14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 11 Aralık 2016 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Mevlid Kandili İslam peygamberi Hazreti Muhammed’in doğumu. ‘Mevlid’ kelime anlamıyla doğum zamanını ifade eder ve Hz. Muhammed’in doğduğu geceyi niteler. Tarih olarak kesinlik bildirilmese de Hz. Muhammed’in Rebiül’evvel ayının on ikinci gecesinde doğduğu bilinmektedir. Parçalı Bulutlu Açık Sağanak Bulutlu Karlı Yağmur Karla K. Yağmur Sisli İstanbul 14/6 Ankara 9/2 Trabzon 10/7 İzmir 16/6 Antalya 21/10 Mersin 18/9 Diyarbakır 12/2 Kars 0/12 Bursa 160/2 0 Adana 180/4 0 Artvin 50/0 0 Çanakkale 150/6 0 Balıkesir 140/ 2 0 Sivas 40/ 6 0 Erzurum 00/ 7 0 Eskişehir 100/ 2 0 Aydın 170/4 0 Gaziantep 140/2 0 Konya 100/ 2 0 Atina 170/9 0 Berlin 80/4 0 Girne 190/1 1 0 Londra 100/4 0 Moskova 80/ 1 4 0 Paris 110/4 0 Madrid 130/2 0 Amsterdam 100/5 0 Roma 150/9 0 New York 50/ 2 0 Tokyo 110/3 0 BOMBALI SALDIRI İSTANBUL’DA BEŞİKTAŞ STADI YAKININDA İKİ BÜYÜK PATLAMA MEYDANA GELDİ. MAÇTA GÖREVLİ POLİSLERİN HEDEF ALINDIĞI SALDIRIDA ÇOK SAYIDA YARALI VAR REUTERS İstanbul Beşiktaş Vodafone Arena Stadı yakınında dün akşam saatlerinde iki büyük patlama meydana geldi. Saldırının, bombalı araçla Beşiktaş Bursaspor maçında görev yapan çevik kuvvet polislerine yönelik olduğu belirtildi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, patlamanın ardından 20’ye yakın yaralının olduğunu açıkladı. Semtlerden duyuldu BeşiktaşBursaspor maçında görevli çevik kuvvet polislerine yönelik olduğu belirtilen saldırı polislerin stattan ayrılırken düzenlendiği belirtildi. Saldırının ardından olay yerine çok sayıda polis, itfaiye ve sağlık ekibi sevkedilirken, patlama Taksim, Nişantaşı, Kabataş, Beşiktaş ve Anadolu yakasında Üsküdar ve Beylerbeyi’nden duyuldu. Patlamaların ardından polis stat çevresinde yoğun güvenlik önlemi aldı. Polis helikopterleri de stat çevresinde uçuş yaptı. Yaralılar Şişli Etfal ve Gümüşsuyu asker hastanelerine kaldırıldı. İki patlama oldu Görgü tanıkları önce büyük bir patlamanın olduğunu ardından daha küçük bir patlamanın meydana geldiğini ve ardından silah seslerinin duyulduğunu söyledi. Silah seslerinin patlamanın ardından bölgede görevli olan polislerin havaya ateş açmasından kaynaklandığı ifade edildi. Soylu: Yaralılar polis İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, saldırı sonrasında 20’ye yakın yaralının olduğunu açıklarken “Maçın hemen çıkışında Bursaspor taraftarının dağıldığı çıkışta, taraftar dağıldıktan sonra çevik kuvvet polisimizin olduğu noktada bir bombalı araç olduğu değerlendiriliyor. 20’ye yakın yaralı var, şehit sayısı ko DHA nusunda bir bilgimiz yok. İnşallah olmayacağını ümit ediyoruz. Yaralılar, polis” dedi. İki patlamanın olduğunu yönünde bilgiler geldiğini belirten Soylu, “Beleştepe denilen, stadın üzerinde maç seyredilen tepede olduğu yönünde. Çevik Kuvvet otobüsüne yönelik bir saldırı. Orası kalabalık bir alan, Bursaspor taraftarı tahliye olduktan sonra yapılmış bir şey” ifadelerini kullandı. Bakan Soylu, diğer REUTERS İHA Patlamayla yoldan geçen araçlar da hasar gördü. Çok sayıda polis kaskının yerlerde olduğu olay yerinde polisler gözyaşlarına boğuldu. patlamanın da Maçka parkı civarında olduğu, bu patlamanın da canlı bomba tarafından gerçekleştirilmiş olabileceğini söyledi. Soylu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ patlamanın ardından İstanbul’a hareket etti. El Cezire: 15 şehit Öte yandan Al Jazeera Türk’ün iddiasına göre, saldırıda ilk belirlemelere göre 15 polis şehit oldu. l Haber Merkezi Polise ihbar geldi iddiası Saldırıyla ilgili sabah saatlerinden itibaren İstanbul polisine ihbar geldiği ve bombalı araçla saldırı yapılacağının bildirildiği iddia edildi. Diğer yandan Gaziantep İstihbarat Şube Müdürlüğü’nün de, IŞİD faaliyetlerinin tespiti ve deşifresi amacıyla sürdürdüğü çalışmalar kapsamında nisan ayında takibe aldığı Suriye ile ilintili Lazkiyeli Al Davveddavi’nin organizesinde bombalı bir araç hazırlandığı ve söz konusu aracın Gaziantep’te veya Diyarbakır’da patlatılacağı bilgisini istihbarat müdürlüklerine ilettiği ortaya çıkmıştı. Söz konusu istihbarat belgesinde şunlar yazıyor: “Mukaveme Suriye ilintili Lazkiyeli Nevvar Al Davveddavi organizesinde bombalı bir araç hazırlandığı, söz konusu bombalı aracın Nisan 2016 ayı itibariyle ilimiz veya Diyarbakır’da…N.A Davveddavi’nin ise halihazırda Suriye’de olduğu hususlarının istihbarat olunduğu eylem emarisine konu araç ve şahısa ait fotoğrafın ekte gönderildiği hususunu arz ederiz.” Yüksek miktarda plastik patlayıcı İstanbul’daki patlama sonrası polisin elde ettiği ilk bilgiler ve olay yerinde yapılan incelemede patlamada yüksek miktarda plastik patlayıcının kullanıldığı öğrenildi. Alınan bilgiye göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan ve Terör ve Örgütlü Suçlardan Sorumlu Başsavcı Vekili İsmail Uçar’la birlikte aynı büroda görevli 4 savcı, olay yerine giderek inceleme yaptı. haber 3 Kenize Murad’ın izindeyiz! Numan Kurtulmuş’un “Bağımsızlık, gâvura gâvur diyebilmektir” sözünün Tanzimat’la, dolayısıyla “Osmanlı modernleşmesi” ile gizlisaklı hesaplaşmayı da akla getiren çağrışımlarına değindiğimiz yazının dumanı hâlâ tüterken Osmanlı torunu Kenize Murad’ın “basın özgürlüğü”yle ilgili sözleri gündeme güm diye düştü. Padişah 5. Murad’ın torunu Kenize Murad, Fransa’da başkanlığını yürüttüğü “France Turquie” Komitesi’nin edebiyatımızın bir pırlantası Oya Baydar’a ödül verdiği törende Cumhuriyet’e yönelik operasyonu da değerlendiren şu sözleri sarf etmiş: “Gazetecinin ülkesinde neler olup bittiğini özgürce yazması gerekir. Demokratik ülkelerde yargı bağımsızlığı, gazeteci özgürlüğü, politika özgürlüğü her zaman olmak zorunda. Türkiye’de hapisteki gazeteci arkadaşlarımız için çok üzgünüm. Umarım Türkiye tekrar önceki yıllar gibi demokrasi yoluna dönerek ilerler.” HHH Aman Allah, ecdat yadigârının sözlerine bakar mısınız! Bu kadarını “Muhteşem Yüzyıl” dizisinde ecdadımızı yanlış tanıtanlar dahi yapmamıştır!.. HHH Peki, bu sözlerin bir padişah torununun ağzından çıkacağını acaba rüyada görseler inanır mıydı neoOsmanlıcı hülyalarla yatıp kalkan dinbaz iktidar sahipleri?.. Hayır, çünkü dindarlıkları sahte (o yüzden onlara “dinbaz” diyoruz) olduğu kadar, Osmanlıcılıkları da seraptır. Kendi kendilerine “hayallendikleri” gibi bir Osmanlı yok. “Yeni Türkiye”lerine ihtiyaç duydukları tarih inşası için “tarihdışı” bir Osmanlı tasarımı peşindeler. Hatta tarihten ve Osmanlı’dan bir “bugün” çıkarma çabasında da olmayıp kendi bugünlerinden hareketle bir tarih ve Osmanlı icat etme derdindeler. HHH Osmanlı’nın torununa gazete Cumhuriyet için yukarıdaki sözleri söyletense, Türkiye Cumhuriyeti’ni önceleyen Tanzimat ve Meşrutiyet’ler Osmanlı’sının acı acı tecrübe ettiği yüzyıllık modernleşmenin birikimi... Elbette AKP dinbazlığı bunların da reddinden yana. Ama böyle yapıldığında Osmanlı diye elinizin altında kalacak olan, hepitopu “bir” (rakamla 1) yüzyıllık bir dönemdir ki o zaman da 600 yıllık bir cihan imparatorluğundan dem vurmanız abes olur. Çünkü güçlü merkezi otoriteye dayalı olarak iktisadi istikrar üretmiş düzen, 1550’lerden sonra bozulmaya başlar. Öyle ki 16’ncı yüzyılın sonlarından itibaren devlet ve toplum yapısında görülen değişmeler, sonuçları itibarıyla daha o dönemde çözülme ve bozulma olarak değerlendirilmiştir. Bu çerçevede dönemin bazı devlet adamları ve tarihçiler, ıslahat amacıyla “kanunı kadîm” ya da “selâtini maziye” tabirleriyle ifade edilen ve Yavuz dönemi ile Kanuni’nin saltanatının ilk yarısına karşılık gelen bir “altın çağ”a dönüş düşüncesiyle ortaya çıkmışlardır. (Bu konuda kısa, öz bir değerli kaynak olarak bkz. Mehmet Öz, “Osmanlı’da Çözülme ve Gelenekçi Yorumcuları”, Dergâh Yayınları, 1997.) Ama hayat, tüm dinamizmi ve değişimi ile hükmünü icra etmeyi sürdürmüştür. Ve “kanunı kadîm”in ihyası (yeniden hayat bulması) fikri temelinde kendini gösteren anlayıştan “nizamı cedid”in tesisi (yeni bir düzenin kurulması) anlayışına dereceli gidiş, bizi 18 ve 19’uncu yüzyılların Osmanlı modernleşmesine çıkarmıştır. Osmanlı’nın son iki yüzyılındaki bu yeni düzen arayışının ve “modernleşme çabası”nın bir sonucu Tanzimat, müteakip iki sonucu Meşrutiyet’ler ise nihai sonucu da Cumhuriyet’tir. HHH Cumhuriyet’in bir “kopuş” olduğunu ister olumlu ve destekleyici, isterse olumsuz ve reddiyeci yönde öne sürenler, aslında Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişin değişmeler kadar süreklilikleri de içerdiğini göz ardı ederler. Bunu laikyenilikçi bir gözle yapmak söz konusu olduğu kadar şimdilerde fark ediyoruz ki dinbazgelenekçi bir gözle yapmak da mümkünmüş. Hâlbuki Kenize Murad’ın sözleri, Osmanlı’yla Cumhuriyet arasında nasıl süreklilikler bulunduğuna işaret edecek bir mahiyet de taşıyor. Cumhuriyet’i kuranlar kadar “modern” perspektife sahip bir sultanın torunu olan Murad, demokrasi ve basın özgürlüğü konusundaki sözleriyle “Osmanlıcı” geçinen dinbaz iktidarın antidemokratik ve totaliter tasarruflarını onların yüzüne vuruyor. Osmanlı’yı tarihsel bağlamı içerisinde değerlendirenleri ve değerlendirecekleri hiç mi hiç şaşırtmaması gereken bir durum bu... Ve Osmanlı’nın, dinbaztotaliter neoOsmanlıcılara bırakılamayacak kadar önemli olduğunu da düşündürmesi gereken bir örnek... Evden kaçırıldı, öldürüldü Berfin Yıldız tasarım okuyordu. Tekstil işçisi Cihat Keçi (18), kendisinden ayrılmak isteyen üniversite öğrencisi Berfin Yıldız’ı (18), kaldığı arkadaşının evinden kaçırdı, karanlıkta sürükleyerek götürdüğü karla kaplı arazide başından vurdu. Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) Gerede Meslek Yüksekokulu 2. sınıf öğrencisi Berfin Yıldız’ın yanında kaldığı arkadaşı ise Berfin için direnince elinden yaralandı. İstanbul’da çalışan Keçi, cinayet için geldiği Gerede’de daha sonra polisi arayarak teslim oldu. l BOLU/DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle