Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Perşembe 24 Mart 2016 6 Duruşmaya çeyrek kalaCan Dündar ve Erdem Gül davasının duruşma savcısı değişti KUŞKULU DEĞİŞİM İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can ERDOĞAN: MAHKEME DİRENMELİYDİ Dündar ile Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün yargılanacağı davanın ilk duruşmasına 2 gün kala, AYM kararı sonrası tahliye yönünde mü Duruşmaya kısa süre kala yapılan savcı değişikliği Can Dündar ve Erdem Gül hakkındaki davaya yönelik müdahale girişimlerini de yeniden gündeme getiriyor. Anayasa Mahkemesi, Dündar larının ihlal edildiğine hükmederek tahliyelerine karar vermişti. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi de Anayasa’ya göre AYM kararları bağlayıcı olduğu için iki gazeteciyi tahliye etmek zorunda kalmıştı. AKP lamıştı. Erdoğan, Anayasa’ya aykırı biçimde mahkemenin AYM kararına direnmesi gerektiğini savunmuş ve tutuklu yargılama yapılması gerektiğini söylemişti. Erdoğan’ın bu açıklamalarından sonra iktidarın talaa veren dava ve Gül’e yöneltilen suçlamaların ta yetkililerinin dahi ilk başta olum güdümündeki medya kuruluşları da ya çıkacak olan mamının “gazetecilik faaliyeti” ol lu bulduğu bu karara karşı Cumhur kara propagandayla iki gazetecinin duruşma savcısını değiştirdi. Başsavcılık, 2015’te KEMAL GÖKTAŞ duğunu tespit ederek iki gazeteci başkanı Recep Tayyip Erdoğan sert tutuklanması gerektiğini savunan yi “basın ve ifade özgürlüğü” hak eleştiriler yöneltmiş ve AYM’yi suç yayınlar yapmaya başlamıştı. HSYK tarafından Denizli’den İstanbul’a atanan ve ilk kan geçen yıl HSYK kararnamesi talepte bulunabilecek. tirilebileceği dile getirilmişti. Son tutuklama kararını isteyen savcı İr ile Denizli’den İstanbul’a tayin edil Çalışkan’ın yanı sıra 14. Ağır Ce değişiklikle ikinci heyetin duruşma fan Fidan’ın başında olduğu Terör mişti. Çalışkan’ın yürütmenin et za Mahkemesi’ne daha önce atanan savcısının değişmesi de bu açıdan ve Örgütlü Suçlar Bürosu’ndan so kisinin yoğun olduğu Terör ve Ör ikinci heyetle birlikte duruşmalara ilginç bulundu. Dündar ve Gül da ruşturma savcısı Evliya Çalışkan’ı gütlü Suçlar Bürosu’nda soruştur çıkan savcı da değiştirildi. Başsav vasına yapılan son müdahale, du 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne duruş ma savcısı olarak görev yaparken cılık Lütfi Karabacak’ı da ikinci he ruşmaya günler kala soruşturma ma savcısı olarak atadı. Dündar ve Gül’ün yargılandığı da yetin duruşma savcısı olarak görev savcılığından mahkemeye “yeni de 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde vanın duruşmasına iki gün kala du lendirdi. lil klasörü” ve “bilgi notu” gönderil duruşma savcısı olarak görev yapan Ali Kaya, özel yetkili mahke ruşma savcısı olarak görevlendirilmesi dikkat çekti. Yargı kulislerin HSYK’den yeni heyet mesi olmuştu. Yargı kaynakları, iddianamenin düzenlenerek davanın melerin kaldırılmasının ardından de Türkiye ve dünya kamuyonun Erdoğan’ın AYM’yi suçlayan açıldığına ve artık soruşturma sav bu göreve getirilmişti. Kaya 13 ve yakından takip ettiği bir davaya bu açıklamalarının ardından 14. Ağır cılığının dava açısından görevinin 14. Ağır Ceza Mahkemelerinin ih kadar kısa süre kala savcı değiştir Ceza Mahkemesi’ne yeni bir he sona erdiğine dikkat çekerek “Uy tisas mahkemesi olarak belirlen menin “alışıldık olmadığı ve sürp yet atanması da ilginç bulunmuş gulamada genellikle yeni deliller mesinden bu yana uzun bir süre riz olanak nitelenebileceği” değer tu. HSYK’den yeni atanan heyetin bulunduğunda duruşmada savcılık dir mahkemede savcılık makamı lendirmesi yapıldı. Dündar ve Gül’ün yargılandığı da tarafından bilgi verilir ve mahkeme nı temsil ediyordu. Ali Kaya’nın ye Duruşma savcısı olarak atanan vaya bakmayacağı belirtilirken yar bu delilleri Başsavcılıktan ister. Du rine getirilen Evliya Çalışkan ise Çalışkan, davada gizlilik, dosyala gı kulislerinde bu atama ile hasta ruşmadan önce mahkemeye bu tür daha önce Konya Selçuk, Bursa ve rın birleştirilmesi, tutuklama, adli lık vs. gibi bir nedenle mevcut he bir bilgi notu gönderilmesi alışıldık Denizli’de görev yapmıştı. Çalış kontrol gibi çok önemli konularda yetteki üyelerin yeni heyetle değiş bir uygulama değildir” dedi. DündarGül duruşmasına AB VE ABD’DEN ÇOK SAYIDA DİPLOMAT GELECEK Gazetecilik yargılanıyor Adana’da durdurulan mühimmat yüklü MİT TIR’ları haberleri nedeniyle 92 gün tutuklu kalan Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcimiz Erdem Gül yarın Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde hâkim karşısına çıkıyor. Casusluk suçlamasının yöneltildiği ancak yalnızca köşe yazıları ve haberlerin olduğu iddianamenin ilk duruşmasında yargılamanın gazetecilik faaliyetlerini konu aldığı vurgulanacak. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlardan Sorumlu Başsavcı Vekili İrfan Fidan tarafından hazırlanan iddianamede, Dündar ve Gül için, “devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme”, “devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama”, “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen ya da tamamen engellemeye teşebbüs etmek” ve “silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek isteyerek yardım etme” suçlarından bir kez ağırlaştırılmış müebbet, bir kez müebbet ve 30 yıla kadar hapis cezası istenmişti. Savcı Fidan, Dündar’ın köşe yazılarının tek delil olarak gösterildiği 473 sayfalık iddianamenin 40 sayfasını da akademik bir makaleden kaynak göstermeden izinsiz kullanmıştı. Diplomatların gözü davada Başta AB ve ABD olmak üzere çok sayıda diplomat, tatil olmasına karşın, İstanbul Adliyesi’ndeki duruşmaya gelecek. AB üyesi ülkelerin İstanbul Başkonsolosları veya yardımcıları beraberlerinde hukuk danışmanlarıya birlikte davayı izleyecek. Bu temsilciler arasında AB Ankara Delegasyonu temsilcilerinin yanı sıra Almanya, İsveç, Avusturya, Hollanda, İsviçre, Kanada, Norveç gibi ülkeler de bulunuyor. Davayı Avrupa Konseyi ve AGİT de yakından izliyor. Davayı Alman Sol Parti Milletvekili Sevim Dağdelen ve AP milletvekilleri de izleyecek. Davutoğlu’na mektup Suçlamaları DÜŞÜRÜN Duruşma yarın İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde saat 10.00’da Hollande’a mektup Fransız gazetecilik sendikalarının (SNJ, SNJCGT, CFDT) Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’e gönderdik likle de gazetecileri yalnız bıraktıkları” eleştirisi anımsatıldı. Mektupta Dündar’ın “Batı kendi günlük çıkarları peşinde koşar leri mektupta ise Dündar’ın Le ken kendi tarihi değerlerini kur Monde gazetesinde 17 Mart’ta ban ediyor’ sözlerine de dikkat yayımlanan bir makalesinde Av çekildi. Mektupta 600 bin üyesi rupalı liderlere yönelttiği, “Mül olan Uluslararası Gazeteciler Fe teci krizi konusunda Ankara ve derasyonu Hollande’a, Türkiye’yi Brüksel arasında yapılan görüş büyük bir hapishaneye dönüş meler ve anlaşmalar sürerken mesini önlemek için baskı yapTürkiye’deki demokratları özel ması çağrısında bulunuldu. Uluslararası PEN Yazarlar Derneği, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na bir açık mektup yazarak, Dündar ve Gül hakkındaki bütün suçlamaların düşürülmesi talebinde bulundu. Mektupta 100’ün üzerinde imza yer alırken, Nobel ödülü sahibi, PEN ve Yazarlar Birliği üyesi imzacılar arasında Adonis, Homero Aridjis, Monica Ali, Hanan AlShaykh, Margaret Atwood, Herta Müller, J.M. Coetzee, Elfriede Jelinek, Karl Ove Knausgaard, Yann Martel, Sofi Oksanen, John Ralston Saul, Elif Şafak, Burhan Sönmez, Colm Tóibín, Mario Vargas Llosa ve Per Wästberg gibi edebiyatçılar yer aldı. Mektupta, Türkiye’de gittikçe artan korku, sansür ve eleştirel düşüncenin bastırılmasına dönük tavır eleştirildi. Habere özgürlük istiyoruz Çok sayıda ulusal ve uluslararası basın meslek örgütü temsilcisi bugün düzenleyeceği toplantıyla “habere ve gazeteciye özgürlük” istiyor. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), DİSK Basın İş, HaberSen ve Basın Enstitüsü’nün bugün saat 17.00’da Cağaloğlu’ndaki Burhan Felek Konferans Salonu’nda düzenleyeceği toplantıya Can Dündar ile Erdem Gül ve Doğu Avrupa Masası temsilcisi Johann Bih, RSF Almanya temsilcisi Christian Mihr katılacak. Toplantıda, TGC Merkezi’nden Michelle Trimborn Başkanı Turgay Olcayto, TGS Ge ve RSF Genel Sekreteri Christophe nel Başkanı Uğur Güç, Ankara Ga Deloire konuşacak. zeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri ve GÖP Dönem Sözcüsü Ümit Gürtuna, ÇGD temsilcisi, DİSK Basın Bonöukreu: Milyonların İş Genel Başkanı Faruk Eren, Ba CHP Parti Sözcüsü Selin Sayek sın Enstitüsü Derneği Başkanı ve Böke “Havuz medyası mahkeme IPI Türkiye Temsilcisi Kadri Gür kararını etkilemek için tek elden sel, Etik Gazeteciler Ağı’ndan Ce sistematik bir çamur kampanyası ren Sözeri, PEN Sweden’den ve başlattı. Sayın Can Dündar ve Er PEN International adına Elisabeth dem Gül’ün hukuku milyonların Olin, Uluslararası Gazeteciler Fe onurudur. Bu onuru size çiğnettir derasyonu (EFJIFJ) adına Barry meyeceğiz. Milyonlarla duruşma White, Mehmet Köksal, ECPMF/ salonunda olacağız” dedi. Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü l İSTANBUL/ANKARA Gazetecilere çağrı: ARAŞTIRIN AB Araştırmacı Gazetecilik Ödülleri Bağımsız Gazetecilik Platformu Punto 24, geçen yıl ilki düzenlenen AB Araştırmacı Gazetecilik Ödülleri’ne başvuru çağrısında bulundu. Yapılan açıklamada, 1 Ocak 31 Aralık 2015 tarihleri arasındaki ya zılı basın, radyo, televizyon veya internette yayımlanmış en iyi 3 araştırmacı gazetecilik haberine, toplam 10 bin Avro ödül verileceği ilan edildi. Sosyal sorunları anlamayı, kamuoyunun ilgisini çekmeyi ba şaran ve yapılmadığı durumda, ortaya çıkamayacak gerçekleri yansıtan haberlere ağırlık verileceğinin vurgulandığı açıklamada, başvuruların 15 Nisan’a kadar kabul edileceği belirtildi. l İSTANBUL/Cumhuriyet haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Beklenmedik gelişmeler neler olabilir?! Önce IŞİD terörünün Brüksel’i vurmasını kısa bir not ile geçelim: Terör, vekâlet savaşını bir süredir savaşın sahiplerine dönüştürdü. Buradan çıkartılacak ve hiç unutmamız gereken kısa tarihsel not şudur: Ülkeleri parçalama! Ortadoğu’da ve Libya’da milyonlarca insanın öldürülmesine, yok edilmesine, yurttaşlarının sürülmesine, mahvedilmesine yol açan son 15 yıllık büyük felaketin sonuçlarıdır, Brüksel’deki dram! Paris de öyle, diğer kentlerdeki saldırılar da. Biz burada korkuya esir olmuş ülkeyiz! Aileler sabah evden çıkarken birbiriyle vedalaşır oldu! Gitmek var geri dönmek yok, gibisinden.. sanki Fizan’a gidiliyor! Neyse, şüphesiz ki Brüksel’i vurmanın, en azından AB’de yaşayan Müslümanlara ve mültecilere kötü geri dönüşü olacaktır. Ama savaşın körüklendiği dünyada kimse güvence altında değildir. Avrupa ülkeleri bunu akıllarını kullanarak ve ileriyi görerek değil, yaşayarak öğreniyorlar. Şüphesiz ki biz de! Oysa ABD’nin 2011 İkiz Kuleler’in yerle bir edildiği, belki de bir kez daha böyle yaşanması mümkün olmayacak o en şaşaalı terör eyleminde bunu öğrenmiş olması gerekirdi, ama dünya jandarması görevini üstlenen böylesine büyük gücün pek de yapacağı fazla bir şey yoktur. orada da derdest edilir midi?! 4 ABD’de en affedilmeyen olay, parasal suiistimaller, yasalara aykırılıklar. Şu Amerikalı savcı Türkiye’de tam yetkili görevli olsa, iktidardan aşağı doğru tutuklamayacağı ve mahkeme önüne çıkartmayacağı az insan kalır! Kronolojik tarihlerin ardışıklığına dikkat 4 İran’da Babek hallediliyor.. Arkasından Sarraf tongaya bastırılıyor veya basıyor... ABD’de yetkililerin ve hükümete yakın olanların Erdoğan ve hükümetine yönelik, ilişkileri kopartıcı, bugüne kadar görülmeyen açıklamaları birbiri ardına geliyor. ABD yönetimi bağları tam koparmış... 4 Üstüne üstlük, Türkiye’de darbe hayalleri, tartışmaları ortalığa yayılmış... 4 Türkiye’de bombalar patlıyor, IŞİD ve PKK katliamlar yapıyor. PKK ile savaş var. 4 Akademisyenler tutuklanıyor, mahkemelere ve Anayasa Mahkemesi’ne emirler veriliyor. 4 Üstüne üstlük, Cumhurbaşkanı otoriter tek adam rejimine anayasal kılıf geçirmek için Meclis’i ve seçimi zorluyor. Davutoğlu, kendini de ortadan kaldıracak AKP Anayasası’nın mayısta Meclis’e sevk edileceğini açıklıyor. Ne olabilir?! Rıza Sarraf ve Türkiye Türkiye’yi kasıp kavuran, Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı zamanında, hükümetten bakanları düşürerek siyaset dışına iten 1725 Aralık 2013 büyük rüşvet ve yolsuzluk olayının kilit figürünün ABD’de yakalanması, şüphesiz ki Türkiye’yi, AKP iktidarını ve Cumhurbaşkanlığı koltuğunu birinci derecede ilgilendiren bir olay. Şirketleri ve bazı bankaları da! Sarraf’ın yakalanması bir dizi spekülatif varsayımların gerçeğin kendisi gibi piyasaya sürülmesine de vesile oldu. “İtiraf için gitti teslim oldu, burada öldürülebilirdi, en güvenli yer ABD olabilirdi, gider itiraf eder ve az ceza ile kurtulur” biçimindeki “kesin bilgi”lerden tutun, ipin ucunu kaçıran kaçırana... Olasılıklara bir bakış Varsayımlar tabii ki ileri sürülebilir, ama “bilgi” olarak değil. Tek söylenebilecek olan şimdilik “bilmiyoruz”dur. Ama ileri sürülebilecek yakın olasılıklar yok değil. 4 ABD “örümcek ağı”nı örmüş, “yem”in gelmesini bekliyormuş. Düşünün: Hazır bir iddianame masada! Sarraf mesela Fransa’daki Disneyland’a gitseydi ailesiyle, Sarraf’ın tutuklanması ile yeni bir sayfa açıldı Türkiye’de.. Bu kesin gibi. Türkiye’de iktidarın hem de ABD ile tam papaz olduğu bu sırada, Sarraf’ın şirketleri ve parasal ilişkileri soruşturulurken, Türkiye’deki siyasilerin büyük koruması altında sürdürdüğü parasal faaliyetin, ilişkilerin, rüşvetlerin es geçileceğini düşünmek, büyük safdillik olur. Beyaz Saray’ın koridorlarında dolaşanların yüzlerinde güller açıldığını varsayabilirsiniz. Bu durum vay emperyalistlerden medet umuyorsun gibi zırva karşı suçlamalarla geçiştirilebilecek şey değil. Nesnel bir durum: Ortada hem uluslararası hem ABD yasalarına aykırı bir “suç iddiası” var. Bu suç iddiası üzerinde siyasi korumacılık, gölgeler, somut kanıtlar varsa, kimsenin gözünün yaşına bakmazlar. Hele ABD’de, gözyaşına bakacak siyasi bir kimsenin olmadığını da düşünecek olursak! Lockheed vb. gibi tüm rüşvet olaylarının üstü kapatılabilir, ama şimdi durum 180 derece farklı! Ülkeyi yönetenleri zor durumlar bekliyor. Dündar’IN ‘Tutuklandık’ kitabı bugün raflarda ‘MİT TIR’ı fotoğraflarını solcu vekil getirdi’ Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, Ankara Temsilcisi Erdem Gül’le birlikte 92 gün boyunca tutuklanmalarına neden olan MİT TIR’ları haberleri ve fotoğraflarının hikâyesini bugün piyasaya çıkacak olan “Tutuklandık” kitabında paylaştı. Dündar, süreci şöyle aktardı: “Aradan 16 ay geçmiş, konu basına, yargıya, Meclis’e intikal etmiş, tartışılmış, eleştirilmişti. Hükümet, tam da El Kaide’ye destek verdiği, IŞİD milislerine yardım ettiği iddialarının yoğunlaştığı dönemde adeta suçüstü yakalanmıştı. ‘Türkiye’nin İrangate’i’ydi bu. ‘İnsani yardım yapıyoruz’ iddiası çökmüştü. ‘Türkmenlere silah taşıyorduk’ savunmasını da Türkmenler yalanlamıştı. TIR’ları durduran savcılar konuşmuş, ifadeler sızmış, fotoğraflar yayılmıştı. Şimdi yeni olan, görüntülerdi. Jandarmanın çektiği film, nakledilen malzemeyi hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belgeliyordu. Uluslararası bir skandal söz konusuydu. Ve seçime beş vardı. Cumhuriyet uzun zamandır konuyu takibe almıştı. 8 Mart 2015’te Ahmet Şık, açığa alınan Savcı Aziz Takçı’yla görüşmüştü ve bu görüşmeyi manşete taşımıştı. Baskının görüntülerine çok yaklaştığımızı hissediyorduk. Nihayet 27 Mayıs Çarşam ba günü öğleden sonra solcu bir milletvekili dostum getirdi görüntüleri. ‘Merak ettiğin şey bu flash diskin içinde’ dedi.” Yayımlamamak ihanet Dündar, haberin yayına hazırlanış sürecini ise şu ifadelerle anlatıyor: “Bir gazetenin yöneticisiyseniz her gün elinize çok sayıda bilgibelge gelir. Kimisinin gerçek olup olmadığından emin olamazsınız, kiminde getirenin niyetinden. Bu tür durumlarda iki soru sorarsınız kendinize: Gelen belge gerçek mi? Yayımlanmasında kamu yararı var mı? İkisinin de cevabı ‘evet’ ise yayımlamak değil, çekmecede saklamak mesleğe ihanettir. Görüntüleri hemen bizim yazıişleri ekibiyle paylaştım. Ertesi gün gazetede 4. katın en dip köşesindeki bilgisayarda birinci sayfayı çizmeye koyulduk. Eldeki malzemeyi pek az kişi biliyordu. Görüntülerden en belirgin kareleri sayfaya yerleştirdik. Manşet bir yalanı belgeliyordu: ‘İşte Erdoğan’ın yok dediği silahlar!’” C MY B