29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 8 Ocak 2017 4 Lozan’ı tartışmak değil, savunmak Numan Kurtulmuş’un, “hangi yanlışları, neden yaptıklarını açıklamadan” baştan beri Suriye politikasının büyük yanlışlarla dolu olduğunu düşündüğünü vurgulayan sözlerinin bir anlamı olmadığını söyleyen Ceyda Karan haklıdır. Aynı şekilde, son yıllardaki girişimleri yalnızca Suriye’nin birliği ve toprak bütünlüğüne değil, ama aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin birliği ve toprak bütünlüğüne de yönelik olduğu artık iyice belirginleşmiş olan, radikal İslamcı ve de etnik kökenli terör örgütleri karşısındaki tutumunu netleştirmediği sürece, Ankara’nın Moskova ile birlikte Suriye’deki ateşkesin güvencelerinden biri olması da AnkaraMoskova ekseninin başarılı işbirliği sonucunda oluşan yeni durumun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden geçirilmiş olmasının da tek başına bir önemi olmadığını söyleyenler de haklıdırlar. TürkiyeSuriye konusunda olduğu kadar, tüm Ortadoğu’ yu kapsayan politikasında da tepeden tırnağa yeniden bir düzenleme yapmadığı, eski kahredici yanlışlıklarını düzeltmediği sürece Astana görüşmelerinden de Suriye’nin ve dolayısıyla kendi çıkarları doğrultusunda bir sonuç çıkmasını sağlayamayacaktır. HHH Oysa olayların bugün vardığı noktada, Suriye’deki gelişmeler yalnız Şam için değil, Ankara için de bir hayat memat meselesi haline gelmiştir. Ne var ki, Ankara’daki iktidar uzun bir süre, Lozan ile tescil edilmiş, Türkiye’nin birliği ve toprak bütünlüğü güvencesinin artık kendi sınırları dışında, Halep’ten, Şam’dan, Bağdat’tan geçtiği gerçeğini de tıpkı Lozan’ın anlam ve önemini olduğu gibi kavrayamadığını birbirini izleyen davranışlarıyla tekrar tekrar gözler önüne sermişti. Aslında başka türlü olmasını beklemek abes olurdu. ABD Dışişleri Bakanlarından Condoleizza Rice, daha 7 Ağustos 2003 tarihinde Washington Post’ta yayımlanan yazısında 22 ülkenin sınırlarının değişeceğini açık açık söylüyordu. Sınırları değişecek, ülkeler içinde Türkiye’nin de bulunduğunu kavramak için arif olmaya gerek yoktu, gafil olmamak yetiyordu. Türkiye ise bu durumda, Amerikan projesinin eşbaşkanlığına adaylığını koyduğunu iftiharla açıklıyordu. Evet, Suriye’deki olaylardan çok önce, her şey Körfez Savaşı ile Irak’ta başlıyordu. Türkiye için, yüzyıl başında ABD önderliğinde dizayn edilen ve erken seçimle iktidara yerleştirilen yeni oluşumun hikmeti vücudu da bu projedeki eş güdüm göreviydi. Körfez Savaşı ile Irak’ta başlatılan bölgenin istikrarsızlaştırılması ve SykesPicot’dan yüzyıl sonra sınırların yeniden oluşturulacağı bir ortamın yaratılması girişiminin Lozan’da tescil edilmiş olan Türkiye’yi de etkileyeceği aşikârdı. HHH Bu durumda sırça köşkte oturanın “komşusunun camını taşlamaktan kaçınması zorunluluğunu” çok iyi bilmesi gereken Türkiye’nin aralarında IŞİD’in de bulunduğu Obama’nın Dışişleri Bakanı John Kerry tarafından geçen gün bir kez daha açıklanmış bulunan radikal İslamcı terör örgütlerinden yana ağırlık koyup, Suriye’yi istikrarsızlaştırma politikasının baş aktörleri arasında yer alacağı yerde, bölgede istikrarı destekleyecek politikaları yeğlemesi beklenirdi. Ama Ankara tam tersi yolu tuttu. Bu yol bölgeyi Lozan’ı da tartışma konusu eden bir allak bullak edişe götürürdü, nitekim öyle de oldu. ABD planının tekerine çomak sokan, bölgedeki yeni dengesizlikten rahatsız olan Putin Rusyası oldu. Neyse ki, bir zamanlar Rus uçağını düşürmekle iftihar eden Ankara, bu kez durumu iyi değerlendirdi. Bu yeniden değerlendirme, ancak, Suriye’nin ve diğer bölge ülkelerinin toprak bütünlüklerinin Türkiye’nin tapusunu da yakından ilgilendirdiğinin bilincine varılması ile bir anlam taşıyacak ve böylelikle Lozan da savunulacaktır. Her şey açıkça gösteriyor ki, artık gün Lozan’ı tartışmak değil, savunmak günüdür. CHP: Sahte oy demokrasi için utanç Meclis Genel Kurulu’nda yaşanan sahte oy skandalının ardından CHP, Meclis Başkanlığı’na yapılan başvuruda, CHP’lilerin yoklama talebi üzerine gerçekleştirilen oylamada pusulayla oy kullanan AKP milletvekilleri Mustafa Şahin, Mehmet Akyürek, Hacı Özkan, Metin Bulut, Abdülkadir Yüksel ve Serkan Bayram’ın salonda olmadıklarının tespit edildiği belirtilerek, Meclis çatısı altında suç işlendiği ve bunun demokrasi açısından “utanç verici” olduğu bildirildi. Anayasa değişikliği teklifi görüşmelerinde de benzer bir durumun yaşanabileceğine dikkat çekilen yazıda, “adı geçen milletvekilleri için doldurulan oy pusulaları ve Meclis TV’nin sahte oy pusulası hazırladıklarını gösteren görüntülerin kayıt altına alınarak” suç duyurusunda bulunulması, anayasa değişikliği görüşmelerinde benzer hukuksuzluğun yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınması talebinde bulunuldu. CHP lideri Kılıçdaroğlu ise sahte oy hazırlayan AKP’lilerin özür dilemesi görektiğini belirterek, Başbakan Yıldırım’dan da olaya göz yummaması gerektiğini söyledi. haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN ‘Devleti çökertirsen Esad’ın elini öpersin’ Kılıçdaroğlu, il başkanları toplantısında OHAL ve KHK’lerin terör dışı konularda düzenlenmesini ‘demokrasiye ihanet’ olarak niteledi SON GÖREV İÇİN BİNLER TOPLANDI İzmir saldırısında şehit düşen polis Fethi Sekin ve mübaşir Musa Can, törenlerle toprağa verildi İ zmir adliyesine düzenlenen terör saldırısında şehit olan polis memuru Fethi Sekin için dün memleketi Elazığ’da cenaze tö reni düzenlendi. Şehidin cenaze Musa Can si dün ilk olarak Olgunlar mahallesindeki evine getirilerek helal lik alındı. Şehidin babası Mehmet Zeki Sekin’in olaydan bir gün ön ce böbrek ameliyatı olduğu için oğlunun cenazesine katılamadı. Şehidin kız kardeşi gözyaşları ara sında, “Annemin 3 yiğidi daha var” diyerek ağıt yaktı. Baskil ilçesin de Cumhuriyet meydanında öğ le vakti düzenlenen törende şe hidin eşi Rabia, oğlu Tolunay, kız ları Dila ve Nisa Sekin ile kardeş leri, Sekin’in bayrağa sarılı tabu tunu öperek, gözyaşı döktü. Şe hit polis Fethi Sekin’in cenaze si, Doğancık Köyü’nde iki ay önce ölen annesi Hatun Sekin’in yanın Adliye çalışanları gözaltında İzmir’den duyarlılık dersi İzmir’de, ölü ele geçirilen 2 PKK’li teröristin düzenlediği, polis memuru Fethi Sekin ile mübaşir Musa Can’ın şehit olduğu terör saldırısından sonra gözaltına alınan 18 kişi arasında, 5 adliye çalışanının da bulunduğu ortaya çıktı. Büro Emekçileri Sendikası’ndan yapılan açıklamada, gözaltıların nedeninin dosyada gizlilik olduğu için kendilerine söylenmediği, üyelerinin Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne götürüldüğü ifade edildi. İktidar partisinin gözünde ve dilinde “gâvur” olarak nitelenen İzmir, adliye saldırısı şehitlerinden sonra duyarlılığını bir kez daha gösterdi. Cenaze töreninin gecesinde İzmir’deki eğlence yerlerinin büyük bölümü “Cenaze evinde eğlence olmaz” diyerek hafta sonu olmasına karşın kapılarını açmadı. CHP Parti Meclisi Üyesi Sevda Erdan Kılıç, AKP’nin 7 Haziran seçimlerinden sonra ülkeyi ateşe attığını söyleyerek, “Ancak onlara en güzel ya nıtı, yine ‘gâvur’ diye nitelendirdikleri İzmir vermiştir. Ulusal değerler, şehidimiz söz konusu olunca tek vücut olmuştur. AKP’liler TBMM’de TÜRGEV için kıyak teklifler verdikleri saatlerde eğlence yerlerinin kapısına kilit vurmuştur” dedi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da Sekin’in adının adliye yakınındaki 40 dönüm parka verilmesini ve heykelinin dikilmesini kararlaştırdıklarını açıkladı. l HAKAN DİRİK da toprağa verildi. Aynı saldırıda şehit olan mübaşir Musa Can için İzmir’in Karabağlar ilçesi Uzundere Cemevi’nde cenaze töreni düzenlendi. Törene; İzmir Valisi Erol Ayyıldız, İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Doğru, İzmir İl Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın, milletvekilleri, askeri erkan, adliye personeli, Musa Can’ın eşi Mecburiye Can, kızları Emine ve Başak Can, oğlu Emrah Can ve yaklaşık 2 bin kişi katıldı. Şehit mübaşirin çocukları, Türk bayrağına sarılı tabutun başında gözyaşı döktü. Şehit mübaşir Musa Can’ın kızı Emine Can babasının tabutuna sarılarak, “Bırakmayacağım babacığım seni. Sensiz ne yaparız biz” diye ağladı. Can’ın cenazesi Uzundere Mezarlığı’na defnedildi. l DHA ‘Demokrasi meselesi’ Kılıçdaroğlu il başkanlarına ‘MHP tabanını rahatsız etmekten kaçının’ talimatı verdi İKLİM ÖNGEL CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin il başkanlarını Genel Merkez’de topladı. Anayasa değişikliği teklifinin halka anlaşılır bir dille anlatılmasını isteyen Kılıçdaroğlu, “Kırıcı dil kullanmayın, MHP tabanını rahatsız edecek konuşmalardan kaçının” talimatı verdi. Kılıçdaroğlu, “Bu bir rejim değişikliği. Erdoğan, AKP meselesi değil, Cumhuriyet, demokrasi, özgürlükler meselesi” dedi. CHP il başkanları Meclis’te anayasa değişikliği teklifi görüşmeleri öncesinde Ge nel Merkez’de Genel Başkan Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Basına kapalı olarak yaklaşık 7 saat süren toplantıda 40’a yakın il başkanı söz alarak önerilerini sıraladı. Toplantıda konuşan il başkanları, AKP’ye oyun en çok çıktığı yerlerde dahi halkın değişikliğe sıcak bakmadığı bilgisini verdi. Başkanlar, akademik hukuk dilinin değil, halkın anlayacağı, ortak bir dil ile anayasa değişikliği teklifinin neler getireceğinin anlatılması gerektiği yönünde görüşlerini dile getirdi. Toplantıda, Genel Kurul’da “Oylamaya katılmayarak protesto edelim” önerisinin geldiği, ancak buna olumlu bakılmadığı öğrenildi. Edinilen bilgiye göre Kılıçdaroğlu konuşmasında anayasa teklifinin yalnızca CHP’nin sorunu değil, Türkiye’nin ortak sorunu olduğunu söyledi. Genel Kurul’da ciddi bir mücadele ortaya konacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bu bir rejim değişikliği. Bu Erdoğan, AKP meselesi değil, Cumhuriyet, demokrasi, özgürlükler meselesi” ifadelerini kullandı. “Kırıcı dil kullanmayın, MHP tabanını rahatsız edecek konuşmalardan kaçının” diyen Kılıçdaroğlu, mücadelenin siyasi olarak değil Türkiye’nin geleceği düşünülerek yapılması, parti logosuyla hareket edilmemesi gerektiğini kaydetti. l ANKARA CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, il başkanlarını topladı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Kılıçdaroğlu, “Be akılsız adam sende akıl yok mu? Sen de aklını kullan, önlemini al. Devleti çökertirsen bu hale gelirsin, sonunda gidersin Esad’ın elini öpmeye kalkarsın” ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu toplantının açılışında şöyle konuştu: KHK tepkisi: Yeni kararnameler çıktı, pek çok üniversite hocasının işine son verildi. Hayatını bilime adayan insanların işlerine son verildi ve terörle hiç ilgisi olmayan pek çok konu istismar edilerek Meclis’in görev alanına girilerek KHK’ler düzenlendi. Jokey Kulubü, Milli Piyango ne ilgisi var terörle? Eğer bir hükümet Meclis’i, halkını aldatıyorsa, terörle mücadele ediyorum diyerek terör dışı konuları da olağanüstü kararnameyle düzenliyorsa demokrasiye ihanet ediyor demektir. Türkiye’nin gakkoşu: Neredeyse terör olaylarının olmadığı il kalmadı. Her il, ilçemizden şehitlerimiz var. Son olarak İzmir’de yaşadık. İzmir, bir yürek halinde Elazığlı şehidini, Elazığ’a uğurladı. Elazığlılar sevdikleri insanlara gakkoş derler. O şehidimiz sadece Elazığlıların değil, Türkiye’nin gakkoşudur. Olaya zamanında müdahale etti, canı pahasına çok daha büyük bir terör eylemini engelledi. O Türkiye’nin kahramanıdır. Akılları kirada: Havuz medyasının PKK’den, IŞİD’den farkı yok, aynı yolda yürüyorlar. PKK bana saldırdı, başka kim saldırıyor? Havuz medyası. Aynı yolla, felsefeyle saldırıyorlar. PKK, IŞİD, FETÖ, El Nusra’yla iş tutuyorlar. Çünkü beyinleri yok, akıllarını kiraya vermişler. Aklını kiraya veren toplumu eğitemez. Papağanlardan oluşan bir güruh var karşımızda. Ben bunu söylediğim için yine saldıracaklar. Saldırmazsanız namertsiniz, biz doğruları söylüyoruz. Çocuklarını gönder: Şehit ailelerine, ne güzel oğlunuz şehit oldu diyorlar. Bu yüce mertebeye neden senin çocukların ulaşmak istemiyor. Neden Ankara’daki beyler çocuklarını askere göndermiyor? Madem şehitliği bu kadar seviyorsunuz, vatan sevgisi yüreğinizde atıyor, kendi çocuklarına gelince yok. Esad modeli: Dertleri başkanlık. Türk tipi diyorlar. Bu gayrimillidir, Türk tipiyle ilgisi yoktur, Osmanlı’da da yoktur. Bu, Suriye modeli. Esad’ın anayasasını aldılar, tercüme ettiler, koydular. Düşmandı Esad. Esed ettiler. Şimdi anayasasını getiriyorlar, Meclis’ten geçirecekler. Kendisi de Esadlaşma yolunda da onun için. Tek adam olacağım, sözümün üstüne kimse söz söylemeyecek diyor. Cumhurbaşkanı’na Meclis’i fesih yetkisi veriyorlar. Atatürk’e verilmeyen bir yetkiyi Türkiye’yi felakete sürükleyen bir adama veriyorsunuz. 1725’i unutmadık, devleti soyan bir adama teslim ediyorsunuz. Milli irade diyorlardı, kasıtları Saray iradesi. Bu demokrasiye ihanettir. Esad’ın elini öpersin: Hiçbir darbe döneminde bu kadar gazeteci içeride olmadı. Günlerdir elektrik yok, kablo kesildiyse 24 saatte düzeltilir bu. Diyorlar ki oraya da sabotaj yapıldı, o da üst aklın oyunu. Be akılsız adam sende akıl yok mu? Sen de aklını kullan, önlemini al. Devleti çökertirsen bu hale gelirsin, sonunda gidersin Esad’ın elini öpmeye kalkarsın. Geldiğimiz nokta budur. Aptal mı sanıyorsunuz?: Bu anayasa kabul edilirse bir sabah kalkacağız bir bakanlık kapanmış, Tekirdağ Valiliği kapatılmış, tüm Trakya’yı birleştirdim, tek Trakya ilan ettim. Bunların hepsini yapabilir. Bu vekiller konu mankeni mi? Bugün bir kişinin müsteşar olması için kanunda şartlar var. Bu şartlar bitecek. Kafasına esecek, müsteşar olması için bizim köyden olması şart diye bir kararname çıkarabilir. Hem Cumhurbaşkanı olacak, hem partinin genel başkanı olacak hem de tarafsız olacak. Taraflı tarafsız, nasıl oluyorsa. Meclis’te tarafsızım diye yemin edecek. Siz bu milleti aptal mı sanıyorsunuz? Çocuklarınızı düşünün: Evet oyu kullanacaklara samimi bir uyarı yapıyorum; çocuklarınızı düşünün, Türkiye’nin geleceğini, verdiğimiz demokrasi mücadelelerini, bu mücadele için hayatını kaybedenleri, Türkiye’nin çağdaş dünyadaki yerini düşünün. Totaliter rejimlerin olduğu ülkeler saygın değildir. Sorun CHP’nin değil hepimizin ortak sorunu, sosyal demokratların, muhafazakâ rların, mütedeyyinlerin, milliyetçilerin, ülkücülerin, Atatürkçülerin, bütün vatandaşların ortak sorunudur. O yüzden ortak mücadele vereceğiz. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle