19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR CRR’de oda müziği ziyafeti Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu, 28 Şubat Pazar akşamı özel bir oda müziği konserine ev sahipliği yapacak. Etkinlikte Sabine Meyer, İsviçreli ünlü korno sanatçısı ve şef Bruno Schneider, dünyaca saygın orkest ralarda baş fagotçu olarak yer alan Oslo Norveç Müzik Akademisi profesörü Dag Jensen ve en son albümü “Reverie” ile ses getiren kontrbas sanatçısı Knut Erik Sundquist, saat 20.00’de müzikseverlerle buluşacak. Cuma 26 Şubat 2016 EDİTÖR: CEREN ÇIPLAK TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Galata’[email protected] Sabine Meyer barış vahası 19 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi, güncellenmiş içeriğiyle yeni mekânı Galata’daki Neve Şalom Sinagogu kompleksinde açıldı “Barış Vahası” anlamına gelen Neve Şalom Sinagogu kompleksinde Tevrat’tan bir alın niteliğinde. Kurum kapılarını 19. yüzyılda Yahudilerin sıklıkla yaşadığı bir semt olan Galata’daki Neve Şalom Si tı karşılıyor bizi: “Seni yerleştirdiğim nagogu kompleksi içerisinde yeni sergi şehrin barışını gözetecek ve Tanrı’ya içeriğiyle açtı. bunun için yakaracaksın”. Bu alıntının Müzenin Müdürü Nisya İşman Allovi da yer aldığı komplek ise “Müze, Yahudi yaşamından sundu sin içindeki 500. Yıl Vak ğu kesitlerle bu topraklarda yüzyıllar fı Türk Musevileri Müzesi dır dinsel ve kültürel farklılıklarımızla yeni yüzünü dün bir grup bir arada yaşamanın meydana getirdiği gazeteciye gösterdi. ortak mirası yurtiçi ve yurtdışında ta 500. Yıl Vakfı Türk Mu nıtmaktadır” diye konuştu. CEREN ÇIPLAK sevileri Vakfı Başkanı Mo Müzenin dikkat çeken bölümlerinden ris Levi, kültürel özellik biri de Neve Şalom ve müze arasında fi lerini, lezzetlerini, mü ziki bağlantıyı kuran midraş holü. ziklerini, etkileşimlerini yansıt Bu geçiş koridorunda sinagog mak ve bu toprakların mozaiği içinde yapılan sünnet, dü nin vazgeçilmez rengi ve fay ğün, Bar Mitzva dalı yurttaşlar olduklarının gibi ritüeller altını çizmek için canlı olarak 500. Yıl Vakfı izlenebile Türk Musevileri cek. Müzesi’ni yeni Üç ayrı bö den yapılandır lümden oluşan dıklarını ifade etti. müzede ziyaret Bu müze, daha önce çiler Yahudi ta 2001’de Karaköy Zülfaris Sinagogu’nda kurulan müzenin devamı Hanukiya (19. yüzyıl), Çanakkale, Silvyo Ovadya Koleksiyonu’ndan. rihi, gelenekleri, dini ritüelleri ve sosyal yaşamı ile ilgili birçok konuda bilgiye ulaşabilecek. Müzede, interaktif panolar, dokunmatik ekranlarla müzenin arşivi, objeleri dijital olarak teşhir ediliyor. Yahudi tarihi Müzenin ilk bölümün de MÖ 4. yüzyıldan gü nümüze kadar Anado lu topraklarındaki Yahu di tarihi anlatılıyor. Ba sın için ayrılan bölüm de Cumhuriyet öncesi ve sonrası yayımlanan Türk Yahudi basınına ait gaze Tora (Tevrat) ruloları (üstte) dini açıdan yenilebilir bir hayvanın derisinden hazırlanmış parşömen üzerine özel olarak eğitilmiş kişiler (sofer) tarafından elle yazılır. te örnekleri, matbaa objeleri ve tarihçe yer alıyor. Mistik atmosfer dan gelen dini objeler sergilenmekte. ramlar, yemek ve dil kültürü, müzik ve Etnografya bölümünde ise doğumdan Yahudilerin çoğunlukla yaşadıkları böl ölüme yaşam döngüsü, objeler, belge gelerde yer alan sinagog, mezarlık gibi Dini ritüellerde kullanılan objelerden oluşan bölüm ise 1982 yılında kapanan Appollon Sinagogu’ndan gelen midraş ile temsili olarak yeniden canlandırılarak oluşturulmuş. Litürjik objelerin bir araya gelmesi ile mistik bir atmosferin yaratıldığı bu alanda farklı sinagoglar ler, resimler ve videolarla ziyaretçiye aktarılıyor. Ziyaretçilerin barkovizyon ile çeşitli şehirlerden Yahudi gelenek ve törenlerine ait görüntüleri seyretme imkânı sunuluyor. Son bölümde Yahudi gelenekleri, bay yapılar panolar ve dokunmatik ekranlarda anlatılıyor. (Müze, pazartesiperşembe arası 10.0016.00 , cuma 10.0013.00, Pazar 10.0014.00 saatleri arasında gezilebilir. Bilgi: www.muze500.com, 0212 292 63 33) Macera kokteyli ‘Portrelerin Halleri’ SERGİSİ Klişe bir epikaksiyonmacera kokteyli ‘Mısır Tanrıları’ ile ‘Hesaplaşma’ bugün gösterime giriyor. Oscar haftası nedeniyle ‘Mustang’ ise ikinci kez gösterime giriyor ‘Mısır Tanrıları’ eski Mısır tanrılarının çevirdiği entrikalara ilişkin bir film. ‘Mısır Tanrıları’ Eski Mısır mitolojisine göre evrenin kralı, güneş tanrısı Ra’nın (Geoffrey Rush) iki oğlundan, adil ve barışçıl olan, varlıklı Nil bölgesinin yöneticisi Osiris artık tacını oğlu Horus’a (Nikolaj Coster Waldau) verecekken, çöle hükmeden, karanlıklar tanrısı, haris kardeşi Set (Gerard Butler) Osiris’i öldürür. Kavgada yendiği yeğeni Horus’un da gözlerini çıkarıp tüm gücünü yok ederek kargaşa ve çatışmalara gark ettiği ülkesinin tek acımasız hakimi olur. Genç hırsız Bek (Brenton Thwaites) ise ölen sevdiği kız Zaya’yı (Courtney Eaton) hayata döndürmek için Horus’un yanında yer alarak akıllara ziyan serüvenlere atılır ve film ‘kaos yaratıcı’ Set’in egemenliğine son veren, ölümsüz ve ölümlü kahramanlarımızın mutlu sona eriştiği bir masal finaline dümen kırar. Epeydir sesi çıkmayan, Yunan asıllı Amerikalı yönetmen Alex Proyas’ın imzasını taşıyan bu 3 boyutlu, gösterişli film, eski Mısır tanrılarının çevirdiği entrikalara ilişkin, masalımsı, fantastik hikâyesinden çok, sıra dışı dekormekânkostüm tasarımları, giderek monotonlaşan görsel efektleri ve kameraman Peter Menzies’in görüntüleriyle ilgi çekmeye çabalıyor. Sonuçta bu “Gods of EgyptMısır Tanrıları”, sinemaseverlere 2 saatlik, klişe bir epikaksiyonmacera kokteyli sunmaktan öteye geçemeyen bir üstünyapım. ‘Hesaplaşma’ Doktor karısıyla (Michelle Eve) mutlu, genç ve hırslı avukat (Josh Duhamel), eski fettan sevgilisi Emily’den aldığı birtakım somut delillerle büyük bir ilaç tekelinin çok kudretli patronu Denning’e (Anthony Hopkins) dava açar, görünürde Denning’e karşıt, tanınmış, büyük bir avukatın da (Al Pacino) desteğini alarak. Kapatması olduğu ama sevmediği, milyarder Denning’e şantaj yapmaya kalkışırken canından olan seksi Emily’nin katili olarak New Orleans polisince aranan genç avukatımızın içine düştüğü komplodan kurtulma çabalarını hikâye eden “MisconductHesaplaşma”, alışılagelmiş, çok bildik heyecan, merak öğeleriyle dolu, zorlama ve klişe senaryosunun kurbanı olan kötü bir film. PacinoHopkins gibi 2 yaşlı ama ünlü star’ından medet uman, abartılı müziklerle de şişirilmiş, iddialı ancak başarısız bir gerilim denemesi özetle. Shintaro Shimosawa’nın yönetmenliğini üstlendiği bu filme bizce ancak gerilim tutkunları katlanabilir. ‘Mustang’ yeniden Özgürlüklerine düşkün 5 kız kardeş pazar gecesi verilecek Oscar ödül töre ninde, yabancı dilde en iyi film Oscar’ına aday 5 film arasında öne çıkan, ödül kazanması da olası, FransaTürkiye ortakyapımı “Mustang” de ikinci kez gösterimde. Fransa’da büyüyüp Paris’teki önemli bir sinema okulundan mezun olmuş, Ankara doğumlu diplomat kızı Deniz Gamze Ergüven’in yönettiği “Mustang”, ücra bir Karadeniz kasabasında ninelerinin bakıp yetiştirdiği, özgürlüklerine düşkün, 5 öksüzyetim kız kardeşin mücadelesini anlatan, seçildiği dış festivallerde de hep alkışlanıp ödüller kazanmış, bir “ilk film” malum. Her daim mevcut kadın sorunsalını ele alışı, dinamik, duyarlı, coşkulu sinematografisi ve asi kızkardeşleri oynayan gencecik oyuncularının başarısıyla seçkinleşen “Mustang”, yönetmen Deniz Gamze Ergüven’in senaryosunu Fransız meslektaşı Alice Winocour’la birlikte yazdığı ve Fransa’nın, yabancı dildeki en iyi film Oscar’ına aday gösterilmiş bir ortakyapım. Şimdi Oscar ödülleri haftası nedeniyle bizde de ikinci kez gösterime giriyor. Haftanın öteki filmleri Jane Austen’ın sınıfsal ilişkiler bağlamında, İngiltere’de geçen bir aşk öyküsünü anlattığı ünlü klasik romanı bu kez bir zombi filmi olarak beyazperdeye uyarlanmış Burr Steers’in yönetmenliğinde ve ortaya bu “Pride and Prejudice and ZombiesAşk ve Gurur ve Zombiler” çıkmış! Bugün “Aman Hocam 2” adıyla gösterime çıkarılan “Les Profs 2” ise eğitim yöntemleri ve öğretmenöğrenci ilişkileri üstüne beylik bir Fransız komedisi. Haftanın yeni başlayanları arasında iki de yerli film var: yönetmen Hüseyin Eleman’ın amatör kamera tekniğiyle çekilmiş “Çağrılan”ıyla, yönetmen Hulusi Orkun Eser’in politik gerilim denemesi “Senarist”. Portrelerin portresi Açıkekran Levent’te Taner Ceylan, otoportre. İstanbul kültür haritası, aktif bir nokta daha kazandı: Açıkekran Levent; sosyolog, eleştirmen ve küratör Ali Akay imzası ile, Leyla Gediz, Seza Paker, Şükriye Dikmen, Taner Ceylan ve Yusuf Taktak’ın yapıtlarını bir araya getiren ‘Portrelerin Halleri’ sergisini izlenime sundu. 16 Nisan’a dek yer alacak sergiye ev sahipliği yapan Açıkekran Levent, Şekerbank’ın Genel Müdürlük binasında yer alıyor. Resim, heykel, fotoğraf ve yerleştirme gibi alanlara kapısını açan mekândaki sergi, resim sanatının en eski türlerinden ‘Portre’ resmine güncel bir yaklaşım sunuyor. Sergi, farklı nesillerden beş imzayı buluşturuyor. Sergide, 1980’leri temsilen yer alan Seza Paker, fotoğraflarıyla portreyi bir “temsil ilişkisi” içerisinde ele alırken, 1990’lardan günümüze varan emeğiyle Taner Ceylan ve 1970’lerden Yusuf Taktak, otoportreleri ile portre sanatı geleneğine gönderme yapıyor. Sergide, iki farklı sanatsal ifade aracını işinde bir arada ustaca kullanan ve 2000’lere karşılık veren Leyla Gediz ve bellekle hesaplaşan soyutlamasıyla, 1950’lerin ikon sanatçısı Şükriye Dikmen, aynı çatı altında buluşturuluyor. Küratör Ali Akay, sergiye dair açıklamasında, “Açıkekran Levent’in ilk sergisinin portrelere ayrılmasının sebebi, bir mekânın yeni olması dolayısıyla öncelikle kendi çizgilerini göstermesi, yüz hatlarını ve ifade biçimlerini ortaya koyması gerekliliğidir” diyor. Sergi hafta içi her gün 09.3019.30 arasında görülebiliyor. l Kültür Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle