22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 11 Aralık 2016 A2 nne neden gece? haber EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY Kış saatinden vazgeçilmesi şüphesiz en çok okul çocuklarını etkiledi. Sabahları 07.00’de hava hâlâ aydınlan mamış oluyor. Karanlıkta evden çıkıp, karanlıkta eve dönüyo ruz. Uzmanlar da uyarıyor: Karanlıkta yollara dökülmek zorun da kalan öğrencilerde depresyon, kaygı bozukluğu gibi ruhsal sorunlar artabilir. Varolan psikiyatrik hastalıklar alevlenebilir. Büyümegelişme olumsuz etkilenebilir. Yetişkinler de mutsuz uyanma, yorgunluk, kaygı, gün içinde konsantrasyon sorunu, SİBEL BAHÇETEPE öfke bozukluğu gibi ruhsal sorunlar yaşayabilir. Psikiyatrist ve psikologlar, kış saatine geçilmemesinin neden olabileceği sorunları gazetemize değerlendirdi. Çocukları karanlığa mahkÛm etmeyin ‘sEotknirsai bçıikrayrı’l ‘Karanlık hava stresinden’ korunma yolları: Güneş ışığından yararlanmak önemli. Öğlen yemek saatlerinde dışarı çıkın. Tatil günlerinizde AVM’leri tercih etmeyin. Dışarıda aktivitelerde bulunun. Uyku düzeninize dikkat edin. Depresyon artacaktır n Banu Şahin (Psikolog): Çocuklar “Anne neden gece yola çıkıyorum” diyorlar. Bu durum vücut sağlığı için de sorundur. İnsan metabolizması gün ışığına göredir. Vücut, güneş ışığı ile uyanır, zamanından önce uyanırsa verimsiz çalışır. Özellikle Kuzey ülkelerinde, İskandinav ülkelerinde 6 ay gece durumu nedeniyle depresyon fazla görülüyor. Oralarda özellikle fototerapi yani ışık terapisi sık yapılan tedavi. n Muzaffer Uyar (Psikiyatrist): Karanlıkta okula gitmek için kalkmaya çalışmak çocuklar için zordur. Aileler, çocuklarını kaldırma savaşı verir. Bu da okula gitmede isteksizlik gibi sıkıntılar yaratır, mutsuz eder, huzursuzluk, yorgunluk, aile içi çatışma başlar. Gece büyüme hormonu salgılanması artar. Uykusunu alamayan çocukların, büyümegelişmesi olumsuz etkilenebilir. Eğitimde başarı düşebilir. Bütün bu konuştuklarımız olasılık. Çünkü çok daha yeni bir konu. Belki bir yıl sonra etkileri daha iyi ortaya çıkacak. Karanlık kasvet uyandırır n Sabri Yurdakul (Psikiyatrist): Aydınlıkta kalkmak insanı daha enerjik ve canlı kılar. Karanlık, kasvet uyandırır. Sabah aydınlıkta gitmek ama dönüşte karanlık bile olsa insan kendisini daha canlı ve mutlu hisseder. Kış saatine geçilmemiş olması güne yorgun ve açılmadan başlamayı getirecektir. Bir süre sonra da bu kronik yorgunluk ve isteksizlik haline dönebilir ki bu durum öğrencilerin ders başarılarını, çalışanların da iş verimini düşürür. !Dışarı çıkın n Murat Başar Gürbüz (Psikiyatrist): Işığa maruz kalma süresi bozulduğunda, insanların genel ritmi de bozuluyor. Bunun depresif sonuçlara yol açabileceğini iddia eden bir grup var. Özellikle kış aylarında karanlıkta okula, işe gitmek depresyon gibi durumların daha sık görülmesine neden olabilir. Konsantrasyon bozukluğu, yorgunluk gibi problemlerde ortaya çıkabilir. Psikiyatrik hastalıkların uzun vadede alevlenebileceğini düşünüyorum. Hastalar karanlıkta dışarıya çıkmak için daha fazla kaygı duyuyor. Örneğin çalışan bipolar bozukluk hastaları varsa durumu alevlenebilir. Korunmak için öğlen yemek aralarında dışarı çıkılmalı, çocuklarımızla gün ışığında daha fazla zaman geçirmeli, uyku saatlerimize daha çok dikkat etmeliyiz. Ergen için zor 34ÖADLE,!LASKTIŞİKVLEERYİANZDE n Nesteren Gazioğlu (Aile terapisti): Çizgi filmlerde bile güneş doğar ve karakterler sıcacık yataklarından kalkmaya başlar. Sabahı temsil eden horozlar öter. Sabah güneşe bakmak ‘yeni bir gün başlıyor’ mesajını da bizlere iletiyor. Sabah karanlığında sıcacık yataklarından çıkıp bu mesajı da almayan gençlerin, bedensel olarak uyansalar da zihinleri ‘uyu’ sinyalleri vermeye devam ediyor. Bu süreçte ergenler, biraz daha fazla zorlanıyor. Gecenin ilerleyen saatlerinde uykusu gelen ergen, sabah saat 06.00’ da, yetişkinlerin gece 03.00’teki halindedir. Bireyler bu süreçte kaliteli bir uyku almaya özen gösterebilir. Aileler bu geçiş döneminde ergenlerle sabahları çatışma yürütmemeye özen göstermeliler... Bir portre Oçok iyi bir insandır: Herkesle sesini hiç yükseltmeden konuşur... Büyük küçük herkese karşı dudaklarındaki saygılı bir tebessümü hiç eksik etmez. HHH O çok iyi bir uzmandır: Bilgisayar teknolojisini çok iyi bilir... Dünyadaki gelişmeleri çok yakından izler... Her türlü bilgisayar, tablet ve akıllı telefonları tanır, eksiklerini ve üstünlüklerini karşılaştırmalı olarak anlatır, herkesin her sorununun çözümüne yardımcı olur. HHH O çok iyi bir gazetecidir: Dünyadaki ve Türkiye’deki gündemi çok yakından izler, önemli haberleri derinliğine araştırır, ayrıntıları kaydeder... Tam bir arşivcidir. HHH O bir müzikseverdir: Özellikle Klasik Batı Müziği’ni çok iyi bilir... Önemli icraları kaydeder... Müthiş bir müzik arşivi vardır. HHH O tam bir demokrattır: Sadece siyaset açısından değil... Günlük yaşamında, iş hayatında, aile içinde, dost çevresinde de tam bir demokrattır... Kimseyi kırdığı, incittiği, görülmemiş, duyulmamıştır... Bırakın bir terör örgütünü, herhangi siyasal örgüte bile pek yakın değildir; zaten siyaset konuşmaktan da pek hoşlanmaz. HHH O çok iyi bir yazardır: Her pazar Cumhuriyet’te, elektronik beyinler, dijital dünya, sosyal medya konularındaki son değişme ve gelişmeleri okurlarına aktarır... Ben de her pazar onun çok şeyler öğrendiğim yazısını Sosyal Medya’da, onurla, gururla, zevkle paylaşırım. HHH O açık kalp ameliyatı geçirmiş bir hastadır: Son derece riskli olan ameliyattan başarıyla çıkmış... Fakat ameliyat sonrası komplikasyonlardan dolayı hayatını kaybetme tehlikesi yaşamış ve çok zor iyileşmişti. HHH Ve o şu anda, dört duvar arasında hapistedir: Dudaklarında sönmeyen tebessümle, zulme, baskıya, haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe, hastalığa, ölüme direnmekte... Sadece okuyacak kitap verilmemesinden yakınmaktadır. HHH Bu portre, Cumhuriyet’in hapisteki on yazarçizer ve yöneticisinden sadece birinin, Hakan Kara’nın portresi... Hiç kuşkunuz olmasın, bir iki sözcük değiştirerek hemen hemen hepsi için, “O ÇOK İYİ BİR İNSANDIR” başlığıyla böyle portreler yazılabilir: Hakan Kara, Cumhuriyet açısından onda bir... İçerideki gazeteciyazarlar açısından yüz kırkta bir... Kim bilir, doğru dürüst, gerekli özen gösterilerek (due diligence) yargılanmadan hapse atılanlar açısından binde, belki de on binde kaç? Kaç Hakan Kara, kaç Musa Kart, kaç Mustafa Kemal Güngör, kaç Bülent Utku, kaç Önder Çelik, kaç Turhan Günay, kaç Güray Öz, kaç Kadri Gürsel, kaç Murat Sabuncu kaç Akın Atalay dört duvar arasında hapis? Kaç Necmiye Alpay, kaç Aslı Erdoğan hapiste çile dolduruyor? HHH O insanları düşündükçe nefesim daralıyor... Boğuluyorum! Savaş ve afetÇOCUKLUKLARINI YAŞAYAMIYORLAR kuşatmasında Bugün Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun (unicef) kuruluş yıldönümü. unicef, önceki gün yayımladığı raporda, dünyadaki çocukların yaklaşık dörtte birinin savaş, kriz ve doğal afetlerin etkilediği ülkelerde yaşadığını açıkladı. BBC Türkçe’nin haberleştirdiği rapora göre, bu ülkelerde yaşayan yarım milyarı aşkın (535 milyon) çocuğun sağlık hizmetleri, kaliteli eğitim, gıda ve korunmaya erişimi yok. Savaş ve çatışma ortamında yaşayan çocukların yüzde 12’si, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinden. Raporda, dünyada savaş ve çatışmalar nedeniyle evlerini terk etmeye zorlanan “50 milyona yakın çocuk” olduğu ifade edildi. Suriye’de kuşatma altında yaşayan çocukların sayısı 2 kat arttı. Nijerya’da 1 milyondan fazla çocuk göçe zorlandı. Afganistan’da, ilkokul çağındaki çocukların “yarıya yakını” okula gidemiyor. Yemen’deki krizden “10 milyon çocuk etkilendi”. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle