19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 26 Şubat 2016 DÜNDAR VE GÜL92EDİTÖR:CANDOKER/ASLANYILDIZ GÜN SONRA ÖZGÜR Anayasa Mahkemesi kararının ardından cezaevinin önü bayram yerine döndü. Dündar ve Gül kararı “Ankara’da yargıçlar varmış” diyerek değerlendirdi ALİ AÇAR / CANAN COŞKUN Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) hak ihlali kararının ardından Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcimiz Erdem Gül dün gece geç saatlerde Silivri Cezaevi’nden tahliye edildi. AYM’nin kararının ardından İstanbul’da Çağlayan Adliyesi’nde ve Silivri Cezaevi önünde dün akşam heyecanlı bir bekleyiş yaşandı. Mahkemenin kararı, Dündar ve Gül’ün yargılamasının yapılacağı İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne akşam saat 19.45’te ulaştı. Bu sırada mahkemede Tahşiye soruşturmasında kumpas iddialarına ilişkin dava görüldüğünden heyet, kararı ve tahliye talepli dilekçeyi duruşma sonrası inceleyeceğini belirtti. Mahkemedeki Tahyişe davası gece saat 24.00’e kadar sürdü. Bu davanın bitiminin ardından saat 00.45 sıralarında AYM’nin kararını değerlendiren mahkeme, hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için Dündar ve Gül’ün tahliyesine karar verdi. Mahkeme heyeti Dündar ve Gül’e yurt dışına çıkış yasağı koydu. ‘Ülkemiz adına mutluyuz’ Mahkemenin tahliye müzakeresi kısa süre sonra Silivri Açık Ceza ve İnfaz Kurumu Savcılığı’na gönderildi. Dündar ve Gül, saat 02.00 sıralarında özgürlüğüne kavuşarak, cezaevi önünde kendisini bekleyen aileleri, mesai arkadaşları ve savenleriyle kucaklaştı. Kararın ardından Silivri’ye giderek Dündar ve Gül ile görüşen Cumhuriyet Vakfı İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, “‘Ankara’da yargıçlar varmış’ dediler, ülkemiz adına mutlu olduklarını söylediler. Bütün kolilerini, kitaplarını, çamaşırlarını hazır etmiş durumda bekliyorlar” ifadelerini kullandı. ‘Can’ları almaya geldik’ AYM’nin kararının ardından Can Dündar’ın eşi Dilek Dündar dün akşam saat 20.55 sıralarında Silivri Cezaevi Aslı Gül Deniz Gül Sarp Güney Gül VEDAT ARIK Can erok Dilek Dündar Kararın Silivri Cezaevi’ne ulaştığının öğrenilmesinin ardından cezaevinin önünde bekleyen, aralarında Can Dündar’ın eşi Dilek Dündar, Erdem Gül’ün eşi Aslı Gül, oğulları Sarp Güney ile Deniz’in de bulunduğu kalabalıktan alkışlar ve ‘özgürlük’ sloganları yükseldi. önüne geldi. Gazetecilere konuşan Dilek Dündar, “Geçici bir göreve gitmişti gibi karşıladık. Ellerimizle teslim ettik. Ellerimizle almaya geldik. Ben hukuk sistemine güvenmemiz gerekir, özellikle Anayasa Mahkemesi’ne güvenmek gerekir diyordum. Çok güzel bir karar verdi. Şimdi de Can’ları almaya geldik” dedi. 3 aylık sürenin nasıl geçtiğinin sorulması üzerine ise Dilek Dündar, “Çok yoğun geçti. Yurtdışında ve yurtiçinde bir dizi görüşmeler yaptım. Washington’dan yeni inmiştim kararı öğrenince bavulu eve bırakıp direkt buraya geldim. Konuyu anlattım. Herkese duyurmaya çalıştım. Uluslararası düzeyde Türkiye’de gazeteciliğe olan zor durumu duyurma çabasına girdim. Şimdi de Can’ı almaya geldim” diye konuştu. Dündar şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’deki herkes bizim için yatıyorlar gibi bir görüş sahibiydiler. Bu destek Can’lara moral oldu. Umut Nöbeti çok moral oldu. Bu kara bulutlar basının üstünden kalkacak. AYM’nin kararı da umut verecek, gazeteciler de özgürce haber yapmaya devam edecek.” Öznur Dündar: Gururluyum Silivri’ye gelen Can Dündar’ın annesi Öznur Dündar da, “Bu adalet hepimize lazım. Çok mutluyum, herkese teşekkür ediyorum. Hâkimlerimiz sağ olsun. Hâkimlerimizle gurur duyuyorum” dedi. Erdem Gül’ün eşi Aslı Gül, oğulları Sarp Güney ile Deniz de Silivri’de heyecanlı bir bekleyiş yaşadılar. Aslı Gül yargı bağımsızlığına inandığını belirterek, “Eşlerden çok çocukların durumu önemli bu olayda. AYM, Türkiye’de bence kurumsallığın ne kadar önemli oldu ğunu bir kere daha hatırlatmış oldu. Son nokta ise Türkiye toplumuna düşüncenizi rahatça ifade edebilirsiniz dedi. Erdem’le son görüşmemizde AYM’den çok umutluydum. Hukuksallığına, yargı bağımsızlığına inanıyordum” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran, CHP’li milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Utku Çakırözer, Eren Erdem, CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat, Avcılar Belediye Başkanı Handan Toprak, Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, sanatçı Zülfü Livaneli, gazeteci Nebil Özgentürk, Kemal Türkler’in kızı Nilgün Soydan, Okan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bülent Vardar, gazetemiz yöneticileri ve çalışanları da Dündar ve Gül ailesiyle birlikte tahliye kararını bekledi. l İSTANBUL SİYASİLERDEN TEPKİ ‘Türkiye bir ayıptan kurtuldu’ l CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Bir acının sona ermesi... Öyle yorumlayabiliriz. Bir dramın sona ermesi... Her şeye karşın en büyük güvencenin yargı olduğu ortaya çıkıyor. Doğru haber yaptı diye gazetecilerin hapse atılması asla kabul edilemez. Medya özgürlüğüne indirilen çok büyük bir darbe vardı. Anayasa Mahkemesi aldığı kararla Türkiye’yi bir ayıptan kurtardı.Umarım, benzer olaylar Türkiye’de bir daha olmaz. l CHP Grup Başkanvekili Levent Gök: Haber yazma ve halkın haber alma hürriyetinin engellendiği bir dönemde bu hak ihlali kararının verilmesini memnuniyetle karşılıyoruz. l AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan: Mahkeme kararını sevinçle karşılıyoruz. Ancak mahkeme kararları üzerinden partimizin itham edilmesi doğru değil. Bu yargının işidir. l HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken: Verilen bu kararı büyük bir memnuniyet ve coşku ile öğrendim. Haksız bir şekilde tutuklanmaları vicdanları kanatıyordu. l MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay: Önemli ve sevindirici buluyoruz. l TBB Başkanı Metin Feyzioğlu: Teşekkürler Anayasa Mahkemesi. l CHP Milletvekili Barış Yarkadaş: Direndiler, faşizme teslim olmadılar... Gerçekler, yalanları yendi. Tutuklu 32 gazeteci de özgürlüklerine kavuşacak. Selfie’li ‘güzel günler’ CHP milletvekili Eren Erdem, tutuklama kararı öncesinde çekilen bir fotoğrafı sosyal medya hesabı üzerinden paylaşarak AYM kararını “Adalet kazandı.. Özgürlük çok yakın.. #GüzelGünlerGöreceğiz” sözleriyle değerlendirdi. HUKUKÇULAR ANAYASA MAHKEMESİ’NİN KARARINI DEĞERLENDİRDİ: Bu davanın sonu beraat Hukukçular, Anayasa Mahkemesi’nin Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutukluluğuna ilişkin verdiği ihlal kararının basın ve ifade hürriyeti açısından önemli olduğunu vurguladı. Ceza hukukçusu Ersan Şen; kararın, tutuklama tedbirinin şartları ve devamı ile ilgili olduğunu, soruşturma aşamasıyla ilgili sınırlı bir inceleme ve hak ihlali kararı olduğunu bildirdi. Bu hak ihlalinden sonra Dündar ve Gül’ün yüzde 99 tahliye olmaları gerektiğini belirten Şen,“Anayasa Mahkemesi, bu başvuruda benim önüme gelen gidenlerle basın mesleğinin icrasını gördüm. Burada tutuklamaya yeter delil ve kuvvetli suç şüphesi yok demiştir” ifadesini kullandı. Kararın benzer olaylar için emsal niteliğinde olması gerektiğini de söyleyen Şen, buna karşılık yargının bu tür kararları yeterince dikkate almadığını söyledi. Basın için önemli karar Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakülte rağmen yargının bağımsızlığından ciddi şüphe duyuyorum” değerlendirmesini yaptı. ‘Beraat olmalı’ YARSAV Başkanı Mu rat Arslan, ihlal kararın kaçınılmaz bir süreç ol ŞEN AKDENİZ ARSLAN duğunu kaydetti. Sulh si Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz, kararın özellikle tutuklama ile sınırlı kalmayıp, basın ve ifade özgürlüğünü kapsamasının çok önemli olduğunu söyledi. Fakat, gerek tutuklanmalarının gerekse başvurularının Anayasa Mahkemesi gündemine alınmasının Saray’dan bağımsız olmadığını belirten Akdeniz, “Ancak Anayasa Mahkemesi siyasetten ve siyasilerden bağımsız hareket ede ceza hâkimliğinin böyle bir tutuklama kararı vermesinin konjonktür gereği olduğunu vurgulayan Arslan, “AYM üzerinde AİHM baskısı vardı. Eğer bunun gibi bir iki karar olsa etkili başvuru yolu olma niteliğini kaybetme tehlikesi vardı. Bu nedenle ihlal vermek zorundaydı” dedi. İhlal kararının İstanbul’daki mahkemenin elini kolunu bağlayan bir karar olduğunun da altını çizen Arslan, “AYM, mevcut delil bildiği zaman bu kararların gerçekten lerin tümünü gazetecilik faaliyeti oldu bir anlamı olacaktır. Bu tutuklama kara ğunu ifade etti. Şüphe yoksa dava bile rı veren Sulh Ceza Hâkimlikleri ve yar açamazsın. Bu davanın sonu beraat de gılamaya devam kararı veren Ağır Ceza mektir, yeni bir şey konulmazsa” diye Mahkemeleri için de geçerli. Bu karara konuştu. l ANKARA / Cumhuriyet SİLİVRİ’DEN İZLENİM ‘Arabaları ayarlayın gidiyoruz’ARİF KIZILYALIN ‘Çıkacaklar mı, çıkmayacaklar mı’ gün boyu Cumhuri ğan Satmış, üçüncü araçta Tayfun Atay, Ceyda Karan, Pınar Ersoy, Arif yet ailesinin birbirine, eşine, dostu Kızılyalın, Cumhuriyet gönüllüleri, na sorduğu tek soruydu.. Cumhuriyetseverler. Taa ki, AYM’den gelen ‘tutuklu Aslı Gül ve ufaklıklar uçakla İstan luk halleri hak ihlalidir’ şeklindeki bul, sonra Silivri telaşında.. tahliye sinyaline kadar.. Araçlardaki hava umut yüklü... İşte o anda sevinç tavan yap Ya çıkacaklar, ya çıkacaklar diyo mıştı ki, Tahir Özyurtseven’in se ruz ama burası Türkiye, endişemiz de si yükseldi, “Arabaları ayarlayın gi yok değil.. Tayfun Atay Hoca, esprileri diyoruz.” sonra tweetleri patlatıyor arka arka Galiba özgür kalacaklardı 90 kü ya: “Silivri’ye CanErdem’i haramiler sür gün sonra... Orada olmalıydık, 26 Kasım’da Gazetemizden çok sayıda isim Dündar ve Gül’ü karşılamak için Silivri yolunda. den koparıp almaya gidiyoruz...:))” Ve Silivri, her Cumhuriyet çalışanı gözyaşlarıyla bıraktığımız ‘İşlemleri hızlandırmak için kendi arabamla nın birkaç kez uğradığı mekândayız, Silivri’den bu kez coşkuyla teslim almalıy gideceğim’ diyen Akın Atalay vardı, galiba coşkulu bir kalabalık ve bekliyoruz iki arka dık arkadaşlarımızı.. hız sınırlarını aşmış.. daşımızı, yoldaşımızı... Ankara’dan nihai karar gelip, hukukçu or Diğer arabada Dilek Dündar, Adalet Ata Kimler yok ki? Millet işini gücünü maçı dumuz nöbetçi mahkemeye hücum edin lay, arkadaki büyük otobüste Tahir Özyurt nı bırakıp gelmiş, politikacısı, sanatçısı, ga ce bize de kontağı çevirmek kaldı. En önde, seven, Murat Sabuncu, Ayse Yıldırım, Do zetecisi.. haber 11 Aaaa, hukuk varmış!.. Dün, akşam alacasında geldi. Gelmez, uğramaz, hatta belki yaşamıyordur artık diye iyiden iyiye umutsuzduk. Sonra... Sonra birden geliverdi. Sürekli kalacak mı, hep birlikte mi olacağız? Bilmiyorum. Görmeliydiniz, bir sarıldık, bir sarıldık. Hani gözler bazan sevinçten de dolar ya, işte öyle olduk... Nasıl da özlemişiz... Tabii, “Nerelerdeydin kuzum, çok özlettin kendini” diye soracak kadar da saçmalamadık. Nerede olduğunu biliyorduk. Adeta tutsak edildiğini biliyorduk. Üstelik ağır yaralı olduğunu da. Zaten oldum bittim, ben kendimi bildim bileli hep yaralı bereliydi. Bazen bedensel yaralı; çoğu kez yüreği, ruhu ağır yaralıydı. Son dönem, son yıllar onun için daha farklıydı. Onu hayatımızdan neredeyse tümüyle çekip çıkarmak ister gibi bir saldırı başlatıldı. Üstelik bu saldırıya alkış tutan geniş bir kitle de harekete geçirildi. Oysa çağdaş devlette “yurttaş”ın, hele hele “gazeteci yurttaş”ın sığınabileceği son ve tek liman oydu. Zorbalardan ve zorbalaşan devletten korunabileceği, güvende olabileceği son ve tek liman... HHH Dün... Akşam alacasında çıktı geldi. Özlemiştik. Bizim meslekte o hep özlenir zaten. Sıkıyönetim dönemlerinde daha çok özlenir. Bir de son dönemde, farklı düşünmenin suç, farklı düşüncesini açıklayanın hain sayıldığı son dönemde... “Askeri vesayet” büyük ölçüde geriletildiği için sevinmeye fırsat bulamadan “çoğunluk vesayeti”nin tepemize çöktüğü, her türlü vesayetten bizi koruyabilecek olan “O”nun neredeyse tutsak edildiği şu dönemde... Onu devlet yönetiminde ayağa dolanan, keyif kaçıran, ülkeyi keyfince yönetmenin engeli olarak gören, bunu “Sivil bürokrasinin demokrasi üstündeki vesayeti” gibi yürekler acısı ve yürekler acıtan hukuk yorumuyla savunanlarca çok, ama çok ağır yaralandı. Yine de, dün, akşam alacasında çıktı geldi işte. Adı hukuk’tur. İnsanlığın varolduğundan beri ulaşmak için çabaladığı adaleti ete kemiğe büründürecek olan hukuk... Şöyle bir uğradı mı, yoksa hep kalacak mı? Bilmiyorum. Kalamaz gibi geliyor bana. Yine de birbirimize bir sarıldık, bir sarıldık... HHH İşe bakın siz? Hukukla buluşup sarılıştık diye iki arkadaşımdan, Can Dündar ile Erdem Gül’den söz etmeyi unuttum... Onların zorunlu tatili bitti. Bugün akşama doğru aramızda olacaklar... “Keşke biraz daha kalsaydık” demelerinden korkuyorum. O kadar çok işimiz var, öylesine zorlu ve zorunlu ödevlerimiz var ki... Demokrasiyi zenginleştirmek ve özgürlüğünü savunmak ödevinden söz ediyorum. İşimiz bu. KARAR DÜNYADA YANKI BULDU ‘Demokrasi için önemli bir adım’ Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, karardan duyduğu memnuniyeti ifade ederek “Anayasa Mahkemesi’nin Türkiye’de ifade özgürlüğü için kendisini göstermeye devam edeceğine güveniyorum” açıklamasını yaptı. Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri “Kararı içtenlikle karşılıyorum” dedi. Almanya Büyükelçisi Martin Erdmann “Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü için önemli bir karar” dedi. Uluslararası Basın Enstitüsü, kararı Türkiye’de “demokrasi ve insan haklarının halen temel haklar olduğunun” göstergesi olarak yorumladı. Uluslararası Basın Enstitüsü İletişim Direktörü Steven M. Ellis, suçlamalar düşürülene kadar Dündar ve Gül’ün yanında olacaklarını söyledi. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü genel sekreteri Christophe Deloire “Anayasa Mahkemesi Türk yargısının onurunu kurtarmıştır. Dündar, Gül ve aileleri için rahatladık” dedi. Dünya Yazarlar Birliği PEN, kararı olumlu bir adım olarak değerlendirdi. Basın Konseyi: Karar nefes oldu Basın Konseyi, kararın gelecek için emsal oluşturduğunu belirtti. “Umut Nöbeti”ni düzenleyen Basın Konseyi’nin açıklamasında şu ifadeler yer aldı: “AYM’nin verdiği hak ihlali kararı tarihi bir dönemeçtir ve gelecek için bir emsal oluşturmuştur. AYM’nin aldığı bu karar ile nefes alırken gazetecilerin özgürlükleri için de sevinç duyduk. Hiç şüphesiz AYM’nin kararı; Türkiye’de yargının hâlâ var olduğuna dair umutları canlandırmıştır.” C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle