25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 31 Temmuz 2016 10 Cemaat’in vitrindekileri Meslek alışkanlığı hatta refleksidir; bir basın toplantısı, bir konferans, bir kongre izlerken orada olanlar kadar olmayanları da gözlersiniz... “Kimler var” kadar “Kimler yok” sorusuna da cevap ararsınız. Meslek açısından ilginç hatta değerli sonuçlar çıkar. Bir örnek: 2015 Mart’ında MHP kurultayını izlemek görevi gazetede bana düştü. İzledim. Kendini artık başbuğ sanan ve sayan Devlet Bahçeli ve takımı salondaydı. Ben olmayanlara da baktım. Meral Akşener yoktu. Sinan Oğan yoktu. Ümit Özdağ yoktu. Koray Aydın var idiyse de ben göremedim. Yani göz önünde değildi. Bu dörtlü henüz Devlet Bahçeli’ye başkaldırmamışlardı. Ama daha Mart 2015’te MHP’de bir muhalefet hareketinin patlayacağı belli olmuştu. 2013 Nisan’ında Kandil’deydim. Gerek dağdaki basın toplantısında, gerek daha dar görüşmelerde olanlar ve olmayanlara cevap aradım. Önemli bir sonuç çıkmadı ama Kandil’deki hiyerarşi üstüne kimi gözlemler yapma olanağı doğdu... 2015 sonbaharındaki AKP büyük kongresi Erdoğan sonrası genel başkanın kim olacağını göstermesi kadar hangi AKP’li kurucu babaların devre dışı kaldığını göstermesi bakımından da önemliydi. O gün orada olmayanların bugün AKP’de de herhangi bir ağırlığı olmayacağını kongreyi izleyen bencileyin gazeteciler o zamandan anlamak ve yazmak olanağı bulmuşlardı. Gelelim Cemaat’e... Cemaat yasal bir örgüt değil. Anlaşıldığı kadarıyla gizli örgütlerin alışılmış hiyerarşi modeline uyan bir örgütlenme de değil. O kadar ki “Fethullah Gülen bu örgütlenmenin sahici lideri mi, yoksa sembolik bir figür mü” sorusu bile haklı bir soru oluyor. Cemaat en ortalıkta görünen yüzüyle bile kalın bir sis örtüsünün ardına gizlenmiş durumda. O yüzden “Kim oradaydı, kim yoktu” gibi sorular Cemaat söz konusu olunca pek cevap bulamaz... Eh zaten “asker cemaatçiler”in ortalıkta olmaları mümkün değildi. Görünen o ki komünist partileri bile kıskandıracak bir “illegalite” yaratılmış ve bu, dev bir kadro hareketi olarak yürütülmüş. HHH Ancak yine de “kim oradaydı, kim yoktu” sorusunu Cemaat’e de uygulamak mümkün: Abant konferansları. Tıpkı Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı gibi Abant konferansları da Cemaat’in dışa açılan çok az sayıdaki yüzlerinden biri. Google göre Abant konferansları 1988’de başlamış. Bugüne 35 belki 40 toplantı olduğunu sanıyorum. T24 adına izlediğim bir, Cumhuriyet adına izlediğim iki Abant konferansı var. Ama bu yazının konusu olan “Kimler vardı ve kimler yoktu” soruları için benim izlediğim bu üç konferans yeterli... İzlediğim, biri adına uygun olarak Abant’ta, öteki Akçakoca’da toplanan iki Abant konferansında Cemaat’in kamuoyunda bilinen yüzlerinin, gazetecilerinin, Cemaat medyasının ve Cemaat’e yakın olduğu bilinen kurumların yöneticilerinin yani “Cemaat’in vitrindekilerinin” hemen hemen tamamı hazır bulunuyorlar, oturum yönetme görevi üstleniyorlar, konuşmalar yapıyorlar, tartışmalara katılıyorlardı. Sonuncusu hariç. Ocak 2016’da, Bolu’da... O toplantıda Cemaat’in bir ikisi hariçağır toplarının, vitrinindekilerin hiçbiri yoktu. Meslek sordurur. Sordum da. Kaçamak cevaplar geldi. Ama yine de pek çok “Cemaat yüzü”nün yurtdışına çıktığı da belli oldu. Bu “yurtdışına çıkış furyası” Erdoğan ve tayfasının Cemaat’e çok sert yükleneceği önceden öğrenildi de bir güvenlik önlemi olarak mı uygulamaya sokuldu, yoksa... Yoksa 2016’daki YAŞ toplantısından önce büyük bir tasfiye patlayacağı öğrenilmişti de tasfiyenin önünün bir darbe ile kesilmesi kararı alındığı için mi uygulandı? Bu soru, darbe gecesinden bu yana benim ve gazetedeki arkadaşlarımın kafasında dönüyor. Cevabını henüz veremiyoruz. Ama en azından soruyu ortaya atabiliriz. Bu Tırmık da zaten o yüzden yazıldı... Soru: 2016 Ocak sonundaki son Abant toplantısında, Cemaat’in ağır toplarının, bilinen yüzlerinin, vitrindekilerin büyük çoğunluğu niye yoktu? Darbeciler Dunford’u uykuda yakaladı ABD’den haber sitesi BuzzFeed, 15 Temmuz gecesi darbecilerin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın telefonundan ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford’ı aradığını ileri sürdü. Ali Watkins imzalı, Mike Giglio ve Borzou Daragahi’nin katkıda bulunduğu habere göre, Dunford o sırada Afganistan’daydı ve uyuyordu. Darbecilerin destek istemek için Dunford’u aradığı iddia edilirken arayan Akar olmayınca ABD’liler Dunford’u uyandırmadı. Bir süre önce önemsiz bir konu yüzünden kaldırıldığından bu kez uyandırmamaya karar veren yaverleri, darbecilere Dunford’ın müsait olmadığını söyleyip telefonu kapattı. Dunford’un darbe girişiminden sabah uyandığında haberi olduğu belirtildi. haber EDİTÖR: SERKAN OZAN ‘Darbe oluyor’ faksıMİT, GENELKURMAY’A İLK İSTİHBARATI FAKSLA GÖNDERMİŞ Wall Street Journal, 15 Temmuz ve öncesinde yaşananlara ilişkin önemli ayrıntılar yayımladı AKINCI’NIN DARBE ÜSSÜ OLDUĞU İLK SAATTEN BELLİ MİYDİ? Wall Street Journal üst düzey Türk istihbarat kaynaklarına dayandırdığı bir haber yayımladı. Habere göre 15 Temmuz akşamüstü MİT, Ankara Kara Havacılık Okulu ve Akıncı Üssü’nde olağandışı hareketlilik tespit etti. Genelkurmay “faksla” uyarıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile karargâhta buluştu. Akar; Akıncı’ya gidip durumu yerinde görme kararı aldı. Akar’ın ifadesinde “ilk saatlerde Akıncı Üssü için de ihbar yapıldığı” yer almamıştı. Akar şunları anlatmıştı: “Bilginin geldiği makam itibarıyla ciddiye aldık. Ben, Yaşar Paşa ve Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak ile acilen alınacak tedbirleri tartışmaya başladık. Derhal ve öncelikle karargâhımızdaki SKKHM ile görüşüp sadece Ankara hava sahasının değil, tüm Türkiye hava sahasında bulunan askeri he likopter ve uçakları kapsadığını, dolayısıyla havada bulunan askeri uçak ve helikopterlerin üslerine dönmesi, yeni kalkışlara da engel olunmasına ilişkin emrimi ilgili komutanlara verdim. 2. Başkan Yaşar Güler de bu emri Hava Kuvvetleri Komutanlığı Harekât Merkezi’ne iletti ve bu şekilde tüm askeri hava araçlarının uçuşlarının durdurulması emrimiz ulaştırılmış oldu. MİT’ten gelen bilginin teyidi ve netleştirilmesi bakımından ve bilgide belirtilen uçuş faaliyetlerinin somutlaştırılması ihtimaline binaen bu hususun açıklığa kavuşturulması için Kara Kuvvetleri Komutanı’na derhal gereken en hızlı ve etkili tedbir ile işin üzerine gidilmesi için emirlerimi verdim. Kurmay Başkanı, Merkez Komutanlığı’ndan ve Adli Müşavirlik’ten personeller alıp, Kara Havacılık Okulu’na derhal gitmesi, olayı tereddüde yer bırakmayacak şekilde çö züp idari ve adli tedbirleri ivedi bir şekilde almasını talimatlandırdım. Gittiğinde devamlı bilgi vermesini söyledim.” MİT’e göre; Fidan akşamüstü Akar’a durumu bildirip kendi çalışma ofisine geçti ve tatildeki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı bilgilendirmek için Akar’dan haber bekledi, ama arayan olmadı. Akar ifadesinde saat 21.00’de odasına gelen Mehmet Dişli vasıtasıyla girişimden haberdar olduğunu söylemişti. Bu noktada Hakan Fidan’ın 21.00’e kadar Genelkurmay’dan haber gelmemesine rağmen “Niye yeniden karargâh ile temas sağlamaya çalışmadığı” 23’e kadar niye kendisine ulaşılamadığı ise hâlâ belirsiz. Gazete MİTyetkilisinin “Bu istihbarat zafiyeti sadece MİT’in değil, tüm güvenlik kurumlarımızın sistemik bir zafiyetidir” dediğini de aktardı. Can erok ABD’nin saygın gazetelerinden Wall Street Journal (WSJ), darbe girişimi sonrası Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Darbe girişimini eniştemden öğremdim” sözleri ile tartışma konusu olan MİT’i masaya yatırdı. Haberde istihbarat zaafıyla eleştirilen MİT’ten edinilen bilgilerle darbe girişimi öncesine dair ciddi ayrıntılar paylaşıldı. Habere göre, darbe girişiminden aylar önce MİT’ten bir grup uzman analist cemaat hakkında istihbarat topluyordu. Fethullah Gülen’in internetten yayımlanan videolarını izleyen analistler, Gülen’in sarf ettiği sözler ve mimiklerinde gizli bir mesaj olup olmadığını da inceliyordu. Habere göre, cemaat 2014 yılında ByLock isimli bir kriptolu yazışma uygulaması kullanmaya başladı. MİT geçen kış bu iletişim kanalının farkına vardı. Milyonlarca mesajın olduğu uygulama en sonunda kırıldığında MİT, 600’ü üst düzey asker olmak üzere 40 bin cemaatçiyi belirlemeyi başardı. Ancak gazeteye konuşan istihbarat yetkililerine göre ByLock mesajlarından hiçbiri bir darbe girişimi olacağına dair ipucu içermiyordu. Durumu fark eden cemaat çözülemeyen farklı bir mesajlaşma uygulamasına geçti. Geçen yılın bahar aylarında MİT’in şifreli mesajlarını bakanlıklarla paylaştı. MİT yetkililerine göre cemaat de deşifre olduğunu bunun üzerine fark etti. Gülen’in haki ceketi Günler sonra, Gülen videolarını inceyen analistler Gülen’in askeri üniformayla aynı renkte haki yeşil bir ceket giydiğini fark etti. Analistler bunu Gülen’in asker üyelerine bir mesaj olarak değerlendirdi. Darbe girişiminden dört gün önce MİT, 600 askerin adını Genelkurmay’a iletti. Plan, ağustostaki Yüksek Askeri Şura’da bu isimlerin etkisiz hale getirilmesiydi. Türk ve ABD’li yetkililere göre bu darbe planları yapanlar için zamanlarının azaldığına dair bir uyarıydı. Silivri Cezaevi önündeki bekleyiş sırasında aileler iki otobüsün içeriden dışarıya doğru geldiğini görünce ayaklanıp çıkış kapısına yöneldi. Otobüsün içindeki erler ailelerine el salladı. Fakat otobüs çıkışa varmadan suçluların kaldığı yöne gitti. Erlere önce tahliye sonra izin ZEHRA ÖZDİLEK dir Esoğlu’nun annesi Şükriye Esoğlu oğlumu gördüm. Çıkmış inanamıyorum” hem heyecanlı olduğunu hem de korktu ifadelerini kullandı. Tahliye olan erler 15Temmuz darbe girişimine iliş ğunu belirterek haberi önceki gece yarı den birinin babasını telefonla arayarak kin yürütülen soruşturma kapsa sı 02.00 sıralarında aldığını söyledi. Oğ görev yaptığı birliğe gönderildiklerini, mında tutuklanan ve aralarında Kuleli’de lunun askerliğinin henüz bitmediğini be buradan serbest kalacaklarını söyledikle okuyan askeri öğrencilerin de bulunduğu lirten Esoğlu, “Görüşte çocuğumu görün ri kaydedildi. Erin, kendilerine Genelkur 758 er, suça karışmadıkları tespit edilin ce gözlerindeki korkuyu gördüm. Oğlum may Başkanlığı’nın emriyle bir hafta izin ce tahliye edildi. Boğaziçi Köprüsü, Çen ‘Anne bu saatten sonra askerlik nasıl ya verildiğini de söylediği kaydedildi. gelköy ve İstanbul Büyükşehir Belediye pacağım?’ diye sordu’ dedi. Silivri Cezasi (İBB) önünde halka ateş ettiği suçlama evi önündeki bekleyiş sırasında aileler Maltepe’de 62 tahliye sıyla 231 erin tutukluluk halinin devamı iki otobüsün içeriden dışarıya doğru gel Maltepe Cezaevi’nde tutulan Kuleli As na karar verildi. diğini görünce ayaklanıp çıkış kapısına keri Lisesi’nden 62 öğrenci tahliye edil Silivri Cezaevi önünde bekleyen aile yöneldi. Otobüsün içindeki erler aileleri di. Öğrenciler dün saat 15.00 sıralarında ler çocuklarının serbest bırakılacağı ha ne el salladı. Fakat otobüs çıkışa varma tahliye edilmeye başladı. Aileler, çocuk berini büyük sevinçle karşıladı. Oğlu dan suçluların kaldığı yöne gitti. Şükriye larına uzun süre sarılarak gözyaşı döktü. Dündar dokunuşunubekleyenailelerarasındaolanKa Esoğlu otobüslere el sallayarak, “Gördüm l İSTANBUL / Cumhuriyet Yüksek Askeri Şura’da Genelkurmay 2. Başkanı olan Orgeneral Ümit Dündar karargâhı yeniden yapılandırıp başına geçecek SERTAÇ EŞ Darbe girişiminin ardından Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) yeniden yapılandırılması yönündeki yoğun beklentinin ilk adımı Yüksek Askeri Şura’da atıldı. TSK’de yeniden yapılandırmayı yönetecek kişi olarak da Birinci Ordu’dan Genelkurmay İkinci Başkanlığı’na atanan Orgeneral Ümit Dündar görülüyor. Dündar’ın Genelkurmay karargâhında yapacağı yenileşmenin ardından TSK’nin başına geçeceği, sivil iktidar ve askeri yapı arasındaki sürecin başında olacağı değerlendiriliyor. Darbe girişiminin ardından TSK’den darbe unsurlarının temizlenmesi gündeme geldi. Bu kapsamda askeri okullardan TSK’nin komuta yapısına kadar tartışmalar uzadı. Darbe girişiminde televizyonlar aracılığıyla darbe karşıtı açıklamalar yapan Birinci Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, yeni komuta kademesinin oluşturulmasında dikkat çekici bir göreve atandı. Dündar’ın Genelkurmay 2. Başkanlığı’na atanması, TSK’nin yeniden yapılanmasında önemli rol üstleneceği yorumlarına neden oldu. Dündar’ın AKP iktidarı döneminde Milli Savunma Bakanlığı Müsteşarlığı’ndan orgeneralliğe yükseliş sürecinde sivilasker ilişkilerinde ki tutumunun yeni dönem yişin düzeltilmesi düşüncesine de rol üstlenmesini sağladığı herkesin katıldığını belirtiliyor. değerlendiriliyor. Dündar’ın Emekli generallerin dikkat çek yeni dönemde Genelkur tikleri noktalar ise şöyle: may karargâhını yapılandıra l Kurulan her yapıya dışarı cağı, 2. Başkanlık görevinin dan sızma olabilir. Asıl bu sız bu açıdan seçildiği belirtilir malara önlem alınmalı, sistem ken, önümüzdeki yıllarda Ge de aksama varsa düzeltilmeli. nelkurmay Başkanlığı için de Gelenek yok edilmemeli. önünün açıldığına dikkat çe l Askeri liselerin kapatılma kiliyor. sı TSK’nin subay kaynağını cid Darbe girişiminde Genel di şekilde olumsuz yönde etki kurmay Karargâhı’nda görevli ler. Askeri liselere başvurular 4’ü korgeneral toplam 11 general TSK’den ihraç edildi. Ce Ümit Dündar 100 binleri buluyor, harp okullarına başvurular en fazla 5 bin maatçi generallerin karargâha bu düzey düzeyinde kalıyor. de sızmasının sorunun en ciddi boyutu l Subay, kurmay subay kısa süreli nu oluşturduğu değerlendiriliyor. Bazı kurslarla yetiştirilebilecek bir şey değil. askeri kaynaklar, Dündar’ın rolüne iliş Her ülke önündeki birkaç on yıldaki ihti kin, “Silahlı Kuvvetler mensuplarıyla yaçlarını planlayarak personel yetiştirir. olumlu bir ilişkisi var. Aynı şekilde siya Son yıllarda TSK’yi hedef alan saldırılar si otorite ile de bunu sağladığı görülüyor. her yönüyle yoğunlaştı. Askerlik mesle İkinci başkanlıkta yeniden yapılanma ça ğine ilgi çok azalmış durumda. Askerlik lışmalarını tamamlar, sonra da yeni yapı te gelecek göremeyenler farklı alanlara nın başına geçer” yorumunu yapıyor. yöneliyor. Askeri okullar kapansın mı? l Türkiye’nin çevresindeki ve içindeki gelişmeler düşünüldüğünde önümüzdeki TSK’nin yeniden yapılandırılması çer on yıllarda güvenlik alanının güçlendiril çevesinde askeri liselerin hatta harp mesi gereği ortada. Anlık, duygusal tep okullarının kapatılması tartışılıyor. Bazı kiler yerine kurumlar özlerine dönmeli emekli generaller, Türkiye’nin ciddi bir yapıları güçlendirilmeli. Türkiye’nin var askerlik geleneği olduğunu, bozulan işle lığı için güçlü askeri yapı kaçınılmaz. Fidan, Akar’ı bekledi 15 Temmuz günü öğleden sonra MİT analistleri Akıncı Hava Üssü ve Ankara Kara Havacılık Okulu’nda alışılmadık bir hareketlilik olduğu bilgisini aldı. Yetkililer kısa bir rapor hazırlayarak Genelkurmay’a faksladı. Saat 17.30 civarında MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın yardımcısı karargâha giderek şüphelerini iletti. Üst düzey bir komutan akademiyi ziyaret etti ve taarruz helikopterlerine füzelerin yüklendiğini fark etti. Kendisine bunun tatbikat için yapıldığı söylendi ancak şüpheleri gidermeye yetmedi. Saat 18.00’de Fidan karargâha gitti ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın Akıncı Üssü’ne bizzat gitmesi konusunda anlaştılar. Fidan, MİT merkezine döndü ve tatildeki Erdoğan’a haber vermek için bekledi. Ancak Akar geri dönmedi. Rehin alınmıştı. Canlı ele geçirmesinler Akar daha sonra darbe girişiminin bir parçası olan tuğgeneralin ondan Fethullah Gülen ile konuşmasını istediğini ama bunu reddettiğini söyledi. Saat 21.00’e geldiğinde bir şeylerin olduğu kesinleşmişti. Yaklaşık bir saat sonra darbeci birlikler MİT merkezine varmıştı. Komandoları taşıyan iki Süper Kobra saldırı helikopteri ve üç Sikorsky personel taşıma helikopteri MİT merkezine ateş açtı. Hakan Fidan, jetlerin binaları bombalayacağı korkusuyla bina dışına çıkartıldı. Silahlı güvenlik timleri tarafından korunan Fidan ve ekibi, ağaçların arasında siper aldı. Sikorskylerden biri komandoları bırakmak için alçaldığında, silah eğitimleri çok az ile hiç yok arasında değişen MİT çalışanları tabancalar ile helikopterlere ateş etti. Fidan istihbarat üyelerine “Son merminize kadar savaşın, sizi canlı ele geçiremesinler” dedi. Cumayı cumartesiye bağlayan gece saat 01.30 02.00 arasında MİT’in güvenlik timi helitopterleri defetmek için ağır makineli silahlar getirdi. MİT güvenlik güçleri ve Cumhurbaşkanlığı sarayının güvenliğini sağlayanlar omuzdan atılan füzeler kullandı. ABD de öngöremedi Habere göre MİT darbe öncesi elde ettiği parçaları bir araya getirmekte zorlandı. MİT yetkilileri ABD’li istihbarat ajanlarının da NATO’nun en büyük ikinci ordusunu tehlikeye sokan darbe girişimini önceden öngöremediklerini söyledi. Buna göre ABD’li istihbaratçılar askeri tehditlere değil militan tehdidine odaklanmışlardı. Habere göre Gülen, telefon kullanmayı bıraktı ve talimatlarını ABD’nin Pensilvanya eyaletindeki evinde bir araya geldiği üst düzey danışmanlarına iletmeye başladı. Ankara, ABD’den Gülen hareketinin destekçilerinin ABD’ye girmesinin yasaklanmasını istedi ancak Washington, destekçilerin bir tehdit unsuru oluşturduğuna inanmıyordu. l Dış Haberler C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle