22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 4 Aralık 2016 62Abniıntkgaebniçr’de haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin (ÇYDD) ‘Çağdaş Gençleri’, 8. kez düzenledikleri geleneksel ‘Anıtkabir Buluşması ve Cumhuriyet Konseri’ne 2 bini aşkın genç katıldı. 108 şubeden otobüslerle gelen gençler, Atatürk mozolesine çelenk bırakıp hatıra defterini doldurdular ardından Cumhuriyet Konseri’ni dinlediler. ÇYDD’nin 8. kez düzenlediği Anıt kabir Buluşması’na, 108 şubeden otobüslerle 2 bine yakın kişi katıldı. Çocuğundan yaşlısına her yaştan katılımın olduğu buluşmaya gelenler, Aslanlı Yol’dan yürüyüşe başlayıp törene katıldılar. Atatürk Mozalesi’ne çelek bıraktıktan sonra hatıra defterini dolduran gençler, “Atatürk ilke ve devrimleriyle gerçekleşmiş hakların korunması ve geliştirilmesi için huzurunda yız. Çağdaş topluma ulaşmaya çalışan büyüklerimiz için buradayız” dedi. Pes etmeyeceklerini dile getiren gençler, “Sönmeye hakkımız yok” ifadelerini kullandılar. Anıtkabir’i ziyaretin ardından Çankaya Belediyesi Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu’nunda yapılan etkinliğin açılış konuşmasını ÇYDD Genel Başkanı Aysel Çelikel yaptı. Gençlerle gurur duyduğunu be lirten Çelikel, “Biz gurur duyuyoruz, siyasal iktidar sizden korkuyor, korkmasa mitingimizi yasaklamazlardı” diyerek “Cumhuriyetimiz ve Parlamenter Sistem İçin Halk Buluşması” mitinginin Ankara Valiliği tarafından yasaklanmasını anımsattı. Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, yok edilmeye çalışılan değerleri yaşatmak için mücadale ettiklerini vurguladı. yalnız b‘Tıruatkumklauylaınrı’CİKnHosPmamnisiHlylaoekntlvuae’nrkaiınlblıeaİnrşcivTeuBlreMmdMue CHP’li TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyeleri, tutuklu bulunan milletvekilleri, belediye başkanları ve gazetecilerin komisyon tarafından ziyaret edilmesi talebinde bulundu. CHP’li Komisyon üyeleri Veli Ağbaba, Zeynep Altıok Akatlı, Şenal Sarıhan, Gamze Akkuş İlgezdi, Fikri Sağlar ve Mahmut Tanal imzası ile komisyona yapılan başvuruda, OHAL sonrası yaşanan hak ihlallerinin incelenmesi ve tutuklu milletvekillerinin yaşadıkları sorunların yerinde tespiti amacıyla cezaevlerine ziyaretlerde bulunul ması istendi. 15 Temmuz darbe girişimi ardından ilan edilen OHAL sürecinde on binlerce tutuklama ve gözaltı yaşandığına dikkat çekilen başvuru dilekçesinde, “Bu tutuklamalar darbe girişiminde bulunan FETÖ’ye yönelik operasyonlar çerçevesinde başlamış olsa da, daha sonra kapsam muhalif kesimlere yönelik olarak genişlediğine” vurgu yapıldı. CHP’liler, ziyaret talebini şu gerekçelere dayandırdı: “Tutuklananlar arasında gazeteciler, belediye başkanları, milletvekilleri ve genel başkanlar bulunmaktadır. Ancak bu kişilerin cezaevi koşullarının olumsuzluğu ile il gili basın yayın organlarında çeşitli iddialar yer almaktadır. ‘İhlal haberleri geliyor’ Cezaevlerinde bulunan gazeteciler, belediye başkanları, milletvekilleri ve Genel Başkanların görüş ve telefon haklarının kısıtlandığı, yapılmak istenen ziyaretlerin engellendiği, kitap yasaklarının konduğu, mektup gönderimine ve avukatları ile görüşmelerine dahi engel konulduğu gibi hususlar, hem gözlemlerimiz hem de basın yayın kuruluşlarındaki haberlerle desteklenmektedir. Ayrıca söz konusu kişilerin IŞİD üyesi tutuklu ve hükümlüler ile birlikte aynı blokta tutulduğu gibi iddialar bulunmaktadır. İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, şu anda tutuklu bulunan Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi milletvekilleri ile belediye başkanları ve gazetecileri ziyaret etmelidir. Tüm bu nedenlerle, OHAL sonrası yaşanan hak ihlallerinin tespiti ve tutuklu milletvekillerinin yaşadığı sorunların yerinde incelenmesi amacıyla cezaevlerine ziyaretlerde bulunulması hususunda Komisyon Başkanlığı olarak gereğinin yapılmasını arz ediyoruz.” l ANKARA /Cumhuriyet AVUKATLARA BASKI Polis anonsu Meclis gündeminde CHP İstanbul Milletve kili Barış Yarkadaş, İstanbul’da ofisleri basılarak gözaltına alınan avukatlara yönelik polis şiddetini TBMM gündemine taşıdı. Çağlayan Gürsel Mahallesi’ndeki ‘Adalet Okulu’nun mühürlenmesine tepki gösteren avukatlar Günay Dağ, Oya Arslan ile hukuk fakültesi öğrencileri Yağmur Ereren, Ezgi Gökten, 1 Aralık’ta gözaltına alınmış, bir gün sonra, savcılıkça ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakılmıştı. Barış Yarkadaş, polisin, avukatlara ‘bölgeden taşının’ diyerek anons yapmasının çok tehlikeli bir uygulama olduğunu vurgulayarak avukatların gözaltına alınması sırasında çekilen 22 saniyelik bir videoyu paylaştı. Yarkadaş, şöyle konuştu: “Avukatlar, gözaltına alınıyor ve savcının talimatı üzerine serbest bırakılıyor. Sonra hep birlikte yemek yemek için bir lokantaya gidiyorlar. Polis bu sırada, ofisin de bulunduğu lokantanın sokağına gelerek megafondan avukatlara sesleniyor. Polis, avukatlara ‘ofisinizi buradan taşıyın, esnaf sizin burada olmanızı istemiyor’ diyor. Bu akıl dışı uygulama sonrası, beş avukat polislere sözlü uyarıda bulunuyor ve ofislerine geçiyor. Polis ise biraz sonra ellerinde arama ve gözaltı kararı olmamasına rağmen, büroyu basıyor ve avukatları gözaltına alıyor. Mühür sökme gözaltı gerekçesi olamaz. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya sesleniyorum. Hukuk herkese lazım olur bir gün.” PAZARCI OLMAK DEĞİL, ÖĞRENCİSİZLİK ÇOK DOKUNDU Haydar Polat KHK mağduru bir öğretmen. İstanbul Küçükbakkalköy’de pazarcılık yaparak yaşama tutunuyor. ‘Öğrencilerimin ‘geçmiş olsun’ demesi üzüyor’ KHK ile ihraç edilen öğretmen Haydar Polat, öğretmen, teknik eleman ya da doktor olarak, haya artık İstanbul Küçükbakkal tın pek çok alanında var ol köy Halk Pazarı’nda bir pa du. Polat, Kars, İstanbul, An zarcı. Tunceli’den getirdiği kara, Ağrı’da çalıştı. En son ürünleri satarak para kaza ZEHRA nıyor. Bu işi yapmasının en ÖZDİLEK Tunceli’de görev yapıyordu. Açığa alındı, 29 Ekim gece önemli nedeni ise burs verdi si yayımlanan KHK ile ihraç ği öğrencisini mağdur etmemek. Po edildi. Şimdi, Tunceli’den getirdiği lat, “Yaşamın bir şekilde devam et organik ürünleri, Küçükbakkalköy mesi gerekiyor. Bunu dile getirmek Prof. Dr. Hıfzı Özcan Caddesi’nde hoşuma gitmiyor ama kendi geçi kurulan semt pazarında satarak ge mim dışında, maddi durumu çok kö çimini sağlıyor. tü olan bir öğrencime bakmakla yükümlüyüm. Benim hayatım zora gir ‘Bu bir operasyon’ di diye onun da hayatının zora gir Polat, sol görüşü nedeniyle ih mesini istemiyorum” diyor. raç edildiğini düşünüyor. Kim ol 20 yıllık öğretmen... duğunu gizlemediğini, fikirlerini her zaman dile getirdiğini anla 49 yaşındaki Polat, sınıf öğretme tıyor. Sendikal faaliyetlerden do ni. Bir çocuğu var. Mesleğe 1987 yı layı çok defa gözaltına alınıp bıra lında başladı. Eğitim Sen’in kuru kılmış. Şimdiye dek hiçbir zaman cu üyelerinden. Öğretmenliğe ara mesleksiz kalmakla tehdit edilme verip 2003 yılında Almanya’ya git diğini vurgulayarak, “Özellikle ti. Alman vatandaşı oldu. Ancak, öğ emek örgütlerine karşı bir yöneli rencilerinin hasretinden, 2013 yılın mi haklı kılmak için çaba içerisin da Türkiye’ye dönüp öğretmenliğe deler. Bize karşı yapılan bir ope yeniden başladı. Polat’ın yetiştirdi rasyondur. Almanya’da olduğum ği yüzlerce öğrencisi, akademisyen, dönemde de temizlik şirketlerinde, büfelerde, broşür dağıtımında çalıştım. Ancak, eğitim öğretim sistemleri ve çocuk psikolojisi ile ilgili de araştırmalar yaptım. Almanların, İspanyolların, Fransızların eğitim sistemleriyle ilgilendim. Oraya yerleşmedim. Birikimimi kendi öğrencilerime yansıtmalıyım diyerek geldim” diyor. Tunceli’nin TEOG’ta üç yıldır birinci olduğuna dikkat çekiyor. Bu başarıda, açığa alınan 53 öğretmenin, ‘emeğinin de yok sayılamayacağını’ söylüyor. ‘Bu yapılan çok aşağılık bir hareket’ diyor ve ekliyor: “İhraç edilirken bir gerekçe bile gösterilmedi. Diğer pazarcı arkadaşlarımız bana bakıp hüzünleniyorlar. ‘Neden bir öğretmen bu işi yapar?’ diye... Bana ise sevdiğim işimden koparılmak çok dokundu. Öğrencilerimin arayıp ‘geçmiş olsun öğretmenim’ demesi üzüyor... Bizim FETÖ’cü olmadığımızı onlar da biliyor. Kısa vadede olmasa da görevlerimizin iade edileceğine inanıyorum. Bedeli ekonomik olarak Türkiye’ye pahalıya patlayacak.” l İSTANBUL ‘Aman siyasi anlaşmazlık çıkar’ diktatöryal gerekçe üzerine Kriz derinleşiyor. Bazı iktidar aklıevvelleri ekranlarda yeni görev üstlendi: “Doların artışı Amerika’nın sorunu!” Yüzüne bakıyorum, gerisi boş mu boş. “Artış sizi etkiler mi” soruma, “etkilemez mi, zam olarak bize yansıyacak, sözün bittiği yerdeyiz” diyen taksi sürücüsünü (*) bu boş adamların karşısına ekrana çıkarmalı! İktidar sözcüsü manşet atmış “faiz çetesi Türkiye’ye operasyon çekiyor.” Sağlam hiçbir ekonomide “operasyonla” faizleri artıramazsınız. “Ülke siyasiekonomik riski” diye bir şey var. Sermaye üretemeyecek, borçlarınızı karşılayamayacak bir istikrarsızlık varsa, bunun bedelini ödersiniz. Bedel ödemek istemiyor musunuz? O zaman dışarıdan para beklemeyeceksiniz. Kimse sizi buna zorlamıyor. Krizin güncel 3 olayı Dolar 3.60’ı nasıl gördü? Üst üste iki büyük olay yaşadık: 1) Rejim değişikliği. Bahçeli bu yolu açtı. Düne kadar, başkanlık sistemine şiddetle karşı çıkıyordu. “Oturmuş, teamülleri yerleşmiş parlamenter sistemi yıkmak ve başkanlık kılıfıyla diktatörlüğe geçmek yenilikse, bırakın eskiden bakalım” diyordu (30.1 2015). Ve “başkanlık sistemi tartışması yeniden gündeme geliyor. Alttan alta işlenen, servis edilen, medyayla güçlendirilen, sistemin etkilendiği, tıkandığı söylemleridir. Bunların tutar ve kayda değer bir yanı yoktur. Mesele Erdoğan’ı güvence altına almaktır” (8.12.2015) sözleri ona aitti. Ve sonunda kendisi bu koroya katıldı ve “sistemin tıkandığını” söyledi! Bahçeli MHP’yi AKP’ye yamarken, “Başkan yardımcısı” beklentisi ile, bitmenin eşiğinden dönen siyasi hayatını uzatıyor ve kendi sözleriyle “diktatöryal yönetimde” şan ve şöhret unvanı (!) kapısını aralıyor! Siyasi kriz var; –zaten eksik– demokrasi, insan hak ve basın özgürlükleri üzerindeki hukukiyasal teminatların; adalet ve hukukun tamamen tek adam sultası altına sokulması serüveninde adeta son nokta göründü. Türkiye’nin girdiği “Beni tüm diktatörlüğümle kabul et” dayatmasına AB neden evet desin! Liderin, bugüne kadarki söylemleri, yarın da yapacaklarının teminatı olabilir ancak! Mecbur olduğun dış “Sermaye” kendisini güvende hissetmiyorsa, şirketlere “el koybatırpeşkeş çek” yaygın politikasını görüyorsa, ya yüksek bir garanti ister ya da çeker gider. Tek adam rejimine hızlanma, riski büyüttü ve dolar tavan yaptı. 2) “Suriye’ye Esad’ı devir mek için girdik” diyen bir Cumhurbaşkanı, resmen itiraf etti. Putin’in tepkisi üzerine bu kez yan çizdi “tek hedefimiz terör örgütleri” dedi. Yapamayacağı bir işi dillendirip sonra geri çekilmek, lider güvenirliğini dibe vuran olaylar dizisine eklendi. Esad’ı yıkmaya kalkışmak, Suriye’ye emperyalist saldırının bir parçası olabilir ancak. Yeiç, harcatüket ekonomisi 3) Fakat 400 milyar dolardan fazla borçlu olduğun Batı’ya karşı bu söylemler ekonomik krizi durduramayacak. Ülkeye akan trilyonlarca doları tüketim ekonomisinde har vurup harman savuran iktidar, para suyunu çekip gitmeye başlayınca, şirketler, tüketiciler, ülke borçlarla yüz yüze kaldı. AVM’ler, köprüler, havaalanları, yollarla bakışıp dururuz artık. Bunlar “para üreten”, kaynak üreten, evrensel geçerli ekonomik değer üreten hiçbir şey yapmadılar. Bugün küfrettikleri “yabancı” “üst akıl”, “faiz lobi”lerinin paralarını ülke içinde tükete tükete denizin dibini bulunca panik. Yüz karası tartışma “Cumhurbaşkanı partili olmalıdır; parti genel başkanı başkası olursa Cumhurbaşkanı ile aralarında anlaşmazlık çıkar ve siyasi krize yol açar..” Cumhurbaşkanı “Güçler ayrılığı değil, güçler uyumu” peşinde. Parlamenter demokraside yargı, parlamento, hükümet ve cumhurbaşkanlığı arasındaki “güçler ayrılığı”, iktidarın kötüye kullanımını önünü kesmek ve yetki ve sorumlulukların hukuki bir çerçevede uyum içinde yürütülmesi içindir. Ama ne yapıyoruz, bunun kapısını sonuna kadar açıyoruz. Durum şu: “Yargı başkanlığa bağlanmalı, yoksa aralarında uyumsuzluk ve siyasi kriz çıkar...” “Hükümet başkanlığa bağlanmalı, yoksa iki kurum arasında kriz çıkar.” “Emniyet, MİT, ordu başkanlığa bağlanmalı, yoksa siyasi kriz çıkar..” “Basın, başkanlığa uyumlu olmalı, yoksa siyasi kriz çıkar...” “İş dünyası başkanlığa bağlanmalı, yoksa siyasi kriz çıkar...” “Dolar, altın, TL, MB, başkanlığa bağlanmalı, yoksa siyasi kriz çıkar.. Vb HHH Özetle: Başkanlık uygulaması ve isteği, yani RTE, siyasi krizin taaa kaynağı olarak beliriyor. (*) Sürücü şunu da dedi: “Abi faizi düşürün diye bastırıyor, pahalılıkenflasyon artıyor, bankadaki tasarrufları da sıfıra indirecek...” Şike’de de 1 numara Gülen Şike soruşturmasında kumpas kurulduğu iddiasıyla başlatılan soruşturma dün bitmiş ve iddianamesi tamamlanmıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Fuzuli Aydoğdu tarafından hazırlanan iddianamenin detayları ortaya çıkmaya başladı. İddianamedeki ifadeye göre futbolcular Arif Erdem ve Emre Belözoğlu’nun evlenmeden önce eşlerini ‘abilerine’ götürerek icazet aldıkları iddia edildi. İddianamede ayrıca, en yüksek ceza 1 numaralı şüpheli Fethullah Gülen ile eski milletvekili İlhan İşbilen ve işadamı İhsan Kalkavan’a istendi. Yaşlı kadının 37 arsasını aldılar Adana’da FETÖ soruşturması kapsamında 35’i tutuklu 14’ü firari 103 işadamı hakkında 25 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları istemiyle dava açıldı. İddianamede, FETÖ’nün okuma yazması olmayan bir kadını dolandırarak kadına ait 37 arsayı elinden aldığı ve Çukurova Eğitim Vakfı’na bağışladığı ayrıntısı yer aldı. l DHA Hâkim eşlerden biri tutuklandı Kayseri Adliyesi’nde FETÖ soruşturması kapsamında Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından açığa alınan ve haklarında gözaltı kararı çıkan eşler savcı Vedat K. ve hâkim Nesrin K. hakim karşısına çıktı. Eşlerden Vedat K. tutuklanırken, Nesrin K. adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. l DHA Mahrem imamı ve 3 askere gözaltı Muş’ta FETÖ operasyonunda, askeri birimlerde “Mahrem İmam” adı altında faaliyet yürüten 3 kişi ve bu kişilerle irtibatlı olduğu anlaşılan 2 jandarma üsteğmen ile 1 hava pilot teğmen gözaltına alındı. Valiliğin yaptığı açıklamada “FETÖ’ye üye olmak” suçundan 2 kişinin de yakalandığı belirtildi. l DHA 14 tutuklama, 30 gözaltı Konya’da “ByLock” kullandığı iddiasıyla gözaltına alınan 24 kamu personelinden 14’ü tutuklandı, 10 şüpheli de serbest bırakıldı. Batman’da 4 hâkim, Ordu’da 4 zabıt kâtibi, Tekirdağ’da “ByLock” kullanıcısı olduğu öne sürülen 12 kişi, Elazığ merkezli 8 ilde düzenlenen operasyonda 10 şüpheli gözaltına alındı. l DHA/İHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle