Katalog

Pazartesi 16 Ocak 2017 EDİTÖR: ELİF TOKBAY Parçalı Bulutlu Açık Sağanak Bulutlu Karlı Yağmur Karla K. Yağmur Sisli İstanbul 7/3 Ankara 10/1 Trabzon 10/5 İzmir 12/9 Antalya 16/11 Mersin 14/5 Diyarbakır 10/3 Kars 8/21 Bursa 120/40 Adana 140 /5 0 Artvin 80/0 0 Çanakkale 70/3 0 Balıkesir 90/40 Sivas 10/ 1 00 Erzurum 70/ 1 6 0 Eskişehir 80/1 0 Aydın 130 /9 0 Gaziantep 70/ 2 0 Konya 70 /0 0 Atina 120/7 0 Berlin 20/ 6 0 Girne 180/1 1 0 Londra 90/5 0 Moskova 30/ 5 0 Paris 30/1 0 Madrid 110/0 0 Amsterdam 20/ 1 0 Roma 100/ 1 0 New York 30/ 1 0 Tokyo 90/ 2 0 TARİHTE BUGÜN 1547: Moskova prensi IV. Ivan, diğer adıyla Ivan Groznii (Korkunç İvan) Çar olarak taç giydi. IV. Ivan, derebeylik ve prenslikler durumunda olan Rusya’yı tek bir devlet haline getirmek için akıllıca mücadele etti, ancak 1560’lardan sonra çevresine dehşet saçtı. Düşmanları arasında korku salan, gözü kara, dengesiz kişiliğe sahip olan IV. Ivan, kendine ihanet ettiği gerekçesiyle 1582 yılında oğlunu öldürdü. ‘Önce doğa’ dediler Göcekliler referanduma gitti, meyve bahçesi yerinde kaldı Sancaklı’nın durumu ciddi MHP Kocaeli Milletvekili ve Galatasaraylı eski milli futbolcu Saffet Sancaklı’nın eşi Hülya Sancaklı, Büyükçekmece’deki evinde önceki gece silahla intihar girişiminde bulunmuştu. Ağır yaralanan Sancaklı’nın ameliyata alındığı ve sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu belirtildi. Sancaklı’nın sağlık durumuyla ilgili açıklama yapan Beylikdüzü Medicana Hastanesi Nöroşirurji Kliniği Başkanı, Beyin Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Hidayet Akdemir “Hastamız 20.30 civarında ateşli silah ile yaralanıyor, yaklaşık 10 dakika sonra evlerinden hastanemizin acil ünitesine getiriliyor. Böyle acil yaralamalarda travmatik olaylarda ilk müdahale anı ve zamanlaması çok önemli. Bu zamanlamayı bu hastamız kazanmıştır. Ancak halen hayati tehlikesi var. Bu akut dönem yaklaşık 72 ila 96 saat arasında travmanın şiddetine göre değişmektedir. Dün akşam 8 üniteye yakın kan replasmanı yapıldı” dedi. l İSTANBUL Dayakçı hoca tutuklandı Sakarya’nın Erenler ilçesinde, Kuran kursunda küçük yaştaki çocuğu terlikle döverken görüntüleri sosyal medyada yayımlanması üzerine gözaltına alınan Şükrü Yılmaz (55), “çocuğa eziyet etmek” suçlamasıyla tutuklandı. Yılmaz, ifadesinde, “Üzgünüm, bir hata yaptım. Bu olayın ardından emekliye ayrıldım” dedi. Erenler Çaybaşı Yatılı Kuran Kursu’nda görevli Yılmaz’ın bir çocuğu terlikle döverken çekilen görüntüleri sosyal medyada büyük tepki çekmişti. Videoda, sınıfta köşeye sığınan küçük çocuk ağlarken, Yılmaz’ın çocuğa terlikle peş peşe vurduğu görülüyor. l DHA Muğla’nın Fethiye ilçesine bağlı Göcek mahallesinde yapılacak caminin yeri tartışma konusu olunca Fethiye Belediyesi referanduma gitti. 1001 kişinin oy kullandığı referandumda, caminin Göcek’in merkezindeki tek yeşil alan olan portakal bahçesine yapılmasına karşı çıkan 789 kişi ‘hayır’ oyu verdi. Portakal bahçesi içerisine cami yapılmasını isteyenlerin ‘evet’, istemeyenlerin ise ‘hayır’ oyu kullandığı referandum, Göcek’te bulunan eski belediye binasında yapıldı. 3 bin 200 seçmenin bulunduğu mahallede, 1001 kişi sandık başına giderek oy kullandı. Sandıktan 207 ‘evet’, 789 ‘hayır’ oyu çıktı. 5 oy da geçersiz sayıldı. Fethiye Belediyesi yetkililerinin, referandumdan çıkan ‘hayır’ sonucu doğrultusunda, cami projesi için yeni bir alan belirleme çalışmasına CYAEŞMİLİYAELKAANRYŞOI DKEEĞDİİLLİMZ EASMİNA başlayacağı belirtildi. ‘Hayır’ oyu kullandıklarını belirten bir gurp Fethiyeli, “Cami yapılmasına karşı değiliz. Karşı olduğumuz şey, bura daki yeşil alanın yok edilmesi. Çocukluğumuzdan beri gördüğümüz bu doğal güzelliği çocuklarmız da görsün” dedi. l DHA BUZ FACİASI Eskişehir’de buz tutan Porsuk Çayı’ndan bisikletle geçmek isteyen 2 çocuk, buzun kırılması sonucu suya düşerek boğuldu. Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğundaki Kentpark’ın içinden geçen Porsuk Çayı’nın bir kolunun buz tutan zemininde bisikletlerine binen 4 çocuktan 13 yaşındaki Batuhan Gürdoğan ile Alican Türk, buzun aniden kırılması üzerine çaya düştü. Park görevlileri çocuklara can simidi attı, ancak çocuklar simitleri tutamadı. Çocuklar çayın buz tutan tabakası nedeniyle dışarı çıkamayarak yaşamlarını yitirdi. l ESKİŞEHİR/Cumhuriyet PORSUK ÇAYI’NDA İKİ ÇOCUK BOĞULDU Taşıma karla kartopu Antalya’nın Alanya İlçe Belediyesi, yayladan kamyonlarla getirdiği karı İskele Şelale Meydanı’na dökerek vatandaşlara unutulmaz bir gün yaşattı. Bazı çocuklar ilk kez kar gördü. l İHA Ayvacık 61 kez sallandı Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde cumartesi saat 16.52’den dün öğlen saatlerine kadar yaşanan deprem fırtınası korkuya neden oldu. Richter ölçeğine göre 2.1’den 4.6’ya kadar değişen toplam 61 deprem meydana geldi. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Süha Özden, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) haritasında Gülpınar Fayı bulunduğunu ancak bunun da mevcut depremle uyuşmadığını belirtti. Bölgenin güneyinde ise o alanın körfezi sınırlandıran Edremit Fayı bulunduğunu belirten Prof. Dr. Süha Özden, “Münferit bir deprem silsilesi olarak gözükmekte” dedi. l DHA haber 3 Müfredattan çıkarsanız da evrim dininizde var! Milli Eğitim Bakanlığı’nın lise son sınıf biyoloji ders programından “Hayatın Başlangıcı ve Evrim” ünitesini çıkarmasını iki açıdan, tarihsel ve İslâmi olarak değerlendirip tartışalım... Özellikle “İslâmî” boyutta karşımıza sürpriz sonuçlar çıkacaktır!.. Söze dinbaz cehaletin dünyasında evrim, Darwin ve “maymun” alerjisinin ilk kez karşımıza çıkmadığını, bu bakımdan artık bizim de meseleye dair hayli mürekkep yalamışlıktan mütevellit bir bağışıklığımız olduğunu belirterek giriş yapalım. HHH Mesele yeni değildir ve izi 1970’lere kadar geriye sürülebilir. O dönem “Miliyetçi Cephe” koalisyonunda yer alan Erbakan’ın MSP’sinden devlet bakanı olan Hasan Aksay da evrimin okullarda öğretilmesine ve ders kitaplarında yer almasına karşı sesini şöyle yükseltmiştir: “Bu milletin evlatları maymundan gelme olduğunu kabul edemez. Allah’a şükür, bu sebeple kitapları değiştiriyoruz.” Evet, mesele yeni değildir ve görüldüğü gibi o zamandan bugüne hem okul kitaplarının dinbazlığa oyuncak edilmesi sürdürülmekte, hem de “maymun mevzusu” aynı cahilane yaklaşımla değerlendirilmektedir. Çünkü insan, maymundan gelme değil, bizatihi bir “maymun”dur. HHH Biyoloji biliminin canlılar sınıflamasında (“taksonomi”) insan, “primat” denilen ve tüm maymun türlerini kapsayan grubun içine yerleştirilir ve de diğer çokhücreli, omurgalı, memeli canlılardan ayırt edilir. Bu bakımdan “dinbazlık”, hükmünü dün de bugün de aynı cahilane motivasyonla icra etmekte ve o popüler ama yanlış klişeye (“İnsan maymundan gelmedir”) hem itibar, hem de itiraz etmektedir. Hoş, “maymundan gelme” lâfzına böyle harlanan dinbaz cehalet, insanın bizzat “maymun olduğu” bilgisini hiç mi hiç içine sindiremeyecektir, o da ayrı mesele! Bu takdirde de sadece evrim düşüncesini, teorisini ve Darwin’i müfredattan çıkarmak yetmez. İnsanı canlı taksonomisinde “primat” takımı içerisinde sınıflayan biyoloji bilimini de müfredattan çıkarmaları gerekir ki endişeniz olmasın, çıkaracaklardır!.. HHH Mesele yeni değildir ve 12 Eylül darbesi sonrasında Türkİslâm Sentezi’ne resmiyet kazandıran cunta ve onunla koordineli ANAP hükümetiyle girilmiş yeni süreçte 1980’lerde de karşımıza çıkar. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Vehbi Dinçerler’in gazetelere “Dinçerler Darwin’e savaş açtı” manşetiyle yansıyan birtakım girişimleri ile... Ancak dinbaz cesaret, o zaman şimdiki kadar rahat at koşturamadığı için okullarda öğrencilere varoluşun “nasıl”ına ilişkin olarak evrimin yanı sıra “Yaratılış” inancının da aynı ağırlıkta aktarımıyla yetinildiği görülür. HHH Mesele yeni değil ama, dikkat, “ithal”dir! “Evrimsel biyoloji”ye savaş açan “Yaratılışçılık” akımı, bizim Müslüman dünyamıza Batı’dan, ABD’den, Protestanfundamentalist Evanjelizm mezhebinden geçmiştir. Bugün Amerikan karşıtlığı ve nefretiyle adeta “trans”a geçen dinbazlar ne kadar farkında bilinmez, ama bu memlekette “Yaratılışçılık” fikriyatının önü, yine 1980’lerden itibaren, ABD’de bu evrimkarşıtı hareketin başını çeken Henry M. Morris ve Duane Gish gibi isimlerin kitaplarının çevirileriyle açılmıştır. İslâm’ın ise özde evrimle, evrimsel varoluşla ve evrimci düşünceyle bir problemi yoktur. Aksine, ki buraya daha da çok dikkat, İslâmiyet’in erken zamanlarından başlayarak yüzyıllar içerisinde evrimci bir varoluş/yaratılış düşüncesini savunan âlimler, mütefekkirler ve mutasavvıflar karşımıza çıkmaktadır. En heyecanlı yerinde keselim ve “Devamı yarın” diyelim!.. C MY B