tılı diplomatların tansiyonu düşür la son aşamaya geçildi. Operasyona için Irak hükümetinin bütün teh kat çeken NYT, Uluslararası Kriz me çabalarının yanısıra Iraklı Şiile Irak ordusuyla birlikte Iraklı Şii mi ditlerini uygulamadığı” kaydedildi. Grubu Ortadoğu ve Kuzey Afrika rin dini lideri Ayetullah Sistani’nin lis gücü Haşdi Şabi de katılıyor. Akıncı ile Ertuğruloğlu arasında kriz KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nun ABD’deki “şahin” açıklamaları ve Rumlarla Marunilere BM’nin 40 yıldır ulaştırdığı yardımların gümrük vergisi konularak engellenmesi, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile hükümet arasında kriz çıkardı. Ertuğruloğlu, Washington’da şirket ve düşünce kuruluşlarıyla buluşmasında KKTC için Türkiye’ye bağlı özerk cumhuriyet seçeneğini, “FransaMonako ya da BritanyaCebelitarık modelini” dile getirdi. Kıbrıslı Rumların gazpetrol arayan gemilerinin vurulmasından söz eden KKTC Dışişleri Bakanı, BM Barış Gücü’ne ihtiyaç kalmadığını savundu. “Rum ve Marunilere insani yardım getiren BM konvoylarına artık izin vermeyeceğiz. İhtiyaçları yok, gelen malları satıp para kazanıyorlar, sınır kapıları 2003’ten beri açık” dedi. Akıncı ise Ertuğruloğlu’na “Akdeniz’de şiddete başvurulabileceğini ve Rum gemilerinin vurulabileceğini dünyaya ilan etmiştir. Tamiri zor yaralar açmıştır” tepkisini gösterdi. Karpaz’daki Rumlar için BM yardımına gümrük vergisinin ertelenmesi talebinin hükümet tarafından dikkate alınmadığını belirten KKTC Cumhurbaşkanı “Tek taraflı kararla uygulamayı kaldırmak, kendi ayağımıza kurşun sıkmaktan farksız” dedi. ‘Nusra lideri ağır yaralandı’ IŞİD’in ardından Kaide’nin Suriye kolu Nusra’nın da sonunun geldiğine işaret eden bir açıklama Rusya’dan geldi. Rus Savunma Bakanlığı Sözcüsü Igor Konaşenkov, İdlib’in gerilimi azaltma bölgesi ilan edilmesi kapsamında görev yapan Rus askeri polisine düzenlenen saldırıya misilleme olarak Nusra lideri Ebu Muhammed Colani’nin vurulduğunu iddia etti. Açıklamaya göre ağır şarapnel yarası alan ve kolu kopan Colani’nin durumu kritik. Önceki günkü hava saldırısında Colani’nin güvenlik şefi dahil 12 komutanı ile 50 koruması da öldü, 10’dan fazla adamı yaralandı. Katalan halkı, İspanyol polisine karşı kendilerine kalkan olan Katalan itfaiyesine sevgi gösterileriyle teşekkür etti. Bağımsızlık ilanı yolda İspanya’da Katalonya Özerk Yönetimi’nin Madrid’in güvenlik güçleriyle müdahalesine rağmen düzenlediği bağımsızlık referandumunun ardından sular durulmuyor. İspanya Kralı Felipe’nin ulusa sesleniş konuşmasında, referandumun “yasadışı” olduğunu vurgulayarak Katalan liderleri sadakatsizlikle suçlamasının ardından Katalonya Başkanı Carles Puigdemont “Birkaç gün içinde bağımsızlık ilan edeceklerini” açıkladı. BBC’ye konuşan Puigdemont, yurtdışından gelen oyların da sayılması son rası “bu hafta sonu veya gelecek haftanın başında” bağımsızlık ilan edeceklerini söyledi. Puigdemont, “Yaşanan sorunlar göz önüne alındığında bu sonuçlar nasıl güvenilir olabilir” sorusuna “Çok sayıda insan oy vermek istedi ancak veremedi. Onların oylarıyla katılım yüzde 50’nin üzerine çıkardı” yanıtını verdi. Puigdemont, Alman Bild gazetesine de “Kendisini şimdiden özgür bir ülkenin başkanı gibi hissettiği” söyledi. Katalonya’nın bağımsızlık yanlısı siyasi partiler Junts pel Si ve CUP’un, İspanya’dan bağımsızlığın bölge parlamentosunda pazartesi günü görüşülüp oylanmasını istediği öğrenildi. Ayrılıkçılar meclis çoğunluğuna sahip. Bu arada İspanya Anayasa Mahkemesi, Katalonya Emniyet Müdürü Josep Lluís Trapero’yu isyana teşvik suçlamasıyla ifadeye çağırdı. Katalan polisi, İspanyol polisinin şiddetli müdahalesine katılmamıştı. Mahkeme polis yetkilisi Teresa Kaplan ile ayrılıkçı halk girişimi ANC ile milliyetçi kültür derneği Omnium Cultura’nun başkanlarını da ifadeye çağırdı. Kasırgadan sonra Trump afeti ABD Başkan Donald Trump, üst üste iki kasırganın vurduğu Porto Riko’yu yeterli yardım gönderilmediğinden yakınan yerel yöneticileriyle kavgaya tutuşmasının ardından önceki gün ziyaret etti. Trump’ın bir şapele sığınan kasırga mağdurlarına basketbol topu atar gibi kâğıt havlu dağıtması “dalga geçiyor” diye yorumlandı. CNN “Bir narsisistin güç gösterisi”, The Atlantic “Facia ziyaret” başlığını attı. Sosyal medyada “Kimsenin ‘Bırakın pasta yesinler’in ötesine geçebileceğini sanmazdım. Sonra birisi Trump’a bir yığın kâğıt havlu verdi”, “Trump bile Porto Riko halkının sel suyunu kâğıt havluyla temizleyebileceğini sanacak kadar aptal olamaz. Ya da acaba öyle mi” gibi paylaşımlar yapıldı. Trump’ın Maria kasırgasını 1833 kişinin canını alan Katrina kasırgasıyla kıyaslayıp “Burada sadece 16 kişi öldü. Gurur duyabilirsiniz” demesi de tepki çekti. Bu arada Trump’ın 2008’de kan görmeye dayanamamasıyla ilgili bir anısını anlatmasının ses kaydı da yayımlandı: “Kızıl Haç balosundaydık. Çok varlıklı, 80 yaşında, kimsenin hoşlanmadığı bir adam sahneden düşüp başını yer çarptı. Öldüğünü sandım. Önümdeydi ve ‘iğrenç’ deyip başımı çevirdim. Ona dokunmak istemedim. Çok kötü oldum. Güzelim mermer, kıpkırmızı oldu.” Trump, kâğıt havluları böyle attı. TillersonTrump kavgasına yalanlama ABD Başkanı Donald Trump’ın bakanlarıyla ters düşmediği gün geçmiyor. Dün NBC, Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın Trump ile gerginliğinin yaz aylarında tavan yaptığını, istifa etmekten Savunma Bakanı Jim Mattis, Başkan Yardımcısı Mike Pence ve Beyaz Saray Genel Sekreteri John Kelly’nin çabasıyla vazgeçirildiğini idida etti. Tillerson’ın kabine üyeleri önünde Trump’tan “moron” diye söz ettiğinin de ileri sürülmesi üzerine Dışişleri Bakanı bir basın toplantısı düzenleyip haberi yalanladı. Tillerson, Trump’a bağlılığının tam olduğunu, istifayı hiç düşünmediğini öne sürdü. Trump NBC’den özür talep etti. Trump’ın İran’la nükleer anlaşmayı çöpe atma girişimlerine ise Mattis darbe indirdi. Mattis, Kongre’ye “ İran’ın uyduğunu teyit eder, bizim çıkarımıza olduğunu belirlersek kesinlikle anlaşmadan çıkmamalıyız. Bu, ABD’nin çıkarına” dedi. Katalonya isyanı “Sandığa şiddet bulaşmazsa, Madrid ile Barselona müzakere masasında bir araya gelecek” demiştim Katalan referandumunun yapıldığı son pazar günkü yazımda... Korkulan “şiddet senaryosu” gerçekleştiği için, “müzakere seçeneği” şimdi heyhat ufuktan hızla uzaklaşıyor. Anayasa mahkemesi ve merkezi hükümet tarafından günler öncesinden “yasadışı” ilan edilen “kaçak oylama”, başkent Madrid’in aldığı ağır güvenlik önlemlerine rağmen yapıldı. “Katalonya’nın bağımsız bir cumhuriyet olmasını istiyor musunuz” sorusunun sorulduğu ve Katalan seçmenlerin yalnız yüzde 42’sinin katıldığı, mükerrer oyların kullanıldığı bu “yaptıkoldu” referandumda, “evet”ler yüzde 90 ile çok tartışmalı bir zafer kazandı. Katalanların kullandığı dayatmacı yöntemlerle tartışılan referandum, tutucu Rajoy hükümetinin başvurduğu kaba şiddet yüzünden ne var ki bütün dünyada geniş ilgi ve empati kazanmayı başardı. “Şiddet kullananı, gayri meşru kılar!” kuralı burada da çalıştı ve Madrid hükümeti haklıyken haksız konuma düştü.   Kaba güç, bu “derme çatma oylama”nın önüne geçemediği gibi Madrid kendi kalesine de gol attı. Coplanan yaşlılar, sürüklenen kadınlar, sandıkların bulunduğu noktalarda kırılan kapılar ve camlar... Bir tek biber gazı ile TOMA’lar eksikti. Bu çirkin sahneler uluslararası kamuoyunda yıllarca silinmeyecek izler bıraktı.   Nüfusun yalnızca yarısından azının temsil edildiği itişkakış oylamada Katalanlar “mazlum”u oynarken Madrid soğukkanlılığını kaybederek, “zulüm yapan devlet” konumuna düştü.     İki İspanya algısı  Manzara, ulusun bir bölümü üzerinde otoritesini bütünüyle yitirmiş bir ülkenin görünümüydü. Karşımızda artık aynı dili konuşmayan, farklı iki dünyaya ayrılmış ve açık biçimde bölünmüş bir İspanya vardı. İspanyol anayasasındaki “bölünmez bütünlük” ilkesini çiğnediği için Madrid’in getirdiği temel itirazlar, Barselona’da ayrılıkçılık bayrağını taşıyanlar tarafından “anayasa kale alınmadığı” için dikkate değer bulunmuyordu. Aynı zamanda ülkedeki “parlamenter monarşi”ye de karşı çıkılıyor, ayrılıkçılar, krala karşı “cumhuriyet” istiyordu. Bu yaşananların lügattaki adı “isyan”. İspanya Kralı VI. Felipe, önceki gece bu kurşun gibi ağır atmosferde ilk kez suskunluğunu bozdu. İspanya Kralı, bizde alışılageldiği gibi öyle sıklıkla konuşan, ona buna ayar veren bir devlet başkanı değil. Kralın siyasi tartışmalar dışında kalan törensel bir rolü var. Siyasi konularda değil taraf olması, tavır alması dahi asla olağan görülmüyor.    Kral ihanetle suçluyor  Katalonya’da grev, gösterilerle süren isyan durumu karşısında ne ki, İspanya kralı TV’de “anayasal düzenin tesisi” için çağrı yapmak durumunda kaldı. Lafı eğip bükmeden açıkça Madrid hükümetinin pozisyonunu savunan Kral; “Katalan yetkililer, bilinçli ve maksatlı olarak anayasayı ihlal etmiş, devlet kurumlarına karşı kabul edilmez bir sadakatsizlik göstermişlerdir” dedi ve ekledi: “Demokratik hukuk devleti ilkeleri ihlal edilmiş, huzur bozulmuş, kutuplaşma yaratılmış, yetkililer bu sorumsuzluklarıyla ekonomik ve sosyal istikrarı tehlikeye atmışlardır!” Bir ortak “diyalog” çağrısından çok İspanyol Anayasası’nın 155. maddesine doğrudan gönderme olarak yorumlanan Kral’ın konuşmasının pratikteki anlamı, bu madde uyarınca Katalonya’ya kayyım atanması demek. Katalan yerel hükümet başkanı Carles Puigdemont da Kral’ın konuşmasının hemen arkasından “görüyoruz ve arttırıyoruz” tadında bir çıkışla Katalonya’nın “Önümüzdeki günlerde bağımsızlığını ilan edeceğini” üsteledi.   Özetle kılıçlar çekildi. Şimdi “sıfır saatine” doğru bir geri sayımın başladığı noktadayız. Katalan hükümeti gerçekten İspanya’ya “elveda/adios” der mi? İspanyollar mevcut özerklikleri de sıfırlayan bir “kayyım”la, bu hamleyi bertaraf eder mi? Taraflar yoksa “racon kestikten” sonra aralarında oturup anlaşır mı? Sorular bunlar. Yanıtlar ise hiç kimse tarafından bilinmiyor.  Macron’dan OHAL’e alternatif terör yasası Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 1 Kasım’da süresi dolacak OHAL’i 7. kez uzatmak yerine, kalıcı terörle mücadele yasa yetiştirme yoluna gitti. Parlamentonun üst kanadının ardından alt kanadından 127 hayır oyuna karşı 415 evet oyuyla geçen yasa tasarısı, yargıç kararı olmaksızın ev araması, kimlik sorgusu, zanlıların yaşadıkları semtlere hapsedilmesi, radikalleşmeyi yayan cami ve ibadethanelerin kapatılmasını içeriyor. Yasaya “Yargıyı zayıflatıp yürütmeyi güçlendiriyor”, “Müslümanları ve tüm göçmenleri zan altında bırakıyor” eleştirileri geldi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle