19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 26 Şubat 2016 6 Cinayet formülü haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: ZARİFE SELÇUK Abdullah Cömert davasında fizik uzmanının raporu: Polis 45 derece açıyla atması gereken gaz fişeğini 5 derece açıyla attı, bu ölüme neden oldu Hatay’daki Gezi eylemlerinde Abdullah Cömert’in öldürülmesi davasında yargıla nan sanık polisin Cömert’i öldüren gaz fişeği atışını öldürme kastıyla duvara çarpan fişeğin yaklaşık 10 rundan beklenen tarafsızlıkla değil, mı yoksa ölüm olabi derece açıyla atıldığı kanaati bildi karşısındakine zarar verme kastıy leceği konusunda bir rildi. Fizik bilirkişisinin bu rapo la davrandığını gösteren bir unsur kayıtsızlıkla mı attığı runu da dikkate alan Yeditepe Üni olarak değerlendirilebilir. Tartışıl düğüm noktası oldu. versitesi Hukuk Fakültesi’nden ması gereken son husus, failin ola Savcılık, polis Ahmet Yrd. Doç. Dr. Barış Erman ile Ful sı kast ile mi, yoksa doğrudan kast Kuş’un bu atışı öldür ya Eroğlu Erman’ın hazırladığı ra ile mi davranmış olduğu sorunu me kastıyla değil ama porda ise silahın yaklaşık 35 met dur. Burada belirleyici olan nokta, KEMAL GÖKTAŞ ölümün olabileceğini öngörmesine rağmen “olası kastla” yaptı ğı görüşünü savunarak 20 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası talep etti. Buna karşın Cömert ailesinin avu katları bir fizik uzmanından yapı lan atışın açısını tespit etmesini is tedi. Uzmanın raporunda atılan gaz fişeğinin yolunu izlemek için fizik formüllerinden yararlanıldı. Uzman görüşleri Cömert’in 35 metreden he re mesafeden, yatay veya yataya yakın, azami 5 derecelik bir açı ile kullanıldığına dikkat çekilerek “Silahın yere 45 derece ile ateşlenmesine yönelik olarak eğitim alan fail, aykırı kullanımının yaralanma ve ölüme yol açma ihtimali konusunda bilgi sahibidir. Kasten öldürme Silah, kullanım talimatına aykırı surette, yatay veya yataya yakın failin neticenin gerçekleşmesine “olursa olsun” gibi bir yaklaşımının mı bulunduğu, yoksa doğrudan bu neticeyi mi amaçlamış olduğudur. Failin, maktulün bulunduğu yere yönelik hedef gösteren hareketi ve gaz tüfeğini bilerek iki kez aynı bölgeye ateşlemesi dışında, göstericilere yönelik şahsi düşmanca tavrını gösteren ses kayıtla Böyle bulundu Fizik uzmanları formülde hızın zamana göre türevi bulunarak ivmeye ulaşılmaya çalışıldığını söylüyor. İvmeden yola çıkarak silahtan çıkan merminin momentumu ve itme def gözeterek ateş ettiği belirtilerek bir açı ile ateşlendiğinde, ölüm ne rın varlığı, fiilin doğrudan kasıt kuvveti bulunmuş. “kasten öldürme” suçundan ceza verilmesi görüşü dile getirildi. Fizik bilirkişisinin raporunda Cömert’in ölümüne sebebiyet veren gaz fişeğinin 5 dereceden da ticesini doğurmaya elverişlidir. Bu tür bir kullanımın, silahın kullanım talimatına ve failin aldığı eğitime aykırı olduğu konusunda herhangi bir şüphe bulunmamaktadır. la işlendiği yönünde birer gösterge olarak kabul edilebilir” denildi. Bu rapor doğrultusunda karar çıkması durumunda sanık polis “kasten öldürme” suçundan müebbet hapis Uzmanlar verilerin doğru olması halinde fişeğin geliş açısının bulunabileceğini belirtiyor. ha küçük bir açıyla atılmış olduğu, Bu durum da failin, bir polis memu cezası alacak. l ANKARA İSTANBUL’DA İstanbul’da dün sabah saatlerinde polisi arayan bir kişi Bağcılar 100. Yıl TESETTÜRLÜ Mahallesi’nde tesettürlü bir erkek şahıs ihbarında bulundu. Şahsın aynı zamanda bıyıklı ve sırt ERKEK ALARMI çantalı olduğunun belirtilmesi üzerine alarma geçen terörle mücadele polisleri, Bağcılar Barbaros Caddesi’ne Medeni Yıldırım 2013’te, protestolar sırasında Diyarbakır’da vurularak öldürüldü. Medeni’yi vuran silah teslim edilenler arasında yok Diyarbakır’ın Lice ilçesi Kayacık köyünde 28 Haziran 2013’te karakol protestoları sırasında 18 yaşındaki Medeni Yıldırım’ın vurularak öldürülmesi, 8 kişinin de yaralanma BBJddrakgğğaBerrueiiaıAnraaçyuiOkiçmdtlahNzieua.pibaaoznasçlBĞışakleDğueşmnaüorbylraknnııoşipıoAzAeksnKaküıhyminiltçldatznaoaetZRtiabaıemblldtlsÜoiueraaİieMkıpillbÇ,nnnnnaeeuubisdissacerlkovsAiİlaıkeluamae’ap8a,ğbiNnrrmo0hjiobiSasNıalr0tlipdaicDavnoatssıuememeOpdrdnaağssEaüamplleiteodrarzaaKtrKlamrıedŞltrbmluenluTıaainÜeraA PSHütlygbrmdMbdziIüeiaeüıuzkNlecüEmlnre.AildkııduirOlsnLenüNDyaüinüotn.acreKİraoarzepÜAdllsumbneAüeAlıeınreuşllğRosagestimplüCbRviunıeuAlaÜz’eieçarnnlraArimsEs,ohmedrçskildiıiudaPvaÇlüyaktedu.eiekdtabltHiaKağpğayapayimuPoriıöşzalAllnalnöiıEaatbAanlnuedivcematNnateaıyealyNilicnklmırgısEibearict.süöylİakiiıe eiltĞnrleleldünaüiitnsihrl.İ, doğru giden şüpheli şahsı aramaya koyuldu. Yapılan aramalarda söz konusu kişiye rastlanamazken polis bölgede geniş çaplı inceleme başlattı. Güvenlik önlemlerini artıran polisler, cadde üzerinde yayaları ve araçları durdurarak kimlik kontrolü yaptı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden önceki gün çeşitli kurumlara metro ve metrobüs duraklarında olası canlı bomba veya bombalı araçla eylem gerçekleştirilebileceğine ilişkin uyarı yazısı yollanmıştı. l İSTANBUL sıyla ilgili er Adem Çiftçi’nin, “Haksız tahrik altında olası kastla adam öldürme” suçun dan 18 yıla kadar hapis istemiy le yargılanmasına Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde de vam edildi. Dava dosyasına gi ren kriminal raporda Yıldırım’ın vurulduğu bölgede 50 askerin silah kullandığı, jandarmanın bazı silahları incelemeye gön dermediği belirtildi. Raporda olay yerinde 317 boş kovan bulunduğu, boş kova nın teslim edilmeyen silahlar dan atıldığı tespit edildi. Olay dan sonra karakolda görev ya pan ve savcıya ifade veren 50 as kerin tümü komutanlarının em riyle sadece havaya ateş açtık larını ve kalabalığı hedef alarak ateş etmediklerini söyledi. JÖH timinden Astsubay G.T., gaz bit tiği için havaya ateş açtıklarını savunarak, “Grubun içinde terör örgütü üyesi ve sorumlusu ol duğuna dair istihbarat raporları gelmişti” diye konuştu. l DHA Seksi fişleme Sağlık ve cinsel hayat bilgileri kişilerin rızası alınmadan kamu sağlığının korunması amacıyla işlenebilecek TBMMGenel Kurulu’nda görüşülen Kişisel Verilerin Korunması Yasa Tasarısı’nda yapılan değişiklikle, sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel verilerin işlenmesine kamu sağlığının korunması şartı getirildi. Muhalefetin yoğun itirazlarda bulunduğu yasa tasarısının görüşmeleri bütçe görüşmeleri sonrasına bırakıldı. Buna göre kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, ceza mahkumiyeti ve güvenlik tedbir leriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileri kanunlarda öngörülen hallerde ilgili kişinin açık rızası aranmaksızın işlenebilecek. Muhalefet tepkili Ancak sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbi teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenecek. Öte yandan tasarının 6. madde sinde yapılan değişikliğin ardından muhalefetin itirazları üzerine görüşmeler yarıda bırakıldı. Edinilen bilgiye göre tasarının bugün başlayacak ve yaklaşık 10 gün sürmesi beklenen bütçe görüşmelerinin ardından devam edeceği belirtildi. Muhalefet söz konusu tasarının Genel Kurul’dan geri çekilerek komisyonda yeniden ele alınmasını talep ediyor. CHP’li Cemal Okan Yüksel, özel nitelikli kişisel verilerin işlenme şartlarını düzenleyen maddeden dolayı düzenlemenin fişleme yasa sı olduğunu belirterek, mutlak nitelikli kişisel verilerin kişinin açık rızası olsa bile işlenmemesi gerektiğini vurguladı. Değişiklik önergesinin yeterli olmadığını belirten Yüksel, “Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner. Bir an düşünün, bu kurul üç sene önce kurulmuş olsaydı, başında da sizin ‘paralel yapı’ diye tabir ettiğiniz yapıdan bir kişi olmuş olsaydı, şimdi her birinizi un ufak ederdi. Bu iktidar size sonsuza kadar nasip değil, yarın başkası gelir, sizin çıkardığınız kanunla sizi fişler, o zaman da sizin hakkınızı korumak CHP’ye düşer” diye konuştu. Suriye’de ateşkes ve ‘muhtarlık’lar Suriye’de ateşkes görüşmeleri başladı ve Türkiye görüşmelerde doğrudan ya da dolaylı hiçbir şekilde yok şu ana kadar. Amerika ve Rusya, diğer deyişle Obama ve Putin elbette baş aktörler. Onların yanı sıra Obama ile bu konuya binaen ortak açıklama yapan Ürdün Kralı Abdullah var. Putin’le görüşen Suudi Kralı Selman Bin Abdülaziz var. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu var. Ama bizim kapıyı çalan yok. Türkiye Suriye’de ateşkese yönelik bu diplomasi trafiğinin içinde yok da Suriye bizim dibine kadar içimizde. İliklerimize işlemiş halde. Neredeyse 3 milyona varan mülteciyi almış bir ülkenin yüzüne kimse bakmıyor. Dünyada Türkiye’yi ne hesaba katan, ne de kaale alan varken Türkiye cumhurbaşkanı dünyaya hâlâ bizim muhtarlar üzerinden seslenmeyi sürdürüyor! Onlarla 21’inci buluşmasında Suriye’ye ilişkin diyor ki: “Türkiye’nin hassasiyetlerinin dikkate alınması gerekiyor. Bu ülkede [Suriye’de] olup biten nedir, öğrenilecekse bizden öğrenilecek.” Neredeyse dünyaya “ültimatom” havasındaki bu sözleri ancak ve sadece muhtarlar dinliyor. “DAEŞ (IŞİD) ve EnNusra nasıl ateşkesin dışında tutuluyorsa PYDYPG de tutulmalı” diyor ve şöyle yorum kesiyor: “EnNusra kötü, PYDYPG iyi!.. Olay farklı. EnNusra’nın bulunduğu konum farklı olduğu için bunlar ne diyor: İyi teröristler, kötü teröristler!.. Mantık bu.” Bunları da yine kendimiz söyleyip kendimiz dinliyoruz. Liderlerimiz, cumhurbaşkanı başta olmak üzere başbakan, hükümet sözcüsü, dışişleri bakanı ve saire, hepsi Türk dış politikasını dünyada değil “evde” yürütüyorlar. Dünyaya “muhtar” olamamışlar, “dünyanın muhtarları” ile simetrik bir diyalog içinde de değiller. “Asimetri” öyle ki Suriyeli mültecileri kendi içinde tutan, dış dünyaya salmayan bir “tampon” olma karşılığında 3’ün5’in pazarlığını yapı yor, “Hele bir 3’ü alın da bakalım, sonra düşünürüz 5’i” cevabını alıyorlar. Hal böyle olunca Suriye meselesi ve ateşkes üzerine mütalaalar bizim muhtarlara iletiliyor. Kanaatler onların alkışına sunuluyor. AKP, kendisinden önce dünyayı yönetenleri dış politikada pasif olmakla suçladı ve aktif bir dış politika izleme yolunda bir “neoOsmanlıcılık” referansıyla ortaya çıktı. Hâlbuki Osmanlıcılık, dinbilimcitarihçi Jaroslav Pelikan’ın gelenekçilik için söylediğinin tıpkısının aynısı olarak sadece ve sadece “yaşayanların ölü inancı” idi. Öyle olduğunu şimdilerde çok iyi anlıyoruz. Osmanlıcılık diye Ortadoğu’ya yöneldiler, tarihî ve tescilli Osmanlı düşmanı VahhabiSelefiliği yüklenip geldiler. Sekülerleşmeyi etkin şekilde hayata geçirebilmiş neredeyse tek Müslüman ülke olma nitelik ve ayrıcalığına sahip Türkiye’nin başındaki dindarmuhafazakâr siyasi anlayış olarak dünyanın gözünde yükselişe geçip, prim yapıp, kabul görüp sonra bunu unuttular, Ortadoğu kazanında şaşalayıp Selefiliğe enfekte oldular. Tüm ülkeye de bulaştırdılar virüsü. Dış politik hamlelerinde inandırıcı olma kaygısıyla Selefiliğe sardırıp Türkiye’nin toplumsal yapısıyla uğraştılar, onu bozdular, kültürel parçalanmaya uğrattılar. O çok meftun oldukları, dillerinden düşürmedikleri cetlerinin kemiklerini sızlatırcasına Selefimeşrep bir Osmanlıcılık hortlattılar. Ortadoğu’da, Suriye’de çabaladıkça battılar, Türkiye’yi de batırdılar. Ve şimdi dışarıda kimse yüzlerine bakmadığı için hedefledikleri aktif dış politikayı sadece “içeride” icra edebiliyorlar!.. Ülkenin içini dışına, dışını içine çıkardılar yani... O yüzden, naçar, Suriye’deki ateşkes konusunu dünyanın muhtarlarıyla değil, ancak “mahallenin muhtarları”yla müzakere edebiliyorlar. Fidan ve Lekesiz’e istihbarat daveti TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu’nun CHP’li üyeleri MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz’i, Ankara’da 29 kişinin yaşamını yitirdiği Ankara’daki terör saldırısı konusunda bilgi vermek üzere komisyona davet etti. Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu’nda Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, komisyon üyelerini bilgilendirdi. Toplantı sonrasında CHP’li üyeler Engin Özkoç, Tuncay Özkan ve Barış Yarkadaş, Meclis’te basın toplantısı düzenledi. Özkoç, Ankara’da meydana gelen patlamayla ilgili olarak Fidan ve Lekesiz’in 1 Mart Salı günü komisyona gelerek bilgi vermelerini talep ettiklerini açıkladı. Öz koç, MİT Müsteşarı ve Emniyet Genel Müdürü’ne soracakları sorular karşısında patlamanın bir istihbarat açığından mı kaynaklandığını, yoksa önemli bir istihbaratın gereğinin yapılmaması sonucu mu gerçekleştiğini öğreneceklerini anlattı. Özkoç, “Saldırıyı TAK Kürdistan Özgürlük Şahinleri denilen bir terör örgütü üstlendi. Saldırganın isminin hükümetin açıkladığı gibi Salih Neccar değil Abdulbaki Sömer olduğu anlaşıldı. Biz öğrenmek istiyoruz ki devletin ve hükümetin başındaki isimler neye dayanarak böyle bir açıklama yaptı? Bu konunun bir an önce açıklığa kavuşması gerekiyor. Numan Kurtulmuş’tan bazı bilgileri aldık”diye konuştu. Güler, Sur’da değil Cizre’de öldürülmüş Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 2 Aralık’ta Dağkapı meydanında polise ateş açtıktan sonra öldürülen kadının Hacetepe Üniversitesi Arkeoloji Bölümü 2. sınıf öğrencisi Güler Eroğlu olduğu değerlendirilmiş, aile cenazeyi Batman’da toprağa verdikten sonra Koçyiğit ailesi cenazenin kendi kızları Mizgin Koçyiğit’e ait olduğu söylemişti. Yapılan DNA testinin ardından öldürülen kadının Mizgin Koçyiğit olduğu ortaya çıkarken, Güler Eroğlu’nun ise Şırnak’ın Cizre ilçesindeki ope rasyonlar sırasında öldürüldüğü ortaya çıktı. Eroğlu’nun cenazesi dün Batman’a getirildi. Cenazeyi HDP Milletvekilleri Ayşe Acar Başaran ile Saadet Becerikli’nin de olduğu yaklaşık 150 kişi karşıladı. Milletvekilleri Başaran ile Becerikli, aileye başsağlığı dileğinde bulundu. Güler Eroğlu’nun babası eski DBP Merkez İlçe Yöneticisi Aydın Eroğlu, “Daha önce kızım diye başka bir cenazeyle karışmıştı. Bu kez kızım Güler Eroğlu cenazesini aldık. Köyde defnedeceğiz” dedi. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle