29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Duygusal ilişkiler beyazperdeye yansıtılırken cinselliğin büyük ölçüde yorgan altına hapsedilmesinden şikâyetçi Noe, ‘Aşk 3D’de bir ilişkiyi ‘her şeyiyle’ anlatıyor. Festivallerdeki en uzun bilet kuyruklarına neden olan bu filmdeki cinsellik Perşembe 3 Mart 2016 EDİTÖR: EZGİ ATABİLEN TASARIM: FUNDA YAŞAR ERDOĞDU ‘Neticede yalnızsınız...’[email protected] kullanımı ‘porno mu, değil mi’ tartışmalarına yol açtı. Arjantin kökenli Fransız yönetmen Gaspar Noe, 15. !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali programında yer alan, yarın İzmir’de gösterilecek ‘Aşk 3D’ filmini Cumhuriyet’e anlattı l ‘Aşk’ hayli dokunaklı, bir o ka dar vahşi ama yalnız bir his. Film bunları aksettiriyor; peki sizin fikriniz? Aslında filmin adın da hile saklı; filmin ‘aşk’a dair olduğunu düşünmü yorum. Çünkü kelime EVRİM ALTUĞ nin, kavramın kendisinde bir nevi devasalık var. Bir annenin bebeğine, be beğin annesine duydu ğu sevgi de bu filmde işlenen unsur lar arasında. Babaya, arkadaşlara du yulan bir tür sevgi de. Filmin ele aldı ğı konunun, daha ziyade tutkuya, sev gide aşırılığa ve biçimlerine dair oldu ğunu söyleyebilirim. Film sona ermiş bir aşk hikâyesinin güncesi olarak da alınabilir. Yapımda zevk olduğu kadar, duygusal drama da olduğunu söyleyebi lirim. Bir kişiyi sevdikçe, onu kaybet me korkusunun da artması, bir kişi ye bağımlı hale gelip terk edilince or tada bir ‘junkie’ gibi kalma hali işleni yor. Tutkudan bahsediyoruz, ama çok zevk veren tutku, kaynağını yitirdiği niz anda çok acı veren bir şeye de dö nüşebiliyor. Birine âşık olmak, bir sa vaş cephesine girmeye benziyor. l Filmdeki karakterlerin sadakat sizlik ve cazibe katsayılarını göz önü ne alırsanız, ne düşünürsünüz? Aslında Murphy karakteri, kadın karakterlere kıyasla çok da çekici bi ri değil, ben Murphy’yi seçerken biraz genç, aynı zamanda aptal ve eğlence li bir tipleme olarak Dustin Hoffmann havası da aramadım değil; neticede o karakter beklediğimden yakışıklı gö ründü filmde. Aradığım, gerek kızlar, Aşk 3D ilk kez Cannes’da gösterildi. (soldan sağa: Klara Kristin, Gaspar Noe, Karl Glusman ve Aomi Muyock) gerekse erkekler için akli bir cazibe kaynağı yaratabilmekti. l Baş karakterler epeyce acı içinde birbirlerinde güven duygusu arayışındalar, bunu da görüyoruz... Evet ve bu gençlikte çok sık kıskançlık eşliğinde hissedilen bir durum. Diğer bir insanın cazibesine razı olabilmek, bununla iştigal edebilmek, sahiden kolay değil. Çoğu insan bu ruh haliyle yaşıyor, çünkü tüketime dayalı bir dünyanın insanları; baştan çıkarıcılık uğruna birlikte oluyor, içiyor, uyuşturucu alıyorlar. Filmdeki iki karakter de sorunlu, birbirine tutunmaya çalışıyor; işleri yoluna koymaya veya orada öylece bırakıp gitmeye eğilimliler. Bildiğim birçok çift neticede bunları tecrübe ediyor. ‘Birbirinin içinde erimek’ l Filmdeki yalnızlığın altında bir tür varoluşçu kriz de hissediliyor. Evet ama bu insanların birbirleri içinde erimeye çalışmalarını da görüyoruz filmde. Bunu hiçbir zaman gerçekten yapamıyorlar. Yaşadığımız ve filmdekilerin de yaşadıkları kendi bedenleri, beyinleri, yaşamlarıyla sınırlı. Hissettiklerinizi hiçbir zaman tam anlamıyla bir diğer insanla paylaşamıyorsunuz. Bir filmi sinemada izlerken nasılsa, hayatta da etrafınız birçok insanla sarılı, ama neticede yalnızsınız. Yine de sizi bir arada tutan şey, tam da bu. l Üç boyutlu film çekmekten tat Film yarın !f İzmir kapsamında Cinemaximum Konak Pier Salon 3’te saat 23.59’da gösterime girecek. min oldunuz mu? İlgili film ekipmanının bu kadar ağır olacağını tahmin edemediğimden, çalışmayı nasıl kurgulayıp çekeceğimi yeniden tasarımlamam gerekti. Ama ortaya çıkan sonuçtan çok memnunum. l İmgenin kabalığı, vahşiliğini her daim takip ettiğinizi düşünüyorum, bu ısrar neden? Bu film için aynı şeyi söyleyemem. Filmde aşk sahneleri var malum; eğer bir kabalık sahnesi varsa, Electra ve Murphy’nin birbirlerine takside veya kapı önünde ettikleri hakaretleri örnek verebiliriz. Malumunuz, iki insan alkol aldı mı birbirlerini yaralamak veya kendilerini korumak uğruna olmadık şeyler söyler, durur. ‘İnsanoğlu daha acımasız’ l Doğa mı, insan mı daha acımasız bu hayatta size göre? İnsanoğlunun daha acımasız olduğunu düşünüyorum; ama aynı davranış şekli örümceklerde, karıncalarda da var... Nükleer bombaların da yarattığı kirliliğin etkisiyle, dünyanın bundan bir 100 yıl sonra nasıl olabileceğini düşünün bir. l Giderek hızla dijitalleşen bir evrim süreci yaşıyoruz, tehlikeli mi bu? Bunu tehlikeli olmaktan ziyade histerik ve kontrol dışı buluyorum. Bugün internetin tamamına yakını belli kişi ve kurumlarca kontrol ediliyor. Bunun yarattığı sonuçları denetlemek de çok zor, hiç bilmediğim ülkelerde, tanımadığım düzeyde ilgi gördüğüm oluyor. İnsanlar filmlerimi veya türlü başka içerikleri cep telefonlarından izliyor. l Sette uyuşturucu etkisine girdiniz mi? Özel hayatımda bu maddeleri merak ediyor olsam da, film setinde son derece temiz bir kafayla çalışıyorum. Şu sıralarda da alkolden uzak durmaya çalışıyorum. Sigarayı da arada sırada içiyorum. l Size göre şu sıralarda dünyadaki en trajik görüntü hangisi? Suriye’deki savaş ve IŞİD’in yarattığı mülteci görüntüleri ile birlikte, Ebola virüsü beni çok ürkütüyor. Gördüğümde, tamam yandık demiştim; tam da ‘Love’ı çekiyorduk; neyse ki bir salgın yaşanmadı. l Mahremiyete inanıyor musunuz? Kişisel hayatımda filmlerle hep iç içe oldum; çekmediysem oturup izledim; aslında film çekerken bir nebze iç dünyanızdakileri, mahremiyetinizi yansıtmanızdan başka bir şey yapmazsınız. ‘Hakikat şu sıralar oldukça sanallaştı’ l Filmleriniz üzerinden hakikat denilen olguyu hem tecrübe ettiğiniz, hem de deney hâline getirdiğiniz fikrine katılır mısınız? ‘Enter the VoidBoşluk’ isimli filmi buna örnek verebilirim; orada bu işleniyordu. Ot, alkol veya mantar ya da benzeri maddelerin kişideki gerçeklik duygusuna nasıl etkisi olabildiği yansıtılmaya çalışılı yordu. Ama kesin olarak hangi safhada olduğunuz anlaşılmıyordu. Öyle ki kimi anılarınız bile yeniden üretilme aşamasına varıyordu. Yani evet, bu olanlar resmin tamamını göremeyen bir kalabalığa karışmaya benziyor. Hakikat şu sıralarda oldukça sanallaştı. l Kendinize özgü bir kurgu, kesme anlayışınız var... Bu senar yoya olan güveninize mi işaret? Slayt makinelerinin “çlık, çlık, çlık” eden gösterim halleri vardır ya, bu türlü bir sahne geçiş üslubunu benimsiyorum. Bu eğilimi belli bir kabalıktan ziyade daha az geleneksel bulduğumu söyleyeyim. İnsanların hafızaları da böyle bana göre, kronolojik ve kesikler halinde. Tiyatro âşıkları gün sayıyor 2004’ten bu yana Koç Holding Enerji Grubu Şirketle ri Aygaz, Opet ve Tüpraş’ın spon sorluğunda İstanbul Kültür Sa nat Vakfı (İKSV) tarafından dü zenlenen İstanbul Tiyatro Festivali, bu yıl 328 Mayıs tarihleri arasında 20’nci kez şehre tiyatro ziyafeti çekecek. Festival bu yıl yurtdışından 9, Türkiye’den 23 oyun, dans ve performanstan oluşan 32 gösteri ve 18 yan etkinliği 25 farklı mekânda sunacak. Başta Beyoğlu ve Kadıköy olmak üzere İstanbul’un farklı noktalarındaki mekânlarda, İstanbul, Ankara ve Eskişehirli toplululukların yanı sıra İran, Fransa, İngiltere, İsviçre, Kanada, Belçika, Fransa, Hollanda ve Portekiz’den gelen konukların da oyunları izleyiciyle buluşacak. mı ve yapıtlarından esinler taşıyan “Zululuzu”, Spymonkey topluluğunun Shakespeare oyunlarındaki 75 ölümün canlandırılacağı “Shakespeare’in Bütün Ölümleri” (The Complete Deaths); Christian Rizzo’nun “Gerçek Hayattan Alınmıştır”ı (d’après une histoire vraie); Robert Lepage’in hikâyesi Jean Cocteau ve Miles Davis’i merkezine alan “Needles and Opium”u; Valérie Mréjen’in bilimkurgu havasında bir aile masalı anlatan “Üç Yeşil Adam’ı (Trois Hommes Verts) yer alıyor. Ayrıca bu yılki Onur Ödülleri Metin Akpınar, Şahika Tekand ve Berliner Ensemble’ye layık görüldü. Akpınar ve Tekand ödüllerini önceki akşam Rahmi M. Koç Müzesi’nde yapılan basın toplantısında aldılar. Berliner Ensemble ise ödülünü mayısta alacak. Pamuk tiyatroda Biletler 12 Mart’ta Yerli yapımların imzaları arasında ise Studio Oyuncuları, Tatbikat Sahnesi, Eskişehir Şehir Tiyatroları, Altıdan Sonra Tiyatro, ikincikat, Hayal Perdesi, İstanbul Devlet Tiyatrosu, Tiyatro Pera, EKİP, İstanbul Şehir Tiyatroları, Sarı Sandalye gibi tiyatro top Festivalin uluslararası yapımları arasında Toneelgroep Amsterdam’ın “Merhametliler” (The Kindly Ones) oyunu; Or lulukları bulunuyor. Festivalin biletleri 12 Mart Cu martesi günü 10.00’dan itibaren Biletix ve İKSV ana gişeden temin han Pamuk’un aynı adlı film se edilebilir. Ayrıntılı bilgi ve prog naryosundan Mesut ram için: Arslan’ın uyarladı tiyatro.iksv.org ğı “Gizli Yüz” (Secret Face); Mi lo Rau’nun yönetti ği “Nef ret Radyo su” (Hate Ra dio); İranlı kadın ların hikâyesini anla tan “Her Gün Biraz Da ha” (Ham Havayi), Fer nando Pessoa’nın yaşa Spymonkey, ‘Shakespeare’in Bütün Ölümleri’, İngiltere. 3 Mayıs’ta başlayacak 20. İstanbul Tiyatro Festivali 9’u uluslararası, 23’ü yerli 32 oyun, dans ve performansı tiyatro seyircisine sunacak C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle