19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 15 Mayıs 2016 12 Var giriş yapmak söyleyebiliriz... haber EDİTÖR: SERKAN OZAN koltuBkathaçoetliuarratmıkaozGÜKEALNKNEÜLACMAÜTERHÖKANERDZEİEKUREYLTEAİNRRİDI (Dipnot: Bu yazıya kimbilir kaçıncı oturuşum. Her defasında “Ülke bu haldeyken, demokrasi bitti bitiyorken, faşizan bir diktatörlük yönelimi dörtnala kalkmışken, yazacak bunca ciddi konu varken...” diye başlayacak ve “Bula bula bu konuyu mu buldun yazacak behey gafil gazeteci” diye bitecek okur tepkilerinden ürktüm ve erteledim. Ama bunun sonu yok. TV ekranının karşısına her oturduğumda beni sıkıntı basıyor, hatta öfke sarıyor. O yüzden kim ne derse desin bu yazıyı yazacağım. Aha da yazıyorum.) HHH Başlık TV haberciliğinde bir sonraki aşamayı anlatıyor. Yani henüz o aşamada değiliz. Ama yakındır... Bugüne gelince... Uçak çoktan inmiş; merdiven yanaşmış, kapısı açılmış merdivenlerden gülümseyerek inen önemli kişi (Mesela Cumhurbaşkanı) karşılayanlarla selamlaşıyor. TV habercisi işte bu görüntüleri bizim için haberleştiriyor: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uçağının Ankara Esenboğa Havalimanı’na iniş yaptığını söyleyebiliriz... Vay be! Uçak inmemiş, iniş yapmış. Ayrıca ekranda koskoca uçak duruyor; kapısı açık, merdivenden yolcuları inmekte ama haberci ancak uçağın indiğini “söyleyebiliyor”. Yani emin değil. Herhalde uçağın yola çıktığı havalimanından yayın yapan bir başka haberci de cümlesini “Uçağın kalkış yaptığını söyleyebiliriz” diye noktalamıştır... HHH Evet, ekranlarımızın, özellikle haber kanallarımızın “kızlıerkekli” genç habercileri Türkçeyi “tarzancalaştırma” yolunda başarıyla ve sürekli ilerliyorlar. Artık bir yerlere girilmiyor, giriş yapılıyor; bir yerlerden çıkılmıyor çıkış yapılıyor; bir yerlere iniş yapılıyor; şüpheli bir çanta görüldüğünde bomba korkusuyla paniklenmiyor, panik yapılıyor. Artık heyecanlanılmıyor, heyecan yapılıyor. Hırslanmak fiili de neymiş, artık hırs yapılıyor. Üstelik “Her konuya, her olguya, her söylenene kuşkuyla yaklaşın” diyen meslek ilkesi biraz “tuhaf” anlaşıldığı için olacak, bütün cümleler “Geldi, gitti, söyledi, yaptı, yürüdü, kalktı, kızdı, güldü, heyecanlandı, hırslandı” gibi yalın fiillerle noktalanmıyor, “Geldiğini, gittiğini, yaptığını, yürüdüğünü, güldüğünü, kızdığını söyleyebiliriz” diye bitiriliyor. Dahası bütün bu dil yave ve yareleri televizyon habercileriyle sınırlı değil; bulaşıcı bir hastalık gibi yazılı medyada da hızla yayılıyor. (Cumhuriyet habercileri, editörleri gözüm üstünüzdedir; biliniz ve korkunuz!) Olan Türkçeye oluyor. HHH Bir başka örnek: Oldukça. Geçenlerde genç habercilerden birinin okuduğu bir Tırmık’ı beğeneceği tutmuş. Olanca ciddiyetiyle geldi: Abi eline sağlık valla. Bugünkü Tırmık oldukça güzeldi... Dalga mı geçiyor diye baktım, hayır ciddiydi. Ne diyeyim, ben dalga geçtim: Sağol. Büyüyünce daha güzel yazarım merak etme. Anlamadı. Boş boş yüzüme baktı. Bir TV habercisinin dilinden aynen aktarıyorum: Annesinin cenaze töreninde oldukça üzgün göründüğünü söyleyebiliriz... Anlaşılan annesinin ardından ağlayan kadın aslında üzülmüş ama çok değil; oldukça üzülmüş... Kadıncağız oldukça üzülmüş ama bu bile kesin değil. Ekranda kadının yanaklarından sıra sıra gözyaşı damlaları iniyor ve haberci meslektaşımız cümleyi “söyleyebiliriz” diye bitiriyor. HHH Tarzan filmlerini hatırlayan var mı? Orman adamı Tarzan, sevgilisi Jane’e sesleniyor: Tarzan var gitmek yapmak, yemek bulmak gelmek. Jane var burda beklemek yapmak, korkmak yapmamak... Hepinize oldukça keyifli bir pazar yapmak dilediğimi söyleyebilirim... MİYASE İLKNUR MHP’de Olağanüstü Tüzük Kurultayı’nın toplanıp toplanmayacağı ile ilgili kaos sürerken MHP ve ülkücü hareketin içinde önemli görevler üstlenen isimler, “MHP’de kurultay ertelense de sular durulmaz ve Bahçeli ile genel merkez yöneticileri o koltukta oturamazlar” görüşünde birleşti. Eski MHP ve ülkücü hareketin kanaat önderleri, KARŞI ÇIKANLAR ERİYOR BAHÇELİ ÜLKEYİ TIKIYOR Şevket Bülent Yahnici (Es os yaşanıyor. Hukuk biraz geç işler ki Ankara Milletve ama hukuka say kili): Bu koşullarda gı duymak gerekir. kurultay toplana Eğer hukuk talimat maz. Toplansa da la iş yapıyorsa za hukuki bir geçerli ten bu ayıplı bir du liği olmaz. Sonuç rumdur. Bugün bu ta resmi ve hukuki Yahnici işin çözümü görün bir açılış olmadan müyor. yapılacak bir kurulta Genel merkezin anla yın hükmü yok. Aslında madığı 543 delege kurul problem kurultayın res tayın toplanması yönün mi ve hukuki olup olma de imza vermiştir. Bu tü ması da değildir. Zaten zük değişikliğini ifade bu kadar hercümerç ha eder yeter sayısının çok le gelmiş kurultaydan da üstündedir. Genel merke bir hayır gelmez. Herkes zin ayak diremesi sonu kendine göre hâkim ayar cu kurultay delegelerinin lama telaşında. Hâkimler 700800’ü de artık muha hukuki olmayan kararlar lefet gibi düşünmeye baş veriyorlarsa hukuk adına lamıştır. Kurultayın top büyük bir ayıp işleniyor lanmasını istemeyen ge demektir. Kurultayın il nel merkez yanlısı dele le de yarın yapılması ko gelerin sayısı hızla eri nusunda ısrarı da yanlış yor. Bu koşullarda Dev buluyorum. MHP camia yet Bahçeli o koltukta ar sında üç dört gündür ka tık rahat oturamaz. Alaattin Aldemir (Eski Ül ter toplansın ister toplanmasın, Dev kü Ocakları Baş let Bahçeli ve arka kanı): MÇP ve MHP daşları artık o kol kavgasının yaşan tuklarda oturamaz dığı 1992’deki kav lar. Ne MHP’de ne gayı yaşadım. O za de Türkiye’de su man Ülkü Ocakla lar durulmaz. Yeni rı Başkanıydım. Ancak o kavga sadece Aldemir arayışlar gündeme gelir. Zor olur ama ülkücüleri ilgilendiriyor mutlaka gündeme gelir. du. Bugünkü MHP kong MHP’de kongre olmadığı resinin toplanıp toplan sürece sular durulmaz. Ül maması kongresi ise bü kücü camia sessiz ama is tün Türkiye’yi ilgilendi yan halinde. Artık ülkücü riyor. Devlet Bey, MHP’yi harekette itaate ve sadaka misyonsuz, vizyonsuz ve te değil liyakate önem ve hedefsiz bir parti hali rilmesi gündeme gelmiş ne getirdi. Sadece ülkücü tir. Ülkücüler iktidar değil leri sokaktan çekmek dı itibar istiyor. AKP ile iş şında bir icraatıyla övül birliği yapanlar deşifre ol müyor. Ülkücüler kuduz dular. Kongre 2018’de de köpek miydi de Devlet olsa yine orda oturamaz Bey, sokaktan çekti? Dev lar. Bahçeli zihniyeti parti let Bey, MHP’nin, Devlet yönetiminden giderse be Bey yönetimindeki MHP nim gibi “önce itibar son de Türkiye’nin önünü tı ra iktidar” diyenler de par kıyor. Kurultay bugün is tiye döner. BMAUHHMÇAEELSLİFİA’LDJEERNE ‘Emaneti çiğnetmem’MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, memleketi Osmaniye’ye giderek Masal Park Temel Atma Töreni’ne katıldı. SELDA GÜNEYSU Parti içi muhaliflerin Ankara’da kurultay tartışmaları yaptığı saatlerde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, memleketi Osmaniye’de hemşerileriyle buluştu. Bahçeli, parti içi muhalefete “Müfterilere rağmen, paralel emellere rağmen, iç ve dış komplo maşalarına Osmaniye’nin emanetini çiğnetmeyeceğim” sözleriyle yüklendi. Bahçeli, dün çok sayıda kurmayı, milletvekilleri ve il başkanları ile birlikte Masal Park Temel Atma Töreni için Osmaniye’ye gitti. Hemşerilerinden olağanüstü kurultay yapmak isteyen parti içi muhalefete karşı destek alan Bahçeli, burada yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi: Bahaneler tükendi: Müfterilere rağmen, paralel emellere rağmen, iç ve dış komplo maşalarına Osmaniye’nin emanetini çiğnetmeyeceğim. Ülkemiz her alanda istikrarsız yapıya bürünmüştür. Artık sözün bittiği noktadayız. Her türlü bahanenin tükendiği sınırdayız. Türk milleti şerefsizlerden hainlerden he sap sorulmasını beklemektedir. Mazbatalı bölücülerin cezalarının verilmesini istemektedir. Şehit haberleri dayanılmayacak hale gelmiştir. Bölücüleri haddi mutlaka bildirilmelidir. Taşın altına elimizi koyarız: Dokunulmazlıkları esas alan anayasa değişikliği mutlaka yapılmalıdır. Terör konusunda atılacak her adımı destekleyeceğimizden, buna yönelik kararların arkasında duracağımıza herkes emin olmalıdır. Siyasi belirsizliklere kurban vereceğimiz bir geleceğimiz yoktur. Bu konuda hükümete açık çağrı yaptım verdiğimi fiili desteği gerekirse hukuki boyuta alırım, Türkiye için elimizi taşın altına koyarız dedik, yine söylüyorum. Hiçbir çılgın bizi yolumuzdan çeviremez: Hiçbir çılgın, çıldırmış, hiçbir aklını kaçırmış bizi yolumuzdan döndüremeyecektir. Kimse kalmasa da terörle mücadele edecek emin olun tek başına MHP vardır ve ayaktadır. Biz Türk milletine silah doğrultan elleri mutlaka kırarız. l OSMANİYE MHP’de DSP gibi çift genel başkan olur mu? Türk siyasi tarihinde çift genel başkanlı ve çift genel merkezli parti örneğine ilk kez DSP’de rastlandı Rahşan Ecevit Kürkoğlu MİYASE İLKNUR Kurultay kararlarının, katılacak delegelerin eski mi yeni mi olacağı ya da kurultay tarihi konusunda partilerde genel merkez ve muhalifler pek çok kez mahkeme kapılarını aşındırdı. Ancak muhalefet ve genel merkezcilerin ayrı ayrı kurultay toplayıp iki ayrı genel başkan seçildiği örneğini sadece DSP’de görmüştük. 18 Mayıs 1986 kurultayında MYK üyesi ve Genel Sayma nı Celal Kürkoğlu görevinden alınıp onun örgütlediği Doğu ve Güneydoğu il ve ilçe örgütleri tasfiye edilince olağanüstü kurucular kurulu toplanması için çabalara başladı. Kendisine yakın 233 kurucu üyenin imzasıyla 14 Haziran 1987’de Kurucular Kurulunu toplantıya çağırdı. DSP Genel Başkan Rahşan Ecevit, bu durumu sessiz kalmadı elbette. Hemen Celal Kürkoğlu’nu ihraç istemiyle Disiplin Kurulu’na verdi. Bununla da yetinmeyip muhaliflerden önce 26 Ni san 1987’de kurucular kurulu toplanması için ayrı bir girişimde bulundu. Ankara’da Batı Sineması’nda toplanan genel merkez yanlılarının toplantısında muhalif delegeler içeri alınmadı, girmek isteyenler tartaklanarak dışarı atıldı. Onların delege kartları da delege olmayanlara verilerek oy kullandırıldı. Bu durumu Celal Kürkoğlu delegelerin eski imzaları ve sahte imzalarını basına ve mahkemeye delil olarak sundu. Bu toplantıda Rahşan Ecevit yeniden genel başkan seçildi. Muhaliflerin topladığı 14 Ha ziran 1987 tarihindeki kurucular kurulu toplantısında da Celal Kürkoğlu genel başkanlığa seçildi. Böylece iki genel başkanlı iki genel merkezli DSP ortaya çıktı. Her iki genel başkan da örgütlere genelgeler yolluyor görevden almalar ve atamalar yapıyordu. Sonuçta konu yargıya taşındı. Ancak mahkeme karar vermeden Kürkoğlu partiden istifa edince sorun da aşılmış oldu. kurultay toplanması için imza veren delegelerin iradesinin hiçe sayıldığı ve genel merkezin zaman kazanma manevralarının tabanda tepkiyle karşılandığı kanısındalar. BU SEL HER ŞEYİ YIKAR Hamit Homriş (Eski Bursa Milletvekili): İlk kez MHP camiası mahkeme kapılarında hak arıyor. İyi sıhhatte olsunlar işin içine girince iş kaosa döndü. MHP Genel Başkanı nı düne kadar yerden yere vuran bir kısım medya şimdi Bahçeli’ye bü yük bir destek veriyor. Bu bile utanç vesikasıdır. Bu selin karşısında hiç Homriş bir set duramaz. Yıkar geçer. Genel Merkezin bu inadı ve yaptıkları imza vermeyen de legelerin bile vicdanını rahatsız etti. BEYHUDE DİRENİŞ Prof.Dr. Kürşat Eser (Eski Aksaray Milletvekili): Kongre isteğinin önünde durmanın manası yok. Delege iradesini sunmuş, ortada. Buna direnmek demokrasiye direnmektir. Yargıtay’ın kurultay için genel merkez lehine karar vermesini beklemiyorum. Hükümet kanadının yargıya ciddi baskı yaptığı biliniyor. Eser Hâkimlerin özgür iradesiyle karar vereceğine inanıyorum. Kurultay yapılacak. Genel merkezin direnmesi beyhude. MHP’NİN KURULTAYLARI Kuruluşu da kavgayla oldu CKMP, 1961 seçimlerinde 54 milletvekili çıkarmıştı. MİYASE İLKNUR Cumhuriyetçi Millet Partisi ile Türkiye Köylü Partisi’nin birleşmesiyle oluşan Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’ne 1965’te Alparslan Türkeş ve 27 Mayıs İhtilali’ni yapan ve 14’ler olarak anılan generallerin girmesiyle Türk siyasetinde yeni bir sayfa açılıyordu. Türkeş 4 ay sonra CKMP’nin genel başkanı oldu ama 30 Temmuz’da Ankara’da toplanan kongrede büyük tartışma ve kavgalar yaşandı. Türkeş, CKMP’de askeri bir disiplin istiyordu ve bunu da gerçekleştirdi. 1969’ta Nihal Atsız yanlılarıyla Türkeş yanlılarının kıyasıya mücadelesi başlamıştı. 8 Şubat 1969 tarihinde Adana’da yapılan kurultayda, ilk kez mavi gömlekli komandolar sahneye çıkmış, üç hilalli bayrak altında Türkeş’le birlikte Adana sokaklarında gövde gösterisi yapmışlardı. Divan başkanlığı seçimi ile başlayan tartışma ve kavga 9 ışık doktrininin oylanması ile doruğa çıktı. Nihal Atsız grubu delege kartlarını divana fırlatarak salonu terketti. CKMP’nin adı MHP, amblemi de üç hilal oldu. MÇPMHP kavgası 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında ülkücü hareket Milliyetçi Çalışma Partisi’nde toplanmıştı.1992’de eski partilerin açılması ve mal varlıklarının iadesi kararı yasalaşınca yeni bir kriz daha doğdu. MHP’nin bütün mal varlığı eski Genel Başkan Türkeş’in üzerineydi. Ve Türkeş, MHP’nin yeniden açılmasına sıcak bakmıyordu. Eski Genel İdare Kurulu üyeleri MHP’yi yeniden açtı ve binaya tabela astı. Ancak Türkeş de MÇP binasına MHP tabelasını astı. Kongre oldukça gerilimli bir ortamda yapıldı. Sadi Somuncoğlu, İhsan Kabadayı ve Nevzat Kösoğlu gibi MHP’nin efsane isimleri Ülkücü gençler tarafından tartaklandı. Sonuçta Türkeş’in dediği oldu ve MHP, MÇP’ye katıldı. Türkeş’in ölümünden sonra 18 Mayıs 1997 kurultayı da kavgalı geçti. Yarışa katılan bazı adayların Devlet Bahçeli lehine yarıştan çekilmesi üzerine Tuğrul Türkeş’i destekleyen Ülkü Ocakları Başkanı Azmi Karamamutoğlu kürsüyü ve masaları devirdi ve sandalyeli, sopalı kavga yaşandı. MHP disiplinli bir parti olarak tanınmasına karşın kurultayları pek de sakin geçmedi. Ama mahkeme kapılarına ilk kez düştüler. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle