26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ DOLAR AVRO FAİZ BORSA 2.8870 1.3 kuruş 3.2080 0.7 kuruş 8.60 0.43 puan 82.589 1.268 puan 8 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY Su bile içmeden gittiler ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 823.03 11.9 lira 123.00 3.8 lira Cuma 15 Temmuz 2016 Her 100 dış hat yolcusundan 64’ü Türkiye’ye girmeden transit olarak başka ülkelere geçti. TÜROB’a göre ‘turizmin can suyu havada kaldı’. Tek kuruş harcamadılar Türkiye Otelciler Birliği’nin (TÜROB), Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü (DHMİ) verilerini baz alarak yaptığı araştırmaya göre, bu yılın ilk yarısında İstanbul Atatürk ve Sabiha Gökçen havalimanlarından transit olarak geçen dış hat yolcu sayısı 7 milyon 646 bin kişiyle rekor kırdı. Bu rakam İstanbul’a paket turla gelip bir otelde konaklayanların sayısından daha fazla. 1.8 milyarlık kayıp Transit yolcuların, İstanbul havalimanlarına dış hatlardan gelen toplam yolcu içerisindeki payı ise yüzde 64 gibi çok yüksek bir orana yükseldi. Transit yolcu payı geçen yılın aynı döneminde yüzde 54 olmuştu. Yani bu yıl ilk 6 ayda 10 puan birden arttı. TÜROB Başkanı Timur Bayındır, turizmde sıkıntıların yaşandığı dönemde İstanbul için büyük bir potansiyelin heba olduğunu belirterek, transit yolculardan çekilecek en az 1 milyon ilave geceleme ile yaklaşık 1.8 milyar dolar ek turizm geliri elde edilebileceğini söyledi. TÜROB’un araştırmasına göre, OcakHaziran 2016 döneminde İstanbul’un iki büyük havalimanından gelengiden toplam yolcu sayısı, 19 milyon 624 bini Atatürk Havalimanı’ndan olmak üzere toplam 24 milyon 96 bin kişiye ulaştı. Toplam yolcu sayısı geçen yıla göre yüzde 1 arttı. Tekil yolcu sayısı ise 12 milyon 48 bin kişi olarak gerçekleşti. Bir kuruş bile yok TÜROB Başkanı Timur Bayındır, turizmde sıkıntıların yaşandığı dönemde İstanbul için büyük bir potansiyelin heba olduğunu belirtti. Bayındır, transit yolcu potansiyelinin değerlendirilmesi için daha önce de pek çok kez ilgili kuruluşlarda işbirliği içinde kampanya düzenlenebileceği yönünde öneriler getirdiklerini hatırlattı. Bayındır, “Geçen yıl bu dönemlerde yaptığımız bir açıklamada İstanbul havalimanlarından geçen transit dış hat yolcularının yarıdan fazlasının, bir şişe su dahi içme den havalimanlarımızdan başka ülkelere gittiğini söylemiş, ilgili kurumların katılımı ile ‘Transit geçme 1 gün kal’ kampanyasını hayata geçirmeyi önermiştik. Maalesef aynı durum bu kez sayılar daha da artarak devam ediyor. Bu yolcuların en az bir gece İstanbul’da konaklamaya teşvik edilmesi böyle bir dönemde can suyu olacak” dedi. Türkiye’nin havalimanlarını daha verimli kullanması gerektiğini dile getiren Bayındır, TÜROB olarak, havalimanlarında transit olarak geçen yolcuların bir bölümünün Türkiye’de konaklamalarının sağlanması için başta Ulaştırma, Denizcilik ve Ha berleşme Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, THY ve özel sektör havayolu kuruluşları ile hazırlanacak ortak kampanyayı hayata geçirmek üzere işbirliğine hazır olduklarını aktardı. l Ekonomi Servisi Timur Bayındır Cari açığı kapatmada formül: Gizemli Para Bankalar 100 liralık teklifi yükseltmeye sıcak bakmıyor. Emekliye yine para yok Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile bankalar arasında emeklilere aylıkları karşılığında belli bir miktar promosyon verilmesi için yürütülen görüşmeler, bankaların tekliflerini yükseltmemesi nedeniyle sonuca ulaşmadı. Yıllık 100 liralık teklifi yükseltmeye sıcak bakmayan bankalar, buna gerekçe olarak emeklilerin aylıklarını hesapta kısa süre tutmasını ve bankamatik kullanmak yerine gişeden işlem yapmasını gösteriyor. Bankaların, SGK’nin aylıkları zamanından birkaç gün önce hesaba yatırması koşuluyla rakamı yıllık 150 liraya çıkarabileceği belirtiliyor. TÜED Genel Başkanı Kazım Ergün, promosyon görüşmelerinin ‘yılan hikâyesine’ dönmesinden endişe ettiklerini söyledi. Maaşlar düştü Öte yandan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, BAĞKUR dul aylıklarında önemli düşmeler olduğunu ve bunların geriye dönük de borç çıkarıldığı, vatandaşın da büyük mağduriyet yaşadığını ifade etti. Maliye Bakanı Naci Ağbal, emekli maaşlarında yanlış hesaplama yapıldığı iddialarına ilişkin, normalde böyle bir şeyin olmadığını ancak geriye dönük olarak BAĞKUR prim borçlularıyla ilgili, BAĞKUR’lularla ilgili birtakım geriye dönük borçlar çıkarılmış olması durumunda, bunu inceleyeceğini bildirdi. l Ekonomi Servisi Merkez’e göre Türkiye’ye mayısta 1.85 milyar dolar ‘kaynağı belirsiz’ para girişi gerçekleşirken bu rakam beş ayda 2.86 milyar dolara ulaştı Güvenlik endişesiyle bu yıl kayıp olacak Ekonomistler, uçak krizi ardından Rusya ile yaşanan gerginlik ve içerideki güvenlik endişelerinin mayısta sezonun başlamasının ardından turizm gelirleri kanalıyla cari dengeyi olumsuz etkilemesini bekliyor. Turizm sektöründe yaşanan kan kaybının ardından Rusya ile son dönemde ilişkileri tekrar canlandırmak adına hükümet kanadından çeşitli adımlar atılırken analistler ilişkilerin düzelmesi halinde Rusya tarafından kısmi bir toparlanma görülebileceğini ancak Rusya’da ekonominin iyi olmamasının yanı sıra güvenlik endişelerinin de etkisiyle bu yılın kayıp yıl olacağını belirtiyor. Cari açık, petrol fiyatlarındaki düşük seyrin olumlu etkisinin devam etmesiyle mayısta beklentilerin hafif altında 2.86 milyar dolar olurken, kaynağı belirsiz para girişini gösteren net hata noksan kalemi açığın kapatılmasında etkili oldu. Merkez Bankası’nın ödemeler dengesi verilerine göre mayısta 1.85 milyar dolar kaynağı belirsiz para girişi yaşandı. Bu rakam beş aylık dönemde 2 milyar 622 milyon dolar oldu. Net hata ve noksan kalemi nisanda 1.35 milyar dolar azalırken, şubatta 2 milyar 770 milyon dolara kadar çıkmıştı. Verilerin derlenmesinde ortaya çıkan hatalar ve eksikliklerin ödemeler dengesi tablosunda gösterildiği kaleme net hata ve noksan adı veriliyor. Bu kalemin artıda olması kaynağı belli olmayan para girişini ortaya koyuyor. Zayıflıklar sürüyor Verilere göre cari açık ocakmayıs döneminde ise 13.68 milyar dolar olarak gerçekleşti. Cari açıktaki düşüşte dış ticaret açığındaki daralma etkili olurken, dış ticaret açığındaki daralmanın ana nedeni ise Türkiye’nin enerji maliyetindeki azalma oldu. l Ekonomi Servisi ‘Sömürü düzeninin devamını istiyorlar’ Et fiyatları ithalatla inecek Türkiye’de artan et fiyatlarının önüne geçmek için ithalata ağırlık veriliyor. Yerli üreticinin büyük tepkisine yol açan yöntem ile önümüzdeki haftalarda fiyatların 56 TL aşağı düşmesi amaçlanıyor. Cumhurbaşkanı Ekonomi Başdanışmanı Cemil Ertem, gelecek hafta Et ve Süt Kurumu’nun (ESK) 22 TL fiyat ile et satışına başlayacağını belirterek, bu adımın en çok tüketimin gerçekleştiği İstanbul’da tüketiciye et fiyatlarında 56 TL düşüş olarak yansıyabileceğini savundu. l Ekonomi Servisi HİLAL KÖSE Türk Metal İş Sendikası’nın, Renault Bursa fabrikasında hak arayan işçilere müdahale edilmesini talep ettiği yazışmalar, emek dünyasında tartışma yarattı. Birleşik Metal İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, “Baskılara rağmen çoğunluğu sağladık. Mayıs 2017’de yetki isteyeceğiz. O nedenle dört koldan saldırıyorlar. Sömürü düzeninin bozulmasından korkuyorlar” diyor. Bursa’daki Oyak Renault Fabrikası’nda, toplusözleşmeye isyan eden işçiler, geçen mayıs ayında direnişe geçmişti. Türk Metal İş’in bu süreçteki, işçi düşmanı tavrı, Renault yönetimine gönderdiği dilekçelerde ortaya çıktı. Renault’un yanıtlarında ise sendikal haklara saygı duyan bir yönetim anlayışı vurgusu vardı. Ancak fabrikadaki son durum, Renault’un söylemlerinin kâğıt üzerinde kaldığını gösteriyor. Birleşik Metal İş üyesi 400 işçi işten çıkarıldı. Birleşik Metal’in, fabrikada resmi bir işyeri temsilcisi yok. Uluslararası Sendikalar Birliği, Renault’ya bu nedenle dava açmaya hazırlanıyor. Serdaroğlu, “Şu an toplu sözleşme için yeterli sayıda üyemiz var. İşçi arkadaşlar kararlı” dedi. l İSTANBUL Orka’danSüleyman Orakçıoğlu yurtdışı atağı Orka Holding, Ortadoğu’da rafa kaldırdığı projelerini yeniden hayata geçiriyor. Orka Holding, Türkiye’nin İsrail ile anlaşması sonrası Filistin’de, ardından da Sibirya’da birer D’S Damat mağazası açtı. Orka, Mısır’da ve Irak’ta da toplam dört mağaza açmayı planlıyor. Holding, yılsonunda 60 ülkede 100 mağa zaya ulaşmayı hedefliyor. Orka Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, “Filistin’de açtığımız mağaza, ortalama günlük mağaza cirosunun üç katı büyüklüğe ulaştı. Rusya’da perakende satışlarımız yüzde 30 arttı. Dohuk ve Süleymaniye’de de bir ay içinde birer mağaza açacağız” dedi. l Ekonomi Servisi Pokemon, gençler ve Maarif Kanunu... Üniversitede okuyorlar, kısa bir süre sonra mezun olup hayata atılacaklar ama neredeyse yarıya yakınının (yüzde 39) iş seçimi ile ilgili bir kriterleri yok. Yanıtları “fark etmez”. Yüzde 25’inin yanıtı ise daha ilginç “henüz düşünmedim”. Ama sorsanız, daha piyasaya çıkalı bir hafta olmasına karşın çoğu, akıllı telefonlarla pokemon avı oyunundan haberdardır. Hatta zamanlarının bir kısmını etrafta pokemon avlayarak geçiriyorlardır. Sadece bizim gençler mi? Dünyanın her yerinde küresel bir fenomen haline geldi pokemon oyunu. Bu ne anlama geliyor? Hadi olaya avavcı perspektifinden bakalım. Kim av? Kim avcı? Etraftaki pokemonları avlamak, onları takas etmek ya da dövüştürme üzerine kurulu oyun. Dolayısıyla cep telefonlarını uzatarak pokemonları avlayanlar sanal dünyanın avcıları. Topladıkları her pokemon onlara kendilerini daha güçlü ve mutlu hissettiriyor. Peki, ya gerçek dünyada? Sanal dünyanın avcıları, gerçek dünyada birer avdan ibaret olduklarının ayırdındalar mı? Nereden geleceği belli olmayan olası terör saldırıları içinde süren yaşamlar, yanı başımızda süregelen ve artık kafamızı bile çevirip bakmadığımız mülteci dramı, haber değeri bile taşımayan ölüler, ölümler... Çağımız dünyasında kadınların köle olarak satılıyor olması... Hadi çerçeveyi biraz daha daraltalım: İşsizlik, köşe başındaki yeşil alanın üzerinde dikilmeye çalışılan konut projesi, Ekşi Sözlük’te birkaç eleştiri yaptınız diye hakkınızda soruşturma açılması, dinlenen telefonlarınız, kişisel bilgilerinizin tamamının birilerinin elinde olması... “Henüz düşünmedim”, “Fikrim yok” ya da “Fark etmez” yanıtları aslında çok şey söylüyor. Öncelikle bu kapitalist sistemin, bu düzenin, bu kirli siyasetin içinde hepimizin birer av olduğunu. “Gerçek dünyada av iken, sanal dünyanın avcısı olmak hiç yoktan iyidir” diye düşünüyorsanız yazının bundan sonrasını okumayın.. Ve Maarif Kanunu Yok, hep “3 maymunu oynayan” av olmak yerine en azından postu pahalıya satayım, en azından gelecek nesillere, çocuklarıma, torunlarıma faydam dokunsun diyorsanız; gelin önce change. org’da ve sosyal medyada “TBMM’de kabul edilen Maarif Vakfı Kanunu’nu kabul etmiyorum” başlıklı kampanyayı imzalayın. Ben de size neden bunun önemli olduğunu anlatayım: Jet hızıyla Meclis’ten geçen, aynı hızla Cumhurbaşkanı tarafından onaylayan 28 Haziran’da Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren kanun ile Milli Eğitim Bakanlığı’nın görev ve yetkileri adeta bu vakfa veriliyor. Vakıf, yurtiçinde ve yurtdışında okulöncesi eğitimden üniversite eğitimine kadar eğitim kurumları açmak, yurt, pansiyon ve lojman gibi tesisler kurmak, eğitimci kadrosunu yetiştirmek, eğitim programlarını yapmak dahil Milli Eğitim Bakanlığı’na ait benzer birçok yetkiye sahip kılınmış durumda. Dillendirilen gerekçe, Cemaatin MEB’deki yapılaşmasını kırmak. TBMM Komisyonu’nda CHP’li üyelerin yoğun itirazları sonucu “yurtiçi” sözü kaldırılmış ancak sadece yurtdışı ile sınırlı kalacağına kimse inanmıyor. Üstelik daha vakıf senedi ve yönetmeliği de hazır değil, 3 ay içinde hazırlanacak. 1 ay içinde Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinden Maarif Vakfı’na 1 milyon TL para aktarılacak. Vakfın karar organı olan mütevelli heyetinin 12 üyesinden 4’ü Cumhurbaşkanı tarafından 3’ü Bakanlar Kurulu tarafından atanan 7 daimi üyeden oluşuyor. 2 üye MEB, 1 üye Dışişleri Bakanlığı, 1 üye Maliye Bakanlığı ve 1 üye YÖK temsilcisi olarak görevlendiriliyor...  Mütevelli heyet üyeleri 72 yaşının bitimine kadar görev yapabilecekler. Diplomatik ayrıcalıkları da olacak: Mütevelli heyeti, vakıf senedinde her değişikliği yapabilecek. Maarif Vakfı kuruluşundan itibaren her türlü vergi muafiyetine sahip olacak. Üstelik MEB’in bünyesinde halen bir vakıf varken bu yapılıyor. Şimdi yapılması gereken acil olarak Anayasa Mahkemesi’ne itiraz etmek ve hatta yürütmeyi durdurma kararı için çabalamak. Yoksa Cemaatten kurtulma bahanesi ile MEB’e paralel bir yapı oluşturulmak isteniyor. Aldığım bilgiler TÜRGEV, Ensar, İnsani Yardım Vakfı, TÜGVA gibi tüm gerici ve rantçı kurumların Maarif Vakfı şemsiyesi altında toplanacağı. İşin bir vahim yönü de, diğer bakanlıkların da bu vakfa para aktarmalarının önünün açılıyor olması. CHP davayı açacak ama kamuoyundan desteğe de ihtiyaç var. Unutmayın... C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle