Katalog

DUNYA AB,üyeülkelere sığınmacı kriziyle baş edebilmeleri ve insani yardım ulaştırmaları için 700 milyon Avro dağıtacak. Perşembe 3 Mart 2016 [email protected] TASARIM: ZARİFE SELÇUK AB’den Türkiye’ye ‘1000 sığınmacı’ kotası Avrupa Birliği (AB) güvenli bir hayata ulaşmak için Türkiye üzerinden topraklarına gelen sığınmacıların sayısının günde 1000 kişiyle sınırlandırılmasını istiyor. 7 Mart’ta yapılacak ABTürkiye zirvesi öncesinde Reuters’a konuşan bir yetkili, Ankara’ya “Yunanistan’a ulaşan sığınmacı Makedonya sınırında bekleyen sayısını günde bin kişiye kadar sınırlaması için” baskı yaptıklarını söyledi. bir sığınmacı polise böyle bağırdı. 7 ABD Irak’ta IŞİD operasyonu NYT gazetesinin haberine göre Özel Operasyon Gücü’nün düzenlediği operasyonda örgütün bir liderinin yakalandığını ve sorgulanmak üzere Irak’taki özel bir tesise götürüldüğünü kaydetti. İRAN ‘Seçimde dış güçler etkili’ İran Devrim Muhafızları Komutanı Muhsin Rızai sonuçlarda dış güçlerin etkili olduğunu; bir CIA ajanının Tahran’da seçim sonuçlarını etkileyen faaliyetlerde bulunduğunu ileri sürdü. KİK ‘Hizbullah terör örgütüdür’ Suudi Arabistan, Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden oluşan Körfez İşbirliği Konferansı yaptığı açıklamada, Hizbullah’ın terör örgütü ilan edildiği ifadesine yer verdi. İran kararı kınadı. SURİYE ‘Pilotu öldüren Türk yakalandı’ İran Fars haber ajansı 24 Kasım’da Türkiye tarafından sınır ihlali yaptığı gerekçesiyle düşürülen Rus uçağının pilotunu öldürdüğü iddia edilen Türk’ün Suriye Ordusu’nun elinde olduğunu iddia etti. MISIR Sisi Türkiye’deki zirvede yok Türkiye’nin nisanda ev sahipliği yapacağı İslam İşbirliği Teşkilatı zirvesine Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah Sisi’nin katılması beklenmiyor. Mısır zirveye dışişleri bakanı düzeyinde katılmayı planlıyor. Korkutan salı ABD’nin dörtte birinde yapılan önseçimler başkanlık yarışının Clinton ve Trump arasında geçeceğine işaret etti ABD’de başkanlık maratonunun en önemli günü olan ‘Süper Salı’, Demokrat Parti’de Hillary Clinton ve Cumhuriyetçilerde Donald Trump’ın zaferlerine sahne oldu. Önseçimlerin yapıldığı 12 eyaletten 7’sinde kazanan Clinton ve Trump, Beyaz Saray yolunda büyük mesafe katetti. Eski first lady ve dışişleri bakanı Clinton, güne y eyaletlerinde siyah seçmenin desteğiyle ipi göğüsledi. Eşi Bill’le siyasi kariyerine başladığı Arkansas, Alabama, Georgia, Tennessee ve Teksas’ta kazanan Clinton, 2008’deki Virginia yenilgisini de telafi etti. ‘Sosyalist’ rakibi senatör Bernie Sanders’ı Massachusetts’de geçerek şaşırtan Clinton, Amerikan Samoası’nı da kazandı. Zafer konuşmasında, olası rakibi Hillary Clinton seçilirse 69 yaşında başkan olacak. Trump’a atıfla “Bu seçimlerdeki riskler hiç bu kadar yüksek ve diğer tarafta duyduğumuz söylem hiç bu kadar alçak olmamıştı. Amerika’yı biz ve onlar olarak bölmelerine müsaade etmeyeceğiz” dedi. Kendi eyaleti Vermont ile Oklahoma, Colorado ve Minnesota’yı kazanan Sanders da, “Dünyanın Donald Trump’larının bizi bölmesine izin vermeyeceğiz” diye konuştu. Alabama, Georgia, Massachusetts, Tennessee, Virginia, Arkansas ve Vermont’ta kazanan Trump, kameraların karşısına uzlaşmacı bir tavırla çıktı. Rakiplerini tebrik etti, parti içindeki çatışmaları bitirip “Clinton’ın peşine düşeceğini” duyurdu. Mavi yakalı Demokratları partisinin safına çektiğini ileri sürdü. Parti endişeli Trump’ı oldukça geriden takip eden Ted Cruz kendi eyaleti Teksas, komşusu Oklahoma ve Alaska’yı kazanması üzerine diğer adayları kendisini desteklemeye çağırdı. Marco Rubio ise ilk ve tek eyaleti olarak Minnesota’da birinci geldi. Cruz ve Rubio, Trump’ın doğrudan başkan adayı olmasına yetecek kadar delege kazanamamasını ve tercihin kurultaya kalmasını umuyor. Ancak yarıştan çekilmeyerek oyları bölmeleri Trump’ın işine yarıyor. AFP’ye göre Cumhuriyetçiler, partinin seçimlerden silinmesinden” korkuyor. Zira anketler, başkanlık seçimle ri şimdi yapılsa Clinton’ın da Sanders’ın da Trump’ı kolayca yeneceğini gösteriyor. Salı günü Louisville’de yapılan mitinge bir taraftarı Donald Trump’ın bu fotoğrafıyla gelmişti. Trump’ın dili dil değil ABD’de başkanlık için yarışan emlak zengini Donald Trump, mitinglerinde ve röportajlarında söylediği ve sosyal medya hesabından paylaştığı olay yaratan açıklamalarıyla tanınıyor. Göçmenlere duyduğu büyük rahatsızlığını her fırsatta dile getiren Trump, “Meksika insan gönderdiğinde iyilerinden göndermiyor. Problem getirecek olanları gönderiyor. Uyuşturucu ve suç getirenleri gönde riyor” açıklamasıyla büyük tepki toplamış, Latin kökenli bir muhabiri bir başka açıklaması sırasında salondan kovmuştu. Trump aralık ayında yaptığı bir konuşmada bütün Müslümanların ABD’ye girmesini yasaklama istediğini söyledi. Rakibi Hillary Clinton hakkında “Daha kocasını bile tatmin edemiyorsa, Amerika’yı nasıl tatmin edebilir?” sözleri ise kadın düşmanlığına örnek gösteriliyor. İTALYA LGBT hakları için büyük adım Roma’da bir aile mahkemesi, lezbiyen bir çiftin biyolojik çocuklarını nüfuslarına almasına onay verdi. Senato geçen ay eşcinsel evliliği tanısa da evlat edinmeyi buna dahil etmemişti. ABD Türk dolandırıcı itiraf etti ABD başta olmak üzere 24 ülkede ATM’lerden 55 milyon dolar çeken grubun lideri Ercan Fındıkoğlu suçunu kabul etti. 2013’te Almanya’da tutuklanmış, 2015 yılında ABD’ye iade edilmişti. İsyancılar mola verdi Suriye’nin RiyadAnkara güdümündeki isyancıları, 6. gününe giren ateşkesin başlamadan bittiğini öne sürerken, anlaşmayı imzalayanlar halinden memnun. Halep’teki cepheleri ziyaret eden AFP muhabiri, militanların çay kahve içip PlayStation oynadığını söylüyor. Çoğu, silahlarını temizlemeleri için depolara bırakmış. Sahada ise YPG’nin başını çektiği Suriye Demokratik Güçleri, Halep yoluna bakan Castello tepesini Nusra’nın elinden alarak, kentin doğu ve güneyindeki isyancıların ikmal yollarını kesti. Ülkenin güneyindeki Kuneytra’da, batı destekli Suriye Devrimciler Cephesi’nin karargâhına bombalı araç saldırısı düzenlendi. Örgütün 4 lideri dahil en az 18 militanın öldüğü belirtiliyor. İsyancılar, saldırıdan IŞİD’i sorumlu tutuyor. Ateşkesin ilk günü IŞİD’in düzenlediği Tel Abyad saldırısının bilançosu da belli oldu. YPG sözcüsü Redur Xelil, saldırıda 43 Kürt savaşçı ve 23 sivilin öldüğünü, 140 IŞİD militanının cesedinin ellerinde olduğunu açıkladı. ABD PYD’yi uyardı ‘Ege’de NATO krizi’ ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Antony Blinken, PYD’yi, PKK’yi desteklemeye yönelik bir adım atmaması konusunda uyardıklarını söyledi. Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi’nin 31. oturumu sonrasında düzenlediği basın toplantısında konuşan Blin ken, Türkiye’nin ABD’nin en yakın müttefiklerinden birisi olduğunu ve çok yakından çalıştıklarını ifade etti. Blinken, “Türkiye, Suri ye krizinin çözümünde çok Antony Blinken önemli bir rol oynuyor. Türkiye, Suriye’nin ku Türkiye ve Almanya’nın talebiyle 3 hafta zeyinde PYD de dahil ba önce Ege’ye konuşlandırı zı Kürt gruplara yönelik lan NATO sığınmacı mis endişelerini dile getirdi. yonunun henüz Türk ka Bu grup IŞİD ile müca rasularına giremediği öne delede çok etkili oldu ki sürüldü. AFP’ye “Alman bu bizim hedefimiz ama komutadan gelen talep PYD’ye, PKK’yi destekle leri Türkler reddetti” di meye veya diğer muha yen diplomatlara göre, lif gruplarla çatışma Tuğamiral Jörg Klein ya yönelik atacağı Ankara’ya çağrıldı. adımların büyük Dışişleri iddiayı ya sorun yarataca lanladı. Yunan bası ğını çok net bir nına göre kriz, Alman şekilde söyledik. Savunma Bakanı Ur PYD’den sorumlu sula von der Leyen’ın davranmasını ve Midilli ziyaretini de bal IŞİD ile mücade taladı. Kathimerini ga leye odaklan zetesine göre, san masını bekli cak gemisi Bonn’un yoruz” dedi. dün ada çevresin Von der Leyen deki karasularına girmesi için Türkiye ve Yunanistan’dan izin istendi. Von der Leyen operasyonu helikopterden takip edecekti. Ankara “operasyonel planlar tamamlanmadığı” için talebi reddetti. Lykavitos sitesine göre ise, bakan pazar günü Midilli’ye gelerek sığınmacıların durumunu değerlendirecek ve NATO devriyesini teftiş edecekti. Ancak Ankara, ‘silahsızlandırılmış bölge’ kabul ettiği Midilli’ye askeri bir hava taşıtının inmesine karşı çıktı. Alman Savunma Bakanlığı sözcüsü “Bakanımız gemiyi ziyaret etmek isteseydi Türkiye’nin iznine gereksinimi olmazdı” dedi. [email protected] Sonun başlangıcı “İmparatorluk 15921839 arasında çift beygirli bir araba hızıyla gerileme yolunda gitmişse, 18391869’da (Tanzimat sonrası dönemde) tren hızıyla koştu” demiş vaktiyle Ziya Paşa... Ziya Paşa, bugün yaşananlara tanık olsa; 20022016 arasını herhalde süper sonik jet hızıyla yaşanan bir gerileme olarak tanımlardı… Bugün içinde bulunduğumuz adını koyalım “devlet krizi”, Cumhuriyet Türkiyesi’nin dinamiklerini aşarak, bizi dosdoğru Osmanlı’nın son dönemindeki bunalımların içine savuruyor. O kertede bir geri gidiş söz konusu. Osmanlı’nın son yıllarına damga basan tüm büyük çalkantıların özünde, hükümranın keyfi yönetimini denetleyen bir “anayasacılık” atılımı yatmıyor muydu? Birinci ve İkinci Meşrutiyet; hükümdarın sözünün tartışmasız kanun olduğu “mutlakiyet” anlayışına son vermek için girişilen serüvenler değil miydi? Sıfıra sıfır, elde var sıfır... Dönüp dolaşıp geldiğimiz nokta hemen şimdi aynı yer. Ayen beyan “90 yıllık enkaz” diye tanımladıkları cumhuriyet rejiminde, nerdeyse “meşrutiyete karşı mutlakiyetçilik” kıvamında bir kavga var. Bir yandan da bu yaşananlar alabildiğine gerçek ötesi geliyor. Çünkü “Nasıl olur?” diye düşünmeden edemiyor insan: “Nasıl olur da koskoca 150200 yılın birikimi bu denli kolay berhava olur/olabilir?” Erkler tek elde Ama kendini “devletin ve hükümetin başı” şeklinde gören muktedir Başdanışman Mustafa Akış patronunun konumunu böyle özetliyor sözünün üzerine hiç söz kabul etmiyor. AYM’ye Can Dündar ve Erdem Gül kararı bağlamında “uymuyorum ve saygı duymuyorum” şeklinde çektiği rest, fiilen “yargı, yasama ve yürütme”yi tek elde, kendi elinde toplaması anlamına geliyor. Bu artık bir ince ayar “demokrasi”/“hukuk devleti” kavgası değil. Savrulunan yer, bilinen “anayasal devleti” koruyup koruyamamak meselesi. Anayasayı tanıyıp tanımamak arasında tayin edici ve çok kalın bir çizginin aşılması söz konusu. Bunu ben söylemiyorum, İstanbul Barosu söylüyor. Baronun açıklamasında damardan, “Cumhurbaşkanı bağlı kalmak ve uygulanmasını gözetmekle yükümlü olduğu anayasayı tanımadığını beyan ederek esasen onu ilga etmekte, ortadan kaldırmaktadır ki bu son derecede vahim bir durumdur” deniyor. Niye? Çünkü anayasal bir kurum olan AYM’nin devlet başkanı tarafından son kertede “uyulur görülmemesi”/“tanınması”; AYM’nin gözetmekle yükümlü olduğu anayasayı da işlevsizleştiriyor. Parlamenter sistem nasıl ister beğenin ister beğenmeyin iradesiyle bir “bekleme odası”na alındıysa; anayasa da aynı yöntemle “bekleme odası”na alınmış görünüyor. Bilinen Türkiye’nin sonu Türkiye’de büyükelçilik yapmış olan bir Batılı diplomata, hâlâ Ankara’da olsa.. krizi nasıl merkezine rapor edeceğini soruyorum: Muhatabım “Bir Rubikon nehrinin geçildiğini ve Erdoğan’ın artık buradan geri dönüşü olmayan bir yola girdiğini yazardım” diyerek sorumu yanıtlıyor ve ekliyor: “Bu bilinen Türkiye’nin sonudur. Buradan Türkiye nereye gider, biz bilmiyoruz ve kestiremiyoruz. Bildiğimiz tek şey bunun çok tehlikeli bir yol olduğudur.” “ ‘Devlet krizi’ tanımına katılıyor musunuz?” “Evet, çünkü Türkiye son üç yıldır, özellikle Gezi’den bu yana bitmek bilmeyen ve ucu görünmeyen kademeli bir kriz yaşıyor. Son AYM kararlarıyla kopan fırtına, bize korkarım sonun başlangıcında olduğumuzu ilan ediyor.” “Sonun başlangıcıyla tam olarak neyi kastediyorsunuz?” “Türkiye’nin son yüzyılda ait olduğu ve parçası olduğu evrenden ayrılmasını!” ‘Türkiye ABD’den akıllı bomba ithal etti’ ABD Savunma Bakanlığı Pentagon’un, Türkiye’ye 682 milyon dolarlık akıllı bomba satışına onay verdiği belirtildi. Defence News sitesine konuşan bir Türk askeri yetkili “Anlaşma, asimetrik savaşa girdiğimiz ve akıllı bombalara ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde geldi” dedi. BLU109 adlı bombalar 250 kilogram yüksek düzeyde patlayıcı içeriyor ve arkalarındaki pervane yardımıyla hedefe ulaşana kadar patlamıyor. C MY B nilgun@