25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Pazar 31 Temmuz 2016 Belçika’da saldırı alarmı Belçika’da yeni terör saldırısı istihbaratı üzerine Mons ve Liege’de 8 eve baskın yapıldı. Gözaltına alınan iki kardeşten Nourredine H. terör örgütü üyeliği ve terörist cinayete teşebbüsten tutuklanırken, Hamza H. bırakıldı. Rus televizyonu Gülen’i evinde ziyaret etti Rusya’nın RT televizyonunun muhabiri Caleb T. Maupin “Türkiye’nin en çok aranan adamı” dediği Fethullah Gülen’i evinde ziyaret edip kısa bir görüşme yaptı. Muhabirin Gülen’le fotoğraf ve videosu yayımlandı. Azerbaycan’da ise Fethullah Gülen ile ABD’de yaptığı röportajı yayımlamak isteyen ANS kanalı kapatıldı ve mahkeme tarafından tüm lisansları iptal edildi. [email protected] 7 [email protected] Independent: Türkiye Suriye gibi Britanya’nın Independent gazetesi tablet nüshasının başsayfasını Ortadoğu uzmanı Patrick Cockburn’ün “5 yıl önce Suriye’nin Türkiye gibi olacağını düşünürdüm. Şimdi Türkiye Suriye oluyor” analizine ayırdı. Cockburn’ün “sevgili ülkesi için hayıflanmasının” anahatları şöyle: 1)Bir zamanlar Ortadoğu’nun büyük umudu Türkiye, kalıcı biçimde istikrarsızlaşıp güçsüzleşiyor. 2) Darbe girişimi ve tasfiyeler, Türkiye’yi sarsıyor. Uzun yıllar devletin belkemiği olan TSK, kargaşa içinde. Generallerin yüzde 40’ı gözaltında ya da görevden alındı. 3) Beş yıl önce Türkiye Ortadoğu’daki en başarılı komşularına örnek olabilecek ülke gibi görünüyordu. Fakat Irak ve Suriye Türkiye gibi olacağına, Türkiye politik, etnik ve mezhep ayrılığı bakımından onlar gibi oluyor. 4) Hem IŞİD hem Nusra, darbe girişimini ABD’nin desteklediğine inanan çok insanın bulunduğu Türkiye’deki Amerikan karşıtı havadan faydalanacak. 5) Darbe girişiminin Türk devletini devirmek için on yıllardır hazırlanan ve başarılı olabilecek büyük bir komplonun ürünü olduğu netleşiyor. 6) Gülenciler 200213 arasında Erdoğan ve AKP’yle sekülerlere karşı birleştiğinden TSK’ye çok kolay sızdı. 7) Türkiye Erdoğan’ın geçmiş ittifaklarının bedelini ağır ödüyor. ‘Clinton, Esad’ı devirmekte kararlı’ ABD başkanlık se çiminin Demok rat Parti’den res men adayı ilan edilen Hillary Clinton’ın, seçi lirse “ABD’nin Suriye politikası Clinton nı değiştireceği” iddia edildi. Clinton’ın dış politika da nışmanı Jeremy Cash, dışişleri bakan lığı döneminde Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ı devirme hedefi koyan ve Türkiye üzerinden Suriye’deki cihatçı ları silahlandıran Clinton’la ilgili şun ları söyledi: “İlk kilit görevi Suriye ile uğraşmak olacak. Rejimin katilliğini tüm dünyaya göstermek ve Esad’ı ye rinden etmek için çalışacak.” Ermenistan krizinde yine polis öldürüldü Ermenistan’ın başkenti Erivan’da, Sasun Delileri adlı muhalif bir silahlı grubun iki hafta önce Erebuni polis karakolunu işgaliyle başlayan rehine krizinde çatışmalar alevlendi. Karakolu işgal ederken bir polisi öldürüp içeridekileri rehin alan, halka “Silahlanıp sokağa çıkın” çağrısı yapan grup ile güvenlik güçleri arasındaki çatışmalarda önceki gün 73 kişi yaralandı ve 26 kişi tutuklandı. Dün karakoldan keskin nişancı ateşiyle bir polis öldürüldü. Grup, Azerbaycan’a karşı sertliği savunan Yeni Ermenistan hareketi lideri Jirair Sefilyan’ın bırakılmasını ve Sarkisyan yönetiminin gitmesini talep ediyor. Lula’ya adaleti engelleme davası Brezilya yargısı es ki devlet başka nı Luiz Inacio Lu la da Silva’nın, Petrobras’da yol suzluk yapıldığına dair soruşturma yı engellemekten Lula yargılanmasına hükmetti. Lula yolsuzluk suçlaması na rağmen halefi Dilma Rousseff ta rafından martta hükümet genel sek reteri olarak atanmıştı. Dokunulmaz lık kazandığından sadece Yüksek Mahkeme’de yargılanabilecek. ‘Çıkış başladı’Halep’in doğusundaki stratejik bölgeye giren Suriye askerleri Temmuz 2012’den beri süren çatışmaların sonucu tam bir yıkıntıyla karşılaştı. Rusya ile Suriye’ye göre Halep’te açtıkları koridorlardan onlarca aile geçti ve bazı militanlar teslim oldu. Koridor sayısı sekize çıktı Rusya ile Suriye, Halep’te açtıkladı güvenli çıkış koridorlarının, BM’nin itirazlarına ve ci bir hareketlilik görülmediğini belirtti. Suriye resmi haber ajansı SANA ise onlarca ailenin hükümetin kontrolün yönelmeyeceği soru işareti. Güvenli koridorlara koşut olarak Su riye Devlet Başkanı Beşar Esad üç ay hatçıların sivilleri engellemesine rağ deki batıya geçtiği, askerlerce karşıla içinde teslim olan muhalif unsurların men işlemeye başladığını ileri sürdü. nıp geçici barınaklara götürüldükleri, affedileceğini söylemişti. Ancak doğu Rusya ile Suriye hükümet güçlerinin bir dizi silahlı militanın da teslim ol daki bazı siviller çıkmaktan korktu Halep kentinin doğu bölgesinde Nusra duğunu duyurdu. Suriye’deki Rus İz ğunu, hükümet güçlerine güvenmedi öncülüğündeki cihatçıları tümüyle ku leme Merkezi de Halep’te 169 sivilin ğini, güvenliklerinden emin olmadığı şatmaya alması ve çıkmayanların yok ve silahlarını bırakan 69 militanın ko nı söylüyor. AFP’ye konuşan 50 yaşın edileceğine işaret etmesi sonrası, iki ridorlardan hükümetin kontrolündeki daki Ebu Muhammed “Çıkmak istiyo hükümetin resmi kanalları ilk büyük bölgelere geçtiğini kaydetti. rum ama hükümet kontrolündeki böl çaplı çıkış ve militanların teslim olmaya başlaması iddiasını duyurdu. Yeni göç dalgası mı? gelere değil. 17 yaşımdaki oğlumu zorla askere alıp cepheye göndermelerin Muhaliflerin İnsan Hakları Gözle Daha önce üçü siviller, biri militan den korkuyorum” dedi. mevi ise sivil çıkış sayısını 20 ile sı lar için dört koridor açıklayan Rusya, Bu arada YPG, Seken Şebab ve Şeyh nırlı tutarken, militanların teslim ol dört yeni koridor daha oluşturulacağı Maksud mahallesinde birçok bölgeyi duğundan haberi olmadığını belirtti. nı duyurup sayıyı sekize çıkardı. Do Nusra’dan aldığını duyurdu. Halep’in Nureddin el Zengi Tugayları da çıkış ğudan çıkarılanların ilk etapta hükü doğusunu geri alması halinde Esad’ın haberleri için “Yalan” dedi. Fransız metten gıda yardımı ve tıbbi bakım al savaşın gidişatını belirleyecek bir za haber ajansı AFP’nin muhabiri büyük masının ardından Türkiye’ye yönelip fer kazanacağı belirtiliyor. Beyaz Saray sert çıktı Erdoğan’ın ABD’li yetkilileri darbecilikle suçlamasını “Tamamen yanlış, hiçbir kanıt yok” diye reddeden Beyaz Saray “Hiç yapıcı değil. Türkiye ile ilişkimizi etkiler” uyarısı yaptı ABD’nin Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Orgeneral Joseph Votel ile Ulusal İstihbarat Direktörü James Clapper’ın Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişimi sonrası işbirliği yaptıkları askerlerin hapse atılmasından ve bunun IŞİD’le savaşa verebileceği zarardan endişelerini dile getirmesi Ankara’yı kızdırırken, Washington geri adım atmadı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın darbecilik suçlamasını ABD yönetimi kesin dille reddetti. Genelkurmay Başkanı Josep Dunford’ın bugün Türkiye’yi ziyaretinin duyurulması eşliğinde ABD’li yetkililerden peş peşe açıklama geldi. Votel darbe girişimiyle ilgisine dair haberler için “Talihsiz ve kesinlikle doğru değil” dedi. Pentagon sözcüsü Peter Cook, “Votel’in açıkladığı endişeyi hepimiz paylaşıyoruz. IŞİD operasyonlarının etkilenmeyeceğini garantilemeye çalışıyoruz. Şu an sorun işareti yok ve böyle kalmasını istiyoruz” diye konuştu. Beyaz Saray Sözcüsü Eric Schultz da Erdoğan’ın suçlamalarının tamamen yanlış olduğunu, hiçbir kanıtın bulunmadığını, hiç yapıcı olmadığını, Türkiye’deki ABD askerlerini tehlikeye attığını belirtti. Başkan Barack Obama’nın “Spekülasyonların bu tarz beslenme si Türkiye ile ilişkilerimizi etkiler” sözlerini aktardı. “Obama Erdoğan’ı yakın müttefik görüyor” diyen Schultz, “Obama’nın, Türk hükümetinin yaptıklarını kabul edilemez görüp görmediğinin” sorulması üzerine şunları söyledi: “Obama Türkiye’de hayatın normale dönmesine odaklandı. Darbenin toplumu ve hükümeti nasıl sarstığının farkında. En doğru yolun iki ülke arasındaki geleneğin ve demokratik kurumlara bağlılığın sürmesi olduğunu biliyor.” Sözcü “Obama Türkiye’de bir grup subay darbe girişiminde bulundaysa, uçaklar kalkıp hükümeti yıkmaya çalıştıysa, bunun bizi de sarsacağını söyledi” diye ekledi. CIA Başkanı endişeli CIA Başkanı John Brennan da “Türkiye’deki istikrarsızlıktan endişeli misiniz” sorusuna “Endişeliyiz” yanıtını verdi. Bunu “Türkiye doğal olarak darbecilerle ilgileneceği için IŞİD’le mücadelesinde aksama olabilir” diye açıkladı. ‘Gülen dosyası geldi’ ABD Dışişleri sözcüsü John Kirby Gülen’in iadesi istemiyle Türkiye’den gönderilen belgelerin ulaştığını belirtti. Kirby “Adalet Bakanlığı inceliyor. Süreç hukuki çerçevede devam edecek” dedi. Votel “Türkiye olağanüstü ve hayati önemde bir ortak. Ortaklığımızın sürmesini umuyoruz” dedi. Gülen okullarına ilk resmi soruşturma ABD, Fehullah Gülen cemaatiyle bağlantılı okullara ilişkin ilk resmi soruşturmayı açtı. Teksas Eğitim Ajansı’nın (TEA) ABD’deki Harmony Okulları için başlattığı soruşturma, okulların dini bir gündemi olup olmadığına değil, H1B vizesi altında istihdam edilen Türk çalışanların ABD’li vergi mükelleflerinin parasını kötüye kullanıp kullanmadığına odaklanacak. Soruşturma kapsamında, okulun son yıllardaki sözleşmeleri, alımsatım ve kiralama işlemleri incelenecek. Soruşturmanın bir kolu da Arkansas’taki okullara uzanıyor. Texas’taki en büyük charter okul ağı olan 20 yıllık Harmony Okulları’nın 48 okulunda 31 bin öğrencisi var. Almanya Türkiye’nin gerilim hattında Köln kentinde bugün için Erdoğan yanlılarının dev mitingine karşı Erdoğan karşıtlarının 4 miting örgütlemesiyle Türkiye’deki gerilim Almanya’ya taşındı. Alman polisinin mitingde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın video bağlantısıyla seslenmesini önlemek için dev ekran yerleştirilmesine izin vermemesinin ardından Erdoğan’ın Almanya’da ifade özgürlüğü bulunmadığı suçlamalarını dile getirmesi ipleri gerdi. Köln’de teyakkuz Dün Alman siyasilerin ve medyasının eleştiri oklarını üzerine çeken Erdoğan, Köln’e Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’ı yolluyor. Köln Emniyeti, olası çatışmalara karşı 8 TOMA ve 2300 polisle güvenlik alarmında. “Darbeye Karşı Demokrasi” mitingini AKP’nin Almanya’daki uzantısı ve Erdoğan’ın destekçisi olarak görülen Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) düzenliyor. UETD’nin dev ekrana izin ta lebini mahkeme “yabancı liderlerin seslenmesinin canlı aktarılması gösteri ve toplanma özgürlüğü kapsamında değil” diye reddetti. SPD’li Dışişleri Bakanı FrankWalter Steinmeier, miting katılımcılarına ölçülü davranma çağrısı yaptı. “Türkiye’nin iç politik gerginliklerinin Almanya’ya taşınmasının ve farklı siyasi düşüncelere sahip kişilerin sindirilmeye çalışılmasının kesinlikle kabul edilemeyeceğini” söyleyen Dışişleri Bakanı “Almanya’da bu gibi girişimlere yer yok. Buna izin vermeyeceğiz” vurgusu yaptı. Anamuhalefetteki Yeşiller’in Eşbaşkanı Cem Özdemir, Almanya’daki Erdoğan yanlılarının muhalifleri sindirmeye çalıştığını söyledi. “Almanya’da Türk muhalefetine yönelik av söz konusu” diyen Özdemir, gösterilerin “hukuk düzeni temel paydasında” yapılmasını istedi. FETO ve Opus Dei... Uğur Mumcu uyarmıştı “FetoOpus Dei” yazılarıma tarihi boyut katmak isteyen bir okurum, Mumcu’nun 80’ler sonunda Nazlı Ilıcak’la katıldığı bir TV programının videosunu göndermiş. Taha Akyol ve Coşkun Kırca’nın da katıldığı programda, Ilıcak, Mumcu’ya; “Laikliğin tehlikeye girdiği söyleniyor. Bu endişeleri siz de paylaşıyorsunuz. Neden?” şeklinde bir soru yöneltiyor. Mumcu; “Opus Dei bir Katolik örgütünün adıdır” diyerek söze giriyor: “Siyaset, ticaret ve din üçgeni içinde gelişir. Batı’da yayın organlarına, TV kanallarına egemen bir örgüttür. Türkiye’de de buna benzer, Katolik örgütlenmesine benzer yeni bir parasal kaynak bulundu İslamcı ideolojiye” diyor. Ardından “İslamcı bankerler” eklemesini yapıyor: “Bu bankerlere başka hiçbir kuruluşa verilmeyen ayrıcalıklar verilmiştir. İcra iflas kanunu, ticaret kanunu bunlara işlemez. Ya ne işler? Başbakanın takdirleri. Hiçbir yabancı sermayeye sağlanmayan vergi muafiyetleri bunlara sağlanmıştır. Bunlar işte Arap kapitülasyonlarıdır. İslamcı ideoloji ve siyasi hareket böylece mali kaynak bulmuştur.” “İslamcı kadrolaşmaya” da mim koyan Uğur Mumcu, “Laiklik son on yılda (80’lerde) devlet eliyle yok edildi” sözleriyle son noktayı koyuyor. Türkiye’ye “Opus Dei’vari” bir şablonun getirilmek istendiğini Uğur Mumcu tam çeyrek asır öncesinde görmüş. Ama değerli tespitleri hiçbir işe yaramamış... Can damarlarına girin Mumcu’nun somut uyarılarını bırakın... 28 Şubat döneminde Gülen’in TV kanallarına yansıyan açık itiraf mahiyetindeki görüntüleri vardı... Devlette kadrolaşmanın öneminden bahsederken bizatihi “Esnek olun, can damarları içinde dolanın. Bütün güç merkezlerine ulaşıncaya kadar kimse varlığınızı fark etmeden sistemin ana damarlarında ilerleyin!” direktifleri veriyordu Gülen taa o zamanda. ’90’lar sonunda Batı Çalışma Grubu raporlarında, Gülen’in TSK ve emniyete sızmasının tehlikelerinden bahsediliyor; “Grubun TSK’ye sızma girişimlerini planlı, programlı, sinsi, yanıltmacı biçimde sürdürdüğünden” bahsediliyor ve Gülen’i o yıllarda uluslararası aktör haline getiren Papa ile görüşme için “Görüşmenin önemi Hıristiyanların lideri karşısında Gülen’in Müslümanların lideri olarak dünyaya takdimidir” deniyor; “Gülen’in Roma’da Büyükelçilik mensuplarınca karşılanması ve Cumhurbaşkanı’nın mesajını Papa’ya iletmesi de, devletin de bu şahsiyete destek olduğu beyanla bu oyuna alet olduğunu göstermektedir!” eklemesi yapılıyordu. Gözler önünde cereyan eden filmin son aşamasında Gülen ABD’ye gitti. 2002’de iktidarı devralan AKP, bütün bu bilgilere rağmen Gülen’le işbirliğine devam etti. Pennsylvania’ya gelmeler gitmeler, balkon konuşmalarında selam çakmalar filan siyasi ortamın kanıksanan öğeleri oldu. Ta ki “al gülüm ver gülüm” anlaşması bozulup dev bir iktidar kapışmasına dönüşene dek... Osmanlı’nın yıkımı sürüyor 15 Temmuz sonrasında ise devlet şimdi bir nevi fetret çalkantısına girdi. Yargıdan orduya tüm devlet kurumları hallaç pamuğu gibi atılıyor. Öyle ki Türkiye’yi dışardan izleyenler ülkemizin giderek bir “Irak, Suriye olma riskinden” bahsediyorlar. Independent’tan Ortadoğu uzmanı Patrick Cockburn örneğin, dün birebir bunu yazdı. İspanya ve İtalya gibi demokrasilerde FETÖ benzeri Opus Dei oluşumları neden devleti bu radikallikle temelinden sarsmıyor da Türkiye’de işler böyle tüm taşların oynadığı yere dek ilerliyor? Bu soru üzerinde düşünülmeye değer. “Darbe girişiminin Ortadoğu’da ulus devletin çöküşünden bağımsız olmadığını” beyan eden diğer ünlü Independent yazarı Robert Fisk’in satırlarıyla bitirelim bu yazıyı: “Türkiye’de olaylar göründüğünden çok daha çarpıcı. AB sınırlarından baktığımızda Türkiye, Suriye, Irak, Mısır’ın Sina Yarımadası’nın büyük bölümü, Libya ve Tunus... Uzun bir hatta anarşi ve çökmüş devletler hâkim. Mark Sykes ve François GeorgesPicot, Osmanlı’yı parçalamaya başladı ve süreç günümüze kadar sürüyor!” ‘Rusya bu kez Clinton kampanyasını hackledi’ ABD başkanlık seçimlerine 4 ay kala Demokrat Parti yetkililerinin yazışmalarının hacklenip WikiLeaks’te yayımlanmasının ardından Demokrat aday Hillary Clinton’ın seçim kampanyasının kullandığı ağın da hacklendiği ortaya çıktı. Demokratların tüm stratejileri ve kampanyalarıyla ilgili bilgiler ele geçirildi. İlkinde olduğu gibi bundan da Rusya istihbaratı sorumlu tutuluyor. Ardından Rus istihbarat ve güvenlik servisi FSB, Rusya’nın devlet, askeri, bilimsel kurumları ve savunma şirketlerinin olduğu 20 kuruluşunun siber saldırıya uğradığını açıkladı. C MY B nilgun
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle