19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 24 Mart 2016 EDİTÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: SERPİL ÜNAY İssizlik son 5 yılın zirvesine yükseldi İşsizlik oranı 2015’te bir önceki yıla göre 0.4 puan artarak yüzde 10.3’e çıkarken, son 5 yılın da en yüksek değerine ulaştı. İş bulamayanların sayısı 3 milyonu geçti Türkiye genelinde 2013’e kadar düşen işsizlik, son 2 yıldır yeniden tırmanışa geçti ve son beş yılın zirvesine çıktı. 15 yaş ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2015 yılında bir önceki yıla göre 204 bin kişi artarak 3 milyon 57 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0.4 puanlık artış ile yüzde10.3 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde 0.2 puanlık artışla yüzde 9.2, kadınlarda ise 0.7 puanlık artışla yüzde 12.6 oldu. Aynı yılda tarım dışı işsizlik oranı bir önceki yıla göre 0.4 puanlık artışla yüzde 12.4 olarak tahmin edildi.   5 gençten biri işsiz 1524 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı 0.6 puanlık artış ile yüzde 18.5 olurken, 1564 yaş grubunda bu oran 0.4 puanlık artış ile yüzde 10,.5 olarak gerçekleşti.   İstihdam edilenlerin sayısı 2015 yılında, geçen yıla göre 688 bin kişi artarak 26 milyon 621 bin kişi, istihdam oranı ise 0.5 puanlık artış ile yüzde 46 oldu. Erkeklerde istihdam oranı 0.2 puanlık artışla yüzde 65 kadınlarda ise 0.8 puanlık artışla yüzde 27.5 olarak gerçekleşti. Hizmet sektörü sırtladı Bu yıl, tarım sektöründe çalışan sayısı 13 bin kişi, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı ise 675 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin yüzde 20.6’sı tarım, yüzde 27.2’si sanayi, yüzde 52.2’si ise hizmetler sektöründe yer aldı. Bir önceki yıl ile karşılaştırıldığında hizmet sektörünün istihdam edilenler içindeki payı 1.2 puan artarken, tarımın payı 0.5 puan, sanayinin payı 0.7 puan azaldı. İşgücü 2015 yılında bir önceki yıla göre 892  bin kişi artarak 29 milyon  678 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0.8 puan artarak yüzde 51.3 olarak gerçekleşti. Erkeklerde işgücüne katılma oranı 0.3 puan artışla yüzde 71.6, kadınlarda ise 1.2 puan artışla yüzde 31.5 oldu. l Ekonomi Servisi Güneydoğu ilk sırada İşsizlik oranının en yüksek olduğu bölge yüzde 24.8 ile TRC3 (Mardin, Batman, Şırnak, Siirt) olurken, bunu yüzde 17.5 ile TRC2 (Şanlıurfa, Diyarbakır) takip etti. İşsizlik oranının en düşük olduğu bölge ise yüzde 3.9 ile TRA2 (Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan) Bölgesi oldu. 1.7 milyonu İŞKUR kapısında MUSTAFA ÇAKIR İşsizlik oranı yüzde 10.3 olsa da umudunu kestiği için iş aramayanlarla birlikte bu oran yüzde 17.9’lara çıkıyor. Türkiye’de 1 milyon 737 bin 458 kişi de Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) kapısında iş bekliyor. İş bekleyenlerin ilk sırasında ilköğretim mezunları, ikinci sırada da ortaöğretim mezunları geliyor. Bekleyenlerin 38 bin 773’ü ise okuma yazma bilmeyenlerden oluşuyor. İşsizlerin 163 bin 248’i önlisans, 186 bin 325’i lisans, 6 bin 266’sı yüksek lisans, 263’ü doktora mezunlarından oluşuyor. İş arayanlara danışmanlık hizmeti de veriliyor. Bu kapsamda 2015’te 2 milyon 370 bin 522 kişiyle 3 milyon 378 bin 949 bireysel görüşme gerçekleştirildi. 1 milyon 81 bin 977 kişiye de grup görüşmeleri kapsamında danışmanlık hizmeti sunuldu. l ANKARA Halka arzlarda dramatik düşüş Küresel halka arz sayısı yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 39 azaldı ve bu halka arzların parasal değeri yüzde 70 düştü. Uluslararası danışmanlık şirketi Ernst & Young’ın (EY) “Global İlk Halka Arz Trendleri” 2016 ilk çeyrek raporuna göre yılın ilk üç ayında tamamlanan 167 ilk halka arz işleminde 12.1 milyar dolar elde edildi. Bu, ilk halka arzlar için 2009’dan bu yana görülen en zayıf dönem oldu. İlk çeyrekte girişim sermayesi şirketleri tarafından desteklenen ilk halka arzların sayısı 2015 ilk çeyreğe göre yüzde 80 azalırken, teknoloji şirketlerinde halka arzlar da yüzde 24 düştü. ABD’de ilk çeyrekte hiçbir teknoloji şirketi halka arz gerçekleştirmedi. EY’nin EMEIA IPO lideri Martin Steinbach “Küresel ilk halka arzlar yıla olağanüstü yavaş bir başlangıç yaptılar. Cari global yatırım ikliminde halka arza hazır şirketler ve potansiyel yatırımcılar oynak, karamsal havadan korunmaya çalışıyorlar ve görünümün iyileşmesini bekliyorlar” dedi. l Ekonomi Servisi Socar Enerji hisse satacak Socar Turkey Enerji, ana ortağı olduğu Petkim’de bu ay içinde hisse satışı planlıyor. Şirketin Kamuoyunu Aydınlatma Platformu’na gönderdiği açıklamada, “Petkim şirketinde sahip olduğumuz, borsada işlem gören statüdeki hisselerimizin bir kısmının satış işlemini gerçeklestirmeyi planlıyoruz” denildi. l Ekonomi Servisi Rusya dümeni Suriye’ye kırdı Rus Kommersant gazetesi, Rusya’nın Türkiye’den alımını yasakladığı meyve ve sebzeleri Suriye’den almaya başladığını öne sürdü. Türkiye’nin 24 Kasım’da Suriye sınırında Rus uçağını düşürmesinin ardından Rusya, farklı sektörlerde Türkiye’ye yaptırım uygulama kararı almış, pek çok meyve ve sebzenin ülkeye girişini yasaklamıştı. l Ekonomi Servisi ayl ayl ‘Hukuki ÜTşÜDRELESSİHtiyPhz2ırevlıyPaeadmalv7nDdeızıHşsenlsteelg5ödeesaıaDrioürııündtlrmegemüdomlmDrişğogdeydkasrilşoelleeoaaüiğaeriiaeeicülşOdllmicennsrmyğkaneg,şO9aiy4earfnoeeailzGtebyek8ünieğ.zfksnen6asüHleit5bidzarımairssir00’uzdHnTçloginiismiıyamrrld.’iboL,eeneoe5lşiltarddymiueİuieırkte3lpclşlz3ım2üdiayiilbne.l3mabk.syB20lşeiok3iglinm.eruoieşa0a0a5ınğ3aggşztgnnnh07a9iytiüTndü.kin7ıasL.ndaüi. zemin yok’ POAŞ’ta akaryakıt kaçakçılığı iddianamesi kabul edildi. Duruşma 13 Temmuz’da. Do ğan Grubu ve İş Bankası hukuki zemin olmadığına dikkat çekerek iddiaları reddetti. Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan ve İş Banka nin incelemesini tamamladı. İlk duruşma 13 Temmuz’da yapılacak. tüm ithalat işlemleri sebebiyle gümrük vergisi ve KDV açısından herhan sı Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince’nin de aralarında yer aldığı, İddialar asılsız gi bir kayıp veya eksik ödeme söz konusu değil” denildi. Petrol Ofisi’nde (POAŞ) örgütlü bir şe Doğan Grubu, iddialarla ilgili “Uy İş Bankası ise yönetim kurulu baş kilde akaryakıt kaçakçılığı yapıldığı durma ve saçma suçlamalarla yargı kanı ve yöneticilerine yönelik iddiala iddiasına ilişkin 47 şüpheli hakkında sız infaz” başlığı ile bir açıklama ya rın hukuki bir zemine dayanmadığı hazırlanan iddianame İstanbul 1. Ağır yımladı. İddiaları “çok çirkin bir ifti nın yargılama sürecinde görüleceğine Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. ra” olarak niteleyen açıklamada, “Dev inandıklarını açıkladı. Banka ayrıca, İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi, lete 6.3 milyon dolar zarar verme iddi gerekli hukuki tedbirlere başvurulaca İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Te ası, eksik KDV ödendiği iddiasına da ğını duyurdu. rör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcı yandırılmakta. KDV tanımı gereği, son Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın larından Adem Meral, POAŞ’ta 2001 kullanıcı tarafından ödenen bir vergi başdanışmanı Yiğit Bulut, geçtiğimiz 2008 arasında örgütlü şekilde akarya dir. POAŞ’ın ödediği nihai KDV’de de aylarda İş Bankası’nın acilen kamu kıt kaçakçılığı yapıldığı iddiasına iliş bayilerine gerçekleştirdiği KDV esas bankası haline getirilmesi gerektiğini kin hazırladığı 85 sayfalık iddianame alınarak hesaplanır. POAŞ’ta yapılan söylemişti. l Ekonomi Servisi Ülker’den çevreye 53 milyon TL Ödülü TURMEPA Yönetim Kurulu Başkanı Tezcan Yaramancı verdi. Yıldız Holding’in kurucusu Sabri Ülker adına DenizTemiz Derneği / TURMEPA işbirliği ile bu yıl 3’üncüsü düzenlenen Sabri Ülker Çevre Ödülü Hydromx Enerji Tasarruf Projesi’ne verildi. Proje, 274 aday arasından seçildi. Ödül töreninde konuşan Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker, Sabri Ülker’in kendilerine bıraktığı en büyük mirasın “israfsız şirket” kültürü olduğuna işaret etti. Ali Ülker, “Sürdürülebilirlik çalışmaları ile son 5 yılda holding içinde karbon salımını 117 bin 750 ton azalttık” dedi. Ülker Sürdürülebilirlik Koordinatörü Begüm Mutuş ise son beş yılda özellikle çevre ve enerji verimliliği konusunda 53.4 milyon liralık yatırım gerçekleştirdiklerine dikkat çekti. l Ekonomi Servisi ekonomi 9 Şiddet (violence) ve terör “Terörle yaşamaya alışmayacağız”; “teslim olmayacağız”, “demokrasimizden vazgeçmeyeceğiz.” İyi de “Terör”ün belirli bir tanımı bile yok. Bir deneyelim... Her terör şiddet içerir, her şiddet (violence) terör değildir: Savaşan orduların, ordulara karşı savaşan gerilla gruplarının (bağımsızlık hareketleri, işgale direniş örgütleri) karşılıklı uyguladıkları şiddet, savaş (klasik/ asimetrik) kategorisine giriyor. Şiddet, korkutarak, travma yaratarak, moral tercihleri değiştirmek amacıyla sivil halkı da hedef alıyorsa, ek bir boyut kazanıyor. Her iki eylem türü devlet ortaya çıktığından beri var. Ancak terör kavramının şiddet kavramından ayrılması, sanırım Fransız Devrimi’nde, Jakoben kanadın, bir karşı devrimi önlemek, yüz yıllardır süren “yapısal şiddete” son vermek için aristokrasiyi bir sınıf olarak fiilen yok etme çabasıyla ilişkili. İngiltere’de, Avrupa’da dehşete düşen aristokrat sınıflarının düşünürleri, egemen sınıflara (sivillere) yönelik şiddeti gayri meşru şiddet, terör olarak tanımladılar. Sömürge yönetimine karşı savaşlarda, şiddetin ülkedeki “yabancı” yerleşimci sivilleri de hedef alması (en çarpıcı örneklerinden biri Cezayir savaşıdır) terör kavramını isyancıları kapsayacak biçimde genişletti. Yakın zamana kadar, komünist gerilla (kır/şehir) hareketlerine karşı, sivilleri hedef almadıklarından, terörist değil anarşist, haydut kavramı kullanılıyordu. Terör kavramı, El Kaide’nin askersivil ayrımı gözetmeyen eylemlerine tepki olarak, özellikle 11 Eylül’den sonra teröre karşı küresel savaş (GWAT) ilan edilmesiyle, terör kavramının kapsamı devlete, küreselleşmeye karşı şiddet içeren tüm eylemleri de kapsayacak biçimde genişledi. Böylece, devletin tek şiddet uygulayıcı olma hakkı korunurken muhalefetin şiddet kullanma hakkı siyaset dışına çıkarılmış oluyordu. Terör kavramı üzerinde düşünürken bu kaba tanımlama çabasının, askeri eylemlerle terörist eylemleri birbirinden ayırmaya yardımcı olabilir. ‘Terör terörü besler’ Bu doğru bir saptama. Kapitalizmle birlikte, özgürlük, eşitlik, insan hakları, demokrasi, ulusal bağımsızlık, devrim gibi kavramlar siyasete girdi. Artık insanların, kendilerini etkileyen, “sistemin” işleyişinden kaynaklanan, öznesi belirsiz yapısal şiddete (yoksulluk, haksızlık, aşağılanma) başkaldırması siyasetin bir parçasıydı. Bu kesimler “duruma” itiraz ettiklerinde devletin şiddetiyle karşılaşıyor, öz savunma haklarını, kimi zaman şiddet uygulayarak kullanıyorlar; yargılanıp cezalandırılıyorlar ama kimse bunları terörist olarak damgalamıyordu... Ancak yapısal şiddete itiraz artmaya başlayınca, devletin şiddeti, yalnızca muhalefeti değil tüm toplumu denetlemeye, korkutmaya, muhalefet etme hakkını kullananları engellemeye yöneldiğinde, terör özellikleri kazanmaya başladı, özellikle 1970’lerde, özellikle, emperyalizme bağımlı ülkelerde. Hızla 1989 sonrasına sıçrarsak, “Büyük Ortadoğu” coğrafyasında, devletin şiddeti, neoliberalizmin ekonomik kültürel etkileri altında, postmodernizmin, sol liberalizmin katkılarıyla sol, ulusal bağımsızlıkçı muhalefetin hızla eridiğini, açılan alanda siyasal İslamın gelişmeye başladığını görüyoruz. Bu sırada, Afganistan’da Taliban, “Hıristiyan orduların”, I. Irak savaşı için “kutsal” topraklara yerleşmesi, İsrailFilistin çatışmasında sivilleri hedef alan devlet terörü, intihar eylemcileri, bugünün terörizmini hazırlıyordu. ABD’nin, Afganistan’da, Irak’ta sivilleri gözetmeyen muazzam askeri saldırısı, devlet terörü, canlandırılan ŞiiSünni çatışması, Libya, Suriye, bizi IŞİD ve TAK terörüne getirdi. Özetle, devletin “meşru” şiddetinin sivil halkı hedef almaya başlaması, terörizme eğilimli insanları yarattı. Bu terörizm de devlet terörünü besliyor. Terörü engellemek için genelde, şiddetterör ayrımını “yapısal şiddetin” etkilerini, “devlet terörünü” düşünmek, özelde de Kürt siyasi hareketinin, TAK gibi başı boş örgütleri (eğer eylemlerini benimsemiyorlarsa), bir zamanlar IRA’nın İrlanda da yaptığı gibi, acilen halletmesi gerekiyor. Borç 10 milyarı aştı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, ülke genelinde 5 milyon 390 bin 455 kişinin gelir testi yaptırma yükümlülüğünde olduğu halde gelir testi yaptırmadığını söyledi. Soylu, CHP Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak’ın, genel sağlık sigortası kapsamındaki gelir testi uygulamasına ilişkin yazılı soru önergesini yanıtladı. Türkiye’de 5 milyon 390 bin 455 kişinin gelir testi yaptırma yükümlülüğünde olduğu halde gelir testi yaptırmadığını belirten Soylu, bu kişilerin toplam borcunun10 milyar 962 milyon 923 bin lira, kişi başı ortalama borcunun 2 bin 33 lira olduğunu vurguladı. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle