25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 15 Mayıs 2016 EDİTÖR: EMİNE ÖZCAN TASARIM: İLKNUR FİLİz 4 İLDE KESİNTİ Adana, Mersin, Hatay ve Osmaniye’nin bazı ilçelerinde 17 Mayıs salı günü elektrik kesintisi uygulanacak. Parçalı Bulutlu Açık Sağanak Bulutlu Karlı Yağmur Karla K. Yağmur Sisli İstanbul 26/18 Ankara 26/15 Trabzon 27/16 İzmir 27/18 Antalya 26/20 Mersin 27/21 Kars 24/7 Diyarbakır 33/16 Bursa 300/1 7 0 Adana 300/1 6 0 Artvin 250/1 4 0 Çanakkale 260/1 8 0 Balıkesir 300/1 4 0 Sivas 150/1 1 0 Erzurum 200/7 0 Eskişehir 270/1 3 0 Aydın 270/1 5 0 Gaziantep 300/1 5 0 Konya 260/1 4 0 Atina 260/1 6 0 Berlin 150/6 0 Girne 330/2 4 0 Londra 150/5 0 Moskova 190/6 0 Paris 140/5 0 Madrid 230/1 1 0 Amsterdam 130/8 0 Roma 220/1 4 0 New York 180/6 0 Tokyo 220/1 2 0 1919: İzmir, düşman birliklerince işgal edildi. Gazeteci Hasan Tahsin, Yunan askerlere ‘ilk kurşun’u sıkarak direnişi başlattı. Hasan Tahsin ve Askerlik Şubesi Başkanı Albay Süleyman Fethi, Kurtuluş Savaşı’nın ilk şehitleri oldular. 1984: 1256 aydın, “Türkiye’deki demokratik düzene ilişkin gözlem ve istekler” başlıklı dilekçeyi Kenan Evren’e verdi. ‘Aydınlar Dilekçesi’ girişimine karşı dava açıldı. Şehitlerden şahitliğe koşan orgeneral istifa Genelkurmay Başkanı şehit cenazesinden Erdoğan’ın nikâhına yetişti. Sosyal medyada ‘Hulusi Akar istifa’ isyanı yükseldi Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Ankara Kocate @zeka1dede: Sn Hulusi Akar belki devletin tepesinde birlik mesajı vermek için oradaydı pe Camii’nde Çukurca’da PKK ama bence yanlış yaptı. ile çatışmada şehit düşen as @MucahidAYYILDIZ: Dağlar kerlerin cenaze törenine katıl da, meskun mahalde, sınır boy dı. Saat 13:30’u geçerken cami larındaki kahraman askerleri den ayrıldı. Üzerinde üniforma miz neler hissediyor? Son za sı vardı. Aceleyle havalanında manlardaki en büyük hayal kı bekleyen özel uçağa yetişti. Ta rıklığım. #HulusiAkar kım elbisesini giydi. İstanbul’daki Sümeyye Erdoğan ve Selçuk 13.30: Ankara Cenaze 16.15: istanbul nikÂh @erhanhyr: Hulusi Akar’ın 8 Mehmetçiğin şehit olmasının Bayraktar’ın nikahına yetişip Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdi. Akar, ‘böyle bir günde’ daveti geri çevirmediği için sosyal medyada eleştiri yağmuruna tutuldu. “HulusiAkarİstifa” hashtagi gündemde ilk sıraya yerleşti. Başlık altında, 60 bini aşkın yorum yapıldı. Akar için yapılan yorumlarda, “Milletin çocukları vatan için ölürken Hulusi Akar istikbal peşinde. Laiklik düşmanı İsmail Kahraman ile aynı yerde şahitlik yaptı. Nikah davetini geri çevirmedi, demek ki aileden biri. Sorumlu olduğun onlarca askerin şehit olmuşken nikah şahitliği nedir? Atatürk’ün başkomutanlığı kimlere kaldı?” gibi yorumlar yapıldı. AKP’liler ise “HulusiAkarGururumuzsun” etiketiyle Akar’a destek oldu. Ancak, bu başlık altında atılan tweet sayısı 3 binlerde kaldı. Akar’a sosyal medyadan gelen tepkilerden bazıları şöyle: hemen ertesinde bir düğüne gitmesi kabul edilemez. Yazıklar olsun. @OfficialArman: Komutan dediğin, 8 askerin şehit olduğu yere gider. Sümeyye’nin düğününe değil! @serpil77: Ordunun başına apoletli kayyum atamışlar. KILIÇDAROĞLU: Beyefendi düğünde Van’da konuşan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, şehit haberleri gelirken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızına düğün yapmasına tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, “Bugün faturayı kim ödüyor? Faturayı Başbakan mı ödüyor, Cumhurbaşkanı mı ödüyor? Beyefendi sarayında oturuyor, her gün şehitler geliyor. Bu akşam düğün dernek yapacak beyefendi. Bunun hesabının sorulması lazım. Türkiye’yi terör bataklığına kimler sürükledi? Silahlar dağıtıldı. Bilinçli olarak, Türkiye bir ateş çemberinin içine sokuldu. Kim getirdi Türkiye’yi bu hale?” dedi. Fatıma’dan Sümeyye’ye Hz. Muhammed’in kızı Hz. Fatıma’nın nikâhı bir mescitte kıyıldı. ni olağanüstü hale sokarak; Devleti neredeyse tümüyle alar ma geçirerek; Peygamberin kızı, eşi Hz. Trafiği felç, sokakları da insan Ali’nin ona “mihr” olarak verdi lara zehir ederek; ği 400 dirhem gümüşü (ki Ali, bu Halkla düğün arasına beyaz nu verebilmek için zırhını 480 dir çarşaflar gererek; hem gümüşe satmıştır) çok bula Yemek maliyetinden yol düzen rak düğün masraflarına harcan lemesine ve emniyet personelinin mak üzere onu hibe etti. mesai ödemelerine kadar açılan Nikâh, mescitte Hz. Muham yelpazede 1.5 milyon liraya yakın med tarafından bir hutbeyle ilan bir harcama kalemi çıkararak; edildikten ve Peygamber, dinle 35 bin kişilik dev gösteri mer yenlere “Rabbimden kendim ve kezlerinde evlendirdiği zaman ve sizin için mağfiret dilerim” diyerek zeminde ayyuka çıkar... hutbesini hitama erdirdikten sonra Peygamber’in kızı, kocasının gayet sade bir törenle kıyıldı. zırhını satarak kendisine verebil 700 civarındaki misafire ikram, diği 400 dirhem gümüşlük mihri bal şerbeti, hurma ve gül suyun çok bulup düğün masraflarına hi dan ibaretti. Sonra da yine hurma, be eder. yağ ve süzme yoğurttan yapılmış “Saray”ın kızı, yukarıda saydı olup misafirlerin ancak dişinin ko ğımız sıkıntıların 16 milyon nüfus vuğuna gidecek miktarda bir ye lu koca bir şehirde yaşanmasına mek verildi. yol açmışlık üzerine kafa yorma HHH ya gerek duymaksızın şehir ahali 1400 yıllık İslâm tarihinin bugün sinin hayatını düğün törenine he geldiği noktada, kendisini İslâm ba eder. adına “vazifeli” sayan nice şah HHH siyetten bu toprağın payına düş Evet, bu düğün bize İslâmcılığın müş olanın kızı, yukarıda anlatılan bittiği, postİslâmizmin önünün “Peygamber açıldığı bir sünneti”nden süreçte oldu fersah fer ğumuzu işa sah uza ret eden çar ğa düşen bir pıcı bir yeni düğünle ev örnektir. lendi dün... Siya Sümeyye sal ve ideo Erdoğan’ın lojik olarak düğünü, di İslâmcılığın ne referansla Türkiye’de iktida şahikası, beğenilsinbeğenilme ra gelmiş, tacınıtahtını, sarayını sin, tapılsın ya da nefret edilsin, saltanatını kurmuş ve ne pahasına karşıtları açısından tüm dehşeti olursa olsun onu elde tutmaya ka ve korkunçluğu da unutulmamak rarlı bir anlayışın İslâm’la ilişkisi kaydıyla İmam Humeyni’dir. ni kültürel, siyasal ve ideolojik açı Ama yiğidi öldürsek de hakkını dan doğru değerlendirme yolunda inkâr etmemek lâzım!.. bizim için eşine ender rastlanır bir İran İslâm Devrimi’nin önderi, başka örnek oluşturuyor. 1979’da ülkesine döndükten Daha önce de zaman zaman 1989’da ölümüne kadar geçen ileri sürdüğümüz üzere, artık Tay zaman boyunca gösterişten yip Erdoğan’da erimiş AKP siya alabildiğine uzak bir yaşam sal pratiğinin karşılığı, İslâmcılık sürdü. Öldüğünde tek gayrimen değil “postİslâmizm”dir. kulü, Kum kentindeki evdi. Öldük Ve “Sümeyye’nin düğünü” de ten sonra yapılan incelemede neresinden bakılırsa bakılsın, te de İran’da yaşadığı 10 yıl içinde peden tırnağa tam mânâsıyla malvarlığının artması bir yana, postİslâmizmin “yüzgörümlüğü” yaptığı yardım ve bağışlarla daha mahiyetinde karşımıza çıkan bir da azaldığı ortaya çıktı. hadisedir. İslâmcılık bu da isterseniz HHH (“anakronizm” pahasına da olsa) Postİslâmizm, İslâm’ın kapita postİslâmizme matuf bir gözle de lizmle, sermayeyle, servetle, şa bakmaya çalışalım geçmişe!.. tafatla, lüksle, şaşaa ile buluşup Emevîler’i tarih sahne sarmaşdolaş olmasından çıkar. sine çıkaran ve “Arap Kisrâsı” Postİslâmizm, dindarlı (“Kayzer”i) namıyla maruf ğın düzenbazlıkla hemhal olup Muaviye’nin, İslâm’ı dünyaya ta “dinbaz”lığa dönüştüğü yerde or mah etmeyen “zahitçe” yaşama taya çıkar. ülküsünden koparıp iktidar Postİslâmizm, bugün kendile la, zenginlikle, lüks ve şatafatla rine gerçeklikle hiç alakası olma özdeş bir saray dini kılan pratiği, yan, tamamen “simülatif” (benze eğer postİslâmizme tarih timsel) şekilde “Emirül Müminin” sel bir karşılık aranacaksa her denilmeye başlanmış Müslüman halde işaret edilmesi en uygun muktedirlerin, kızlarını bir mesci mecradır!.. din mütevazı, sakin, sessizseda Ve işte o mecraya dikkat yöneltip sız huzuru içinde evlendirmek ye dün İstanbul’da karşımıza çıkan rine; tabloya da bakarak denilebilir ki... Bir memleketin en büyük şehri Böyle olur Kisrâ’ların düğünü!.. ABDULLAH GÜL FORSU OLMAYAN SİVİL PLAKALI ARAÇLA GELDİ Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, kızı Kübra Gül’ü İstanbul Gösteri ve Kongre Merkezi’nde evlendirdi. Düğüne 3 bin kişi katıldı. Sanatçı Kıraç, nikah için özel beste yaptı. Gül, düğüne Cumhurbaşkanlığı forsu olmayan sivil plakalı bir araç ile geldi. Gelin ve damadın Mercedes marka aracının yan aynası çiçekle süslendi. Düğün için 6 bin polis görevlendirildi. Nikah şekeri yerine Kayseri’de bir ormana dikilen ağaçların sertifikası verildi. İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü, merkezin bahçesine seyyar hastane kurdu. Çankaya’nın düğün albümleri sönüktü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın düğününden gelen bilgiler akıllara önceki cumhurbaşkanlarının çocukları için yaptığı düğünleri getirdi. Özal’a siyasiler değil sanatçılar geldi 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın oğlu Efe Özal’ın, Zeynep Beşikçioğlu ile 1991’de gerçekleşen düğün töreni İstanbul, Swiss Otel’de yapılmıştı. 1400 kişinin katıldığı görkemli düğün için yoğun güvenlik önlemleri alınmış, 500 polis görev yapmıştı. Siyasetten iş, sanat dünyasına uzanan geniş bir çevreden davetlinin olduğu geceye muhalefet liderleri ka tılmamıştı. Eski cumhurbaşkanı, darbeci Kenan Evren şeref masasında yer almıştı. Gazeteciler düğüne alınmamıştı. Gecede TRT Hafif Müzik ve Caz Orkestrası’nın yanı sıra Muazzez Abacı, Coşkun Sabah, Nükhet Duru ve İbrahim Tatlıses’in konuklara sevilen parçaları okudukları haberleri basına yansımıştı. Tatlıses’in bir Kürtçe parça da söylediği belirtilmişti. SEZER ELEKTRİK ve su FATURASINI BİLE ÖDEDİ 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer oğlu Levent’in düğününü Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde yaptı. Düğün masrafları devlet bütçesinden değil, Sezer ailesi tarafından ödendi. Cumhurbaşkanlığı şoförleri izinli sayıldı, düğüne eşleri ile birlikte davet edildi. Düğünde ikram edilen yemekler Cumhurbaşkanlığı personeli tarafından yapılmadı. Dışarıdan bir yemek şirketi ile anlaşıldı. Davetin düzenlendiği saatlerde harcanan elektriğin bedeli de Sezer ailesi tarafından karşılandı. EVREN MASRAFLARI DEVLETE ÖDETTİ 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in kızı Miray Evren’in düğünü de Çankaya Köşkü’nde yapıldı.Masrafları devlet bütçesinden kesildi. haber 5 Hayat mücadeledir... Zamanın hızlılığı, bunca ölümler, acılar, insanın ruhunu kemirirken görmezden gelemezsiniz... Yaşadığımız hayat, masalımsı bir dünya yaratmaz insanlara... Düşünceler ormanında hayatın varlığı ve yokluğu karşımıza çıkar... Düşlerimiz renklerin çoğaldığı saatlerde bizi alıp götürür başka kentlere, umutlarımız yeşerir o anda... Yok olan ne, var olan ne, onu bir türlü anlayamazsınız. Bir bilinmezliğin içinde geçen yıllar, yaşadığın tarih ve kültür hamuru olan topraklar, soygun düzeni, intikam, din sömürüsü... Oysa gök mavi, yaz soluk alıp vermeye başlamış bile... Gündoğumlarında zamanı yakalamak istediğim yıllar çok gerilerde kalmış, sokaklar adımlarımı unutmuş, eski dostlar çekip gitmiş. Demokrasi özgürlük... İnsan hakları... Kaç şehidimiz var bugün, kaç terörist etkisiz hale getirildi? Soygun ve vurgun düzeni sürüp giderken yoksulların çocukları savaşıyor dağlarda... Her yerde paranın gücü egemen olduğu için dağları, ovaları satanların keyifleri yerinde. Kimin umurunda Soma’da iki yıl önce toprağın yüzlerce metre derinliğinde can verenler?... Oluk oluk kan akan bir ülke olduk, ölümlerle çoğalacağımızı sandık... Hani bir zamanlar şöyle diyordu unuttuk mu: “Analar ağlamasın!” Analar, babalar, çocuklar, kadınlar... Cumartesi Anneleri, sevgililer, yavuklular... 10 ay içinde 5 bin insan öldü. Ateş düştüğü yakmıyor artık. Ateş bacayı sardı her yeri yakıyor cayır cayır. İçimiz kan ağlıyor... Tüm bunlar olurken soygun düzeni sürüyor, çevre kirliliği artıyor, rant zirve yapıyor, egemenler hepimizi silindir gibi ezip geçiyor. Hayat onlara güzel! HHH Güzel olan salt hayat değil onlar için... Para güzel, sömürü düzeninin sürmesi güzel. Şimdiden önce şimdiden sonra, bir varmış bir yokmuş diye anlatılanlar, çocuksu pembe düşler. Barış, çözüm falan deniyordu, kardeşlikten söz ediliyordu hani! Onları bir kıyıya bıraktık, kardeşlik cennetini cehenneme çevirdik, hendekler açıp mahalleleri ele geçirdik. Bunu yapan kim? Adı üstünde terör örgütü PKK... Bir de IŞİD var, Kilis var... Kilis kimsenin umrunda falan değil. Sanki orada kimse yaşamıyor... Birlik, kardeşlik, demokrasi, hak, hukuk, kardeşlik. Kaç ölümüz var 25 yıl içinde? 30 bin mi 40 bin mi? Şehitler ölmez, vatan bölünmez mi? Bayraklara sarılmış şehit tabutları, yoksullar, acı, hüzün, gözyaşı... Şehit adlarının verildiği sokaklar, okullar, alanlar, yapılan törenler... O asit kuyularını, faili meçhulleri çoktan unuttuk. Gözaltılarını yok saydık! Berfo Ana’nın adını yok saydık, Mehmetleri sıraladığımızda “Cansız kahramanlar” diye nutuk attık. Şiddeti, nefreti tanıttılar beş yaşındaki çocuklara. Anaları ağlattılar, analarımızı... 15 yaşındaki Berkin Elvan’ı öldürdüler, sonra “O çocuk teröristti” diye yaftaladılar. Türkler Kürtlere, Kürtler Türklere kuşkuyla baktı, kardeşliği unutup kadim tarihimizin kanlı sayfalarında hayatı aramaya çalıştı... HDP Türkiye’nin partisi olacakken 35 bin teröristin partisi mi oldu? O kazılan hendekler, Kürt halkına “direniş, özgürlük” diye yutturuldu; Türk halkına “önemli değil gözünüzde fazla büyütmeyin” denildi. Demokrasinin D’si , İnsan Hakları’nın İ’si dillere dolandı... Bir zamanlar 40 bin ölümüzü unutturup “barış” diyenler bugün bize “savaş” derken neden suskunuz? HHH Bir bilinmezliğin içinde dolaşırken, gündoğumlarını bekliyorum... Kirlenen ırmaklar, denizler, göller... İnsanın insana duyarlığı. Sevgi bağı, birliktelik. Hayata açılan patikalarda yürümek. İnsanca yaşamak... Hakkın, hukukun, temel hak ve özgürlüklerin bir gücün elinde toplanması.... Unutmayın: Hayat mücadeledir... Eğer mücadeleyi bırakırsak, aşklarımız, sevdalarımız ve umutlarımız akan kanın dalgalarında yitip gider... C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle