Katalog

Pazar 6 Eylül 2015 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: BETÜL BERİŞE BOYUN EĞDİLER ürkiye Barolar Birliği (TBB)Başkanı Metin Feyzioğlu, yeni yargı yılı için düzenlenen alternatif törende Yargıtay ve Danıştay’ı sert sözlerle eleştirdi. Geleneksel adli yıl açılış töreninin kaldırılmasını “Hedef milleti temsil eden savunmanın susturulması” diye tanımlayan Feyzioğlu, “Danıştay ve Yargıtay muktedirlere boyun eğdi. Yüksek mahkeme yönetenlerine düşen ‘size boyun eğmiyoruz, Ankara’da hâkimler var’ demek olmalıydı” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 2014’te başbakanlık görevindeyken katıldığı Danıştay’ın 146. kuruluş yıldönümünde Feyzioğlu’nun konuşması nedeniyle tepki göstererek salonu terk etmesinin ardından bu yıl adli yıl açılış töreni bölündü. Yargıtay, yasal dayanağı kaldırılmasına rağmen gelenekselleşen adli yıl açılış törenini Dünya Barış Günü’ne denk gelen 1 Eylül’de gerçekleştirirken, TBB alternatif töreni ise dün yapıldı. Törene, yüzlerce baro ve milyonlarca avukatın üye olduğu uluslararası Avukatlar Birliği (UIA), Avrupa Barolar ve Hukuk Kuruluşları Konseyi (CCBE) ve Avrupa Barolar Federasyonu (FBE) katıldı. Törende, 22 ülkenin barolar birliği başkanları ve avukat örgütü temsilcileri yer aldı. Feyzioğlu, artan terör olaylarına ilişkin “Teröre hayır, hukuk devleti ve demokrasiye evet” dedi. Danıştay ve Yargıtay’ın açılış törenlerine TBB’yi konuşmacı olarak davet etmekten çekindiğini belirten Feyzioğlu, “Doğruları en saygılı ifadelerle bile duymaya tahammül edemeyen muktedirler, 72 yıllık adli yıl açılış töreni geleneğini kanunla mevzuattan kaldırmışlardır. Maalesef bu gelenek, katıksız bir demokrasi bilinciyle sürdürülebilecek ve siyasi iktidara, yargı, ‘sana boyun eğmiyoruz’ mesajı verilebilecek iken, önce Danıştay, sonra Yargıtay, açılış törenlerine TBB’yi konuşmacı olarak davet etmekten çekinmiştir. Muktedirler karşısında yargı düzenimizin bu iki yüksek mahkemesinin takındığı tutumun yargı tarihimize altın harflerle yazılmayacağı kuşkusuzdur” diye konuştu. Feyzioğlu, Cumhurbaşkanı haber 5 Şişirilmiş botlarla İstanköy’e, Midilli’ye, Sakız’a kaçmaya çalışan Suriyeli mülteciler, dünyayı ayağa kaldıran Kobanili Kürt ailenin çocuğu Aylan... Tek başına kalan baba... Denizde boğularak ölen anne ve kardeşi... Kobani’ye dönmek isteyen acılı, yalnız bir babanın çığlığı: “Karım ve çocuklarım gecenin karanlığında ellerimden kayıp denizde kayboldu...” Baba Abdullah Kurdi... Ablası Kanada’da yaşıyordu... Tek amacı çocuklarının geleceği için, botla karşı adaya geçmek istiyordu Bodrum Akyarlar’dan... Düşünde, İstanköy’den Kanada’ya gidecekti kaçak yollardan... Gidemedi... Ben minik Aylan’ın içimi yakan fotoğrafını uyurken rüyamda görmüştüm dün çıkan yazımdan sonra. Ülkemde yaşanan acılar, akan kan, intikam, öç alma, şiddet, basını yıldırma, susturma, temel hak ve özgürlükler uçup gitmişti kafamdan. HHH Demokrasiyi, hukukun üstünlüğü ilkesini, temel hak ve özgürlükleri unutturmuşlardı bize... 28 Şubat’ta mağdur olduğunu söyleyenlerin iktidarında bir başka 28 Şubat yaşanıyordu şimdilerde... İşten atılan gazeteciler, havuz medyasının ördekleri, yalakalar, düzenbazlar... Siyanürcü Akın İpek’in annesi söylemişti en doğru sözü: “Kardeş kardeşle kavga ediyor!” Türkiye’nin içine düştüğü duruma bakın... Zamanında vuranlar, çalanlar, çıkardıkları altınları üç kuruş vergi ödeyip İsviçre’ye götürenler, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan milyonlarca lira ihale koparanlar... Şu Koza’cılar canım, Koza’cılar... Kim mağdur, kim mazlum, kim düzenbaz, kara paracı, hırsız kim, kara gözlüm anlat bana! Bergama Ovacık altın madeni, arkalarında dağ gibi AKP iktidarı... 810 yıl önce... Yazdığım yazılar kitaplarımda, arşivlerde, merak eden okur! Sahi, şu cemaatin her dediğini “başım üstüne” deyip yerine getiren, ona göre yazar alan patronlara ne demeli! Dikili kültür şenliklerini basan, Belediye Başkanı Osman Özgüven’in kardeşi Sedat Özgüven’i öldüresiye döven Koza’cı kiralık magandalara ne diyeyim?.. Feyzioğlu, yeni yargı yılı için düzenlenen alternatif törende Yargıtay ve Danıştay’ı eleştirdi T ‘Görev belgem Gençliğe Hitabenizdir’ TBB, Adli Yıl Açılışı’nın ardından, Anıtkabir yürüyüşü gerçekleştirdi. Feyzioğlu, Anıtkabir özel defterine şunları yazdı: “Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenlere, tüm siyasetçilere ve tüm yurttaşlarımıza vermek istediğimiz mesaj; Çıkış Yolu’nun Atatürk Cumhuriyeti’nin temel felsefesini doğru kavramak ve 21. yüzyıl ihtiyaçları çerçevesinde doğru uygulamak yoludur. Benim görev belgem Gençliğe Hitabenizdir. Yolumuz, akılcı, bilimci Atatürk Yolu’dur.” Kim mağdur, kim hırsız, anlat bana... ayatın ucuna tutunmuş insanlar umutlarını yitirmiş benim ülkemde... Terör cinayetleri, askerpolis şehitleri! Geride kalan analar, babalar, eşler, çocuklar, kardeşler. Gazetelerin başlıkları, haberler, şehit düşenlerin yaşamöyküsü... Bir sonbahar sabahı mı, yoksa yaz sabahı mı uyandım uykudan bilmiyorum... Çatışma haberleri dur durak bilmiyor. IŞİD’in işgal edip egemenliğini sürdürdüğü sınırımızın dışından Türkiye’ye sızdıkları gerçeği, bir askerimizin onlar tarafından öldürülmesi, birinin kaçırılması, Irak’ta bir şantiyenin silahlı zorbalarca basılması... Önce kimlik kontrolü... Türk olanların birer birer seçilip kaçırılması... 18 işçimizin rehin alınması karşısında iktidar ne yapıyor? İktidar medyaya yönelik operasyonları hızlandırıyor... Meslek örgütleri olup bitenleri yalın bir biçimde açıkladı. Demokrasi, özgürlük, temel insan hakları... Bunlardan söz etmek, insan hakları savaşımında öncü olmak benim güzel ülkemde neredeyse suç sayılacak. Sözcükler anlamını yitirmiş, düşünceler açıklanamaz olmuş. Bir pazar sabahı, ışık kümesi bir bulut gibi İyonya Denizi’nin üzerinde dolaşırken, umudun, sevecenliğin bir çiçek gibi açmasını bekliyorum... Şaşkınım! Tedirginim! Bir çocuğun, annenin, babanın gözlerinde acıyı, hüznü görüyorum. Şairin dizelerinde olduğu gibi hayat: “Sesin yağmur kadar ilkel seninle ufuk arasında Güller de şarkılar da sessizdir sen varken...” HHH Bir kıyı kasabasında denize bakan bir yamaçta bir kahvede çayımı yudumlarken, yılların ne denli hızlı geçtiğini bir kez daha anlıyorum... Fışkıran bir denizi anımsatan türküler... H Alternatif açılışa CHP lideri Kılıçdaroğlu da katıldı. Erdoğan’ın “İster kabul edilsin, ister edilmesin Türkiye’nin yönetim sistemi değişmiştir. Artık ülkede sembolik değil, fiili gücü olan bir cumhurbaşkanı var. Şimdi yapılması gereken, bu fiili durumun yeni bir anayasayi: lider CHPçimler in Se nmes le r e te la netleştirilmesidir” sözlerinin, Türkiye’nin bir rejim değişikliğine zorlanması ve Anayasa’nın ihlali anlamına geldiğini dile getirdi. Feyzioğlu “Demokrasi, isteyenin istediği zaman binip inebileceği bir tramvay değildir” dedi. Kılıçdaroğlu: Sandıklara kameraya itirazımız olmaz Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Cumhuriyet’in “Biri sandığı gözetliyor” manşetiyle duyurduğu, AKP’nin bütün sandık alanlarının kamerayla izlenmesi planına iliş Cumhuriyet, dün AKP’nin sandıklara kin soru üzerine “Ka kamera istediğini manştten vermişti. mera bütün sandıklalardır. Bir düşüşe geçmişra konulabilir. Bizim itiralerdir, gideceklerdir. Ülkezımız olmaz” değerlendiryi böldüler, kan gölüne çemesi yaptı. virdiler. Adaleti böldüler. Kılıçdaroğlu, Türkiye Bu ülkenin yakasından Barolar Birliği’nin yeni adAdalet ve Kalkınma Partisi li yıl açılış töreninde gazedüşmek zorundadır.” tecilerin sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu, AKP’nin HDP’den YSK’ye anketlerde oy oranlarının ba şvuru düşük çıkması nedeniyHDP, 1 Kasım’da yapılacak le seçimin ertelenmesinin seçimin “düzen içinde ve konuşulmasının doğru oldü rüstlük ilkelerine uygun madığını kaydetti. “Seçiolarak yapılması için gemin ertelenmesini istemireken önlemlerin alınmayoruz. Karar alınmıştır, sesı” talebiyle Yüksek Seçim çime gidilecek” diyen KıKu rul u’na (YSK) başvurulıçdaroğlu, şöyle konuştu: da bulundu. HDP “Seçimle “Eğer ‘daha az oy alırız’ diilgili kuşku ve şüphelerin ye telaşları, korkuları varyay ıldığını” savundu. sa, geleceği iyi okumamış CHP ‘Teröre hayır’ ılıçdaroğlu, Vatan Partisi ile ittifakın K söz konusu olmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, “Görüşmeler devam ediyor, görüşmeler netleştikten sonra kamuoyuyla paylaşacağız” yanıtını verdi. Koza İpek Holding’deki aramalara yönelik bir soru üzerine de Kılıçdaroğlu, “Bunlar gidici. Gittiklerini biliyorlar. O nedenle bütün yurttaşları, aydınları göreve çağırıyorum. Medya üzerinde baskı kuracaklardır, yargı üzerinde baskı kurdular, ama biz bu baskılara direnmeliyiz” dedi. ‘Vatan Partisi ile ittifak yok’ Cem Küçük yine hedef gösterdi azetecileri ve medya gruplarını “Türk Devleti adına” tehdit edip hedef göstermesiyle tanınan Star’ın ‘şahin’ yazarı Cem Küçük, Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan’a, işten çıkarılmasını istediği gazetecileri sıraladı. “Aydın Doğan samimi mi?’ başlıklı yazısında, “Hangisi olursa olsun terör örgütüne destek verenlere de artık acınmayacak. Ben savcı ve hâkimlerin gözlerinde bu kararlılığı net bir şekilde görüyorum” diyen Küçük, “O yüzden Erdoğan’a terörist diyen Ertuğrul Özkök de Ekrem Dumanlı da bu yaptıklarının hesabını verecekler” dedi. Doğan’a, “Teröre destek olmak alçaklık diyorsunuz. Peki o zaman “Pekeke bir terör örgütü değildir” diyen, Ezgi Başaran niçin hâlâ Radikal’in başında görev yapıyor?” sorusunu yönelten Star yazarı, Doğan Grubu bünyesinde “fişlediği” ve işten çıkarılmasını istediği diğer gazetecileri şöyle sıraladı: “Fethullahçı Eyüp Can hâlâ Hürriyet dijital yayın direktörü. Aydın Bey eğer terör konusunda Türk devletinden yanaysanız, Fethullahçı Terör Örgütü bir elemanı niye besliyorsunuz? DHKPC’ye terör örgütü demeyen ve savcımız Kiraz’ın şehit edilmesine eylem diyen Mirgün Cabas hâlâ CNN Türk ekranlarında cirit atıyor. Yine ‘PKK terör örgütü değildir’ diyerek PKK’ya minnet duyan Aslı Aydıntaşbaş, Kadri Gürsel her gün CNN Türk ekranlarında? Şirin Payzın ömründe bir kere bile ‘PKK terör örgütüdür’ demedi, diyemedi. Spiker Nevşin Mengü İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün Vatan Caddesi’ndeki binasına düzenlenen terör saldırısının haberini aktarırken ‘Terör saldırısı demeyelim’ diyerek PKK’yı himaye etti. Yani Aydın Bey, bu ne perhiz bu ne lahaCem Küçük na turşusu?” G C M Y B