26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 15 Temmuz 2016 TASARIM: ZARİFE SELÇUK Yargıda liste yarışı haber 5 Yargıtay kulislerinde cemaate yakın bazı üyelerin listeye girmek için AKP’nin etkili isimlerini araya soktuğu konuşuluyor ZORUNLU KATILIM İstinafı bakanlık açacak ALİCAN ULUDAĞ İstinaf Mahkemeleri’nin 20 Temmuz’da Ankara’da yapılacak açılış töreni için 1500 hakim ve savcının zorunlu olarak Ankara’ya çağrılmasının altından Adalet Bakanlığı çıktı. Törenin, Adalet Bakanlığı Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı tarafından düzenlendiği öğrenildi. Oysa aynı Adalet Bakanlığı, Yargıtay’ın her yıl eylül ayında düzenlediği adli yıl açılış törenlerini engellemek amacıyla yasayı değiştirmişti. HSYK Genel Sekreterliği, 20 Temmuz’da faaliyete geçecek olan Bölge Adliye Mahkemeleri’nin açılışıyla ilgili Ankara’da yapılacak tören için tüm istinaf mahkeme ve başsavcılıklarına bir yazı gönderdi. 11 Temmuz tarihli yazıda, “Adalet Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı’nın talebi doğrultusunda, 20 Temmuz 2016 Çarşamba günü Ankara’da düzenlenmesi planlanan ‘İstinaf Mahkemeleri Açılış Töreni’ne katılmak üzere ekli listede isimleri belirtilenlere izin verilmesine karar verilmiştir” denil di. Yazıda, katılımcılara ait ulaşım ve yol yevmiyeleri ile konaklama ve iaşe masrafları bağlı bulundukları birim bütçesinden karşılanacağı belirtildi. Yazıdan açılış törenini Adalet Bakanlığı’nın düzenlediği anlaşıldı. Cüppeli katılım Henüz törenin yapılacağı yer açıklanmadı. Ancak Ankara’ya gelecek olan 1500 hâkim ve savcının tüm otel, yol ve yemek masrafları bağlı bulunduğu kurum tarafından ödenecek. Konaklama için Ankara Hâkimevi’nde 90 kişilik yer ayrıldı. Ayrıca yine konaklama noktasında sıkıntı yaşanmaması için 5 yıldızlı otellerden 150 kişilik yer rezervasyonu yapıldı. Yer bulunmaması halinde, hâkim ve savcılara istedikleri otellerde kalma hakkı tanındı. Bu törene Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “teşrif edecek” olması nedeniyle hâkim ve savcıların katılımı zorunlu tutulmuştu. Hakim ve savcılar, cüppelerini de Ankara’da teslim alacak ve bunları giymiş şekilde Erdoğan’ın karşısında oturacak. l ANKARA Danıştay ve Yargıtay’ı iktidar lehine sil baştan dizayn eden yasa, TBMM’de kabul edildikten an cak 15 gün sonra Cumhurbaş kanı Tayyip Erdoğan’ın önüne ALİCAN onay için gönderildi. Meclis ULUDAĞ teamüllerine aykırı olarak ya sanın uzun süre gönderilme mesinin altında, liste krizi yaşan dığı öğrenildi. Bazı cemaate yakın üyelerin, bir dönem tanıdıkları AKP’nin önemli isimlerini araya sokarak yeniden atanmak için listeye girmeye çalıştıkları be Meclis’te kabul edilen yasa ile siyasiler karşısında önünü ilikleyen yüksek yargı mensuplarını görmeye devam edeceğiz. lirtildi. Bu nedenle listelerde sü rolüne girmesine neden olacak. rat ve muhafazakâr kadrolardan rekli oynama yaşanması, HSYK Yargıtay’da 166, Danıştay’da ise eksilme anlamına geliyor. içindeki sosyal demokrat, milli 60 isim yeniden seçilemeyecek. Yargıtay’ın üye sayısı 516’dan yetçi ve muhafazakârların uzla Yargıtay’da tasfiye edilecek 133 310’a düşecek olmasıyla cemaa şamamasına neden oldu. kişinin cemaate yakın üyeler ol te yakın 133 üyenin dışında fark İktidar, yüksek yargı yasasını duğu belirtiliyor. Ancak bu üye lı gruplardan 30 kadar üye de tas özellikle Danıştay ve Yargıtay’da lerden bir kısmının, AKP’nin bazı fiye olacak. HSYK içinde isimler ki cemaatçi yapılanmayı tasfi ağır toplarını araya soktuğu Yar üzerinde uzlaşma sağlanamama ye etmek amacıyla çıkardığını id gıtay kulislerinde konuşuluyor. sı nedeniyle yasanın Erdoğan’ın dia ediyordu. Ancak yasa yük Bu isimlerden birinin listeye gir önüne geç gönderildiği belirtili sek yargının iktidarın tam kont mesi de milliyetçisosyal demok yor. l ANKARA ‘Barış’ krizi ertelendi YÖK, Danıştay kararının ardından barış bildirgesine imza atan akademisyenlerin sorgulanacağı toplantıyı erteledi Eğitim Sen’in baskı, sürgün, soruşturma ve cezalara son verilmesi istemiyle 12 Temmuz’da Aydın’da başlattığı yürüyüş dün de sürdü. SİNAN TARTANOĞLU Barış İçin Akademisyenler Bildirgesi’ne imza atan 35 akademisyenin sorguya alınacağı 20 Temmuz’da düzenlenecek YÖK toplantısı, Danıştay’ın Yüksek Disiplin Kurulu’nun görev ve yetkilerini hukuksuz sayan kararının ardından ertelendi. Eğitim Sen, mahkeme kararlarının ardından 20 Temmuz tarihli toplantıda kamu görevinden çıkarma tekliflerinin reddedilmesi ve dosyaların üniversitelere geri gönderilmesini talep etti. Ancak YÖK toplantıyı erteleme kararı aldı. Hem YÖK hem de akademisyenler; YÖK Başkanı’nın akademisyenler hakkında res’en soruşturma açmasına imkân veren yasal düzenlemenin Meclis’te kabul edilmesini bekliyor. 1128 akademisyenin imzasıyla yayımlanan “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirgesi ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın talimatının ardından YÖK’teki so ruşturma krizi sürüyor. Bildirgeye imza atan 17 üniversiteden 35 akademisyenin YÖK’te sorgulanacağı toplantı ertelendi. Danıştay erteletti Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), üniversitelerde çalışanlara uygulanacak disiplin cezalarının yönetmelikle değil yasa ile düzenlenmesini öngören kararının ardından, Danıştay’dan da aynı yönde bir karar geldi. Danıştay 8. Dairesi, YÖK’ün AYM kararı üzerine yaptığı “Yönetmelikle olmazsa, 657 sayılı devlet memurları kanununa göre ceza verilir” düzenlemesinin yürütmesini durdurdu. Danıştay kararının üzerine YÖK’e yazı yazan EğitimSen, 20 Temmuz’da yapılacak toplantının “hukuksuz” olacağını savunarak, toplantının iptalini istedi. Eğitim Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca’nın imzasıyla gönderilen yazıda şu ifadeler kullanıldı: “Danıştay 8. Dairesi’nin kararı gereğince ceza tekliflerinin red EYLEM SÜRÜYOR MEB’in sendika üyelerine yönelik baskı ve hukuksuz uygulamalarda bulunduğunu öne süren Eğitim Sen, “Baskı, sürgün ve soruşturma ve cezalar son bulsun” talebiyle 12 Temmuz günü Aydın’dan yürüyüşe başladı. Aydın’dan Ankara’ya yürüyen Eğitim Sen üyeleri, yürüyüşün son durağı Ankara Milli Eğitim Bakanlığı önünde bugün oturma eylemi yapacak. di ile açılmış tüm disiplin soruşturmalarının üniversitelerine iadelerine ve kurulunuzun toplanması halinde 20 Temmuz tarihli Yüksek Disiplin Kurulu’nda kamu görevinden çıkarma tekliflerinin reddine karar verilmesini talep ederiz.” Sorgulama ertelendi YÖK, önceki gün 1. Hukuk Müşaviri Vekili Prof. Dr. Metin Topcuoğlu imzasıyla EğitimSen’e bir yanıt yazısı gönderdi. Yazıda, 2021 Temmuz’da yapılması planlanan Yüksek Disiplin Kurulu toplantısının ertelendiği, belirlenecek yeni toplantı tarihinin üyelere ve sendikaya bildirileceği kaydedildi. l ANKARA Meral Akşener: Bayramlaşmayı Bahçeli bastırdı MHP genel başkan adayı Meral Akşener, Şeker Bayramı’nda gerçekleştirdiği alternatif bayramlaşma programında ülkücüler arasında yaşanan kavgaya ilişkin MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi işaret etti. Akşener, “Bu bayramlaşmaya Sayın Bahçeli 25 civarında silahlı gence baskın verdirdi” dedi. CNN Türk’te konuşan Akşener, kurultay sürecine ilişkin “10 Temmuz kongresi iptal edilse de, karar kaldırılsa da kasımda kongremizi yapabiliyoruz” dedi. Genel merkezin ihraç kararı alamayacağını savunan Akşener, Mustafa Sarıgül’le yeni parti için görüştükleri iddiasını yalanladı. AKP şimdilik geri çekti Muhalefet ‘varlık barışı’na direndi, AKP 15 gün sonraya gün verdi AKP’nin Meclis gündemine getirdiği ve kara para yasası olarak yorumlanan “Yatırım Ortamının İyileştirilmesi” yasa tasarısındaki “varlık barışı” düzenlemesini muhalefetin direnişi üzerine geri çekti. Türkiye’nin “kara para cenneti” haline dönüştürecek varlık barışı düzenlemesi TBMM’de yoğun tartışmalara neden oldu. Kara para ile mücadeleye darbe vurulduğunu belirten muhalefet, tasarısının görüşmelerini tıkaması üzerine AKP muhalefetle masaya oturmak zorunda kaldı. AKP, CHP, HDP ve MHP temsilcileri ile Maliye Bakanı Naci Ağbal bir araya gelerek yasayı tartıştı. Muhalefet tasarının yaklaşık 70 maddesine itirazları nın bulunmadığını varlık barışı düzenlemesinin geri çekilmemesi halinde 80 maddelik tasarıyı engellemeye devam edeceklerini dile getirdi. AKP grup yönetimi de varlık barışının metinden çıkarılmasına sıcak baktı. AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’ın varlık barışını bu torbadan çıkarıp 15 gün sonra başlı başına bir düzenleme olarak Meclis’e getirebilecekleri sözü üzerine Bakan Ağbal ikna oldu. Tasarıya son dakika yapılan eklemeyle 2014 yılında vergi ve prim borçlarını yeniden yapılandırma düzenlemesinden yararlanıp ödemelerini yapmayarak haklarını kaybeden 3 milyon kişiye de yeni bir hak daha verildi. l ANKARA / Cumhuriyet ‘Kara paraya meşruiyet’ TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi CHP Milletvekili Utku Çakırözer, yatırım ortamının iyileştirilmesi amacıyla hazırlanan yasa tasarısına ilişkin, “Dünyanın önüne geçmeye çalıştığı kara para işlemlerine meşruiyet kazandırılmaya çalışılıyor” yorumu yaptı. Genel Kurul’da konuşan Çakırözer, Antalya’daki G20 Zirvesi’nde dünya liderlerinin aldığı önemli ekonomik kararların üzerinden henüz bir yıl dahi geçmeden AKP’nin bu kararları hiçe sayan bir düzenlemeyi uygulamaya sokmaya Utku Çakırözer çalıştığını söyledi. Koşarak girilen çıkmaz sokaklar “Adı lazım değil”, ülkenin Kürtlerin yoğun yaşadığı bölgesinde yaşananlar, daha ne kadar “terörle mücadele” diye konuşulması yasaklı kalacak acaba? Haber yapılmayacak, soru sorulmayacak, yorum yapılmayacak? Yönetenler daha ne kadar bu yolda devam edebileceğinizi sanıyorsunuz? Peki bu ülkede yaşayan herkes, sizler daha ne kadar, bir bölgede savaş manzarası yaşanırken hiçbir şey olmuyormuş gibi yaşamaya devam edebileceğinizi sanıyorsunuz? Hadi vicdanınız “terörle mücadele” diye kolay sindirilir cinsten, meşrebiniz dünya yansa kiminizin AlaçatıBodrum, kiminizin helal tatili yanmayacak genişlikte, aklınız izanınız işlerin böyle devam edemeyeceğine dahi yetmiyor mu? Bu ülke yaşanmaz hale gelmek üzere, farkında mısınız? Egemen devlet dediğimiz, kendine karşı silahlı kalkışmaya göz yumamaz, bu kalkışmanın uzandığı alanları görmezden gelemez, meşru sayamaz. Ama, tüm bu gerçekler, diğer bir gerçeği yani Kürt sorununu çözmenin, geç de olsa, güç de olsa, en iyi yolunun “barış ve müzakere” olduğu gerçeğini görmenin önüne geçmemeli. Ne yazık ki, şimdilik o kapı kapalı ve iktidarın halihazırda kapıyı aralamaya niyeti yok. Bu durumda dahi, mesele “terörle mücadele” kalıbı ve yöntemleri ile tanımlanıp geçiştirilemeyecek kadar karmaşık. Öncelikle, Kürtler adına silahlı isyan veya kalkışmaya girişen hareket/örgüte verilen (Kürtlerin ne oranda temsil ediyor olursa olsun) belli bir toplumsal destek, olayı bir güvenlik meselesinin ötesine taşıyor. “Örgütle mücadele, cezalandırma, yok etme” adına yapılanlar, bu hareketi bir “ulusal kurtuluş hareketi” olarak görüp sempati besleyen sivilleri ve hatta bazı durmlarda sempati beslemeyen sivillerin hayatını tehlike altına atıyor, canını kurtaran evini, yerini terk etmek veya aylarca sokağa çıkma yasakları gibi kabul edilemez koşullarda yaşamak zorunda kalıyor. Ülkenin batısında yaşayan bizler ise, “oralarda aslında neler oluyor” bilmiyor, öğrenemiyoruz. Olan biten konusunda, sansür ve propaganda formatı ile hazırlanan medya “sunumlar”ı dışında “haber yapma” bir yana, “haber alma” özgürlüğümüz yok. Belki daha beteri, bu özgürlüğün elimizden alınmış olmasına fazla aldıran da yok. Aynı ülkede yaşayan insanların batısında yaşayanının doğusunda veya bir bölgede yaşayanın diğer bir bölgede neler yaşandığını bilmediği, öğrenemediği veya öğrenme gereği duymadığı bir ülkede toplumsal barışın geleceği giderek daha fazla tehlike altına giriyor. Diğer taraftan, “terör” kalıbının alabildiğine geniş tutulduğu, bölgede olan biten her şey “terör” terimleri çerçevesinde takdim edildiği için, Kürtlere karşı tepkisel milliyetçilik çığ gibi büyüyor. Kürtlerin silahlı isyan hareketi ile, demokratik zeminde temsil edildikleri parti arasındaki “zemin ortaklığı” ve buna dayalı bağlantı, çatışmalı dönemde kuşkusuz ciddi bir demokratik meşruiyet sorunu yaratıyor, ancak, bu partinin seçmeninin seçtiğinin dokulmazlığını kaldırmak, belediyelere seçtiğini merkezden müdahale ile alıp, yerine kayyım atamak yol ve yöntemi de bir başka açıdan, büyük bir demokratik meşruiyet sorunu yaratıyor. Bu türden bir meşruiyet sorunu, sanmayın ki, soyut bir tartışma konusu olarak kalacak, tam tersine ve asıl önemlisi çok somut toplumsalsiyasal gerilimlere yol açacak. Ama, öyle görünüyor ki, tüm bunlar bu ülkeyi yönetenlerin umrunda değil, dahası ve daha kötüsü, bence durumun vahametini hâlâ anlamış değiller. Hâlâ, bir yandan doksanlı yılların karanlık yollarına tevessül iddiaları, yeni kayıp şahıslar, diğer yandan yerel arabuluculuk müessesesi gibi feodal yapı ve yöntemlerden medet umanlar, hâlâ dindarlık üzerinden hesap yapanlar… Bunlar yetmezmiş gibi, Diyarbakır’a karşı Urfa, Kürt’e karşı Arap, Aleviye karşı Sünni nüfus ayarlama siyasetlerinin Kürt sorununa uzanan boyutları… Barış değil, daha fazla gerilim ve çatışma vaat eden hesaplar, kitaplar, koşarak girilen çıkmaz sokaklar… ‘İçtüzük’te uzlaşı Meclis TV’ye kilitlendi MAHMUT LICALI İçtüzük Uzlaşma Komisyonu’nun ilk toplantısında muhalefet partileri; Meclis TV’nin sürekli yayın yapması, soru önergelerine yanıt verilmesi; torba yasa ve temel yasa yönteminin kullanılmaması ile genel görüşme açılmasının belli bir imzayla sağlanması yönündeki taleplerini sıraladı. İktidarın muhalefetin taleplerine Başbakan Binali Yıldırım ve yetkili organlarda yapılacak değerlendirmeden sonra pazartesi günü yapılacak ikinci toplantıda vereceği yanıt; içtüzükte uzlaşı sağlanıp sağlanmayacağını gösterecek. TBMM İçtüzüğünde değişiklik yapılması amacıyla kurulan İçtüzük Uzlaşma Komisyonu dün ilk toplantını gerçekleştirdi. AKP Grup Başkanvekili Naci Bostancı, CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken ve MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay’ın katılımıyla yapılan toplantı 1 saat 45 dakika sürdü. İlk toplantıda parti temsilcileri bundan sonra yapılacak çalışmalarda izlenecek yol ve yöntemi değerlendirdi. Meclis TV ortaklığı Muhalefet sözcüleri toplantının başında AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’ın muhalefetle uzlaşı sağlanmazsa AKP’nin kendi önerisini getireceğini açıklamasına tepki gösterdi. Muhalefet sözcüleri içtüzük konusunda uzlaşı sağlanmaması ve AKP’nin kendi önerisini getirmesi durumunda TBMM’de yaşanacak gerilimin sorumlusu olacağı uyarısı yaptı. Muhalefet sözcüleri AKP’nin kendi önerisini dayatmasına izin vermeyeceğini ifade etti. Toplantıda; muhalefet partileri Meclis TV’nin Meclis çalışmalarını kesintisiz ve canlı yayınlaması konusunda ortaklaşırken, bu konuda adım atılmasının uzlaşı sağlanmasına katkı sağlayacağı vurgusunu yaptı. Muhalefet sözcüleri ayrıca sözlü ve yazılı soru önergelerine verilen yanıtların önergedeki sorulara yanıt vermediği eleştirisini yaparak bu konuda da bir yaptırım uygulanmasını talep etti. İmza sınırlaması Muhalefet ayrıca iktidarın torba yasa ve temel yasa yöntemini sürekli kullanmasını da eleştirerek bu konuda da İçtüzük’te düzenleme yapılmasını talep etti. Muhalefetten gelen bir diğer öneri genel görüşme açılmasının belli bir oranda imzayla sağlanması konusu oldu. Muhalefet partileri başta Meclis TV yayını olmak üzere bu taleplere karşı verilecek yanıtlara göre hareket edileceği mesajını verdi. İktidar partisi ise grup önerileri ile araştırma önergelerinin Genel Kurul’un gündemini çok meşgul ettiği, bu konularda düzenleme yapılması gerektiği görüşünü dile getirdi. İktidarın taleplere yanıtı belirleyici olacak l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle