14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 4 Aralık 2016 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: İLKNUR FİLİZ ALTINORDU’DA 2 BİN 500 yıllık mağara Kibele’den sonra ikinci heyecan Ordu Altınordu’da kentin göbeğinde 2 bin 500 yıllık mağara bulunması heyecan uyandırdı. Ordu’nun il merkezi konumundaki Altınordu’daki Taşbaşı Mahallesi’ndeki kilise civarında bulunan mağaranın sırrı çözülmeye çalışılıyor. Mağaranın 40 metre uzunluğa ve 1.5 m genişliğe sahip olduğu belirlendi. Zemini taş döşeme olan ve ilerleyen kısımları doğal kireç oluşumuyla kapanan mağaranın insan eliyle yapıl dığı ve antik dönemde kaçış yolu olarak kullanıldığı tahmin ediliyor. Geçen aylarda Altınordu ilçesine 5 kilometre uzaklıkta bulunan ta rihi Kurul Kalesi’nin de 2 bin 500 yıllık tarihe sahip olduğu ortaya çıkmıştı. Aynı şehir merkezinde bulunan mağara gibi bir kaçış dehlizine sahip olan tarihi Kurul Kalesi’nde yapılan arkeolojik kazılarda yakın zamanda Kibele Heykeli bulunmuştu. Heykel ziyaretçi akınına uğruyor. l İHA AFP Gözyaşlarıyla uğurlandılar Dünyayı yasa boğan uçak kazasının ardından Chapecoenseli futbolcular, tabutları içinde Kolombiya’dan evleri Brezilya’ya gönderildi. Chapecoenseli futbolculara eşlik eden aileler gözyaşlarını tutamadı. Yapılan anma töreni eşliğinde taşınan cenazelerin ardından uçak, Bolivya’nın Santa Cruz de la Sierra eyaletindeki Viru Viru Havaalanı’na iniş yaptı. Uçak, yakıt ikmali sonrası Brezilya’ya havalandı. Hayatını kaybeden Chapecoenseli futbolcular için başsağlığı mesajı yayımlayan Brezilya’nın efsane futbolcusu Pele, “Tüm Brezilya yas içinde. Dünyada buna benzer birçok kaza gerçekleşse de çocuklarımızın bu şekilde aramızdan ayrılması bizi son derece üzdü. Dualarımız acılı aileler ve Brezilya için...” ifadesini kullandı. Öte yandan uçağın pilotlarından Miguel Quiroga’nın (36) kayınpederi Roger Molina çıktığı bir TV programında kazadan dolayı ailelerden özür diledi. l Spor Servisi Bolt ve Ayana yine geçilemedi Uluslararası Atletizm ödülün sahibi oldu. Usain Bolt, Federasyonları Brezilya’nın Rio Birliği’nce (IAAF) de Janeiro ken verilen ‘Yılın At tinde düzenlenen leti Ödülü’nü; er 2016 Olimpiyat keklerde Jamaika Oyunları’nda 100 lı Usain Bolt, ka Usain Bolt ve 200 metrede dınlarda Etiyopya altın madalya al lı Almaz Ayana ka mıştı. zandı. Kadınlarda ise IAAF’den yapı Ayana, Jamai lan açıklamada, er kalı atlet Elaine keklerde daha ön Thompson’ı geçe ceden belirlenen rek bu yılın en iyi 3 aday arasında Almaz Ayana atleti seçildi. Al ki Büyük Britanyalı maz Ayana, 2016 Mo Farah ve Güney Afri Olimpiyat Oyunları’nda kalı Wayde van Niekerk’i 10 bin metrede altın, 5 geride bırakan 100 ve bin metrede bronz ma 200 metrenin dünya re dalya elde etmişti. kortmeni Bolt, 6. kez bu l Spor Servisi AVRUPALILAR, MARS’IN SIRRINI ÇÖZMEKTE KARARLI Avrupa Uzay Ajansı’nın (ESA), Mars araştırma projesi (ExoMars) için üye ülkelerden 1 milyar 400 milyon Avro kaynak bulduğu belirtildi. Bilindiği gibi uzay modülü Schiaparelli, ExoMars’ın yanlış hesaplaması yüzünden 19 Ekim’de Mars gezegeninin yüzeyine çakılmıştı. Böylece bu yeni kaynak ikinci kez ExoMars projesinin yaşama geçirilmesini sağlayacak.l Haber Merkezi Fidel Castro’nun külleri ‘zafer’in başladığı yerde Küba’nın eski devlet başkanı Fidel Castro’nun külleri, Havana’dan veda turu kapsamında çıktığı yolculuğunu Santiago de Cuba’da tamamladı. Castro, 1 Ocak 1959’da Batista’nın Küba’dan kaçmasıyla ülkenin doğusundaki Santiago de Cuba kentinden bir ‘zafer’ yolculuğuna çıkmış, Küba’yı bir uçtan diğer uca geçerek 8 Ocak’ta geldiği Havana’da on binlerce kişi tarafından karşılanmıştı. Castro için bugün cenaze töreni düzenlenecek. l Haber Merkezi kOYEoHMşAEuLKll: arında Vedat ARIK Ne sömürüsü, ne katliamı? ne katliamı, öyle şeyler söylenir mi ya” diye çıkışıyordu. “Hayvan katliamı yapıl layınca polisler de sakinleşti. Hatta “Bu yemeklerde et yok mu? Hiç mi yok? Ni Şimdiye kadar farklı noktalarda kurulan sofralara sivil polislerin yanaşıp amaçlarını sormuşlukları ya da uzaktan iz dağıtımı sırasında içinde “başkanlık” geçen bir slogan, polislerde hararetin yükselmesine neden olmuş örneğin. mayan, hiçbir insanın ve hayvanın sömürülmediği sofra” diye bağırmaları sigorta attırmıştı. “Katliam” ve “sömürü” hassas kelimelerdi. ye yok? Ben et seviyorum ama...” nevi bir diyalog aktı. Ekipten birine “Neden bomba diyorsunuz” diye de soru gelmiş bir sivil po lemişlikleri vaki. Fakat OHAL koşulları bil Takip ettiğimiz Tünel’deki dağıtımda İnsanlar yemek almaya başlayıp için listen. Dünyada silahlara aktarılan para hassa İstiklal Caddesi’nde her tür eylemi da birden bir sivil polis hiddetle belirdi. den “yüreğinize sağlık” da, “Allah razı ol miktarı ve açlık üzerine muhabbet baş Savaşa, yoksulluğagüçleştirdi.Birikihaftaevvelkiyemek “Yemek verin tamam da, ne sömürüsü, sun” da geçen cümlelerle sohbet baş lamış sonra... ve israfa karşı sofra Üç yıldır ‘çıkma’ ya da ‘çöp malzemeyle yemek yapıp sokakta dağıtıyorlar. Bombalara Karşı Sofralar’ın derdini anlamayan çok, OHAL’de işleri daha zor Akşamın erken saatlerinde, uzaktan görenin manaya yoramayacağı bir kalabalık yü rüyor Tarlabaşı’nın boş arka sokakla rından. Önde ikiüç kişi üst üste dizil miş dev alüminyum tencerelerle do lu büyük market arabasını itiyor. Kar habercisi soğuk ta tencerelerin ara lık kapakların dan sızan buhar daha çok görünü yor. Birinin kuca ğında katlanır bir masa, birinin elle PÖınğaürnç rinde su dolu şişeler. Daha kolay taşınır diye, manda lina dolu bir kasa yı simitçi gibi kafasına oturtmuş diğe ri. Böyle onon beş kişi Tünel’e doğru yürüyor hoşbeş ederek. Market ara basının önünde Bombalara Karşı Sof ralar yazıyor. Birkaç da slogan: “Yok sulluk şiddetin biçimidir ve yemek bir ayrıcalık değil haktır”. Az sonra Tü nel Meydanı’na kuracakları sofradan elleriyle yaptıkları yemekleri dağıta caklar. Tecavüz kültürü mü, savaş mı, mülteciler mi, o çarşamba konu ney se bir de bildiri... Kim bu çoğu yirmi lerindeki gençler? ‘Çıkma’ sebzenin izinde Dünyada benzer gayeli eylemliliğin tarihi 1970’lere, 80’lere uzanıyor (Food Not Bombs); uzun ömürlü olamadıysa da Türkiye’de 2004’te denenmiş. Bombalara Karşı Sofralar’ın (//foodnotbombsistanbul.tumblr.com) kökeninde ise bir tür Gezi enerjisi var. Dayanışmayı, antiotoriter işleyişi ve hayvan özgürlükçü yaklaşımı esas görüyorlar. 2013’ün Aralık ayında yaptılar ilk yemeklerini, üzerine 96 sofra daha kuruldu. Tıpkı bugün gibi önce “toplamaya” çıktılar. Marketleri, manavları gezerek “çıkma” sebze sordular, bereli patlıcanlar, belki az pörsümüş domatesler... Fırınlardan artık satamayacakları ekmekleri istediler. Hiçbir malzemeye para verilmedi. Sadece dayanışma kutusundan gelen parayla yağ ve salça satın alınmış. Malzemenin “çöpten” çıkması gerekli, zaten “çöp”e dair düşünmeye çağırıyorlar. Hayvan özgürlükçü bir hareket olarak sadece vegan yemek yapıyorlar. Bu “frigan” (freegan) kolektifin temel sloganı şu: “Savaşı, yoksulluğu körükleyen devletlere, israfa, doğa, hayvan sömürüsüne ve tüketim kültürüne kazan kaldırıyoruz!” İzmir’de, Ankara’da benzer politik çizgide otonomlar da var. Her hafta 200 kişilik grupta malzeme toplama, yemek pişirme, dağıtma ve sonra bulaşıkları yıkama evreleri için kimlerin gönüllü olduğuna dair yazışılıyor. Set fotoğrafçılığı yapan 28 yaşındaki Özge, pişirdikçe yemek konusunda maharetlerinin arttığını söylüyor. Mönü, bulunan sebzelere göre şekilleniyor. Örneğin o gün pırasa pişirilmişti, bir de karnabaharlı patlıcan. Salata, mandalina ve önceden tek tek soyulmuş kivi de vardı. Zamanla bazı manavlar artık dertlerini anla AVM önünde takas pazarı Her çarşambanın mönüsü o gün bulunan sebze ve meyveye göre değişiyor. mış, kendileri ayırıyormuş çıkma sebzemeyveyi. Büyük süpermarket zincirleri son kullanma tarihi gelmiş ürünleri yönetim kuralları gereği imha ettiğinden, çöp konteynırlarına bile ulaşmıyormuş malzeme. Bu da sistematik bir israf zinciri onlara göre. Arkanızda kim var? Yemek dağıtırken sık duydukları cümleler var. En çok gerçekten bedava olduğunu anlatmakta zorlanıyorlarmış. Bir devamı da, yaptıklarının politik tercihlerden müteşekkil bir eylem değil, aile terbiyesi almış parlak gençlerin bir hayır işi gibi algılanması. Bunun bir tür “yardım” olmadığını izah etmeye çalışıyorlar. Çıkma ve çöp kelimelerini duyunca temizliğe dair sorular işitiyorlar. Bir de “Arkanızda kim var?” sorusu. İç / dış bir mihrakla özdeşleştirme çabası dışında, sol örgütlülükten gelenlerin “Kimlerdensiniz?” merakını anıyorlar bir de. Sistemi radikal biçimde değiştirmeye inanıp ama aynı zamanda bunun mümkün olmadığı karamsarlığında kaybolanlar onlara göre “eski tip siyaset” yapıyor. 27 yaşındaki İrem babasını örnek veriyor. Psikoloji bölümünde okuyan Sinan da lineer şekilde ilerleyeceği varsayılan, güçlenip iktidarı ele geçirmeye odaklı devrimci anlayışı gerçekçi bulmadıklarını söylüyor. “Belki de önemli olan akşam ne yediğin ya da nasıl sevdiğin, etrafındakilere nasıl davran dığın. Belki gerçekten asıl olan patlıcandır” diyor. Hayvan özgürlükçü hareketin genelde işittiği “Bunca şeyin ortasında derdiniz hayvanlar mı?” yaklaşımını kinayeyle anıyor. Üç senedir sürdürmeyi başardıkları bu sofraları da “bunca şeyin ortasında” tali bir orta sınıf meşgalesi gibi algılamayı tercih edenlerden hazzetmiyorlar. Bombalara Karşı Sofralar ekibinin türlü etkinliğin içinde olmak dışında sofralar için mutfağını kullandığı Tarlabaşı’ndaki anarşist merkez İnfial’in bir köşesinde çeşit çeşit kıyafetin asılı olduğu bir askılık mevcut. Arada birileri gelip bir şey deniyor, uyarsa alıyor. Belki başka bir zaman ihtiyaç duymadığı bir kıyafeti oradaki askılığa bırakacak demek bu. Bombalara Karşı Sofralar’ın tüketim temayüllerine getirdiği eleştirinin bir veçhesi de takas pazarları. Beyoğlu, Galatasaray Meydanı dışında, daha önce birta kım “shopping” festivalleri girişinde yahut ölçekte dünyanın en büyüklerinden sayılacak alışveriş merkezlerinin önünde takas pazarı açmışlıkları var. Daha çok ve daha düşük maliyetli üretim için emek sömürüsüne ve insanca olmayan çalışma koşullarına ihtiyaç duyan hazır giyim endüstrisine bireysel bir söz söylemenin yolu olarak görüyorlar bunu. Örneğin ekipten İrem, üç yıldır kendisine giyecek hiçbir şey satın almamış, takasla çözüyor. Kamuya açık alanlarda açtıkları bu pazarlardan örneğin bilabedel bir kazak ala nın hemen o an bir şey vermesi gerekmiyor; bunu şart koşmuyorlar. Bunun mümkün olabildiğini göstermenin, tüketim alışkanlıklarını ve sa daka kültürünü gözden geçirmenin önemli olduğunu söylüyorlar. Kaldı ki buralardan kıyafet alıp daha sonra İnfial’e kendi ihtiyaç fazlası kıyafetlerini bırakan da çıkmış. Yapıp ettiklerinde “bir kişinin dahi” fikrini değiştirmenin kıymetine inanmışlar. Böyle devam ediyorlar. ayatı küçültmek gerekli Mühendislik okuduktan sonra kendine göre olmadığına karar veren ve şu anda Boğaziçi Üniversitesi’nde Çeviribilim Bölümü öğrencisi olan 25 yaşındaki Belemir, genel olarak hayatı küçültmenin, tüketimi azaltmanın öneminden bahsediyor. Mümkün oldukça ulaşımı otostopla çözüyor, yanında hep atıştıracak bir şeyler taşıyor. İnfial’de doğal yöntemlerle temizlik malzemeleri üretimi, belli ilaçlar yerine nasıl doğal çözümler üretilebilir konularında atölyeler de yapılıyor. Kendilerini değiştirmelerinin önce ailelerine, sonra birlikte yaşadıkları insanlara da illa yansıdığından söz ediyorlar. Kolektife katılmak için vegan olma şartı yok ama katılanların zaman içinde kendiliğinden vejetaryen ya da vegan olduğunu da gözlemlemişler. O gün ekipte vegan olmayan da vardı örneğin. Bir ara İnfial içinde gezinir, kütüphaneye, afişlere, graffitilere bakarken bir gencin “Ben bugün ilk kez geldim, ne yapayım?” diye sorduğunu duydum uzaktan. Sonra o genci kivi soyanlar arasında gördüm. Bana seslendi: “Sen yeni mi geldin, açsan şurada esmer pirinçten pilav var.” En fazla yarım saat geçmiştir. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle