19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 3 Mart 2016 TASARIM: SERPİL ÜNAY yorum 13 Dindar nesil mi? Hep söyler, tekrarlardı: “Dindar nesil yetiştireceğiz!” Böyle dindar olup da ne yapacak yeni nesiller? Saldıracak Suriye kalmadı; yetiştireceğiniz dindar nesil hangi ülkenin içişlerine burnunu sokacak, nereyi altüst edecek? Hangi ülkenin başkanına gün aşırı haddini bildirecek, dindar yeni neslin başkanları, başbakanları? Yeni dindar neslin Diyanet önerileri eskilerine mi benzeyecek? Erkekleri, çocuklarına şehvet duyup karısından boş düşmemek için kızlarını öpmeyecek hatta görmeyecekler mi? Nişanlılar el ele gezmesin diye yeniden fetva mı yayımlanacak yoksa kanun hükmünde kararname mi çıkaracak? İçinde cinsellik kokan satırlar var diye “Entarisi ala benziyor / Şeftalisi bala benziyor”u söyleyemeyecekler mi? Sonra, “Oy farfara farfara...” ya da “İndim derelerine...” de mi sansürlenecek? “Halime’nin samanlıktır sarayı”nı nasıl söyleyecek dindar yeni nesiller? “Saray” lafı Halime’nin para biriktirmesinin müstehcen yollarını çağrıştırdığından mı yasaklanacak? Lafın kısası, dindar yeni nesillere “Halk türküleri söylemeyin!” mi diyeceksiniz? Sadece sanat müziği mi dinlenecek? Ama hicaz makamı da cinselliği uyarıyormuş. O zaman ne yapacak zavallılar? Sizin “nesil” orman bırakmadı; memlekette otu yolunmamış vadi kalmadı. Yeni dindar nesil, balkonlardaki saksılara mı tüy dikecek? Güneydoğu’da kaç Kürt kaldı? Hangi bölgede bitmez tükenmez sokağa çıkma yasakları ilan edecek, neresini kalbura çevirecek yeni dindarlar? Baraj altında bırakılmamış ya da restorasyon yapıyoruz denerek kuşa çevrilmemiş eski eser mi kaldı? Dindar yeni nesiller Miniatürk’ü mü TOKİ’ye devredecek? Dindar yeni nesiller de dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş oranlarda vergi mi alacaklar her şeyden? Vergiye tabi olmayan nesne kalmadı; köprüde balık tutanlardan, yağmursuz havada çocuk gezdirenden de mi vergi alacaklar? Hıçkırık vergisi, kedi besleme vergisi? Gençlerin yeni şeyler tasarlayabilmeleri, icat edebilmeleri için her şeyi, hatta dini bile sorgulayabilecekleri bir ortamda yetişmeleri, “Şu dine bu kadar uyacaksın! Bunları yapacaksın!” gibi kurallarla sınırlanmamaları gerektiğini bilmiyorsunuz galiba. Düşüncelerine sansürler, ambargolar konduğunda insanların güdükleştiklerini ne zaman öğreneceksiniz? Yeni neslin gençleri, bugüne kadar yapılanlardan başka şeyler yapmasınlar mı? Hastalıklara çare bulmayı, yabancı ülkelerde oynanan oyunlar yazmayı, uçakları ucuz uçuracak yeni yakıtlar geliştirmeyi vb. dün yaptığı gibi yarın da mı hep o dini yarım gâvurlara nasip etsin Cenabı Hak? Mirzabeyoğlu’na beraat İBDAC davasından hükümlüyken yeniden yargılanma talebi kabul edilerek tahliye edilen ve kamuo yunda “Salih Mirzabeyoğlu” olarak bilinen Salih İzzet Erdiş’in beraatına karar verildi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada sav cı, Erdiş’in mahkumiyetinin Yargıtay’ca onandığını belirterek ağırlaştırılmış mü ebbet hapis cezası ile cezalandırılmasını talep etti. Erdiş’in avukatı Halil Kılıç, “Er diş herhangi bir eyleme katılmadığı ancak yazdığı kitaplar sebebiyle eylemleri yön lendirdiği iddiasıyla hüküm tesis edildi. O zaman Karl Marx’ın da yazdığı kitaplar se Mirzabeyoğlu bebiyle Komünistlere etki ettiğinden hakkında dava açıl ması gerekir” dedi. Mahkeme de, Erdiş’in “Anayasal dü zeni değiştirmeye teşebbüs etmek” suçundan verilen mahkumiyetin iptaline karar vererek, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine karar verdi. Heyet, Saadettin Ustaosmanoğlu’nun da beraatına hükmetti. 3 MART 2016 SAYI: 33020 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörleri Murat Sabuncu Ayşe Yıldırım Başlangıç Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Reklam Grup Koordinatörleri Hakan Çankaya Deniz Tufan Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Pınar Ersoy l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. lMuhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 05.03 04.48 05.12 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 06.29 12.23 15.30 06.12 12.08 15.16 06.34 12.30 15.40 Akşam 18.05 17.50 18.14 Yatsı 19.24 19.08 19.30 Ağırlıklı olarak Kürt siyasi hareketinin haberlerini veren Fırat Haber Ajansı ANF sitesi 15 Ağustos 2015’te Türkiye’de ses getiren bir iddia ortaya attı. Amed Dicle imzasıyla yayımlanan bir yazı dizisinde 2014 Nevruzu öncesi AKP’den bir “üst düzey bakanın” İmralı’ya giderek Abdullah Öcalan ile görüştüğü ileri sürülüyordu. Söz konusu haber Cumhuriyet’in de manşetinde yer alınca kulislerde çeşitli isimler konuşulmaya başlandı. Öne çıkan isim bir dönem çözüm sürecini yürüten Beşir Atalay’dı. Atalay hemen bir açıklama yaptı ve “Böyle bir şey söz konusu değil. Tamamen yalan” dedi. Ve mesele unutuldu gitti. Bugünlerde herkesin elinde bir kitap var. Türkiye’de basılmayan ama elden ele dolaşan kitap İmralı’da HDP heyeti ile Öcalan’ın yaptığı görüşmelerin bir kısmının tutanaklarını içeriyor. Kitabın adı “İmralı Notları”. 2013 yılını kapsıyor. HDP heyetinin, tabii “devlet” diye anılan MİT ve Kamu Güvenliği Müsteşarlığı görevlilerinden birinin de “yetkili” sıfatıyla katıldığı Ada’daki görüşmeler tüm detaylarıyla yer alıyor. İşte o detaylardan ‘küçük’ bir kesit... Tarih 21 Temmuz 2013. Abdullah Öcalan her zamanki gibi yanındaki “yetkili” ile o gün kendisiyle görüşmeye gelen Selahattin Demirtaş ve Pervin Buldan’ı karşılıyor. Selamlaşma ve sağlık durumunun sorulmasının ardından Öcalan sürecin gidişatına ilişkin görüşlerini anlatmaya başlıyor. “Süreç gerçekten kritik bir aşamaya geldi” diyor ve AKP’den duyduğu rahatsızlıkları dile getiriyor: “Özal’la başladık. Şimdi 21. yılına girdik. Özal, Erbakan, Karadayı ‘Bir yıl içinde bitirelim’ diyorlardı. Erdoğan’la bu çatallaşıyor. Söylemde ‘Baldıran zehiri içerim’ diyor, ‘Çözmek istiyoruz’ diyor, ama pratik tam tersidir. Şimdi devletin temsilcileriyle burada çatışmasızlığı barışa doğru evriltmek istiyoruz. Son görüşme dün oldu. Sonuçta biz devletle devam et İmralı’ya giden bakanı Öcalan açıkladı mek istiyoruz. Sayın Yetkili de vardı zaten... Emre Bey döneminde adımlar attık, Habur’u planladık, bir eve dönüş yasası bile çıkaramadılar. Emre Bey gerçekten çözmek istiyordu ama AKP adım atmadı.” 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne kadar çatışmasızlık ortamını devam ettirme taraftarı olduğunu, o zamana kadar gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini anlatıyor Öcalan. Bu sırada ilginç bir şey daha söylüyor: “Emre (Taner, eski MİT Müsteşarı, A.Y.) Bey bile ‘Kanun çıkmazsa ben de dağa çıkarım’ diyordu. Özal da, askerler de kanun çıkaracağız diyorlardı. Lobiler bunları cesaretlendirip tasfiyeye heveslendiriyorlar. Bir kez daha diyorum: Bu bir oyundur, ama bu oyun 1 Eylül’e kadar bitecek. Kanun dediğin nedir ki. Niye böyle bir yasa çıkmasın? Peki, ne istiyor bunlar, dağılmamızı mı istiyorlar? Yoksa açıkça çatışma mı istiyorlar? İşte benim paralel devlet dediğim bunu isteyen güçtür. Bizim ‘norm’ dediğimiz şey çıkarsa normalleşme de olur.” Ve can alıcı sözler dökülüyor ağzından: “Dün de Beşir Bey söyledi. (Kitapta bu sırada Yetkili’yle göz göze geldiği ancak Öcalan’ın cümlesini düzeltmediği vurgulanıyor. A.Y.) Aklınıza hayalinize gelmeyecek düzenlemeler var diyordu. Ama tek taraflı olmaz. Benim içinde olmadığım bir pakete imza atmam. Kırk gününüz var. Siz de BDP olarak hükümetle görüşün bunları. Umarım siz de demokratik bir çözüm için katkı sunabilirsiniz. Kendisi söyledi bunları Beşir Bey. Hazırlık yapıyorlar. Ama siz de taleplerinizi bildirip ortaklaştırın.” Kitapta yer alan görüşmelerin hiçbiri bugüne dek yalanlanmadı. Beşir Atalay bu kez ne diyecek bilemem ama zaten söz konusu tutanaklar “devlet”te de hükümette de HDP’de de var. ‘Anlaşılabilir’ açıklama Gazetemizde dün sürmanşetten yayımlanan “Fişini çektim çıktım” başlıklı “Günün Kulisi”ne ilişkin olarak 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün resmi ofis hesabından bir Twitter mesajı atıldı. Dün öğle saatlerinde gazetemizin adı anılmadan “ortaya” yapılan açıklama şöyleydi: “Bugün bir gazetede Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’la 9 Şubat 2016 tarihli görüşmemiz hakkında yakışıksız ve asılsız ifadeler kullanılmıştır. Söz konusu ifadelerin hiçbiri kesinlikle doğru değildir. Abdullah Gül”. Siyasette zamanlamanın önemini bilen herkes için “anlaşılabilir” olan bu açıklamanın anlamı önümüzde süreçte yaşanacak yeni gelişmelerle gerçek değerini bulacaktır. Gül’ün en yakınındaki isimlerden Bülent Arınç’ın dün yaptığı açıklamalar bunun çok da uzun sürmeyeceğini göstermektedir. Barış isteyenlere ceza Barış Bildirisi’ni imzalayan 1028 akademisyenden 505’ine idari ve adli soruşturma açıldı. 37 akademisyen tedbiren görevden uzaklaştırıldı. Akademisyenler tepkili SEYHAN AVŞAR Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi tarafından yayımlanan bildiriye imza atan akademisyenlere baskılar ürküten rakamlara ulaştı. Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi’nin verilerine göre kamu üniversitelerinde tam 440 akademisyene idari soruşturma açıldı, 27 akademisyen görevden uzaklaştırıldı. Vakıf üniversitelerinde ise 65 akademisyene idari ve adli soruşturma açıldı, 10 akademisyen de görevden alındı. Haklarında soruşturma açılan ve işlerine son verilen akademisyenler yaşadıklarını anlattı. Düzce Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Latife Akyüz, bildiriye imza atarak barışın yeniden tesis edilmesini istediklerini söyledi. Kendilerine yapılan saldırılar nedeniyle geri adım atmayacaklarını vurgulayan Akyüz, “Ülkenin yakıcı bir gerçeğini dile getirdik. Bu ülkede 7 Haziran seçimlerinden sonra yaşanan, başlatılan saldırılarda artık nefes alamaz duruma gelmiştik. Biz bildiride ‘barış olsun, çözüm sürecine geri dönülsün, insanlar, çocuklar ölmesin’ istedik. Her birimize tek tek imzalarımızı çekmelerimiz istendi, baskı gördük, gözaltına alındık, yakalama kararları çıktı. Ama geri adım atmadık, atmayacağız” diye konuştu. ‘Barış istemek suç oldu’ Bildiriye imza attığı için Nişantaşı Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümü’ndeki sözleşmesi yenilenmeyen öğretim üyesi Yrd. Doç Muzaffer Kaya da barış ve demokrasi istedikleri için kendilerinin linç kampanyasına maruz kaldıklarını söyledi. Kaya, “Bizler söylediğimiz sözün arkasındayız. Yalnızca barış istedik. Herhalde dünyada barış istemenin suç olduğu başka bir ülke yoktur diye düşünüyorum. Barış ve demokrasi istemeye devam edeceğiz” dedi. ‘Bildirinin arkasındayız’ İşine son verilen İstanbul Ticaret Üniversitesi’nden tek imzacı Yrd. Doç. Dr. Halil İbrahim Yenigün ise şunları kaydetti: “Önce uzaklaştırma ile okuldan ayrıldım. Geçen hafta bir köşe yazarının şahsım üzerinden üniversiteye saldırması ile işime son verildi. Halbuki soruşturmanın lehime sonuçlandığı bilgisini almıştım. Bize bildiriyi yanlışlıkla imzaladılar diyerek çocuk muamelesi yaptılar. Sanki çalışkan öğrenciler yaptı bir yanlış farkında değil gibi saygısızca davranıldı. Biz okuyan yazan insanlarız. Bildirimizin arkasındayız.” Urla villalarına 678 m2 güneşlenme iskelesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a armağan edildiği ileri sürülen Urla Villaları sakinleri için “özel haremselamlık güneşlenme iskelesi” yapılıyor. Mahkeme, yapıların “kaçak” statüsünü tescillemesine karşın, buradaki koya yapılaşma bakanlık izniyle gerçekleştirilecek. Bakanlık, iskelenin 1/5 bin ölçekli koruma nazım imar planı ile 1/ bin ölçekli koruma amaçlı uygulama imar planını onayladı. Denize gi rişlerin kadın ve erkek olarak ayrıldığı Hacılar Koyu’ndaki iskelenin büyüklüğü 678 metrekarelik alanı kapsayacak. Bölgeye dışarıdan girişin neredeyse olanaksız olmasına, hatta bunu deneyen Türkiye Barolar Birliği Çevre Komisyonu üyelerinin bile jandarma tarafından alıkonulmasına karşın Bakanlık, iskelenin yapımında “kamu yararı” olduğunu ileri sürdü. l HAKAN DİRİK / İZMİR KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK AYM’den [email protected] çekici itirazlar ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] ‘MİT’e geniş dinleme yetkisi polis devletine yol açar. Demokrasiyi yok etme potansiyeli taşır. Dinleme kayıtlarının imhasının güvencesi yok.’ ALİCAN ULUDAĞ AKP hükümeti, 1725 Aralık operasyonlarına karşılık 2014’te MİT’e olağanüstü yetkiler veren yasa değişikliğini Meclis’ten geçirmişti. CHP’nin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi, yabancı tutuklu ve hükümlülerin başka ülkelerle takası ile MİT’çilerin tanıklık yapamayacağına ilişkin hükümler dışındaki maddelerin iptal istemini oyçokluğuyla reddetmişti. Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, MİT’e “Hâkim kararı olmaksızın yurtdışında bulunan vatandaş olsun olmasın herkesi, yurtiçindeki tüm yabancıları ve ankesörlü telefonla görüşen herkesi” dinleme yetkisi veren yasa maddesine çarpıcı gerekçelerle muhalefet etti. Başkandan karşı oy Yetkinin iptali için oy kullanan Başkan Arslan ile üyeler Engin Yıldırım, Alparslan Altan, Erdal Tezcan ve Emin Kuz “karşı oy gerekçesi”nde düzenlemenin neden anayasaya aykırı olduğunu şöyle anlattı: Haberleşme haktır: Haberleşmenin gizliliğinin ihlali kişisel özerklik ve özgürlük alanına ağır bir müdahaledir. Yetkinin kötüye kullanılması, korunmak istenen değerleri ortadan kaldırabilir. Anayasaya aykırı: Hâkim kararı olmaksızın dinlenilmesine izin verilen grubun geniş bir kesimi kapsadığı görülmektedir. İmha güvencesi yok: İçeriklerinin imha edilmesi gibi güvencelere de yer verilmemiştir. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle