03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 16 Ocak 2017 2 Ürtiker [email protected] kadınlarda iki kat fazla Prof. Dr. Oktay Taşkapan: Ürtiker yaşam kalitesini ileri derecede düşüren, önemli bir sağlık sorunudur. Bu hastalık dermatologlarca tedavi edilmeli ve izlenmelidir Kaşıntılı ve deriden kabarık plaklarla, bazen de özellike göz kapakları, dudaklar gibi yuku şak dokuların şişmesiyle ortaya çıkan ürtiker, halk arasındaki adıyla kurde şen, kadınlarda erkeklere göre iki kat daha sık görülüyor. Altı haftadan kısa süren klinik tablolar ‘akut ürtiker’, al tı hafta ya da daha uzun süren klinik tablolar ise ‘kronik ürtiker’ olarak adlandırılıyor. Yeditepe Üniversite SİBEL BAHÇETEPE si Tıp Fakültesi, Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Öğretim Üye si Prof. Dr. Oktay Taşkapan, ürtikerin hastaların sosyal yaşamlarını ve psiko lojik durumlarını ileri derecede etkile yen ve yaşam kalitelerini düşüren bir hastalık olduğunu belirtti. Ürtikerin mutlaka dermatologlarca tedavi edilme si ve izlenmesi gerektiğini vurgulayan Taşkapan’a ürtiker hakkında merak edilenleri sorduk. n Kurdeşen özellikle hangi yaş gru bunda görülür? Yaşamlarının belli bir döneminde in sanların yaklaşık yüzde 15’inin ve Kronik ürtiker’e dönüşebilir n Tedavi yapılmazsa ne gibi durumlar ortaya çıkar? Ender de olsa bir “kronik ürtiker”, gelişebilecek ciddi bir hastalığın (romatizmal hastalıklar, dermatologlarca tedavi edilmeli ve izlenmelidir. Ülkemizdeki dermatoloji uzmanları için ürtikerin tanı, tedavi ve izleminde yol gösterici olması amacıyla, “Türk bağ dokusu hastalıkları vb.) ilk belirtisi olabilir. Tüm bu nedenler le iyi bir hekimhasta ilişkisi, uygun tedavi yaklaşımları ve düzenli izlem büyük önem taşır. Ürtiker yaşam Prof. Oktay Taşkapan kalitesini ileri derecede düşüren, önemli bir sağlık sorunudur. Bu hastalık mış Dermatoloji Derneği Dermatoallerji Çalışma Grubu” ve “Dermatoimmünoloji ve Allerji Derneği” içerisinde yer alan hekimlerce, “Türkiye Ürtiker Tanı ve Tedavi Kılavuzu”nun hazırlanarak yayımlanolduğunu belirtmek isterim. 20’sinin bir ‘akut ürtiker’ atağı geçirdiği belirlenmiştir. Önemli bir sağlık sorunu olan ‘kronik ürtiker’ ise insanların yaklaşık yüzde 1’ini etkilemekte, en sık 2040 yaşlarında ve kadınlarda erkeklere oranla iki kat daha sık görülmektedir. Bitkisel tedaviden kaçının n Tedavisi var mıdır? Varsa neler yapılıyor? Ürtiker tedavi edilebilir bir hastalıktır. Özellikle akut ürtikerli olguların çoğu antihistamin dediğimiz haplarla ve kısa süreli kortizon kullanımıyla birkaç gün içinde geriler. Yaygın döküntü ve şişliklerin gözlendiği ağır olgularda ilaçlar (acil serviste ya da dermatoloji kliniklerinde) enjeksiyon yoluyla uygulanır ve hasta bir süre gözlem altında tutulur. Tüm ürtiker hastalarına fiziksel ve psikolojik zorlanmaların (aşırı yorgunluk, egzersiz, stres gibi) hastalığı kötüleştireceği belirtilmelidir. Bu hastalar sıcak ortamlardan, alkollü içeceklerden, özellikle ağrı kesici, ateş düşürücü, kas gevşetici ilaçlardan ve di ğer bitkisel kökenli tedavilerden kaçınmalıdırlar. Tedavide sorun yaratan klinik tablolar, altı haftadan uzun süren ‘kronik ürtiker’ olgularıdır. Kronik ürtikerde de benzer ilaçlar kullanılır, hasta çok iyi izlenir, yanıt alınamayan durumlarda ise ileri basamak tedavi ajanlarına geçilir. Özellikle, son yıllarda ayda bir kez derialtına uygulanan omalizumabın, dirençli kronik ürtiker tedavisinde çok etkili olduğu kanıtlanmıştır. Enfeksiyon ürtiker nedeni n Kurdeşen neden ortaya çıkar? Akut ürtikerde ilaçlar, enfeksiyon odakları ve besinler özellikle sorgulanmalıdır; bu tip olgularda neden çoğu kez bulunabilir. Kronik ürtikerde de yine enfeksiyonlar, fiziksel etmenler (sıcak, soğuk, basınç gibi), bazen besin katkı maddeleri ve vücutta yangı oluşturan çeşitli hastalıklar sorumlu olabilir; hastaların önemli bir bölümünde ise hiçbir neden ortaya konulamayabilir ve bazen de ürtiker çok uzun sürer. Ancak, tüm bu durumların varlığı hastanın iyileşemeyeceği anlamına gelmez. Nefes alamıyorum sağlık EDİTÖR: SİBEL BAHÇETEPE [email protected] Sağlık için altın öneriler Kadınların bu testleri ihmal etmemesi önemli Uzmanlar, kadınların genç kızlıktan itibaren sağlık taramalarından geçmesi gerektiğini belirterek “Tüm hastalıkların başarıyla tedavi edilebilmesi için erken tanı şart” dediler. Liv Hospital Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Eralp Başer, yapılması gereken sağlık taramalarını şöyle özetleti. 4 Jinekolojik ultrason yaptırmak erken teşhisi kolaylaştırır: Her yıl düzenli jinekolojik muayene yaptırılmalıdır. Muayenenin bir parçası olan ultrasonografi çok kolay, zahmetsiz ve zararsızdır. Bu tetkikle rahim ve yumurtalıklar ayrıntılı olarak incelenebilir, kanser açısından şüpheli bir kitle tespit edilmesi halinde ileri incelemeler yapılır. 4 Âdet sonrası meme kontrolü yapın: Tek yapmanız gereken, her ay kendi kendine meme muayenesi. Bunun için, her ay âdet başlangıcından itibaren yaklaşık 1 hafta sonra bu muayeneyi yapmalısınız. Birkaç sefer bu muayeneyi yaptığınızda, normal meme dokunuzu tanıyacak, yeni bir kitle oluşması halinde hemen fark edeceksiniz. 4 Mamografi ya da meme ultrasonu yaptırmayı unutmayın: Hiçbir şikâyeti bulunmayan kadınlarda dahi, 40 yaşından itibaren düzenli olarak mamografi yaptırılması ile, meme kanserine bağlı ölüm riski belirgin olarak azaltılabiliyor. Genç kadınlarda ise, memede süt üreten dokuların yoğun olması nedeniyle mamografi yerine meme ultrasonu tercih ediliyor. 4 Pap Smear ve HPV testisle rahim ağzı kanserlerinden korunun... Rahim ağzı kanseri, cinsel yolla bulaşan bir virüs (HPVHuman papillomavirus) nedeniyle meydana gelir. Erken dönemdeki rahim ağzı kanseri hiç belirti vermeyebiliyor. Papsmear testinin 21 yaşından itibaren, HPVDNA testinin ise 30 yaşından itibaren yapılması öneriliyor. Op. Dr. Eyüp Bozkurt: Burun tıkanıklığında kendi kendinize tanı koymayın, uzmana görünün “Burnumdan nefes alamıyorum ya da burnumdan nefes alıp almadığımı bilmiyorum...”Burun tıkanıklığı yaşayan hastalar durumlarını özellikle bu iki şekilde ifade ediyor. Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Eyüp Bozkurt, burun tıkanıklığının farklı şekilleri olduğu ve mutlaka bir uzmana gidilmesi gerektiğini belirterek “Devamlı aynı taraf tıkalı olan durumlarda en yüksek ihtimal bir tarafa doğru eğrilmiş kıkırdak ve kemik yapısı olmasıdır. Bunun tedavisi ameliyatla mümkündür” dedi. “Burnum çok sık tıkanıyor” şikâyetiyle gelen hastaların az olmadığını anımsatan Bozkurt, bazı hastaların da “Burnum çok sık tıkanıyor, doktora gidiyorum, ilaç verince açılıyor; sonra belli bir süre geçince tekrar tıkanıyor” diyerek kendilerine başvurduğunu anlattı. Bozkurt “Her iki burun boşluğunda ‘konka’ adı verilen dinamik yapıya sahip yapılar var. Bu şu demek: Bu yapılar duygu durumdan ve ortam şartlarından etkilenebilir. Örneğin heyecanlanma, stres, ağlama, soğuk veya sıcak, spor yapma, farklı tatlar tatma...Böyle bir durumda muhtemelen konka yapıları ile ilgili büyüme söz konusu” diye konuştu. Konkalara yönelik ilaç tedavisinin uygulandığını anlatan Bozkurt, ilaç tedavisinin yetersiz kaldığı durumlarda ise lokal anestezi altında 1015 dakikalık ‘konka küçültme operasyonları’nın uygulanabildiğini söyledi. Bozkurt “Dikkat edin ‘konkaları alma operasyonu demiyorum; ‘konka küçültme operasyonu’  diyorum. Çünkü konkalar burun içinde işlevi olan dinamik yapılardır” dedi. ‘Spreyi bırakın’ Bozkurt, tüm bu şikâyetlerin yanında bir de sürekli burun tıkanıklığı olan hastalara dikkat çekerek, şöyle devam etti: “’Bu durumda bu spreyleri bırakıp sebebe yönelik tedavi için KBB doktoruna başvurmanız gerekir.” Fotoğraf âşığı doktor Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Organ Nakli Merkezi Organ Nakli Koordinatörü Dr. Levent Yücetin, 20 yıldır, 40 ülke gezdi, 120 bin fotoğraf çekti ve farklı kültürleri ölümsüzleştirdi. Gezgin bir ailenin üyesi olduğunu anlatan Yücetin, ilk yurtdışı gezisini 1980’lerde 1213 yaşlarındayken yaptığını söy ledi. O yaşta başlayan gezi tutkusunun üniversite yıllarında da devam ettiğini, evlendikten sonra ise gezilerini hekim olan eşi Ümit Yücetin ve kızı Başak’la yaptıklarını anımsatan Yücetin, “Avrupa’yı neredeyse şehir şehir köy köy gezdik” dedi. Pek çok insanın gitmeye cesaret edemediği ülkelere yolculuklarında bugüne dek Dr. Levent Yücetin, 40 ülke gezdi, 120 bin fotoğraf çekti hiç sorun yaşamadıklarını ifade eden Yücetin, bu ülkelere giderken aşılarını yaptırmayı ihmal etmediklerini ve hiç hastalanmadıklarını söyledi. Gittikleri her ülkenin yemeğini tatmayı da ihmal etmediklerini anlatan Yücetin, bundan sonraki duraklarının Kuzey Kutbu olacağını kaydetti. l Antalya/DHA Hassas Bağırsak Hastalığı, toplumda yüzde 1015 oranında görülüyor Bağırsak problemleri, Bunlara sosyal yaşamı vuruyor dikkat Karında şişkinlik, ağrı, aşırı gaz, kabızlık belki de ishal atakları gibi şikayetleriniz varsa İrritabl Bağırsak Sendromu (İBS), diğer deyişle Hassas Bağırsak Hastalığı (HBH) olabilirsiniz. Hastalık, ataklar ile seyreder. Dışkılamadan sonra barsakları tam boşaltamama hissi bulunabilir. Aşırı gaz, hastaları rahatsız ettiği için bazen sosyal ortamlardan kaçınmalarına neden bile olabilir. Türk Gastroenteroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Serhat Bor, bu hastalığı olan kişilerin yakınmalarının genellikle dışkılama veya gaz çıkartma ile azaldığını, geçici olarak kaybolduğunu söyledi. Bor, bağırsak filmi veya kolonoskopinin yalnızca diğer hastalıkların dışlanmasını sağladığını, tanı koydurmadığını anlattı. Kadınlarda daha sık Hastalığın kadınlarda daha sık görüldüğünü anımsatan Bor, şöyle devam etti: “Nedeni tam bilinemediğinden tedavi başarıları sınırlı kalmakta. İlginç bir nokta da hastalarda plasebo denilen etkisiz ilaçların yakınmaları geçici azaltmadaki başarısının yüzde 3070 gibi oranlarda olmasıdır.” Daha önce hiçbir yakınması olmayan bir kişide 40 yaşından sonra (bazı kaynaklara göre 50 yaş) HBH yakınmaları başlaması, • İstemsiz kilo kaybı, • Geceleri ortaya çıkan ve derin uykudan uyandıran yakınmaların varlığı, • Ailede bağırsak kanseri, iltihabi bağırsak hastalığı, çölyak hastalığı varlığı, • Kansızlık, • Makattan kan gelmesi veya kanlı ishal, • Süt ve sütlü ürünlerle artan yakınmalar, • Ateş (basması değil, derece ile yüksek ölçülmesi). Ayrıca kişinin yakınması olmasa da birinci derece akrabada bağırsak kanseri varlığında inceleme yapılmalıdır. Hasta kızı için mücadele ediyor Nnadir görülen NCL (beyincik eri mesi) olarak bilinen hastalıktan bir kızını kaybeden anne Kadriye Hacıoğlu (44), aynı hastalıkla mücadele eden 22 yaşındaki diğer kızını yaşatabilmek için mücadele ediyor. Hacıoğlu, uluslararası bir firmanın, kızında görülen NCL isimli genetik hastalığın 2’nci tipi için vücutta eksik enzimi başa yerleştirilen bir kapsülle veren yöntemden yüzde 87 oranında başarı sağlandığını öğrendi. Hacıoğlu, “Enzim, Avrupa İlaç Kurumu ile Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nden (FDA) onay aldı. Hasta çocuklar, sağlık güvenceleri ile ücretsiz olarak bu yıldan itibaren enzimi reçeteli olarak alabilecek. Sağlık Bakanlığı ve devletin bir an önce olayı sahiplenmesini, bir an önce de enzimin Türkiye’ye getirilmesini istiyoruz” dedi. Kadavradan kemik tozu nakli Çenesindeki kemik yoğunluğu yetersiz olduğu için implant tedavisi yapılamayan avukat Uğur Kala’nın çenesine, kadavradan elde edilen kemik tozuyla nakil yapıldı. Yerleştirilen kemik tozlarının kemikleşmesinin ardından implant tedavisi gerçekleştirildi. Diş hekimi Arda Hacarlıoğlu, “Çenede nakil için yeterli kemik yoksa kalçadan, kaburgadan ya da ayaktan kemik parçası alıp, çene kemiğinin hacmini artırıyoruz. Kemik tozları insan ya da sığır kaynaklı olabilir. Örneğin sığırın ayak kaval kemiğinin baş kısmındaki kemik dokuları toplanıyor. Ya da kadavradan aynı şekilde alınan kemik parçaları da işlemden geçirildikten sonra kemik tozu elde ediliyor” dedi. l İzmir/DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle