19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Olaylar ve GOrUSler 16 [email protected] EDİTÖR: ÖZGÜR MUMCU ve SİNEM USER KARA PYD ve Suriye’de federalizm KÜLTÜR SANAT Perşembe 24 Mart 2016 Yrd. Doç. Dr. GÖKTÜRK TÜYSÜZOĞLU Giresun Üniv. Uluslararası İlişkiler Bölümü Her ne kadar Washington tarafından Suriye’de federasyon istenmediğine yönelik açıklamalar yapılıyor ve BM Suriye Özel Temsilcisi Steffan De Mistura da aynı yönde konuşuyor olsa da, Suriye’deki mevcut toplumsal bölünmüşlüğün ve farklı çıkarları bir arada tutabilmenin yönetimsel karşılığı federasyon ya da buna benzer bölgesel yönetimler üzerinden kurgulanmış bir Suriye olacak gibi görünmektedir. Etkin aktör Rusya Böyle bir Suriye’de, ülkenin batısında Nusayriler ve Esad yönetimine destek veren diğer aktörlerin kontrolünde bir bölgenin oluşacağı ortadadır. Rusya da deniz ve hava üsleri ile bu bölge özelinde etkin bir aktör olarak yer alacaktır. Suriye’nin kuzey/kuzeydoğu kesiminde ise PYD’nin kontrolünde bir Suriye Kürt varlığı yaratılacak gibi görünmektedir. Bu hususta yaşanacak en önemli mesele ise PYD ile Barzani’ye yakın Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) arasında yaşanabilecek bir anlaşmazlıktır. Nitekim her iki aktör de Suriye’de federal bir çözümden yana görünse de Kürt ulusçuluğuna yön veren aktörler bağlamında rekabet içerisinde olan iki ayrı çizgiye eklemlenmiş durumdadır. Zaten mevcut konjonktürde Kürtlerin en önemli meselesi BarzaniPKK/PYD rekabetidir. Bu anlaşmazlığı gören uluslararası aktörler (ABD, AB, Rusya, Türkiye, İran) gerek bu anlaşmazlık üzerinden kendi tezlerini uygulamaya çalışarak, gerekse de bu soruna çözüm bulamadıkları için Kürtlerin “ulusal” hedeflerini ertelemelerini sağlamaya çalışarak (ABD’nin PYD tarafından ilan edilen federalizmi tanımaması ve Suriye’de federalizme soğuk olması ve Türkiye’nin Barzani’nin kontrolündeki Irak Rusya’nın, hava ve deniz üslerini korurken Suriye’den asker çekiyor olması ve aynı anda PYD’nin, kontrolü altında tuttuğu bölgelerde “federasyon” kurduğunu ilan ettikten sonra Suriye özelinde de “federasyon” dışındaki seçeneklerle ilgilenmediğini göstermesi, Özgür Suriye Ordusu, IŞİD ve El Nusra’nın kontrolü altında tuttuğu bölgenin coğrafi konumu ile birlikte düşünüldüğünde, Suriye’nin geleceğine ilişkin tablo “flu” da olsa belirmektedir. Suriye’nin kuzey kesiminde PYD’nin kontrolünde bir Suriye Kürt varlığı yaratılacak gibi görünmektedir. Bölgesel Kürt Yönetimi ile ilişkilerini çok sıcak tutarak bu aktörü PKK’ye karşı kullanmaya çalışması gibi) bir süreliğine meseleyi ötelemeye çalışmaktadır. En önemli mesele Suriye’de oluşacak Kürt varlığına ilişkin en önemli mesele ise Afrin ile diğer Kürt bölgeleri arasında yer alan MareCerablus hattına ilişkin olarak ortaya çıkacaktır. Zira bugün itibarıyla IŞİD, El Nusra ve Özgür Suriye Ordusu arasında mücadele alanı olan bölge aynı zamanda PYD’nin hedefinde yer almaktadır. PYD, bu bölgeyi de alarak Kuzey Suriye’de Türkiye sınırına paralel bölgeyi tamamen kontrol etmek istemektedir. Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar ise, bu bölgeyi kendi kontrolleri altında bulundurmayı arzulamaktadır. Zira bu bölge kuzeygüney doğrultusunda Suudi Arabis tan ve Katar ile Türkiye arasındaki bağlantıyı sağlayacak ve bu iki ülkeden gelerek Türkiye’ye ulaşacak ve belki de Avrupa’ya dek uzanacak muhtemel enerji projelerinin geçiş güzergâhını oluşturacaktır. Ankara ve Riyad’ın MareCerablus hattının PYD ya da Esad’ın eline geçmesini istememesinin en temel nedeni budur. Bu bağlamda, bu hattın, ülkenin güneyi/güneydoğusunda kurgulanacak ve Irak sınırına paralel uzanacak Sünni bölgesi ile birlikte ayrı bir yönetimsel birim içerisinde yer alması düşünülmektedir. Hiç şüphesiz, bu bölgenin güvenliği, hem muhtemel enerji projeleri hem de Suriye’de PYD’nin kontrolünde kurulacak federe yapının tek parçalı ve bütüncül bir görünüm arz etmesini engelleyeceği için özellikle Türkiye’nin büyük önem atfede ceği bir husus olacaktır. Cenevre görüşmeleri Cenevre’deki müzakereler ve özellikle son dönemde Türkiye’de yaşanan “terör eylemleri” bu senaryolardan bağımsız düşünülemez. Her ne kadar yansıtılmasa da Cenevre’deki görüşmelerde “kapalı kapılar arkasında” bu hususların tartışıldığı ortadadır. Rusya’nın çeşitli medya organları eliyle konuyu ısıtması bunu açıkça göstermektedir. Türkiye’de, gerek PKK (TAK adıyla bilinen örgüt de PKK’nin organik bir parçasıdır), gerekse de IŞİD eliyle düzenlenen terör eylemleri, IŞİD’in çeşitli ülkeler ya da aktörler tarafından kullanılabilecek operasyonel bir taşeron olduğu da dikkate alındığında, Suriye’deki gelişmeler ve Türkiye’nin ortaya koyduğu tezden bağımsız düşünülemez. VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI Cemiyetimiz Üyesi Sürekli Basın Kartı Sahibi, Değerli Meslektaşımız ÜNAL KUTSAL 22 Mart 2016 Salı günü vefat etmiştir. Kaybı basın topluluğumuzda üzüntü yaratan Ünal Kutsal’ın cenazesi 23 Mart 2016 Çarşamba günü ikindi namazının ardından Fatih Camii’sinden alınarak Nakkaştepe Mezarlığı’nda toprağa verilmiştir. Ünal Kutsal’ı sevgi ve saygıyla anıyoruz. Ailesine ve basın topluluğuna başsağlığı diliyoruz. TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ YÖNETİM KURULU VEDA Mersin eşrafından Fatma ve Mustafa Sağlamer’in kızı; Firdevs Sağlamer, Hatice Çekinmez, Hayri Sağlamer, Semiha Koçer, gazetemiz merhum genel yayın yönetmeni Kayhan Sağlamer ve Hulusi Sağlamer’in kardeşi; Hüseyin Arıboğan'ın hayat arkadaşı; Kezban Sanem Terziani’nin annesi; Giancarlo Terziani’nin kayınvalidesi; Chiara Cansu ve Alessio Ant Terziani’nin anneannesi Eczacı HAYRİYE SAĞLAMER ARIBOĞAN’ı 24 Mart 2016 perşembe (bugün) Basınköy Camii’nde öğle namazının ardından Cennet Mahallesi Tepeüstü Kabristanı’nda sonsuzluğa uğurlayacağız. AİLESİ Ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. Çağlar Çömez İstanbul Üniversitesi okul kimlik kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. Elif Gözlüklü M.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans geçici mezuniyet belgemi kaybettim. Hükümsüzdür. Rabia Sibel Kızılışık Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. Ceren Tonkal T.C. ERDEMLİ İCRA DAİRESİ TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2015/859 ESAS Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: 1 NO’LU TAŞINMAZIN ÖZELLİKLERİ: Mersin İl, Erdemli İlçe, 685 Ada No, 1 Parsel No, Merkez Mahallesi, Arsa üzerinde güney kısımda biriket duvarları örülmüş ve üzeri de çinko levhalar ile kapatılmış, herhangi bir özelliği olmayan, kullanılmayan ve harabe şeklinde bir yapı bulunmaktadır. Taşınmaz belediye sınırları içerisinde ticaret alanı olarak ayrılmış olup, 15 metrelik yola cepheli kısmı için yapılaşma yoğunluğu E= 2,10, Bitişik yapı nizamlı 7 kata imarlıdır. 7 metrelik yola cepheli kısmı için yapılaşma yoğunluğu E=1,50, bitişik yapı nizamlı 5 kata imarlıdır. Parselin batısından 15 metrelik, doğusundan 7 metrelik, güneyinden 12 metrelik ve kuzeyinden de 15 metrelik imar yolu geçmektedir. İçerisinde bulunduğu adadaki tek parseldir. Belediyenin tüm altyapı hizmetlerinden faydalanmaktadır. ADRESİ: Merkez Mahallesi Erdemli MERSİN YÜZÖLÇÜMÜ: 2.428 m2 KIYMETİ: 2.000.000,00 TL KDV ORANI: %18 KAYDINDAKİ ŞERHLER: Detaylar dosyasında mevcuttur. 1. Satış Günü: 10/05/2016 günü 11:00 11:05 arası 2. Satış Günü: 06/06/2016 günü 11:00 11:05 arası SATIŞ YERİ: Erdemli İcra Müdürlüğü Erdemli MERSİN SATIŞ ŞARTLARI: 1 İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50’sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşincigünden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir.Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50’sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı isteğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellâliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanununun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2015/859 Esas sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 10/03/2016 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 275467) Sun, hayatı boyunca caz müziğinin evrensel kök değerlerini savunmuştu. Fotoğraf: İKSV arşivi Bir ‘Cumhuriyet beyefendisi’nin ardından 82 yaşında yaşama veda eden eski toprak caz müzisyeni, kontrbasçı Selçuk Sun, Batı müzi ği formlarına sadık bir kontrbasçıydı. Bir insan hayata bakış açısını, yaşam felsefesini, yüce gönüllülüğü tu. Bu ikinciliğe hiç üzülmemiş Sun, zira birinci olan kişi NielsHenning Orsted Pedersen imiş. nü ve insancıllığını bundan da Yine de sevincini kursağında ha duru bir dille ifade edebilir bırakan bir şey olmuş; döne mi? “Herkesle yan yana gelme min hiçbir Türk gazetesi bunu ye açığım, gelin tek satır bile olsa haber yapma birlikte çalalım. ya layık görmemişti. Tüm bildiklerimi öğreteyim; para Yine gurbet falan da istemiyo Memlekete dönüşünün ar rum, bir güleryüz dından içinde yer aldığı Cum yeter!” hurbaşkanlığı Senfoni Orkest MURAT BEŞER Yukarıdaki söz ra’sından 1981 yılında emekli lerin sahibi, es olduktan sonra, Attilâ İlhan’ın ki toprak caz mü TRT’de yaptığı bir programın zisyeni, öğretmen ve kontrbas müziklerini düzenlemişti. Der çı Selçuk Sun, 82 yaşında yaşa ken gençlik anıları depreşince, ma veda etti. kalkmış yine gurbet ellere düş 1949 yılında Ankara Dev müş, İskandinavya’da ikinci let Konservatuvarı’nda öğrenci baharını yaşamıştı. iken gizli gizli caz dinleyen ve Nasıl ki, efendiliği, meşrebi çalan kuşaktan Sun. Bu yüzden ve yaşam tarzıyla tam bir Ba “yeteneksiz” olduğu bahanesiy tılı gibi oturup kalktıysa, mü le sınıf arkadaşı Tuna Ötenel zisyenliğinde de swingarmoni kovulmuş, ama kendisi kıl payı form üçlüsünden hiç kopma sıyırmıştı. dan çalan, Batı müziği form Yılgınlık günleri larına sadık bir kontrbasçıydı Sun. Hatta Erol Pekcan Bir müzisyen olarak yılgın Orkestrası’nda çalarken, caz lık geçirdiği günlerde, tak müziğinde yerli motifleri işle vimler 1960 yılını gösterirken yen (“Allı Turnam”, “Evlerinin İskandinavya’ya gitmiş. İyi ki Önü Zeytin Ağacı” gibi parçala de gitmiş, çünkü burada kendi rı yorumlayan) Erol Bey ile kı sine hem mesai arkadaşlığı ve sa bir süre araları açılmıştı, bu dostluk yapan hem de okul gi sebeple. Sun bu tip araştırma bi dersler veren fevkalade mü lar karşısında hayatı boyun zisyenlerle birlikte çalmış; en ca caz müziğinin evrensel kök önemli hayat derslerini altı ay değerlerini savunmuştu, hara birlikte çaldığı Bud Powell’dan retle. almış, ama daha sonra Dexter Yaşayan en donanımlı caz Gordon, Dave Brubeck, Eddie müzisyenlerimizden biriydi Gomez, Maffy Falay, Erol Pek Sun, özellikle caz standartla can ve İsmet Sıral ile çalarken rı repertuvarı konusunda. Ya de edindiği tecrübeyi (yanı sı kın arkadaşı Nezih Yeşilnil’in ra o güzel hatıraları) hiç unuta ifadesiyle, “Bu topraklarda ken mamıştı. dinden sonraki kuşaklara ca Aynı yıl Stockholm’da ya zı öğretebilecek, sevdirebilecek pılan Avrupa Kontrbasçılar nadir adamlardan biri”ydi... Yarışması’nda ikinci olmuş ([email protected]) Sekiz haftalık eğitimle atıkların ayrıştırılması öğreniliyor. Bu mahallede çocuklar atıkları ‘sanat’la ayrıştırıyor Anadolu Kavağı’nda yaşayan çocuklar, Dönüşüm Derneği tarafından hazırlanan ‘Yeşile Dönüş’ projesiyle ebeveynlerine geri dönüşümü öğreterek, geleceğine sahip çıkıyor. İki hafta önce Mesadet Taylan İlkokulu’nda ‘Anadolu Kavağı’nda Sıfır Atık’ sloganıyla başlayan projeyi Beykoz Kaymakamı Ahmet Katırcı ve TEGV Genel müdürü Mete Meleksoy ziyaret etti. Atölyede, öğrenciler sekiz haftalık bir eğitime tabi tutularak çöpleri yeniden ekonomiye kazandırmayı öğreniyor. TEGV Beykoz Öğrenim Birimi’nin desteğiyle hayata geçen proje ile ilgili bilgi veren Dönüşüm Derneği Başkanı Niyazi Selçuk, “Sağlıklı bir geri dönüşüm sistemi nin ilk ayağı ise geri dönüştürülebilir atıkların yerinde ayrıştırılmasıdır” dedi. Yerinde ayrıştırmanın, geri dönüştürülebilir atıkların, çöple karışıp kirlenmeden sınıflandırıp ayrılarak toplanması işlemi olduğunu vurgulayan Selçuk, şöyle devam etti: “‘Yerinde ayrıştırmayı önce çocuklara uygulamalı atölyelerle öğreterek tüm Anadolu Kavağı halkına projeyi benimsetmeyi amaçlıyoruz. Proje süresince çocuklar evden organik atıklarını okula getirerek kompost gübre yapmayı öğrenecekler. Proje sonunda okulda oluşturulan kompost gübreler organik sebze fideleri ile öğrenci ve ailelerine dağıtılarak ‘Kent Bahçeciliği’ projemizin ilk adımı atılacak.” C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle