25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
YASAM Suriye’nin Rusya desteğiyle IŞİD’den geri aldığı Palmira Antik Kenti’ne kurulan sahnede verilen konser iki ülkenin şovu olarak yorumlandı Palmira’da boy gösterisi2 EDİTÖR:EMİNEÖZCAN TASARIM:FUNDAYAŞARERDOĞDU Suriye’de hükümet güçlerinin Rusya’nın desteğiyle IŞİD’den geri aldığı antik Palmira kentinde kutlamalar bitmiyor. Rusya’nın ünlü Mariinskiy Tiyatro Orkestrası önceki gün burada verdiği konserden sonra cuma akşamı da Suriye Ulusal Senfoni Orkestrası, Arap Müziği Ulusal Ensemblesi, Mari Orkestrası ve El Farah Korosu antik tiyatroda sahne aldı. Moskova ve Şam yetkililerinin boy gösterisi olarak yorumlanan konser için antik tiyatro ışıklandırıldı. IŞİD buradaki bir yıllık hâkimiyetinde antik kenti yerle bir etmişti. Şehrin geri alınması ope rasyonunun Rusya liderliğinde yapılması, Moskova’yı Suriye’deki etkinliğinin simgesi haline getirmişti. UNESCO: Telafisi yok Euronews’un haberine göre Suriye Tarihi Eserler Şefi Mamun Abdulkerim, kalıntıların yüzde 80’lik kısmının iyi durumda olduğunu ve restorasyonun mümkün olduğunu vurguladı. UNESCO’ya göre ise restorasyon mümkün olsa bile bu bir kopyadan öteye geçemeyecek. Ayrıca yok edilmeyen tarihi eserlerin de IŞİD tarafından yağmalanarak kara borsada satıl Konser sırasında antik kentin geri alınması sürecinde Moskova’nın rolünü simgelemek dığının altı çiziliyor. l Dış Haberler amacıyla Suriye ve Rusya bayrakları sallayan 20 Rus askeri sahneye çıkarıldı. ABelçika’da ilk bira boru hattı vrupa’nın ünlü bira üreticilerinden Belçika’da ilk bira hattı birkaç hafta sonra hizmete girecek. Bira taşıyan kamyonların yarattığı trafiği ortadan kaldırmak için geliştirilen Brugge kentindeki hattın uzunluğu 3 kilometrenin üzerinde olacak. Pazar 8 Mayıs 2016 Nefret söylemi ve kurbanlar! Can Dündar’a geçmiş olsun! HHH “Nefret söylemi”, şiddeti, zulmü destekleyen en büyük kaynaklardan biridir… Adeta yaşayan bir organizma gibidir: Hem zalimler tarafından kullanılır hem de zalimleri kullanır! HHH “Nefret söylemi” mukaddes değerleri istismar eder: Bir insana ya da bir gruba karşı, dinsel, mezhepsel, etnik, milliyetçi, siyasal, ideolojik, ahlakçı, cinsiyetçi bir “nefret” ifade eder. HHH “Nefret söylemi” genellikle siyaset tarafından kullanılır… Medya ile beslenir, büyütülür… Sonunda tüm toplumu pençesine alır. Nasıl sevgi, sevgiyi çoğaltırsa… “Nefret söylemi” de başka “nefret söylemlerini” teşvik eder ve çoğaltır. HHH Türkiye’de, dinci Vakit gazetesinin birinci sayfadan fotoğraflarını basıp hedef gösterdiği Ahmet Taner Kışlalı, Ali Günday, Mustafa Yücel Özbilgin gibi kişiler, doğrudan nefret söyleminin kurbanlarıdırlar. Bu gazete, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Cavit Orhan Tütengil, Ümit Kaftancıoğlu, Bahriye Üçok gibi yazarlarını nefret söylemlerine kurban vermiştir. HHH Nefret söyleminin, dini, ırkı, milliyeti yoktur: Örneğin 2011 yılında, Arizona’da ABD Kongre Üyesi Gabrielle Giffords bir silahlı saldırıya uğradı. Giffords felç oldu, biri 9 yaşında bir kız çocuğu olmak üzere 6 kişi öldü. Bölgenin polis müdürü bu eylemin bir “Zehirli bir siyaset ortamından kaynaklandığını” belirtti. “Nefret söyleminin” Amerikan siyasetini de zehirlediği pek çok yorumcu tarafından dile getirildi. Cumhuriyetçi Parti’nin 2008’deki Başkan Yardımcısı adayı, eski Alaska Valisi Sarah Palin, Giffords’un ismi üzerine hedef sembolü koyup “Nişan al” diye yazmış, yani onu açıkça hedef göstermişti. HHH Can Dündar da Cumhurbaşkanı tarafından “Hain” diye damgalandı; hedef gösterildi. Türkiye’de nefret söylemi, AKP ve Erdoğan tarafından siyasette stratejik bir araç olarak kullanılıyor: Bu söylem, artık sadece tüm toplumu zehirlemekle kalmıyor, bireylerin hayatlarını da doğrudan tehdit ediyor; onunla da yetinmiyor, tüm medyayı hedef alıyor. Kurşunların ardından gelen mahkeme kararı da Can Dündar’la Erdem Gül’ü aşan, bütün medyayı kapsayan bir facia. Türkiye’de ifade ve haber alma/verme özgürlüğü, aşağıdan tetikçilerin, yukarıdan da politikacıların ve mahkemelerin baskısı altında! Sadiq Khan Londra’nın Müslüman başkanı göreve başladı Britanya başkenti Londra’nın belediye başkanlığına seçilen ilk Müslüman olan Sadiq Khan dün Southwark Katedrali’nde düzenlenen yemin töreniyle göreve başladı. Katedrale girerken ayakta al kışlanan İşçi Partili Sadiq Khan ön sıra da eşi Saadiya ile el ele tutuşup yakın larıyla birlikte oturarak bekledi. Kürsüde “Adım Sadiq Sadiq Khan törene eşi Saadiya ile katıldı. Khan ve Londra Belediye Başkanı’yım” söz leri tezahüratla karşılanan 45 yaşındaki Pa kistan kökenli siyasetçi “Londra’da gelmiş geçmiş en şeffaf, en müdahil, en erişilebilir yönetimi sağlamakta ve her bir topluluğunu temsil etmekte kararlıyım” dedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle