19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EMEK Somalı madenciye bir darbe daha Soma’da meydana gelen maden faciasında ölen 301 işçinin en az bir yakınına kamuda istihdam edilme hakkı veren yasa, Zonguldak İdare Mahkemesi tarafından anayasanın eşitlik ilkesine aykırı bulundu. Türkİş köleliğe Malatya’da karşı çıktı Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRKİŞ), ‘kiralık işçilik’ olarak tanımlanan yasa tasarısına karşı imza kampanyasını sürdürüyor. Konfederasyon bu kez Malatya kent merkezinde stant açtı. Perşembe 3 Mart 2016 [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY Rkıermnaauoltp’dearaesmyoenkçuiyi Geçen yıl fırtınanın yaşandığı metal işkolunda dört bir yandan baskı, 5 bin çalışandan 4 bininin üyesi olduğu Birleşik Metalİş’in işyerinde temsilci seçmesinini bile engelledi 12Eylül’ün sendikal yasaklara ilişkin zincirlerinin kırıl masında, 32 yıl sonra sendika seçme hakkını kullanmada ilk başarılı sonuca ulaşabilen Reno işçileri, cezalandırma, caydır maya yönelik dört koldan saldı rı altında. 5 binden fazla çalışan dan 4 bininin üyesi olduğu DİSK’e bağlı Birleşik Me tal İş’in işye ŞSüoknrearn rinde temsilci seçebilmesi bile engel lendi. Geçen yılın 5 Mayıs’ında başlayan bü yük direnişler sonrası varılan anlaşmada yer alan işçi hakla rının iyileştirilmesi sözlerine uyulmadı. Asgari ücretin yük seltilmesi sonrası işkolu için çok düşük kalan ücretlerin en küçük bir iyileştirilmesine da hi onay verilmedi. MESS’in baskısı ile eski sen dikanın 14 ay daha yürürlükte tutulacak sözleşmesinin üstünde bir hak verilmemesinde dayatılıyor. İşçiler çok yönlü, boyutlu baskılarla seçtikleri sendikadan istifaya zorlanıyorlar. Saray’a kadar uzandığı açıklanan yakın tarihli görüşmelerle oluşturulan baskı çemberinin son halkasında, dün kesinleşmemiş sayılarla işçi çıkarılması cezalandırılmaları yanında, soruşturma, ifade alınması uygulaması adı altında işten uzaklaştırmalar ile polis sorgulamaları, gözaltına alınmalar yaşandı. Reno işverenliği çoğunluk işçinin yeni sendika seçmesi gerçeği karşısında işçilerin hakları için en azından temsil boyutunda adımlara onay vermişken gelen cezalandırılmaların 32 yıldır işçi sınıfı, sendikaları zincirlere bağlamış yasaklı düzenin kırılabileceği korkusu ile Ayhan Ekinci Can erok Özkan Atar Yazarımız Soner, Birleşik Metalİş Genel Sekreteri Atar ve yönetici Ekinci’den gelişmeleri öğrendi. cephe ittifakı boyutunda gündeme sokulduğu gerçeği ortaya çıkıyor. Reno’da işçinin şeytanın bacağını kırarak sendika değiştirme hakkını kullanabilmesinin kalıcı, olumlu örnek oluşturabil mesi halinde çok kısa süreçte diğer işyerleri, ülkeye yayılma sı kaçınılmaz olacak. Ülke ça pında ağır yasaklı düzen için de, iş güvencesi, can güvenliği bile olmayan çok düşük ücretli çalıştır malar düzeni kırıla cak. Sendika cılığı kirleten, işçi haklarını dibe vurduran düzen sallanacak. Toplumun ne işe yaradığını bile unuttuğu sendikal haklar üzerinden oynanan kirli oyunların, yasaklı düzenin korunması savaşlarının, Reno’da yaşanan örneklerinden dersler alma çabası yarına... l BURSA Baskı yapıldı sözler tutulamadı Baskılar sonucu imzalanan protokole uyulmadığı, 1500 lira çıplak ücret alan işçilere 300 lira iyileştirmenin yapılmadığı belirtildi. MUSTAFA ÇAKIR Bursa’da metal işçileri kendilerine protokol ile verilen sözlerin hiçbirisinin yerine getirilmemesi üzerine 1 yıl aradan sonra yeniden eylemlere başlarken, Birleşik Metalİş Sendikası “hükümet parmağına” dikkat çekti. Birleşik Metalİş Sendikası Başkanı Adnan Serdaroğlu, Renault yöneticilerinin kendilerine, “Hükümet baskı yapıyor. Anlaşmayı uygulayamayacağız” dediklerini söyledi. Renault fabrikasında başlayan eylem, dikkatleri yeniden Bursa’ya çevirdi. Geçen yıl işçilerin sendika değiştirmesi ve protokal yapılmasının ardından geçen yaklaşık 1 yıllık sürede bu sözler tutulmadı. Serdaroğlu’nun verdiği bilgiye göre yaşanan gelişmeler şöyle: Geri adım atılmıştı 4 Geçen yıl nisanmayısta Bursa’da Renault, Tofaş fabrikalarında eylemler başladı. Yetkili sendika olan Türk Metal Sendikası’nın imzaladığı sözleşmeye tepki gösteren işçiler, sendikalarından istifa etti. 4 Renault fabrikasındaki 4 bin işçi DİSK’e bağlı Birleşik Metalİş’e üye oldu. İşçiler 8 kişiyi sözcü olarak belirledi. 4Sözcüler ile işveren masaya oturarak anlaşmaya vardı. Protokol imzalandı. Bu anlaşmaya göre fabrikada yeni bir sözcü seçimi yapılacak, ayrıca ücretlerde de iyileştirme olacaktı. 4 Birleşik Metalİş, sonrasında işverenle defalarca görüştü. Protokol gereğince ücretlerde iyileştirme, fabrikada işçi temsilcilerinin belirlenmesi için seçim istedi. 4 Birleşik Metalİş Sendikası Başkanı Adnan Serdaroğlu, “Türk Metal Sendikası, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’a giderek burada müdahale edilmesi gerektiği doğrultusunda talepte bulundu. 15 Şubat’ta Türkİş yönetimi Cumhurbaşkanı’na gitti. 16 Şubat’ta Çalışma Bakanı ile Sanayi Bakanı, fabrikanın aralarında üst düzey gö revliler ile genel müdürlerinin de olduğu 4 yöneticisini çağırdı. Genel müdürlerden fabrikada seçimin yapılmaması istendi” dedi. 4 Serdaroğlu, 15 gün boyunca fabrikada müfettişlerin görevlendirildiğini söyledi. Birleşik Metalİş’e üye olan işçiler üzerinde baskı oluşturuldu. 4 Şirket yöneticileri anlaşmanın bozulduğunu bildirdi. ‘Hükümetin baskı yaptığını, bu sürece direnemeyecekleri’ mesajını verdiler” dedi. Direnemedi 4 Bunun üzerine Birleşik Metalİş Sendikası üyeleri ile toplantı yaptı. Çalışma barışının sağlanması, seçimlerin daha sonra yapılmasını işverene bildirme kararı aldı. 4 Birleşik Metalİş Sendikası geçen pazar günü üye işçileriyle toplantı yaptı. Ancak işveren o akşamdan itibaren fabrikayı tatil etti. 4 24 saat fabrikaya kimse alınmadı. 10 işçi SMS ile tazminatsız işten atıldı. 4 İşçilerin fabrikaya girişleri engellendi. 4 Sendika, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu’dan randevu istedi. Ancak randevu verilmedi. 4 İşveren de sözünü tutmadı. İşçilerle imzalanan protokol uygulanmadı. Sendika ortalama bin 500 lira çıplak ücret alan işçilerin ücretlerine 300 lira zam istemişti. Ancak ücretlerde hiçbir iyileştirme yapılmadı. Sadece temmuz ve aralık aylarında cumhuriyet altını verileceği söylendi. Ancak bu da bazı şartlara bağlandı. l ANKARA Can erok Vedat ARIK Geçen yıl binlerce işçi toplu iş sözleşmelerinin iyileştirilmesi için günlerce eylem yapmıştı. İşçi eyleminde polis başrolde Hak arayan işçi de ona destek veren de polis sorgusundan ve gazın dan payını aldı. Üretim 500 güvenlikçinin gözetiminde başladı. Bursa’daki Oyak Renault Otomobil Fabrikası’nda, asgari ücret farkının ücretlere yansıtılması amacıyla başlatılan eylemlerin ardından önce işveren sonra da işçi tarafın dan durdurulan üretim önceki gece vardiyasıyla yeniden başlarken, polis, işçinin hak LEVENT arama eylemGENCELLİ lerine önderlik yapan işçiler ile dışarıdan destek veren gençleri gözaltına almaya başladı. Eylemlere öncülük ettikleri gerekçesiyle daha önce işten çıkartılan 10 işçiden daha sonra 12 işçi de kartları iptal edildiği için fabrikaya giremedi. Bu işçilerin, idari souşturma nedeniyle idari izne çıkartıldığı bildirildi. İşverenin tepkilerden çekindiği için, 12 işçinin “disiplin soruşturma sı kapsamında idari izne çıkarıldıkları” bilgisini sendikacılara ilettiği öğrenildi. Üretime yeniden başlanan fabrikada 500 özel güvenlik görevlisinin, üretimin aksamaması için gözetim yaptığı belirtildi. işçiler üzerindeki baskıların artarak devam ettiği sendikacılar tarafından öne sürülürken, dışarıda da polisin devreye girdiği gözleniyor. Önceki gün fabrikalarına giderken yolları polis tarafından kesilince BursaMudanya yolunda polisin tavrını eleştirmek amacıyla oturma eylemi yapan işçilerden gözaltına alınan 9’u salıverildikten birkaç saat sonra yeniden gözaltına alındı. Gözaltılar sürdü Geçen yıl Türk Metal’in imzaladığı toplusözleşmenin çöpe atılması ve bu sendikanın fabrikadan uzaklaştırılması amacıyla başlatılan eylem SİŞTEÇÜRİMBLEERST Bir yanda sendika üyesi işçiler toplantı beklerken, bir yandan işten atmalara ve saldırılara karşı hakları için direnen aralarında Birleşik Metal İş Sendikası Bursa Şube Başkanı Ayhan Ekinci ve Mali Şube Sekreteri Gökhan Aydın’ın da bulunduğu 24 işçiyi savcılık tutuklama talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk etti. Mahkeme tüm işçilerin serbest bırakılmasına karar verdi. leri destekleyen Metal İşçileri Birliği üyeleri de gözaltına alınanlar arasında. Birleşik Metalİş Sendikası Bursa Şubesi Başkanı Ayhan Ekinci,”Sermaye, hükümetle birlikte Renault işçilerine karşı saldırıya geçti. Bu konuda emekçiler bir adım geri atıyor gibi gözükse de bu kavga henüz bitmedi. İşçilere çok yoğun bir baskı uygulandı. Haklı mücadelemiz sonunda başarıya ulaşacaktır” diye konuştu. Destek verene sorgu Geçen yıl Oyak Renault’ta başlayıp ülke geneline yayılan eylemleri kamuoyuna duyuran ve işçiye destek olan Metal İşçileri Birliği (MİB)’nin internet portalını yapan iki genç de işçileri kışkırttıkları ve provokasyon yaptıkları gerekçesiyle Bursa Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nce gözaltına alındı. D.G ve Y.D “suç işlemeye tahrik” iddiasıyla adreslerinden sorguya götürüldüler. MİB’den yapılan açıklamada, “Metal Fırtına’sından bu yana direnişin sesi ve soluğu olan, metal işçileri ile her alanda kucaklaşan MİB dün olduğu gibi bir kez daha susmadı, susmayacak. Susturmaya da gücünüz yetmeyecek” denildi. l BURSA 9 Yukarı katta panik Küreselleşme, neoliberalizm, finansallaşma deyince akla önce ABD ve İngiltere gelir. Bu iki ülkede, 35 yıldır yukarıdakiler (egemen sınıflar ve temsilcileri), “aşağıdakiler” yokmuş, ya da “yukarıdakileri” memnun etmek için yaşayan ruhsuz bedenlermiş gibi dünyanın keyfini çıkardılar, servetlerine servet kattılar; şimdi panik içindeler. Çünkü aşağıdakiler öfkeli. ‘Aşağıdakiler, yukarıdakiler’ Amerika’da 1970’lerden bu yana medyan işçi ücreti hiç artamazken en zengin yüzde 1’in ve binde 1’in gelirleri, sırasıyla yüzde 156 ve yüzde 362 artmış (Harvard Gazette, 02/2016). İngiltere’de en üst yüzde 1’in toplam gelir içindeki payı 1970’lerde yüzde 6 iken 2010’da yüzde 1516 aralığına yükselmiş. Hane halkının en yoksul yüzde 60’ının ortalama yıllık geliri 19802012 arasında, 50 bin sterlinin altında kalırken, en zengin yüzde 1’inki aynı dönemde 300 binden, 1.5 milyon Sterlin’e çıkmış (Good Society, Mayıs 2015). Bu dengesizlik sonunda, ABD’de Donald Trump’ın önlenemez gibi görünen başkan adaylığı, İngiltere’de giderek trajikomik görüntüler sergilemeye başlayan Brexit (AB’den çıkma) tartışmaları gibi siyasi sonuçlar üretmeye başladı. Her iki ülkede de (ve birçok AB ülkesinde) egemen sınıflar, 1980’lerden bu yana devletin çalışanlara tanıdığı gelir desteklerini kısarak sermayeye transfer ediyor, Libya ve Suriye fiyaskolarıyla başlayan göçmen dalgasından çok önce, hem düşük ücretli, güvencesiz, örgütsüz işgücüne ulaşmak, hem de güvenceli, örgütlü işçilerin ücretleri üzerinde baskı yaratmak için yasal göçmen gelişini teşvik ediyor, yasadışı gelenlere de göz yumuyorlardı. En üst “yüzde 1”, göçmenlerin ekonomiye yaptığı katkıları servetine eklerken işçilerin payına tüketim düzeylerini koruyabilmek için sürekli borçlanma, ücretler üzerindeki baskılar, küreselleşmeyle gelen işsizlik düştü. Sol, bu oyunu görerek işçi sınıfına anlatamadığı için (sosyal demokrasinin ihanetini de unutmamak gerekir) şimdi egemen sınıfın, yerli işçilerin, yabancı işçi düşmanlığını kullanmasını engelleyemiyor. Ne ekersen... Yapısal krizin içinde patlak veren şiddetli bir mali krizin toplumsal sonuçlar yaratmaması olanaksızdır. İşçi sınıfının özellikle de krizini yaşamakta olan Fordist sanayinin işçilerinin (mavi yakalıların) tepkileri, ilk anda karşılarında gördükleri olağan şüphelilere yöneldi: Dış rekabeti getiren, işlerini ellerinden alan serbest ticaret, başlarına yabancı işçileri bela ettiğine inandıkları küreselleşme ve mali krizin sorumlusu bankalar. ABD’de Donald Trump, Cumhuriyetçi Parti’nin genlerindeki ırkçılığı, yabancı düşmanlığını aldı, kolaylıkla kavranabilecek önerilerle bir adım ileri götürdü, beyaz işçi sınıfının, düşük eğitimli emekçilerin öfkeleriyle birleştirdi. Trump, serbest ticarete, yabancı işçilere, kaynak yiyen yabancı savaşlara, hatta “kibar” muhafazakârlığa karşı. Buna karşılık, Putin’e hayran (“Bırakın bombalasın?”), “Ben olsam IŞİD’i çoktan yerle bir etmiştim”, “Su işkencesinden daha fazlasını getireceğim” filan... Şimdi mali piyasalar, bilişim endüstrisinin kapitalistleri, entelijensiya hatta Pentagon huzursuz. Ya bu adam kazanırsa? İngiltere’de “Brexit” tartışması “Yabancı işçilere, kim en kötü davranacak yarışına dönüştü” (The Guardian). Bu yarış üzerinden bir Muhafazakâr Parti liderliği savaşı da yaşanıyor. Buna karşılık Financial Times’ın aktardığına göre, büyük sermayenin işveren örgütleri Brexit’e karşılar, hızla örgütlenmeye başladılar. Sol da bu arada, AB’den çıkmak isteme nedeninin yabancı düşmanı, milliyetçi kesiminkinden ne kadar farklı olduğunu anlatabilmek için kıvranıyor. Hem İngiliz büyük sermayesi hem uluslararası mali sermaye, Brexit olursa dünya ekonomisi batar havalarında... Ben, eğer egemen sınıflarda biraz olsun yönetme yeteneği kaldıysa, son anda hem Trump’ı, hem de Brexit’i engellerler diye düşünüyorum. Ancak, ya engelleyemezlerse; ya da aslında engellemek istemiyorlarsa? Asgari ücrete ‘Ağustos ola hayrola’ Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, asgari ücretten vergi indirimi konusunda ‘Ağustos ola hayrola’ dedi. Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın, ağustos ayından itibaren vergi diliminden dolayı asgari ücretin bin 300 liranın altına inebileceği sözlerine ilişkin konuşan Soylu, Maliye Bakanlığı ile ters düşmenin işlerine gelmeyeceğini söyledi. Son asgari ücret rakamını belirttikleri toplantıda bu konunun ağustos ayı sonunda tekrar masaya geleceğini konuştuklarını belirten Soylu; “Elimizdeki maliyet tablomuzu tekrar gözden geçireceğiz. Maliye Bakanlığı ile orta yolu buluruz. Ağustos ola hayrola” şeklinde konuştu. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle