19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 15 Temmuz 2016 10 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN Gazze’den vazgeçtilerCumhuriyet, TÜRKİYE İLE İsrail ARASINDA iMzalanan MutabakatI ELE GEÇİRDİ Mutabakatta, Türkiye’nin ilişkilerin normalleşmesi için şart koştuğu Gazze’ye yönelik yardımlarla ilgili herhangi bir düzenleme bulunmuyor Türkiye ve İsrail arasında 6 yıl sonra ilişkilerin normalleşmesi için Roma’da atılan imzaların ar dından şimdi anlaşmanın Meclis onayı na sunulması beklenirken Cumhuriyet o metne ulaştı. Ekleri açıklanmayacak olan metin 6 maddeden oluşuyor. Ancak bu maddeler arasında Türkiye’nin iliş kilerin normalleşmesi için şart koştu ğu Gazze’ye yönelik yar dımlarla ilgili herhangi bir düzenleme bulunmu yor. Böylece İsrail, ulus lararası hukuk önünde Gazze ablukasına yöne DUYGU GÜVENÇ lik bir taahhüde girmezken, Hamas şartı da açıklanacak metinde yer al madı. İsrail’in Türkiye’de Hamas’ın faaliyetlerinin sonlandırılması ve İstanbul’daki bürosunun kapatılması isteğine karşın bu talep, açıklanmayan metinde iki ülkenin birbirlerine karşı te rörist faaliyetlere izin vermemesine yö nelik taahhüdüyle yer almıştı. Türkiye’nin ilişkilerin normalleştiril mesi için şart koştuğu ve önce Gazze’ye “ablukanın kaldırılması” diyerek başlat tığı, ardından “ambargoya” çevirdiği ve son olarak da Gazze Limanı’nın açılma sından tamamen vazgeçerek Aşdod Limanı’na yardım sevkıyatını kabul ettiği mutabakat anlaşma metnin de yer almıyor. Metinde büyü kelçilerin kar şılıklı atanma sına yönelik de atıfta bulu nulmadı an cak iki ül ke Başbaka nı eşzaman lı yaptıkları açıklamada bunun en Anlaşmanın İbranice kısa sürede metni. gerçekleşeceğini kamuoyuna açıklamış tı. Cumhuriyet’in İbranice’den çevirttiği metne göre o 6 madde şöyle: İŞTE O ANLAŞMA Türkiye ve İsrail Devletleri işbirliği içerisinde aşağıdaki hususlarda anlaşmaya varmışlardır: 1. TAZMİNAT İsrail Devleti 20 milyon Amerikan Do ları tutarındaki ödemeyi Mavi Marmara gemisinde zarar gören vatandaşların ailelerine tazminat olarak ödenmek üzere Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından belirlenecek hesaba yatıracaktır. 2. ÖDEME Sözü edilen ödeme tek seferde gerçekleştirilecektir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti diplomatik yazışma yoluyla İsrail Devleti’ne ödemenin yapılacağı hesabı bildirecektir. İsrail Devleti bu tutarı anlaşmanın yürürlüğe girişinden itibaren 25 iş günü içerisinde belirtilen hesaba yatıracaktır. 3. TAZMİNATIN DAĞITIMI Bahsi geçen tutarın paylaştırılması sadece Türk hükümetinin mesuliyeti altındadır. Tutarı yakınlarını kaybedenlerin ailelerine aktarmak ve tutarların belirlenmesi İsrail Devleti’nin sorumluluğunda değildir. 4. DAVALAR İsrail ve Türkiye’nin anlaşmalarına istinaden iki ülke birbirine cezai sorumlu luk ve şahıs olarak da herhangi bir hukuki sorumluluk yükleyemez. Üstte belirtilen anlaşma metni haricinde iki ülke de herhangi bir yükümlülükten muaf tutulacaktır. Anlaşma gereği Türk Hükümeti ve vatandaşları tarafından Mavi Marmara gemisiyle ilgili hiçbir dava açılamaz. 5. TÜRKİYE SORUMLU İsrail Devleti, vatandaşları ve temsilcilerine karşı Türk mahkemelerinde dava açma durumunda Türkiye maddi ve manevi tazminat ve zararların giderilmesi sorumluluğundadır. 6. YÜRÜRLÜK Bahse konu anlaşma, iki ülkenin mahkemelerinde konu ile ilgili adli sürecin bittiğini belirten resmi yazının Türkiye ve İsrail’in diplomatik kanalları aracılığıyla resmi makamlara iletilmesi sonrasında yürürlüğe girecektir. Bu anlaşma 28 Haziran 2016 tarihinde Ankara’da ve Kudüs’te olma üzere Türkçe, İbranice ve İngilizce olarak orjinaline uygun iki kopya haline getirilmiştir. Bu kopyalar arasında farklılıklar olması durumunda İngilizce kopya geçerli olacaktır. l ANKARA Kılıçdaroğlu Cumhuriyet’e konuştu Hâkimler Erdoğan’ı alkışlayacak mı? Hâkim ve savcılara katılım zorunluluğu getirilen istinaf mahkemelerinin açılış töreninde Erdoğan’ın da konuşmasının beklendiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, ABD’li hâkimlerin Başkan Obama’yı alkışlamadığını belirterek, “Yargının kuralı budur” dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hâkim ve savcılara katılma zorunluluğu getirilen Cumhurbaş Yargı bağımsızlığının anlamı budur. Ayağa kalkacaklar mı? kanı Tayyip Erdoğan’ın da bula Oysa şimdi görüyoruz ki 28 nacağı istinaf mahkemelerinin Şubat sürecindeki brifing uy açılış töreni için, “Çok merak gulamalarının aynısını AKP ediyorum. O toplantıda hâkim ve savcılar ayağa kalkacaklar mı? Erdoğan’ı alkışlayacaklar EGrüdlem yapmaya kalkışıyor. İstinaf mahkemelerinin üyelerinin Cumhurbaşkanı’nın konuşa mı” tepkisini gösterdi. cağı toplantıya katılacakları Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet’in sorularını nı duyuyoruz. Üstelik buraya katılım yanıtlarken yargı ve dış politikadaki sı zorunlu hale de getirilmiş. Çok merak cak gelişmeler başta olmak üzere günde ediyorum. Eğer böyle bir toplantı ya me ilişkin açıklamalarda bulundu. Kılıç pılıp Erdoğan orada konuşursa o ha daroğlu şunları söyledi: kim ve savcılar ayağa kalkacaklar mı? ABD’de alkışlanmıyor Erdoğan’ı alkışlayacaklar mı? Biz Cumhurbaşkanı’nın tarafsız dav ABD Başkanı Obama’nın ABD ranmaması nedeniyle YSK’ye başvuruda kongresi’nde yaptığı konuşmada her bulunduk. Ve YSK’nin tarafsızlık konu kesin ayağa kalkıp alkışladığı ama ön sunda bir karar almasını istedik. Ancak de oturan yargıçların hiçbir tepki ver YSK görevli bir organ olmasına karşın meden oturduğu fotoğraflara ve gö bu konuda kendisi için görevsizlik ka rüntülere herkes baksın. Obama ko rarı verdi. Yani Cumhurbaşkanı’nın ta nuşuyor, öndeki yargıçlar ayağa kalk rafsızlığı konusunda bir karar alamadı. mıyorlar ve alkışlamıyorlar. Hatta Ama Türkiye’de Cumhurbaşkanı’nın ta yüzleriyle bile duygularını ifade ede rafsız olmaması gibi bir sorun var ve bir cek jest ve mimikte bulunmuyorlar. organın da bu Çünkü onlar bir gün başkanı da yargı konuda karar lamak durumunda oldukları bir mes alması gere leği yaptıklarının bilincindeler. Yargı kiyor. Ama nın kuralı budur. Doğrusu da budur. karar ala cak olan organ korkuyor, karar alamıyor. Tabii AKP son olarak çıkardığı yargı paketiyle Yargıtay, Danıştay ve YSK’yi sıfırladı. Bununla gördük ki korkunun sıfırlanmaya faydası yok. Yani onlar korktular. Karar alamadılar ama bu onları sıfırlanmaktan kurtarmadı. Önce ombudsman O arada bir toplantıda bizim milletvekilimizin bir sorusu üzerine ombudsman (Mehmet Nihat Ömeroğlu) cumhurbaşkanının tarafsız olup olmadığı konusunun kendilerinin görev alanına girdiğini söylemiş. Bunu duyunca biz sevindik. Ve hemen Kamu Denetçiliği Kurumuna (Ombudsmanlık) başvuruda bulunduk. Onlardan Cumhurbaşkanı’nın tarafsız olup olmadığı konusunda karar istedik. Henüz bir yanıt alamadık ama duyuyoruz ki onlar da görevsizlik kararı vereceklermiş. Kendileri önce biz görevliyiz deyip sonra da görevsizlik veriyorlar. Sonra AİHM Ama görevsizlik kararı verirse bize başka kapı açılacak. Ombudsman da görevsizlik dediğinde biz Anayasa Mahkemesi ve AİHM’ye gidebileceğiz. Böylece AYM ve AİHM’ye başvurarak Cumhurbaşkanı’nın tarafsız olup olmadığı konusunda karar isteyeceğiz. KILIÇDAROĞLU’NUN KİTAPLARI Kılıçdaroğlu, bayramda ailesiyle birlikte kısa bir tatil yaptı. Tatiliyle ilgili sohbet ederken “en çok kitap okuyabilmekten mutlu olduğunu” söyledi. Ve tatilde okuduğu 5 kitabı şöyle sıraladı: Olivier Roy’un Siyasal İslamın İflası, Joby Warrick’in Siyah BayraklarIŞİD’in Doğuşu ve Yükselişi, Graham Fuller’in Türkiye ve Arap Baharı, Prof. Ahmet Mumcu’nun Osmanlı Devleti’nde Rüşvet, Ahmet Ümit’in Elveda Güzel Vatanım. ŞEHİDİN BABASI NE DEDİ? Kılıçdaroğlu, Kocatepe Camii’ndeki şehit cenazesinde bir grup tarafından sloganlarla protesto edilmiş ve yumurtalı saldırıya uğramıştı. Kılıçdaroğlu önceki gün cenaze töreninde saldırıya uğradığı şehidin ailesini ziyaret etti. Ziyarette şehit Piyade Astsubay Üstçavuş Erhan Yıldırım’ın babası Turgay Yıldırım, Kılıçdaroğlu’na, “Size yapılan saldırıyı lanetliyoruz. Kınıyoruz. Biz orada sizi protesto etmek isteyenlere de karşı durduk. Siz geldiniz bizim acımızı paylaştınız. Size yapılanlar için çok üzgünüz” dedi. Kılıçdaroğlu ise, “Sizin yaşadığınız acı karşısında bizim uğradığımız saldırının sözü bile edilemez. Önemli olan sizin acınızdır. Bu acıları azaltmak için hep birlikte olmalıyız” dedi. NECATİ SAVAŞ Dost arayışı inandırıcı değil Binali Yıldırım ‘dışarıda ve içeride dostları artıracağız’ diyor. Dost arayışına girenlerin önce kendileri çok güçlü bir özeleştiri yapması gerekir. Siyasetin kendi doğasında ben dostları artıracağım deyip işlerin içinden çıkılması gibi bir davranışa yer yok. Yapılan hatalar konuşulacak. Yanlış politikaların çıkardığı faturalar konuşulacak. Karşımızda muhalefete bile tahammül edemeyen bir iktidar partisi var. Böyle bir iktidar partisinin dost arayışı inandırıcı olabilir mi? Hem dışarıda ve içeride düşmanlaştırıcı, kutuplaştırıcı politika izleyeceksiniz, bunun halka yansımaları olacak, sonra dost arayışındayım deyip çıkacaksınız. Önce halktan özür dileyin Siyasette verilen sözlerin tutulması lazım. Ben ilk kez koalisyon görüşmesi için geldiğinde Davutoğlu’na söylemiştim. ‘Partinize ve iktidarınıza güvenmiyoruz’ demiştim. Bu görüşüm devam ediyor. Bu görüşümü değiştirecek bir gelişme olmadı bu süreçte. Davutoğlu ve AKP’lilere dış politikanın A’dan Z’ye değişmesi gerektiğini anlattım. O nedenle şimdi İsrail ile Rusya ile barış ve bu ülkelerden özür dilenmesi gündemde. Tamam ama önce bu özrün içeride dilenmesi lazım. Yani halktan özür dilemeleri gerekiyor. Hem de çok güçlü bir özür. Katliamlara uğrayan halka, iflas eden turizmcilere, bu dış politika anlayışı nedeniyle zarar gören tüm toplum kesimlerine özür borçları var. Başkanlık için transfer planı AKP, başkanlık sistemini getirmek amacıyla bir süredir Meclis’te referandum sayısını bulmak için transfer girişimleri planladı. Bu konuda bana duyumlar geldi. Daha çok da MHP’lileri gözlerine kestirmiş oldukları konuşuldu. Ancak şu ana kadar aradıkları karakterde milletvekili bulamadılar. Eğer AKP, başkanlık için muhalefetten milletvekili transfer etmediyse bunun nedeni o karakterde milletvekili bulamamalarıdır. Bulsalardı çoktan ederlerdi. CHP’DEN RAPOR AKP’nin büyük ‘İsrail çarkı’ İKLİM ÖNGEL CHP’nin hazırladığı, “Erdoğan ve AKP’nin Dış Politika Çarkları, İsrail Örneği” başlıklı raporda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AKP’lilerin ağızlarından İsrail politikasına ilişkin yıllar içinde yaptıkları “çark”lar ortaya koyuldu. Tanıtım ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran’ın sorumluluğunda hazırlanan raporda yer alan veriler şöyle: ERDOĞAN’IN DÜNÜ 2010: Katile katil deriz l Bugün bir milattır, hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı açıktır. l Biz katile katil deriz. 2011: Savaş sebebi l İsrail’le askeri ve ticari ilişkilerimizi tamamen askıya alıyoruz. (Krizin en yoğun olduğu yıllarda oğul Burak Erdoğan, Safran 1 yük gemisiyle İsrailAşhdod Limanı ile Türkiye arasında ticaret yapıyordu.) l Siyasi emelleriyle Türkiye ile olan ilişkilerini de yokluğa mahkum etmiştir. l Mavi Marmara’da 9 vatandaşımın öldürülmesi olayı aslında bir savaş sebebidir. l Biz kimseyi titretmedik bugüne kadar, İsrail’den başka... 2012: Onlara ihtiyaç yok l İsrailli turistlere ihtiyacımız yok. Geçen yıl 31 milyon turist geldi. Turizm boykotu Türkiye’yi etkilemez. l İsrail bir terör devletidir. l İsrail bölgede bir millete etnik temizlik uyguluyor. 2014: Hitler’i geçtiler l Bunların insanlıktan nasibi yok, bu adilik, alçaklık, lanet ediyorum. Barbarlıkta Hitler’i geçtiler. l Türkiye, İsrail ve diğer zalimlerin nöbetçisi olmayacak. Artık karşınızda özür dileyen değil, özür dileten bir Türkiye var. l Dün Hitler’in yaptığını bugün İsrail yapıyor. l Ben görevdeyken İsrail’le olumlu bir şey olmaz. Eğer otorite bizsek, biz zaten İHH’ye izin verdik. ERDOĞAN’IN BUGÜNÜ 2016: İhtiyacımız var l İsrail’e ihtiyacımız olduğunu kabul etmemiz lazım. l (İHH’ye) Siz kalkıp da Türkiye’den böyle bir insani yardımı götürmek için günün Başbakanı’na sordunuz mu? l 20 milyon dolar 10 şehidimiz için belirlendi. Bu kanın rakamı olur mu, görüşmelerde böyle karar verildi. Alır veya almaz. l İsrail’le ilişkilerimizi geliştiriyoruz. Son haftalarda karşılıklı olumlu adımlar, gelecek için umut verdiler. ERDOĞAN’IN GAZZE AZMİ 12 Eylül 2011: Er veya geç Gazze’ye inşallah Rabbim ömür verirse gideceğim. 26 Mart 2013: Nisanda Gazze’ye gideceğim. 14 Nisan 2013: Tarih kesinleşti mayıs sonu gibi Gazze’ye gideceğim. 21 Nisan 2013: ABD Dışişleri Bakanı John Kerry: Erdoğan’a Gazze’ye gitme dedim. 14 Mayıs 2013: Kerry’nin demeci hiç şık değil. Haziranda Gazze’ye gideceğim. 18 Mayıs 2013: Haziranda Gazze’ye gideceğim. Temmuz 2016: Hâlâ gidecek. YALAN SÖYLEYEYİM Raporda Mavi Marmara olayının yaşandığı dönem Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Nusret Güner’in sözlerine de dikkat çekildi. Güner, baskından bir gün önceki toplatıya ilişkin şöyle diyor: “AKP Hükümeti ‘Mavi Marmara’ya koruma ve refakat için savaş gemileri göndermeyelim ama basına ‘gönderdik’ diye bilgi verelim önerisinde bulundu.” C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle