18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İsterse iyi futbolcu, isterse Brezilya çetesi! Brezilya, İspanya, İtalya, Türkiye derken yeniden Çizme’ye dönen Melo, şimdi Galatasaray’daki eski teknik direktörü Roberto Mancini’nin İnter’deki en önemli silahı. Galatasaray’daki performansı ile Juventus’taki “yılın bidonu” ünvanını da silen Melo, bakalım Milano’da hırçın kimliğini İtalyanlara kabul ettirebilecek mi? ARİF KIZILYALIN İyi, kötü çirkin; işte Melo... HIRÇINLIK KARNESİ l 2010 Dünya Kupası’ndaki Hollanda maçında Robben’in tendonuna kasıtlı bastı, kırmızı kart gördü, takımının elenmesine neden oldu. l 20112012 sezonunun açılış karşılaşmasında ilk maçına çıkan Felipe Melo, İstanbul BB’li Mahmut Tekdemir’e kafa attı. l 2011’de Beşiktaş karşısında ilk derbisine çıkan Melo maç sonu yaptığı pitbull hareketi nedeniyle 1 maç ceza aldı. l 2012’de antrenman sırasında ve sonrasında Albert Riera ile şiddetli bir şekilde kavga etti, arkadaşını tekme tokat dövdü. l 2013’te TT Arena’daki Beşiktaş maçında Oğuzhan’a tükürdüğü için kırmızı kart gördü. Ardından 4 maç ceza aldı. l 2014’teki G.SarayF.Bahçe derbisinde Emre Belözoğlu’nu oyundan attırdıktan sonra, SarıLacivertli futbolcuya ‘dışarı çık’ şeklinde el hareketi yapıp dil çıkardı. l TFF Başkanı Yıldırım Demirören’in kendisine yönelik açıklamalarından sonra 201213 yılı sonrasındaki kupa töreninde Demirören’in elini sıkmadı. l 2015’teki Türkiye Kupası Finali’nde takım arkadaşı Sabri Sarıoğlu’nun gırtlağına sarıldı. 4 EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK Pazar 6 Eylül 2015 KISA KISA... Adalıların gözünden 67 Eylül 6 983 yılının ılık bir haziran gecesi Rio yakınlarındaki Volta Redonda’da doğan çikolata renkli erkek çocuğunun günün birinde futbol dünyasının önemli karakterleri arasına gireceğini elbette kalabalık de Carvalho ailesi bilemezdi. Ama Felipe Melo, hem Türkiye, hem Avrupa, hem de doğduğu topraklar için önemli bir figür, ancak o sadece futbol yetenekleri ile ün yapmadı, yeşil sahaların, “kabadayısı” olarak ön plana çıktı, hatta Sergio Leone’nin, “iyi, kötü, çirkin” filmindeki tüm karakterleri tek bedende toplamayı başardı... Örneğin, savunma ağırlıklı futbol anlayışına karşın Avrupa kıtasındaki ilk golünü Zidanelı, Beckhamlı, Ronaldolu Real Madrid’e atacak kadar spekteküler bir krampon Felipe Melo. Ya da, formasını giydiği Brezilya milli takımını 10 kişi bırakacağını bildiği halde, çalım yediği Hollanda’nın ası Robben’in tendonuna kasıtlı olarak basacak kadar amatör. Hatta, antrenmanda takıştığı takım arkadaşı Albert Riera’yı soyunma odasına kilitleyip hastanelik edene kadar dövecek kadar acımasız.. İsterseniz, Galatasaray’a ve Türkiye’ye heyecan dolu 4 sezon yaşatan Brezilyalı’nın seyir deterini, ‘futbolu’, ‘kavgaları’ ve ‘özel hayatı’ diye 3’e ayırıp Melo’nun geride kalan 30 küsür yılına bir göz atalım. 1 Nasıl mı? nan Galatasaray ve İtalyan gazetecilerin “para babası” dediği kulüp başkanı Ünal Aysal, transfer için yoğun bir çaba harcadı. 13 milyonluk bonservis ağır gelince kiralık olarak geliverdi Melo Türkiye’ye. Uzunca bir TV söyleşisinde, “Yeniden doğdum” dediği Galatasaray’ın havasından mıdır, Brezilyalı’nın sıcak kanlılığından mı bilinmez tribünlerin gözdesi oluverdi bir kaç maçla. İlk yıl giydiği 10 numaralı formayla 12 gol atmış, 1 asist yapmış ve Kadıköy’de kaldırılan lig kupasına adını yazdırmıştı. Elbette hırsıyla da taraftarın sevgilisiydi. Ertesi sezon, Melo bir kez daha kiralık olarak katıldı SarıKırmızılılara. İkinci yılda kazanılan şampiyonlukta bu kez attığı goller değil, savunmacı futbolu ön plana 7 Eylül olaylarının 60. yıldönümünde, Adalar Müzesi’nden Adalıların tanıklığından yola çıkılarak hazırlanan “Adalıların Tanıklığıyla 67 Eylül” adlı sergi Adalar Müzesi’nde yarın açılıyor. 6 Eylül 1955’te başlayan olaylar aynı akşam Adalar’a da sıçramış ve bu gece Büyükada ve Heybeliada’da 8 manastır ve kiliseyle, tamamına yakını gayrımüslimlere ait 125 dükkân, ev, eczane, otel, lokanta ve gazinonun tahrip ve yağma edilmişti. Bu gece ve sonrası, Adalar’da olaylara tanık ve mağdur olanların anlatımıyla 60 yıl sonra ilk kez gözler önüne seriliyor. Adalar Müzesi tarafından, Adalar Kent Konseyi ve Barış Bloku Adalar Meclisi’nin işbirliğiyle düzenlenen sergi yarın saat 17.00’de, Büyükada Çelik Gülersoy Kültür ve Sanat Merkezi’nde açılacacak. Sergide, olayların tanıklıkları, Tarih Vakfı Fahri Çoker arşivinden fotoğraflarla birlikte, İstanbullu Rum fotoğrafçı Dimitri Kalumenos’un çektiği, 67 Eylül’de yağmalanmış ve tahrip edilmiş kutsal mekanları gösteren fotoğraflarla da destekleniyor. Serginin açılışıın ardından aynı konuda ve mekânda, iki panel, belgesel gösterimi de yapılacak. Melo’nun ilk takımı Flamengo olsa da, yeteneklerini gösterme şansını 2000’li yılların başında fırtına gibi esip 102 gol ve 100 puanla Brezilya şampiyonu olan Alexli, Nobreli Cruzeiro’da buldu. Savunmada oynadığı halde, genlerindeki ‘hücum hünerlerini’ni sergileyen Melo, 31 maça 3 güzel gol sığdırıp, ‘Avrupalı’ların dikkatini çekmeyi başardı. Sonrasında kısa bir Gremio macerasının ardından İspanya’nın Mallorca ekibine geçti. İberya’daki ikinci durağı Racing Santander’de, kendisini milli takıma kadar taşıyan maceralı bir süreci de başlatıyordu Melo. Elbette ilk golünü İspanyol futbolunun katedrali Santiago Bernabeu’da Zidanelı, Beckhamlı, Roberto Carlos ve Ronaldolu Real Madrid’e atması, onu, “ikinci ara istasyon” dediği Almeria’ya, oradan da 13 milyon Avro’luk bonservis bedeli ile İtalya Birinci Ligi Serie A takımlarından Fiorentina’ya taşıdı. Bir sonraki yıl, Agnelli ailesi 25 milyon Avro’yu bastırıp, “tatlısert” yıldızı Juventus’a getirdi. Gelgelelim Alp Dağları’nın eteklerindeki Torino’da işler iyi gitmeyecekti Melo için. Öyle ki, hicvi seven İtalyan basını, “yılın bidonu” seçti hırçın Brezilyalıyı; yani Çizme’nin en kötüsü olmuştu. Milli takımdaki formasını da kaybedince Türkiye yolu gözüktü ona. O yıllarda Fatih Terim’le yeniden yapıla İsterse iyi futbolcu çıkmıştı. Kırmızı kartlar, cezalar, mahalle baskısı bile onun vazgeçilmezliğini engelleyemiyordu, çünkü tribüne oynuyordu arkadaşlarını kırma pahasına! 3. yılında 3.7 milyon Avro karşılığı artık resmen G.Saraylı olmuştu ve yeni hoca Mancini’nin en güvendiği isimlerden biriydi, hatta kaçan şampiyonlukta en az suçlananlar arasında yer aldı. 4. sezonu ise belki de en çok tartışıldığı dönemdi. Yine camianın sevgilisiydi ama güçsüzdü. Mancini sonrası Prandelli’ye alışamayan Hamza Hamzaoğlu ile biraz toparlansa da bel fıtığına yakalanan Melo, apar topar yattığı ameliyat masasından 1.5 ay sonra yeniden yeşil sahalara dönerek, ciddi bir farkındalık yaratacaktı çalışma azmi ile. Başta Rıdvan Dilmen olmak üzere birçok otorite tarafından, “Türkiye’ye gelen en iyi ofansif orta alan oyuncusu” olarak gösterdiği Melo’nun bir de pek beğenilmeyen yüzü vardı. Öncelikle her Brezilyalı gibi, uzun yaz tatillerini, denizi, kumu, güneşi seviyor ve sezon başı kamparına sudan bahanelerle geç katılıyordu. Bu durum belki affedilebilirdi, ama bir de çirkefliğe varan hırçın yüzü vardı ki, belki de futbol yaşantısının karanlık sokağıydı bu ruh hali. Çirkin yıldız Kariyerinin başladığı Flamengo ve Cruzeiro’da pek ön planda olmayan ancak Avrupa’da forma giydiği takımlarda ortaya çıkan bu ‘çirkin’ huy, onun milli takım kariyerinin sonunu getiren en önemli parametreydi. Elbette, bazı çevrelerin, hoşuna bile giden kavgacı kimlik, bizim coğrafyanın yangına körükle giden yapısından mıdır bilinmez G.Saray’da tavan yaptı! Daha ilk maçında rakip oyuncu Mahmut’a kafa atan, ama kırmızı karttan, “kafam çarptı” kurnazlığı ile kurtulan Melo’nun, fairplaye ters düşen bu yönü ilk Beşiktaş derbisinde ise açıkça belgeleniverdi. İnönü galibiyetinin ardından önce çArşı grubunun bulunduğu kapalı tribüne, ‘sinkaf’ içeren elkol hareketi ile Pitbull sevinci, Melo’yu çirkinlikler kürsüsüne çıkartıverdi. Şampiyonluk yarışının kızıştığı 2012 nisanında, antrenmanda kavga ettiği takım arkadaşı Riera’yı soyunma odasına kitleyen ve hastanelik edene kadar döven Brezilyalı, kulüpten kovulma noktasına geldiyse de affedilince, bırakın uslanmayı, elini güçlendiren taraf oldu. 26 Şubat’taki Beşiktaş derbisinde kırmızı kart gördükten sonra formasını çıkartıp tribünlere gösteren Melo, Olimpiyat Stadı’nda yarıda kalan maçın da kahramanları arasındaydı. Bir başka Beşiktaş maçında rakibine tükürdü ve 4 maç ceza aldı. 2014’teki Fenerbahçe derbisinde kendisine faul yaptığı için kırmızı kart gören Emre’ye, hakeme yakalanmadan, dil çıkarıp, “dışarı” diye bağıran Brezilyalı, maçın önüne geçmekle kalmayıp Beşiktaşlılar’dan sonra F.Bahçeliler’in de, “en çok nefret ettiği” isim unvanını elde etti. ‘Nirvana’ya erişmesi ise bir kupa töreninde TFF Başkanı Yıldırım Demirören’in uzattığı eli havada bırakıp, arkasına dönüp gitmesiydi. Sonradan, “Benim ve kulübüm hakkında söz söyleyen kişinin elini sıkmam” diyecekti. Sahadaki agresif ruh halini sosyal medyayada da korudu Melo. Hararetli bir F.Bahçe maçı sonrası, G.Saraylı taraftarların twitter’a yazdığı Aziz Yıldırım’a hakaret edilen mesajı paylaşınca TFF’den ceza aldı. Kulüpten uyarı gelince bu kez eşi Roberta üzerinden twitter savaşlarının içinde kaldı. O da kesmeyince köpeği Kyra adına, hesap açıp, iğneleyici paylaşımlara devam etti. Sözün özü uslanmıyor, hatta tatilde kendisine laf atan Beşiktaş ve F.Bahçelilerle tekme tokat kavgaya girişiyordu. İddialara göre, arabasına yakıt alırken atıştığı bir Beşiktaşlı Melo’ya silah bile çekmişti. Brezilya, İspanya, İtalya, Türkiye derken yeniden Çizme’ye dönen Melo, şimdi Galatasaray’daki eski teknik direktörü Roberto Mancini’nin İnter’deki en önemli silahı. Galatasaray’daki performansı ile Juventus’taki “yılın bidonu” ünvanını da silen Melo, bakalım Milano’da hırçın kimliğini İtalyanlara kabul ettirebilecek mi? Davul dile geliyor... D ünyaca tanınmış Japon Davul grubu Ondekoza’nın Türkiye ayağı bu yıl İstanbul ve İzmir’de gerçekleştiriliyor. Ondekoza hareket dolu,olağanüstü performansı ile müzikseverleri büyüleyecek. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Japonya Başkonsolosluğu Kültür ve Enformasyon Bölümü işbirliğiyle düzenlenen konser; 18 Eylül’de Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde, 21 Eylül’de ise Cemal Reşit Rey Konser salonunda dinleyicileriyle buluşuyor. 2012 yılında”Dünya Turu – Büyük Doğu Japonya Depremi’ni Aşarak”adlı konserde, Büyük Doğu Japonya Depremi sonrasında dünyadan gelen yardımlara teşekkür etmek amacıyla bir dünya turu gerçekleştiren Ondekoza bu yıl Japonya ve Türkiye arasındaki dostluk ilişkilerinin kaynağı olarak bilinen Ertuğrul Fırkateyni Faciası’nın 125.yıldönümü etkinlikleri kapsamında sahne alacak. Sarıkeçililerin eğitim ve sağlık sorunları... Ve son tango Fotoğraflar: YILDIZ KALKAN oroslarda ve Anadolu’nun pek çok yerinde sürüleri ile konup göçerek çobanlık mesleğini devam ettiren Sarıkeçili yörükleri mesleklerini devam ettirmek istiyorlar. Konya’nın Çumra ilçesinde ‘10. Göç Yürüyüşü’ etkinliğinde Sarıkeçililer Dayanmışma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Pervin Çoban Savran Sarıkeçililerin sorunlarını dile getirmiş ve sorunların başında, çocukların eğitim ve sağlık sorunlarının yer aldığını söyledi. (Yıldız Kalkan) T C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle