25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 15 Mayıs 2016 MHP’de kurultay HP’de yılan hikâyesine dönen olağanüstü kurultay sürecinde bu kez Mmuhalif isimler kendi aralarında bölündü. MHP’de önceki gün hareketli saatler yaşanmış, yargıdan ardı ardına gelen ka kapıdararlardan sonra Ankara Valiliği bir “kurultayın toplanamayacağını” açık kaldı lamıştı. 4 genel başkan adayı, önceki gün gece geç saatlerde toplandı. 4 genel başkan adayı dün sabah saatlerinde bir Akşener ve Oğan kurultayı bugün yapmak, Aydın ve Özdağ ise Yargıtay’ı açıklama yaparak bugün sa SELDA GÜNEYSU at 10.00’da kurultayın yapılacağı Büyük Anadolu Oteli’nde olacaklarını belirtti. Açıkla manın ardından Genel Başkan adayı Me beklemek istedi. Fikir ayrılığı ara formülle aşıldı: Kurultay saatinde, salonun kapılarına bakılacak. Kapılar açıksa kurultay, kapalıysa açıklama yapılacak ral Akşener’in saat 10.00’da basın açıkla ması yapacağı duyuruldu. Basın açıklaması nı iptal eden Akşener yazılı açıklamanın ar dından kongrenin yapılacağı Büyük Anadolu Oteli’nde gitti, yoğun güvenlik önlemleri ve TOMA’larla karşılaştı ve otele giremedi. Ak şener, 4 adayla bugün salona geleceklerini belirterek “Delegelerimizle kongrenin yapıl ması için burada olacağız. Kongrenin ille de salonda olması gerekmiyor. Ondan sonrasını suç işleyenler düşünsün” dedi. Kurultay yapacağız Sinan Oğan, bir televizyon kanalına “Biz Sinan Oğan yarın kongrenin bulunduğu adrese, çiçek bı rakmaya değil, kongreyi yapmak üzere gi deceğiz” açıklamasını yaptı. Ümit Özdağ ise “MHP’yi yıpratacak bir süreçte bulun mam. Bu sadece MHP’nin kurultay delege lerinin verdiği bir mücadele değildir” dedi. Başkan adayları bölündü 4 aday önce sabah saatlerinde yaptıkla rı açıklamada, kurultayın yapılacağı bugün sadece otel önünde bir araya gelip, basın Koray Aydın açıklaması yapacaklardı. Ancak Akşener ve Oğan’ın “Oraya gidip, kurultayı yapacağız” şeklindeki açıklamalarının ardından muhalefet cephesinde de çatlak başladı. Oğan ve Akşener kurultayın yapılması yönünde diretirken, Koray Aydın ve Ümit Özdağ’ın “bu durumun ülkücülere zarar vereceği” gerekçesiyle kurultayın bugün yapılmasını doğru bulmadıkları belirtildi. Akşener’e bağlandılar Oğan, Özdağ ve Aydın; dün akşam saatlerinde tekrar bir araya geldi. Akşener’e ise telefonla bağlanıldı. Son durum değerlendirmesinin yapıldığı toplantıda, sabah imzaladıkları yazılı basın açıklamasını değerlendirdi. Aydın ile Akşener arasındaki diyalog AKŞENER’DEN SUÇ DUYURUSU Adaylardan Meral Akşener, gelmeye başladığını söyledi. Akkongrenin yapılacağı Büyük şener, “Yarın bu salona birlikte şener ardından Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Ankara Valisi Mehmet Anadolu Oteli’nde “keşfe” gitti. geleceğiz. Kongrenin ille de sa Kılıçlar ve Ankara Emniyet Müdürü Ancak yoğun güvenlik önlemle londa olması gerekmiyor. Şim Mahmut Karaaslan hakkında göre ri ve TOMA’larla karşılaştı ve ote di TOMA’lar karşımızda. Diyelim ki vi kötüye kullandıkları gerekçesiy le giremedi. Gazetecilerin soru zor kullanıldı. Ankara Valisi, Bekir le suç duyurusunda bulundu. Ak larını yanıtlayan Akşener, kongre Bozdağ, İcra Müdürü gibi hukuk şener, avukatı Feridun Bahşi ara nin toplanması için imza veren ve suz iş yapanlar hakkında gereğini cılığıyla, Cumhuriyet Başsavcılığı Bozdağ müdahale ettivermeyen delegelerin Ankara’ya yapacağız” ifadelerini kullandı. Ak na şikâyet dilekçesi verdi. Ümit Özdağ ta, Aydın’ın “Kurultay her yerde yapılamaz. Bu hukuki olmaz” görüşünü savunduğu ifade edildi. Bunun üzerine 4 muhalif birden, sabah saatlerinde yaptıkları açıklamaya paralel olarak, bugün sabah saatlerinde kurultayın yapılacağı otele gelip, basın açıklaması yapıp ayrılma kararı aldı. Aydın: Salon açılırsa Koray Aydın ise “Oraya gideceğiz. Yapılabilecek bir zemin bulursak, kongre yapmak için elimizden ne geliyorsa yapacağız. Devletin bariyerleri ve TOMA’larına karşı harp etmeye gitmiyoruz. Salon açılırsa kurultayı toplayacağız” dedi. Oğan: Suriye sınırı mı? Ardından Büyük Anadolu Oteli’ne gi MHP’de kurultay için ortak hareket eden 4 genel başkan adayı, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın müdahale ederek kurultayın engellediğini öne sürdü. Başkan adaylarının yaptığı ortak açıklamada, “25. Ankara İcra Müdürlüğü’nce kongrenin yapılması yönündeki işlemlere derhal başlanmışken, avukatlarımızın da şahit olduğu üzere Adalet Bakanlığı’ndan gelen bir telefon üzerine yapılan işlemler durdurulmuştur” ifadeleri kullanıldı. Muhalifler, “İcra mahkemelerinin kararını derhal uygulamakla görevli İcra tır. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın bizzat müdahil olması ile beraber hukuk dışına çıkılmış ve Ankara Valiliği başta olmak üzere çeşitli mercilere siyasi baskı yapılarak kurultayın yapılmasının kolluk kuvvetleri marifetiyle engellenmesi talimatı verilmiştir” açıklamasını yaptı. Hükümetin ve AKP’nin MHP kurultayına doğrudan müdahale ettiğini ileri süren muhalifler, “Bu hükümetin siyasi komplolarına alet olan bürokratlar da hukuk önünde hesap vereceklerdir” dedi. Anayasa ayaklar altında 4 adayın bu açıklamasının hemen lık, diğeri bakanlık, üçüncüsü de Bekir Bozdağ deniliyor. Bir kongre yapmaya kalkıştık bütün usüllere riayet ettik. İcra Müdürü karar yazarken 3 telefon. Şifahi olarak verildiği anlaşıla emirle polis oraya dikilerek, karşı karşıya getirmek istiyorlar. Getirsinler bakalım dantel kafalı çakma kahramanları getirin de görelim. Hukuksuzluk paçalarından akıyor ama ülkücüysek pabuç bırakmayacağız.” Bozdağ’dan yanıt: İftira Bozdağ ise 4 MHP muhalifinin yaşanan hukuk düğümü ile ilgili olarak kendisini işaret etmesine Twitter hesa den Oğan’a güvenlik güçleri tarafından izin verilmedi. Oğan, “Arkadaş Dairesi’nin bu ardından da çağrı heyetinin iki üyesi, bı üzerinden yanıt verdi. “MHP Büyük görevi uygu Ali Sağır ve Mehmet Bilgiç’ten yazılı Kongresi ile ilgili hukuki süreçte; AK lar, Suriye sınırında mıyız? Bu tel örgüler nedir? Geçende Kilis’teydim, lamaya koymak yerine bir açıklama geldi. Açıklamada “Siya Parti, Adalet Bakanlığı ve şahsımın müsi baskılar karşısında başta anayasa dahale ettiği iddiaları, büyük bir iftira böyle tel örgüler görmedim” dedi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Oğan, “MHP kurultayı, Adalet Bakanı’nın bizzat talimatı ile engellenmiş durumda. ‘Çin Seddi’ çekmişler önümüze. Asla duvarın yıkılmasına, polis ile ülkücülerin karşı karşıya getirilmesine müsaade etmeyiz, hukuk içinde kalacağız. Kurultay ancak kurultay salonunda yapılır. Herhangi bir açık veya gizli adreste, bir tarlada, bir başka yerde kurultayı yapmak ya da toplamak gibi bir niyetimiz yok” dedi. l ANKARA konunun tarafı haline gelen Adalet Bakanlığı’ndan talimat sorarak tamamen hukuksuz bir işlem gerçekleştirmiştir ve Ankara 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin kararını hukuka aykırı şekilde yok saymış olmak üzere tüm hukuk kurallarını ve yargı içtihatlarını ayaklar altına alarak, kanunen emri altında bulunduğu mahkemece verilmiş bir yargı kararını uygulamak yerine, yürütme organını temsil eden Adalet Bakanlığı’nın talimat yazıları doğrultusunda işlem tesis etmiş ve kolluk kuvvetlerinin kongremizi engelleyici faaliyetlerinin devamını sağlamıştır” denildi. 3 telefon iddiası Genel başkan adayı Meral Akşener ise “Kurultaya ilişkin iptal yazısı yazılırken 3 telefon alındı. Biri savcı dır” diyen Bozdağ, MHP içindeki rekabette, delege ve kamuoyunda daha güçlü olmak için AKP, Adalet Bakanlığı ve şahsının isminin kullanılmasının “ahlaksızlık” olduğunu dile getirdi. Bozdağ, “Bizi müdahilmiş gibi göstermek, iftirayı hakikate çevirmez” dedi. Bozdağ; emir vermesi, genelge göndermesi, tavsiye ve telkinde bulunmasının söz konusu olmadığını ifade ederken, “Bakanlığımızın icra dairesinin talebi üzerine gönderdiği yazı, yasal vazifesi gereğidir. Resen görüş bildirmemiş, yazılı talep üzerine görüş bildirmiştir” ifadelerini kullandı. MHP kurultayı, cuma akşamı Adalet Bakanlığı’ndan gelen “görüşle” engellenmeye çalışıldı ya... Şimdi herkes pazar günü (bugün) ülkücü camiada ne olacak diye konuşuyor. Ancak AKP’liler; “rakip” partinin durumu kadar olayı “kendi gelecekleri açısından da” okuyorlar. Neden mi? Dün hazır Cumhurbaşkanı’nın kızının nikâhı için İstanbul’a da gelmişlerken buluştuğum iki partiliden aldığım yorumlarla bunu sizinle paylaşayım. Malum AKP’de önümüzdeki hafta sonu yeni genel başkan ve başbakan atanacak. İşte bunun için öne çıkan iki isimden biri malum Bekir Bozdağ. Diğeri de Binali Yıldırım. Şimdi kamuoyu önünde, atamayı yapacak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın gönlünde daha derin bir yer edinmek için uğraşıyorlar. Misal Yıldırım; Boğaz’ın altından araçların da geçişini sağlayacak tüp geçidin 8 ay önce biteceğini “müjdeledi” iki gün önce. Erdoğan helikopterle üçüncü köprüyü denetlerken hemen yanı başındaydı. Aslında uzunca bir süredir Cumhurbaşkanı nerede Yıldırım orada. Zaten Ahmet Davutoğlu döneminden de bir “alacağı” olduğunu düşünüyor, hakkının yendiğini söylüyor. Oldukça Yargıtay’ı da baştan so na değiştirme projesini yürüten... MHP’nin ku rultaya gidişi yolunda ki karmaşık hukuki sü reç cuma gecesi tam muhalifler lehine sonuç lanmışken son dakikada verdiği görüşle işleri de ğiştiren... Gerçi dün çok kızdı “münafıklara”... Hiç ken AKP’nin başına bir ‘bilen’ disi ve partisi karışır mıydı “bağımsız mahkemelerin” değil bir ‘bölen’ gelebilir işine?.. Dedi ki: “Parti içi rekabette, de umutlanıyor yani... Bıyık desen uzun sü lege ve kamuoyunda da redir var, Erdoğan usulü ekose ceket, o ha güçlü olmak için Ak Parti, Adalet Ba da tamam... kanlığı ve şahsımın isminin kullanılması, Gelgelelim bıyığı yeni de bıraksa ceket ahlaksızlıktır. MHP’deki kongre tartışma hafif bol da dursa Bozdağ şu gün itiba ları, MHP’nin iç işidir; bizi ilgilendirmez. rıyla bir burun önde. Diyor ki bilenler: En Bizi bu sürece müdahilmiş gibi göster sıkıntılı dönemde, 1725 Aralık sürecin mek, iftirayı hakikate çevirmez. Siyase de 4 bakanın fezlekesinin Meclis’e gel tin mahkemeye düşmesi, siyasi mücade memesi için uğraşan... HSYK’nin baş lenin mahkeme kararıyla yapılması/yar tan sona yenilenmesinde rol oynayan... gının siyaseti dizaynı, demokratik hukuk Son dönemde dokunulmazlıkların kaldı devletine aykırıdır. Bu yöndeki düşün rılması çalışmalarında en yoğun çabayı cem, kongreye veya yargıya müdahale harcayan o değil mi? Şu an Danıştay ve değil, aksine demokrasiye ve demokra tik siyasete inancımın, siyasi anlayışımın gereğidir.” Ne iç rahatlatıcı bir açıklama değil mi? Eminim okuduktan sonra siz de “Tabii ya, tabii haklı bakan” demişinizdir. Bu rahatlatıcı açıklamadan sonra iktidarın neden MHP’de bir değişimi istemediğini de bir kere daha not düşelim: Eğer muhaliflerden biri partinin başına geçerse... AKP pek çok konuda kendisine desteğini esirgemeyen “hareket”in uzağında kalacak. Olası bir erken seçimde ya da seçimde tabanları arasında yüksek oranlı geçişkenlik olan iki partiden oyların bu kez MHP lehine gelişeceğine dair kamuoyu yoklamaları var. Yani... MHP’yi bölecek, birbirine düşürecek hamleyi yapan, zayıflatan, AKP’nin elini rahatlatan isim kim ise onun “atanmasının” yolu açılacak. Genç okur için bir hatırlatma. Süleyman Demirel’in 12 Eylül darbesinin ardından “konuşma ve mülakat vermesi” yasaklandığı için ona yakın gazeteciler ismini anmadan ondan “bir bilen” diye bahsederdi. Tüm eleştirilere rağmen Demirel “bilirdi” de... Şimdi partilerin başına “bilen” değil “itaat” eden aranıyor. Nereden nereye? 12 Eylül günlerinin bile gerisine... EDİTÖR: SERKAN OZAN haber 13 Başbakan önemli mi? Günlerdir bana yeni Başbakan’ın kim olacağını soran dostlara aynı cevabı veriyorum: “Sizce bir önemi var mı?” Gardırobunda ekose bir ceket bulunan, düşük profilli, anayasadan çok liderini seven biri olacak kuşkusuz. Ha, tabii bir de bıyıklı olacak. Ama artık ne ismiyle, ne cismiyle demokrasiyle bağları kalmayan bu sistemin başına ya da muavin koltuğuna, kimin geleceğinin çok önemi var mı? Bence yok. Ama şunun önemi var: İktidar partisinin içinde tuhaf bir sessizlik var. Şaşkınlık var. Kurucular küskün; aksaçlılar mahzun; Konyalılar boykotta. Evet, belki şu an için kimsenin başını kaldırıp konuşma cesareti yok; ama özel sohbetlerde boyunlarını büküp anlatmaya başlıyorlar. (Bunu not edin bir yere, 2 yıl sonra konuşalım.) Olan biten; yani yüzde 50 oy alan ve 20 aydır iyikötü “yürütmenin başı” konumundaki birinin apar topar azledilmesi, yenir yutulur bir olay değil. “İslamcıyız” diye yola çıkıp sonra safi Pelikan ve troliçeler tarafından savunulmaya mahkum bir lider kültüne dönüşmek de kolay açıklanabilir bir savruluş değil. 1960’lardan beri hedefimiz Avrupa Birliği ise, tam vizelerin kaldırılması ve müzakerelerin hızlanması için el sıkışmışken bir anda masayı devirmek de normal bir hal değil. Türkiye, ara rejim dönemlerine benzeyen olağanüstü bir dönemden geçiyor. Kasım ayından bu yana ülkedeki işleyiş peyderpey değişti. Kurumlar da parlamento da gerçek anlamda işlemiyor. Geçenlerde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, aralarında benim de bulunduğum bir grup yazarla sohbetinde, “Darbe dönemlerine benzer bir süreçten geçiyoruz” dedi. Yanlış bir tespit değil. Haliyle bu olağanüstü dönemde, normal bir ülkede yaşıyor gibi analiz yapmanın, mantık yürütmenin pek bir faydası yok. İlla bir isim ver derseniz, sadece tahmin yürütebilirim. (Zaten de şu anda tek seçici konumundaki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dışında kimin başbakan olacağını bilen yok.) Tahminim, Binali Yıldırım. Ankara’da da ibre ondan yana. Erdoğan’ın sadakatinden şüphe duymadığı, sırdaş gördüğü bir isim. Hem de ekonomiyi, iktidar partisinin seçmenle iletişiminde büyük önemi olan yol, köprü, havaalanı gibi “mega projeleri” götürebilecek bir isim. Üstelik ekose ceketi de var. Ama dedim ya; bu sadece bir tahmin. Son günlerde İsmet Yılmaz’ın adını da duyuyoruz. Ama bana partideki burukluğu İsmet Yılmaz ya da Berat Albayrak toparlayamaz gibi geliyor. Yavaş yavaş dillendirilen bir başka teori de, “MHP’yle koalisyon” olacağı yönünde. Güya deniyor ki, Erdoğan’ın haziran seçimlerinden bu yana fiili bir koalisyon kurduğu “güvenlik bürokrasisi” bundan sonraki aşamada AKPMHP koalisyonu istiyor. Falan filan. Uçuk bir teori ama neden olmasın? Pat diye uyduruk bir internet yazısıyla Başbakan’ın görevi bıraktığı ülkede, bu da olabilir. MHP’nin zaten muhalefetlik hali kalmamış. Meral Akşener ve yol arkadaşlarını partiye sokmamak için vermeyeceği taviz yok. Koalisyona da girer, 3 maddelik bir anayasa değişikliğine el kaldırarak “partili cumhurbaşkanı” kisvesi altında başkanlık sistemine de evet diyebilir. Dedim ya, olağanüstü dönemdeyiz. Her şey olabilir. IŞİD haberimize ‘gizlilik’ soruşturması İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, IŞİD’in 70 ilde hücre evleri olduğuna ilişkin Kars Emni yet Müdürlüğü’nün “gizli” ibareli yazısını ha ber yapan yargı muhabirimiz Alican Uludağ hakkında “gizli kalması gereken bilgileri açık lama” suçu iddiasıyla soruşturma başlattı. Savcılık, Uludağ’ı şüpheli sıfatıyla ifadeye ça ğırdı. Kars Em niyeti ise haber le ilgili yayın ya sağı istedi. Di lekçenin ekinde Cumhuriyet’in ya nı sıra haberin çıktığı 17 farklı haber sitesinde ki dökümlere de yer verildi. Bunun üzerine Kars Baş savcılığı, dosyayı gazetenin merke 16 Nisan 2016, Cumhuriyet zi İstanbul’a gönderdi. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı da haberle ilgili soruşturma başlata rak, muhabirimiz Alican Uludağ’ın ifadesinin şüpheli sıfatıyla alınması için Ankara’ya tali mat yazdı. Ankara Talimat Bürosu Savcılığı, polis aracılığıyla Uludağ’ı ifadeye çağırdı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle