25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 31 Temmuz 2016 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ haber 5 Dokunulmazlıklara ‘darbe arası’ verildi Darbe girişiminin ardından ifade vermek isteyen bazı vekillerin “çok yoğun olunduğu ve karışıklık yaşandığı” için daha sonra gelmeleri istendi Darbe girişimi öncesi ifade çağrısı alan bazı milletvekilleri 15 Temmuz’dan sonra ifade vermek amacıyla savcılık lara gittiklerinde yargıda yaşa nan karmaşa nedeniyle ifade ve remedi. Bazı savcılıklar çok yo ğun olunduğu ve karışıklık ya şandığı gerekçesiyle vekillerden MAHMUT LICALI daha sonra gelmelerini talep etti. HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, dokunulmazlığın Türkiye’yi 15 Temmuz’a sürükleyen sürecin bir parçası olduğunu belirterek “Askerlerle ilgili yargı lamayı engelleyen düzenlemelerle milletve killerinin keyfi yargı baskısı altına sokulma sı yeniden gözden geçirilmeye muhtaç bir tablodur” diye konuştu. YARGIDA KARMAŞA 15 Temmuz sonrası TBMM’de kardeşlik havası 15 Temmuz darbe girişiminin ardından TBMM’de iktidar ve muhalefet partileri arasında yıllardır yaşanmayan bir uzlaşı zemini oluştu. Darbe girişiminden önce Genel Kurul’un her birleşiminde saatlerce süren sataşma gerekçesiyle yaşanan gerilimler, darbe girişiminden sonra tamamen sıfırlandı. 15 Temmuz’da dört partinin ilk kez imza attığı darbe karşıtı bildirinin ardından TBMM Genel Kurulu’nda yıllardır olağan hale gelen iktidarmuhalefet tartışmaları yerini diyalogla ortak bir noktada buluşma çabalarına bıraktı. Dört siyasi parti de Genel Kurul çalışmaları öncesinde toplantılar yaparak TBMM’nin gündemini ortak ka rarla Danışma Kurulu önerisiyle belirlemeye başladı. Darbe girişiminden sonra hiçbir parti grup önerisi vermedi. TBMM Genel Kurulu’nda bir gelenek haline gelen sataşma gerekçesiyle söz alarak milletvekillerinin güncel konularda bazen saatlerce süren konuşmaları darbe girişiminden sonra birdenbire kesildi. Darbenin ardından 16 Temmuz tarihli olağanüstü toplantı dışında TBMM Genel Kurulu, 19 Temmuz, 20 Temmuz, 21 Temmuz, 26 Temmuz, 27 Temmuz ve 28 Temmuz tarihlerinde çalıştı. Söz konusu 7 farklı birleşimde hiçbir milletvekili sataşma gerekçesiyle söz talebinde bile bulunmadı. Darbe girişiminin ardından yargıda binlerce hâkim ve savcı yürütülen soruşturma kapsamında görevden alındı. Darbe girişimi öncesi milletvekili dokunulmazlığının kalkmasıyla birlikte milletvekillerine ifade çağrıları yapılıyordu. Ramazan Bayramı sonrası özellikle AKP, CHP ve MHP’li vekilleri ifade vermeye hazırlanırken 15 Temmuz darbe girişimi yargıda da büyük bir karmaşa yaşanmasına neden oldu. Darbe girişiminin ardından bazı milletvekilleri dosyasının bulunduğu ilgili savcılık larla iletişime geçerek ifade vermek istediklerini bildirdi. ‘DAHA SONRA GELİN’ Özellikle darbe soruşturması kapsamında yoğunluk yaşanan İstanbul ve Ankara’daki savcılıklardan milletvekillerine yoğunluk ve karışıklık yaşandığı gerekçesiyle daha sonra gelmeleri talep edildi. Öte yandan bazı savcılıklar ise milletvekillerine yönelik ifade çağrılarını yollamaya devam etti. HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, 15 Temmuz’da yaşanan süreç ve sonrasında Türkiye’nin olağanüstü hal kapsamında yaşadıklarının kritik bir noktaya evrilebileceğine işaret etti. Bilgen, şunları dile getirdi: “Darbeyi püskürtmek sadece silahlı kuvvetleri kontrol altına almaktan ibaret değil, demokrasiyi katılımcı ve kaliteli kılmakla mümkündür. Milletvekillerinin yargılanmasıyla ilgili düzenleme Türkiye’yi 15 Temmuz’a sürükleyen sürecin bir parçasıdır. Bilerek ya da bilmeyerek parlamento üyeleri ve partiler de buna alet edilmiştir.” l ANKARA ‘Yanıldık, Allah bizi affetsin’ Cemaat konusunda yanılgıya düştüklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 bin 699 kişinin gözaltına alındığını, 10 bin 137 kişinin tutuklu olduğunu açıkladı Abdullah Gül aklını başkasına emanet etme 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Beykoz’da düzenlenen “Demokrasi Nöbeti”ne katıldı. Gül, “Fethullah Gülen ile grubunun nasıl teröre bulaştıkları ve nasıl terör örgütü haline dönüştüklerini bütün dünya âlem gördü. Burda hepimizin alacağı ders var. Hiç kimsenin aklını, fikrini başka birisine emanet etmemesi gerekir" dedi. Bahçeli: PKK unutulmasın MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 8 şehidin verildiği PKK saldırısı ile ilgili yazılı bir basın açıklaması yayımladı. Devlet Bahçeli, “FETÖ’yle mücadele edilirken, PKK’nın ihmal edilmesi, güvenliğimizde dipsiz kuyular açar” dedi. l ANKARA Böhmermann’a af yok Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisine hakaretle ilgili açtığı davaları “bir kereye mahsus olarak, çektiği ve affettiği” haberlerinin Alman komedyen Jan Böhmermann’ı kapsamadığı ortaya çıktı. Erdoğan’ın Almanya’daki avukatı Ralf Höcker, davanın geri çekilmediğini duyurdu. Kayyım tasarısı geliyor Kayseri’de konuşan Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, belediye başkanlarının görevden alınması ve yerlerine kayyım atanmasına ilişkin tasarının önümüzdeki hafta Meclis’e geleceğini söyledi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz darbe soruşturması kapsamında dün itibarıyla gözaltına alınanların sayısının 18 bin 699 ve bunlardan tutuklananların sayısının da 10 bin 137 olduğunu açıkladı. A Haber canlı yayınında konuşan Erdoğan, Fethullah Gülen’le ilgili olarak “Bu adam bizim ülkemizi darbe girişimi yaptı, kana buladı diyoruz. 20 sene, 10 sene önce söylenseydi böyle düşünmezdim. 34 yıl öncesine kadar bile. İnanın böyle düşünüyordum. Ne yazık ki ciddi manada yanılgıya düşmüşüz, Allah bizi affetsin” dedi. Gülen Cemaati’nin uluslararası eğitim alanındaki faaliyetlerine ilişkin “Biz de bu propagandaya geldik” değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, “İyi niyetimizin kurbanı olduk, bunu da ifade etmem lazım. Bu olay olmamış olsaydı bunların üzerine bu şekilde gidemeyecektik” dedi. Erdoğan, “Kuvvet komutanlıklarının hepsi Milli Savunma Bakanı’na bağlanacaktır. Şu anda muhalefetteki liderlerle görüşmeler yapılıyor. Onlarla da küçük bir anayasa paketi gerçekleşebilirse, Genelkurmay ve MİT Cumhurbaşkanlığı’na bağlanacak. Jandarmaya ererbaş alınmayacak. Kurmay olmayanlar da general olabilecek. Bugün yarın Resmi Gazete’de yayımlanacak ve askeri okullar kapatılacak. Bütün askeri hastanelerin hepsi Sağlık Bakanlığı’na bağlanacak. Tersaneler aynı şekilde MSB’ye bağlanacak. Asker kendi işini yapsın. Özel sektör ve Milli Savunma Bakanlığı bunu yapar” dedi. ‘Ziya dalga mı geçiyorsun?’ Erdoğan, darbe girişimini eniştesinden öğrendiği anları şu şekilde anlattı: “21.30 gibi Beylerbeyi Sarayı’nın orada bir hareketlilik var diyor. Ziya dalga mı geçiyorsun, ne alakası var dedim. Daha sonra MİT Müsteşarı’nı, Genelkurmay Başkanı’nı aradım, ulaşamadım.” İstihbarat zafiyeti olduğunu bir kez daha vurgulayan Erdoğan, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile 15 Temmuz’daki ilk telefon görüşmesine ilişkin, “10’a doğru Fidan’a ulaşma fırsatım oldu. Böyle bir durum olduğunu, kendisinin Genelkurmay’a gittiğini, Genelkurmay’dayken böyle bir durum olmadığını, 20.30 gibi gelmiş, MİT’e geldiğinde orası da bombalanmaya başlamış. Bilgileri o anda kendilerinden kabataslak aldık. Bu süreç içinde maalesef bir gerçeği tespit ettik ki burada ciddi bir istihbarat zafiyeti var. İstihbarat zafiyeti olmasa bunlar olmazdı” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet Feto’nun cinleri... Bir toplum umutlarıyla, aydınlığın kapılarının ardına kadar açık kalmasıyla geleceğin türküsünü söyler... Bir toplum umutlarını yitirdiği an, çocuklarının gözlerindeki ışığın söneceğini, karanlıkların kin ve nefret duygularını körükleyeceğini bildiği için kaygılanır. Nefretin, intikamın, ötekileştirmenin yeri olmamalı bir coğrafyada. Kaygıların yerini umut almalı... İki haftadır yazdığım gibi bir felaketin, katliamın kıyısından geri döndük... Halkımız, polisimiz, darbeye karşı çıkan askerimizin sayesinde. Meclis içinde ve dışında olan tüm siyasi partiler, sendikalar, demokratik kitle örgütleri, dindarlar, emekçiler bu ülkenin geleceğini karartmak isteyen FETÖ’cülerin darbe girişimine siper oldular... Geçmişi bugün yaşamak isteyenler amaçlarına ulaşamadılar. Ne istedilerse alanların gerçek yüzleri belli oldu. Yıllarca Fethullahçıların gerçek yüzünü anlatmaya çalıştık, Gülen’in demokrasi düşmanı olduğunu yazıp çizdik ama ülkeyi yöneten hükümetlere inandıramadık... Şimdi bir umudun peşinden gitmek istiyor toplum... Daha ileri bir demokrasi, temel hak ve özgürlükler... Toplumu ayrıştırmadan bu birlik bütünlük sürmeli, kardeş kardeşi düşman saymamalı, özgürlüğe mavi sularda yelken açılmalı. Siyasi partiler, kendi çıkarları için değil, halkın gelecekte aydınlık sabahlara uyanacağına bizlere inandırmalı. Aklı, vicdanı özgür birey bunu ister, geleceği düşünür... Darbeler bizi hep geriye götürdü, Türk İslam ve Kürt İslam sentezi sarmalında bir ömür geçti... Neden ve niçin? Darbenin kıyısından döndük yüzlerce sivil yurttaşımız, polisimiz şehit düştü... Acımız büyük! Bu acı yetmezmiş gibi Hakkâri’de teröristler saldırdı. 8 şehidimiz var... Hem darbeler hem de terör bir insanlık suçudur. Peki, biz umuda koşarken nasıl oluyor bunlar! Türkiye’yi Suriyeleştirmek isteyen dış odaklar yeni senaryolar peşinde olabilir. Onun için birlik ve beraberliğimizin sürmesi gerekir, sevgi hayatımız bir parçası olması. İnsanları ötekileştirmeden, ayrımcılık yapmadan, bu tarihin ve uygarlığın beşiği olan yaşadığımız coğrafyayı unutmadan... Sevgi bağının katlanarak tüm topluma yayılması gerektiğini düşünüyorum... Darbelerin katliam olduğuna inanıyorum... Bunu söylerken, Türkiye’nin laik demokratik bir hukuk devleti olduğunu savunuyor, her şeyin hukuk içinde yapılmasını istiyorum. Düşman olmadan, “benden olmayan darbecidir, teröristtir” demeden... Yaşla kuru birbirine karıştırılmadan, hukukun üstünlüğüne leke sürülmeden... Türkiye bunu yaparsa kazanır... Dış odaklar, güçler işte o zaman avcunu yalar... HHH Hukukun üstünlüğü ve demokratik ilkelere bağlı kalmak yakışır bize... Sevgi yakışır, kardeşlik, dayanışma, insanca hakça bir yaşam... Umut, sevgi, hukuk, demokrasi... Feto’nun cinleri masalına gerek yok... Ne istedilerse verdiniz, onlar HHH 60’larda Komünizmle Mücadele Dernekleri’yle başlayan emek düşmanlığı, 12 Mart ve 12 Eylül’de hız kazandı, bunu fırsat bilen Fethullahçılar 2000’li yıllarda koca bir sermaye imparatorluğu kurup, TSK içinde örgütlü bir yapı oluşturdu. Hem ABD hem de AB ülkeleri Türkiye’nin bir katliamın kıyısından döndüğünü, bir darbe girişimi yapıldığını nedense görmezden geliyor... da aldı... Parmaklarınızdan başladılar, az daha tüm bedeniniz, bedenlerimiz gidiyordu... O nedenle iki haftadır aynı şeyleri söylüyorum: “Demokrasi, evrensel hukuk, umut, sevgi bağı, toplumu ötekileştirmeme...” Tüm siyasiler bunu yapmalı toplumda... Ve biz hayatı olağan akışına bırakalım; umutlarımızı örselemeden yaşamaya çalışalım... SONER YALÇIN C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle